(bkz: after party)
Ekşi Sözlük Debe Listesi
Hepsini aç
-
1. gül ve arınç'ın kuracağı partiye isim önerileri
-
2. izmir-istanbul yolunu kullanmak için 117 tl ödemek
özel sektör tarafından işletilen ido ile kara yolunu karşılaştırıp 117 lirayı mantıklı bulanları gözler önüne sermiş fiyatlama.
güzel kardeşim, özel sektörün amacı kar maksimizasyonudur. adam "ne yaparım da daha fazlaya kazanırım" şeklinde düşünür, buna göre hareket eder. devletin amacı kar etmek değil, en verimli hizmeti, mümkün olan en düşük fiyata sunmaktır. devletin amacı para kazanmak değil, önce bunu bir kafana yaz.
şimdi, sen her yıl motorlu taşıtlar vergisi ödüyor musun? ödüyorsun. aracına aldığın akaryakıta 65% vergi veriyor musun? veriyorsun. aldığın 50 bin liralık aracın 20 bin lirası ötv + kdv olmak üzere vergi değil mi? e bir de üstüne her yıl kasko, trafik sigortası yaptırıyorsun. devlet oradan da vergisini alıyor mu? alıyor.
arkadaşım, sen ido'ya veya istanbullines'a sürekli vergi veriyor musun? adamın feribotuna binersen para veriyorsun, binmezsen vermiyorsun. peki, devlet sana "sen bu yolu kullanmıyorsun, ötv, mtv sana daha düşük olsun" diyor mu? demiyor. sen peki hiç merak etmiyor musun, "lan ben her yıl size kürekle para veriyorum bu siktimin arabası için, bir de köprüye, otobana neden para veriyorum" diye sormak aklından geçmiyor mu?
otoban ve köprü 117 tl, ido 180 tl. o yüzden otoban ve köprü daha ucuz. çok af edersin ama nah daha ucuz. "yap, işlet, devretmiş, bokmuş, püsürmüş, beni hiç ilgilendirmez" demiyorsun, "ben sana sürekli para veriyorum bu araba için, nasıl yaparsan yap, benden aldığın paranın karşılığını istiyorum" demiyorsun, "ohhh, 180 - 117 = 63 lira kardayım" şeklinde bir hesap yapıyorsun. bu kadar vergi verip, bir de üstüne yap - işlet - devret modelini savunuyorsan da, sana müstehak. tavsiyem torpido gözünde vazelin de bulundur, yakında lazım olacak çünkü.
sike sürülecek aklınız yok yemin ederim.
edit: kopru ve otoyollarin da ozel sektor tarafindan isletildigini yazan arkadaslar olmus, sagolsunlar. sistemi de, ne oldugunu da biliyorum. demek istedigim su. sen bu devlete araban oldugu icin hayvan yukuyle vergi veriyor musun? veriyorsun. buna ragmen devlet senin hayvan gibi vergini alip, bir de kullanacagin yolu ozel sektore devrediyor mu? devrediyor. sorun burada arkadas, modelde sikinti var demek ki. bak hayvan gibi yazdim, yap islet devret modelini savunuyorsan sana mustehak bu diye. ido'nun feribot hizmetindeki ozel sektor mantigi ile devletin sorumlulugu olan kara yollari isletmesini ayni kefeye koyabilecek kadar bilgi yoksunu yoktur herhalde. -
3. galatasaray'ın uefa'ya yaptığı bileklikli savunma
iyi bohçacı kadın gibi bohça açmamışlar uefa masasına
-abe çok güzel bilekliklerimiz var, janjanlı hemi de -
4. ovacık belediyesi'nin şeffaflık anlayışı
sebebi komünizm değil, ovacık belediye başkanının muhteşem bir insan olmasıdır. dinden, ideolojiden, ırktan önce insan olmanın önemini göstermektedir.
-
5. barcelona futbolunun beşiktaş'a benzemesi
-
6. düz vites vs otomatik vites
araç uzmanı olmasam da iyi kötü bir şoför halimle hakkında iki lakırdı etmek istediğim karşılaştırmadır.
9-10 yıl kadar düzenli olarak manuel vites kullandım ve o ara otomatik vitese fena halde burun kıvırdım. ancak 2 ay önce bir gaza gelip otomatik vites bir araç edinmiş halde buldum kendimi.
9-10 yıl manuel vites kullanıp, ardından gelen 2 aylık otomatik vites sürecinden sonraki halet-i ruhiyemi müsadenizle bir fıkra ile aktarmak istiyorum.
hem sözlükte fıkra anlatacak kadar alçalacağım hem de fıkrada geçecek argo sözler için şimdiden özür diliyorum.
--- argo mode on ---
temel fadime'yi çok seviyormuş ve onunla evlenmeyi çok istiyormuş. gün gelmiş, bu muradına kavuşmuş ve evlenmişler. ancak bir sorun varmış. temel fadime'yi çok sevdiğinden ve ona kıyamadığından onunla bir türlü cinsel ilişkiye girmiyormuş. 2 gün, 5 gün, 1 ay derken artık fadime de bu duruma kızmaya ve bozulmaya başlamış. gitmiş, mevzuyu aile büyüklerine açmış. aile büyükleri de bir plan yapmışlar. temel'e gidip "fadime çok hasta ve eğer onunla ilişkiye girmezsen ölecek" demişler. temel de yıkılmış tabi ki ve el mahkum yatağın yolunu tutmuş.
malum işe koyulduktan sonra bu iş temel'in çok hoşuna gitmiş. dakikalar geçtikçe daha da çok hoşuna gitmiş ve en sonunda fadime'ye bağırmış
-fadime, ben bu işin bu kadar tatlı olduğunu bilseydim, senin sülaleni sikerdim
--- argo mode off ---
inat etmeyin. otomatiğe binin. -
7. erdoğan'ın 3 tane kitap okuduğundan şüpheliyim
sen okudun da ne oldu gardaş demek geldi içimden. sen değil miydin 2 sene öncesine kadar buna statükoyla savaşan devrimci lider falan diyen adam?
(bkz: hasiktir diyorum) -
8. 23 şubat 2016 yurtiçi kargo rezaleti
en azından eve getirmişler.
-
9. vermezsen ayrılırız erkeği
hayatımdan geçti böyle bir tanesi:
daha 17 yaşındayım. yazın işe girdim boş oturmamak için. o benden sonra girdi işe. bir kaç hafta konuştuk falan ama nasıl heyecanlıyım tamam daha önce de sevgilim oldu ama bu farklı diyorum. aşık oldum kafasındayım. herkese anlatıyorum gözünün mavisi şöyle de boyu böyle uzun da bilmem ne bok. bir süre 'çıktık' bunla biz. sonra bir gün iş çıkışı bana dediki "ben sana layık değilim, bu ilişki sürmez" tamamını dinlemedim zaten. arkamı dönüp gittim sadece. buraya kadar bir şey yok değil mi? o zaman çok üzülmüştüm ağlamıştım. ilk defa terkediliyordum ama yapacak bir şey yoktu değil mi?
bu terk edilmemin üstünden 2 ay kadar geçmişti ki mesaj attı bana konuştuk noldu niye oldu falan filan dediki düzeltebilirim her şeyi ben de dünden hazır tamam dedim adamın bunun üstüne dediği şey ne biliyor musunuz?
eğer sevgili olacaksak her şeyimizle birbirimizin olmalıyız
nasıl ya bu ne demek? ben saf gibi kalplerimizin birbirinin olmasından falan bahsediyorum adam bana diyor ki "karı koca gibi" şerefsiz ulan ben 17 yaşındayım sen 18 ne karı kocası? tabi sonra daha çok ağladım daha çok üzüldüm ama geçti.
bir de üstüne benden ilk ayrıldığında sözlü ve kendisinden büyük bir kız için bırakmış beni. kız geçen sene evlenmiş. bu da askere gitmiş.
demiyorum ki insanlar evlenmeden birlikte olamaz, tabiki olabilir ama bu genç bir kıza her şeyi düzeltebilirim dedikten 4 dakika sonra söylenmez. -
10. insanların kafalarına göre ülke değiştirememesi
çok ilginç bi olay. bana ne amk ülke kurduysan ben okyanus kenarına gitmek istiyom mesela. vizeymiş neymiş amınıza koyum ben insanım yeryüzü benim orospu çocukları.
-
11. bulensiistiyorum.com
açanın dişi kişi falan değil bir dh ölücüsü olduğu sitedir.
buyrun bu dh konusu: http://forum.donanimhaber.com/m_114108260/tm.htm
bu da dh profili: http://forum.donanimhaber.com/…le.asp?memid=1442915
edit: arkadaşın kim olduğunu da buldum.
burada blogunun adresini vermiş: http://forum.donanimhaber.com/…/f_//tm.htm#91632148
blogundaki hakkında sayfası: http://www.emrahozkan.com/hakkimda/
twitter hesabı: https://twitter.com/emrahozkan_com
instagram hesabı: https://www.instagram.com/emrahxozkan/
edit 2: aşağıdaki entry'ye bakınca başlığı açan fifirella kullanıcısının da kendisi olduğunu anlıyoruz. buraya kadarmış :) (bkz: #50371198) -
12. cengiz holding'in cerattepe için yayınladığı video
o küçük tünele kamyonları da teleferikle taşıyacaklar heralde. karayolu olmayacağına göre.
biraz tepki geldi, tayyip bizi savunmadı, dostlar alışverişde görsün videosu.
sahibi: milletin amına koyacağız diyen cengiz. -
13. 23 şubat 2016 arsenal barcelona maçı
arda oynamiyormus bayraklar dolaba
edit: lan macin hakemi cuneyt cakirmis bayraklar tekrar disari. -
14. peter jackson'un gollum davasına katılması
"bir yönetmen bozuntusu çıkmış diyor. yok o gollum değilmiş. sen tolkien misin? sen kimsin ya? gollum'u en iyi biz biliriz bizz!"
-
15. 23 şubat 2016 arsenal barcelona maçındaki dayı
adeta koltukta yanımda oturarak maçı izlediği hissini veren, candan, yürekten, gerçek bir ingilizdir. aksanlı küfürleriyle maçın yıldızı şu an benim gözümde.
edit:
hiçbirimizin yapamadığını yapmış ve trt denen rezil kurumu trolleyerek maçın geri kalanı için ömer üründül'ün yorumculuğundan bizi kurtarmıştır. bundan sonra trt'den yayınlanacak her maçta kendisine spikere en yakın yerden bilet almazsam adam değilim. cheers mate... -
16. atatürk'ten sonra en etkili türk devlet adamı
2. dünya savaşı görmüş ismet inönü nereye gitti diye sorarlar adama??
zayıf haldeki bir osmanlı 1. dünya savaşı'ndan yok olma derecesinde zarar görerek çıktıysa daha henüz ömrünün başında ve yeni yapılanmaya başlayan genç bir türkiye cumhuriyeti 1.'sinden çok daha farklı bir 2. dünya savaşı'nda ne hale gelirdi siz düşünün. severseniz sevmezsiniz ayrı mesele, ama atatürk ulu önder, ismet inönü ise milli şef'
gerekli ek, soyle de bir mevzu;
(bkz: ekşi sözlük iş ağı/@erkek pisi) -
17. türkiye'de görülen ufak medeniyet belirtileri
önümdeki 3 arabaya yol veren atletli pala bıyıklı kamyon şoförü abiyi artık geçsin 3 kişiye yol verdi zaten diye beklerken bana geç geç diye işaret yapıp, tam yanından geçerken camdan "senin gibi delühanluya yol vermeyenin alnını karışlarım " deyip ehiehi diye gülmesi. sabah sabah gülümsettin beni kamyoncu abi çok yaşa.
-
18. 23 şubat 2016 babamın verdiği ibretlik ayar
(bkz: okuyanın aklını sikeyim)
(bkz: evet okudum) -
19. döverek bayıltılan ve köprüden atılan sokak köpeği
izleyemeyeceğim görüntüleri içeren vahşet. konuyla ilgili oltu belediyesini aradım. maalesef köpek ölmüş. olayı ve kimlerin yaptığını bilen çevre temizlikteki görevli ismi hakan. ikinci kez aradığımda çıkmıştı. yarın aramaya devam. bu masum canlının canına kastedenler deşifre edilinceye kadar up up.
oltu belediyesi tel no: 0442 816 11 37 -
20. tayyip erdoğan'ın bilgisayar şifresi
akıllı bir adam olduğu için akla en son gelene yönelecektir.
(bkz: atatürk) -
21. son okunan kitap
son okudugunuz kitabi buraya niye yaziyorsunuz gencler? mal misiniz?
-
22. laiklik dünyayı savaşa sürüklüyor
yazdık yine yazalım.
ciddiye alınması ve rahatsız olunması gereken bir kurumun açıklaması.
sen de rahatsız olmalısın güzel kardeşim ve bu adamların her söylediğini sen de ciddiye almalısın.
bak geçende maaşını brüt olarak alan insan diye bir başlık açıldı burada.
o maaşından kestikleri gelir vergisi, damga vergisi nanesi var ya en az 600 tl ödediğin. hah işte güzel kardeşim bu adamların bütçesi oradan veriliyor.
gir maliye'nin sitesine. sen köpek gibi çalışarak aldığın paradan her ay 82 tl diyanete para veriyorsun. baya baya çıkarıp veriyorsun yani.
vermediğini düşünsene.
evine 3 kilo et daha fazla alırsın. 1 kaç kilo meyve belki de...
ama alamıyorsun. çocuklarının kursağından geçmesi gereken meyveler resmi dini olmayan ülkede, sunni müslüman bir kuruma vergi olarak gidiyor. zorla alıyorlar bir de. yani "amannn boşver" demekle olmuyor. benim kızımın, senin oğlunun kursağından geçmeyen para geçiyor onların kursağından.
hayır işe de yaramıyor. hani sözde gelişmiş bir etik değer de yok ortada.
ve tüm bunlar yetmiyor bu adamların diz boyu saçmalamalarını okuyorum güzel kardeşim. bir ateistim, alnımın teriyle kazandığım parayı benden zorla alıyor ve bunlara veriyorlar.
bana ne yae diyemiyorum işte.
köpek gibi çalışıp aldığım paranın her ay 82 tl'sini ben bu kuruma saçmalasınlar diye veriyorum.
mesela ben ayda 82 tl bu adamlara evlenme fetvası versinler diye veriyorum, yolsuzluklar hakkında okunacak fetvayı değiştirsinler, sapık babaları dinen caiz duruma düşürsünler diye.
o yüzden rahatsızım güzel kardeşim.
ahlaksız olmaları, hırsız olmaları veya göz yummaları umurumda değil. bu adamların götündeki dondan içtikleri suya kadar ben veriyorum ya parasını. işte o yüzden bana ne yae değil güzel kardeşim. -
23. beşiktaş
millet maç fazlasıyla lider olurken, maç eksiğiyle lider olmak deyimini lügatımıza sokmuş takımım..
başka söze gerek var mı? -
24. hdp'li vekilin ankara bombacısını taziye etmesi
düşünün ki charlie hebdo zanlılarından bir kişi polislerce öldürüldü paris'te ve katilin ailesi sokağa bir taziye çadırı açmış. ve oradaki müslüman halk falan da yanında işte. ve parlementodan da bir vekil gidip bu çadırı ziyaret ediyor. halk bildiğin propaganda halinde. ve el kaide bayrağı da var. bildiğin el kaide akıyor orada. ve diyorlar ki ama muslumanlar cok horlandi, asagilandi, kutsalimiza dokundular. bu bizim haklı mücadelemiz. yaşasın müslüman halkı. tililili falan çekiyorlar bi yandan anneler.
gençler o sizin çok nazik sandığınız fransız polisi var ya oradaki herkesi vazelinsiz üzer. net konuşuyorum. vekili de üzerler. hem de ulu orta! laaaps diye çıkarır sokarlar. jopu. o kadar diyim.
zaten bi kere halk sokağa dökülürdü nasıl böyle bir şeye izin verildi diye. bu canileri nasıl korursunuz. işte hep böyle şımarıyor bu katiller diye halk galeyana gelir ve paris'te 300.000 kişi yürürdü. belediye başkanı istifa ederdi. terör yanlısı olsun olmasın ben müslümanım diyen herkes fişlenir ve en azından psikolojik baskıya maruz kalırdı. vekilin işine son verilip sınır dışı edilirdi ve o katilin ailesi de suça yardım gibi maddelerden hapse atılırdı.
ne diyorsunuz? tıpkı bizde olanlar gibi di mi? e hani çağdaş onlardı? e hani biz bu birliğe girmek için götümüzü yırtıyorduk? -
25. g.o.r.a. vs vizontele
biri sadece güldürür, diğeri güldürürken düşündürür. sonuç olarak ikisi de türk sinemasının son 15 senesinde çekilmiş en iyi filmlerden ikisidir.
birini seç derseniz vizontele'yi seçerdim, bana her zaman daha sıcak gelir.
edit: dengesizin biri laf sokmuş küçük beyniyle, 16 sene olmuşta 15 yıl demişim, 2001 + 15 = 2016, 2016 yı bitirdik mi akıllı arkadaşım, sence ben vizontele'nin ne zaman çekildiğini bilmiyor muyum? bir de sen düşünme demiş, ben düşünmeyeceksem sen de geber. nasıl ruh hastaları varsa aramızda adam bu başlıkta bile kavga çıkarıyor. -
26. kürdistan'ın kurulmasının batıdaki insana etkisi
guzel bir nufus mubadelesi ardindan cok daha az berdelci, ensestci, esekci, kacakci, degnekci, terorist, kapkacci, hirsiz, katil, ve tecavuzcuyle birlikte yasamak olacaktir.
-
27. kilo vermek isteyenlere tavsiyeler
her kış 5 kilo alıp yaza kadar 5 kilomu vermem lazımcı tiplerin dramını okurken sinirleniyorum resmen. biz burada obezite ile mücadele etmeye çalışıyoruz, millet 60 kilo oldum kilolarımdan insan içine çıkamıyorum diyor. sanki 150 kiloyla morbid obezsin de yürüyemiyorsun anasını satayım yaa...
hangi bakış açısı sadece 50 kiloda fit olacağınıza inandırıyorsa sizi, gidin ona öfkelenin lütfen.
hala tartıda gördüğü rakam için delicesine bunalıma giren insanlar görüyorum ki asabım bozuluyor.
az ağırlık kaldırın ki kaslarınız güçlensin. her yaz aynı teraneler için kafa şişirip durmayın. kilo vermenin ve fit olmanın tek yolu temiz beslenip, spor yapmaktır. bugün kilo vermenizi sağlayan mamalarınızı (!) ömrünüz boyunca kullanamayacağınıza göre sürdürülebilir alışkanlıklar kazanmak yararınıza olacaktır.
special k, çilekli activia yiyip tatlı krizine girmeniz çok normal. kalorileri değil etiketleri okumaya başladığınız an doğru yola giriyorsunuz demektir. -
28. mesut özil'in cüneyt çakır'a sövmesi
-
29. survivor 2016
nihal'in bu yarışmada yaptığı çirkefliklere, yüzsüzlüklere şaşıranlar olmuş.
açılın ben işte benim stilim izledim. ve şimdi benim kadar işsiz olmayanlar için nihal karakterini özetleyen olayı size anlatacağım.
-- işte benim stilim - büyük nihal yüzsüzlüğü - özet ---
tüm sezon boyunca 1.ye 150 bin tl para ödülü olduğu söylendi.
final gecesi, 1. açıklanmadan hemen önce, tüm yarışmacılara tek tek sordular. eğer hepsi kabul ederse, 1. ödülünü 2. ile paylaşacaktı. 1. 100 bin tl, 2. 50 bin tl alacaktı. (bu da yapımın saçmalası, o ayrı)
tüm yarışmacılar -kimisi biraz düşünerek de olsa- evet dedi.
ayşenur balcı hiç düşünmeden kesinlikle evet diye cevap verdi.
nihal ise uzun süre eee öö diye saçmaladıktan sonra ağzındaki baklayı çıkardı. herkes ok ama ayşenur'la paylaşmak istemem; o 2. olursa napıcam diye düşünüyorum dedi. ama ortamın baskısıyla evet dedi.
ayşenur balcı 1. oldu. nihal 2. oldu ve zerre kadar utanmadan o parayı aldı.
-- işte benim stilim - büyük nihal yüzsüzlüğü - özet bitti --
söyleyeceklerim bu kadar hakim bey. -
30. kavga çıksa götürülebilecek hayvanlar
(bkz: bal porsuğu)
-
31. hemen öldüren hap
istanbul'da iki lokasyonda bedava dağıtıyorlar bu hapı.
erenköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesi veya bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesine gidip isteyin, hemen yardımcı olacaklardır. -
32. yıldız tilbe'nin evrim teorisi açıklamaları
alttaki "yeni hasat gelmiş güle güle kullan ablacım ;)" yorumu konuyu gayet güzel izah ediyor.
(bkz: allah var çünkü kuran'da öyle yazıyor) -
33. bir şeyin ondan vazgeçince gelmesi
"dünya peşinde koştuğun sürece dünya senin padişahındır, ondan yüz çevirince sen ona sultan olursun."
harakani -
34. mario gomez
adam 14-17 şubat arasinda 3 gün gol atamadi.
herkes panik oldu, endişe etti, çok formsuz dedi.
allah kimseyi yokluğunla sınamasın gomez. -
35. en son alınan iltifat
"ne yalan söyleyeyim, baya yalan görünüyor"
-
36. ilyas salman'ın özerklik açıklaması
-
37. sözlükçülerin karayolundaki hız rekorları
100 km.
acelemiz yok, kenardan kenardan gidiyorum. -
38. ricardo quaresma
dün maçtan sonra takım tribünle bir olmuşken, üçlü falan çektirilirken kamera bir anda kendisine döndü ve işte bu ilginç görüntü ortaya çıktı.
sezon başında gelmesin diye yönetime kızmıştım ama galiba bu sene bizi şampiyon yapacak çingene. -
39. yurtdışında yaşanan dumur olaylar
kötü bir dönem geçirmiş ve sevilen kişiden ayrılmış bir şekilde ailemi ziyaret etmek üzre uçağa bindim. duygular tavan. tek yapmak istediğim kulaklığımı takıp müzik dinleyerek uyumak. fakat koltuğuma oturur oturmaz başladım ağlamaya. zaten ağlak bir insanım ama insanların içinde genelde ağlamam. tutamadım kendimi, iki gözüm iki çeşme ağlıyorum. yalnız hıçkırık yok, damla damla gözyaşlarım süzülüyor. ama nasıl, dur durak bilmiyor. ben bir tane siliyorum, ardından iki tane daha geliyor. önce yolcular soruyor ne var diye, bir şey yok diyorum. sorular arttıkça hostesler olaya dahil oluyor. ne var diyorlar, bir şey yok diyorum ama damlalar aksini söylüyor. uçağın bir bölümü durmuş beni izliyor artık ve yolcular aralarında konuşmaya başliyor, neden ağladığıma dair teori üretiyorlar. bu arada yer görevlileri de olaya dahil oluyor. iyiyim diyorum, kimse inanmıyor. uçak bir türlü kalkmiyor, herkes ağlamama yoğunlaşmış şekilde bana bakıyor. yanımdaki norveçli kadın yolcu, uçuş boyunca elimi tutabilirsin diyor. iyiyim, teşekkür ederim diyorum. o da inanmıyor. sonradan hollandalı olduğunu öğrendiğim bir adam yanıma gelip bir paket cips uzattıyor. "iyi gelir ye," diyor. durumun saçmalığına gülümseyip cipsi kabul edip uçuşa hazır olduğumuzun sinyalini verince herkes alkışlıyor ve gözler üzerimden çekiliyor.
sorunlarımı cipsle aşmama yardımcı olan hollandalı amcaya "büyüksün" diyorum. -
40. balkon çay sigara telefon dörtlüsü
sigarayı azaltmaya çalışıtığım şu günlerde bu başlığı açan arkadaş, seni kınıyorum ve sana laflar hazırladım
-
41. 29 şubat 2016 fenerbahçe beşiktaş maçı
geçen günlerde bu başlıkta çok güzel bir entariye rastlamıştım, futbol sadece futboldur minvalindeydi, belki de sözlük hayatımda ilk ve tek futbol maçı başlığına entry yazmama sebep olan o yazara öncelikle teşekkür etmek istiyorum. futbol sadece futboldur diyebilen adamları çok seviyorum.
eski kafalı bir beşiktaşlıyım ben, nuh nebiden kalma süleyman seba kafası da diyebilirsiniz, endüstriyel futbola hiç alışamadım ama başarısızlığı da beşiktaş romantizmiyle örtmeye çalışmayan bir yerde durmaya çalışıyorum. belki birçoğunuz hatırlamazsınız, 90'ların ortalarında ali şen, ömer çavuşoğlu, aziz üstel, fatih altaylı vb. abilerimizin fenerbahçe-galatasaray düşmanlığını başlatan, ana akım medyanın bu basitliği ve sığlığı tv ekranlarından pompaladığı günler iki büyük takımlı bir ligi ön plana çıkarmaya çalışıyordu. belki bilinçsiz belki de bilinçli uygulanan bir politikaydı hiç bilmiyorum. beşiktaş, bu iki rakibinin ön plana çıkartıldığı düşmanlıkta, sadece olaylara dışarıdan laf atan bir seyirci konumunda kaldı. işin ilginç yanı, fenerbahçe ve galatasaray arasındaki bu düşmanca rekabet, iki takımın başarısını artırıyor, galatasaray ligde ve uefada başarılar yakalıyor, fenerbahçe de şampiyonluklarına şampiyonluklar ekliyordu. beşiktaş hep sakinleştirici, ortam yumuşatıcı bir katalizör olma görevini üstlendi, arada çıkan ufak tefek sürtüşmeleri, kavgaları saymazsak, bir nevi üçüncü takım olarak son 25 yıllık lig tarihinde ufak başarılarla, ona endüstriyel futbol politikasıyla biçilen rolle yerini korudu.
yukarıda bahsettiğim ali şen'le başlayan o dönemde fenerbahçe'nin ve fenerbahçe taraftarının hırsı ve kibri, fenerbahçe'yi antipatik, nefret edilen bir takım haline getirmişti, o zamanlar inönü'de " ayağa kalkmayan fenerli olsun " diye herkesi ayağa kaldırmaya çalışan bir tezahürat yapılırdı hala var mıdır bilmiyorum. fenerbahçe ve fenerbahçe taraftarının başarıyı yakalayıp, doyuma ulaşmasıyla o kibir ve hırsın; kendini sakinliğe, rakibinin galibiyetini alkışlamayı bilmeye, başarının her şey olmadığını anlamaya bıraktığını düşünüyorum, volkan demirel, emre belözoğlu'nu bu konumda kadro dışı bıraktığımı söylemeliyim ki zaten ikisinin de saha içi ve dışı davranışları herkesin hafızasına kazınmıştır diye düşünüyorum. işte tam bu noktada, fenerbahçe kibir ve hırsı bırakmışken, kibir ve hırs meşalesini eline galatasaray ve galatasaray taraftarı aldı. sırf başarı için, nasıl olursa olsun galip gel felsefesiyle futboldan başka her türlü oyunu oynayan felipe melo, burak yılmaz'ı savunur hale geldiler, hırstan gözü dönmüş bir takım olma yolunda ilerlediler. metin oktay'ın, ergün penbe'nin güzide takımı; saldırganlığın, holiganlığın, kendi futbolcusunu ağır bir şekilde yuhalamanın türk futbolunda baş aktörü haline geldi. şu an başarısızlar ve sesleri pek çıkmıyor. önümüzdeki süreç, galatasaray ve taraftarını ne yöne doğru çekecek göreceğiz. belki de başarı hırsı dediğimiz şey, bu devir daimi etkiliyordur kim bilir; endüstriyel futbolun açmazı diyelim.
ben yaklaşık iki aydır, en yakın arkadaşımla şükrü saraçoğlu'nda, beşiktaşlı passolig kartımla, fenerbahçe maçlarına gidiyorum. en yakın arkadaşım hasta fenerbahçeli, gel bana yarenlik et dedi, sayesinde beleş fenerbahçe maçı izliyorum, maç çıkışlarında " ibne galatasaaaaray" diye fenerbahçeli ergenlere eşlik ediyorum. en son lokomotiv moskova maçındaydım, fenerbahçe orta sahasının rakibe kaptırılan topları nasıl canla başla geri aldığını, gökhan gönül'ün inanılmaz performansını, futbolcuların azmini izledim, nani'yi saymazsak çok güzel bir oyun ortaya koydular. gökhan gönül demişken, 25 yıldan beri izlediğim türk futbolu'ndan 11 kur deseler, sağ bekim her daim gökhan gönül olur. bu sene beşiktaş'ın hiçbir maçını kaçırmadım, çocuklar sahada ter dökerken, ben de evin salonunda pas atıyorum, kafa toplarına çıkıyorum, bazen gözyaşlarıma hakim olamıyorum. dün akşam zor bir gençlerbirliği maçı geçirdik, kafalarında oynanmayan trabzon maçı ve fenerbahçe deplasmanı olduğunu düşünüyorum.
neyse demem o ki, bilirsiniz beşiktaş-fenerbahçe derbileri her zaman oynanan futbolla göz doldurur, seyir zevki müthiş maçlar çıkar ortaya. ligin bu dönemecinde, iki takım da performanslarının en üst seviyesindeyken, çok zevkli ve güzel bir karşılaşmanın bizi beklediğine inanıyorum.
rekabeti, aşağılamak ve hakaret etmek zannedenler birbirlerine " eziktaş, fenevbahçe, " diyip, küfür savuracaktır, bu güruh için zaten beklentiyi yüksek tutmamak lazım ama rekabetin en güzeli; kalp kırmadan, futbolu sadece futbol olduğu için, mario gomez'in adam eksiltmeleri, van persie'nin kafa vuruşları, gökhan gönül'ün driplingi, atiba hutchinson'un top kapmaları için sevmektir.
hakemler her zaman hata yapabilir, önemli olan maçtan sonra eller omuzda sarılıp ayrılabilmektir. 90 dakika taraftar olup, o 90 dakikanın sonunda kendi kimliğine dönebilmektir. bugüne kadar 90 dakika sonunda, maç sonucunu değiştirebilen medya maymunu maç yorumcusuna rastlamadım ama sırf onların gerdiği ortamdan etkilenip, birbirine saldıran, küfür eden gruplar, hatta ölümle sonuçlanan çok olay gördüm. o yüzden futbol sadece yeşil sahada güzel, medya dilinde güzel futbola çok ender rastlarsınız. 29 şubat akşamı sadece 90 dakikalık futbol şöleniyle anılsın.
baba hakkı'ya, lefter'e, seba'ya, oğuz çetin'e, metin tekin'e, çubuklu formalara, emlak bank ve beko reklamlarına, alın terine, emeğe, çivili kramponlara, papazın çayırına, dolmabahçe saatine, deniz ve dere tarafındaki kalelere, alex'e, koray avcı'ya selam olsun.
dipnot: uçuk rakamların telaffuz edildiği, bahis batağına saplanmış 21. yy. türk futbol sektörü içinde, temiz futbolu sadece derbilerde beklemek hepimizin ayıbı olsun; belki bir gün yaptıklarından utanacak birileri çıkar. -
42. sinyal verme özürlü insan
kusura bakmayın ama türk insanın özürlüleştirdiği insandır. özünde sürekli sinyal veren bir insanım. ama istanbulda araç kullanmaya başladım başlayalı trafik yoğun olduğunda sinyal vermemenin daha mantıklı olduğunu düşünmeye başladım. çünkü normalde sinyal veren insana yol verilmesi gerekirken ben şerit değiştirmek için sinyal verdiğimde, yol vermesine filan gerek yok zaten normal seyrinde gitse zaten yeterli mesafe var, arkadaki araç sürücüsü beni geçirmemek için kırmızı görmüş boğa gibi gaza abanıp yol vermiyor. insan zaten istanbulda nizami araç kullanınca kendisini enayi gibi hissediyor. namuslu namussuz misali.
-
43. türgev'den kızılay'da bomba var gitmeyin mesajı
iş bu entry daha sonradan telafisi olmayan büyük acıların önüne geçmek için insanları uyarmak ve konuyla alakalı kamuoyunu bilgi sahibi yapmak adına moderatörlerin affına sığınarak bir defaya mahsus konunun uplanması sebebiyle atılmıştır.
yorum: böyle bir istihbarat eline geçiyor ve sen sadece türgev üyesi olan öğrencilere bilgi veriyorsan o inandığın allah seni nasıl biliyorsa öyle yapsın ..
sağlam yerden aldık dediğin istihbaratın gerçekleşse ve insanlar yine ve yine ölse sen nasıl bir cennet hayali kuracaksın öbür tarafta...
artık tiksinmenin de ötesin geçti hissettiklerim -
44. vodafone arena
bir galatasaraylı olarak beni de heyecanlandıran stad. bir an önce bitmesini bekliyorum. umarım bu sene hak ettikleri şampiyonluğa ulaşırlar, hak ediyorlar çünkü ve o manyak beşiktaş taraftarını 42 bin kişilik arenada avrupa maçlarında yeri göğü inletirken izleriz. hasretiyle yanıp tutuştukları stadı doldurmaları belki diğer kulüp taraftarlarına da örnek olur. ülkeyi neredeyse tek eğlencemiz olan futboldan soğuttular vodafone arena toparlamak için belki de bir şanstır.
-
45. sıcak havada mont giyen zayıf ama göbekli insan
benim esgalim amk.
montumu cikarayim bari -
46. mektebim okullarının bitmek bilmeyen rezaleti
ulan adam gelmiş ve yaptık bir mallık deyip kendine de kızarak bir olayı anlatıyor, siz yapmayın diyor. malın biri de çıkmış ortada bina yok az bile yapmışlar beter ol demeye geliyor. senin ben insanlığını sikeyim. iyilik de yapılmaz bunun gibilere.
-
47. akp ile pkk'nın işbirliği yapması
ben anlamıyorum lan bu işleri. sözlükçü gelmiş, demiş ki; "kanka buradan ekmek çıkmaz, sıktı" minvalinde bir şeyler.
lan ne sıktı, ne ekmek çıkmazı. daha dün siz değil miydiniz amcık ağızlılar haburdan eşkiyayı davul zurna ile sokan, oslo'da gizli saklı çözüm süreci görüşmesi yapan, apoyla görüşen şerefsizdir deyip, evet arkadaşlar görüşüyor diyen.
siz ne kansız, şerefsiz adamlarsınız amına koyim ya. pkk kadar şerefsizsiniz. bugün milliyetçi-muhafazakar rolü yapıyorsunuz ya, ciğerinizi biliyoruz oğlum sizin. ne kadar kansızsınız, biliyoruz. sizinde o şerefsiz ideolojinizin de amına koyayım. -
48. football manager 2016
buraya yazdığınız kariyerlerinizi zevkle okuyoruz yazmaya devam edin. lakin save/load ile başardığınızın 2500 km öteden belli olduğu ucubik kariyerlerinizi yazmasanız da olur. komik duruyor.
-
49. chp'li ve hdp'lilerin ensest yanlısı olması
insan ırkının, adem ve havva'dan ve dolayısıyla onlardan olan çocukların yani öz kardeşlerin birbirini şeyapmasıyla bugüne kadar gelebildiğine inanan dinci sıçmığı.
-
50. akp'nin sisi'yi türkiye'ye davet etmesi
meydan meydan dolaşıp salya sümük esma için ağladılar.. darbeci dediler hain dediler, şimdi de ülkeye davet ediyorlar.. dünya siyasi tarihinde bu kadar tutarsız olan ve bu kadar u dönüşü yapan başka bir güruh daha yoktur herhalde.