lezugnac17
profili

  • 2024 özel sektör zam oranları

    bu başlık altında mutlaka gerçekten bilgi olması açısından entry girecek yazarlar olacaktır.

    ancak yıllardır burada bulunan biri olarak ufak bir tespitimi paylaşmak istiyorum. geçen yıllarda burada yüzde yetmişlerin, seksenlerin havada uçuştuğunu görüp birkaç kişinin profillerine girmiştim. "istisnasız" tamamı; erkek yazarların tıraş için ödediği ücret başlıklarında, bedava dizi izlemek için link başlıklarında, indirim kovalamak için referans başlıklarında fink atıyordu. dolayısıyla ekşi sözlük zaten ciddiyetini uzun zaman önce kaybetmiş bir yer haline gelmişti ancak yeni mezun olup mesleğe başlama heyecanıyla burayı ciddiye alacak birisi varsa diye not düşmek istedim.

    tanım: reel enflasyonun üzerinde olmasının mümkün olmadığı zam oranlarıdır.

  • zeydan karalar'ın kürsüde adam tokatlaması

    iktidar tüm türkiye'yi, muhalefet gücünün yettiğini tokatlıyor.

    her zaman söylüyorum, her zaman söyleyeceğim; bu ülkede her insanın içinde bir tayyip erdoğan gizli, yalnızca tayyip erdoğan olma gücüne sahip değiller.

  • 21 nisan 2022 orc istanbul seçim anketi

    arkadaşlar, siyaset her ne kadar türkiye'de ele ayağa düşse de bir bilim dalıdır. o yüzden lütfen, "hala nasıl bu oy oranını alır" diye sorgulamadan önce; rekabetçi otoriter rejimlerde iktidarların niteliğini inceleyen en az bir makale okuyun.

    akp'nin şu 20 yılda geldiği nokta "şatafatlı mağlubiyet"tir. yargı, medya ve devlet kurumlarının tamamına yakını kendilerinde olmasına rağmen yüzde 30 alması muhalefetin çok büyük başarısıdır. en basit örneğini vereyim; biz görmüyoruz ama yapılan en ufak iftar harcaması yüz binlerce lira. biz almıyoruz ama pastadan ufak da olsa pay alan milyonlar var. bunları kimse yok sayamaz.

    her anket paylaşımında aynı hikaye: "hala nasıl yüzde 30 alıyor." meseleye nereden baktığınız oy oranından çok daha önemli. 20 yıldan bahsediyoruz ve sistemli bir şekilde her kurum tek bir kişi, tek bir parti tarafından ele geçirilmiş ve kendi ideolojisini, kültürünü ve değerlerini topluma empoze edememiş demektir bu. ayrıca oylarının yavaş yavaş erimesi, bir daha asla toparlanamayacağının da bir işaretidir.

    amacım umut aşılamak ya da polyannacılık etmek değil. rekabetçi otoriter rejimler konusunda yapılan araştırmalar bunları söylüyor.

  • 2023 haçla hilalin seçimi

    haç ile hilalin değil, aç ile bilal'in seçimidir.

  • süper geçen bir buluşma sonrası yazmayan kadın

    30 yaş üstü abilerden genç erkeklere tavsiyeler ;

    sevgili genç arkadaşlar, insan iletişimi tek bir kalıba sığdırılamayacak kadar dinamikleri olan bir konu. yani yaşanan ya da yaşanmayan bir olayda "karşı taraf neden böyle davrandı?" sorusu sizi insan ilişkilerinde başarısız kılar.

    "peki ben şimdi ne yapmalıyım?" sorusuna gelince, içinizden ne geliyorsa onu yapacaksınız tabii ki. merak ettiyseniz karşı tarafa neden öyle davrandığını soracaksınız. üzüldüyseniz hissettireceksiniz, belirteceksiniz. strateji kaygısı gütmeyeceksiniz. saygı çerçevesinde, içinizden nasıl geliyorsa o şekilde davranacaksınız. sadece ikili ilişkiler açısından söylemiyorum bunları. siz hayata karşı net olacaksınız ki karşınıza size "layık" birisi çıksın.

    inanın bana, strateji kaygısı olmadan, kendi kendinize de zevk alabildiğiniz bir hayatta yalnız kalma olasılığınız yok. sevgiliz olmayabilir ama dostlarınız olur. paranız olmayabilir ama huzurunuz olur. yalnızlığı kutsallaştırmadan sadece "kendi" hayatınızı yaşamaya çalışırsanız, hayata karşı net olursanız, ne istediğinizi ve istemediğinizi bilirseniz sizi sağlık dışında üzecek bir konu olmaz. sağlık olsun, gerisi bir şekilde halledilir.

  • 30 temmuz 2021 ziya selçuk'un istifa etmesi

    hiçbir istifa, hiçbir atama, hiçbir görevden alma çözüm değildir; çözüm sandıktadır, çözüm iktidarın tamamıyla değişmesidir. bir zerreleri kalmayana kadar, izlerinin tamamı silinene kadar "problem" devam etmektedir.

    tanım: yetmeyen, yetmeyecek gelişmedir.

  • 8 haziran 2021 sedat peker tweet'i

    1- suç örgütü liderisin, ülkücü bir mafyasın.

    2- normal bir ülkede olsa bırak saygı görmeyi, gökyüzünü göremezdin.

    3- sen savaş vermiyorsun, ortaklık ettiğiniz yapıda çıkar çatışması yaşadınız.

    tanım: ülke umrunda olmayan, kişisel hırsları sebebiyle kendisinin vatansever olduğuna inanacak insanlar olduğunu zanneden bir suç örgütü liderinin muhalefete salça olması.

    biz dün de fetö'ye fetö dedik, bugün de fetö diyoruz. biz dün de sana suç örgütü lideri dedik, bugün de suç örgütü lideri diyoruz. suç itirafları yapman seni temize çıkarmıyor mafya lideri.

    edit: umarım kendisi ya da ekibinden biri okuyordur, hacı dayı biz "aa sedat peker ne iyi adammış meğerse" demiyoruz. sen anlattıkça bugüne kadar gizlenen pisliği öğreniyoruz sadece. sen de ortaktın yani, çok iyi adam değilsin.

  • annelik kutsal değildir

    bir ülkede eğitim ve kültür seviyesi düştükçe, kutsallık atfedilen değerler artıyor.

    annelik tabii ki kutsal değildir, doğanın sebep ve sonuç zinciri içerisinde gelişen bir olgudur.

  • aşı yaptırmayanlara kız bile vermeyeceğiz

    (bkz: bile)

    profesörün ifadesi bu, eğip bükmeye, aklamaya gerek yok.

  • 9 ağustos 2020 beşiktaş yardım kampanyası

    ben bi' şey söylemek istiyorum; ama soru olarak değil, ciddi ciddi merak ediyorum.

    bizler vatandaş olarak aldığımız maaşı iyi yönetemeyip borçlandığımızda, çıkmaza girdiğimizde devlet dahil kim yardım ediyor?

    kulüpler bu yardım toplama çakallığını hep yapıyor. türk toplumunun genlerine işleyen radikalizmi, fanatizmi sömürdükçe sömürüyorlar.

    deprem olur, vatandaş mesaj atsın 10 lira. salgın olur, haydi pamuk eller cebe. bayram olur, haydi birlik beraberlik. vatandaşa girsin de girsin. mesela herhangi bir kulüp kar elde etse vatandaşa yardım yapar mı? örnek vereyim; şampiyon olduk bakın baskılı tişört çıkardık, alın. adamlar başarıda bile vatandaştan para toplama derdinde.

    kimse kusura bakmasın, özellikle kulüp organizasyonlarına para gönderen insan kerizin bayrak sallayanıdır benim gözümde.

    tanım: takım fark etmeksizin gerçekleştirilen keriz silkeleme tespihinin bir başka tanesi.

    edit:
    #111347317 alın bakın, destek ise bu durum bence herhangi bir futbol takımının durumundan daha önemli.

  • ekşi itiraf

    duvar saati şu an 05.04'ü gösteriyor. tezimi bitirdim. başladığımda 1 derece miyoptum, şimdi 2 derece oldu.

    bir buçuk senenin emeği, emek diyorum çünkü intihal oranı yüzde 5.

    yazdım. erdoğan ile atatürk'ün tek adamlığını kıyasladım. hapse girersem don, atlet bi' de sigara gönderin lan allahsızlar.

  • hukuk bireyi mi korur toplumu mu

    bu soruya foucault iktidar, marx kapitalizm, gramsci ise hegemonya kavramını kullanarak cevap verir.

    iktidar, hukuk kurallarını belirlemek için toplumdaki elitlerin; toplum mühendisliğine soyunarak karar aldığını belirtir. ancak hukuk kuralları belirlenirken, "iktidar karşısında topluma hareket alanı bırakılmalıdır" der. iktidarın meşruiyeti ve hukuk kurallarının geçerliliği de buna bağlıdır. örneğin, köşeye sıkıştırılmış ve kendisini savunamayacak bir kişi ile diğeri karşısında iktidar ilişkisi yoktur. herkes kendisini savunabilmelidir. bu açıdan, hukukun bireyi ve toplumu koruması mümkün olabilmektedir.

    marx, kapitalist sistemlerde elit azınlığın; yani bir avuç burjuvanın devletin tüm organlarına hakim olması dolayısıyla hukuk kurallarının toplum yararına değil, burjuva çıkarına olduğunu belirtir. devlet ve devlete ait bütün organlar zengin azınlığın elinde, sömürü düzenine zemin hazırlar. bireyi veya toplumu değil; toplumun çok küçük bir azınlığını korur.

    gramsci ise marx'tan yola çıkarak, nasıl oluyor da zengin bir azınlığa, yığınların karşı çıkmadığı sorusuna cevap aramaya çalışır. bu, hegemonya kavramı ile alakalıdır. devleti yöneten azınlık, devletin ve devlete ait bütün organik organları kullanarak ideolojisini toplum geneline yayar. kamuoyunu istediği şekilde biçimlendirmek suretiyle oluşabilecek karşı çıkmaları engeller. yani devlet, bir azınlık tarafından oluşturulan hukuk kurallarının benimsetilmesi ve bu kurallara karşı oluşabilecek itirazları önlemek adına çalışır. hukuk bu anlamda bir iktidar mekanizmasıdır. bireyi veya toplumu değil; bazı zengin bireyleri korur.

    özetle; hukuk, iktidarın fahişesidir. bireyi veya toplumu koruması durumu, kuralları koyanların niteliği ile ilgilidir.

    atatürk, medeni bilgiler kitabında hukuk kurallarının bireyi ve toplumu koruması yolunda bir rejim istediğini belirtir. kamuoyu, örgütlenme oldukça önemlidir ve bunlar iktidarın tavırlarını düzeltmesi için gereklidir; sürekli olarak düşüncelerle desteklenmelidir. bu serbestlikten oluşabilecek kötülüklerin önüne geçilebilmesi adına da yasalara, kurallara ihtiyaç vardır. yasalar, herkesi kapsayan ve hem bireyi hem de toplumu koruyan nitelikte olmalıdır.

    hukukun bireyi mi yoksa toplumu mu koruduğu sorusu paradoks örneğidir. yeri gelir topluma karşı bireyi, yeri gelir bireye (diktatöre) karşı toplumu korur. niteliği, kuralları belirleyenlerin niteliği ve mevcut dinamiklerin değerlendirilmesiyle alakalıdır.

  • 10 ağustos 2018 donald trump tweet'i

    erdoğan bunun cevabını bir saat önce verdi ki!

    "bayburt halkı bizim arkamızda olduğu sürece galip çıkmayacağımız savaş yoktur."

  • akademide yapılması gereken reformlar

    - üniversiteleri gündelik siyasetin içine çekmemek.

    - üniversitelere özerkliği geri vermek.

    - yök'ü kapatmak.

    - yandaşlara değil, hakkedene kadro vermek.

    - her ile üniversite açtık, ihtiyaç fazlası bölümlere öğrenci almayıp oradaki akademisyenlere araştırma ve geliştirme için imkan tanımak.

    - kadro güvencesini siyasi koz olarak kullanmamak.

    - mümkünse akademisyenlerin akademik çalışma için araç-gereç giderlerini, seminer, konferans giderlerini devletin karşılaması.

    - bana artık lütfen bir kadro vermek.

    - diyanet'i kapatmak.

    dikkat edin fazladan bir şey yapmaya gerek yok, mevcut düzenin pisliğini temizlesek adı reform olacak. ve evet, diyanet kapatılsın.

  • 20 ekim 2017 kadir mısıroğlu'nun ölmesi

    kesinleşmemiştir.

    ancak benim takıldığım nokta; "rabbim şifa ver, ona muhtaçız" yazanların olması. lan bir insan kadir delisine muhtaç olacak kadar ne yaşayabilir!

  • savaştan sonra dört çocuk yapan suriyeli aile

    çocuklarının hepsi ileride doktor, mühendis, öğretmen, hukukçu olacak ve insanlığa çok büyük katkılar sunacaktır.

    sözlükte bir ara tatlı su hümanistleri başlık açıp akademik entry döşüyorlardı suriyelilerin orantısız üremeleriyle ilgili. evrimle falan bağdaştırıyorlardı, kendisini tehlikede hisseden her tür sürekli olarak ürer diye bilimsel ve romantik açıklamalar yapılıyordu.

    yarın bir gün, bizim çocuklarımızla aynı ortamda bulunacak bu çocuklar. şu anda evet, yalnızca çocuklar. ancak yirmili yaşlara geldiklerinde bu masumiyetlerini koruyacaklarını düşünen adam ağır geri zekalıdır.

    o kadar kötü örnek yaşandı ki bu ülkede suriyeliler ile ilgili, yardım etmek bir yana, tehlike gelmesin diye yolumuzu değiştirir hale geldik.

    kendi ülkesini korumayan insanlar bizim ülkemizde bizi sosyal olarak rehin aldılar. erkek veya kadın, hangimiz çekinmiyoruz kalabalık bir suriyeli grubunun olduğu yerlerden geçerken? bu sorunun cevabı, benim için suriyeliler konusunda tartışmanın bittiği noktadır.

    bu suriyeli arkadaşlar öyle tipler ki, çocuk denilen; dünyanın en güzel canlısına üzülmez hale getirdiler bizi.

  • gelmiş geçmiş en büyük devrimci

    'bir gün benim sözlerim bilimle çelişirse, bilimin gösterdiği yolu seçin' diyen kişidir.