Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. adam gibi mobil uygulama istiyoruz kampanyası

    an itibariyle başlattığım kampanya.

    içerik üreten biz. her türlü kayırmacılığa, trollüğe katlanan biz. sözlüğe para kazandıran biz ama reklam, para uğruna sözü dinlenmeyen yine biz.

    sırf üç kuruş daha kazanalım diye, adam gibi mobil uygulama tasarlamayıp mobil siteyi reklamla donatan sözlük yönetimine sesleniyorum! mobilde entry girmeyi bırak, okuyamıyoruz bile! türkiye'nin en çok girilen sitelerin birisi olacaksın, içeriğini tamamen kullanıcı üretecek ama sen yine de kullanıcını adam yerine koymayacaksın!

    eyvallah, uygulama tasarlayan arkadaşlar var (ekşin vb.) ama olmuyor, olmuyor, o-l-m-u-y-o-r! ya mesaj gitmiyor, ya bildirim gelmiyor. ekşi teknoloji'ye ait doğru çalışan official uygulama istiyoruz. yıl olmuş 2015 millet, mobile yatırım yapıyor, sözlüğün daha adam gibi uygulaması yok. bu nasıl kurumsallaşma anlayışı?

    üreten, var eden bizsek bu en tabii hakkımız! anlayacağınız; adam gibi mobil uygulama istiyoruz!

    edit: allah aşkına arkadaşlar, adam gibi dediğim için cinsiyet ayrımı yaptığımı söyleyenler olmuş. ''adamlık cinsiyet meselesi değil, karakter meselesidir'' misali kastetmek istediğim, doğru düzgün çalışan bunu farklı yöne çekmenin ne anlamı var mı? ayrıca adam kelimesi kazakça vb. türk dillerinde insan manasına gelir, bizim kullandığımız türkçede anlamını yitirip, daha çok erkek kelimesini anlatır olmuşsa benim suçum ne?

    edit2: neredeyse sözlükle ilgili hiçbir isteğimizi yerine getirmeyen sözlük yönetiminin en azından bunu yerine getirmesini istiyoruz. şu uygulamayı indir firefox'a şunu kur diyen arkadaşlar, bunun gibi ilkelliklerle uğraşmak zorunda mıyız? bir uygulamayı haketmiyor muyuz?

    edit3: bu basit kampanyayı sözlük yönetimine başkaldırı olarak algılayan arkadaşlar, herkesin ihtiyacı olan bir durumu dile getirince bölücü, tehdit unsuru olmuşum. sözlük yazarsız düşünülebilir mi? hayır. bu durumda sözlüğün temel taşı kimler? yazarlar. böylesine masumane bir isteğimizin, ihtiyacımızın kabul olunmasını istiyoruz, istiyorum sadece. bundan bölücülük, hainlik algılamaktaki mantığı anlamıyorum? ayrıca üreten olduğumuz için, iki entry girdik diye hisse istediğimiz felan yok, nasıl ki bir fabrika elemanlarının, fabrika sahibinden eksikliklerin kapatılması için istek hakkı varsa bu da öyle düşünülmeli. eğer iyi bir fabrikaysa çalışanlarına değer veriyorsa, eksiklikleri giderir. sonuçta burada kimsenin şahsi istediği bir şey yok. herkes sözlükteki bu eksiklikten rahatsız olduğunu belirtiyor ve giderilmesini istiyor.

    edit4: sözlük yönetimi hiç mi değer vermiyor, yazarına, üreticisine? altı üstü istediğimiz kaliteli bir uygulama. sözlükte yazar olan bir dolu coderla ortak bir proje olabilir bu. en başta cüzi bir ücretle kullanıma açılır, yazılım masrafı karşılandıktan sonra ücretsiz olarak kullanıma açılabilir. bu kadar mı zor yani?

    --------------------------
    edit5: yönetimin zihniyetinin ne kadar kapitalist, umursamaz olduğu ve yazarların isteklerine, fikirlerine en ufak dikkat, değer vermediği bir kere daha ortaya çıktı. ufak bir açıklama yapmayı bile çok görüyorlar kanzuk ve tayfası.

  • 2. popoya kadar şort giymenin mantıklı açıklaması

    bir kadın olarak, erkeklerin bilmediği, kadınların o karanlık ve gizli dünyalarından bir örnekle açıklamak isterim bunu.*

    öncelikle şort giymek gerçekten sıcaktan yapılan bir eylemdir evet ama popoya kadar şort giymenin sıcakla hiçbir alakası yoktur.

    lise ve üniversite zamanlarımda farkettim kızlardaki bu dikkat çekme yarışını. birgün bir arkadaşımla dışarıda birşeyler içmeye karar verdik. dedim güzel giyineyim bugün, şık bir etek, biraz topuklu ayakkabı, makyaj vs... arkadaşımla buluştuğumda yüzündeki o hayalkırıklığı ifadesi dikkatimi çekti. basit bir kot ve spor ayakkabı vardı ayağında ve akabinde şu sözleri sarfetti 'şimdi bizim eve gidiyoruz, sen çok güzel olmuşsun, ben böyle gelemem, bütün dikkat senin üzerinde mi olsun yani'... o gün milat olmuştu ve sonradan hep farkettim bunu... kendilerini kesen adam için 'hayır seni kesmedi, bana bakıyor apaçık görmedin mi' diye kavga edenler, sen kısa mı giydin al ben donla (kıçın arasına giren şort) gelirim diye yarışa girenler...

    evet hiçbir kız bunu itiraf etmez ama dedim ya kadınların dünyasında gizlidir bunlar...aslında sadece kadın değil, erkeklerde de yok mudur? hangi erkeğin hoşuna gitmez bir kadının onu baştan aşağı süzmesi? sadece süzme meselesi değil ayrıca insana özgüven veren ve kendini beğenmesini de sağlayan bir olaydır bu.

    kısacası kıçının arasında şort giyen bir kadının gerçekten asıl amacı dikkat çekmektir, sıcak değil.

    ancak türlü türlü insan vardır. kimi dikkat çekmek ister, kimi gölgelerde kaybolmak. dolayısıyla bu kişinin tercihidir ve herkes saygı duymak durumundadır. yani bir kadının don gibi şort giymesi kimseye ona tecavüz etme, taciz etme, rahatsızlık verme hakkını vermez.

  • 3. 28 ağustos 2015 gaziantepspor beşiktaş maçı

    - ulan 0-0'ken böyle biter diye oğlanı yatırdım sabah uyanınca ne diyeceğim !

  • 4. yarbay uyduruk bir rütbe

    askerliğinde hiç istikamet yememiş birinin lafı herhal. amk bu adamların askerliklerini didik didik inceleyeceksin, bir gün eksik hizmet çıkarıp alacaksın nizamiyeden içeri.

    ordu jimnastiği tüfeksiz hareketler serisi 12 numaralı hareketi* yaparken anlatsın yarbayı albayı.

  • 5. çöp bulamayınca çöpü elinde taşıyan insanlar

    çöp bulana kadar ellerindekiyle dolaşır ama bir yerlere atmazlar. ben de bunlardan biriyim. baktım etrafta çöp bulamıyorum son çare çantama atıyorum, eve gidince çöpe atıyorum. evime kadar taşıyorum yanımda. ama sokağa veya denize atmak çok saygısız geliyor bana. yapamıyorum.

  • 6. madonnanin yagli zencisi 2'nin sözlüğü bırakması

  • 7. lisenin en popüler kızının lcw'de işe başlaması

    çalışmanın ayıplandığı tek ülkeyiz
    avrupa da,amerika da çok güzel kızlar var barda,restorantta çalışan
    bir tek bizde yaptığın iş çok önemli
    etiketini siktiklerim

  • 8. 28 ağustos 2015 yılmaz özdil köşe yazısı

    https://www.youtube.com/watch?v=748xnzqbddc

    --- spoiler ---

    baba, oğul, kız, damat, dünür, enişte, bacanak, sülalece malı götürürlerken… sen değil misin o gıkını çıkarmadan seyreden, bakan?

    *

    pırlantanın kadevesi sıfırken, tezeğin yüzde 18 değil mi? dünyanın en pahalı benzinini kullanmıyor musun? senin oğlanın işsizlikten düşüne düşüne saçları ağarmışken, bunların çocukları gemicik filoları kurmadı mı? kendileri deveyi havuduyla götürürken, senin emekli maaşına sadaka verir gibi 20 lira zam yapmadılar mı? kışın bikiniyi, yazın soba borusunu hesaplayıp, enflasyon düştü demediler mi? senin traktöre haciz gelirken, saman ithal etmediler mi? çocuğun sınava girerken allah zihin açıklığı versin diye okuyup üfleyip yutturduğun üç adet pirinç tanesi bile, abd’den gelmiyor mu? zaten o sınava da, kendi çocukları kazansın diye şifre koymadılar mı? limanları, bankaları, telefonları, fabrikaları, madenleri, cumhuriyet’in elinde avucunda ne varsa satmalarına rağmen, devletin borcu tarihte görülmemiş boyutta artmadı mı? “aman ha başkasına oy vermeyin, bunlara koyun verseniz güdemezler, bırak davarı, kaz bile güdemezler” demiyorlar mı? sen değil misin, kuzu gibi dinleyen, bunların iki dudağının arasına bakan?

    *

    iki tane avanta aspirine memleketi sattın, iki paket avanta makarnaya mustafa kemal’i hançerledin… sen değil misin, bana ne birader, ben cebime bakarım deyip, alacağı avanta kömüre bakan?

    *

    adam alenen “milletin orasına koyucaz” demedi mi? tebrik edip, plaket vermediler mi? sen değil misin, demokrasi kavramına “çalıyor ama çalışıyor” diye bakan?

    *

    çocuklarımızı öldürdüler. ethem’in suratına ateş ettiler, ali ismail’i sopalarla döverek katlettiler, berkin’i abdocan’ı ahmet’i kafasından vurdular, mehmet’i ezdiler. öldürenlere ödül verdiler. berkin’in annesini yuhlattılar, ethem’in annesini sanık yaptılar. sen değil misin, görmezden gelen, yüzünü çevirip, başka tarafa bakan?

    *

    gözünü kaybeden gazi’nin evine icra gönderildi. bacağını kaybeden gazi’nin protezine haciz geldi. kolunu kaybeden gazi’ye belediye otobüsünde “hayvan oğlu hayvan, şerefsiz” diye bağırıldı. evladını kaybeden şehit babasına hapis cezası verildi. kardeşini kaybeden şehit ağabeyine “pkk’lı” denildi. silahlı kuvvetlerini kumpasla hapse tıktılar, donanmanı iftirayla imha ettiler. pırıl pırıl subaylar canına kıydı, kimisi kahırdan, kimisi kanserden rahmetli oldu. kafana çuval geçirdiler. gemini bastılar. uçağını düşürdüler. kozmik oda’na girdiler. vatan toprağını terkettiler, süleyman şah’ın boş sandukalarını sırtlayıp, götün götün kaçtılar. özerklik ilan edildi. iç savaş alametleri var. sen değil misin, sanki bunlar senin ülkende yaşanmıyormuş gibi, hiç oralı olmayan, lay lay lom dalgasına bakan?

    *

    yatak odalarından ayakkabı kutuları, boy boy para kasaları, para sayma makineleri, dolar dolu çikolata paketleri fışkırmadı mı? telefonda fısır fısır konuşarak, sıfırlamadılar mı? 700 bin liralık kol saatleri takmıyorlar mı? rıza sarraf’a dokunmaya kalkanların önüne yatmıyorlar mı? 40 günlük ayaz bebek, ahmet kiziroğlu’nun milletvekili seçildiği şehirde, camları kırık, naylon örtülü, kerpiç evde donarak ölmedi mi? asrın lideri recep saraylarda otururken, ermenekli recep amca yırtık cızlavet giymiyor muydu? cenaze evine taziyeye gidip, cenaze sahiplerini yumruklamadı mı? tokadı yersiniz demedi mi? yerlerde tekmeletmedi mi? sen değil misin, hâlâ, hayran hayran bakan?

    *

    ergenekon yalan, balyoz yalan, casusluk yalan, başörtülü bacıma saldırdılar yalan, camide içki içtiler yalan, arınç’a suikast yalan, sümeyye’ye suikast yalan… sen değil miydin, bunların hepsine körü körüne inanırken, gerçekleri söyleyenlere şüpheyle bakan?

    *

    ab’ye girdik, büyümede çin’i geçtik, asrın ülkesiyiz, bir dolar bir lira olacak, petrol bulduk… hatırlıyorsun değil mi bu manşetleri? sen değil miydin “hayaldi gerçek oldu” diyerek, geleceğe güvenle bakan?

    *

    kadın aşağılanıyor. odtü aşağılanıyor. diplomatlar aşağılanıyor. tüsiad aşağılanıyor. sanatçılar aşağılanıyor. sen değil misin, ağzı kulaklarına varan, cahil egonu tatmin ettikleri için sırıtarak bakan?

    *

    görenleri tenzih ederim.

    *

    bakan’lar kim olacak acaba diye merak ediyorsun hâlâ… senelerdir her türlü kepazelik gözünün önünde olup biterken, sen değil misin trene bakar gibi bakan?
    --- spoiler ---

    http://www.sozcu.com.tr/…anlari-acikliyorum-921460/

  • 9. lazar markovic

    lazar çarşamba akşamı antrenman sonrası eve geçmek üzere arabasına binmişti ama yüzünden düşen bin parçaydı.

    antrenman sonrası hocası onu odasına özel bir görüşme yapmak üzere çağırmıştı. rodgers bu görüşmede kendisine talip bir takım varsa değerlendirebileceklerini belirtmiş ve önümüzdeki sezon onu oynatmayacağını söylemişti. lazar elbette liverpool'u kariyerinin zirvesi olarak görmüyordu ama burada daha başarılı olacağını, parlayacağını ve dünya yıldızı olabileceğini düşünmüştü. bunun gerçekleşmediğini görmek, öz güvenini sarsmış ve hayal kırıklığı yaşamasına sebep olmuştu. görüşmenin ardından ilk olarak menajerini aradı. rodgers ile olan görüşmeyi kelimesi kelimesine anlattı. menajeri lazar'ın neredeyse ağlayacak olduğunu anlamıştı. ne de olsa gencecik bir çocuğun gururu kırılmıştı. bu konuda kurt olan menajer de lazar'a üzülmemesini onun için en uygun takımı en kısa sürede bulacağını söylemişti.

    bunu duyan lazar'ın morali görüşme sonrası biraz düzelmişti. yolda giderken ailesi ile konuşmaya ve durumu onlara aktarmaya karar verdi. kafasını toplaması ve fikir danışması gerekiyordu. ailesinin de olumlu desteğini almak moralini epey toparlamıştı. buralara kadar gelmenin bile başarı olduğu, hocasının onu doğru değerlendiremediği, suçun kendisinde olmadığını duymak iyi gelmişti.

    eve geçti, biraz dinlenmek ve kafasını dağıtmak için ps4'ünde fifa 15 oynamaya başladı. liverpool'a karşı karışık düşünceler içinde olmanın da etkisiyle barcelona'yı seçip liverpool'a karşı hazırlık maçı ayarladı. kendisini de kadroya almadı. kendisi olmadan liverpool'un bir hiç olduğunu kanıtlamak istiyordu.

    tam santra yapılıp maç başlayacakken telefonu çalmaya başladı. ailesinin, moral bozukluğunu düzelmek için tekrar aradığını sanmıştı ama arayan numara tanımadığı bir numaraydı. biraz endişe biraz da çekingenlik ile telefonu açtı.

    -alo
    +merhaba lazar
    -merhaba, kiminle görüşüyorum.
    +ben fenerbahçe spor kulübü sportif direktörü terrano. beni tanıyor musun?
    -merhaba mr. terrano, evet sizi tanıyorum. isminiz buralarda son dönemde çok duyulur oldu. (lazar'ın kalbi hızla atmaya başlamıştı. beni neden aradı, neden şimdi, neler oluyor? menajerim mi arattı, ne diyecek acaba?)

    terrano hafifçe gülümsedi ve italyan aksanlı ingilizcesi ile devam etti.

    +lazar, tüm gelişmelerden haberim var. seni uzun zamandır izliyorduk ve hep bu anı kolladık. hatta sana şunu söylemek istiyorum, şu anda ben senden daha heyecanlıyım çünkü sana karşı koyamacağını düşündüğüm bir teklif yapacağım.
    -nasıl yani mr. terrano? tüm gelişmeler derken, benim takımdan ayrılmamı mı söylemek istiyorsunuz?
    +lazar, hem hocan hem de klübün ile iki haftadır görüşüyoruz. seninle çok ciddi ilgileniyorduk ama sana hiçbirşey çaktırmak istemedim. menajerinin de olaylardan haberi var. hatta şu an sana göstermek üzere sözleşme örneği getiriyor. seni sportif direktörü olduğum fenerbahçe'ye, nani ile van persie ile hücum hattını tamamlamaya davet ediyorum. seni inanılmaz bir deneyime, unutamayacağın anılara çağırıyorum lazar. bugün hayatının en mutsuz günü olduğunu düşünüyor olabilirsin ama yanılıyorsun. bugün yeni ve mükemmel hayatının ilk ve en özel günü. ne dersin?

    lazar'ın nutku tutulmuştu. telefonun karşısındaki kişi inanılmaz şeyler söylüyordu. bunca zamandır geleceği için korku içindeydi ama gerçekler yeni ortaya çıkmaya başlamıştı. ona değer veren ve ona inanan insanlar onun yeni yolunu çoktan çizmişlerdi.

    -ben ne diyeceğimi bilemiyorum, gerçekten. menajerim ile ailem ile konuşmam gerekiyor. istanbul, fenerbahçe kulağa hoş geliyor. siz, nani ve van persie ile aynı ekipte olmayı elbette isterim ama şartları görmem gerek. kulübüm ile konuşmam gerek.

    +lazar, kulübün ile anlaştık bile. menajerin sana gerekli belgeleri getirecek.hatta 5 dakikaya yanında olur. cumartesi seni istanbul'a getirmek istiyorum. türkiye'nin en büyük kulübüne geliyorsun. burada inanılmaz bir taraftar ve futbol atmosferi göreceksin ve bu senin tekrar parlamanı sağlayacak. gençsin, yeteneklisin ve önünde uzun bir futbol hayatı var. bu fırsat senin için yeniden doğuş gibi olacak. avrupa ligi'ne katılacağız hedefimiz şampiyonluk. bunun bir parçası olmanı istiyoruz.

    -ben, ben ne diyeceğimi bilemiyorum. bana biraz zaman verebilir misiniz? düşünmem gerekiyor, menajerim ile konuşmam, ailem ile konuşmam, düşünmem gerek.

    +lazar, 5 dakikaya menajerin kapında olacak. ona, sana vermesi için bir fenerbahçe tarihçesi, ismin yazılı bir fenerbahçe forması ve cumartesi kalkacak özel uçağının uçuş bilgilerini verdim.

    lazar tüm bunların çok hızlı geliştiğini düşünüyordu ama bugün yaşanan herşey çok hızlıydı zaten. menajerinin getireceklerini düşünmeye başladı. fenerbahçe'nin ona iyi bir teklif yaptığından emindi. tek düşündüğü teklifi hemen kabul edip etmemekti. etkilenmişti orası kesindi.

    -mr. terrano, beni onurlandırdınız, fenerbahçe'de seve seve oynarım. bana menajerim ve ailem ile görüşmek için bir gün verin. kararımı size bildireceğim.

    +tamamdır lazar. senden haber bekliyor olacağız. bana bu numaradan istediğin şeyi sorabilirsin. seni aramızda görmek istiyoruz. hoşçakal.

    lazar telefonu kapattı ve yavaşça önündeki komidine koydu. kafasını kaldırıp ekrana baktı. barcelona ile santrada kalmıştı. karşısında liverpool hezimete hazırlanıyordu. oyunu başlatmadı, ana menüye geri döndü ve takım seçim ekranına geldi. bu sefer fenerbahçe'yi aldı ve karşısına yine liverpool'u koydu. bu sefer liverpool'un hezimeti kesin değildi belki ama oynayacağı futboldan daha fazla zevk alacağı kesindi.

    kapı çaldı, gelen kucağında devasa bir hediye paketi ile menajeriydi. hazır mısın lazar diye gülüyordu? lazar hiç bir transferinde bu kadar mutlu olmadığını hissetmişti.

    hattın diğer tarafındaki terrano, bu sefer fenerbahçe teknik direktörü vitor ile konuşuyordu.

    +vitor, lazar markoviç ile anlaştık. hayırlı olsun. başka bir isteğin var mı?

    vitor gülme krizine girmişti.

    "guiliana, messi'yi de alırsak bence bu iş tamam," diye dalga geçti ama asıl şoku guiliana'nun buna cevabı sonrası yaşadı.

    +messi'nin menajeri ile haftaya ilk görüşmeyi yapacağım. bu sene olmasa da seneye için neden olmasın. neyse, haberleşiriz. görüşmek üzere.

    vitor ağzı bir karış açık telefon kulağında öylece dakikalarca durdu. lazar'ın transferinin mutluluğunu daha yaşayamamıştı. tam kendine gelip yerinden kalkıyordu ki telefonu tekrar çalmaya başladı. arayan yine terrano'ydu.

    +vitor, sana bir mutlu haberim daha var. duymaya hazır mısın?

  • 10. bilal erdoğan rolünü oynayacak oyuncu

    şafak sezer olabilir.

  • 11. cuma gecesi sevişmelik partner veritabanı

    entrylerden anladığım kadarıyla bu cuma erkekler birbirini çok fena sikecek abi.

  • 12. 28 ağustos rte'nin yurttaşın sigarasına el koyması

    hiç kimse de farketmemiş.. ya da yalama olmuşuz iyice çünkü arada yine din satmıştır. "ramazan'da içiyor musun"?

    - ramazan'da içiyor musun?

    " ama o soru işte ramazanda içiyorsan zaten bırakırsın diye sormuş tayyip ühüügügüg" diyenler çıktı.

    siz toplu beyin humması falan mı geçiyorsunuz.

    cumhurbaşkanı lan bu kahvehanedeki hüseyin abi değil. herkesin dini default müslümanmış gibi soru soramaz sormamalı. en fazla "çok mu içiyorsun" der.

    cumhurbaşkanı bu cumhurbaşkanı

    ne demek bu adam sigara içiyor zaten. ramazan'da içse ne olacak içmese ne olacak.. hani kaç paket içiyorsun ne zamandır içiyorsun dese derim ki hakikaten hani sigaraya takmış.

    adam ramazan'da içiyor musun diye soruyor.. hem vergisini veriyor paşalar gibi sigaranın hem de müslümanlığını sorguluyor adamın.

    çok tuzak bir soru bu çünkü ve çok kandırıkçı..

    içiyorum dese oruçtan girecek..

    içmiyorum dese yine de "ayyyyy ramazan dedi şüper müşlüman benim başganım" olacak..

    din çok güzel ya.. satana yüzde yüz oy sağlıyor.

  • 13. 28 ağustos 2015 milli takım aday kadrosu

    gorunen o ki yine adam kayirma, kiyakcilik, memleketcilik var.

    cenk tosun yok, batuhan var. umut bulut denen bir sey var. volkan demirel devasa performansina ragmen yok. gokhan gonul resmi mac oynamadan var.

  • 14. toplantı set edip bölüme meeting request göndermek

    (bkz: sucuk satıyoruz lan biz)

  • 15. konya'da pkklı zannedip asker dövmek

    olayın olduğu şehirden, insan profilinden dolayı şaşırmadığımız harekettir.

  • 16. eğitimli olup akp'ye oy veren insan

    almanya’da bir lise müdürü, her eğitim yılı başında öğretmenlerine şu mektubu gönderirmiş:
    “bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim. iyi eğitilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar gördüm. eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum. sizlerden isteğim şudur: öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın. eğitiminiz bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin. okuma, yazma, matematik, ancak o zaman önem taşır.”

  • 17. rte'nin cenazesi hangi camiden kalkacak sorunu

    toprak kabul edecek mi acaba. bu daha büyük bir sorun.

  • 18. sözlükçülerin favori doggy style isteği cümleleri

    bu kafayla kurulamaz koalisyon,
    haydi öyleyse sen de domalasyon.

  • 19. şehitlik ölümün en şereflisidir

    (bkz: fakirler ölsün ak-saray'dan selamlar)

  • 20. hayatta başarılı olmanın 2 metodu

    2.montla sıç

  • 21. avrupa ligi'nde ajax celtic ve molde ile eşleşmek

    çok güzeldir. futbolu takip eden herkes celtic ve ajax'ın berbat durumlarını bilirler zaten.

  • 22. moussa sow'un 16 milyon euro'ya transfer olması

    16 değil, sow'un bonservis bedeli 17 milyon eurodur. 1 milyon eurosu sow'a verilmiştir. aynen 13 milyon euroya satılan demba ba'nın o paranın 1,5 milyonunu alması gibi.

    17 milyon euro da türkiye rekorudur. rekor da 17 milyon euro üzerinden kırılmaya çalışılacaktır.

    ayrıca nasıl oluyorsa, rakipleri ağlatan bir rakamdır.

    kara para aklama ne lan dallama. uyuşturucu mu satıyor, insan ticareti mi yapıyor yoksa silah ticareti mi amk malı. ha, biri de çok param var, fenerbahçe'ye vereyim diyor da, sponsor olup reklamını yapmak varken, dur sizin en iyi adamlarınızdan birini katar'a gönderip, parayı öyle vereyim mi diyor?

    amk malları. "olamaz, fener o kadar para kazanamaz, biz elimizdekileri bedava gönderemezken, yaptığı transferler sonrası batacak diye beklediğimiz fener'in kasası dolamaz. kesin ip var. olmazsa kendimi sikerim" diye deliriyor herifler.

    iyi böyle iyi, kudurun, daha çok kudurursunuz.

  • 23. zevk alınan ufak sapıklıklar

    sokakta terlikle yürürken terliği ayakla 5-10 adım öteye fırlatmak. yalın ayak yürüyüp tekrar giymek.

  • 24. 30 ağustos 2015 kutlamalarının iptali

    nasıl yapsak da milli duyguları temsil eden bayramları yasaklasak diye düşünenlerin bu sene de terör bahanesi ile yasakladığı milli bayram. bu ülkenin nasıl ne şartlarda kazanıldığını bu zor günlerde coşkuyla anıp, dosta düşmana mesaj vermeyeceksek ne zaman vereceğiz ?

    edit : imla

  • 25. cenk gönen

    an itibariyle galatasaraya hayırlı olsun iyisiyle kötüsüyle beşiktaşımıza verdiği hizmetler için de kendisine teşekkür ederiz inşallah bundan sonra hep hatalı goller yersin amk

  • 26. 28 ağustos 2015 kuşçubaşı eşref tweet'leri

    (bkz: kusçubaşı eşref kim amk)

  • 27. galatasaray'dan neden bu kadar çok nefret edilmesi

  • 28. coca-cola'nın galatasaray'a sponsor olması

    resmi açıklama gelmeden inanmayacagim iddia. hamza hoca dengeleri gözeterek cola turka isteyebilir :(

  • 29. madonnanin yagli zencisi 2

    demiş ki; "bana sunun cevabini bir zahmet verin...teror sorunu ve kurt sorunu baglaminda askeri secenekleri neden devre disi birakiyoruz."

    cevabını veriyorum: çünkü cepheye sen gitmediğin için.

  • 30. kızların işerken fış sesi çıkartması

  • 31. kim milyoner olmak ister

    ponçik ile külbastı şıklarından külbastı'nın bir tatlı olmadığını bilmeyen gıda mühendisi kız yarışmadan çekildi az önce;

    selçuk yöntem: dana külbastı falan vardır hiç mi çağrışmadı, mesleğinizle alakalı?
    süper itici kız: n'alakası var, restoran da mı çalışıyorum beaann..
    selçuk yöntem: ponçik de böyle içi reçelli olur..
    süper itici kız: yöresi nedir bu ponçiğin?
    selçuk yöntem: pastane!

  • 32. moussa sow ve aziz yıldırım'ın ayrılırken ağlaması

    fenerbahçelilerin ağlaması (temsili): http://i.imgur.com/tk9zjdf.gif

  • 33. evini amerikan toprağı ilan etmek

    (bkz: entry nick uyumu)

  • 34. ios vs android

    uzun süredir yazılım geliştirdiğim iki işletim sistemi karşılaştırması. düz kullanıcı için ios daha sağlıklı, biraz özgür olmak istiyorsanız kesinlikle android.
    iddia edilen ios stabil olması ve android' in sürekli hata vermesinin önemli nedenleri var. bunların başında appstore'un sizin uygulamanızı en az 4-5 saat test ediyor, standartlarına uymayan uygulamaları kabul etmiyor olması gelir. bu test aşamasında, buton büyüklüklerinden tutunda uygulama içindeki görsellerin yapısına kadar inceliyor. android açısından bakıldığında, allaha emanet 2 saat sonra yayına giriyorsunuz. birde appstore uygulayı en az 1 hafta bekletiyor. o yüzden geliştirici olması gerekenden 2-3 kat daha fazla test etmek durumunda kalıyorlar.
    performans farklarının bir diğeri ise garbage collector(android) ve automatic reference counting (ios). arc sanki 1 adım daha önde.
    tüm bunların geliştirici boyutuda var. bir uygulamanın ios sürümü için frimalar 3x para isteniyorsa android için 2x gibi para istiyor. buradaki fark android geliştirici daha kolay yetişiyor olması. sektörde javaya aşina veya android için javaya geçen birey sayısı çok fazla. durum ios da çok kötü. önceden obj-c bilmeniz(allah belasını versin) gerekiyordu. bunun yanında 1 adet mac 1 adet ipad ve apple developer lisansınız gerekiyor. buda demek oluyor ki öğrenciler bu işe bulaşamaz. doğal olarak kurumlar bunun için tecrübeli yazılımcıları ios eğitimi aldırıyorlar. ios yine 1 adım öne geçti.

    ios un en büyük handikapı itunes ve cihazların kendi standarları olarak görünüyor. android şarj cihazı kablosu evrenseldir ve milyonlarca cihazla ortak yapıdadır. kablom evde kaldır diye yırtınmazsınız. ios un arkasında itunes gibi bir bela vardır. mp3 yüklemek, fotoğrafları almak, cihaza film yüklemek tam bir ölümdür. android bir cihazı flash bellek gibi kullanabilirsiniz. ios cihazlara 3. parti donanımlar takamazsınız. fotoğraf makinesini usb ile bağlayıp çektiğim fotoğrafları telefona alayım diyemezsiniz.

    işin özü, arkadaş ben mp3 i appstore dan satın alırım, çektiğim fotoğrafları mail atarım, ipad'de altyazılı film izlemek gibi bir amacım yok. sadece sosyal medyada takılırım, telefonumda ufak bir sorun olduğunda da telefon kadar bedel ödemeye hazırım diyorsanız ios ile güzel günler geçirebilirsiniz.

  • 35. irlandalı turistin beyaz show'a katılması

    "hahaha abi peki ne yaptın ya, hakketen nasıl oldu olay bivaz anlatıvr mısın? yani ovrda 15 kişi üstüme geliyo diyip bi kovrku falan olmadı mı hahaahha. bakalım hemen gövrüntülere.

    ...görüntü gelir...

    bak bak bak ouvv, abinin vuvrduğu adam hayata küstü ya hahahah.

    tevrs bişey dememek lazım valla abi kalkavr bize de vuvruvr şimdi hıhıhı ...tercümana döner... bunu çevivrme ha eheıhe"

    gibi diyaloglar olmazsa olmazdır. klasik beyaz show.

  • 36. içki içmeme nedenleri

    (bkz: haram demediniz mi lan)

  • 37. moussa sow

    kulübe para aktarmak isteyen yönetici formanın kolunun ucuna 1mm x 1mm ölçüde bir alanla sponsor olur, 17 milyon da değer biçer aktarır sevgili cahil kardeş.
    - 100.000 taraftarı kulübe üye yapar, paralar benden deyip aktarır.
    - kardeşinin yeğeninin eniştesi tüm fenerium'ları kapatır müşteri gibi, para aktarır.
    - binlerce okula yüzbinlerce öğrenciye fenerbahçe sweatshirt'i gönderir, krampon alır, yine aktarır.
    - suriyeye 250.000 kışlık palto gönderir feneriumdan, yine aktarır, hatta bir de kendi vergisinden düşer :-)

    yani senin anlayacağın, fenerbahçe'liler zeki adamlardır.
    senin düşünme kapasiten dar olabilir, hatta görebildiğim kadarıyla senin gibi çok var, ancak bu işin binbir tane yolu var deyim ben sana.

    para "iq" ile doğru orantılıdır bir de.
    kulübünüz fakirse, taraftarınızın analitik zeka düzeyi ile bağlantılı olması çok muhtemeldir.

  • 38. su geçirmez telefonun su geçirmesi

    gereksiz bir risk barındıran gereksiz bir teknoloji ürünüyle yapılan gereksiz bir eylem sonucu başa gelen elim olaydır. amına koyayım tamam telefonun su geçirmemesi iyi hoş da bunu pazarlarken denizin dibinde de çalışıyor tarzı bir reklam çekersen, bu telefonu alan insanlar da denizin dibinde foto çekmeye çalışır (ki çoğu zaman başarır da) veya gider cami şadırvanında telef... ahahahahhahahaha, cami şadırvanında telefo...ahudahudhusauhduhaduha (sinirlerim bozuldu) telefon yıkamaya kalkar. sonynin bu reklam hamlesinin cipsten megane fox çıkartan reklam hamlesinden teorik olarak pek bir farkı yoktur. şadırvanda telefon yıka... asdhuauhshuahuhahahahahahah (sinirden gülüyorum kardeş pardon) tekrar ediyorum. iyi bir teknoloji ama gerekmedikçe güvenilmemeli. telefonunuzun üzerine yanlışlıkla su döküldüğünde telefonunuz bozulmasın diye yapılmış bir şey.

  • 39. ortalık karışınca kefenlilerin ortadan yok olması

    annesinin dantelli beyaz masa örtüsünü kapıp hava alanlarına koşturan, 2. kurtuluş savaşı yapıyoruz palavralarıyla kendi kendilerine gaz veren tiplerin ölümlerin ardı arkasının kesilmediği bu günlerde efsane olmaları gerekirken, gazoz olmaları halini anlatan acıklı bir durumdur. işte size fırsat, daha ne bekliyorsunuz; gün bu gündür, annenizin beyaz masa örtüsünün hakkını verin!

  • 40. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    yanlis ve yalnizin kelime kokeni.
    ufum 5 katina cikti serefsizim.

    off ya eskiden sozluk cok guzel bir bilgi yuvasiydi...

  • 41. hopa'daki sel felaketi hakkari'de olsa n'olurdu

    yardım götüren konvoydaki tırlar yakılıp, ambulanslar taranırdı.

  • 42. fb'nin uefa grubu vs gs'nin şl grubu

    ajax

    2014-15 avrupa ligi'nde son 16'da elenmiş
    2013-14 avrupa ligi'nde son 32'de elenmiş
    2012-13 avrupa ligi'nde son 32'de elenmiş.

    celtic

    2014-15 avrupa ligi'nde son 32'de elenmiş
    2013-14 şampiyonlar ligi'nde grup sonuncusu
    2012-13 şampiyonlar ligi'nde son 16'da elenmiş

    fenerbahçe

    2014-15 şikecilikten siktir edilmiş
    2013-14 şikecilikten siktir edilmiş
    2012-13 avrupa ligi'nde yarı finalde elenmiş
    ______________________________________________________________________________________

    benfica

    2014-15 şampiyonlar ligi'nde grup sonuncusu
    2013-14 avrupa ligi'ni finalde kaybetmiş
    2012-13 avrupa ligi'nde feneri sikip attıktan sonra finalde kaybetmiş

    atlético madrid

    2014-15 şampiyonlar ligi'nde çeyrek finalde elenmiş
    2013-14 şampiyonlar ligi'nde finalde kaybetmiş la liga şampiyonu
    2012-13 avrupa ligi'nde son 32'de elenmiş
    2011-12'de uefa şampiyonu

    galatasaray

    2014-15 şampiyonlar ligi grup sonuncusu
    2013-14 şampiyonlar ligi ikinci turda elenmiş
    2012-13 şampiyonlar ligi çeyrek finalde elenmiş

    he amk he, fenerin grup şl grubu galatasaray'ınki uefa grubu. beynini siktiğimin salakları. fenerbahçeli olmak için tek şart beyinsiz olmak amk.

  • 43. levent üzümcü

    - 43 yaşında.

    - giyinmesini biliyor. giydikleri yakışıyor.

    - esprili bir dili, güzel bir türkçesi var. konuşmalarında sokağın vülger olmayan dilinin izleri var. dizilerdeki, reklamlardaki esprileri kullanabiliyor.

    - digital dünya onun için çocuk oyuncağı. notebook, ultrabook, i-pad, tablet, android telefonlar elinden düşmüyor. zello’yu dış mihrak, whatsapp’ı illegal örgüt sanmıyor.

    - twitlerini danışmanları değil kendi atıyor. ve twitleri parti propagandası değil “hakiki”. günlük hayata dair twitler de atıyor.

    - futboldan, basketboldan anlıyor. real madrid, barcelona derbisini biliyor. liverpool taraftarlarının “you will never walk alone’’ şarkısından haberdar.

    - kulaklık takarak mp3 dinliyor. münir nurettin selçuk’tan, hafız burhan’dan, kani karaca’dan, hamiyet yüceses’ten, neşet ertaş’tan, zeki müren’den, tarkan’dan, ceza’dan, ahmet kaya’dan haberdar.

    - rap dendiğinde “geçiniz”, blues dendiğinde “anlamam”, hip hop dendiğinde “serseri işi” demiyor.

    - nazım hikmet’in de, necip fazıl’ın da bu ülkenin değerleri olduğunun farkında.

    - elinde sadece tablet değil bestseller kitaplar da var. neyi beğenip beğenmediğini biliyoruz. olumlu veya olumsuz eleştirileri güdük kriterler üzerinden olmuyor.

    - güncel konulara anteni açık. fırlama arkadaşları da var.

    - tarihi ve coğrafyayı lisede okuduklarından kat be kat ve farklı perspektiflerden biliyor. kinle değil bilgiyle konuşuyor. insanlık suçlarını sahiplenmiyor. bu konudaki duruşu net.

    - bisiklete, motosiklete binmeyi seviyor.

    - insanların içine sadece seçim zamanı (göstermelik) değil normal zamanlarda da karışıyor. filmi sinemada izliyor. çay bahçesinde çay içiyor. karısının veya sevgilisinin elini tutabiliyor.

    - karl marx kadar olmasa da sosyalizmi, adam smith kadar olmasa da kapitalizmi biliyor.

    - psikolojiden, halden, ruhtan anlıyor. “onlar şöyledir böyledir” demek yerine “gelin hele, bir çay için, soluklanın, nedir istediğiniz” diyebiliyor.

    - solun ihtiyaç duyduğu bütün kriterleri karşılıyor. atatürkçü, sosyalist, genç, yakışıklı, izmirli, zengin, celebrity, aile babası. kılıçdaroğlu'nda, ufuk uras'ta, kemal okuyan'da, mustafa sarıgül'de olmayan her şey onda fazlasıyla mevcut. tam solun aradığı lider.

  • 44. sırrı süreyya önder'in terörist gibi ölme talebi

    biri şehit olayım der, biri terörist gibi öleyim der. öyle oturduğunuz yerden konuşmayın.

    sizi şöyle meydana alalım.

  • 45. yeni nesil çocuklardan tiksinmek

    mahallenin ablası : oğlum burada top oynamayın , çok gürültü yapıyorsunuz.

    80li çocuğu : tamam abla gidiyoruz.

    mahallenin ablası : oğlum burada top oynamayın , çok gürültü yapıyorsunuz.

    90lı çocuğu : abla biraz oynayalım gideceğiz valla.

    mahallenin ablası : oğlum burada top oynamayın , çok gürültü yapıyorsunuz.

    yeni nesil : eeeğğğ burası senin tapulu malın mı ablaaaaaaa , gürültü varsa kulağını kapa ahahaha.

    çocuk yerine canavar yazılması gerekilen başlık. gerçek hayatı , sanal hayat gibi zannedip hükmetmeye çalışıyorlar. düşünün bunlar gelecekte ebeveyn olacaklar!!!

  • 46. lokomotiv moskova'nın tribün lideri

    anladık kardeşim hepiniz kadına doymuşsunuz, çok kuul adamlarsınız. "ortalama slav kızı işte ya pfff :s :s" tamam, evet.

    ilgi çekici olan şey kadının güzelliği değil zaten, "kadın" olması. normalde sikli taşaklı, göbekli, ihtimalle kel birinin olduğu yerde kadın görürseniz, o kadın ne kadar çirkin olursa olsun gözünüze güzel görünür çünkü o konumda daha "çirkin" birini beklersiniz. kaldı ki kadın bayağı bayağı güzel, öyle dümdüz bir hatun değil. tribünde böyle amigo görünce bırakın da millet gaza gelsin, beğensin. kasılmaktan öleceksiniz. hayır bir de mantığı anlamadım ben, eminim sevgilinizden ya da eşinizden güzel kadınların sayısı çok fazladır. ne yapıyorsunuz, "canım ortalama bi kızsın, senden sokakta bissürü var" deyip sırtınızı falan mı dönüyorsunuz? güzel kadın güzeldir işte, niye diğerleriyle karşılaştırma ihtiyacı hissediyorsunuz ki?

  • 47. aşk hakkında gelmiş geçmiş en iyi tespitler

    yaşlanmış hali genç halinden güzel olan bir kadın üzerinden yapılmış tespit içerir.

  • 48. hüseyin nihal atsız'ın eğitim sistemi önerisi

  • 49. kiralık aşk

    anladım ki bu bölüm sonunda da kendi kendime telkin yapmama sebep olacak dizi.

    "ömer gibi bir erkek yok soli, sinan gibi erkek hiç yok soli. kendine geeeeel, gerçeklerle bağlarını koparmaaaa, böyle erkekleri beklersen evde kalıcaksıııııın, dizi bu diziiiii."

    hayır her cuma resmen gerçekleri sorgulatıyor bu dizi bana. sinan mı? masallarda var masallarda.

  • 50. kara lastik giymiş sözlük yazarları

    köye gittiğimizde hemen bir çift bırakılırdı önümüze. tarlada bahçede ne giyilecekti ki başka. hey gidi çocukluk, bostandan karpuz çaldığımız günler geldi aklıma, bir de havadaki o yeşil koku.