karakterini sevmeyebilirsiniz.
ama daha iyi oyuncumuz var mı?
var.
gelmesin o zaman.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. arda turan
-
2. insanı yoran şeyler
beklemek sabırsızları çok yorar.
sabırlıları ise neyi beklediğini bilmemek yoruyor. -
3. atariye gitmiş efsane nesil
benim için komik bir anıdır bu.
evime yürüyerek yarım saatlik bir mesafede bir atari salonu vardı, yaşlı bir teyze işletiyordu. lakabı da "anne" idi.
10'lu yaşlarda 50 tane velet "anne iki jeton versene" diye üşüşürdük kadının başına.
bir gün dağ tepe düz gitmişim, çölleri aşmışım o atari salonuna ulaşmak için. girdim kapıdan ve
-anne bi jeton versene
-sonra gel oğlum sen hadi.
teyzenin masasının önünde iki sandalye vardı ve iki tane kocaman adam oturuyordu bu sandalyelerde adamlar önce bana baktı ve sonra kadına döndü ve dedi ki, "bu da mı senin çocuğun ya?" kadın hı mı dedi.
masanın üzerinde adamın telsizini gördüm ve tamam o zaman deyip çıktım dışarı.
ebeveynlerin imzaladığı kağıtlar oluyordu hani, atari salonuna gitmemize izin verdiğine dair. hiçbirimizin o izin kağıdından yoktu. çünkü o dönem, atari salonu dedin mi, anne babanın gözünde teksas katliamı sahneleri oluşuyordu ve püskürerek hayır diyorlardı.
kadında böyle bir yöntem bulmuş olsa ki, he benim oğlan bu deyip yırttı o an benden örneğin.
fakat ben dışarıda her şeyi birleştirdim kafamda
...ve bir koşmaya başladım ki. peşimde swat ekipleri, tepemde helikopter görüyorum adeta, o zaman gta yok ama 5 yıldızım işte.
depar depar depar.
koşuyorum mirkelam gibi.
bu adamlar kesin bu anne olayını anlamıştır, peşime düşmüştür diyorum, bir yandan ağlıyorum bir yandan hala koşuyorum. annem öğrenirse bana oklavayla girer diyorum, biraz daha hızlı koşuyorum, biraz daha ağlıyorum.
salak mıyım ben düz yoldan gider miyim. takip ediyorlardır diye, bi' sağa dönüyorum bir sola dönüyorum. yürüyerek 30 dakika olan yol, koşarak 1 saate çıktı.
mahalleye döndüğümde götümden nefes alıyordum. bir daha da atari salonuna gitmedim. son oldu benim için. -
4. evliliğe dair acımasız gerçekler
romantik akşam yemeklerinin sonrasında o ışıl ışıl masaların toplanması gerektiği,
yeniden doldurabilmek için bulaşık makinesinin boşaltılması gerektiği,
saatlerce uğraştığı makyajıyla dupduru görünen kadının o makyajı temizlemesinin de bir o kadar sürdüğü,
hunharca seviştiğin çarşafların yıkanıp ütülendiği,
çamaşırların yıkandıktan sonra kurutulduğu, hatta kurutma makinesinden çıkan çamaşırların katlanıp kaldırılması gerektiği,
o hiç bitmeyecek gibi davrandığın tatillerin zırt diye bittiği, o umarsızca doldurduğun bavulun boşaltılıp komple yıkandığı,
eve yorgun argın gelince öteye beriye saçtığın eşyaların bir süre sonra toplanması gerektiği,
aç kalmamak için bir şeyler pişirmek gerektiği,
sürekli dışarıdan yemek söylediğinde bir müddet sonra ev yemeklerinin özlenmesi...
gibi gerçeklerdir aslına bakarsanız. siz şimdi 'e ama bunun evlilikle bir alakası yok ki, hayat bu' diyeceksiniz. deyiniz efendim, çünkü ben de onu diyorum; hayat bu. evli olmanın getirisi bu acımasız gerçekleri paylaştığınız birinin olmasıdır. hayatın ve evliliğin güzelliği de işte bu insandadır. yok yere acımasızlıklar aramayınız, sevdiği aynasıdır kişinin, o kadına/adama bakın ve kendinizi görün. hatalarını görmek istemeyen insanlar suçu başkalarına atmaya bayılır, karısına/kocasına olmadı evliliğin kendisine. yapmayın, fark edin... -
5. vincent janssen
yaşlı alırsın yaşlı aldı derler,adam tatil yapmaya geldi derler,potansiyelli genç almalıydık derler...
hollanda milli takımında olan , genç adamı premier lig'den getirirsin ,bu sefer de salak salak konuşur,alay ederler.
bu türk futbol seyircisi gerçekten bir bok bilmiyor , gerçi türk futbolunda bir şey bilen kişi çok az.
herkes çok şey bildiğini sanıp,bir bok bilmiyor.
tanım: türkiye ligi için yeterli santrafor. -
6. ekşi sözlük eski zamanlar fiyat listesi
sene 2009
sümeyye'ye giden şey: 20-25 gibi -
7. mağazada açtığı kazağı katlayıp koyan müşteri
bu kişi; restoranda kendisine hizmet eden görevlilere karşı da son derece nazik davranan kişidir ayrıca...
-
8. türkçe dilbilgisi takıntısı olan ruh hastaları
la bu benim. dahi anlamındaki -de,-da yı ayrı yazamayanı kale alamıyorum. ben de bende bir sıkıntı var zannediyordum*
aha bir de birader mevzusu var. arkadaş! bilader diye bir şey yok. birader o!
şartel diye de bir şey yok. kartel var ama onun da konuyla alakası yok. şalter o şalter. ( lise öğretmenim bunu sınavda sordu. bütün şıklar yanlıştı. ben de gittim cimnastik nispeten daha doğru gibi geldiği için onu işaretledim -yanlış olduğunu biliyorum ama tdk yine j-c benzeşmesinden güncelleme yaptı herhalde habersiz diye düşündüm. çünkü aslında bütün şıklar yanlış- .o gitti "şartel doğruydu, sen yanlış yaptın" dedi puan kırdı. kavga ettim hocayla. sözlüğü attım önüne. kızardı. bütün sınıf şartel doğru demiş. seni yanlış saymak zorundayım dedi. hoca olacak bi de)
neyse. neticede bu memlekette türk dili edebiyatı mezunu öğretmenler bile doğrusunu bilmiyor. çok da şey etmemek lazım (şey her durumda ayrı yazılır)
neyse -
9. meslek lisesinden tıp kazanan kız yalanı
18 yaşında bakan kandırdığına göre büyüyünce selçuk parsadan abisi gibi başbakan kandırabilecek ablamızdır..
(bkz: sülün nuriye) (bkz: nuriye parsadan) -
10. sabah dörtte seni seviyorum demek için arayan kız
açma o telefonu. sonra 3 sene boyunca hayatını sikecek.
-
11. ekşi itiraf
boğuluyorum. boğazımda bir düğüm nefes alamıyorum. ağlayamıyorum... tıka basa doluyum kimseye anlatamıyorum. hep sana sığındım allah'ım yine sana sığınıyorum, sana bırakıyorum. yardım et, yardım için gönderdiğin eli tutmamı nasip et.
yorgunum... çok yorgunum... aşırı yorgunum...
sabah ola hayrola...belki bir kaç güne güzel şeyler olur burayı editlerim. umut gönlün ekmeği. -
12. pembe reis sedat peker'e düello daveti
enternasyonalist ve sosyalist olduğunu söyledikten sonra sedat peker'in çerkesliğine atıf yapıp "dağdan inme, dağıstan’dan dönme değil, 4500 yıllık lazona’nın hakiki çocuğu, harbi rizeli bir laz’ım" demiş, kendi safkan lazlığını vurgulamış arkadaş.
kimlikçi siyasetin sosyalist solu nasıl akıl hastası durumuna getirdiğinin güzel bir örneği olmuş. adam enternasyonalistim diye vurgu yaptıktan sonra nihal atsız'ın lazistan şubesi gibi cümle kuruyor. -
13. bedelli askerlik
askerliğini yapmış biri olarak biz nasıl yaptı isek siz de gidin yapın, biz enayi miyiz, vatan borcu para ile ödenmez, çıkmasın! demek istiyorum ama diyemiyorum lan. o kadar boktan o kadar berbat bişey ki askerlik kıyamıyorum mk burada bedelli bekleyenlere. resmen askerden geldikten sonra ruhuma düşüncelerime tecavüz edilmiş gibi hissetmiştim şimdi başkalarının da o duyguyu yaşamasını istemiyorum tekrardan.
bekleyin olm çıkacak. çıkmasa da bekleyin. -
14. arda turan'ı galatasaray'da görmek istemiyoruz
ben komple arda turanı görmek istemiyorum
-
15. 1997 vs 2007 vs 2017 türkiyesi
edit: copy-paste değildir. bizzat o zamanın bilgilerine ulaşılarak yapılmış bir çalışmadır.
ben ekonomik yönden karşılaştıracağım.
tarihler genel olarak eylül olacak şekilde yapılacak hesaplama.
edit: asgari ücret yayın tarihi yanıltmış. o tarihte geçerli asgari ücretle değiştirildi hesapların hepsi.
1997 yılında asgari ücret: 35 437 500 tl x 2 = 70 875 000 tl
2007 yılında asgari ücret: 419.15 tl x 2 = 838.3 tl
2017 yılında asgari ücret: 1404.06 tl x 2 = 2808.12 tl
kaç çeyrek altın alabiliyoruz ona bakalım (http://www.kaysarder.org.tr/1997_fiyatlar.asp tablodan yıl değişimi yapabilirsiniz.)
1997: çeyrek altın fiyatı 3 080 000 tl / bir asgari ücret 11.5 çeyrek altın ediyor.
2007: çeyrek altın fiyatı 50 tl / bir asgari ücret 8.38 çeyrek altın ediyor.
2017: çeyrek altın fiyatı 241.53 tl / bir asgari ücret 5.81 çeyrek altın ediyor.
edit: paranın karşılığı altınla ölçülür cümlesine takılıp gerisini okumayanlar için bu cümleyi düzenledim. amacımız herkesin bilgi alması. kendini kapatması değil. bugün altın karşılığı alışveriş yapamayacak gibi konuşmasınlar. git altınla ev al 97'de 07'de ve 17'de. o zaman anlaşılır durum.
paranın karşılığı altın karşısında inanılmaz düşüyor. burası vehametini gösteren bölge oldu durumun biraz.
1 asgari ücrete dolar bazında bakalım: (tcmb'den kurları kıyaslayabilirsiniz. kaynak orası.)
1997: 209.96 dolar / kur: 168 780 tl
2007: 325.62 dolar / kur: 1.2872 tl
2017: 410.49 dolar / kur: 3.4204 tl
tabi dolar bazında artış sizi yanıltmasın, dolar da değer kaybediyor kendi enflasyonu karşısında.
şimdi asgari ücretle geçinmeye bakalım.
2 asgari ücretlinin ve 2 çocuğunun bir evde oturduğunu düşüneceğiz hesaplarımızda.
bunu temel ihtiyaçlar ile yapalım.
kira:
1997: herhangi bir kira verisine ulaşamadım. bunu ancak 2007-2017 arası asgari ücrete göre kiranın artışına göre hesap edebileceğiz. bir veriye ulaşan olursa onu koyabiliriz. aşağıda görüldüğü üzere 2007'de bir asgari ücret 0.73 kira ediyor, 2017 de 0.70 kira. (istanbul ortalaması.) 10 yılda 0.03 düşmüş asgari ücret kira karşısında. o zaman 1997'de bir asgari ücretin 0.76 kira ettiğini düşüneceğiz. tek bulabildiğim kaynak bu: http://www.milliyet.com.tr/…1/24/ekonomi/eko02.html ve bu kaynak aslında durumun o zamanlar çok daha iyi olduğunu, kiranın 40.000.000 olduğunu gösteriyor. ama bu varsayımsal bir veri olduğu için ve tüm ortalamayı göstermediği için 0.76'yı kullanacağız. iyi bir bilgi verirseniz değiştirebiliriz bu kısmı.
2007: http://www.hurriyet.com.tr/…daire-fiyatlari-6692870
2017 verisi yok; 2016: http://www.ntv.com.tr/…tlari,-eq3p-pha0ui6iwlhnb4aa
2015'den 2016'ya olan ortalama artışı 2017'yi bulmak için kullanacağız. kesin bir sonuç vermese de ortalama bir sonuç verecek bize.
şimdi burda birebir aynı ilçeler yok. o yüzden sadece aynı ilçeleri hesaplayarak bir ortalama alalım:
2017'yi hesaplayalım:
2015-1602.5 tl
2016-1792.5 tl
aralarında yaklaşık % 11.85 fark var. dolayısıyla 2017 ortalaması da;
2017-2005 tl
karşılaştırmaya devam edelim o zaman.
unutmayın iki listede de bulunan aynı semtleri kıyaslıyoruz. emin olun en pahalı semtler yeni listede yok. etiler, bebek, mecidiyeköy vs. ama olsun böyle bakarız sıkıntı yok. bir de ilk listemizde maks. ve min. ücretler var. bunların da ortalamasını alacağız.
ortak 20 ilçemiz var.
1997: 46 628 289 tl
2007: 572.5 tl
2017: 2 005 tl
1997'de bir asgari ücreti 0.76 kira edecek şekilde kabul ettik istanbul'da.
2007'de bir asgari ücret 0.73 kira ediyor istanbul'da.
2017'de bir asgari ücret 0.70 kira ediyor istanbul'da.
1997'de kiradan sonra elimizde kalan 24 246 711tl
2007'de kiradan sonra elimizde kalan 265.8 tl
2017'de kiradan sonra elimizde kalan 803.12 tl
evimizi kiraladık. elektrik fiyatlarına bir bakalım.
1997: http://www.dektmk.org.tr/…si_10/bolum3/bolum3-9.pdf
fiyat cent olarak verilmiş ve 8 cent. tl olarak o günün kurundan çevirince;
kwh fiyatı 13 502.4 lira
2007: http://www.tuik.gov.tr/hbgetir.do?id=15852&tb_id=2
kwh fiyatı 15.7 kuruş.
2017: http://www.bilgimanya.com/…-h-elektrik-kac-tl-2015/
kwh fiyatı 43 kuruş.
ortalama bir evin aylık kullanımı 250 kwh diyebiliriz.
aylık elektrik faturaları:
1997: 3 375 600 tl
2007: 39.25 tl
2017: 107.5 tl
1997'de bir asgari ücrete ortalama 10. 5 aylık fatura öderken,
2007'de bir asgari ücretle ortalama 10.6 aylık fatura ödüyor,
2017'de bir asgari ücretle ortalama 13 aylık fatura ödüyoruz.
1997'de elektrik faturamızı da ödedik, elimizde 20 871 111 tl
2007'de elektrik faturamızı da ödedik, elimizde 226.55 tl
2017'de elektrik faturamızı da ödedik, elimizde 695.62 tl kaldı.
doğalgaz hesaplayalım şimdi;
1997: http://www.milliyet.com.tr/…2/01/04/yazar/uras.html
m3 fiyatı 31 860 tl.
2007: http://www.cinigaz.com/…ul-2007-fiyat-tarifesi.html
m3 fiyatı 0.47 tl.
2017: http://www.dogalgaz.com.tr/…it-fiyatlari-konut.xlsx
m3 fiyatı 1.12 tl
bir dairenin ortalama 300 m3 tükettiğini varsayarsak;
1997'de 9 558 000 tl fatura öderken,
2007'de 141 tl fatura ödüyor,
2017'de 336 tl ödüyoruz.
fakat 12 ay doğalgaz ödemiyoruz. bunu kasım, aralık, ocak, şubat, mart olmak üzere 5 ay + ekim ve nisanın yarısı olmak üzere 1 ay diyerek 6 aydan hesaplayacağız. yani yarı yarıya düşürelim fiyatları.
1997: 4 779 000 tl
2007: 70.5 tl
2017: 168 tl
1997'de bir asgari ücret 7.41 aylık faturamızı karşılarken,
2007'de bir asgari ücret 5.94 aylık faturamızı karşılıyor,
2017'de bir asgari ücret 8.36 aylık faturamızı karşılıyor.
1997'de doğalgaz faturamızı da ödedikten sonra cebimizde 16 092 111 tl,
2007'de doğalgaz faturamızı da ödedikten sonra cebimizde 156.05 tl,
2017'de doğalgaz faturamızı da ödedikten sonra cebimizde 527.62 tl kaldı.
suya gelelim şimdi. 18 m3 kullandığımızı varsayacağız. farklı aylarda farklı fiyatlar var, ortalamasını alacağız.
1997: http://www.hurriyet.com.tr/…meliler-iciyor-39240779
ortalama 276 000 tl
2007: http://www.iski.gov.tr/…007_yilibirim_fiyatlari.pdf
ortalama 3.29 tl
2017: http://www.iski.gov.tr/…2017_su_birim_fiyatlari.pdf
ortalama 6.42 tl
1997'de bir aylık su faturamız 4 968 000 tl
2007'de bir aylık su faturamız 59.22 tl
2017'de bir aylık su faturamız 115.56 tl
1997'de bir asgari ücret ile 7.1 aylık,
2007'de bir asgari ücret ile 7 aylık,
2017'de bir asgari ücret ile 12.1 aylık su faturası ödeyebiliyoruz.
1997'de su faturamızı da ödedik 11 124 111 tl,
2007'de su faturamızı da ödedik 96.83 tl,
2017'de su faturamızı da ödedik 412.06 tl kaldı.
internetimiz de olmalı.
1997: https://sites.google.com/…gileri/internete-baglanti
en ucuz limitsiz paket 30 dolar.
5 063 400 tl
(pahalı olması normal, çok yeni bir teknoloji o zamanlar.)
2007: http://shiftdelete.net/gercek-adsl-fiyatlari-1663
en ucuz limitsiz paket 49 tl
2017: https://bireysel.turktelekom.com.tr/…-internet.aspx
en ucuz limitsiz paket 83 tl
1997'de internet faturamızı da ödedik ve cebimizde 6 060 711 tl,
2007'de internet faturamızı da ödedik ve cebimizde 47.83 tl,
2017'de internet faturamızı da ödedik ve cebimizde 329.06 tl kaldı.
şimdi biraz ev alışverişi yapalım.
aylık bir alışveriş yapalım. yeterli olmayan fakat idare eden bir alışveriş olsun. (mümkün olduğunca aynı marka ürünler)
1997: burda kaynaklar çok çeşitli olacak doğal olarak. bazı fiyatlara ulaşmak için oran orantı kullanıldı. örneğin ketçap fiyatı 2007'deki ketçap-domates fiyatı oranı ile 2017'deki ketçap-domates fiyatı oranı kullanılarak bulundu vs.
4 kg kıyma alsak 892 000 x 4 = 3 568 000 tl
4 kg peynir alsak 967 000 x 4 = 3 869 000 tl
1 diş macunu 318 000 tl
4 sprite 407 400 tl
800 gr ketçap 110 500 tl
750 gr chokella 460 700 tl
2 kg kangal sucuk 1 260 000
750 ml şampuan 722 230
1 kg çay 371 000 tl
10 kg pirinç 1 934 523 tl
60 tane 200 gr ekmek 850 000 tl
120 adet yumurta 515 000 tl
30 adet marlboro kısa
(http://gazetearsivi.milliyet.com.tr/…arsg_x3d__x3d_)bu 96 haberi. hadi biz buna biraz abartılı bir zam koyalım ve 120.000 den hesap edelim.
3 600 000 tl
17 986 353 tl toplam alışverişimiz.
2007: http://www.makromarket.com.tr/haber/390
4 kg kıyma alsak 9.90 x 4 = 39.60 tl
4 kg peyni alalım 7.80 x 4 = 31.2 tl
1 diş macunu 2.95 tl
4 sprite 4.12 tl
800 gr ketçap 1.99 tl
750 gr chokella 4.99 tl
2 kg kangal sucuk 13.99 tl
750 ml şampuan 6.70 tl
1 kg çay 4.75 tl
10 kg pirinç 18.95
ekmek alalım 60 tane 200 gr http://arsiv.sabah.com.tr/2006/11/16/eko91.html
24 tl
yumurta alalım en ucuzundan http://www.hurriyet.com.tr/…fiyatlari-dustu-6822075
günde 4 den 120 desek 14.4 tl
ailede 1 kişi de sigara içsin http://arsiv.sabah.com.tr/2007/02/21/eko89.html
30 marlboro kısa 138 tl
305.64 tl toplam alışverişimiz.
2017 alışverişimiz için migros sanal marketteki en ucuz ürünlere bakacağım:
4 kg kıyma 31.9 x 4 = 127.6 tl
4 kg peynir 18.75 x 4 = 75 tl
1 diş macunu (signal ve 125 ml olacak şekilde hesaplandı) = 13.25
4 sprite 9.95 tl
800 gr ketçap 2.85 tl
750 gr chokella 10,56 tl
2 kg kangal sucuk 60 tl
750 ml şampuan 22.7 tl
1 kg çay 27.9 tl
10 kg pirinç 92.5 tl
60 tane 200 gr ekmek 55.2 tl
120 yumurta (en ucuzu) 58 tl
30 marlboro 390 tl
945.51 tl toplam alışverişimiz.
1997'de alışveriş sonrası borcumuz: 11 925 642 tl
2007'de alışveriş sonrası borcumuz: 257.81 tl
2017'de alışveriş sonrası borcumuz: 616,45 tl
1997'de 0,33 asgari ücrete daha ihtiyacımız var geçinmek için,
2007'de 0.61 asgari ücrete daha ihtiyacımız var geçinmek için,
2017'de 0.44 asgari ücrete daha ihtiyacımız var geçinmek için.
çocuklardan birinin daha asgari ücretle çalışmaya başladığını düşünelim;
1997'de 35 437 500 lira daha girmeye başladı eve ve elimizde 23 511 858 tl kaldı.
2007'de 419.15 lira daha girmeye başladı eve ve elimizde 161.34 tl kaldı.
2017'de 1404.06 lira daha girmeye başladı eve ve elimizde 787.61 tl kaldı.
o günün en iyi cep telefonunu almak istiyoruz;
1997: http://blog.milliyet.com.tr/…on/blog/?blogno=136875
elimizde 1996 yılının ericson-388'in fiyatı var. bir de 96 ve 97'nin çamaşır makinesi. çamaşır makinesindeki artışı telefona uygulayarak tahmini bir fiyat çıkaracağız.
119 871 795 tl
(ki yeni çıktı sayılır teknoloji ve olması gerekenden çok daha pahalı halde.)
2007: http://www.ahaber.com.tr/…i/2007de-telefon-piyasasi
2069 tl
2017: hadi note 8 alalım.
5000 tl.
1997'de 3 asgari ücretli elimizde kalan para ile 5 ayda bu telefonu alıyoruz.
2007'de 3 asgari ücretli elimizde kalan para ile 12.8 ayda bu telefonu alıyoruz.
2017'de 3 asgari ücretli elimizde kalan para ile 6.3 ayda bu telefonu alıyoruz.
cep telefonumuzu aldık başka hiç bir şey yapmadan. şimdi bir araba mı alsak?
şimdi o yıllarda 2007'de 2008 model alıyorduk, 97'de 98. ona göre bakalım. bir de o yılın en ucuz aynı özellik modellerini kıyaslayacağız. elimde opel astra olduğu için kıyasımız o olacak. yüksek motora hiç girmiyorum ağlarız burda.
1997: http://fs5.directupload.net/…es/170908/8dykv4iu.png
1.6 opel astra fiyatı: 3 107 000 000 tl
2007: http://www.otogazete.com/…el_2008_fiyat_listesi.asp
1.6 opel astra fiyatı: 27 953 tl
2017: http://www.opel.com.tr/…iyat_listesi_05.09.2017.pdf
1.6 opel astra fiyatı: 64.750 tl
1997'de 3 asgari ücretli elimizde kalan para ile 132.1 ayda bu arabayı alabiliyoruz.
2007'de 3 asgari ücretli elimizde kalan para ile 173.2 ayda bu arabayı alabiliyoruz.
2017'de 3 asgari ücretli elimizde kalan para ile 82.2 ayda bu arabayı alabiliyoruz.
artık kiradan da kurtulalım. bir ev alalım? bahçelievler'den alalım evi.
https://polen.itu.edu.tr/…/1585/3729.pdf?sequence=1
bir de şu var ki, bir memurun emeklilik ikramiyesi ile ev alabildiği dönemleri gösteriyor:
http://www.hurriyet.com.tr/…bi-olmasi-hayal-3700113
1997: ortalama metrekare fiyatı 40 286 178 tl
2007: ortalama metrekare fiyatı 1875 tl
2017: ortalama metrekare fiyatı 3398 tl
100 metrekare alalım evleri.
1997: 4 028 617 800 tl
2007: 187 500 tl
2017: 339 800 tl
1997'de 3 asgari ücretli elimizde kalan para ile 171.3 ayda,
2007'de 3 asgari ücretli elimizde kalan para ile 1 162.1 ayda,
2017'de 3 asgari ücretli elimizde kalan para ile 431,4 ayda evimizi alabiliyoruz.
uzun lafın kısası, 1 ev 1 araba bir de son model telefonumuz olsun desek ve aynı şartlarda 4 kişi yaşasak;
1997'de toplam 308.4 ay; yani 25.7 yıl çalışmak,
2007'de toplam 1348.1 ay; yani 112.3 yıl çalışmak,
2017'de toplam 519.9 ay; yani 43.3 yıl çalışmak gerekiyor.
işte gelişen türkiye. kendi sıçtıklarını toparlar gibi yapıp; bunu başarı diye yutturabilmek büyük gelişme. -
16. sezgin tanrıkulu
bu adam tehlikeli ama bu adamı hiçbir faydası yokken partide tutmaya ikna olmuş düşünce daha tehlikeli.
-
17. zafer çağlayan hakkında tutuklama kararı verilmesi
yargılama talebi ve tutuklama kararını aynı olay görüp mağara esprisi yapanları gösteren platformdur ekşisözlük
-
18. 8 eylül 2017 meksika depremi
an itibari ile amerikada haber kanallarina konusan uzmanlarin hepsinin ortak gorusu, san andreas fayi olmasina ragmen basincin tetikleme yapmayacagi, okyanus zemininde olmasi sebebiyle de cok etkisinin yuzeyde gorulmedigi, sabahin ilk saatlerine kadar ayni bolgede artcilarin olacagi, california ve hawaii icin risk (tsunami) olmadigi soylendi. an itibari ile teyze ne dediyse cevirdim. bu hizmeti yeminle hurriyet son dakika vermez size akilli olun. hadi ben yattim! haarp diyip beni kizdirmayin mk!
-
19. jose ernesto sosa
futbol hayatının volesiyle trabzonspor'a transfer olan futbolcu.
yengemiz artık mini şortu, sütyensiz olarak giydiği tril bluzlarıyla trabzon sokaklarında nezih nezih gezer -
20. lensmarket.com
sipariş vermiştim, lenslerim bitti acil lens lazım dedim. lütfen kargoya verin bugün dedim.
stokta olmadığı için bir gün sonra kargoya verebiliriz dediler. eyvallah dedim ben de. bugün de cuma, kargo takip numarası ulaşmadığı için kargonun nerede olduğunu arayıp sordum. ''bugün cuma olduğu için kargoya verip haftasonu lenssiz olma riskine girmek istemedik. o yüzden kuryemizi yönlendirdik. öğlene kadar size teslim edilecektir'' dediler.
yani müşteri memnuniyeti konusunda baya bir yere gelmişler. tebrik eder, aynı çizgide devam etmelerini temenni ederim.
bu arada lensmarket'ten bağımsız olarak, lens kullanmayın mümkünse, ameliyat olun. 9 yıldır kullanıyorum, bıktım bıktım. -
21. ateistlerin dindarları zavallı görmesi
hahahaha!
dünyalık zevklerden uzak kalıyorlar diye ateistler dindarları zavallı görüyormuş ahdhasdhsg.
ulan katı müslümanlara bakıyorum,
zenginlik var, istediği kadını almak var, kuzey afrikadan orospu getirip muta kıymak var, en güzel otelde bedava tatiller var, para arsa borsa güç mevki makam var, tv'lere çıkıp şöhret sağlayıp paranın amına koymak var.
neyine acıyacağım amk! kıskanıyorum ulann. -
22. geceleri uyutmayan şeyler
8 eylül 2017 gecesi için (bkz: arda turan)
gelirse güzelim kadroyu karıştıracak diye uyku uyuyamaz oldum. -
23. özlem kumrular'ın köpek kaçırması
bu başlıkta yazılanları okudukça insanlığımdan utanıyorum. sözlük çoğunlukla utanç kaynağı zaten hepimiz için. parayla satın alınmış yazarlar olduğunu tekrar tekrar yazmaya gerek yok. bir de sadece klavye kullanabiliyor olduğu için illa bir şeyler yazmış olmak için saçmalayanlar var. bunun üzerine bir de kötü kalpli insanları eklerseniz işte size sözlük.
akademisyen olduğu için tanımadıkları bir insanın sözünün herkesten üstün olduğunu yazanlar mı dersiniz, barınağa bıraktıysa artık onun sorumluluğunda değil diyenler mi dersiniz, cahil cahil madem köpek doğal ortamında bırakılsın diye kanun var apartmanda bakılmamalı canım diyen mi dersiniz, zamanında internet üzerinde iki tane hayvanseverle kavga ettiği için bütün hayvanseverler kötü insanlardır o yüzden bu kadın mutlaka haklı olmalıdır diyen mi dersiniz.
özlem kumrular adındaki bu insan nedense akademisyen olduğu için bir çok insandan üstün tutuluyor. akademisyen nedir? üniversitede çalışan, ders veren, bu yolla para kazanan insandır. üniversitede ders vermek için iyi insan, akıllı insan, üstün insan olmaya gerek yok. böyle bir şart yok üniversitede çalışmak için. bütün diğer mesleklerde nasılsa bu meslekte de bazı şartları yerine getirince çalışabiliyorsun. her meslekte nasıl iyi, kötü, vasıflı, vasıfsız insan varsa akademisyenler arasında da öyledir. ülkemizde eğitim sistemimizin, üniversitelerin hali ortada, her ilde, her ilçede bir üniversite var artık. bu üniversitelerde nasıl akademisyen olunduğunu, bu görevlerde nasıl kalındığını ben yazmayayım.
filanca akademisyendir, öyleyse hepimizden üstündür, onun her söylediği doğrudur diyen bunu ya kasıtlı bir şekilde kötü niyeti ile yazıyordur, ya da süzme salaktır.
zamanında internet üzerinden hayvanseverlerle tartıştım bana kızdılar. demek ki bütün hayvanseverler kötü insanlar. o zaman hayvanseverlerin hepsi yalan söylüyor. diyen de ya kötü niyetlidir ya da süzme salaktır.
ben bu yazılanların hepsinde resmen kötü niyet görüyorum.
bir de şunu söyleyenler var. hanımefendinin yazdıkları mantıklıymış. o yüzden ona inanırlarmış. bir insan elbette ki yaptıklarını uygun bir kılıfa sokup anlatır. köpek kendi halinde yaşıyordu ama ben ona ve onu besleyen insanlara gıcık oldum, huylandım, sokak köpeklerini sevmem, apartmanda istemiyorum diye anlatacak hali yok. herkesin hak vereceği bir şekilde kendisini aklayarak açıklama yapacak.
ben tekrardan sorayım. madem haklı sebeplerle hareket etmiş neden ilk önce yetkili makamlara başvurarak köpekle ilgili gerekli işlemlerin yapılmasını sağlamamış, neden gece yarısı gizli saklı işler yapmış, neden köpeği hangi barınağa ya da hangi resmi kuruma bıraktığını söylemiyor, neden bu konuda bir belge gösteremiyor, neden işte köpek burada diye açıklama yapmıyor.
haklı olduğunu bilen, buna güvenen, yasalara göre hareket eden bir vatandaş öncelikle yetkili bir merciye başvurur. onlara durumu anlatır. bu durumda yetkili belediyelerdir. belediye şikayet üzerine gerekli görürse hayvanlar hakkında gerekli işlem yapılır, gereken insanlara ceza verilir vs. ama öyle yapılmamış. gece yarısı köpek alınmış, meçhul bir yere bırakılmış.
her şeyden önemlisi hangi barınak gece yarısı açıkmış da orada bir yetkili bulmuş ve köpeği teslim etmiş. hayvan barınaklarında çalışanların bayram tatilinde barınakların kapısına kilit vurarak hayvanları kendi hallerine bırakıp günlerce aç bırakarak tatile gittikleri bilinirken gece yarısı özlem hanım için barınakta işlem mi yapılıyor? hangi barınak gece yarısı açık ya da özel olarak açtırılıyor? neden gündüz mesai saatinde götürülmüyor?
bütün bu sorulara yanıt verilmeli. -
24. hollanda başbakanı yüzüme bakamıyor
uluslararası ilişkilerimizin artık kısır günü dedikodusu tadında ilerlediğini gösteren içler acısı ifade.
-
25. 10 eylül 2017 türkiye ispanya basketbol maçı
cedi osman 40 sayı atarsa melih mahmutoğlu'nun keyfi çatarsa, semih erden totosunu kaldırırsa, 3 korner bir penaltı olursa, ekinler baş verirse, sabuncubeli tüneli açılırsa kazanacağımız maç.
-
26. 155'e ulaşılamaması
1 saat inat edip arayıp cevap alamayan biri olarak rekor bende hacılar.
15 temmuz darbe girişiminden 1 hafta sonrası trafikte bi hayvan arabayı üstümüze üstümüze sürdü bildiğin keyif almak için yapıyordu. ölümden döndük o kadar manyak bir tipti. hemen 155'i aradım ama o da ne, cevap veren yok. 10 dakka 20 dakka yarım saat 1 saat! yok anam cevap veren olmadı. bastım gittim bi karakola bu nasıl bişey diye hesap sormaya polis efendi 15 temmuz kutlamalarindan dolayı çok yoğunuz ondandır dedi.
peki beni bıçaklıyor kaçırıyor öldürüyor olsalar ve sizi arayıp ulaşamıyor olsam yine bu mu olacaktı bahaneniz dedim cevap yok tabii
keşke, "öğretmenler yazın yata yata maaş alıyooo amaaaa" diye yırtınan tipler bu durum için de biraz efor sarfetse de bu başlık biraz ses getirse ve artık birşeyler yapılsa. kim yan gelip yatıyor kimin yan gelip yatması nelere sebep oluyor görün yazın farkettirin! -
27. ateistler için inşallah kelimesine türkçe karşılık
beğenseniz de beğenmeseniz de karşılığı "umarım"dır. yaşayan dilin inanışla bir ilgisi yoktur. "inşallah" kelimesi, umarım ile birlikte bu dilin içinde yaşam bulmuştur. dile siyasal kaygılarla zorla sokulmaya çalışılan ısmarlama arapça deyim ve kelimelerle ilgisi yoktur. hiçbir ateist "sayın aşırı ateist hocam bu sabah inşallah didim dinden çıkar mıyım? gibi bir şuur kaybı içine girmez.
-
28. sidney denildiğinde akla gelenler
scary movie serisi
ya da scream de olabilir hangisi aklınızda daha çok yer edindi ise.
telefondaki tuhaf sesin "sydneyyy" diye seslenmesi.. -
29. şamanizm kökenli türk adetleri
tam olarak adet sayılmaz ama magdalena sodzawiczny'nin yüksek lisans tezi var türkiye masallarındaki şamanizm ögelerine dair. türkçe kaynak, şuradan okuyabilirsiniz
-
30. arda turan'ın galatasaray'a kiralanması
ulan tam da güzel bir kadro kurduk, her şey iyi gidiyor derken...
beşiktaş ve fenerbahçe taraftarlarını sevindiren kiralama. -
31. murat kosova
milli maç, ülke takımları, türk oyuncunun sahada olduğu maç gibi eventler kendisi için handikap olan televizyoncu. bu konularda fanatizmi faşizme, holiganizme doğru kayıyor kendini rezil ediyor.
histerik bağırmaları, ağlak yakarışları seyir zevkini sıfırladığı gibi halkı kin ve nefrete sürüklüyor. ntvsporun premier lig ve formula yayımladığı mazide bize sporu sevdirmiştir oysa. bu tavırlarıysa ülkede sporun neden gelişmediğinin sebebi gibi. kaybetmeyi hazmetmek, sporu spor olarak algılamak gelişimin birinci koşuludur. yoksa olimpiyat koşucularınız dopingli, turnuva başarılarınız tesadüfi, oyuncu gruplarınız kanlı bıçaklı, antrenörleriniz külhanbeyi olur. -
32. 1.90 boyundaki siyahi turist ile kavga etmek
lan oğlum adam kızları sahile indirmiş, çırılçıplak denize girmelerini sağlamış sen adamı dövüyorsun. gay misin nesin adamı kızlardan mı kıskandın? takılsana sen de kızlarla. niye kavga ediyorsun?
-
33. aziz kocaoğlu'nun akp'lilere verdiği ayar
halbuki onursuzca, yüzsüzce küfürlere, hakaretlere hebele hübele deseydi başarılı bir siyaset yürüten orospu çocuğu olabilirdi ama o onurlu bir şekilde lafını söyleyerek kürsüden inerek başarısız cehape zihniyetini sergilemiş oldu.
veya hakaret edenlerin arasına 1848838272727 tane koruma ile girip protestocuların anasını siktirseydi alkış falan alır dünya lideri olurdu.
deveye diken bir üstteki trole siken yaraşır! -
34. soyadı şehir ismi olan kişiler
(bkz: baykal kent)
olmadı galiba lan. -
35. türkiye'nin dış borcu
çok ağır gerizekalı barındıran başlıktır. 15 senedir iktidar olan, halihazırdaki tüm borçların neredeyse tek müsebbibi olan iktidarı perdelemek için ihaleyi gezi parkı vs diyerek başkalarına yıkmaya çabalayan, içeride muhalefet olmasaymış dış borcun 400 değil 200 olacağını utanmadan yazabilen, 1.85 olan doların gezi nedeniyle 3.85 olduğunu sanan, hadi bunların hepsini geçtim yazı dili itibarıyla bırakın sözlük yazarı olmasını, türkçe yetersizliğinden ölmesine ramak kalmış yetersiz trolleri de gösteren başlık olmuştur.
-
36. izmir winter is coming zirvesi vol 3
katılsam mı katılmasam mı karar veremediğim zirve.
hiç olmadı uzaktan izleyip zirve hakkındaki gözlemlerimi burada paylaşmayı düşünüyorum.
birinin sizi gözetlediğinden şüphelenirseniz, bilin ki o benim sevgili suserler. * -
37. güneş tutulması deprem ilişkisi
bir tutulma bir deprem diye ilişki olmaz, illa fizikten değil bu gerçekleşen olaylardan gidecekseniz belirli büyüklükte deprem ve güneş tutulmalarının tarihlerini alacaksınız skalaya oturtup korelasyonu araştıracaksınız istatistiksel olarak.
o oldu sonra bu oldu diye bilim olmaz bilmim olur. -
38. artvin
hadi bugün sol frame patlaması yapalım dediğim, güzel memleketim.
doğası ayrı bir güzel, insanları ise apayrı. ha artvin merkez çok yokuş ve dar bir yerde kurulmuş. bir defa gittim atatepeye gidebilmek için, bir daha işim düşmezse uğramam merkeze o derece beğenmedim :)
ama hopasından şavşatına özellikle de memleketim borçka ve gürcü köyüm macahel(bkz: macahel) çok güzel çok doğal müthiş bir yer.
borçka'dan macahele giderken karagöl efsane güzel bir yer. özellikle uzungöl gibi arapların keşfetmemiş olması dolayısı ile ne kalabalık ne de otel-motel var. rahatça gezip dolaşabilirsiniz. günübirlik turcular ve gece çadırcılarından başka kimseler yok. ki olmasın da. bu arada gece çadır kurup gökyüzü seyredin fırsatınız varsa derim.
karagölden yokuş yukarı devam edip yaklaşık yarım saat kırk dakika sonra macahel yani köyüme ulaşırsınız ki türkiye'nin tek biyosfer alanıdır camili köyü macahelde. öyle güzel öyle hoş bir doğası vardır ki şaşar kalırsınız. macahel gürcüce, maca bilek ve hel de el demek. camili merkezin etrafında 5 köy 5 parmağı ifade ettiği için bu ismi almış.
maral köyündeki maral şelalesi efsane güzeldir. gidip görülesiyedir.
saf kafkas arıları ile de o biyosferde öyle güzel kestane balı olur ki ilaçlıktır o derece.
kısacası artvin güzeldir hopa borçka daha da bi güzeldir. gidin görün kalın efenim. doğaya doyarsınız. -
39. sevgiliyle oynanabilecek oyunlar
körebe.
sinsili mor gülücük surat. -
40. aleyna tilki
aleyna tilki'nin vikipedi sayfası 17 kez silinmişken; behzat uygur'unki ilk günden beridir kaydadeğer sayıldığından uygur'un sayfası hakkında silme talebinde bile bulunulmamıştır.
gerçi vikipedi'nin erişimi engellediğinden bu lüzumsuz bilgi bazılarınızın ipinde olmaz da, neyse. -
41. özlem kumrular
internette kim oldugunu bilmedigi insanlarin cenelerini kapatmak istiyorsa kopegi nereye teslim ettigini belgeler sonra da okuldaki hizli adimlarla ofisine yurumeye gidebilir. okuldaki karakteri su anda kimsenin sikinde bile degil. isterse dersine 1 saniye gec kalan ogrenciye yarrakla gargara yaptirsin kendi bilecegi is ama o kopegin hesabini versin once.
amina koyayim cok iyi arastirip okurmus bos zamanlarinda. sen okuma kalsin amina koyayim. -
42. arakan'daki katliamın yalan olması
merak edenler olursa kurban bayrami oncesi hortladi bu arakan muhabbeti...
(bkz: neden acaba?)
kurban bayramindan bikac gun sonra da tahmin etceginiz uzere azaldi bu yalan dolan. kim bilir kac milyon tl cukkaladi vakiflar. ben diyorum ki kendilerine 1 yillik yetecek kadar sogüslemislerdir. yalan diyebilir misin?
edit: basligin ilk entrysi de benimdi fakat toplum baskisi yuzunden silmek zorunda hissedip sildim... -
43. ufuk sarıca
furkan korkmaz'ın yazın başında önce nba yaz ligine sonra da alt yaş milli takım turnuvasına gidip sadece 1 gün dinlenerek bu turnuvaya geldiğini bilmeyenlerin eleştirdiği koç. aynen gerekirse furkan 40 dk oynatılmalı ki omzu dizi falan kopsun. özellikle curry yerine erkan, kevin durant yerine de sertaç'ı çağırması baya üzücü.
-
44. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı
cuma akşamı yalnız kalmayalım...
gecenin ilerleyen saatlerine kadar buradayız. keyfi kaçan, anonim kalarak sohbet etmek isteyen olursa ya da sohbet, muhabbet olsun, vakit geçsin diyenler linkteki bağlantıyı adres çubuğuna yapıştırıp gelebilir.
anonim kalmak sizin için önemliyse buyurun gelin,
çok dert dinlemeyi sevmiyoruz. kafa dağıtmak istiyoruz, dertlerinize çare olamasak da kafa dağıtabiliriz belki.
sohbete katılmak için tıklayın
not: siyasi konularda (vb) konuşacaksanız pek uygun bir ortam değil. -
45. muhlama vs kuymak
kuymakta one cikan malzeme misir unu iken, mihlamada peynirdir
-
46. galatasaray
tinerci lütfen.
-
47. cumhurbaşkanımızla ilgili konularda soru sorulamaz
"evet" verilen referandum maddelerinden biri ve an itibariyle türkiye cumhuriyeti kanunudur.
yeni mi fark ettiniz?
hayırlı olsun. -
48. sabire meltem banko
(bkz: çok osurgaçlı götürgeç)
aynı gün aynı yolda bir dakika arayla 3 kez trafik cezası yediğim için, 13 ay önce dava açtım. 13 ay geçmesine rağmen davam sonuçlanmamışken, geceleri osurarak uyuyan avukatımsı canlının davaları nasıl ışık hızıyla sonuçlanıyor agalar?
dava açmadan evvel saçımı sarıya boyayıp, geceleri periskopta osura osura ve horlaya horlaya uyuyacağım bundan sonra. yeni türkiye böyle bir şey galiba... -
49. irma kasırgası
ventusky ve windy den de takip edebilirsiniz.
son açıklamalara göre avrupa modeli miami yi direkt dümdüz ediyor, amerikan modeli ise 20-30 mil doğusundan geçerek en güçlü kısmını deniz üstüne alıyor bakalım sonunda ne olacak, yarın öğlen beş itibari ile tüm uçuşlar durduruldu.
bu arada irma kızımız turks and caicosu dümdüz etmekte.
şu an florida bölgesi
yarından sonra canlı izlemek için umarım kameralar açık kalır, denizdeki fırtınadan önceki sessizlik havası çok hoş. -
50. 9 eylül 2017 fenerbahçe medipol başakşehir maçı
7 yıldır bu sözlükte takılıyorum hiç kimseye ağır küfür etmedim ama artık dayanamıyorum.
ya futboldan soğuttunuz orospu çocukları. daha mac başlamadan hakem de hakem. hakem siksin sizi amın evlatları. ulan 2 yıldır hiçbir başarı yok hala hakemdi boktu püsürdü fenere karşı eyyam yapma peşindesiniz sıfatına sıçtıklarım. her maç aynı algı peşindesiniz hiç mi işiniz gücünüz yok lan sizin? şu başlığa bi bakalım diyoruz acaba analiz yapan mı var bilgi veren mi var ne yazılmış diye, sonra bakıyoruz bir takım özürlü fanatık grup her seferinde bir dangalaklık yapmış oluyor. engelle engelle bitmiyor da it sürüsü gibi doluşmuşlar sözlüğe.
futbol başlıklarının ekseriyetinden sözlüğün zeka seviyesinin ne kadar düştüğü açıkça ortada zaten. bu sadece beşiktaşlı ya da galatasaraylı da değil aynı mal grup fenerlilerde de var. iyice çekilmez ettiler sözlüğü.
neyse küfrümü ettim rahatladım en azından. algısını siktiklerim.