onuraydin20
profili

  • oghenekaro etebo

    (bkz: dw sports management)
    https://www.transfermarkt.com.tr/…irma/berater/3933

    valentine ozornwafor, emre mor, younes belhanda, emre kılınç, henry onyekuru ...

    hani yüzlerce oyuncusu olan bir ajans da değil, oyuncularının yarısını alıyoruz neredeyse. güzel bağlamışlar aradaki kişileri.

    ingiltere ikinci liginde yedek, geçen seneyi sakat geçiren adama çiğ et bok püsür esprileri garip oluyor.

    yazık.

    edit : + ferhan evren, abdussamed karnucu, badou n'diaye, celil yüksel, garry rodrigues ...

  • elazığ'da görülen 6 metrelik yılan

    önedit : büyük ihtimal satan, doğaya bırakan, ya da doğaya bırakanı bilen kişi bu : http://surungenpazari.com/…li-ball-piton-yavru-7387

    öncelikle o yılan sanırım piton. büyük ihtimal afrika pitonu ya da burma pitonu; türkiye'de büyümesi vs. değil; tahminen oralardan alıp getirip, bakamayıp ya da psikopatlık için doğaya salıveren biri yüzünden oradadır. dedikleri gibi 6 metreyse, dünyanın en büyük boası olma ihtimali yok; tekrar pitondur.

    pitonların özelliğidir, çocuk falan öldürebilirler. hatta timsah bile öldürebilirler. eğer ki doğada piton falan görürseniz, öldürmeyi zartı zurtu bırakın; topuklayarak siktirolup oradan gitmeniz gerekir.

    sizi ısırıp sarmaya başladıysa, eğer yanınızda bıçak yoksa öldünüz demektir. bıçağı çıkartıp vücudunun her yerini yarabildiğiniz kadar yarmanız gerekir.

    florida'da benzer bir piton sorunu vardı, aynen ekşi sözlük'te olduğu gibi götü ılıklardan kurulu peta en başta muhalefet etti piton yılanlarının topluca öldürülmeye çalışılmasına. pitonlar peta üyelerinden bazı kişilerin aile bireylerini de öldürdükten sonra; "insanca öldürün bari" diye açıklama yaptılar.

    peta'nın açıklamasına göre, piton yılanın insanca öldürülmesinin yolu kafasına tek kurşun sıkmakmış hatta. vücuduna ateş etmeyin, uzun süre acı çekmesin direk ölsün diye açıklamaları mevcut. ( https://www.tampabay.com/…uble-with-how-_163751361/ )

    fwc de dahil olmak üzere iguanalarla beraber bulursanız, mümkünse öldürün der.

    ki bu adamların götü burdaki lavuklardan çok daha ılık, şuradaki mesajları okuyorum tarihi zirve yapmış durumdayız şu an.

    doğada piton görsen göt korkunla ülkeyi terkedersin amk lavuğu. ama sevelim sayalım demiş amk hıyarı.

    bence bu arkadaşları topluca alalım, götürelim pitonların bol olduğu yerlere; yem olsunlar, hem doysun arkadaşlar, hem de bu embesillerden kurtulmuş oluruz.

  • 500 tarla faresini öldüren köpekler

    hani şunu vahşice bulan bir kişi bile ne doğa ile iç içedir, ne hayatında bir çiftlikte yaşamıştır, ne de bu hayvanlardan müzdarip olmuştur.

    anasını siker bu orospu çocukları tarlanın, türkiye'de köpekten çok kedi kullanılır bu hoşafları gebertmek için, o cicim şirin gözüken sokakta sevdiğin kedi var ya? o abinin şunun 5 katı leşi var senede.

    kedilerin bol olduğu bir yerde yaşıyorsan, kaç tane fare gördün hayatında? farelerin hiç olmadığını, hiç türemediğini falan mı düşünüyorsun? sokak kedileri ve köpekleri silip süpürüyor hepsini.

    en büyük sorun da ne biliyor musunuz? doğayı seviyorum diyip, doğa ile alakası olmayan, bir tane ağacı nadiren gördüğünüz yerlerde yaşayan dalyaraklarda. hayvanseverim der, evinde hayvan beslemez. doğayı çok severim der, gider binaların arasında yaşar.

    bu öküzsoylarından bazıları arada bir bizim çifliğe kalmaya gelirler, hiç birinin 2 günü devirebildiğini görmedim. ya çok sinek derler, ya çok bok kokuyor buralar derler; anında tüyer giderler. kaldıkları 2 gün boyunca da 10 tane fotoğraf çekmek için tarlaya çıkarlar, gerisini odaya kapanıp cep telefonu şarjına bağlı bir şekilde geçirip eşine dostuna doğayla sevişiyorum mesajları atıp dururlar.

    lan ben sizin kalıbınızı sikim ya la. hele bir samanlığınızı fareler bassın, anasını siksinler herşeyin, delip dursunlar dört bir yanı, her yerden su aksın, yulaf, gonca ambarınızın altından girip üstünden çıksınlar, ektiğiniz sebzelerin anasını siksinler, daha da eğlencelisi; sıçtığınız tuvaletin deliğinden hello world diyerek dünyaya gelsinler; sonra görürüm ne kadar vahşice mi diyorsunuz ölmelerine yoksa gebertmeye mi çalışıyorsunuz; yoksa götünüze topuklaya topuklaya binalar arasındaki embesil yaşamınıza geri mi dönüyorsunuz.

    içimin yağları eridi geberdiklerini gördükçe puştların. biz çiftlikte zamanında cengaver 2-3 sokak kedisini aldık getirdik koyduk; sadece farelerin, köstebeklerin, yılanların değil; köpekleri bile asker ettiler. kimseye kendi alanlarına yaklaştırmıyorlar, kimse kedilerin mamasına dokunamıyor. şimdi bayağa çete oldular, etraftaki çiftliklerde bizimkilerin çocuklarını alıp durdular. heryer yeşillik, bol çiçekli, bol sebzeli cennet gibi oldu.

  • palu ailesi

    yahu ben buna bu kadar olmasa da, benzer bir hikayeye şahit olduğumu insanlara inandıramadım ya la.

    2007 yılında erzurum'da askerlik yaparken, bir evde 8-9 kişi ölüyor, jandarma bölgesi, asker gidiyor, terör ile mi alakalı diye de kolordudan birlik gönderiyorlar. ben kolordudan gelenlerdenim. daha doğrusu komutanlar var, elimde kağıtlar not tutayım diye götürdüler beni de.

    ev komple dindar, kara çarşaflı hepsi, kadınlar erkeklere konuşmuyorlar, kadın polis-jandarma-asker bulmaya çalışıyoruz, hikaye dinlerken aynen bunda olduğu gibi inanamadık, ben hatta aksiyon olsun diye tahtada ilişki haritasını çıkartmaya çalıştım, herkes dumur olmuştu.

    büyük dede var, ev var, ev onun evi, herkes o evde yaşıyor. ama birbirine bitişik genişletilmiş gecekondu gibi bir şey. hah işte, evde bir tartışma sırasında, ilişkiler ortaya çıkıyor. dede, bazı oğullar, gelinler, çocuklar, bebekler vs. alayı yaralanıyor öldürülüyor. dede var, 5-6 çocuğu ve eşleri var, 10-15 tane falan da torun var. torunlardan bir tanesi büyük, o da yeni evli. hanımı hamileydi sanırım.

    şöyle durum, bir kavga sırasında gelinlerden biri, çocuğum senden değil dededen diyor, sonra başka biri benim de çocuk dededen diyor, adamlar deliriyor, sonra başkası çıkıyor yahu benim çocuk da senden diye üste çıkıyorlar. hepsi birbirini öldürüyor, yaralıyor, tam cinnet mekanizması. o sırada torunun da eşi, dededen diyor.

    ortada dede herkesi sikmiş, damatlar, gelinler hepsi birbirini sikmiş, sonra haberdar olunca da hepsi birbirine ölümüne dalmışlar. arada çocuklardan bebeklerden de bir iki kişi gitmişti ya da ağır yaralıydı tam detayları hatırlayamıyorum, kanım donmuştu.

    bu aile öküz gibi dindardı, hepsi sarıklı falan. bize ifade verirken namaz molası vermek falan istediler. o kadar şenlik ortam.

    bu palu ailesi bahsedilince direk aklıma onlar geldi nedense. size saçma geliyor ya bu aile türü, türkiye böyle onbinlerce, yüzbinlerce aile var.

  • türkiye'de derece alanlar abd'de garson oluyor

    insanların kazandığı ekmek parasıyla taşak geçen orospu çocukları olmadığı için gidip orada her işi yapıyorlardır belki de.

    diye düşündüren açıklama.

  • her gün yesem bıkmam yemekleri

    spesifik yemeklerden bıkarsınız, her gün döner, çiğ köfte, adana, pilav vs. neyse o spesifik şey mutlaka bıkarsınız. geniş tanımlıları daha uzun süre yersiniz ama gene bıkarsınız.

    sushi geniş bir tanımdır, envai çeşit sushi vardır, o olabilir misal. ama california roll yerim her gün derseniz olmaz.

    pizza da geniş tanım misal, envai çeşit pizza var, ama her gün peperonili pizza yerim derseniz gene olmaz.

    her gün yenilen ve bıkılmayan "yiyecek" vardır, yemek yoktur. misal ekmek, peynir, zeytin, salam, sucuk, pastırma vb.

    ayrıca bunca entrydir "yarrak afedersin" diyen çıkmadığı için sözlüğü tebrik ediyorum, seviyemiz bayağa yükselmiş gördüm.

  • neden tekrar ay'a gitmiyoruz

    tekrar gidildi zaten.

    apollo 11 gitti, apollo 12 gitti, apollo 14 gitti, apollo 15 gitti, apollo 16 gitti, apollo 17 gitti. toplamda da 24 kişi aya gitti. 12 kişi ayak bastı, sadece bu "sefer"ler sırasında 7000 civarında fotoğraf, 4000 dakikalık video, kilolarca getirilmiş taşlar da var geri.

    hah sorun işte burada, apollo keşifleri hakkında zerre kadar bilgisi olmayan, aya insanların fiziksel olarak 6 kez gittiğini bilmeyen, dünyanın taşak konusu olan, conspiracy üç beş filmden esinlenen arkadaşlar gaza gelip gitmedik ki gitmedik diyebiliyor. bakın bu iddia falan değildir, fransa'nın dünya kupasını kazanmış olması iddia değil gerçektir, insanların gitmesi ve tekrar gitmeleri gibi.

    şimdi çoğunluğu tuvalete oturarak sıçmayı beceremeyen bir halkın sorgulama mekanizmasının bu seviyede olması müthiş gerçekten de. gel gör ki, dinleri ve kutsal kitapları hükümdarlar ülkelerindeki cahil insanları yönetmek için yarattı dediğinde cinnet geçirip saldırıyorlar ya la.

    kaç kez gidilmek için yol alındı biliyor musunuz aya? yaklaşık 150 kez. en son 21 mayıs'da çinliler longjiang-2'yi ve queqiao'yu yolladı. ondan önce 18 nisan'da amerika tess'i yolladı. avrupalılar da en son 2014 yılında 4m'i yollamıştı.

    bir daha ne zaman gidilecek ? hindistan kasım 2018'de isro'yu yollayacak, üzerine gidip dolaşıcakta sadece yörüngede de dolaşmayacak. aynı şekilde çin ve israil de aralık 2018'de gidiyorlar.

    hah işte gidiyorlar da asıl sorun ne biliyor musun? sen niye bu kadar gerizekalısın asıl sorun bu. senin beynini uçurup medeni bir insanın beyin seviyesine nasıl getireceğiz? asıl sorun bu. internette 5 dakika makale okumaktan aciz adam ekşi'ye gelip başlık açıp altında ahkam kesebiliyor. niye lan bu? nasıl çözücez bu durumu? bak bunu çözebilmek, aya gitmekten çok daha zor inan ki.

    eskiden asansörlerdeki ip mekanizmasını insanlar çekiyorlarmış misal, artık niye insanlar kullanılmıyor diye asansörler aslında gerçek değil, allah'ın hikmeti ışınlıyor bizi üst kata diyebilecek seviyede adama; içinde oksijen bulundurmak zorunda olduğu, insanın yaşama şartları için takla atılan cihazların neden kullanılmadığını nasıl anlatılabilir ki?

    anlatılamaz. bu da öyle bir durum.

  • ben nasıl cesaret etmişim buna denilen şeyler

    genç ve malken, avrupa'da kayak kaymaya gitmiştik ailecek. pist çok uzun, teleferik gibi bir şeyle zaten 15-20 dakikada tepeye çıkıyorsunuz, iniş yolu da 3 adet; ya en sağdan mavi renk bir yol var; daha basit herkesin kayabileceği seviyede. kırmızı yollar var, zorlar, hiç kolay değiller. ama hallediyorum düşe kalka. bir de siyah yollar var hiç denememiştim.

    (bu arada harita bu : http://www.swisswintersports.co.uk/…el_pistebig.jpg )

    neyse mavilerden kaydım ilk gün, bir kaç kırmızı pisti denedim, ardından kırmızı pistlerde kaymaya başladım, müthiş eğlenceli bir yandan da adrenalin falan. aile şiddetle karşı çıkıyor aman kayma kırmızılardan evladım diyerek. neyse ya son gündü, ya son günden bir önce; bir dünya gözüyle şu siyah pist neymiş göreyim dedim.

    mavi pist uzun diyelim 3km, kırmızı pist 1,5 km gibi, siyah pist de 500 metre ama dimdik aşağı iniyor, sağa sola dönme vs. yok.

    neyse siyah pist yoluna girdim, bildiğin kurukafa uyarısı falan var ölürsünüz yazıyor girmeyin diyerek. ben de mal olduğum için, girerim ya dedim.

    kaydım kaydım hooop durdum bir baktım aşağı uçurum. yol yok yani, siyah çizgi, pistin olmamasını temsil ediyormuş. üstümden teleferik geçiyor, orası teleferik yolu olarak da kullanılmıyormuş teleferiğin en hızlı çıktığı en kısa yol orası.

    geri dönmeye çalıştım kayakları sırtlayıp, gidemiyorum çok mesafe var. dedim malım, en fazla düşe kalka giderim.

    hızlandım hızlandım, uçurumdan bir atladım; havada kayaklar döndü, sonra ben gökyüzüne doğru döndüm, gökyüzünde güneşi gördüm, gözlerim kapandı. gözlerimi açtığımda üstümde 2-3 tane kırmızı kıyafetli paramedic vardı, beni bir kızağa yatırdılar, kayakları da yanıma koydular yanlaya yanlaya indik aşağı.

    herhalde 5-10 kişi toplanıp bir güzel dövse aynen o kadar acı hissederdim, vücudumun her yeri acıyor. hani vurulmadık yerim kalmamış. ayak çatladı, ağzım burnum dağılmış, aşağıya vardığımda herkes toplanmış, alkışladılar falan hayattayım diye, babam geldi bastı tokadı o halimle. hakettim.

  • samsung galaxy s9

    en güzel yanı, s8 almayı planlayanlar için güzel bir model s9. fiyatları düşecek çünkü. gerisinde tabiki çok farkı yok bir önceki modelinden. iphone'da da yoktu.

    ancak bazı alanlar var tabi geliştirilecek olanlar, ama samsung ve apple sanki aralarında konuşup anlaşmış gibi frenliyorlar önümüzdeki yıllarda yavaş yavaş bunları sunmak için.

    ne mi onlar?

    misal 8gb ram. lan 1400tl'lik zte nubia'da var 6gb ram, koskoca s9'a koya koya aynısını mı koyuyorsunuz? oneplus 5t, razer phone, xiaomi mi mix 2s, asus zenfone ar hepsinde var 8gb, inatla 2-3 yıla tahminen saçma sapan uygulamalarla yetmeyecek kapasitelere koşturuyorlar.

    misal 64gb depolama. lan 1000tl'lik xiaomi'lerde var 64gb. flagship yapıyorsun, 5-6k'lık telefon satacaksın, koy yahu 256gb'ı. lan gene 1400tl'lik nubia'da 128gb depolama var ya la.

    kameraya da gelelim, iki tarafa da çift kamera koymasını beklerken, s9 plus'da sadece iki kamera var arka tarafta. lan casper'da bile var, geliştirilmiş aperture kısıp açma gene bir nebze, millet 16mp+20mp kameralar kullanıyor, hala 12mp'lere bel bağlamak nedir. arkasındaki teknolojiyi daha derliyorsun, ama gene bir sonraki modele ekleyecek şey olsun diye burada da frenliyorsun kendini. ön kamera da 8mp ulan, yahu paranız mı yetişmedi nedir bu saçmalık dünyanın en pahalı telefonlarından birisin ya la.

    en beter durumdan bahsedelim, o da pili. lan ben sizin cibiliyetinizi sikeyim 3000mah nedir lan? taşak mı geçiyorsunuz? millet 5000mah üzerinde uçuyor, başka markaları incelemeye bile gerek yok, yahu galaxy a9'da bile 5000mah var. ızdırap mısınız lan siz insanlara? biz niye her yere yanımızda şarj aleti, taşınabilir şarj aletleriyle gezip duruyoruz? sabah işe giderken trafikte kullansan ve öğlen arasında kullansan şarj bitiyor lan, hala inatla nedir bu bataryayı yetersiz yapma hevesi.

    piyasada arkaya ekran koyan var, sanki samsung bu ürünü "lan 100 dolara ürettiğimiz telefonu bakalım kaç keko 1000 dolara alıcak, bu da satarsa 10 dolarlık telefonu 2000 dolara satarız" anlayışıyla mı çıktılar, ne yaptılar pek anlayamadım.

  • muharrem ince

    iki fark söyleyeceğim sadece kendisi hakkında.

    bir tarafta mansur yavaş ve ekibi. seçim gecesi, kazandık diye akılları beş karış havada, melih gökçek ve içişleri bakanı efkan ala elektrikleri kesip, ellerinde kasa kasa oy çuvallarını götürüp getirirken ne yaptı mansur yavaş ve ekibi? foto ve video çekip, "bakın neler neler yapıyor hırsızlar" diye sosyal medyada yayınladılar. bu kadar.

    aynısı yalova'da da oldu, muharrem ince ne yaptı? oy çuvallarının gitti üstüne oturdu, üçkağıdı yapmaya polis geldi, polise daldı. görevli olmayanlar alana girmeye çalıştı, hepsini kovaladı.

    sonuç ne oldu? mansur yavaş kaybetti. muharrem ince de bölgesinde hep kazandı.

    muharrem ince başkan olursa, istanbul ve ankara'yı chp kazanır. evet-hayır meselesi bir daha olursa, gene chp kazanır.

  • ekşi itiraf

    gelecekte torunlarımız bizim hakkımızda : "hepsi delirene kadar her şeyden haberdar olmaya çalıştılar" diye bahsedecekler diye düşünüyorum.

  • 3 gün bombaladık 200 metre gittik vurulduk

    eğer ki 3 gün bombalamanın üzerine, 200 metre sınırı geçtikten sonra ateş altında kalabiliyorsak, ortada çok ciddi bir istihbarat-savaş taktiği-yönetim sorunu vardır.

    3 gün aralıksız bomba atıp hala etkisiz hale getiremiyorsak, nereyi bombaladık üç gün boyunca? harcadığımız paranın haddi hesabı yok, milyar doları neredeyse dağa gömdük bomba olarak. 200 metre geçiyoruz hala oralarda bize ateş edebilecek teröristler var, daha beteri de 200 metre ötemizde gelen ateşe tankçı bile önlem alamıyor.

    asıl vatan haini ordumuzdaki bu eksikliği umursamayandır.

  • adana'nın türkiye'nin en uygar şehri olması

    son 2 aydır iş güç sebebiyle 3 kez adana'ya gittim geldim, galiba katılabileceğim söylem.

    - restoranlarda genelde herkes eşiyle gelmiş, hemen hemen hiç erkekli öbekli gruplar halinde takılan tipler görmedim.

    - tekrar yemeğe oturduğunuzda 2-3 çeşit salata ve mezeler falan otomatik masaya koyuluyor ve buna bir şey ödemiyorsunuz, istanbul'da bu önceden gelenlere yemek kadar para öderdiniz.

    - herhangi bir köylü & doğulu & aksanlı bir türkçe duymadım, hepsi türkçeyi son derece medeni ve düzgün şekilde kullanıyorlardı.

    - kütüphane cafeler var lan. hem de yığınla.

    - trafikte ışıkları direkleriyle beraber ışık, hem yolu aydınlatıyor egzotik bir hava veriyor, hem de ışığın renginin değiştiğini daha rahat algılıyorsunuz. http://www.adana.bel.tr/…rma-ve-sinyalizasyon-7.jpg

    - geçen hafta rakı festivali yaptılar, herkes sokakta özgürce içti. bana mısın demedi kimse.

    - trafik sorununu çözmüşler, adana'da istediğiniz her yere 5 dakikada gidebiliyorsunuz.

    - havalimanından bir kaç dakika içinde çıkıp, giderken de uçağa bir kaç dakika içinde binebiliyorsunuz. istanbullu biri için bu medeniyetin en üst seviyesi, sefere gider gibi havalimanına gidiyoruz biz amk.

    - adana dışındaki adanalılar daha ayılar sanırım, adana'da son derece medeniler. tıpkı türklerin yurt dışında daha öküzleşmesi gibi bir durum herhalde.

    - seyhan otelinde kaldım, otel de, restoranı da muhteşemdi.

    - bir tane bile kötü restoran görmedim, hepsi güzeldi. ciğerin muhteşem bir şey olduğunu burada öğrendim.

    - normalde günde 5-10 tane diet kola içerim, gide gele şalgam bağımlısı oldum. bağırsakları da iyi çalıştırıyor, hayvanlar gibi yemek yememe rağmen şalgam sayesinde kilo verir de oldum. şalgamın kolaya alternatif olabileceğini öğrendim.

    - tüm gezinmelik bulvarlar, geniş bağdat caddesi gibi. kaldırımların genişliği araba yollarının genişliğiyle aynı. çoğu bulvarda araba yolunun arasında da çimler ve ağaçlar var (bence o bile medeniyet göstergesi, zamanında istanbul'da da çok vardı, hepsini kesip biçip yola dahil ettiler)

    bonus : vallahi şöyle bir de manzara var : http://www.hilton.com.tr/…upload/images/b/5-431.jpg

  • ordusu kendi yemeğini yapamayan cihan devleti

    ordu kendi yemeğini yapar mıymış diyenlere amerikan ordusunun keşfettiği yemekler & gereçleri gelsin : https://undertheradar.military.com/…e-u-s-military/

    en az askeri disiplin kadar önemli, savaşmaya hazır bir ordunun en can alıcı noktalarından biridir. askerin yediği yemek performanslarını direk olarak etkiler, kıtlık döneminde vatan-millet-sakarya ile su ve çorba içip savaşan halk edebiyatını yapmaya gerek yoktur, lakin başımızdakiler bin odalı saraylarda, her tabağı 4000tl'lik yemeklerle ziyafetler yaparken, askerlerin dakika başı zehirlenmesi son derece vahim bir skandal, ayrıca çok büyük bir ordu zaafıdır.

    ciddi bir savaş ortamında, böyle bir açığı olan orduya saldırmanıza gerek yok, yemeklerini zehirlersiniz, kontrol mekanizması olmayan orduyu da dağıtır ilerlersiniz.

    malesef tüm türk devletleri tarihlerindeki en vahim militer acizkarlığı yaşadığımız bir dönemdeyiz, darbe skandallarından tutun, ergenekonla içinin boşaltılmasına, tabir-i caiz ise "bütün orduları dağıtılmış" sıfatının harfi harfine işlenmesidir şu anki halimiz.

  • ekşi sözlük koru hastanesi ilişkisi

    ulan madem fotoşoklayacaksın, özen gösterin şu tarz sahte belgelerde amk.

    https://i.hizliresim.com/vpz9ra.jpg

    ne güzel mail uygulaması, habire fontlar, arayüz değişiyor.

    edit : o kadar çok hata var ki. normalde game of thrones'da ejderha'nın gölgesinin iki salise gözükmemesine 10 sayfa yazı yazan insanlar bu kadar hatayı nasıl göz ardı ediyor pek anlayamıyorum.

    teklif mektubu'nda fiyat yazmıyor, neyi imzalıyor bu adamlar?

    teklif mektubu'nda 4 ayrı yeşil rengi kullanılıp, 5 ayrı fontta yazı yazılmış.
    (+teklif mektubu yazısı türkçe font değil, büyük i harfi patlamış)

    mailleşmelerde to kısmındaki fontlar hep değişmiş.
    (+bir mailde başlık eksi, diğer başlıkta ekşi; olm yazdığınızı okuyun ya la)

    profosyonel nedir olm?
    (büyük ihtimal bilgisözlük'ün sahibi hazırlamış dokümanı : (bkz: #68608293) )

    yazımlarda çok fazla büyük/küçük harf amatörlüğü mevcut.

    mailleşmeye göre sözleşme olmadan fatura kesilmiş.

    mühür ne amk? kaşe lan o kaşe.

    o kadar çok fazla hata var ki, çok özensiz yapılmış özetle.

    edit 2 : (bkz: #68603691)

  • hamit altıntop

    adam siktirolup gitmek için 3 milyon tl almış ya la.

  • emre mor'un türkçe bilmemesi

    milli takımdaki başarısının sırrıdır.

    ozan tufan ile diyaloğa girebilen insanların iq direk 25 puan düşüyor velhasıl.

  • 2. el araçların aşırı pahalı olması

    hamsinin fiyatı 4 yılda 2,5tl'den 17,5tl'ye çıkmışken, piyasa uçmasından değil de; sanki ekonominin sikilmesinden mütevellit olabilir.

  • moussa sow ve aziz yıldırım'ın ayrılırken ağlaması

    fenerbahçelilerin ağlaması (temsili): http://i.imgur.com/tk9zjdf.gif

  • 13.06.2015 türk askeri ile ışid'in karşılaşması

    iki fotoğraf göstereceğim sadece.

    biri şu : http://i.imgur.com/qxut3po.jpg

    çocuk beni sınırdan içeri alın, ışid geliyor diye ağlıyor neredeyse gözleriyle.

    diğeri de şu : http://i.imgur.com/vm6fwiv.jpg

    bari şu çocuğu alın diyor hareketiyle.

    içeri almıyoruz kimseyi, su sıkıp, ateş açıyoruz üstlerine. öteki tarafta ışid sıralanmış, sınır çizgisine gelip hepsini tıpış tıpış geri göndertiyorlar, besbelli topluca öldürecekler hepsini. götürürken de şöyle sırıtıyor bizim tarafa : http://i.imgur.com/hfgjpmv.jpg

    biz de hiç bir şey yapmıyoruz. almıyoruz içeri.

    bu insanlık suçu. sana şiddetten kaçarak sığınan bir insana kapını nasıl kapatabilirsin ki?

    insan olmayı ne ara unuttuk?

    edit : şu fotoğrafı da entry girdikten sonra gördüm http://i.imgur.com/ztzb22e.jpg . bu kız çocuk da gözleriyle insan olmayı ne ara unuttunuz diye sormuş nerdeyse...

    (bkz: srebrenica soykırımı)