Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. berlin'de iç çamaşırlarıyla güneşlenen kızıl kadın

    rahatlığı, yaşadığı yerdeki insanların fotoğrafını çekip internete yüklemeyeceğini bilmesinden kaynaklanan kadın.. haklı tabi, nereden bilsin öküzün birinin botla arkasından geçeceğini.

  • 2. suat kılıç'ın yeni imajı

    babet çorabı giydiğini gösterir. reis dövmekte haklıymış.

  • 3. 15 mayıs 2016'da beşiktaş'ın kupayı stada istemesi

    görgüsüzlük falan değil, net olarak hakkı olanı yapmasıdır. bu arkadaşların sahada kupa kaldırılmasına karşı bi alerjileri var herhalde.

    not: 4 yıldız.

  • 4. sümeyye erdoğan'ın düğün davetiyesi

    klasik düğün davetiyesi

    belli ki emine erdoğan davetiyeye karışmamış

  • 5. yahu şu 3 milyar euro'yu verecekseniz verin

  • 6. sözlükçülerin ben de oradaydım dediği olaylar

    ekşi itiraf başlığına yazacaktım ama bu başlık daha uygun gibi.

    (bkz: 16 mayıs 2010 fenerbahçe trabzonspor maçı)

    oradaydım ve bununla da yetinmedim. maç sonunda sahaya inen ve timsah yürüyüşü yapan grubun içinde yer aldım.

    ne yazık ki; şaka yapmıyorum..

    şu hayatta nefret ettiğim 2 kişi var. birincisi 2-2 anonsunu yapan adam, ikincisi de uzun.

  • 7. debe'lerin tamamına edit için mesaj atan yavşaklar

    her debe'ye giren entry sonrası bıktıran, usandıran amaçlarının ne olduğunu çözemediğim yavşaklardır. ulan zaten debe birincisi dahil ilk 10'daki pek çok entry'ye sosyal yardım çağrını edit yaptırmışsın yetmiyor mu da debe'de 37.sıradaki entry'im için bana yalvarıyorsun. nedir abi hedefiniz?sabah uyanınca "bugünkü debe listesinin 50 de 40'ına edit yaptıramazsam başarısızım "motivasyonuna mı sahipsiniz?

    bilgi kirliliği hoşunuza mı gidiyor? her debe entry'sinde aynı editleri okumak zevk mi veriyor size?? yeşili görünce biri güzel bir mesaj attı herhalde diye açıyorum mesaj kutusunu onu editlermisin bunu editlermisin mesajları 1 değil 2 değil.yeter yaw yeter.

    sizin gibi yüzsüzler yüzünden hiçbir sosyal yardım projenize zerre destek vermiyorum.

  • 8. berke araba gidiyor

    videoya yazılan "berke hangi birine koşsun" yorumu çok fena güldürmüştür.

  • 9. kaza yapan ekmek kamyonunu yağmalamak

    hukuki açıdan; cezalandırılması gereken bir suç eylemi.

    dini açıdan; güzel ahlak üzerine bina edilen bir dinin hakim olduğu iddia edilen topraklarda insanların kendilerinin inançlarını yiyecek kadar "aç" hissettiklerini gösteren olay.

    siyasi açıdan; insanların hakkını alamadığını düşündüğünü ve hakkını almak için fırsat kolladığını gösteren sosyal turnusol.

    sosyal açıdan; karşılıksız sosyal yardımlar ile çalışmadan kazanmaya alıştırılmış insanların, bir gün sosyal yardımlar ile yetinmeyebileceklerini hatırlatan rezalet.

    etik açıdan; kamyon şoförü ile ilgilenmeden ekmeklerin yağmalanması ile, insanlıktan ne kadar uzaklaştığımızı gösteren hayat dersi.

    al capone açısından; "çocukken her akşam yatmadan önce ve aklıma geldiği her an tanrı'ya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. bir gün tanrı'nın çalışma tarzının bu olmadığını anladım. ertesi gün gittim kendime yeni bir bisiklet çaldım ve her akşam yatmadan önce tanrı'ya günahlarımı affetmesi için dua ettim."

    edit: dostlar, devrim bebek için son 5 bin tl kalmış, haydi asılalım küreklere(bkz: #60102536).

  • 10. yaran facebook durum güncellemeleri

    beşiktaşlı komşum bayrak astı. naftalin kokusundan zehirlendik amk.

  • 11. survivor 2016

    damla ve gizem memic kibar kibar çivi çakıyor kamera bi nagihana dönüyo paçaları sıvamış yaprakları kesmiş ağacı mı devirmeye çalışıyo napıyosa artık.

  • 12. arda turan'ın sezonun en kötü 11'ine seçilmesi

    sonunda ilk 11'de kendine yer bulmuş; milletçe alkışlıyoruz!

  • 13. arda turan'ın takipçisini tehdit etmesi

    en kötü 11' e girmekten çok daha utanç verici bir şey yapmış. ama allahı var ki, adam gerçekten "bizi" temsil ediyor. bizim halkımız da aynı böyle angil dingil insanlar değil mi? türk insanının starı işte bu kadar olur. biraz işler ters gitti mi hemen içindeki ayı çıkar ortaya. seni bulucam olummm? tam bir özet.

  • 14. beşiktaş'ın şampiyonluğu kaçırma ihtimali

    beşiktaş'ın son 10 iç saha, osmanlı'nın son 10 deplasman maç sonucuna göre beşiktaş'ın osmanlı maçında puan alamama olasılığı %9.
    beşiktaş'ın son 10 deplasman, konya'nın son 10 iç saha maç sonucuna göre beşiktaş'ın konya maçında puan alamama olasılığı %36.
    fenerbahçe'nin son 10 iç saha, gençlerbirliği'nin son 10 deplasman maç sonucuna göre fenerbahçe'nin gençlerbirliği maçında 3 puan alma olasılığı %50.
    fenerbahçe'nin son 10 deplasman, sivas'ın son 10 iç saha maç sonucuna göre fenerbahçe'nin sivas maçında 3 puan alma olasılığı %41.
    buna göre beşiktaş'ın iki maçtan da puan alamama olasılığı %3,24, fenerbahçe'nin iki maçta 6 puan alma olasılığı %20,50'dir. beşiktaş'ın şampiyonluğu kaçırma ihtimali de bu iki oranın çarpımı olan % 0,66'dır.

  • 15. ahmet necdet sezer

    anayasadan başka kitap bilmeyen diye söz edilen eski cumhurbaşkanı'dır. anayasa tanımayanların revaçta olduğu bu günlerde mumla aradığımız çağdaş, laik devlet adamıdır.

  • 16. şaka maka fb'nin sürekli ilk ikide olması

    ligi 2.bitir,
    şl ön elemeyi geç,
    şl ikinci ön elemede elen,
    uefa'da en fazla çeyrek final oyna,
    lige dönüş,
    ligi 2.bitir.

  • 17. s. erdoğan'ın düğün pastasını yapacak olan pastacı

    çok büyük bir fırsata sahiptir...

    büyük kitlelerin gözünde çok büyük bir kahramana dönüşebilir.

    davetlileri düşünün...

    cengiz inşaat, ağaoğlu, yiğit bulu8t, ensarcılar, türgevciler...ve daha niceleri.

    hepsi o pastadan yiyecekler....

    neden olmasın...?

    belki kendisini feda edecek ama bir milletin tekrar uyanışına vesile olabilecek büyük bir kahramanlık yapacak.

    sözlüğü uçuracakmış bu başlık...pes...

    zaten ben tadı kötü bir pasta yaparak düğünün tadını kaçırmasını kasetmiştim.

  • 18. ssg'nin kanzuk'u görevden alması

    darbe yakın, meşaleleri yakın.

    baykuş dosyası açılsın:

    --- spoiler ---

    dürümcünün ekibi yeterince konuştu.

    dürümleri ile beraber yeterince ortalığı karıştırdılar.

    biraz da biz konuşalım mı?

    biraz da ssg başgan için klavyesini ateşe verecekler konuşsun mu?

    çok az kişi aslında neler olduğunu biliyor.

    kabus gibi.

    hani başlık açarsınız da kimse entry girmez ya...

    işte öyle bir şey.

    hani 23.59'da entry girerseniz de kimse farketmez ya..

    işte öyle.

    yani benim hissettiklerim öyle.

    her şey ortada, ama gören yok.

    yazarlar anlamsız başlıklar arasında kaybolmayıp, ortada olanları görebilselerdi, benim bu yazıyı yazmama gerek kalmazdı.

    buradan çığlık atıyorum. duyun artık:

    hanımlar! beyler! burası dehşet bir sözlük.

    hiçbir şeyin yüzeysel bir bakışla görülemeyeceği bir sözlük.

    öyle bir iki yazarın tavsiyesini ciddiye alıyor gibi görünme şirinliği ile, eski yazarların yerine yenilerini doldurmakla güllük gülistanlık olacak bir sözlük değil.

    temayül yoklamalarında 1. guru, 2. kanzuk çıktı.

    buna rağmen başgan dürümcüyü sözlüğün başına getirdi.

    guru türkiye'ye dönmeye sıcak bakmıyordu.

    başa geçecek kişi ülke içinden biri olmalıydı.

    dürümcü hukukçuydu ve sempatik görünen bir yapısı vardı.

    evet aklı fikri yemekteydi. hem de çok.

    bu da çuvallamasına yol açtı.

    örnek; tasarım değişikliği.

    kendisinden çok emindi. b planı bile yoktu. kimseye sormadan radikal değişikliğe gitti.

    sonuç sözlüğün değerli yazarlarını kaybetmesine yol açtı. güven kaybı da cabasıydı. ardından gelen kullanıcı sözleşmesi değişikliği ise tam bir skandal oldu.

    dürümcü ile başgan arasındaki hikaye basit bir ihtiras hikayesi değildir.

    dürümcü başganı unutturup kendini önplana atarak sözlüğü tamamen ele geçirme ihtirası içindedir.

    her gece uykuya dalmadan önce dünyanın çeşitli bölgelerindeki tadamadığı yemeklerin hayali ile motive olmaktadır.

    etrafındaki birkaç nutellacının piyonu olmayı kabul etmiştir.

    kavga budur.

    kaybedeni de bellidir!
    --- spoiler ---

  • 19. 6 yıllık ilişkiyi bitirip 6 ay sonra evlenmek

    6 yıllık olmasada 4 yıllık ile benimde başıma gelmiştir.

    bayağı zaman geçti üstünden ama hala anlayamadığım-canımı sıkan nokta onca zamandır birlikte olduğun,herşeyini bildiğin sandığın kadının aslında bambaşka biri olduğunu görmek.

    örnek olarak esmer erkekten hoşlanmam deyip esmerin dibi bir erkek ile evlenmek veya istanbul-izmirden başka bir yerde asla yaşayamam diye kati bir kural koyup manisanın bir köyünde yaşamak...

    insanlar değişebilir eyvallah.ama arkadaş bari bizim ilişkimiz sırasında değişseydin de, bizde ne olduğunu görüp otogarın bir köşesinde elimizde çiçekler ile ağlamasaydık.

  • 20. atiba hutchinson

    önce osmanlı maçında fişi çekelim. sonra konya maçında futbolculardan 19 mayıs törenlerindeki gibi bir insan tahtı kurulsun, maç boyu sahada sırtlarında atiba'yı taşısınlar, adam bir sezon hepsini taşıdı çok mu?

    ismail ile tolga tahtın ayaklarını oluştursun (o bile fazla aslında). sosa hazretleri yelpaze ile yellesin, oğuzhan tiner ve üzüm ikram etsin. gerçi oğuzhan'ı görünce üzüm ile duvar pası yapar bunlar.

    koçum be.

  • 21. ilk orgazm

    babamın şamarıyla fark ettiğim durumdur.

    cine5'in gece 12'den sonra verdiği 16+ filmlerini izlemem yasaktı o günler.

    herkesin yatmasını bekleyip detaylı bir plan yaptım, odamdan antredeki mermere gelene kadar halıda sürünecek, mermerden çıplak ayakla geçecek ve daha önceden su alıcam bahanesiyle kalkıp aralık bıraktığım salon kapısını gıcırdatmadan açarak içeriye girecek, televizyonu açtığım gibi kumandadan sessize alacak ve gıcırdamayan koltuğa oturacaktım.

    planımın koltuğa oturuncaya kadarki bölümü hakikaten kusursuzdu, çıt çıkarmadan salona gelebilmiştim, babamın horlama şiddetinde bir azalma yoktu, her şey mükemmeldi.

    filmin başlaması, ilk erotik sahneyi izlememle beraber bacağıma doğru bir sıcaklık, bir ıslaklık gelmeye başlıyor, içimde alev topları büyüyor, bedenimi sarıyor ve ben ölmekte olduğumu düşünüyordum. neden diyordum, neden böyle bir şey geliyor pipimden, içimde zaten fena oldu, bir yanlışlık var diyerek ve korku içinde eczacı olan babamı uyandırmaya karar verdim.

    baba diyorum, kalk, bir şeyler geliyor, yardım et.

    babam yarı uykulu bana doğru dönüyor yatakta, güç bela dediklerimi anlayınca bacağıma dokunup eliyle de kalite testini tamamladıktan sonra gelenin meni olduğunu kavrıyor ve seni amına kodugumun çocuğu diye şamarı basıyor.

    tuvalete geç, hemen soyun duşa gir diyor, noluyor baba demeye kalmadan çabuk çıkar naraları ile çırılçıplak soğuk suyun altına giriyorum.

    babam dediklerini tekrar etmemi söylüyor.

    -allahım niyet ettim gusül abdesti almaya...

    enfes bir adamdı.

  • 22. game of thrones

    --- spoiler ---

    khaleesi'de öyle bir cv var ki aselsan'a başvursa direkt işe alırlar.

    --- spoiler ---

  • 23. mario gomez

    bizlere yeni bir mesaj yayınlamış golcümüz .
    şurada

    türkçesi : şimdi kutlama yapma zamanı değil . bir adım daha kaldı . odağımızı ve iştahımızı koruyalım .

    la adam kendine bizden çok dert ediyor .şampiyonluk için hepimizi uyarıyor direktif veriyor . tam bir winner ve lider olduğunu bir kez daha göstermiş . 2. dünya savaşı sırasında yaşasa muhtemelen subay olup hitler 'e '' mal mısın amk pis faşist -40 derecede rusya'ya mı girilir göt herif '' filan diyebilirdi . adamın 9,15 i kendi ölçerek hakemi göt etmişliği var lan .

  • 24. misch

    bazi insanlarin dunyalari gezse de malligindan kurtulamayacaginin guzel bir kaniti.

    bu fotografi cekmek sorun degil (aslinda o da sorun ama psikoanalize girmeyelim simdi), instagram'da paylasmak da pek buyuk bi mevzu degil (desem de inanma, gayet hastalikli bi hareket). asil cirkin olan eksisözluk'te dikkat cekmek icin, buranin salyali abaza kalabaliginin tiklamalarini kendi sosyal medyasina cekebilmek icin "ic camasiriyla guneslenen kizil kadin" diye bir baslik acabilmesi misch'in, bir "insan"i basit bir seks/arzu objesi seviyesine indirmesi.

    birader yaptigin hayvanlik, yaptigin kroluk, yaptigin magandalik, yaptigin köyluluk, yaptigin erkek egemen medya dilinden ekmek yemek.

    sanatci vizesiydi, editörden izin aldiydim, yanimda manitam vardi, benden önce baskasi da cekti diyerek kafa karistirip hedef sasirtma. yedigin bok ortada.

    artik tum haber/gazete sitelerinde gördugumuz "seksi fotolari icin tiklayiniz" ayiliginin kendi capinda uygulamasini yapmis misch baska bisey degil.

    reklamin iyisi kötusu olmaz demisler, kendisini tanimis olduk. essek olarak tanimasaydik iyiydi ama tanidik iste bir sekilde.

  • 25. ferhan şensoy

    tolga çevik denen tv komedyenine (ki benim şahsi görüşüme göre kesinlikle komik ya da yaratıcı birisi değil) kavuğu vermediği için eleştirilen üstad.

    kavuğu kendi yolundan giden birine devretmiştir.

  • 26. bismilli cep telefonu tamircisi celal göger

    kendi yapmak isteyen böyle buyurabilir;
    https://www.youtube.com/watch?v=zl_hamwqtga

  • 27. murat boz'ın aslı enver için şarkı yazması

  • 28. namuslu kadın tayt mini etek dar kot giyer mi

  • 29. beşiktaş

    fenerbahçeliyim.

    bu sene bizden daha yürekli, daha hırslı, daha iyi, daha istikrarlı top oynayan beşiktaş şampiyon olmayı haketti. bir kez daha futbolun bir takım oyunu olduğunu kanıtladı.

    helâl olsun. kutluyorum.

  • 30. kılıçdaroğlu'nun savcıya ifade vermeyi reddetmesi

    savcı recep tayyip erdoğan'a ayıp etmiştir.

  • 31. 10 mayıs 2016 akp'nin başkanlık açıklaması

    malumun ilanıdır, zaten belliydi tek dertlerinin başkanlık olduğu yok darbe anayasası yok sivil anayasa da yıllardır arkasına sığındıkları bahanedir.

  • 32. kadir mısıroğlu vs ilber ortaylı

    ilber hoca, şahsına hakaretten sözlüğe dava açsa kazanır. böyle de bir salak versusdur.

  • 33. hemşire soğukluğu

    tamam, devlet hastanesidir, özel hastanedir yoruluyorsunuz tribinizi filan anlarım,

    ama tıp merkezinde yapmayın be ablacım! hasta bile yok, oturuyorsun tüm gün.

    bu sabah annemi bi tıp merkezine götürdüm, enfeksiyon değerlerine bakılmasını istemişti yine aynı tıp merkezindeki doktor. neyse, kan alma odasının kapısını çalıp

    - kolay gelsin, özür dilerim kanı burada veriyoruz di mi, barkod filan almamız gerekiyor mu öncesinde?
    + burada -_- geç şöyle. (anneme diyor)

    senin ben o emir veren dillerini keserim, kızgın şişlere geçiririm de işte beni tanımıyorsun ve seninle yalnızca 10 dakika bir arada olmamız gerek.

    işesin diye verdiği bildiğimiz beyaz plastik bardağı görünce, anneme dönüp "ağzı açıkmış:( " dedim. hani buna biz işeriz, gerekirse kaka da yaparım ben o bardağa da, hani hemşireler teslim alıyor onlara yazık baaabında üzülerek söylemiştim. bizim suratsız +35 yaş hemşiremiz yapıştırdı cevabı: evet ağzı açık, çünkü o bir bardak! siz örneği getirince tüplere doldurmamız kolay olsun diye! -_-

    ben senin o atarlanan yerlerini kesip kıyma makinesine atarım ablacım ama işte annem yanımda terbiyesizlik yapmayayım dedim.

    eve geldik annem demez mi, "hayır abin de sen de ne zaman hastaneye gitsek pısıyorsunuz, bi cevap veremedin o hemşireye yazıklar olsun. "

    keşke yapıştırsaydım cevabı "hav" diye.

    edit: beni hemşire fantezisi ile itham edenler filan oldu, sayın okurlar, ben kadınım, ve hemcinsimden hoşlanma gibi bir durumum yok. baya bıyıklı mıyıklı erkekleri seviyorum ben. bu burada dursun.

    hemşire elbette güler yüzlü olmak zorunda değildir, tamam bunu kabul ediyoruz. ben zaten asık suratından değil daha çok hazır cevaplığından ve emir verişinden yakınmak istedim aslında, bunlar da onu soğuk gösteriyor kusura bakmayın.

    düşünsene, faturanı yatırmaya gidiyorsun donuk surat, markette kasiyer donuk surat, doktor donuk surat, terzi mehmet bey bile donuk surat... herkes donuk olsun, nasılsa gülümseme zorunluluğunuz yok. e olur mu öyle ama, yaşanır mı? ben yaşayamam bana gülümseyin! beni tanımadan bana günaydın deyin ben hayat doluyorum. yapmayan yapmasın ama yapabilen lütfen ya, buna ihtiyacım var. ki biliyorum, aslında isteseniz bunu hepiniz yapabilirsiniz, hemşireler de aynı şekilde.

  • 34. devlet bahçeli

    80 vekili varken rte'nin sülalesine söve söve reddettiği koalisyonu, şimdi 40 vekille, rte'ye yanlaya yanlaya yapmanın derdinde..
    yahu ne değişti şu kadar zamanda?
    sahi neyin değiştiğini hepimiz biliyoruz aslında.

  • 35. 10 mayıs 2016 diyarbakır patlaması

    ülke açık savaş alanına döndü, birileri hala başkanlık, başbakanlık derdinde. cumhurbaşkanı patlama olduğu sırada ve hala yaklaşık 1 saattir tobb toplantısında ekonomik istikrardan dem vurup iş adamlarına başkanlık goygoyu yapıyor.
    ölen istikrarlı bir şekilde öldüğüyle kalıyor, kimsenin umurunda bile değil. ne zaman bitecek bu saldırılar biraz da bununla ilgilenseler, sanki ölecekler.

  • 36. tokat bilsem öğrencilerinden sıkıştırma programı

    başlık karakter sınırlasından dolayı tam olanı "tokat bilsem öğrencilerinin kayıpsız fotoğraf sıkıştırma programı yazılımı" şeklinde olması gerekendir.

    olayın haberi: milliyet olayın videosu : al jazeera

    öncelikle tübitak, kosgeb gibi innovatif özellikli kuruşların girişimci zannetikleri fast-food dükkanı açan, internetten atlet t-shirt satan adamlar yerine, bu ve bunun gibi kafası bu işlere çalışan çocuklara yatırım yapması gerekiyor.

    önlerine bu vizyonu koyan öğretmenleri aileleri vs ve kendilerini tebrik ediyorum ve başarılarının devam etmesini diliyorum.

    whatsappın 19 milyar$'a alıcı bulduğu yeni dünya düzeninde (tüpraşın yaklaşık 4 katı), ülke gençlerimizin daha çok yazılım alanına yönelmeleri hem kendileri için hem ülke menfaatleri açısından faydalı olacaktır.

  • 37. west ham united

    1895 yılında doğu londra'da* kurulan, iç saha maçlarını 1904 yılından beridir 35,000 kişilik the boleyn ground stadyumunda oynayan ingiliz futbol kulübü.

    2016-2017 sezonunda, 112 yıllık yuvalarını terkedip, 99 yıllığına kiraladıkları 60000 kişi kapasiteli london olympic stadium'a taşınmayı planlıyorlar.

    ingiltere'de genelde klüpler işçiler tarafından kurulmuşken, west ham united ise 'thames ıronworks & shipbuilding co. ltd' adlı savaş gemileri üreten bir demir-çelik fabrikası'nın patronu ve yanında çalışan bir ustabaşı tarafından kurulmuştur. hatta takım ilk kurulduğunda ismi thames ıronworks fc olup, 1900 yılında şimdiki ismini almıştır.

    takımın ismi değişse de, demir-çelik fabrikası köklerinden dolayı lakapları 'the hammers' (çekiçler) ve 'the irons' (demirler) olarak kalmıştır.

    ayrıyeten kanımca ingiltere'nin en iyi altyapı sistemine sahipler. özellikle son dönemlerinde ingiltere'ye birçok genç yeteneği hediye etmişlerdir. tüm ingiltere'de bunun farkındadır ki, ilginç bir şekilde west ham united altyapısının da lakabı vardır; 'the academy of football' veya kısaca the academy.

    rio ferdinand, frank lampard, joe cole, michael carrick, jermain defoe, glen johnson gibi milli takıma yükselen oyuncular west ham united akademis ürünüdür. sol campbell ve john terry gibi efsanelerde the academy tarafından yetiştirilmesine rağmen, west ham united forması giyemeden başka takımlar tarafından kapılmışlardır. the academy, son olarak bu sene (2015/16) başında henüz 16 yaşındaki defansif ortasaha reece oxford'u piyasaya çıkarmıştır.

    taraftarlarına ve ezeli rakiplerine gelirsek, hepimizin bildiği gibi üstüne film bile yapıldı adamların; green street hooligans:

    http://www.imdb.com/…itle/tt0385002/?ref_=nm_knf_t2

    en eski ve azılı rakipleri (hatta düşmanları bile diyebileceğimiz) şu an 3.lig takımı (league one) olan millwall'dur. ekipler 1899 yılından beri çekişmekteler.

    1920'li yıllarda ise doğu londra'da şirketlere karşı işçilerin başlattığı greve west ham united taraftarlarının destek verip, millwall taraftarlarının karşı çıkmasıyla rekabet, husumete dönüşmeye başladı.

    1950'li yıllar da bu çekişme şiddete doğru yönelip, 1970'lerde ise olaylar çığrından çıkmıştır.

    west ham united'ın ınter city firm, millwall'un ise millwall bushwackers adlı köklü holigan taraftar grupları, belki de ingiltere'nin en sert ve acımasız taraftar kavgalarının baş aktörleridirler. 1970'lerden beri zaman zaman ölümlere yol açacak kadar şiddetli kavgalardan bahsediyorum.

    son zamanlarda uzun yıllar boyunca aynı ligde olmamaları, taraftarların annelerine derin bir oh çektirse de; 2009 yılında lig kupasında iki ezeli ekibin eşleşmesi ortalığı yine karıştırdı. tarihe '2009 upton park riot' adıyla geçen bu çatışmalarda, iki tarafın 1000'lerce* (!) taraftarı birbirine girip, meydan muharrebesi yaptılar. sonuç olarak 20 kişi bıçaklandı, vesaire vesaire. anlayacağınız olay rekabetin de ötesinde bir düşmanlık taşıyor.

    millwall dışında west ham united taraftarları son yıllarda (başka bir londra takımı olan) tottenham'a da büyük düşmanlık beslemekte. 2000'lerin başından beri michael carrick, martin peters, paul allen, jermain defoe ve scott parker gibi west ham united yıldızlarının, tottenham tarafından kapılması taraftarları çıldırttı diyebilirim. teknik direktörleri harry redknapp'ın da rakibe geçmesiyle, iş şiddet olaylarına kadar varmaya başladı.

    onun dışında chelsea'yle de aralarında diğerlerine nazaran daha az şiddetli bir çekişmeleri var. başka bir londra takımı olan arsenal'le ise, ilginç bir şekilde pek bir olayları yoktur.

    tarihinde klüp, yerel liglerde 3 kez fa kupası ( 1964, 1975, 1980) , 2 kez lig kupası (1966, 1981) alabilmiştir. ligde ise 1985/86 yılında yakaladıkları 3.lük dışında, hiç bir nane elde edememişler.

    avrupa'da ise artık var olmayan kupa galipleri kupası (1965) ve gereksiz inter-toto kupasını (1999) birer kez kazanma başarısı göstermişlerdir.

    ----- günümüz -----

    ---- 2015/16 taktik ----

    günümüze dönecek olursak, takım premier lig'de yıllar yılı sıralamada orta sıranın altlarında takılan iddiasız bir takım iken, bu sene takıma süperstar dimitri payet ve teknik direktör slaven bilic'in katılmasıyla beraber, uefa kupasına katılma şansını zorlayan bir takıma dönüştüler. bunda slaven bilic'in doğru transfer politikası belirlemesinin de payı büyük tabii ki.

    slaven bilic çoğu meslektaşlarının aksine, karşı rakibin yapısına göre takımın saha dizilimiyle çok oynayan bir teknik direktör profili çizdi. sene başından bu yana en az 7-8 farklı dizilimle maçlara çıktı.

    ama kafasında olan 2 tane taktik var. ikisini de 50/50 oranında kullanıyor diyebilirim.

    birincisi modern çağın alışılageldik taktiği olmaya başlayan, 2 dmc, 1 amc ve tek forvetli 4-2-3-1 dizilimi.

    ikincisi ise 4 defans, 3 merkez ortasaha, 2 içeriye kat eden kanat forvet ve ileri uçta ise tek golcü içeren 4-3-3 dizilimi.

    takımın kilit ismi, hiç tartışmasız 'premier lig yılın takımı'na da seçilen oyun kurucu dimitri poyet. 2015/16 yılında son derece başarılı bir sezon geçiren, (ligde 7. olan) slaven bilic'in west ham united'ını resmen tek başına sırtladı diyebilirim. bazıları abarttığımı düşünebilir ama durum gerçekten böyle. slaven bilic taktiklerini dimitri poyet'nin üstüne kurmuş durumda. kasım 2015'te sakatlık yaşayıp, (1,5-2 ay içinde) 6 lig maçını kaçırdığı dönemde takımı tek bir galibiyet dahi alamadı! üstüne üstlük yokluğunda tüm ataklar kitlendi; 6 maçta sadece 3 gol bulabildi elemanlar.

    defansta sol bek emin ellerde; aaron cresswell geçen sene ki (2014/15) harika formuna kaldığı yerden devam etti.

    göbekte sevimli kara italyan angelo ogbonna*, yeni zellanda'nın gülü winston reid ve tecrübeli kabak stoper james collins 3'lü rotasyonda oynuyor.

    sağ bek bölgesi ise takımın en zayıf halkası konumunda. sakatlanıp arsenal'e geri yollanan carl jenkinson, kadro yoksunluğundan zorla sağ beke evriltilmeye çalışılan james tomkins ve devre arası çare olması için katılan samuel mark byram*, (hepsi birden) berbat performans gösterdiler. 2016 mart ayında slaven bilic, 'bu iş böyle gitmez' deyip sağ kanat michail antonio'yu* sağ beke çekti. sezon sonuna kadar öyle idare ettiler.

    defansif ortasahada ise cheikhou kouyate ve mark noble ikilisi işi götürüyor. pedro mba obiang* ve alex song ise genellikle yedekliklerini yapıyorlar. cheikhou kouyate'ye ayrı parantez açmak lazım; bu sene (etkili performansı sayesinde) takımın dikkat çeken bir diğer ismi olmayı başardı.

    sol kanatta veya ofansif merkez ortasaha bölgesinde dimitri payet* oyun kurmakta. manuel lanzini* ise sağ kanatta ve yahut dimitri payet sola çekildiğinde ofansif merkez ortasahada düzenli olarak forma giyiyor. kiralık victor moses* sol kanatta, kazma forvet enner valencia zaman zaman sağ kanatta giymekte.

    ileride tek forvet pozisyonunda da kriz halindeler. diafra sakho'nun aşırı formsuzluğu ve enner valencia'nın çapsızlığı sayesinde, andy carroll'a 2016 nisanında tekrar gün yüzü doğdu. lakin onun da eti budu belli.

    west ham united'ın dimitri payet'yle sınıf atladığı, artık uefa kupası'na katılımayı zorlayan bir ekip olduğu düşünülürse; bu yetersiz forvetlerden daha iyilerine ihtiyaçları var. ya da dimitri payet'yi satacaklar ve belki her şey eskisi gibi olacak.

    ---2015/16 transferler---

    slaven bilic paraları çarçur etmeden, yerinde transferler yapıp, yeni gelen oyuncuları başarılı bir şekilde takıma monte etti.

    dimitri payet (amlc - 15m €), manuel lanzini (amrc - 12m €), angelo ogbonna (dc - 11m €), michail antonio (amr/dr - 9,5m €) ilk 11'de aktif görev aldı. pedro obiang (mc - 6m €) genelde yedekti. kiralık gelen victor moses, alex song ve emmenuel emenike varlıklarıyla kadro genişliği sağlayıp, düzenli ilk 11 oyuncusu olmadılar.

    anlayacağınız west ham united bilinçli bir transfer politikasıyla fark yaratmayı başardı.

    ----------------------

    daha da derine inip, 2015/16 sezonunda kadroda kullanılan oyuncuları incelemek isterseniz, alttaki el emeği göz nuru entry'lerime de göz atmanızı tavsiye ederim. zaten bu entry'yi buraya kadar okumayı başardıysanız, sizde bu oyunu ve bu oyunu en iyi oynayanların ligini benim gibi çok seviyorsunuz demektir, iyi eğlenceler dilerim)

    --------------2015/16 west ham united kadrosu'nda kullanılan oyuncular------------------------

    gk

    adrian san miguel #60358827

    dl

    aaron cresswell #60359299

    dc

    angelo ogbonna #60363619

    winston reid #60364624

    james collins #60363423

    dr

    carl jenkinson (k) #60360544 sakatlanıp, devre arası arsenal'e geri yollandı

    james tomkins #60360109

    samuel mark byram #60361250 devre arası transferi

    dmc/mc

    cheikhou kouyate #60366390

    mark noble #60366725

    pedro mba obiang #60367109

    alex song (k) #60416090

    reece oxford #60420728

    aml

    dimitri payet #60422666 aml / amc

    victor moses (k) #60424066

    amc

    manuel lanzini #60419033 amc / amr

    mauro zarate #60443605 devre arası fiorentina'ya satıldı

    amr

    michail antonio #60361911 amr / dr

    emenuel emenike amr / st

    st

    diafra sakho #60423551

    enner valencia #60382702

    andy carroll #60431778

    -----------------------------------------------------

    son söz: bu el emeği göz nuru entry'yi, ekşisözlük'ü hala kutsal bilgi kaynağı olarak kullanan insanlara adıyor, içeriğine ilgi duyan 'premier lig sevdalıları'na ise selam ediyorum.

    ------------------------------------------------------

  • 38. yargıtay'ın mhp kurultay kararı

    2 kere öss'ye girmiş, defalarca meslek yeterlilik sınavlarına girmiş biriyim. hiçbir sınavın sonucunu bu kadar heyecanla beklemedim.

    mesele memleket meselesi artık..

  • 39. yulaf ezmesi

    malesef tadı çok ama çok kötü olan yiyecektir.

    afedersiniz ama beni de süt ve damla çikolaya karıştırıp kısık ateşte pişirseniz ve üzerime muz ceviz ekleseniz benim de tadım güzel olur.

  • 40. 5 litrelik tariş zeytinyağının 100 lira olması

    şair burada riviera denilen motor yağının fiyatından bahsediyor. onu zaten değerlendirmeye almıyorum da sırf sikik sokuk şişelere koydu diye sızma zeytinyağının yarım litresini (500 ml) 50-100 lira bandında sattığını gördükten sonra artık tariş'in fiyat politikası beni şaşırtmıyor. gerçi satan memnun, alan beyinsiz. sorun yok gibi. ama var gibi de.

    neymiş asiditesi düşükmüş de özel üretimmiş de. lan bir zeytinyağının olabilecek maksimum kalitesi bellidir. dünyanın en iyi zeytinyağları zaten kuzey ege'de üretiliyor. maksimum kalitede zeytinyağı üretimi için gerekli kriterler, süreler ve süreçler bellidir. hangi zeytinler ne zaman toplanacak, ne sürede sağılacak, nasıl sızdırılacak, nasıl şişelenecek her şey bellidir. bunun üzerine çıkıp ne tür bir özel işlem uygularsan uygula insanların hissedeceği bir lezzet farkı yaratamazsın. neyin havasındasın sen?

    burada diğer bir konu ege'nin de tıpkı istanbul gibi, ırzına geçen, katleden, bulduğu her boşluğa bina diken bıyıklı müteahhitlere, açgözlü işadamlarına emanet edilmesi.
    http://www.bursadabugun.com/…ozel-haber-205208.html
    http://www.hurriyet.com.tr/…nadi-kirilacak-26669093
    gün gelecek inşa edilen villalardan sitelerden ve maden aramalarına açılan zeytinliklerden dolayı ege'deki zeytinlikler o kadar azalacak ki sonunda sızma zeytinyağı sıradan vatandaşın alabileceği bir yağ olmaktan çıkacak. rivieralar bile pahalılaşacak. sonra haber bültenlerinde insanlar ayçiçek ya da mısırözü yağı kullanmaya teşvik edilecek. bunların faydalarından bahsedilecek. iyi zeytinyağına sadece zenginler ulaşacak. bizim koyun milletin yine umrunda olmayacak.

    bazen diyorum ki toprak ananın ırzına geçen sığır sürüsü yerine kıymet bilen insanların elinde olsaydı bu topraklar keşke.

  • 41. grup sekse sıcak bakan pkk sevici sözlük kadını

    hoşuna gitmeyen şeyleri yapan insanların sonuna "pkk sevici", "ateist", "terör destekçisi" gibi sıfatlar eklersen olayı asıl bağlamından koparırsın.

    grup sekse sıcak bakıp pkk sevicisi olmayan kadına ne diyeceksin?

    mesela ben de "10 mayıs 2016 saat 02:31'de entry giren orospu çocukları" diye bir tanımlama yapsam bu o saatte entry girenleri orospu çocuğu yapar mı? yapmaz elbette. o derece saçma bir başlık.

  • 42. meme ucu görünmedikçe memenin görünmüş sayılmaması

  • 43. dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar

    minibüsteyim, önümde bir çift var. nasıl desem, işte evlenecek üzere oldukları her halinden belli. nişanlılardı sanırım. çocuk elindeki telefondan hesap makinesini açmış, hesap yapmaktadır.
    k= kız
    o= oğlan

    o: şimdi sen tam olarak ne kadar alıyordun?
    k: 2200 ama 2400 de sen.
    o: he, iyi. şimdi 2400 sen alsan, 2400 de ben alsam.. (hesaplama..) 4800 yapıyor. şimdi biz, 2 kişiyiz, 4800 bölü 2... (hesaplama..) kişi başı 2400 lira. aa, iyi para he.

    bir sayıyı 2 ile çarpıp sonra 2'ye bölüp, çıkan sonuca şaşırmak. denklem çözerken x=x bulanını çok duydum da, bunu ilk defa duyuyorum. yalnız çok şeker bir çifttiler, yolları açık olsun. hem 2400 iyi para he :)

  • 44. fuatavni

  • 45. başkanlık sistemi

    baskanlik sistemi soz konusu oldugunda destekleyicilerinin temel argumani hep cift baslilik oluyor. bu sefer de yasamaya fren olan yurutme tezi one surulmus.

    oncelikle ister baskanlik, ister yari baskanlik, ister parlementer sistem olsun, demokratik butun sistemlerde cift baslilik degil uc baslilik vardir. uc baslilik olmalidir falan da degil, demokratik bir rejim iddiasinda bulunacaksan uc basli olmak zorundadir. nedir bunlar? hepimizin bildigi gibi yasama, yurutme ve yargi.

    peki neden bu uc baslilik zorunlulugu vardir? butun almanya'nin, bir hitler'in pesine takilip ulkeyi felakete surukleyememesi icin vardir. bir erki elinde tutanin, diger erkler uzerinde de tahakkum kurup, bugunun turkiye'sinde oldugu gibi, ulkenin butun kaderi bir olumlunun iki dudagi arasina sikismasin diye vardir.

    ha bu tezi sadece yurutme temelinde one sorersen hakli bulabilirim. 1982 anayasisinin ongordugu sistem dogrultusunda yurutmemizde verimsizlige neden olan bir cift baslilik var. bu dogru. kenan evren cumhurbaskani olarak kendisine olmasi gerekenden fazla yetki ayırması, ve o gunden beri kimsenin bunu degistirmeye yanasmamasi nedeniyle 30 kusur senedir bu boyle geldi gidiyor. ek olarak cumhurbaskani'ni halka sectirerek, bir de yetki mesruiyeti catismasi yaratip, mevcut verimsiz durumu daha da icinden cikilmaz hale sokan da yine bugun baskanlik isteyenlerin kendisidir.

    ama sen yasamaya fren olarak yurutme tezini ortaya atarsan orada dur derim. kuvvetler ayriligi geregi yasama yurutmeye zaten fren olmak durumundadir. karsida duvar varken gaza basan soforun varsa, freni de devreden cikarirsan sonucun ne olacagi aciktir. fren kotu bir sey degildir. fren bir guvenlik mekanizmasidir.

    ustelik burada soz konusu olan icinde tek kisinin oldugu bir araba degil, bir ulke dolusu insanin bulundugu dev bir otobustur. butun yolcularin kaderi sadece sofore birakilamaz. aracin kendinde bulunan guvenlik mekanizmalari olarak, gerektiginde devreye girecek freni de olmalidir, hiz limitleyicisi de. bununla da kalmamali, soforun uykusuz, alkollu ya da ehliyetinin gecerli olup olmadigini denetleyecek; trafik sigortasi, muayenesi falan var midir, farlari, fren lambalari duzgun calisiyor mu diye kontrol edecek trafik polisi de olmalidir. metofordan cikip politik sistemlere donersek, bunun karsiligi da yargidir.

    acik konusuyorum. ben baskanlik sistemini mantiksiz bulmuyorum. kategorik olarak karsi da degilim. cumhurbaskanligi makamini olmazsa olmaz bir makam olarak da gormuyorum. olmasi gerektigi gibi sembolik bile olsa, devleti temsil icin ayri bir makamin bulunmasi o kadar da gerekli olmayabilir. ancak kuvvetler ayriligi tam olarak saglanmis, erklerin bagimsizligini tesis etmis ve her erkin birbirini denetleyip frenledigi bir baskanlik sistemini mantiksiz bulmuyorum.

    bizim ulkemizde istenen ise frensiz, polissiz, her seyin tek bir adamin insiyatifine birakildigi bir sistemdir. boyle bir sistemi demokrasi dahilinde gostermeye calismak alcaklik, boyle gormek ise ahmakliktir. benim icin tartisilabilecek bir konu bile degildir.

  • 46. türkçe bilmeyen cumhurbaşkanı

    evlat ne demek bilmiyorsa türkçe değil farsça bilmiyor demektir.

  • 47. oğuzhan özyakup

    "beşiktaş nasıl şampiyon oldu?" sorusunun özet bir cevabı opta'nın pas kombinasyonu istatistiklerinde: oğuzhan özyakup pas trafiği.

    beşiktaş ligin en çok gol atan, pas sayısı ve isabeti en yüksek takımı. onu bu hafta sezonun ikinci yarısının en diri futbolunu kendisine karşı oynayan galatasaray izliyor, istatistiksel olarak. aşağıdaki linkte derbinin en çok tercih edilen pas kombinasyonları var;

    http://s32.postimg.org/vbnhen5xx/ozzi.jpg

    beşiktaş'ın tüm pas kombinasyonlarında oğuzhan var. üstelik oğuzhan inanılmaz yüzdelerle oynuyor. 3. ve 4. alanda dahi pas yüzdesi %85 civarında. bu oran mesela ligin en önemli futbolcularından sneijder'de tüm sahada dahi %80'i geçmiyor. tabi bunda özellikle atiba hutchinson ve jose ernesto sosa'nın sürekli hareket halinde olarak ona pas alternatifleri yaratmasının payı tartışmasız.

    kıymetini bilelim, elimizde belki de kendi jenerasyonunda avrupa'nın top ayağıdayken en yetenekli oyun kurucularından birisi var, şenol güneş de takımı her pozisyonda oğuzhan'a 3-4 pas alternatifi oluşturacak şekilde mobilize oynatıyor. oğuzhan da o pasları veriyor yeteneği ile.

    fatih terim de bunun bilincinde. umarım euro 2016'ya kadar formdan düşmez, ya da talihsiz bir sakatlık falan yaşamaz, bize güzel güzel bir turnuva izletir bu harika çocuk.

  • 48. sağlık bakanı olmak neyime yetmiyor

    sağlık bakanı mehmet müezzinoğlu'nun başbakan adaylığı ile ilgili sorulan sorulara verdiği cevap.

    haber

    kabinedeki en güzel iş. "ben ekmeğime" bakarım hesabı. azıcık aşım kaygısız başım yani... ekmeğin azını siz tahayyül edin artık.

  • 49. vizesiz avrupa olmazsa mültecileri göndeririz

    bir gün burhan kuzu'yu savunacağım aklıma gelmezdi ama gerçekten çok fena saçmalıyorsunuz artık. ulan avrupa, "al bunları biz sana iteleyelim, üzerine holosko ve bir miktar para verelim" derken mülteciler dünyanın en değerli insanlarıydı da, kuzu "geri göndeririz" deyince mi insan hayatı pazarlık meselesi oldu?

    ortada mülteciler üzerinden dönen iki taraflı bir pazarlık var ama bizim ekşicilere göre avrupa birliği'nin tekliflerinde ve tehditlerinde hiçbir sorun yokken, aynısını bizim hükümetimiz yapınca "mülteciler, insan hayatı, ühühü :((" oluyor.

    şu hükümeti günahım kadar sevmiyorum ama eleştirilecek şey/yön var, eleştirilmeyecek olan var. bu kadar saçmalamayın. mültecileri insan yerine koymayan beyanatmış. avrupa'da zaten çiçeklerle, tatlılarla karşılanıyorlardı di mi? 2-3 sikik pr çalışması dışında mülteciler dünyanın hiçbir yerinde değer görmüyorlar. görmezler de. mülteci durumuna düşen hiçbir topluluk el üstünde tutulmaz, bu dünyanın gerçeğidir maalesef bizden bağımsız olarak. tamam yine bok atın ama biraz ölçülü olun.

  • 50. 9 mayıs 2016 domino's pizza rezaleti

    adım başı tacize uğrayan kadınlardan o kadar uzakta, o kadar cam fanusta yaşıyorsunuz ki, "görüntü yok, nasıl inanayım" bile diyebiliyorsunuz.

    evet, hiç tanımadığımız insanları suçlamak hobimizdir genel olarak. ben mesela her gün en az hayatımda hiç görmediğim üç insaı tacizle suçlarım, maksat pislik değil mi, ooh. nıhahahah falan diye de gülüyorum hatta o anda. kedimin de kafasını seviyorum bir yandan, biliyorsunuz kötülerin kedileri olur, hain planlar kurarken nıhahah diye güler ve kedi severler.

    kafanızdaki kadın böyle anlaşılan. kadınlarla hiç temasa geçmediğiniz o kadar belli ki, size ana-bacı yapsak bile anlayacağınızdan şüpheliyim. gene de çık o fanustan sayın gerizekalı, sor bakalım sevgiline, annene, varsa kız kardeşine, hayatında hiç mi tacize uğramamış? tabii senin gibi bir hıyara olur da güvenebilirse, uğradığı tacizleri anlatınca video kaydı istersin sen, göstermezse de inanma... ha bir de sor bakalım grup seks övmüş mü?