(bkz: şener şen)
osmanbey'de yürüyüş yaparken gördüm iki kez. şapkayı eşofmanı gözlüğü çekmişti ikisinde de. belli ki tanınmamak istiyordu. o kadar filmini izleyip tanımama ihtimalim yok tabi kara çarşafla bile gördük adamı :)
edit: ilyas salman ın da evine gidip lise dergisi için röportaj yapmıştım. dünyanın en alçak gönüllü ve mütevazı adamı, kapıya kadar uğurlayıp ben gidene kadar kapıyı kapatmamıştı.
Ekşi Sözlük Debe Listesi
Hepsini aç
-
1. yakından görülen en ünlü kişi
-
2. 48 saatte tel aviv'den girer kudüs'ten çıkarız
-
3. burak yeter'in evi
(bkz: çok fena şekilde sikiş döndüğü düşünülen yerler)
edit : ulan adam dj, partyboy...
millet diyor ki o paraya doğa içinde bahçeli bir ev alsaydı daha iyi olurdu. he aq domates biber de ekerdi arkaya... adamı emekli salih öğretmen sandılar zaar.
komiksiniz yav -
4. küçükken olmak istenen absürt meslek
çöpçülük. büyük metal çöp konteynerlerini havada kalem gibi çeviren o güçlü ve durdurulması imkansız kamyonları izlemeyi çok severdim ve dünyadaki en güçlü robot olduklarını düşünürdüm. arkasına tehlikeli bir şekilde tutunarak giden çöpçüler o büyük ve durdurulamaz devasa pistonlardan oluşan gürültülü ölüm makinesinin yardımcılığını yaparken onlara acayip imreniyordum. sonra anladım ki ben makineleri seviyomuşum. sonra mühendis oldum işte.
-
5. eşini hastaneye götürürken polisten yumruk yemek
kamera kullanımı yaygınlaştıktan sonra ortaya çıkarılabilenler bunlar. kim bilir geçmişte ne saçma sapan muameleler vardı da haberi olmadı kimsenin.
kendimizi önce şu tiplerden korumalıyız yemin ediyorum. öfke kontrolü bu tarz mesleklerin olmazsa olmazıdır. öyle cebine tabanca koyup üniforma taşımanın yetkilerinin yanında sorumlulukları da vardır. ceza kanunumuzda dahi ağırlaştırıcı nedendir bu birçok suç için “kamu görevi nüfuzunu kullanma”olayı.
sen hala birine eşinin yanında vuracak personel muhafaza ediyorsan kurumunda, halkın o kuruma sempati beslemesini bekleme. öyle çocukların başını okşayarak fotoğraf çekmekle olmuyor bu işler. -
6. yusuf ziya öğretici'ye verilen 1 milyon tl burs
kim bu yusuf ziya öğretici bi bakalım;
https://www.youtube.com/…ogo&ab_channel=darkblack34
redditte açılan ilgili konu;
https://www.reddit.com/…im_bakanlığının_bütçesinin/
"meb’ın bünyesinde verilen ylsy (yurt dışına lisansüstü öğrenim görmek üzere gönderilecek adayları seçme ve yerleştirme) sisteminin nasıl evlere şenlik bir hale geldiğini ve paralarımızın nasıl boşa harcandığını göstermek istiyorum.
bu case study’nin konusu yusuf ziya öğretici, kendisini belki bazılarınız siyaset meydanı’nın “din bilim ve darwin” başlıklı tartışmasından hatırlarsanız. kendisi celal şengör’e evrim hakkında 4 soru sormuş ve sorduğu her sorunun peşinden geçmişte kedicilerin ve diğer tarikatların amerikalı evangelical hıristiyanlardan arakladığı argümanları savunmuştur. profesör şengör, sorulan soruların mantıksızlığını açıklamış ama kendisini evrim konusunda ikna edememiştir.
yusuf o tartışma olduğu sıralarda marmara üniversitesi ilahyat fakültesinde okuduğunu söylemişti. bu kadar bilimden uzak bir öğrencinin şimdi ne yapıyor olduğunu araştırdım, kendisi ylys bursuyla devlet bütçesinden tam 105.000 pound 1.097.972,51 tl ödenekle iskoçya’ya doktora yapmaya gönderilmiş. doktora tezinin konusu ise: “etkili din eğitiminde türk müziğine verilen duygusal tepki üzerine inceleme” evet bu araştırma için sizin ödediğiniz vergiden de pay ayrıldı.
devletin ylsy ile yurt dışına gönderdiği ve benzer paralar harcanan öğrenciler geri dönüp bizim mahalledeki abi taraftarı think tanklerde siyasi çizgi belirleme, politika ve retorik üretme ve bu boş retoriğin altına sözde akademik çalışma ve meşrulaştıracak araştırmalar yaparak laik cumhuriyete zarar vermektedir." -
7. 5 yıl önce neydiniz ne oldunuz
bıyık büküle büküle kaytan insan sikile sikile şeytan olurmuş
-
8. yemeksepeti'nin dize getirilmesi
45 gün nedir arkadaş!
kendisi yatırım yapıp para kazanacak diye esnafa zulüm.
tüketici olarak bilmediğimiz detayların bazılarını gösteren başlık. -
9. twitter'da dm'yi ifşa eden kadın
suçtur.
tck 132.m/3.f:
kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın (ek ibare: 02/07/2012-6352 s.k./79.md.) hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, (değişik ibare: 02/07/2012-6352 s.k./79.md.) bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (ek cümle: 02/07/2012-6352 s.k./79.md.) ifşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
suçun yanında da, kişilik sorunudur. bu tarz davranışlar sizi, kendi çıkarları uğruna her şeyi yapabilen, saygısız, kişiliksiz, hiç bir özel bilgiyi paylaşmaya uygun olmayan bir insan yapar. -
10. norveç ordusunda erkek kadın birlikte uyuması
yakın bir arkadaşımı bana hatırlatmıştır. adam umut dolu bir herifti. ne zaman bizim ülkeden bir bok olmaz desek anında çıkışırdı bizi umutsuzlukla suçlardı. kendisi muhalif bir insandı bu arada farklı anlaşılma olmasın.
ne zaman üniversitede erasmus'a gitti ve geldi, adam değişti. daha fazla somurtur oldu. o umut dolu adam kayboldu. muhabbeti açıldığında erasmus'un ona yaramadığını söyledim. bana gerçeği gördüğünü söyledi. bizim en dandik avrupa ülkesiyle bile aramızda kapanması mümkün olmayan bir fark var. şehir düzeninden tutun, insani gelişmişliğe, yenilen içilen şeylerin kalitesine, saygı ve düzene kadar bütün konularda aramızda temizinden bir 2-3 siklet fark var ve işin kötüsü o siklet daha da açılıyor.
bugün norveç'in kışlasında kızlı erkekli yatıldığına şaşıranlar yüksek ihtimalle bu ülkede 20 sene önce yurtların bile kızlı erkekli olduğunu unuttular. -
11. 15 aralık 2020 alaattin çakıcı'nın chp'ye mektubu
kamuoyuna saygılarımla'dan sonra okumadım.
kamuoyunu yiyim senin, cücük kadar beyniyle mektup yazıyor hala aktroll.
(bkz: stop making stupid people famous) -
12. bilkent üniversitesi
ben işveren olsam bilkent'ten mezun olanı alırım. 4 sene kölelik sonrası sırtlarına kırbaç indirsem gık demezler.*
-
13. kuru ekmek yiyen aç değildir
bunlara oy verenin, bunlarla yolu kesişenin hak ettiği muameledir.
bütün yaptıkları pislikleri onlara oy verenlerin gözüne de soksan gidip oy verecekler.
zerre acımıyorum. beter olsunlar.
bizi bu hâllere sokan kim varsa bin beter olsun.
insanda biraz izan olur. der ki lan ben ay sonunu zor getiriyorum, bunlar bizimle taşak geçiyor. niye gidip oy vereyim. değil mi? kafası çalışan insan bunu sorgular. gidip oy vermez. bile bile oy veriyorsa bunların daha beterini hak ediyordur.
ohhh sokun sokun biraz daha sokun bu millete. müstehak her şey bunlara. -
14. yazarların giydiği mont markaları
ne boş adamlarsınız la
-
15. 15 aralık 2020 büyük göçmen sorunu
an itibarıyla artık isyan ediyorum. sevgili sözlük yazarları, değerli çaylaklar, yöneticisinden berber çırağına, tüm türkiye cumhuriyeti vatandaşlarına sesleniyorum. bu büyük krize daha ne kadar sessiz kalmayı düşünüyorsunuz? türkiyenin başına bela olan en büyük 3 sorundan bir tanesi olan bu sorun neden hiçbir mecrada, sosyal medyada, televizyonda konuşulmuyor?
son 10 yıldır akın akın gelen ve sayıları artık 10 milyonu bulan bu göçmenlere, mültecilere türkiye cumhuriyeti ne zaman dur diyecek?
ben cevap vereyim, hiçbir zaman. arkadaşlar, bugün türkiye cumhuriyeti'nde 6-7 milyonu yasa dışı yani kaçak, en az 2 milyonu da alavere dalavere ile herhangi bir yeterliliği olup olmadığı gözetilmeksizin birilerinin işine geldiği için vatandaş yapılan yaklaşık 8-10 milyon göçmen var.
8-10 milyon arkadaşlar. 100 bin değil, 300 bin felaketzede değil, 500 bin savaş mağduru hiç değil. 8 milyoon!
kim bunlar; başta suriyeliler, afganistanlılar, türmenistanlılar, özbekistanlılar,kırgızistanlılar, ıraklılar, kuzey afrikalılar...
yanlış anlaşılmasın, buraya okumaya gelen siyahi arkadaşlardan, ticaret yapmaya gelen yabancı uyruklulardan bahsetmiyoruz. kaçak yollarla türkiye'yi istila eden ve vergi vermeyen vasıfsız milyonlardan bahsediyoruz. hani senin bir bilgisayara 12 bin lira verip 10 bin lirası vergi olan vergi ha. içtiğin suya, soluduğun havaya bile vergi kesilen, hayatının dörtte üçünü oluşturan vergileri bu milyonlar vermiyor aloo!
yabancı fonlar ve avrupa birliği suriyeliler için bir ödenek gönderiyor evet, bu ödenek bunların verdiği maddi zararın binde birini karşılıyor evet, o biri de zaten hükümet cukka yapıyor. hangi otele gitseniz çalışanları afgan, türkmen. hangi sanayiye gitseniz çalışanları suriyeli, hangi mobilyacıya hangi restorana ya da nereye giderseniz gidin geri hizmette köle gibi çalıştırılan mülteciler. iş mi arıyorsun? nah bulursun. senin gibi mala sigorta yaptırıp 8-10 saat çalıştırıp 2500-3000 bin lira verir mi sanıyorsun taklacı patronlar? nah verir! tutar iki suriyeliye 1500 liradan toplam 3000 bin lira, 16-17 saat de çalıştırır onu. izin de yok. sigorta zaaten yok adam zaten kaçak neyin sigortası. e hükümet zaten mutlu avrupadan aldığı fonları cukka ediyor. mülteci belki mutsuz ama 8-10 kişi aynı evde ahır gibi yaşayıp 10 bin lira sokuyor o ahıra. e işveren zaten milyoner oldu ucuz iş gücü sigorta yok bişey yok. eee sonuç?
sonuç sen kaybettin. ben kaybettim. aşçı, komi, kalfa, çırak, evlere yardıma giden nuriye teyze, temizliğe giden bakıcılık yapan fatma abla, küçük esnaf kemal abi,bulaşıkçılık yapıp oğlunun kızının üniversite masrafını çıkarmaya çalışan aysel abla, sen kaybettin. biz türkiye cumhuriyetinin vatandaşları olarak, bir türk olarak, biz kaybettik! alın şimdi huzur içinde açlıktan ölebilirsiniz. siz öldükten beş on sene sonra da sayıları 20 milyonu bulan bu "gariban mülteciler" özerklik ister, bölge ister, kendi dilinde eğitim ister, şehir ister. bu gidişle de istediğini alır. sen susarak ancak ağzının payını alırsın bu gidişle.
imla
@intrigante uyarısı için teşekkürler.
ek: bazı arkadaşlar mesaj atıp türkiyenin yardıma ihtiyacı olanlara yardım ettiğini ve benim ırkçı olduğumu söylemiş.
ırkçılık nedir biliyor musun kardeşim; ırkçılık kendi vatandaşın açlıktan, işsizlikten intihar ederken, delirmiş vaziyetteyken, çaresizlikten umutsuzluktan kafayı yerken, bağımsızlık uğruna savaşıp can verdiği,doğup büyüdüğü, ve geberene kadar vergisini verdiği ülkesinin, vatanının kendisine ihanet edip elin suriyelisini, pakistanlısını afganını sahiplenmesidir ırkçılık. bu ülkede en büyük ırkçılık, türkiye cumhuriyeti vatandaşı olan türklere yapılıyor son yirmi yıldır.
son ek: onlarca mesajda söylenen umarım senin ülkende de savaş olur, kaçmak zorunda kalırsın merhamet göstermezler sana da diyenler için;
"uçurumun kenarında yıkık bir ülke
türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar
yıllarca süren savaş
ondan sonra, içeride ve dışarıda saygı ile tanınan
yeni vatan, yeni sosyete, yeni devlet
işte, türk genel devrimi"
benim bu ülkeden kaçacağım günü bekleyenler, gökyüzünden ejderha beklesin. çok beklersiniz çok. atatürk gençliği yedirir mi size bu ülkeyi. elbet tekrar ayağa kalkacağız. -
16. france football dergisinin en iyi 11 listesi
zidane>xavi
r.carlos>maldini
ayrıca yanlış biliyorsam düzeltin ama stoper mevkiinde oynayıp da "fifa dünyada yılın futbolcusu" ödülünü kazanan 3 oyuncudan biri olan cannavaro listede yok, gerçekten enteresan. -
17. geçmişe gidebilseydin hayatında neyi degistirirdin
bir şekilde doğumumu engellerdim.
-
18. türkiye'yi suriye'ye savaşsız kaybettik
fatih altaylı çok doğru bir tespit yapmış. bizler gündelik konularla, ekonomik krizle, siyasi meselelerle oyalanadururken en az 5-6 milyon mülteci bu topraklarda gün geçtikçe palazlanmaya devam ediyor. ciddi ciddi arsızlığın zirvesini yaşıyorlar. yavuz hırsız ev sahibini bastırır hesabı istediklerini yapıyorlar. bu konu bir çok meseleden daha önemli ve daha ciddidir. 10 yıl sonra bunlar hak isteyecekler, daha kalabalık olacaklar, daha çok kök salacaklar bu topraklara. bu yüzden hiç yok din kardeşi yok savaştan kaçmış masumlar yok ensar mensar dinlemeden bu işi halletmeliyiz.
-
19. 13 aralık 2020 özgür demirtaş maaş videosu
usta popülist özgür demirtaş'ın yeni ultra bilimsel elite plus analizidir.
bu adamı sadece popülist sanardım ama sorunu sadece ilgi açlığı değil. o ilgiyi çekebilmek için geçmişte sahip olduğu pozisyonları kullanarak her türlü manipülasyonu yapabilecek ahlaki problemleri var bu vatandaşın. ekonominin mevcut kötülüğünü (evet türkiye'de ekonomi kötü, denileni anlamadan itiraz etmeyin lütfen) kullanıp manevi kazanç sağlama derdine düşmüş, millet de güveniyor söylediğine ama baya bildiğiniz manipülatör adam.
neyse, önce isterseniz videosunu izleyin ve "vay be adam ne güzel anlatmış" vs deyin. sonra bendeniz bu adamın "doğru veriler" ile sizi nasıl kandırdığını anlatayım.
https://www.youtube.com/watch?v=wlzkgj4u-zi
bir özet geçeyim konuya girmeden. önce bir akademisyene yakışır şekilde elma-elma kıyaslaması yapacağını söyleyerek güven kazanıyor özgür bey ve abd ile türkiye'de prof maaşlarını kıyaslamaya başlıyor. bir tablo üzerinde türkiye'de bir prof'un 11k try civarında aylık maaş aldığını belirtiyor (bu maaş az mı? eh adamına göre çok fazla, adamına göre çok az, konuşacağız). sonra başlıyor abd'deki devlet üniversitelerindeki bir profesör'ün aldığı maaşı anlatmaya...
seçtiği okul dünyanın en iyilerinden ucla. seçtiği hocalar alanının yine en iyilerinden. dolayısıyla yıllık 800k+ dolar gibi brüt rakamlar telaffuz ediyor özgür bey. woow paraya bak... ağzının suyu akmaya başlayan seyirciyi para birimlerini convert edip, tax'leri vs düşüp abd'deki bir prof'un türkiye'dekine kıyasla 30 kat fazla inandırdığına "ikna" edip, bunun haklı gururuyla video'yu bitiriyor sayın demirtaş (çok özet geçtim, gidip bizzat izleseniz daha iyi).
özgür demirtaş vatandaşı uykudan uyandırmanın ve çok dikkat çekecek olan bu videosuyla bir tık daha artacak olan popülaritesinin sevincini yaşarken, vatandaş hal-i pür melalının vehametini daha iyi anlayıp biz kez daha çökmüş olarak kapatıyor bilgisayarı.
tabii kimse de demiyor ki ya bu iş hakkaten anlattığı gibi mi adamın... kesinlikle değil... evet ekonomi kötü, evet hayat şartları ülkemizde abd'ye göre düşük fakat bu arkadaşın yaptığı bir (1) olan problemi on (10) göstermekten başka birşey değil.
anlatalım.
1. türkiye'de akademik personele standard'a yakın bir maaş verilir. ister boğaziçi/itü/odtü elektronik müh'de hoca olun, ister abidik gübidikoğlu üniveristesi sosyoloji'de, base salary pek değişmez. abd'de ise bir devlet üniversitesindeki prof maaşı tamamen üniversitenin seçeceği bir miktardır. neden? çünkü okullar akıllı birer ticarethanedir. marka isimleri bünyelerine katıp itibarını artırmak, daha çok öğrenciyi daha çok parayla almak ve hocalarin getireceği projelerden daha çok pay almak ister. aynı okulda aynı bölümde iki hocanın arasında uçurum fark olabilir.
örneğin sn.demirtaş'ın bahsettiği bölümdeki diğer prof'lara bakalım. buyrun bölümün faculty kadrosu:
https://www.anderson.ucla.edu/…arch/finance/faculty
başta örnek verdiği en yüksek maaşlı isme bakalım (prof. longstaff). şu siteden, university of california sistemindeki hocaların maaşlarını görebilirsiniz.
https://ucannualwage.ucop.edu/wage/
location olarak los angeles'ı seçip, 2019 yılı bu vatandaşın aldığı maaşa bakınca $690k gibi bir brüt maaş çıkıyor. sn. demirtaş $800k'yı nereden buldu bilmiyorum. neyse şimdi başka bir prof'a bakalım. mesela mikhail chernov 486k alıyormuş. devam edelim ve farklı konumlardaki farklı bölümlere de bakalım, çünkü ucla ve finans bölümündeki hocaların maaşları normalden oldukça yüksek (daha yüksekleri de vardır eminim). mesela uc irvine'da electrical eng.'e bakalım (ucla kadar iyi olmasa da hala dünyanın en iyi okullarındandır). mesela prof burke (link) $176k gibi bir maaş alıyormuş. dikkat edin hala abd'nin en iyi üniversitelerindeyiz. full prof bir hoca için $100k'ya kadar düşer bu maaşlar konuma göre, arayın işte idaho, south carolina, wyoming vs. bir de teaching üniversiteleri var ki (bizim üniversitelerin çoğu aslında en ama en fazla bu ayardadır) $70k-$80k bandında olur onlarda da maaşlar.
bahsettiğimiz üniversitelerdeki hocalar, dünyanın en seçmece adamları. bırakın un. of california hocalarını, university of idaho'ya da gitseniz hocaların tamamının çok sağlam araştırmalarının olduğunu göreceksiniz. başka türlü büyük bir devlet üniversitesine ne girebilirsiniz ne barınabilirsiniz. tenure track bir pozisyon bulmak, sonra 5-6 yıl sonunda o tenure'u alarak assoc. prof olmak ne kadar zor çok çok iyi bilir sn demirtaş, bizzat tecrübe etmiştir nitekim.
gelelim bizim tarafa. bırakın dünya ile yarışmayı, adına prof dediğimiz adamların yüzde 70'i doğru düzgün bir makale oturup yazmış değildir. öğretmenlik, bölüm başkanlığı, ek ders vs kavgasıyla geçer tüm mesaileri... yani ünvanlarına layık yaptıkları tek iş öğretmenliktir, onda da yıllarca anlattıkları dersi tekrar eder dururlar.
abd'de sadece teaching yapan bir hoca ise en azından onun hakkını vermelidir. öğrenciye kendini sevdiremeyen, öğretemeyen hocayı en kalitesiz teaching okulunda bile barındırmazlar. neden? çünkü okul kendine öğrenci, yani para kazandırmayacak adamı beslemez. bizde devlet yıllarca besler ama...
dolayısıyla sn. demirtaş bir manipülatör olmasaydı, kıyası alanında pop star olan $800k'lik hocalarla değil, ortalama bir teaching üniversitesinde ~$80k alan bir hocayla yapardı. o para da vergi düştükten sonra eyalete göre ~$65k gibi bir şey olur zaten. bu ne demek? ucuz bir eyalette, iki-üç yıllık maaş ile bir ev almak demek. türkiye'de de ucuz bir şehirde aylık 11k try alan biri (ki belli küçük şehirlerde ekstra teşvikler var), iki-üç yıllık maaşıyla bir ev alabilir. türkiye'de teknoloji, araba vs çok pahalıdır, abd'de ucuzdur. üniversite ise abd'de pahalı, bizde bedavadır. toplamda abd'deki hoca hala daha iyi şartlarda yaşar, doğal güzelliklerden kopuk olmaz, evinin bir bahçesi falan olur. fakat bu hocanın iyi hoca olma şartı vardır ve maaşını öyle böyle hak eder (maaşından daha fazla parayı okula kazandırmıyorsa şutlanır). türkiyedeki hoca ise sabahtan akşama çay içip gezerek hala oldukça güzel bir hayat yaşar.
tabii haklı olarak sorabilirsiniz, iyi üniversitelerdeki hocalar ne olacak diye. onlar burada hakikaten en mağdur kesim olabilir. ama çoğu bir şekilde yolunu buluyor, proje alıyor, danışmanlık yapıyor, şirket kuruyor, özel üniversiteye derse gidiyor vs. mesela özgür demiştaş'ın sadece okulundan aldığı maaş 30k try'den düşük değildir, eminim. yine de ortalama olarak ülkede iyi çalışan insan hakkını alamıyor, bu meselede tek üzücü kısım orası.
sn. demirtaş yukarıda anlattıklarımı çok ama çok iyi bilir. ama buna rağmen, verileri eğip bükerek, sapla samanı karıştırarak insanları kandırır. umutsuzluğa sürükler. bu yaptığı ahlaksızlıktır. evet ülkede yolunda gitmeyen çok şey var, evet bunlar dillendirilmeli ama dürüstçe ve yapıcı şekilde. popstar ucla hocalarıyla, göbekli university of abidik gübidikoğlu hocalarını karşılaştırıp, memlekette yetişecek müstakbel akademisyenlerin umudunu kırarak değil. kendine "hoca" diyen birine yakışan budur, ucuz amigoluk yapıp tribün desteği kasmak değil... kendini o kadar yetiştirip, günün sonunda kandırabileceği kadar cahil insanların alkışına tamah etmeye devam ederse yazık eder. şu ana kadar tavrı hep bu yönde olsa da, bir gün vazgeçeceğini umarım dostane.
vesselam.
not: başlık altında bu kadar çok kişiyle aynı görüşte olacağımı düşünmüyordum açıkçası. fakat bazı arkadaşlar fazla ileri de gidebiliyor. burada mesele işin ahlaki boyutudur. maksadı aşıp, kendisinin prof’luğuna vs laf etmek doğru değildir. ne olursa olsun kendisi iyi yetişmiş bir akademisyendir, linç edilmesini değil yanlışından dönmesini arzu ederiz sadece. lütfen ölçüyü kaçırmayın.
not-2: bu entry’de “ameriga bizi kıskanıyor” denmek istendiğini sanan gerizekalıdır.
not-3: $200k’dan aşağı alan anca çöl’de falandır diyen arkadaş, irvine’ı bir gogullasın lütfen. -
20. amazon'un berbat arayüzü
kötü olmasının birbirine bağlı iki nedeni var.
birincisi, görünüş yerine hızı baz alması. milyar tane insan amazon'dan alışveriş yapıyor. milyar tane ürün amazon'a satış yapılması için konuluyor. ürünler türü fark etmeksizin sorunsuzca sayfaya oturmalı, alıcıya bir sorun yaşatmadan hızlıca alınabilmeli, bunu yaparken de sunucu üstündeki ve her kullanıcının bilgisayarının iyi olmadığını varsayarak kullanıcı bilgisayarı üstündeki yükü az olmalı. tamamen işlevine odaklı bir site yapmışlar.
ikinci neden her bilgisayarda çalışması gerekliliği. frontend web aplikasyonu dizayn ederken dikkate almanız gereken şeylerden biri hangi tarayıcılarda çalışacağı konusudur. ben dizayn yaparken eski, güncellenmemiş tarayıcıları hesaba katmam. mesela internet explorer'ın yüzde birden az kullanım oranı var. bana ne. güncelleseymiş. ama amazon bunu yapamaz. onun için dünyanın yüzde bir nüfusu demek kaç milyon insan demek. herkese satmak istiyor çünkü. zarara uğrar. eski tarayıcı uyumu da eski tip bileşenler kullanmayı zorunlu bırakıyor çoğu zaman.
milyar dolarlık şirket animasyon yapmayı bilmiyor mu? ux dizayncısı alacak parası mı yok? var ama siteye yapacakları iyileştirmenin siteyi artık kullanamayacak insanlardan daha fazla kar getirmesini beklemeleri gerekiyor. kapitalizm böyle işliyor. -
21. 15 aralık 2020 covid vaka sayısının 32102 olması
iki gün önce 26 bin küsur idi. iki günde neredeyse %25 artmış vaka sayısı. ilginç şeyler oluyor.
neyse ki hafta sonları içki satışı yasak. yoksa halimiz nice olurdu.
edit: 26 bin iki gün önceki vaka sayısı imiş. dünkü sayı da 29 binlerdeymiş. hatırlattığı için wellfare'e teşekkürler. -
22. 3 saat formula 1 izleyen insan
formula 1‘de yarış 2 saati geçemez
edit : cok girisli vize uyarısı üzere kırmızı bayraklarla beraber 4 saati bulabiliyor.
en uzun süren yarış 2011 kanada gp’si 4.5 saat -
23. navigasyonum kur-an'ı kerim'dir
allah aşkına sorarım kendisine;
alipaşa, 65130 ipekyolu/van adresine gidebiliyor mu? aha coğrafi konum da ekledim, 38.50186341104151, 43.372893469314775 -
24. vega dinleyen insanların ortak özelliği
30 yaş ve üzerinde olmaları.
-
25. işcep
evet, borsa yatırımcılarına geçmiş olsun. 15 dakikadır çalışmayan uygulama, uygulamaya hikaye modu getirip ankara dolmuşuna çevirene kadar keşke 2 tane sunucu alsaydınız.
-
26. sesi işitilince mutlu olunan enstrümanlar
hemen hemen hepsi, yeter ki güzel çalınsın. yine de sanırım en çok mutlu eden ukulelelerimin sesi.*
-
27. mezun olduğu liseyi özlemeyen insan
bir örneği de benim olduğum insan tipidir.
bir eski mahkumun cezaevini özlemesi ne kadar mantıklıysa benim liseyi özlemem o kadar mantıklıdır. baştan aşağı leş olan türk eğitim sisteminin en leş süreciydi, hayatımın en güzel yıllarının zindan edildiği bir saçmalık silsilesi. anadolu lisesi diye girdik, ben mezun olana kadar hiç anlamı kalmadı, açıktan okusaydım çok daha iyi olurdu diye düşünüp durdum mezun olacağım sene.
öğretmenler umursamaz ve cins, öğrenciler desen derste çıkardıkları gürültüden rahatsız olmamalarını ciddi biçimde garipsiyordum. sınıf mevcudu 40 kişiyi buluyor. pek uzak olmayan bir cezaevi vardı, valla bizim okuldan çok daha bakımlıydı, o zaman şunu aklımdan geçirdim; türkiye'de doğmak başlı başına cezalandırmayı gerektiren bir suçtu ve cezası da 13 yıl hapis idi. bugün bir çocuğum olsa böyle saçma bir sisteme bulaşmasını istemem.
edit: bir detayı es geçmişim, sonra o lisenin öğretmenlerinin çoğu fetö'den içeri alındı, hem de benim en çok kulaklarını çınlattıklarım. zaten ne halt oldukları belliydi şerefsizlerin. -
28. nikola tesla'yı en iyi canlandırabilecek aktör
david bowie (bkz: the prestige)
-
29. türk kızı kitaplığı
içine türk kızlarını dizdiğimiz raflı zımbırtı. niye öyle bir şey yaptığımızı bilmiyorum yani uzaylılar sorsa açıklayamam ama çorbanın üstüne naneli sos yaparken tereyağını illa yakmak gibi sorgulamadığımız örflerimizden bu da. neyse işte türk kızları minyon olduğu için iki kat çıkabiliyoruz, o bakımdan avantajlı. iskandinav kızı kitaplığını şaton yoksa iki kat yapaman misal. dikine yan yan koyuyorum kızları ben, devrilmesinler diye de 4-5 tanesinden sonra araya t ayaklı paravan koyuyorum. hoş duruyor.
-
30. devlet bahçeli'nin evlenmeme nedeni
bahçeli: bu kıyafetle ne yapmak, nereye varmak istemektesin?
eşi: bakkala..
düşünmesi bile kaos. -
31. aşk büyüsü için kedinin ayağını kesmek
sizin ben aşkınızın ızdırabını s.keyim dedirten, şerefsizce ve insanlık dışı harekettir.
-
32. masumlar apartmanı
işte kent hafızası bu yüzden önemlidir. yıllar sonra aynı yerde, aynı parkta buluşabilmek için, o parkların yerlerine betonların dikilmemesi gerekir. işte bunun için ağaçları, parkları korumak zorundayız. onlar geçmişimiz, onlar geleceğimiz çünkü. onlar bizden bir parça.
-
33. 14 aralık 2020 anaokulları yüz yüze eğitim kararı
orta kuşağın hayatını siktiler, gençleri zaten iyice manyağa çevirdiler ve sıra şimdi çocuklara geldi.
küçücük yavruları bir kaç haftada oyuncağa çevirdiler.
milli eğitim'de bir tane evet bir tane insanoğlu yok mu ulan bu çocukların iyiliğini düşünen? taklacı ziya'yı zaten unutun, onun işi özel okulları koruma ve geliştirme. yardımcılarını da unutun çünkü onların da özel okulları var.
yani kısacası, ülkedeki eğitim öğretimi özel okulların kucağında hoplata hoplata bitirdiler. bravo rte bravo ziya..
(bkz: aç kapa artema) -
34. cyberpunk 2077
amd cpu'lardaki problem intel c++ derleyicisi ile alakalı değil. gpuopen kütüphanesinin yaptığı kontrollerle alakalı. cyberpunk'ın intel derleyicisiyle derlendiğine dair bir kanıt çıkmamış henüz.
ama reddit'te birinin yaptığı yorum süper: cyberpunk oyunu hepimize hacker olmayı öğretti, belki de gerçek cyberpunk budur. -
35. köyde hiç yaşamayanların bilemeyeceği şey
kekik kayalıkta yetişir kekik suyu filan çıkaracaksanız işiniz zor. görsel
köy domatesi çok ekşi olur konservesi iyi olmaz kahvaltılık acılı yapacaksın.
cennet meyvasını erkenden toplar bir sandığın içine koyarsın. aralara üç beş kırmızı elma serpiştirir bir haftaya olgunlaşmasını beklersin öyle kurda kuşa yem etmezsin.
sondaj kuyuları hakkaten dut ağacı dalının yardımıyla bulunup kazılıyor. görsel
mantar zehirli mi yenir mi köyde yaşayanlar bilir. zehirliyse ölüyorlar zaten akdlshf.
hayvan kısmı azınca bir koku salgılar, ya da bir sıvı ona göre seks. hatta bu davarların taşağı kırılır çünkü azınca çok zayıflar bunlar.
görsel
koyun çok sevimlidir abdurrahman çelebi hikayesi doğrudur keçiyi bi bok sanar, çevresinden ayrılmaz.
tavuk dediğin aşırı temiz bir hayvandır ve feci hızlı iyileşen bir derisi vardır, bıraksan akşama kadar karınca yer.
keklik eti güzeldir, tavşan eti acayip kırmızı bir ettir, incir kuşu da çıtır çıtırdır, bıldırcın öff.
kargayı yaz boyu tüfekle korkutacaksın, kaplumbağa kesinlikle taze fasülye hastası nereye götürüp bıraksan iki güne de çıkıp geliyor öyle bi hayvan, domuzlar da çatır çutur karpuz yer avlayacaksın.
at siki gerçekten çok büyük.
inek siki havuca benziyor.
köyde ölü öldüğünde pekmezli un helvası kavrulup iki ufak köy ekmeğinin arasında cuma çıkışı dağıtılır.
görsel
yufka ekmek yapmak ,şu sulanıp yenilen, dünyanın en zor işidir köylü kadınların korkulu rüyasıdır, iflahın sikilir.
görsel
şalvar dikmek pek kolaydır.
çulfalık dediğin bir olay var giymediğin giysileri ince ince uzun ip olacak şekilde kesiyorsun sonra doluyorsun kısa bir kargı çubuğuna ya da mesela kazaksa söküp, ipinden yolluk, sofra dokuyorsun. dünyanın en yararlı işi.
bu düzenek
görsel
görsel
para olursa bir versace söküp dokuyacam akdisjf.
keçiyi sağarken incitmeyeceksin sütünü çeker hayvan, az bekleyip bir beş dakika sonra gene sağacaksın.
her yaz oduna gidilir kışlık yakacak temin edilir bu da bayağı zor bir iş doğrusu.
obruklara peynir indirilir ki bozulmasın dolap molap hak getire.
çıra, ateşi tutuşturmak için yapış yapış bir oduncuktur, güzel kokar.
bal sağma makinesi candır. arı dediğin hayvan zırt pırt ölür her sene alacaksın. bazen de oğul halinde gezip bi yere konar onu usulünce alabilirsen aha sana bedava arı.
zeytinyağı az soğukta koyulmuyorsa hakiki değildir. bal dediğin bozulmaz ve genzini yakar.
bi tabak ılık keçi sütüne ham incirin sütünden beş on damla akıtırsan yoğurt gibi tutar ve yemesi enfes güzeldir adı teleme aşı.
keçi filan sağıyorsan bilirsin sütün yüzeyi yağ olur onu biriktirir ,bi tencere olcak kadar her gün alacaksın yüzeyi, kaynatır yoğurt çalarsan buna kaymak yoğurdu denir ki hayatında daha güzel bir yoğurt yemedin.
bu tahinin bi köy versiyonu vardır kime denettiysem hastası ama artık yok.:((
katran dünyanın en güzel kokan ağacıdır.
dut ağacından güzel bağlama olur.
kantaron otu, menengiç, sumak, kızılcık düzenli olarak toplanır ve satılır alıcısı çoktur bunların.
dardağan denilen bir ağacın boncuk meyveleri vardır çok lezzetlidir.
görsel
her yaz dut, andız, üzüm pekmezi yapılır.
andız pekmezi dünyanın en iyi şeyidir. şu küçük oduncuklardan yapılır.
görsel
muşmula çürük yenir.
görsel
dağ çayı içimi en güzel bitki çayıdır.
görsel
ölü kadınların eline kına yakılır, saçları örülür bir tutam da kesilir.
bu siğildir ne boksa yuvarlak içine alıp dua okuyan ninenin adı ocakçıdır.
aa bi de bak bu çoban köpekleri et yemez ete alıştırmazlar nerden bulacaksın sürekli eti, yal dediğin bir sıvıyı içerler. yal nedir kepekle suyu karıştır, kaynat çorba gibi içsin pek kalmadı gerçi ama racon budur. -
36. 15 aralık 2020 galatasaray d. gençlerbirliği maçı
yukarıda biri maç 0 0 iken hep galatasaraya penaltı veriliyor yazmış, bu arada %95 değil %100 penaltı.
dün mhk, futbol federasyonu başkanı, uefa başkanı, abd başkanı toplanıp bu galatasaray darıcayı yenemez hakemle destekleyin kararı çıkmış aq.
bu adamlara derin gs falan demeyin ciddiye alıyorlar, 10 senede şampiyon olamayınca devreleri yanmış. -
37. ben salağım görev yerimi terk ettim cezası
hakkını savunamayan, çekingen bir hemşire üzerinde ego tatmini yapan başhekimdir. tıp fakültesinden mezun olman sana insanları ezme hakkı vermiyor kibir yumağı.
-
38. eryaman'da banka soyguncusunun üstüne atlayan amca
düşünsenize banka soymaya karar verecek kadar kafayı sıyırıyorsun. bankaya girip güvenlikten silahı almayı başarıyorsun. hatta paraları da alıp torbaya koyuyorsun. tam çıkacakken 66 yaşında bir amca üzerine atlıyor ve bankadan çıkamadan yakalanıyorsun.
ağlanacak hale gülüyorum şu an. -
39. antidepresan etkisi gösteren şeyler
toplu taşımada kartı olmayan kişiye akbil basıldiktan sonra başlayan akbil ücretini al-almam tartışmasını dinlemek ve seyretmek. bu kadar hırsızın içinde böyle şeyler çok tatlı oluyor.
- lütfen alın ucreti
+ ne demek önemli değil.
- yok olmaz alın.
+ gerek yok gerçekten.
- olmaz yok.
+ valla yok almam.
- koltuğa bırakırım alın lütfen
+ bırakın almam.
- hakkını helal et
+ ne demek helal olsun.
:) -
40. bana yapılanları anlatsaydım akp parçalanırdı
kendi hakkımı savunmaktan acizim ama şimdi sizin haklarınızı savunmaya talibim diyen siyasal islamcı zırvası.
-
41. cüneyt özdemir
daha sorun olmadan önce chp’ye çakmayı başaran gazeteci.
malum, ibb şu an istanbul’da büyük bir altyapı çalışması yapıyor, su taşkınları seller tarih oluyor.
özdemir’in evinin yakınında da çalışma varmış, boruları döşeyen ile kazı sonrası asfaltı döşeyen farklı olduğu öğrenen cüneyt özdemir daha bir şey olmadan ibb’nin yolu senelerce böyle bırakacağına karar vermiş ve şimdiden şikayet ediyor!
yahu bizim burada da borular değişti, 1-2 hafta yolu kazıyorlar, sonraki 1-2 hafta da asfaltı döküyorlar.
en büyük sorunu, chp ne yapsa peşinen yanlış yapacağını var sayması, akp ne yapsa “acaba akp’nin yaptığı doğru olabilir mi” diye benefit of doubt vermesi.
eskiden her yayınını izlerdim ama artık bu tavır çok yorucu olmaya başladı.
herbokolog oldu ve her konuda yorum yaparken “chp beceremez, yanlış yapar, iyi bile yapsa akp’den farklı değildir netice olarak, akp ise doğru yapar iş bitirir bazen hata yapsa bile kendilerine doğruyu anlatırız ve düzelir” pozisyonundan konuşuyor.
yayın bittikten sonra hızlıca atlaya atlaya bakıyorum ilginç bir konuk vs var mı diye zira kendisinin chp ile olan kişisel kavgasını artık midem kaldırmıyor.
ki chp’den de hazzetmem ha, haksızlık yapılması zoruma gidiyor. mahallede tüm altyapı değişti , 1 ayda oldu bitti. bana bunu chp’nin bir başka beceriksizliği diye anlatamazsınız.
herbokologluk yapmak yerine bir araştırsaydınız bakalım boruyu döşeyen ile asfaltı dökenin farklı kurumlar olmasının sebebi ne ve sorun oluyor mu? -
42. çok pis torpil döndüğü düşünülen yerler
-
43. ikizler burcunu tek cümlede anlatmak
ikizler burcunun merakiyla ve entellektuelligiyle ilgili o muthis soz
" a jack of all trades is master of none , but sometimes better than master of one "
ek olarak ayrica
" bagdati almaya calismak bagdati almaktan guzeldi" .
ikizleri tek cumleye indirgeyebilir miyiz ? adinda bile cogulluk varsa hele ?
burclara inanmamak ve bunun uzerine insanlari 12 burca genellemek diye astrolojiyi tabir etmek cok sig bir dusunce. dogdugunuz andaki natal haritada gezegenlerin birbiriyle yaptiklari acilar, yukselen ve alcalmakta olan gezegenleri ve bunlarin derecelerini de hesaba katarsaniz ortaya milyarlarca varyasyon cikiyor. dunyada ayni anda ayni saatte ayni dakikada dogan binlerce insan olsa bile dogduklarindali konum itibariyle gokyuzu hareketleri degisken oluyor. tabi ki de cevresel faktorler ve genetik grcisli alleller etkili. bir ara astrolojiye merak salip derinlemesine arastirmis sonrasinda sıkılıp birakmistim .o zamandan bu zamana yeri geldi astrolojiyi sacma bulabildigim yeri geldiginde ise bir insani inceden inceye taniyip burcunu tek atmisligim olmustur. bilemiyorum altan
genel olarak hem kendimden hem de tanidigim ikizlerden yola cikacak olursam ;
ikizler burcunun zihninde ayni anda birden cok alternatif vardir ve bu ozellik onu pratik yapabilir. bir durumun olumsuz sonuclanmasi onu zihnine geri yonlendirip doger alternatifleri uygulamaya iter. alternatiflerinin sonunda bir karara varirsa ( ki bir ikizler onemli olmayan bir konuda arada kalmissa veremedigi karar aklinda uzun bir sure kalacaktir) fikir degisikligi yasamasi muhtemeldir bu da onlari disaridan dengesiz iceride ise yaratilan bir cok alternatifin icinden birini secmek zorunda kalan biri yapmaktadir.
ıkizler burcu olanlar soyutsal dusunme yetenegi hat safhada olan varliklardir
ıkizler burcu rutini sevmez . hayatindaki cogu degisimi ya da farkliligi ilgi ihtiyaci gutmeden kendileri icin yaparlar
ıkizler burcu zor sever , zor vazgecer . gercekten seven ikizlerin sevgisinden suphe etmeyiniz. yalniz asiri sevginin her zaman oldugu gibi ikizler yonunden karsi partneri zorlayici etkisi vardir
ıkizler burcu ozur dilemez diyen bir yazarimiz olmus. ben bu konuda tamamen farkli dusunuyorum. ıkizler burcu ciddi konularda ozur dilemekten asla gocunmaz ama onlari ozur dilememeye iten sey karsi tarafin kendileri gibi yasanan olaylari dusunce suzgecinden gecirmeyip detaylari farketmediklerini dusunmeleridir.
ıkizler burcu bir insan tarafindan defalarca kirilabilir ve bu duruma pek ses etmeyebilir. gunu gelince ise cok kirici olabilir. susarsa bir daha konusmaz.
seven bir ikizler onu unlu yapan" ikizler sadakatsizdir" tezini sonuna kadar curutur. gercekten bir ikizler tarafindan sevilirseniz anlarsiniz.
ıkizler burcu insani kendini gelistirememis , ilgi meraklisi insanlardan soguyabilir. dunyada herkesin faydali seyler pesinde kosmasi ve bu dunyaya bir seyler katmadan gitmemesi gerektigini dusunur.
bir ikizler burcu insani bir gece ,steak nasil yapilir bunu izlerken , ertesi gece higgs bozonu ile ilgili videoyu sabaha kadar izleyebilir. sonraki gun tum entryleri okuyup bu entryi girme ihtiyaci hissedebilir .
sorumluluk sahibidirler ama sevmedikleri bir iste gorevleri bitince ortada bulamayabilirsiniz.
ıletisim becerileri cok yuksektir. masada muhabbetin sirkulasyonunun saglanmasinda ana rol ustlenici olabilirler. kelimeleri iyi kullanirlar
cok konustuklari ve fikirleri degisebildigi icin celiskili olmakla suclanabilirler
ek olarak kendi kendine konusurken kendi sozlerini cok keserler.
seytan tuyu vardir, kedilerin burcudur.
edit : aklima gelmisken. ınsanlarin neyi ne amacla yaptiklarini cok iyi anlarlar ve sezgileri guclu zodyagin inci tanelerindendirler.
edit2: cok ozleyebiliyoruz lan ! saplanti olabiliyor bazen. her neyse yaramizda kalsin :)
edit3 :gelen sayisiz ozel mesajlara bakilirsa ikizler dostlarimla beraber tarikat kuracak murid sayisina ulasmis bulunmaktayiz . sonrasinda after party de yapilabilir. cunku neden olmasin .ıkizler olmak bunu gerektirir -
44. kış saati uygulamasının kaldırılması
burada yapılan kış saati uygulamasının kaldırılması değil, bulunduğumuz saat diliminden 1 saat erken bir saat dilimine geçilmesidir.
biz kışları(önceki sistemde), nüfusumuzun büyük bölümünün meridyen olarak yakınlarında yaşadığı izmit'in yerel saatini ulusal saat olarak kullanıyoruz. yani tüm türkiye olarak, güneşin izmit'te en tepede olduğu saat 12 diyerek günü 24 saate bölüyoruz.
hava izmit saatine göre kışın mantıklı saatlerde aydınlanıyor (mesela bugün 8'de aydınlanacakmış sabah, izmit saati olsa bu 7 olacaktı) mantıklı saatlerde batıyor. (17.40 batış ama izmit saati yani eski saat olsa 16.40 olacaktı)
7'de aydınlanıp, 16.40'ta batan bir günde, çoğunluğun 7 civarı uyanıp, akşam 5'ten sonra eve geldiği düşünüldüğünde daha az elektrik kullanıcağı düşünülebilir.
peki yazın neden siirt saatine geçiyorduk? çünkü hava zaten çok erken aydınlanıyor, oldukça geç batıyor. 1 saat geriye götürdüğümüzde, normalde izmit saati ile 7'de uyanan ve 11'de yatan biri, ulusal saate göre aynı olsa da yerel saate göre 6'da kalkacak, 10'da uyuyacak. 6'da zaten hava aydınlanmış olduğu için ışık açmayacak, 1 saat de erken uyuyacağı için aynı düzeninde 1 saat daha az elektrik harcayacak.
yani biz aslında 1 saat daha az elektrik harcansın diye ığdır saatine, yani kış saatine geçiyorduk. şimdi biz gittik ığdır saatini tüm yıla yaydık, artık kışın sabahları da elektrik kullanmak zorundayız. bir sürü rapor çıktı zararı gösteren, çok sevgili damat hiçbirini kabul etmedi. gerçi sabah namazına kalkmak kolaylaştı, onun etkisi olabilir. -
45. iğrenç espriler
bizim olmayan turtaya ne denir?
- elmalı turta -
46. röportaj adam
-
47. aa'nın 2020 yılın fotoğrafı oylaması
seçeneklerde yok ama benim için budur;
https://www.evrensel.net/…m/upload/dosya/171818.jpg
maalesef katılamadığım oylama. -
48. s-400
bunu beğenmeyenler abd mandacısı oluyormuş.
idlib'te 40 küsür askerimiz ruslar tarafından bombalanıp tek kelime edilmezken kimin mandacısı oluyorsunuz?
elde ne modern uçak var ne de tank... -
49. 14 aralık 2020 abd ürünleri boykotu
microsoft
facebook
twitter
instagram
whatsapp
apple
amazon
zoom
steam
orta çağda sıradan bir gün yaşarsın,girme o toplara.
edit: doğalgaz ve petrolü bile dolarla alıyorsun amk. -
50. nusret'in 850 bin tl'ye müdür araması
londrada çalıştıracağı kişiye aylık 7bin pounddan biraz daha az maaş vereceği anlamına gelmektedir.
edit vergiler çıktıktan sonra net 4600 pound kaldığını söyledi bir yazar arkadaş. birazdan düşük maaştan ve emek sömürüsünden dolayı linç sebebi olma potansiyeli var olayın