madem öyle o zaman aileler niye çocuklarını düzgünce yetiştiremiyor. hala karşımızda çöpü çöp kovasına atmak yerine, masanın üstünde bırakıp giden öğrenciler var.
dergul27 profili
-
herkesin öğretmenlik yapabileceği gerçeği
-
öğretmenlerin hak ettiği maaş
benim maaşıma karar vermeden önce, çocuklarınızın elektrik teknisyeni olmasını gerçekten istiyor musunuz. ben çocuğunuz boşta kalmasın diye meslek lisesine göndermekten bahsetmiyorum. bilinçli tercihle göndermekten bahsediyorum. bunu genişletebiliriz. çocuğunuzun sanatçı olmasını istemiyorsanız, resim ve müzik öğretmenlerinin, felsefeci olmasını istemiyorsanız, felsefe öğretmenlerinin maaşını konuşmaya hakkınız var mı? başka bir soru sormak gerekirse, evde çocuklarınızla ne kadar ilgileniyorsunuz ki öğretmenleri yargılıyorsunuz.
bugün bir veli çocuğum niye sınıfta kaldı diye telefon makineli tüfek gibi konuşarak şikayet etti. oysa öğretmenleri veliyi bu konuda sürekli uyarmıştı. benimde girdiği 9. sınıflarda sınıf tekrarı hiç olmadığı kadar fazlaydı. haber sitelerinden okuduğum kadarıyla 5. sınıflar da farklı değil. ben girdiğim 9. sınıflara, "burası lise, ilk ve orta okullara benzemez. notlarınız yeterli değilse, sınıfta kalırsınız." diye uyardım. hatta sınıf geçme sistemin değiştiğini, liseden mezun olsalar bile iş hayatının boş durmayı kaldırmayacağını anlattım. şimdi öğrenci afları konuşulmaya başlandı. peki çıksa bile ne değişecek. sınıf tekrarlarının bu kadar çok olmasının nedeni, sistem değişikliği değil, öğrencilerin ve velilerin kolay kazanmaya alışmış olmasıdır. afla sınıf geçtiklerinde, bundan ders almak yerine, aynı tas aynı hamam devam edecektir. bu olursa, ben gelecek sene niye kendimi paralayım. siz kolay kazanmaya alıştıkça ve bunu destekledikçe, bizim maaşımızı sorgulamaya hakkınız yok. -
modern çağın mutsuzluk nedenleri
rahmetli münir özkul'un bir tv filmi vardı. orada akıl hastanesine düşmüş eski bir ahşap ev ustasını canlandırıyordu. birgün doktor ona artık taburcu olabileceğini ama isterse geri dönebileceğini de söyler. eski usta çıktığında ilk defa apartman görür ve yoldan geçen birisine, "bunun içinde gerçekten insanlar mı yaşıyor." diye sorar. şehrin yeni halini gördükçe dayanamaz ve "doktor asıl deliler dışarıda." diyerek hastaneye geri döner.
istanbul'un bazı yerlerine baktığınızda, gerçekten insanların yaşayabileceği yerler olarak göremiyorsunuz. eski mahalleme geri döndüğümde, çocukken oyun oynadığımız ağaçlık alanın, top oynadığımız boş arsaların, gittiğimiz sinemaların yok olduğunu görüyorum. biz şanslı nesil iken, bizden sonrakiler için aynı şeyi düşünmüyorum. evet onların yerini, akıllı telefonlar ve sosyal medyanın aldığını kabul ediyorum ama bir filmi tek başına 4k ekranda tek başına izlemek mi daha mutluluk verici, yok arkadaşlarınızla 20-30 sene öncesinin sinemalarında izlemek mi?
ben ve kardeşlerim grease filmini ilk defa aksaray yıldız sinemasında izlemiştik. filmi izledikten sonra sinemanın bulunduğu pasajdaki müzik mağazasından soundtrack plağı almış ve evde müziklerini dinlerken, kanepe üzerinde filmdeki dans sahnelerini taklit etmiştik. işte mutluluk budur. -
özgür özel'in steinmeier karşısında düştüğü durum
sanılanın aksine karşınızdakiyle ana diliyle konuşmanız eziklik değildir. bir diplomatın anıları isimli kitapta, yazar diplomatik ortamlarda karşınızdakilere ana dilini bildiğinizi hissettirdiğinizde, daha dikkatli oldukları anlatmıştı. karşındaki kişinin anadilini konuştuğunda, benden birşey saklayamazsın mesajı verebilirsin.
-
mühendislerin çoğunun asgari ücret alması
"dandik üniversite mezunları" sözünü söyleyenlerin, ilk taşı atmaya hakkı yoktur. yıllarca onlara üniversitelerin kolay kazanç kapısı olduğunu söylediniz. bu yüzden usta tekniker olması gerekenleri üniversitelere yönlendirdiniz. şimdi ise okumanıza gerek yokmuş diyorsunuz. 20-30 sene önceki sanayi ile bugünkü arasındaki tek fark mühendis sayısıdır. 20-30 sene öncede mühendise ihtiyaç duyanların standartları yüksek iken, ihtiyaç duymayan ama yasal zorunluluk nedeniyle çalıştıran işverenler ise ucuza çalıştırmak istiyorlardı. plansız mühendis yetiştirme politikası, 2. guruba istediklerine kavuşma olanağı verdi. eskiden ustaları ucuza çalıştırıp, mühendislere fazla para verirken, şimdi denge tam tersine döndü. burada kimse masum değil.
-
amerikan saldırısını kimsenin umursamaması
biz suriyedeki hava saldırısında verdiğimiz şehitleri anında unuttuk. bir drone mu bunu değiştirecek.
-
170 cm boyunda 60 kilo alfa erkek
medeni dünyada alfalık hiyerarşideki yerinizle alakalıdır. ekran başında alfalık taslamak kolaydır ama 170 cm uzunluğunda ve 60 kilo olan kişi amiriniz yada patronunuz ise ibre tam tersine döner.
-
kurban bağışı için en güvenilir vakıf
(bkz: losev)
-
alfa erkek olmanın sırrı
alfa erkek olmaya çalışmamak. alfa erkeğin kendisini ispatlamaya ihtiyacı yoktur.
-
felsefe dersinin boş bir ders olması
içi boş öğrenciler geldiği içindir. felsefeyi anlayabilmek için altyapıya sahip olmalısınız. kitap okumayı gereksiz görenlerin felsefeyi anlaması beklenemez.
-
hawking türkiye'de yaşasaydı olacaklar
buna cevap vermeden önce stephen hawking'in hayatını okuyun. üniversiteyi bitirinceye kadar, bir sorunu yoktu. doktorasını yaparken, hastalığı ortaya çıktı. sonuçta her yetenekli genç gibi onu da batıya kaptırır, sonrada muhabbetini yaparız.
-
kadınları yatağa atmak için onlara yardım etmek
kibarlığım, belden altı düşünmekten değil, aile terbiyemden gelmektedir. nezaket güçlü olanı yalama aracı değil, bir insanlık erdemidir. bazı aileler çocukları insan olmaları için eğitir, bazıları ise bunu başaramaz yada olmalarını istemez.
-
öğrencilere sistematik dayak geri gelmeli
dayağa gerek yok. zaten ben niye kendimi yorayım ki. sınıf geçme zorlaştırılsın ve disiplin cezaları daha caydırıcı olsun yeter. 7 zayıfla sınıf geçen adama dayak atsam ne olur, atmasam ne olur.
-
tank çağının sona ermesi
soğuk savaştan kalma silah sistemleri karşısında, siha'lar başarılı olunca, birden şımarıyoruz. silahlarda, kalkan ve kılıç bağlantısı vardır. saldırı sistemleri geliştikçe, savunma sistemleri de gelişir. abd, avrupa ve rus sanayisi, dünkü bebe değil. adamlar sadece silah geliştirme konusunda değil, karşı tarafın silah sistemleri hakkında bilgi toplama konusunda da uzmanlar. karabağ savaşı sırasında, rusların pasif davrandıklarını sanmayın. büyük ihtimalle elektronik gözetleme yapmışlardır.
abd abrahams tanklarını, ırak'taki şehir savaşlarındaki deneyimlerine göre, modernize ettiler. geliştirilen yeni nesil ana muharebe tankları, bugünkülere benzemiyor. daha sessiz ve zor görülebilen bir dizayna sahip. ana muharebe tankının boyutlarını düşünürsek, elektronik karıştırıcı eklemek zor değil. birde elektromanyetik fırlatmalı top koydukları zaman, mermiyi yiyenler, nereden ateşlendiğini anlayamayacaklar. çünkü patlama enerjisini kullanmadığı için, daha sessiz ateşlenecek. iha ve siha, onların 10-15 sene önceden geliştirdikleri bir teknoloji. karşımızdakiler, bizden en az 10-15 sene öncesinden hareket ediyorlar. bizde onların ötesini düşünmek zorundayız. çünkü, karşımıza nasıl bir teknoloji çıkaracaklarını bilemeyeceğiz. -
osmanlı'yı sahiplenmeyen türk
osmanlı'yı sahiplenmek başka bir şey, saplantı haline getirmek başka bir şeydir. tutunacağımız tek şey, osmanlı değil. selçuklular, göktürkler, hunlar da var. zengin tarihimiz sadece osmanlılardan oluşmuyor.
-
lisans ortalaması bir işe yaramıyor diyen insan
öğrenmek ve becerilerini geliştirmek yerine, yüksek not ortalaması hedeflenirse, haklı olabilir. not ortalaması, diploma ve sertifikalar, çeklere benzer. cv'de güzel görülebilir ama, değerlendirecek olan kişiler, karşılıklarının olmasını beklerler.
-
ssd vs hdd
japonların kalem kılıçtan üstündür sözüne getirdikleri, kalemle kılıcın uyumu sözü vardır. ssd ve hdd rakip değil, birlikte kullanılacak teknolojilerdir. çünkü üstünlükleri ve zayıflıkları, bunu zorunlu kılıyor. 240 gb ssd + 2 tb hdd'yi 1 tb ssd'ye, her zaman tercih ederim. isterseniz köpek dövüştürür gibi, teknoloji karşılaştırmaya devam edebilirsiniz ama, neye sahip olduğunuz değil, nasıl kullandığınız önemlidir.
-
bilim kurgu filmlerinde pis pis giyinen insanlar
star wars, matrix gibi bilimkurgu filmlerinin pembe bir tablo sunmamasından kaynaklanır. star wars'ta sömürgeci bir imparatorluk var. herkese karnını doyuracağı bir ortam sağlamak bir kenara, yakaladığını öpmekle meşgul. matrix'de de insanlar dünyanın canına okumuş, kendi hijyenini mi koruyacaklardı. ütopya içeren bir bilim kurgu arıyorsanız, star trekle başlayın.
-
türk mühendislerin hiçbir şey geliştirememesi
geçmişe baktığınızda büyük icatların bir çoğu mühendisler veya akademisyenler tarafından yapılmamıştır. michael faraday, thomas edison gibi bir çok mucit alaydan yetişme idi. kuduz aşısını geliştiren louis pasteur tıp doktoru değil, kimyacı ve biyolog idi. bu insanları, yıllarını bilime vermiş, deneyimli akademisyenlerden ayıran şey nedir diye düşünürseniz, nikola tesla'ya bakmanız gerekir. iyi bir matematik zekasına ve eğitimine sahip olmasına rağmen, onu önplana çıkaran şey, geleceği öngören hayal gücüdür.
işte bizim mühendislerimizin ve akademisyenlerimiz eksikliği budur. bir odaya saatlerce kapanıp, hesaplamalarla ve çizimlerle bir şey ortaya çıkartamazsınız. size bir ilham gereklidir. bunun nereden çıkacağını bilemezsiniz. oğlunun bisiklet kullanırken zorlandığını gören iskoç bir veteriner, pnömatik lastiği geliştirdi. çocukluğu bilim kurgu romanları ve filmleriyle geçen birçok araştırmacı, buluşlarını onlardan esinlenerek yaptılar. michio kaku ilerlemiş yaşına rağmen, bilim kurguya olan tutkusunu kaybetmediği gibi, onlar üzerinden gençleri bilime çekmektedir. -
israil'in türkiye'yi 1 günde işgal etmesi
neden bunu yapsın ki? tarımımızın, onların kısır tohumuna bağımlı olması bile bir tür işgaldir. gelişmiş ülkeler, işgali ekonomik olarak yapmayı tercih ediyor. askeri işgal en seçenek olarak görüyorlar. istediğiniz kadar süslü cümleler kurun ama, ar-ge'ye önem verilmiyorsa, üretmek yerine, satın almak(yada satmakı) tercih ediliyorsa, kaynaklar har vurup, harman savruluyorsa, işgal çoktan başlamış demektir. artık yeni savaş alanları, coğrafi alanlar değil, ticarettir.