birileri yazmış son avrupa maçından sonra takımı ne yüzle izliyorsunuz diye.
biz fenerbahçeliyiz de senin motivasyonun ne? sen hangi kafa ile fenerbahçe maçını takip ediyorsun?

android deprem uyarı sistemi'nin yaklaşık 20 saniye öncesinde uyardığı deprem. bu sistemi daha da geliştirme şansı varsa gereken tüm yatırım yapılmalı. görsel

afad: 5.1 (mw), marmara d. - gemlik körfezi (bursa)
afad: 5.1 ve 4.5 büyüklüğünde 2 deprem oldu.
kandilli: 4.9 (mw), kumyaka - mudanya (bursa)
kandilli: görsel

edit: zeka küpü bir arkadaşımız şöyle bir mesaj atmış. android deprem uyarı sistemi, deprem bölgesindeki telefonlardan verileri alarak çevre illeri uyarmakta. bu sisteme gayet de yatırım yapılabilir. yeditepe üniversitesi'nin kaynaksızlık nedeniyle sonlandırdığı 7tp deprem erken uyarı sistemi'ni bilmez bu tipler mesela. istanbul ve çevresine yerleştirilen sismik istasyonlar ile bu sistemi kurmayı amaçlıyorlardı. sadece cep telefonlarına güvenmek yerine, yatırım yaparak, google'a bu sensörler aracılığı ile veri sağlayabilirsiniz mesela, tüm platformlarda kullanılmak üzere kendi uygulamanızı da yayına alabilirsiniz. yani, kurulan cümlede bir hata yok. hata bu tip mesajları atanların zihninde...

edit 2: google, california, washington ve oregon'da shakealert'in 1675 sismik sensörü aracılığı ile sağlıyormuş bu uyarıyı. diğer bölgelerde ise telefonlardan aldıkları verilerle. biz de türkiye'nin çeşitli yerlerine binlerce sensör yerleştirirsek, şu an olduğundan daha verimli şekilde kullanabiliriz bu sistemi. demek ki neymiş, yatırım yapmak mümkünmüş... crisisresponse.google

chplilerin hala iyi partiyi suçlaması ilginç. olum siz iyi partiyi davutoğlu babacanla bir tutup masada mantıklı adayı istedi diye kovaladınız. demediğiniz iftira kalmadı yok saraydan para almış falan. kadına üstüne sifonu çek dediniz. siz iflah olmazsınız.

annemin kiracısı halen 2500 tl ödüyor geçmişte de değerinin altında ödedi 18 aydır da dava sürüyor. kendisinin oğlunun üzerine ana cadde üzerinde 150 200 metre kareden iki ayrı spot eşya mağazası var. nerdeyse 0 ürünleri elden alıp alden satıyor.

yıllardır ödemesi gerektiği vergiyi ödemediğini ben biliyorum. böyle esnaflar var kallavi kazanıp ödemeyen. evden atılırsa ev alacak gucteymis bunuda diyebiliyor bize. ama kendi üstüne uçan sinek yok herşeyi oğluna yapmış.

sakat annemin evine çöreklenmiş bir adam birde pis bir adam ben a. partiliyim bana birşey olmaz diyor telefonda baba.

şimdi katil mi olayım bende. annemin ömrü az bakım masrafları var devlet bir lira yardım etmezken kadının liseden beri çalışıp eglenmeyip yemek yemeyip bizlerin bile boğazından kısıp aldığı eve bir başkasının çökmesine izin veriyor.

vergi ödemeyen adamlara bir yaptırıp olmayıp namusluyla yatırım yapmış adamın evine devlet desteği ile çökme yapılıyor. israil'e gelince bunun adı hırsızlıktır diyebilen bakan. bu konuda neden ağzını açmıyor. bu hırsızlık değil mi? 10 yıl boyunca yüzde 25 zammı hesaplayalım son 5 senesi bedavaya geliyor. ben özel sektör müyüm kamu kurumu muyum yoldan geçen adama sponsor olayım? çok istiyorsan sen devletsin maddi destek ol. hak sahibinden çalmak değil midir bu.

ab bankalarinda türk olarak bir hesap açıp dolar kaydırın da görün ülkenize olan saygıyi.

fakir adam ev sahibine nefret duyacağına, ya bu fenomenler, futbolcular kimler vergi ödemiyor. bankalar neden bazı kişilere tertemiz krediler verirken bana 5 lira bayram harçlığı veriyorlar diye sor.

hamileydim doğar doğmaz sünnet ettiririm diye düşünmüştüm. sonra oğlumu kucağıma aldım. o andan sonra aydınlanmalar yaşıyordum. geldiğim noktada tek bir soru vardı: toplumsal baskı için çocuğumu bıçak altına mı yatıracaktım?
uygulamada sünnet olan bir şeyi yaptırmamaya karar verdim. o küçücük bedenine gereksiz bir işlem yaptırmak işkence gibi göründü gözüme.. araştırdım okudum dini olarak da sağlık açısından da elde tutulur bir yanı kalmamıştı. elalem için sünnet yaptırmayı tamamen rafa kaldırdım. kendi bedeni işin karar vereceği zamana geldiğinde ne isterse onu yaptırır..
şimdi 8 aylık, bu mevzuları toplumsal olarak geçemezsek bir şekilde toplumsal baskı yiyecektir, yiyeceğizdir.. ebeveynler olarak görünmez bir fanusla erkek çocuklarımızı elaleme karşı korumalıyız..
ç*kleri ile değil başarılı ile konuşulan güzel ömürleri olsun yavrularımızın..

16.500 tl

10 saniye dediğiniz şey 15.katta biri için güvenli üçgen oluşturmaya, giriş katındaki bir yerleşke içinde ise dışarı kendini atmaya gayet yeter, neyi küçümsüyorsunuz mal mısınız arkadaş?

süper olay. büyüklüğünü bile neredeyse doğru tahmin etmiştir.

edit: arkadaşlar bilgilendirici mesaj atmayı bırakırsanız çok sevineceğim. yeterince aydınlandım az önce google ajanları tarafından da gerekli know-how edinilmiştir sertifikası ile beraber iş teklifi aldım. teşekkürler artık atmayın google'a ceo olmak istemiyorum.

aksine şekerli içince öyle hissediyorum. yıllardır şekersiz tercih edenlerdenim. şeker tadını bozuyor bence.

facetime'dan yaparsınız anca diyeceğim iddiadır...

ordunun önünde savaşa gidenlerle, sığınaktan facetime ile ağlayıp yardım isteyenleri bir tutmayalım...

efsanevi nesil diye adlandırılmaya başlayınca anlıyorsun yaşlandığını^*

kimse kimseye evini kiralamak zorunda değil zaten istanbulda ki kiracılarda ölü sikici afedersiniz evi 1000 tl ye bile kiraya versen neden bedava vermedin diye hesap soracak kapasitedeler.

isteyen köyünede dönebilir

konu ile ilgili olarak (bkz: rope) filmi izlenebilir. alfred hitchcock'un 1948 yılında çektiği film, iyilik, kötülük, alt insan, üst insan gibi kavramları yine o ilgi çekici üslubuyla anlatıyor. filmde freud'dan nietzsche'ye kadar konuya temas etmiş kişilerden izler bulmak mümkün. tek mekânda geçen, diyaloglarıyla başlıkta söz edilen konuya dair düşünmeye sevk ediyor.
filmden bir replik:
"entelektüel ve kültürel açıdan üstün insanlar geleneksel ahlak kavramlarının üzerindedir. iyi ve kötü, doğru ve yanlış olağan insan için; aşağı sınıf insan için icat edilmiştir. çünkü bunlara ihtiyaçları vardır".

ne zaman şu “ahlak bozuyor ya kapatılsın ya” diye gevşek gevşek konuşanları görsem aklıma sarı öküzü vermeyecektik hikayesi geliyor.

ulan adamlar paypal ı yasakladı. wikipedia senelerce yasaklı kaldı. ekşisözlük sonuna sayılar koyuyor, yasaklandı.
festivaller yasaklandı, belli saatten sonra alkol satışı yasaklandı.
her gün bir yasak geliyor, insanlar alıştırıldı
sarı öküz çoktan verildi

bugün tiktok yasaklanır, yarın instagram..

ne oldu?
ahlak düzeldi mi?
düzelmez.
yasaklar yasaklanan şeyi daha çekici hale getirir sadece.

sorunun kaynağı en başta..
ilk önce sen din kültürü ve ahlak bilgisi dersinde ahlakı islam dini üzerinden anlatmayı bırakacaksın. medeni ve evrensel ahlakı esas alacaksın.

dinin dayattığı ahlak seviyesi ile ancak müge anlı reyting kazanır, başka da bir bok olmaz.

(bkz: sandra blokları)

feyyaz yiğit'in komik olması zaten saçma olurdu.

çünkü kendisi durum komedisi yapmakta.

kadın olarak hemen hemen hiçbir hakkının olmadığı bir yönetim biçimini desteklediği kuvvetle muhtemel olan bir şahsın yaptığı mümine latifesidir. al sana ironi amk.

öğrencisi tarkan'da kır zincirlerini , gel aşkaabat seninle parçasıyla ayrılıkçı türklerin rus hegemonyasına direnişini alevlendirmiştir. atıl kurt cobain !

bu mal fısmış.

ana dilini bile 40 yılda öğrenememiş insanların tavsiyelerine kulak asmayın. bir insanın yaşı, bu dünyada öğrendikleriyle doğru orantılıdır, geçirdiği süreyle değil.

kazandığı seçim sonrasında yapmış olduğu ilk konuşmaya mustafa kemal atatürk ve silah arkadaşlarına minnetle başlamış, kongrede rakibi olan serdal adalı'ya centilmence mücadelesi için teşekkür etmiş ve büyük bir beşiktaşlı olduğunu söylemiş, eşine, çocuklarına, yönetim kurulu üyelerine, kendisini destekleyen desteklemeyen herkese teşekkür edip, en kısa sürede anıtkabir ziyareti yapacağını söyleyerek konuşmasını bitirmiştir.

neden süleyman seba'nın yolundan gidilmesi gerektiğini ve bu yolun ne olduğunu çok güzel özetlemiştir.

regl ağrısı rahmin dökülmesi gereken tabakasını atmak amacıyla kasılması sonucu oluşur. kasılmalar kuvvetli olduğunda, özellikle kanamasi yoğun olan kadınlarda rahim dokusu yeterince oksijenlenemez ve iskemi dediğimiz duruma bağlı ağrı gelişir.
adet ağrısının kanamanın da yoğun olduğu ilk günlerde fazla olması bu sebeptendir.

iskemiye bir örnek, benzer mekanizma ile gelişen kalp damar tıkanıklığı ve angina ağrısıdır. (böylece kıyaslama şansınız olabilir)

her kadının adet sancısı yaşamaması kişisel farklılıklar, ağrı eşiğinin yüksek olması, kanamanın görece az olması gibi sebeplerle açıklanabilir.

tanım: bilmediği konularda fikir beyan etmeye cüretkar yazar tarafından regl ağrısının gerçekliğine inanmamak.

edit.kelime hatası düzeltildi.

"ölüm bir uykudur, gözlerimizde, soluğumuzda,
bir akrep gibi sürüne sürüne yaklaşır."

laikçi ne amk? simitçi gibi. “savaş çıksa savunurum” dediğin ülkenin dilini bile bilmiyorsun..
neyse şu talihsiz söyleme katılan kişilerin ellerindeki tek argüman “15 temmuzda bankamatiklere koştunuz”
yani birini vatanını savunmayacağı konusunda tenkit ettiği tek cümle bu. niye laikçi dediği kişiler dinci değil. bu ülkeyi dinciler kurtaracak evet.

özür dileriz tankın egzozuna tshirt tıkayamadık.
çatıdan f16 nın üzerine atlayamadığımız için çok özür dileriz.
g3 den çıkan mermileri elimiz ile yakalayamadığımız için gerçekten özür dileriz

bir özür de 100 yıldır namaz kılamıyormuş gibi polis engelini aşıp allahu ekber nidaları ile ayasofya'ya koşmadığımız için. belki koşsak her şey çözülürdü.

çok cahilsiniz lan. savaş dediğin senin inandığın
değerlerden çok önce var olmuş bir şey. şu senin eve kapattığın kadın için ne savaşlar çıktı aklın durur. inanmazsın ama savaşmak için dini duygulara gerek yok. insan ailesi için, vatanı için, onuru için karşılığında cennet veya sayısız huri ile seks beklemeden de savaşabilir.

kaçanlar ingiliz zırhlısı ile gitti, torunları da burada bir şeyler yazıyor işte.

if i had a voice,i would sing.

ya geçin bu "anadili bilmem ne ama yea" ayaklarını. hayatınızda edirne'den ötesini görmemişsiniz, akıl veriyorsunuz millete.

bilingual tonla insanla çalışıyorum londra ofisindeki işlerim için, üstelik büyük bölümü hayatlarının tamamını ingiltere'de geçiriyor, bunun gibi istanbul bülbülü değil hiç biri. kimseden de bugüne kadar okeeey okeeey orraaayt gibi saçma sapan tepkiler duymadım.

bu arkadaş düpedüz olmamış, olduramamış kendini yıllardır. oyunculuk desen vasat altı, yakışıklı diye pazarlamak için kıvanç'ın, burak özçivit'in falan yanına yazdılar bunun adını, onların da altında ezildi. ne yapsa olmuyor, bir süredir "ben amerigadayken" pozunda.

televizyonda 3. sınıf dizilerde habire bunun gibi vasat altı tipleri gazlıyorlar ev kadını izleyiciye, bu da şampuan ödülü alınca elinde oscar heykelciği varmış gibi triplere giriyor. te allam ya..

ölümdür. ölüm her zaman bir çıkıştır. her ne olursa olsun son çıkıştır , hep vardır. tanrının insanlara en büyük hediyesidir.

beni 3.5 sene sonra sinemaya götüren film.

herhangi bir yerinde ali atay’ın olduğu bir yapımın kötü olma ihtimali yok. hiç sorgulamadan gider izlerim.

gibi’deki ciddiyetini unutturup bambaşka bir karakter olan serbest’i yaşatan feyyaz’ı ve ezelden beri bu filmin içindeymiş gibi yakışan giray’ı ayrıca övmek lazım.

filmi beğenmeyenlerin mizah anlayışı farklı demek ki ben birçok sahnede yarıla yarıla güldüm. hala bazı sahneler aklıma geliyor da bi gülme tutuyor.^*

küfür konusuna çok takılan olmuş bence kıvamı yerindeydi. küfürle güldürmeye çalışmamışlar, güldürürken aralarda küfür kullanmışlar o yüzden itici bulmadım.

kızımın "fıstığını" ellemişim diye iddia ediyorlar diyen,
mahkeme dosyalarında çocukların yanında porno izlediğine dair belgeler bulunan,
karısının mahkeme çıkışı açıklama yaparken "bir kedi bile çocuklarını koruyabiliyor ama ben koruyamıyorum" diye ağladığı,
çocuklarının öğretmenlerinin istismar yaşanıyor olabileceğini düşünmesi nedeniyle bildirim yaptığı "adam",
gelmiş burda karısı mallarını almak için onu hapse attırmaya çalışıyormuş gibi algı yapıyor utanmadan hala.
abicim seni biz sayfalarca konuştuk zaten, azcık utanması olur insanın ya, narsist.

başlığa bak sanki evcil hayvan alıyor.

salataya koyacağın limon + zeytinyağını bir kapta hardalla karıştır ve salataya dök, mükkkkkk…..

sepet yapıyorum, elimde bitcoin yok (vardı, az karla sattım) tüm paramı 10 farklı coine gömdüm, hala zarardayım.

"kazanmama gibi bir durumunuz yok" diyenlere itibar edilmemesi gereken kripto piyasasının amiral gemisi.

esra’nın gayet güzel olduğunu söyledikleri tabağına 5.5 ve 6.5 verip dilara’nın kuyruğu kopuk balığına iki şefin birden 7 vermesi nedir ya? götüne kodumun malları sizi. alın yarışmanızı başınıza çalın sirk kertenkeleleri. dilara’nın götünü öper durusunuz yarrak kafalı beyinsizler.

ben başta tiktok'tan çok rahatsızdım ama artık değilim. yıllardır bizim milletin ne olduğunu her yerde anlattım ama insanlar halkı aşağılıyorum sandı, tiktok sağ olsun gösterdi benim anlatamadıklarımı.

sadece aranmaktan değil aramaktan da nefret eden biri olarak bunları büyük oranda aştığımı düşünüyorum. ancak işle ilgili arandığımda hâlâ telefonu duvara fırlatasım geliyor. görsem tanımayacağım insanlarla gün içerisinde defalarca telefonda konuşmak zorunda kalıyorum. o kadar sinir bozucu bir durum ki...

bunu duyduğunuz kişi yeni flörtünüz ya da boşanma aşamasındaki karınız veya sevgiliniz ise tebrikler.. artık onun kız arkadaşısınız.

manası “seni erkek olarak görmüyorum, seni çekici bulmuyorum. ama sakın bir yere gitme arada dertleşiriz, başım sıkışırsa, canım sıkılırsa, ilgi verecek erkek bulamazsam ararım”

o sizi şutlamadan derhal siz onu şutlayın, “o kadar iyisin tatlısın ki ben de seni teyzemin kızı gibi görüyorum” diyerek şutlayın hem de.

tabii kendisine saygısı olan kadınların etrafında uydu vazifesi görmeyen, kadınlardan yakın arkadaş ve dert ortağı olmayacağını bilen bilinçli bir erkekseniz. yani gerçekten sağlam erkek mentalitesine ve iradesine sahipseniz..

(bkz: bu ok zehirli işte bunu atmayın artık ya)

ne yaparsak yapalım mimarlık için, günün sonunda ürettiğiniz her şey dış dünyaya karşı bir "statement", yani bildiri, açıklama amacı taşır. dünyaya bir duruş sergiler. bu ahır olsa da, konut olsa da, kültür merkezi olsa da böyledir. godard'ın dediği gibi, her şey politiktir. mimarlık ise hepsinden daha politiktir.

dolayısıyla, bu başlığın altında gizlenen o cahil kibrinin genel olarak anlamadığı ya da ilgilenmediğini de hesaba katarsak, işin ilgililerine yapılmış bir açıklama içeren ahır'dır. her yaptığınızın bir anlamı olacağı günleri dilemek üzere...

görsel
görsel
[https://soz.lk/i/5md0pvpy görsel)
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel

bursa mudanya ilçesindeki hatice ismail hakkı kayan ortaokulu 99 depreminden bu yana hiçbir güçlendirme yapılmadan eğitim öğretime devam ediyor. yukarıdaki resimler okulun kolonlarını gösteriyor.

yüzlerce öğrencinin ölümle burun buruna eğitim gördüğü bu okul bugün depremde inanılmaz sallandı. bir şeyler yapılmalı yoksa çok büyük vicdan azabı yaşayacağız.

kamuoyu oluşturmak için desteğinizi bekliyorum.

edit: eğitim iş bursa şube başkanı sayesinde ulusal basında da yer almaya başlıyor haber.

https://www.sozcu.com.tr/…muoyundan-gizlenmis-p5502

haydi gençler ve kendini genç hissedenler, 5.1lik, çoğu kişinin hissetmediği depremi de fırsata çevirin. ha aşırı korkan, travması olan birine atılıyorsa ayrı ama aksi takdirde gece 1:30da gelen uyudun mu temalı mesajdan farksızdır.

öz saygısı olan erkektir. ortalık malı olmaktansa az ama öz ilişkisi olmuştur. 10 kişinin onu ile de ayrılacak kadar geçimsiz değildir ;)

kulüp borçlarınızı ayrı, liginizin kalitesini ayrı, yayın gelirlerinizi ayrı sikeyim.

ulan kaçak yayınlara bok atmaktan evvel önce adam akıllı işinizi yapın pezevenkler.

böörek ve arabeks

zamanında bir arkadaşım şöyle demişti;
"eğer bir inekseniz, elinizdeki bifteği bir demet yonca ile değiştirmek sizin için çok kârlı bir iştir."
fakirlerin akp'ye oy verme nedeni salt fakir olmaları değildir, geçmişte de hep fakir olmalarıdır. kitle hareketlerinde homurdanmalar ve karşı koyuşlar genellikle ayrıcalıklarını ve sahip oldukları imkanları kaybeden üst ve orta sınıftan gelir. misal bugün ekşi sözlükteki akp karşıtlığının üzerine bina edildiği söylemleri inceleyin. neredeyse tamamı bir zamanlar sahip olunan fakat şimdilerde "kaybedilmiş" bir şeylerin anlatısı etrafında dönüyor. ekonomik ve siyasal kayıplar, "bir zamanlar" bunlara sahip olunduğu zaman ya da bunların değerinin bilindiği zaman acı vericidir. akp karşıtlığının devamlı ve artan bir biçimde eski türkiye güzellemesi üzerinden bina edilmesi bu yüzden tesadüf değil. bundan dolayı akp karşıtlığı geliştiren herkesin [yüzü geçmişe değil de ileriye dönük olan, daha eskiyi değil sürekli daha yeniyi arayan gerçek muhalefet bunun dışındadır] eski türkiye'de sahip olduğu iktisadi ve politik imkan ve ayrıcalıklar akp döneminde el değiştirince, ortaya bu tablo çıkıyor.

akp tabanı, geriye kalan herkesin kaybedildiğine inandığı birçok şeye ya hiç sahip değildi, ya da sahipse bile önemsemedi. onlar akp eliyle çok uzun zaman önce kaybettiklerine inandıkları şeyleri geri aldılar. bu yüzden mutlular, bu yüzden memnunlar. bu yüzden muhalif biri "bara, cafeye, restorana, tatile gidemiyoruz ulan" diye isyan ederken akp'liler çok samimi ve rahat bir şekilde "sen de gitmeyiver lan" diyebiliyor. çünkü bunlara dini veya ekonomik nedenlerle ya hiç sahip olamadığı ya da bunları değerli bulmadığı için bu tür kayıplar onun için bir anlam ifade etmiyor.

bir de "dünyanın her yerinde fakirler solcu olur" diyenler görüyorum, çok ayıp. nazi orduları hep ceolardan oluşuyordu herhalde.

kendini küfürsüz ifade edemediği için yine millete ana avrat sövmüş. kendi dışında birileri ön plana çıktığı için nasıl kuduruyor ama. hasan buna cevap vermedikçe götündeki yangın daha da büyüyor. bu herife yapılması gereken muamele tam olarak budur. ulan jahrein senin başına ne gelirse gelsin hiç üzülmem ama çocuğun için çok üzgünüm. hiçbir canlının senin gibi bir babası olmasına gönlüm el vermiyor. bu da o çocuğun dünyadaki imtihanıymış maalesef.

senaristin puştluğu…

herkes istanbul'u konuşurken bursa civarlarında bekliyorum dedi ve doğru çıktı. biz senden razıyız kovboy reis.

corona zamanı 2 hafta evden çıkamadım patron haricinde pek arayan olmamıştı. o da iş için aradı tabii ki. kalkamayacak kadar halsizdim, tat-koku duygumu da kaybettiğimden depresyonda gibi hiçbir şey yapmak istemeden yatarak bi 2 hafta geçirmiştim. hastayken de dışardan çorba söyler ilaç içer uyurum, izin alamadıysam kimseye de nazlanamadan bütün gün çalışır eve gider uyurum. ben hep uyurum.
böyle yapa yapa 'kimseye ihtiyacım yok' kafasına girip yardım edilince vs panik oluyorsun, garip.

bu başlık altında mutlaka gerçekten bilgi olması açısından entry girecek yazarlar olacaktır.

ancak yıllardır burada bulunan biri olarak ufak bir tespitimi paylaşmak istiyorum. geçen yıllarda burada yüzde yetmişlerin, seksenlerin havada uçuştuğunu görüp birkaç kişinin profillerine girmiştim. "istisnasız" tamamı; erkek yazarların tıraş için ödediği ücret başlıklarında, bedava dizi izlemek için link başlıklarında, indirim kovalamak için referans başlıklarında fink atıyordu. dolayısıyla ekşi sözlük zaten ciddiyetini uzun zaman önce kaybetmiş bir yer haline gelmişti ancak yeni mezun olup mesleğe başlama heyecanıyla burayı ciddiye alacak birisi varsa diye not düşmek istedim.

tanım: reel enflasyonun üzerinde olmasının mümkün olmadığı zam oranlarıdır.

erkekler, duvarlara çarpa çarpa o kaybettikleri şefkate, hislere, kucağa ihtiyaç duydukları için geri dönerler ama kadınlar bıraktıkları enkaza bakmak için dönerler ve sigaralarını enkazda söndürüp ayakkabıları ile ezerler.

erkek terk etmesi ile kadın terk etmesi çok farklı. erkekler çocukça sebeplerle, kadınlar yetişkin sebepleri ile terk ederler. erkek açıklayamaz terk etmesini, kem küm eder kendince uğraşır debelenir fevridir, kadın çıkar dan dan anlatır daha önce defalarca düşünmüştür külliyat yazar. ilişkide masumiyet şahanedir. ayrılınca masumiyet kazanmaz, hayatın gerçekleri kazanır.

eğer rockstar games (bkz: red dead redemption 2) gibi bir baş yapıtın seviyesinin de üstüne çıkmayı başarmışsa bu oyun, oyun dünyasında adeta bir deprem etkisi yaratacaktır.

her sene birbirinin aynısı oyunları makyajlayıp, para sağan firmalar şimdiden ağlamaya başlamış olabilir.

tanım: beklentinin hiç olmadığı kadar yüksek olduğu oyun.

çıldırtmış olmalı ki dinler doğmuş.