Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. palu ailesi

    yahu ben buna bu kadar olmasa da, benzer bir hikayeye şahit olduğumu insanlara inandıramadım ya la.

    2007 yılında erzurum'da askerlik yaparken, bir evde 8-9 kişi ölüyor, jandarma bölgesi, asker gidiyor, terör ile mi alakalı diye de kolordudan birlik gönderiyorlar. ben kolordudan gelenlerdenim. daha doğrusu komutanlar var, elimde kağıtlar not tutayım diye götürdüler beni de.

    ev komple dindar, kara çarşaflı hepsi, kadınlar erkeklere konuşmuyorlar, kadın polis-jandarma-asker bulmaya çalışıyoruz, hikaye dinlerken aynen bunda olduğu gibi inanamadık, ben hatta aksiyon olsun diye tahtada ilişki haritasını çıkartmaya çalıştım, herkes dumur olmuştu.

    büyük dede var, ev var, ev onun evi, herkes o evde yaşıyor. ama birbirine bitişik genişletilmiş gecekondu gibi bir şey. hah işte, evde bir tartışma sırasında, ilişkiler ortaya çıkıyor. dede, bazı oğullar, gelinler, çocuklar, bebekler vs. alayı yaralanıyor öldürülüyor. dede var, 5-6 çocuğu ve eşleri var, 10-15 tane falan da torun var. torunlardan bir tanesi büyük, o da yeni evli. hanımı hamileydi sanırım.

    şöyle durum, bir kavga sırasında gelinlerden biri, çocuğum senden değil dededen diyor, sonra başka biri benim de çocuk dededen diyor, adamlar deliriyor, sonra başkası çıkıyor yahu benim çocuk da senden diye üste çıkıyorlar. hepsi birbirini öldürüyor, yaralıyor, tam cinnet mekanizması. o sırada torunun da eşi, dededen diyor.

    ortada dede herkesi sikmiş, damatlar, gelinler hepsi birbirini sikmiş, sonra haberdar olunca da hepsi birbirine ölümüne dalmışlar. arada çocuklardan bebeklerden de bir iki kişi gitmişti ya da ağır yaralıydı tam detayları hatırlayamıyorum, kanım donmuştu.

    bu aile öküz gibi dindardı, hepsi sarıklı falan. bize ifade verirken namaz molası vermek falan istediler. o kadar şenlik ortam.

    bu palu ailesi bahsedilince direk aklıma onlar geldi nedense. size saçma geliyor ya bu aile türü, türkiye böyle onbinlerce, yüzbinlerce aile var.

  • 2. çocuk yaşta izlenmiş travmatik diziler ve filmler

    süt kardeşlerdeki gulyabani ve tarkan viking kanındaki ahtapot

  • 3. ayasofya'da çekilen bale fotoğrafı

    gayet normal bir fotoğraftır.

    acaba kadın çıplak mı diye baktım , değil. eee nesine tepki verilmiş bacaklarını dümdüz açmış diye mi? muhtemelen tepki verenler kadının o hareketinden tahrik olan tipler yani ayasofya falan hikaye geçiniz bu lafları.

  • 4. kayseri'de köpek katliamının resmen başlaması

    1 tek insanın canı, kayserideki bütün sokak köpeklerinin canından değerlidir. o yüzden 1 insana daha bir şey olmadan önce köpekler engellenmeli. o kadar köpekleri seviyorsanız gidin kayseriye birkaç sokak köpeği sahiplenin.

    edit: ne hayvansever varmış arkadaş ana bacı kalmadı. umarım bu hayvanseverliğiniz sırf köpek için değil, inek-dana vs. için de geçerlidir.

  • 5. türbanlı hakim

    ciddi anlamda hangi dini yaşadığını merak ettigim hakim.

    inandigi dine gore kendileri yargilama yapamaz.

  • 6. pizzacıyı çıplak karşılamak

    yav arkadaş bir fikri yüz bin kez ayrı ayrı yazmayı bırakın artık. başlık altına geliyorsun ilginç bir tespit var mı diye, 10 entrynin 9’unda “erkek kadına yapsaydı taciz derdiniz’ yazıyor. birader senden önceki 5 milyon entryde bu yazıyor zaten bi oku allah aşkına

  • 7. evlilik tartışmasında sevgilisini öldüren genç kız

    öldüren taraf erkek olsaydı, buralar otoban olurdu.

  • 8. en iyi ağrı kesici

    kanada ve abd nin çoğu eyaletinde sudan ucuza satılan organik bişey. buraya yazamıyorum evden alırlar ama siz anladiniz.

  • 9. 6 ocak 2019 maduro'nun görevinden azledilmesi

    (bkz: erdoğan'ın maşallah dediğinin 3 gün yaşaması)

    venezuela'da halk açlıktan kırılırken maduro'nun nusret'te ziyafet çekmesi ile maduro'nun zaten yerlerde olan imajı sıfırlandı. nusret bildiğin uluslararası politikaya yön vermeye başladı.

    2019 bereketiyle geldi. darısı diğer diktatörlerin başıma.

  • 10. ingilizce kabirde mezarda mahşerde geçmez

  • 11. türk tipi akademisyen

    akademisyen bildiriyor. hepiniz haklısınız arkadaşlar.
    ders anlatmayı bilmiyoruz. çünkü akademisyen olurken ders anlatabilme yetimizi ölçmüyorlar. sonrasında da formasyon veya benzeri bir eğitimden de geçmiyoruz. biraz kendi gözlemlerimiz, biraz zaman içerisinde edinilen tecrübe ile birşeyler yapmaya çalışıyoruz. ayrıca ölçme ve değerlendirme konusunda da hiçbir bilgimiz yok. sınav sorusu nasıl hazırlanır, bu soruları okurken neye göre puanlama yapılır, bunların hepsi kafamıza göre yaptığımız şeyler.

    slayt üzerinden ders anlatmak konusu biraz karışık. mühendislik fakültesinde çalıştığım için pek slayt ile karşılaşmadım fakat bazı dersler için çok faydalı bulduğumu söylemem gerek. sözel derslerde slayt ile tahtaya yansıtılan görseller, iyi hazırlanmış sunumlar derse büyük katkı sağlar. hatta sadece slayt değil, dersin konusu ile alakalı olabilecek bir diziden bir sahne de izletilmeli mesela. örneğin mekanik dersinde eğlenceli bir örnek olarak hızlı ve öfkeli filminde klasik arabanın ön kaldırarak yarışa başlamasını izlettirip sonrasında problemi basitleştirerek arabanın önünün kalkabilmesi için gereken tork hesaplatılmalıdır.
    diğer yandan pek çok entryde bahsedilen duvara yaslanıp slayt okuyan kişiler slayt olayını kolay yoldan ders içeriği hazırlamak ve hiç istemedikleri ders saatlerini bir şekilde doldurmak için kullandıklarından şikayet etmekte çok haklısınız.
    öğrenciye yukarıdan bakmak konusunda ise haksızsınız. öncelikle artık lisede değilsiniz. kimsenin size rehber öğretmenlik yapacak, derdinizi dinleyecek hali yok. illa ihtiyacınız varsa bunun için görevlendirilmiş danışman hocalarınız ve okulunuzun psikolojik destek birimleri var. hocasıyla konuşmak isteyen 10 öğrenciden 8'i not dilenmeye geldiğinden bizler de bu durumdan rahatsız oluyoruz. hadi bunları da geçtim. özellikle araştırma görevlilerinin yaşadıkları stresten zerre haberiniz olmadığını düşünüyorum. hergün değişen akademik yükselme kuralları, hergün daha da zorlaştıran mezuniyet şartları, doktora sonrasında yaşanan gelecek kaygısı psikolojileri nasıl etkiledi bilmiyorsunuz. şu anda eğer 50d kadrosunda bir araştırma görevlisiyseniz doktoranız bittiği gün işsiz kaldınız demektir. mezun olduğunuz gibi bir üniversitede öğretim üyeliği kadrosu bulsanız dahi en az 4 ay sürecek bir güvenlik soruşturması geçirmek zorundasınız. bir devlet kurumundan başka bir devlet kurumuna geçiyor olmanız dahi bu güvenlik soruşturmasını durdurmaz veya süresini kısaltmaz. üstüne üstlük işsizlik maaşı hakkınız yoktur. hatta bugün işinizden kovulsanız kıdem tazminatı hakkınız da yoktur. devlet her ay bu fonlar için maaşınızdan vergi keser ancak ihtiyaç halinde bunu size vermez. şimdi düşünün, doktor ünvanını alarak eğitim seviyesi bakımından büyük aşamalar katediyorsunuz ve bunun karşılığında size işsizlik ve güvencesizlik veriliyor. bu gibi düşüncelerle boğulmuş bir akademisyenin öğrenciyle ne kadar sağlıklı bir ilişki kurmasını bekleyebilirsiniz? kaldı ki başta da dediğim gibi 10 öğrencinin 8'i not dilenir. kalan 2 öğrenciye sorarsanız onlar da zaten "x hoca iyidir ya" diyecektir.

    memurluk olayına gelelim. akademik ünvanlarını almış özellikle doçent ve profesörler tam da bu memurluk modunda girerler. çünkü pek çok devlet üniversitesinin sitesinde hayat boyu öğrenmemavraları okunur ama uygulanmaz. pek çok hoca daha doçentlik kadrosunu aldığı gün unumu eledim eleğimi astım rahatlığına bürünür. çünkü artık onu bilimsel çalışmaya zorlayacak bir dürtü kalmamıştır. eğer kendi lisansüstü asistanları varsa zaten zaman içinde birkaç makaleye daha adı yazılacaktır. kendisinin parmağını bile kıpırdatmasına gerek kalmamıştır. ancak bu durağanlığın sorumlusu hoca olduğu kadar devlettir de. çünkü akademik yükseltme şartları her zaman sadece doktora öğrencileri ve doktor öğretim üyelerini kapsamıştır. eskiden 1 makale isteniyorsa şimdi 3 yapılmıştır. eskiden proje araştırmacılığı yetiyorsa şimdi proje yürütücülüğü istenmiştir. doçent olmak için istenen şartlar her gün daha da zorlaştırılmıştır. ancak doçentlikten profesörlüğe geçmek için 5 yıl hiçbir şey yapmadan oturmak yeterli sayılır. bu kişileri zorlamadıktan sonra memur gibi yaşamalarının önüne ne geçebilir. kişi kendi öz kontrolü ile kendini çalışmaya zorlasa dahi rehavet elbet bir gün kişiyi ele geçirecektir.

    kendi gözlemlerime ve yaşadıklarıma dayanarak pek çok şikayetin haklı veya haksız sebebini ve savunmasını yaptım. son olarak şunu da belirteyim; madem genelleme yapıyoruz sizler de türk tipi öğrenci olarak çok da şey değilsiniz. kopya çekmeye muhtaçsınız. kopyayla elde edebileceğiniz ekstra 10 puanın riski en iyi ihtimalle disiplin kuruluna gönderilmeyip sınavınıza 0 verilmesidir. bu riski görmekten acizsiniz ve yakalanınca zavallı tepkiler veriyorsunuz. hazır bilgi verilmezse hiçbir şey öğrenmesiniz. araştırma, bilgiye ulaşabilme yetisinden yoksunsunuz. zora gelemiyorsunuz, stresle başa çıkamıyorsunuz. biraz zor veya özgün bir problemle karşılaştığınızda ağlıyorsunuz. halbuki okulda üzerinizde milyon dolarlık projelerin sorumluluğu yokken bu zorlu problemleri çözebilmeli ve ileride gerçek projelerde daha az sıkıntı çekeceğinizin farkında olmalısınız. meslek hayatınıza atıldığınızda patronunuza "ya bu çok zor ben çözemem" diyemeyeceksiniz.

  • 12. sigara fiyatları 3 tl olabilir

    bu sözlükte kimse mi okuduğunu anlamıyor?

    "buna karşılık sigara fiyatlarının 7 lira ve altına düşmesini önlemek için uygulanan paket başına 5.6 liralık 'asgari maktu vergi' sıfırlandı. paket başına alınan 42 kuruşluk maktu vergi ise aynı kaldı."

    yani asgari maktu vergisi kaldırıldı yazıyor. sigara markasının insafına bırakılmış durum. indirim yapılır mı? sanmam. bu verginin adı değişir mi? bence olabilir. çünkü eniştem durup dururken beni niye öptü.

    kutsal bilgi kaynağı editi: çaylak bir arkadaştan mesaj geldi. durumu çok güzel özetlemiş. onun da izniyle paylaşıyorum. teşekkürler oxir.

    "şöyle bir durum var. bir sigara paketinin ortalama maliyeti 50 krş, dağıtım payı yine 50 krş. vergiler, üretim maliyeti ve dağıtım payı çıkarıldığında geriye kalan şirkete kar olarak dönmektedir. bu düzenleme öncesi durum şu şekildeydi.

    amv: asgari maktu vergi tutarıvo: vergi oranı
    vy: sigara üzerindeki vergi yükü
    mv: maktu vergi
    spf: sigaranın perakende satış fiyatı
    kdv: katma değer vergisi olsun.

    buna göre; vy=((amv+mv+kdv)/spf)x100 şeklinde olacaktır.

    10 tl’lik bir sigara için durum şu şekildedir.

    vy=(((10×0,6525)+0,3246+(10×0,1525))/10)x100= %83,746

    50 kuruş üretim maliyeti ve 50 kuruş dağıtım payı çıkarıldığıdan şirketin kartı 63 kuruş oluyor.

    asgari maktu vergisi şu demektir. parekende fiyatının yüzde kaçı asgari maktu vergisiyse o kadar vergi kesilir. parekende fiyatı azaldıkça alınan vergi artmaktadır. 8 tl’lik bir sigaradan toplam alınan vergi %90 iken, 13 tl’lik sigarada vergi %81’e düşmektedir. devlet fiyatları doğal olarak artırmak için bu yönteme girişmiştir. asgari maktu vergisinin kalkması bu sebeple sorgulanabilir bir durumdur. muhtemelen sigara fiyatlarının daha fazla artmaması için yapılıyor. çünkü bu gidişle, hemde bu dolar kuruyla sigaralar 15-20 tl’ye doğru oturacak. muhtemelen şirketler üzerindeki vergi yükünü azaltmak ve artışları kısa süreliğine de olsa durdurmak için yapılmış bir durum.

    2019 ile sigaradan alınan kdf %62,5’ten %67’ye çıkarıldı. ancak asgari maktu vergi kaldırıldı. benim tahminime göre seçim öncesi bir fiyat artışı istemedikleri için(ocak ve haziran ayları tütün ürünlerine zam yapılan aylardır) seçimlere kadar böyle bir uygulama düzenlendi. yani seçimlerden sonra sigaraya tekrar asgari maktu vergisinin geleceğini ve sigara fiyatlarının 1 tl kadar zamlanacağını düşünüyorum."

  • 13. kişinin en büyük lüksü

    arkadaşlarım çok fazla lüksüm olduğunu söyler. gezmek tozmak, haftasonları arkadaşlarımla eğlenmek, sinema, tiyatro, konser, alış veriş vs.
    oysa bunlar ihtiyaç. lüks dediğin şey olmasa da olur ama olsa ne de güzel olur şeylerdir.
    eve şimdi girdim, salon ve mutfaktaki vazoda bana bakan taze çiçekler benim en güzel ve büyük lüksüm. şöyle bir baktım, içim açıldı.
    birinin çiçek almasını beklemiyorum, alıyorum, koyuyorum vazoya, suyuna da iki küp şeker, bir hafta dayanıyor sıpalar, oh mis.

  • 14. kızışan kediyi kulak çubuğu ile rahatlatmak

  • 15. ziraat bankasının kulüplerin borçlarını ödemesi

    yapmayın yaa, sinirimden ağlayacağım!

    lan ben para kazanmak için tatilsiz, uykusuz çoğu zaman evimden uzak, iklimlendirmesi olmayan fabrikalarda, katma değer üreten, gerçekten bu ülkeye faydalı, cebime faydalı işler yapıyorum, gel sor bakalım neler çekiyorum?
    iş güvenliği için kocaman iş bilmez yetkililerle ne kavgalar ediyoruz, ucuz iş yapan rakipler yüzünden kaliteden çalmamak için ne taklalar atıyoruz!
    yazıklar olsun!
    maaşımın yarısı gelir vergisine gidiyor, primler kuş oluyor, mesai zaten hiç yok!
    yıllık izin denilen tatili kim görmüş?
    altımıza araba alamıyoruz, nerede kolay para kazanan varsa hepsi dağılmış birer pınarbaşı tutmuşlar.
    500 bine daire, 200 bine araba alabilmek için orospu, pezevenk yada inşaat sekötründe patron olmak gerekiyor.

    katma değer üreten gebersin!
    saçın paraları saçma futbolcu maaşlarına!
    vergi ödemeden defolup giden bu yaratıklara sözleşme imzalayan zenginler nasıl olsa pınarbaşlarında keyifleri tıkırında!

    lanet olsun emeği geçenlere!

  • 16. 6 ocak 2019 ankara kar yağışı

    odtü semalarında kendini lapa lapa belli eden yağış. dışarı çıkacaklar kendilerini van’da 7km yürüyerek okula giden minikler gibi hissedecekler, şimdiden uyaralım.

    kaynak? (bkz: götüm) (bkz: dondu namussuz)

  • 17. eski sevgililerin ortak özellikleri

    benden sonra yeni sevgili yapmaları

  • 18. bir yiyecek ile özdeşleşmiş karakterler

    erol taş - kuzu budu

  • 19. 187 cm'den kısa erkeklerin adamım diye gezmesi

    haklı şekilde gezmektir. hatta o adamlardan biri de anıtkabir’de yatıyor.

  • 20. ekşi itiraf

    olumsuz yanıt alacağımı bile bile avrupa'daki -hatta bazen amerika'daki- her firmaya özgeçmişimi yolluyorum.

    umut işte.

  • 21. sedat peker nevşin mengü tartışması

    sedat peker'i savunacak ne yaşadınız lan şu hayatta ?

  • 22. en hızlı kaybolan nesne

    çok üzülerek söylüyorum ama seçim günü (bkz: muharrem ince)

  • 23. bir kadına verilecek en güzel çiçek

    hiç beklemediği bir anda verilecek herhangi bir çiçektir

  • 24. tren kazalarında tcdd'nin kusuru yok

    13 aralık 2018 ankara-konya yht kazası sonrasında göz altına alınan makas işleyişini hiç görmeyen makasçı osman yıldırım tarafına eğitim verilmediği için üstlerini suçlamıştı, bunun üzerine kazadan sonra düzenlenen eğitim tutanağı ile makasçı'nın ifadesi boşa çıkartılmak istendi. sinyalizasyon olmazsa olmaz bir sistem değil açıklamaları hayatını kaybeden 9 kişiyi tabi ki geri getirmedi.

    tüm bunlar olurken görevde bulunduğu süre boyunca bebekler ve çocuklar dahil olmak üzere toplam 34 kişinin hayatını kaybettiğinden bi haber şahıs başarı ile geride bıraktığımız bir yıl mesajı yayınladı.

    oysa ki oğlum öldü oğlum feryadı ile tüm türkiye'ye 25 vatandaşımızın vefat ettiği 8 temmuz 2018 çorlu tren kazasında yaşananları ve hemzemin kaynaklı ihmal zincirini hatırlatan misra öz tcdd'nin ve bilirkişilerin kusurlarını gazeteci mustafa hoş ile birlikte ortaya çıkaracaktı.

    diğer taraftan 41 kişinin hayatını kaybettiği 22 temmuz 2004 hızlandırılmış tren kazasına ait ortadan kaybolan soruşturma dosyası bulunacak mıdır merak konusudur?

    dipnot: (bkz: akp dönemi tren kazaları veritabanı)

  • 25. bir insanın güvenilmez olduğunu gösteren detaylar

    1. sizin yanınızda başkalarının dedikodusunu yapması. muhtemelen başkalarının yanında da sizin hakkınızda ileri geri konuşuyordur.

    2. hatasını hiçbir zaman kabul etmemesi. böyle kişileri ikna etmeye çalışarak vaktinizi heba etmeyin, he he deyip geçin.

    3. çıkarı söz konusu olunca prensiplerini yok sayması. bir arkadaşım vardı. bütün derslerde milletten kopya çekerdi. bu elemanın da ingilizcesi iyiydi. bütün sınavlarda milletten otlanan bu arkadaş, kendisinden faydalanabileceğimiz tek sınav olan ingilizce'de prensip gereği kopya vermiyorum derdi. ta ki bir arkadaş kendisine kopya karşılığı snickers teklif edene kadar. bir snickers için sattı sözde prensibini. işte böyle yavşaklardan uzak durmakta fayda var. kimse bu tür insanlardan fayda görmemiştir.

  • 26. palu ailesini anlatan filme isim önerileri

    palunormal activity

  • 27. kedi besleyenlerin boş insan olması

  • 28. 7 ocak 2019 istanbul kar yağışı

    sik yağacak dedirten başlıktır.

    bu şehre kar bile küsmüş.edirne, tekirdağ, kırklareli, bursa, çanakkale, kocaeli her yer kar aldı.bu şehre yağmıyor.lanetlenmiş amk şehri artık siktiğimin arapları yüzünden.

  • 29. poşete henüz hiç para vermemiş yazarlar veritabanı

    poşete para aliyorlar diye markete gitmeyen taniyorum .adam tüketimi durdurdu para harcamiyor hey allam.

  • 30. yılmaz özdil'in yeni kitabına isim önerileri

    mustafa kemal ve zümrüdüanka yoldaşlığı

  • 31. medeniyet üniversitesi asistanlık sonuçları

    başlık sığmadığı için kısaltarak verdim. asıl başlık 4 ocak 2019 medeniyet üniversitesi edebiyat fakültesi genel türk tarihi anabilim dalı araştırma görevlisi alım sonuçları olacaktı.

    bir arkadaşımın da katıldığı bir sınav. kendisinin sırasını söylemek istemiyorum çünkü söylemememi istedi. kısacası bir arkadaşımın mağduru olduğu komik sonuçlardır. arkadaş, 2 ocak’ta genel türk tarihi anabilim dalında araştırma görevlisi olmak için medeniyet üniversitesi’nde sınava girmişti. sınav sonuçları 4 ocak'ta belli oldu. arkadaş da 2 gün önce mesaj atmış ve şimdi gördüm. bu nedenle bu başlığı açtım.

    öncelikle bu tarz kadrolara başvurmak için bir ön değerlendirme yapılır. 26 aralıkta bu sonuçlar ilan edilmiş. linki buraya bırakıyorum https://edebiyat.medeniyet.edu.tr/…ndirme-sonuclari

    ikinci aşamada ön değerlendirmeyi geçenlere bir sınav daha yapılır. asıl olay buradadır çünkü burada hocalar almak istedikleri öğrenciye en yüksek notu verirler ve istedikleri öğrenciyi alırlar.

    ön değerlendirmede son sırada giren arkadaşa ikinci aşamada piyango vuruyor. ve bu arkadaşa 90 vermişler. sınava katılan diğer öğrencilere 15-25 arası notlar verilmiş. arkadaşım her ne kadar sıramı söyleme dese de en azından şöyle diyim ilk 3'te ikinci aşamaya kalmış.

    sınav sonuçlarının linkini de buraya bırakıyorum https://edebiyat.medeniyet.edu.tr/…ndirme-sonuclari

    arkadaşım şu an çok üzgün. üniversitede bir kadro bulmak istiyorsanız öncelikle kendinize bir hoca bulmalısınız. daha sonra ales,yds gibi sınavlara çalışırsınız. gerçekten bu türk tipi akademisyenlerden bıktık (bkz: turk tipi akademisyen)

    nedir bu torpiller, bırakın da kim hak ediyorsa o sınavı kazansın. mülakatlarda ali cengizlik yapmak konusunda her biri doktora unvanına sahiptir. eskiden öyp vardı. bazı eksiklikleri olsada en azından merkezi sınavla atama yapılıyorlardı. tabi bizim hocalar ister mi kendi bileğiyle kazanan öğrenci. onlar kendi öğrencilerini seçecekler ki her türlü istediklerini yapsınlar. umarım bir an önce merkezi sınava geri dönülür.

    edit: sınav sonuçlarının ekran görüntülerini buraya yükledim. sonuçları üniversitenin kaldırma ihtimaline karşı.
    ön değerlendirme sonuçları: https://eksiup.com/32aab7b72245
    kesin sonuçlar: https://eksiup.com/10c390151426

    edit 1: bir suser'ın verdiği bilgiye göre. medeniyet üniversitesi kadrolaşmanın en yoğun olduğu üniversiteymiş.
    edit 2: birisi de üniversitelere hak vermek gerekir demiş. o zaman hiç sınav yapılmasın herkes istediğini direkt alsın. böylece hak eden insanlar boşuna kendilerini yormazlar ve üzülmezler.

  • 32. hayvanlara sevginin gereğinden fazla abartılması

    hayvan severlik diye bir şey yok. sevimli bir kaç evcil (köpek, kedi, kuş) üzerine kurulmuş bir sektör var. kertenkele, hamam böceği, lağım faresi de hayvan sonuçta, ben daha besleyen görmedim. terminoloji kurulacaksa, hayvan sever değil, evcil hayvan sevenler olarak netleştirilmeli.

    diğer taraftan, hayvan severlik doğada kabul görmeyen bir olgudur. aslan tavşanı yer. kurt kuzuyu boğazlar, sırtlan kurttan kalan leşi indirir, akbaba kalan bağırsakları...

    bununla birlikte sokakta yaşayan canlılar korunmalı (hayvan, ağaç, insan) ve bu koruma ayrı bir hukuki fasılda düşünülmeli. hayvan hakları veya çevre hukuku gelişmeli. ömür gedik gibi cahillerin tekeline bırakılmamalı bu.

    ama sokak köpekleri çete oluşturuyorsa, bazı budalalar bakamayacağı hayvanları gezdirirken küçük çocuklara pitbull dehşeti yaşatıyorsa, başıboş kediler aç kalıp saldırdığında sizi kuduz tehlikesine sokuyorsa, bunu hayvan severlik ekseninde değil, öncelikle çocukları ve insanları koruma ekseninde düşünmek lazım. özellikle de çocukların güvenliği, zira hayatta hiçbir şey bundan önemli değil.

  • 33. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    anlık dert dinleyebileceğim veritabanı.

  • 34. üniversite bölümlerinin koku olarak karşılıkları

    makine mühendisliği: buram buram taşşşak kokar

  • 35. oytun erbaş

    an itibariyle habertürk`teki programda sırf meslektaşlarıyla inatlaşmak uğruna (inş öyledir) parafinli elmayi yiyebilirsiniz dediğine çocuklar marketteki paketlenmiş abur cuburlari yiyebilir çünkiğea onlar kontrol ediliyor fikirlerine katildigina şahit olduğum karakter. bir de söylemlerini desteklemek için benim sayteşin yayınlarim var taam mi diyor.
    sen ne hale geldin be oytun hoca kendini çok çabuk bitireceksin. biraz ün fazla geldi egeli bünyene. televizyona ara verip az hasta bak savunduğun şeylerin insanlara ne zararlar verdiğine şahit ol. meslektaşlarinin düşüncelerine olan tavrin tahammül edilemeyecek kadar çirkin ve ergen. şimdi o kimsenin okumadigi yayinlarini yavaşça yere birak. onlar sana insan olarak kimsenin sözünü kesme hakki vermiyor. tusta derece yapmanin sendeki kerametten olmadigi bu aksam ortaya cikti. sürekli yayinlarinin sayilarini,aldigin dereceleri soylemen ezikligin dile gelmesinden başka işe yaramiyor. dikkat et artik seni doktor pardon fizyoloji uzmani diye ekrana çikaran gunduz kadin kuşaği programlari. çünkü tartişma biçimin mahalle kadinlarinin seviyesinde

    ayrica çenin saynteşinlarini yeçinler. fazla yeme o savundugun paketli endüstriyel gidalardan göbeğinin büyüyüp beyninin küçüldüğüne 80 milyon şahit oluyor.

    edit: derya hocaya beğnim 110 yayinim var taaam mi ve senden çok dedi. biraz saygili olsan 3 tane sağlam yayinin olsa da yeterdi. bu akşam ergenlikte rekor kiriyor. kredibilitesini bu kadar hizli bitiren adami türk medyasi görmemişti. yine birincisin oytun hoca.

    edit 2: ..şu an deneylerle uğraşiyor taammi yazanlar olmuş (bkz: ağlama melis). yok abd illinoyi de lab kurucusuymuş bide onu ingilizce yazmis havali olsun diye. biz saygılı olmaktan bahsediyoruz yine makalelerini saymislar fanlari. ayrica bizim onda acidigimiz sey ödül alamamasi degil adam olamamasi kapiş.
    anlamadin degil mi? hadi say bakalim yine makaleleri

  • 36. beymen'de yüzde elli indirime giren kot pantolon

    bunun başlığı açılmıştı zaten.

    (bkz: beymen'de 13 bin tl'ye satılan terzi atıkları)

  • 37. barış özcan'ın tesla model 3 almış olduğu videosu

    rica ediyorum her izlediginiz video'ya gelip baslik acmayiniz.

    siradan bir video.

  • 38. külot yırtmak

    benim çok güzel yaptığım eylem.
    hemen hemen bütün külotlarım yırtık. sevgilim falan da yok. biri ruhunu mu yolluyor ne yapıyor anlamadım. pis sapık.

    edit: iyi kalpli yazarlar uyardı. bana külot cini dadanmış. gelip çıkartmak isteyenler var. siz niye bu kadar iyisiniz ya çok seviyorum sizi.

  • 39. tipik devlet memuru davranışları

    bıkkınlık, sıkılma, memnuniyetsizlik, maaşın az olması gibi meselelerden dert yanma çalışan kaç kişi de yok acaba? devlet memuru olsun veya olmasın herkesin derdi ve tipik davranışı bunlar.

    bir kamu kurumuna gidipte işini halledemeyen kaç kişi var, yok çalışmıyorlarmış bilmem ne. çalışmıyorsa işinizi aksatıyorsa şikayet yolları açık, basın şikayetinizi icabına baksınlar, emin olun bakarlar. sonuçta memur olsakta benim de kamu kurumunda işim oluyor. arasıra müptezel çıkıyor tabi. her yerde var. bilhassa eskiler.

    benim burada yazanlardan şikayetim yok, çünkü işimi elimden geldiğince yapıyorum, hatta gelen vatandaşlar hep memnun, şikayetlerinin olup olmadıklarını sordum, bakanlık istedi çünkü, kimse beyan etmedi. hatta olsa da söylemeye gerek yok başınız ağrımasın boş yere diyen bile var.

    yazmamın maksadı; boş yere önyargılı davranıyorsunuz. şu yazanların çoğuna memuriyet ver, düşünmeden kabul eder.

    gelgelelim, işini yaptırmaya gelen insanlar ne kadar normal, adamdan kimlik istiyorum bana telefonunda gmail hesabını gösteriyor. üzerimde kimlik yok deyip. şimdi ben bunun işini yapmam ve doğal olarak işini yapmadım diye kötü oluyorum. bu adam benden şikayetçi olsa haklı mı? bir sürü değişik insan geliyor.

    sonuç olarak toplum olarak pek normal değiliz.

    eğer işinizi yapmayan memur varsa, şikayet kanallarını deneyin.

  • 40. erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular

    en son neye şaşırdın ?

  • 41. kas yapmaya çalışanların genellikle tipsiz olması

    fit vücutlu tipsizliği göbekli tipsizliğe göre daha kabul edilebilir bir durum olarak gördüğü içindir.

  • 42. üst kata suriyelilerin taşınması

    (bkz: alt kattan siktir olup gitmek)

  • 43. türkiye'de kötü gidişatı değiştirecek şey

    tek bir yasa ile ülke direk en gelişmiş 5 ülke arasına 3 yıla girmezse şerefsizim. gerçekten sadece ve sadece bir yasa ! herkes vergisini gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yıl sonunda gidip eliyle toptan yatıracak. yani, asgari ücret mi alıyorsun maaşını brüt 2650 alacaksın, ama yıl sonunda 550*12 = 660 lirayı gidip elinle devlete yatıracaksın. bu insanlar vergi verdiğini anlayacaklar böylece ne o makam arabaları kalır ne memurlar yatabilir, çünkü herkes savcı kesilir ve verdiği paranın doğru kullanıldığını denetler. böylece şaha kalkar. asıl sıkıntı kimse eline geçmeyen bir paradan vergi verdiğinin farkında değil :)

  • 44. pazar sabahı erken kalkmak için bir neden

    cocuk. daha 2 yasinda degil ama ustumuzden yorgani cekip sonra talk (kalk) diye emir veriyo. kalkinca da ellerini havaya kaldirip tudak (kucak) diyo. uykusuzum, belim agriyo.

  • 45. bir daha sigara içmek istemeyeceksiniz

    adamın kalbini tıkalı damarını kanserli ciğerini eline alıp oynayan cerrahların da sigara içtiğini bildiğimizden etkilemeyecek olanı etkilemez olan görüntülerdir.

  • 46. güzel bir kız olmanın her kapıyı açması

    geçen gün babama engel raporu almaya gittik bir devlet hastanesine. annem babamla duruyor. ben de kantnde hem fotokopi çektiricem. hem de tost most alıcam bizimkilere. mizacım da serttir. hani herhangi bir sırada önüne geçilecek bir adam değilim. hem iri kıyımlığım hem de yüz yapımdan dolayı. ama kibar adamız. vikingiz sonuçta..
    neyse..

    bir tane orospu ruhlu beta kevaşe geldi bir anda önüme geçti. önüme demişken 3 önüme.. önümde de 3 tane dallama var. kıza gıkını çıkartamıyor. ilk önce kıza seslenerek ''hanımefendi sıraya girmeniz gerekli. bakın hepimiz burda bekliyoruz. sıra arkada. lütfen.. ayıptır'' ihtarımı çektim. olabilir dalmıştır. insanlık hali falan diye düşünüyorum.. ama yok. orospu duyuyor da duymamazlıktan geliyo. ben de sırasını veren adamlara ''sıranı verdin madem, geç arkaya.sıran bende '' diye diye kızın arkasına geldim. o andan itibaren dik dik bakmaya başladım. sonra buna çarpmaya başladım bilerek. en son söylendim'' sırana geçsene salak'' falan diye.. yok.. orospu o kadar yüzsüz ki.. yan yan bakıp sırıtıyo kaltak. hiç haz etmem böyle şeylerden.. bir de bunun ''sen bir hanımefendiyle nasıl konuşman gerektiğini bilmiyor musun'' culuk var ki.. hepsinin amına koyayım fersah fersah.. ben de en sonunda sinirlendim herkesin ortasında bir anda ''çık lan şurdan geç siktir git arkaya. önüme kaynamaya çalışıyo yüzsüze bak. terbiyesiz küstah'' dedim. bu bir bozuldu.. bir kızardı.. hebele hübele bişiler demeye çalıştı. ama ipnelik yaptığının da o kadar farkında ki. anlatamam.. siktir oldu gitti.

    gittikten sonraki o hakkımı korumanın verdiği huzuru tarif edemem..

  • 47. bird box

    ekşi sözlük hiçbir siki beğenmeme timi tarafından gömülen film. tamam kimse dünyanın en güzel filmi, mutlaka izlemelisiniz, hayatınızın filmi olacak demiyor da "vasat film, zaman kaybı" denilecek bir film de değil. ortalama bir film, izlenir bence. gerilim sevenler kaçırmasın.

  • 48. sanal flört haramdır

    reel olanın helal olduğu anlamını çıkardığım ulema açıklaması.

  • 49. pc'yi hızlandırmak için ram'a zeytinyağı dökmek

    fake

  • 50. insanı yavaş yavaş öldüren şeyler

    ücretli çalışmak,her sabah erken uyanıp işe gitmek ve faşist bir iktidar tarafından yönetilmek...