pit'e girmezsem kaçıncı sırada bitireceğim diye ekibine soru soran leclerc'e, bottas'ı arkanda tutarsan 1. bitireceksin cevabını veren arkadaş boşuna maaş alıyor ferrari'den. adam, 48 turluk lastikle, bu tempoyla tur başına kaç saniye kaybediyorum demek istedi ama ferrari ekibi bunu bile anlamadı.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. 2021 türkiye gp
-
2. tamer karadağlı
bir tamer karadağlı sevmeyen olarak bir terbiyesizlik göremedim. ödülü alırsın, sonra üç beş kelam edersin. ödülü almadan adamı arkanda sap gibi bırakırsan adam da ödülü eline tutuşturur. ancak adam bence "sus artık" havasında falan vermedi. gerçekten kendisinin de söylediği gibi "ödülünüzle konuşun" havasında verdi. kadının "kim verdi bana bu ödülü" demesi esasen büyük terbiyesizlik. sen kimsin arkadaşım, bana sanki meryl streep. 3 günlük oyuncular kendilerini tiyatro duayenleri sanmıyor mu, en çok da ona bitiyorum.
-
3. 9 ekim 2021 tamer karadağlı'nın haklı olması
bu her türlü saygısızlığı yapmayı sırf kadın olduğu için kendine hak gören tiplerden bezginlik geldi.
tamer karadağlı haklıdır. -
4. 9 ekim 2021 tamer karadağlı'nın tripleri
kadın sahneye çıkıp orda kendisini ödülle bekleyenleri sahne dekoru misali bi selam bile vermeden pas geçip mikrofona yapışıyor ve içinde bol “o yüzden”li, ıııı lı, yersiz laf çarpmalı ve komik olmayan espirili up uzun konuşmasına başlıyor. bi de kim verdi ödülü diye üste çıkmaya çalışmış. önce bi ödül nasıl alınır öğren. tamer karadağlı az bile yapmış bence.
edit: hele güçlü rakiplerim yoktu diye sözde film sektöründe kadın baş rol karakterler yaratılmamasına laf çarptığını zannederken diğer kadın adayları ezmesi tam bir fiyaskoydu kadının. yani bu eleştiriyi diğerlerini gömmeden de yapabilirsin bacım. bi de erkek rolü yazın bana diyor bak bak iddialara. yazsınlar da bi de orda eziklen kadınım diye vermediler diyip. böyle salak saçma işler yapıyorsunuz, ondan sonra faturası ciddi, doğru dürüst kadın hakları savunucularına da yazılıyor ona üzülüyorum.
tamer karadağlı’nın triplerini de ödülü verememiş olmasının gerginliğine bağlıyorum. çünkü ödülü verse kenara çekilecek ama veremeyince bi arada uzatayım da(ki öyle yaptı) olması gerektiği gibi konuşmasına öyle devam etsin, ben de çekilip gidim kadrajdan derdinde. (basın da fotoğraf ve video çekiyor sonuçta, ee bu kadın niye bu mikrofon önünde boş boş?) adamın vücut dili bunu gösteriyor bariz. -
5. nihal yalçın
sözlükle aynı şeyi izleyip izlemediğim konusunda kuşku duyduğum bir videodaki oyuncu..
yahu tamer karadağlı al artık şu ödülü eline, gururla kaldır yukarı, başarını taçlandır, güzel bir görüntü ver diye tam zamanında ödülü teslim etmiş. nihal yalçın ödülü kaldırıp, "bu ödülü tüm sjwler için alıyorum" veya buna benzer saçma sapan bir söz söyleyip topu 90'a takıp alkışları toplayacağına profesyonel davranamayıp dönüp "kim virdi bi idili" diye tribe girmiş. daha sonra tamer karadağlı'dan ödül almak konusunda haklı bir brifing alıp sahneden ayrılmış.
yani burada sahneye geldiği gibi ödülünü alıp gururla göstere göstere konuşmasını yapmayı beceremeyen, ödül takdimcisine de en az iki defa saygısızlık yapan nihal yalçın değil de tamer karadağlı eleştiriliyor.
gerçekten sözlük bitmiş. -
6. yaşını söylemeden anlatmak
3 kez sbsye girdim.
-
7. kendisine satırla saldıran sevgilisine sarılan kız
bir de o başlıkta orda oturan dayılara laf edenler vardı!! bu zamanda kimse kimseye yardım etmez bunlar yüzünden. biliyordum böyle olacağını.
-
8. nihal yalçın'ın tamer karadağlı taklidi
bu kadını beğenir tamer karadağlıyı ise antipatik bulurdum, ödül töreninde kadın ödülü almadığı için nezaketen ödülünle konuşmanı tamamla diye incelik yapmış, at suratlı kadın noluyeaa deyince t.k tüm nezaketiyle kadının topuna girmeyerek ustaca beyefendiliğini korumuş, sözde feministler almış videoyu mağduriyet yaratma çabasına girmişler, bu n.y'da onların gazıyla kendini komik hallere sokuyor.
-
9. 9 ekim 2021 tyson fury deontay wilder maçı
yağlı, kıllı ve kel bir adamın, heykel gibi kaslı güçlü bir adamı tekrar yenerek beni mutlu ettiği maç. teşekkürler fury.
-
10. sözlük yazarlarının yarış atı olsa alacağı isim
hatun'a; 'kızım ne alakası var? ekşisözlük gayet kültürlü elit insanların takıldığı, özgürce fikir alışverişi yaptıkları bir platform...' dedikten sonra ekşisözlükte açılan başlık. bu arada karayel olurdu benim yarış atı adım.
-
11. türkiye'nin en büyük il görünümlü köyü
başlıkta " il görünümlü köy " yazıyor ama cevaplar hep " köy görünümlü il " olarak verilmiş. hatta en beğenilen giri dahi bu tarz bir cevap. sonra başka başlıkta " türkçe dil bilgisi takıntısı olan ruh hastaları diyerek alay ediyorlar kendilerince. adamlar daha kendi dillerini anlamıyorlar ama 81 ili ve oradaki insanları gömüyorlar.
önce aynaya mı baksak? -
12. squid game
--- spoiler ---
yarışmayı kazanan esas oğlana iki çift sözüm var:
“ulan madem adamların yaptıkları yanlış. madem erdem senin için çok önemli. neden ikinci kere aynı yarışmaya girdin? ikinci kez girdiğinde neler olacağını da biliyordun. bir de paraya dokunmuyor mal. sanki kendisi çok düzgün karakter. yok bir de sizi bulucam tripleri. yarışmaya bir de kızı ve annesi için girdi. kızına bile gittiği meçhul. kes traşı cidden. ”
tamam sakinim.
--- spoiler --- -
13. dayak yiyen kadına yardım etmeyen tavlacı dayılar
kadrolu feminist melis alphan'ın iki yıl arayla şu görsellerdeki twitleri atmasına vesile olmuşlardır. kimseye emanet değiliz diye esip gürlerken ne güzeldi değil mi?
(bkz: feministlerin ikiyüzlülüğü)
(bkz: #128890239) -
14. satırla yaralanan kadının şikayetçi olmaması
dayak yiyen kadına yardım etmeyen tavlacı dayıların ne kadar doğru bir şey yaptığını gözler önüne seren olay. öncelikle link link 2
edit: esas link geldi. onu affedin onun tutuklanmasını istemiyorum demiş genç arkadaş. yaa...
(bkz: kadın cinayetlerinde yanlış tercih gerçeği) gibilerinden bakınızlar verince buralarda linç yiyoruz. küfürler, hakaretler işitiyoruz. ama görüyoruz ki böyle olay yaşayanlar sıklıkla kriminal tiplerle beraber. (bkz: 128886057)
bu kadın öldürülseydi, bir kadin daha katledildi diye ülke gündemine oturacakti, dayılar zaten linç yedi, daha ağır linçler yiyeceklerdi.
kadın hayatta kaldı ve satırla kendisine saldıran adamdan şikayetçi bile olmamış. oradaki adamlar müdahalede bulunsa belki de kadın tavlacı dayılardan şikayetçi olacaktı.
aşk böyle bir şey işte dostlar. aşkı için ölümü göze alan tipleri gördüğümüz vakit, mümkün olduğunca karışmıyoruz. hem hayatınızı tehlikeye atıp yaralanıp bir de üzerine ilişkilerin devam ettiğini bilmek istemezsiniz heralde. bosverin, siz kendi sevdiklerinizi düşünün.
edit: başıma gelmişliği var benzer bir durumun. daha önce aramızda büyük mevzular geçmiş bir eleman yanındaki kızı dövüyor. ama adam da boksör kızı bayağı temiz dövüyor. boğazından tutup kaldiriyor, suratına yumruk atıyor, saç çekmeler, küfürler gırla.
herkes seyirci, güvenlikler, vatandaş; herkes. ben tabii ki süper kahraman olarak koşarak gittim bu elemanı ittim, kızı gönderdim oradan, bayağı kafa kafaya geldik. tanımadığı bir tip olsam yüzde yüz direkt saldiracak bir eleman. biz olayı tartışmayla kapattık ama dövüşseydik olaylar çok farklı yerlere evrilebilirdi. ben bu riski aldım. peki ne oldu? bildiğiniz gibi... sarmaş dolaş sağda solda gördüm.
elin orospusu için(burada yazar hikayedeki kızı değil psikopat aşığı, dürtüsel kadınları kastediyor.) hayatınızı, sevdiklerinizi riske etmeye gerek yok. sen orada kahramanlık yapar yara alırsın; o kadın yine, yeniden akşamında o adamın altına yatar. seviyeyi bu kadar aşağı çekmek istemezdim ama durum tam olarak bu. -
15. 1-evlenmeyin 2-evlenmeyin 3-evlenmeyin
4-evlendim 5-boşanacam
edit: dostlar lütfen çocuk var mı, neden boşandınız yazmayın. metaforik bir entrydir bu. ciddiye almadan geçiniz. -
16. honda'nın işçi tazminatının %40 vergilendirilmesi
firmanın tazminatı brüt üzerinden hesaplayıp ona göre vermesi üzerine, kazancın vergilendirilmesi çok doğal.
ancak, bu sadece honda çalışanları özelinde değil, diğer türkiye'deki beyaz çalışanların da kazancı brüt üzerinden %40 kesintiye uğraması saçmalıktır.
o sebeple yalnızca honda çalışanları değil, tüm bordrolu çalışanların kazancının %40'ının kesilmesine ses çıkarmalısınız. ülkenin vergi yükünü omuzlarında çeken işte tam bu grup.
taksicisi, kuyumcusu, emlakçısı vergi vermez, verse de en cüzi üzerinden verir, ama beyaz yakalı mühendis, çalışan bilimum her kesim memleketi ayakta tutuyor adeta.
vergi alınmasın demiyoruz. bilakis elbette alınsın. alınsın da %40 nedir be kardeşim? -
17. kasiyerlik ve eczacılık arasındaki fark
coca cola istediğinde yok diyorsa kasiyerdir. sormadan le cola getiriyorsa eczacıdır.
-
18. kin (film)
dijital platformlar türkiye'de yayına başladıklarında neden bilmiyorum bi fantastik hikayelere heves ettiler. sonra tabi burada altyapısı olmadığı için o işler pek tutmadı. daha sonra televizyonun müsaade etmeyeceği kısa ve vurucu polisiye / dramalara ağırlık verdiler ve orada doğru damarı tutturdular. şahsiyet ve alef gibi güzel diziler izleme şansımız oldu mesela. kin de polisiye olduğu için haliyle dikkat çekici. şimdi film, diğer yapımların başarısına ulaşmış mı yoksa sıradan bir filmi mi olmuş bir bakalım.
--- spoiler ---
öncelikle türk sinemasının bir eksikliğinden bahsedelim. türk sineması genel olarak uluslarası yapımlardan çok geride. özellikle 2010'lardan sonra geniş kitlelere ulaşan aynı zamanda kaliteli hikayeler anlatan çok az film yapıldı. bunun bir nedeni de sinemacılarımızın film türlerini çok incelememesi. mesela bir aksiyon filmi temelini doğru düzgün çalışmadıkları için bu türün işe yarar formüllerini uygulayamıyorlar. kin de bu dertten muzdarip çoğunlukla.
bu filmin hikayesi bir film-noir olmaya çok uygunmuş aslında. üzerine suç yıkılan ana karakterin yaşadığı stres hitchcock filmleri incelense (ki bu hitch'in en sevdiği mekaniklerden biridir) çok daha yüksek noktalardan yaşatılabilirmiş. orada formül nedir? ana karakter olabildiğince bu işlerden uzak olacak, daha sonra istemeden bir suça karışacak ve kendi karakterinden taviz vermemeye çalışsa da filmin kötü karakterinin yaptığı planlarla sürüklenip gidecek. bu filmde ise atılan iki adımla bu ihtimali ellerinin tersiyle itmişler.
ilk adım zaten filme en büyük hasarı veren nokta. yılmaz erdoğan'ın canlandırdığı ana karakter kendisini savunmaya çalışırken taksiciyi bıçaklıyor ve olayların nasıl geliştiğini saklamaya karar veriyor. işte o karar motivasyonu çok önemli çünkü burası karakteri sıkıştıracağınız nokta. motivasyonu ne kadar erdemli seçerseniz izleyiciyi ana karaktere o kadar yaklaştırırsınız. burada ise başkomiser aman terfi kaçmasın diye hareket ediyor. ki bu işini her zaman doğru yapmaya çalışan, ekibine yol gösteren ağır abi imajına zarar veriyor. halbuki baskı noktası ahmet mümtaz taylan'ın canlandırdığı karakterin terfisi olsa hem başkomiser bu kadar bencil görünmeyecekti hem de dünyadaki pek çok insan müdür baskısı altında yaşadığından karakterin başına gelenleri izlerken strese girecekti. ancak daha önceki filmler iyice etüt edilmediği için bu fırsat kaçırılmış.
ayrıca karakterin bundan sonra yaptıkları ve yılmaz erdoğan'ın oyunculuğu da bu stresi engelliyor. aslında atmosfer gayet hazır. ancak yılmaz erdoğan, karakterini stres altında gibi değil de canı bir şeye sıkılmış gibi canlandırıyor. yani yılın en başarılı polisi olarak gösterilen, adalet duygusu gelişmiş birinin üzerine suç kalacağını anladığı anda bile yau bu benim başıma nasıl gelebilir, ben ne hallere düştüm diye tonla strese girmesi ve bunu izleyicilere aktarması gerekiyordu.
yine karakterin yaptıkları da onu kapana kısılmış şekilde göstermiyor. mesela eski uyuşturucu satıcısının mekanına gittiğinde yılmaz erdoğan'ın karakterini tüm atmosfere hakim şekilde görüyoruz. bu da karakterin olayların kontrolünü elinde tuttuğunu düşünmemize neden oluyor. ki aslında tam tersi olmalıydı, çünkü bu şekilde bi stres yaratma şansı kalmıyor.
filmin olması gerekeni yapmama huyu bununla da bitmiyor. duygu sarışın'ın canlandırdığı karakter aslında sinema tarihinin en büyük geleneklerinden biri olan femme fatale örneği. bunun için illaki ana karakteri baştan çıkarması gerekmiyor ama sinsiliği ve kurnazlığı olmazsa olmaz. bu konuda ise problemler saymakla bitmiyor. öncelikle duygu sarışın bu karakteri canlandırmıyor, baya belli bir kalıbın taklidini yapıyor. bu nedenle inandırıcılığı çok düşük. aşırı kullandığı mimikleri, dramatik olmak için yaptığı ağır çekim jestleri falan 50'lerden sonrası için fazlasıyla abartılı. muhtemelen kendisinden istenen oyunculuk bu şekildedir ama sessiz döneme benzer bir şey arıyorum ben demiyorsanız gözünüzü fazlasıyla yoracaktır bu.
finale gelecek olursak da bu konu için benim çok sevdiğim bir önerme var: "her hikaye, kötü karakteri kadar iyidir." bunu hayatla sorunu olan karakterler için özelleştirirsek, final mologunun bize en azından birkaç sefer "adam haklı galiba." dedirtmesi gerekiyor. burada ise o alana gelemiyorsunuz çünkü tuncay baştan aşağı haksız aslında. sen çocukken 7 kişiyi öyle ya da böyle zehirlemişsin. bunu da baban üzerinden yapmışsın. elde aksi bir delil olmadığına göre polisten tam olarak ne yapmasını bekliyordun ki? ben polise babam masum dedim ama beni dinlemediler. anlatmaya çalıştığın müthiş çıkarım bu mu gerçekten? sinema tarihinde john doe gibi karakterler varken kusura bakma kimse bunu yemez. zaten bu nedenle filmin hem başlangıç, hem final motivasyonu çöküyor.
--- spoiler ---
sonuç olarak film, sorgu sahnesi hariç akıcı diyebiliriz. ama bu akış ne sebeple başlıyor ve nereye gidiyor diye sorarsanız o noktalar biraz sıkıntılı. yine de şöyle kafa dağıtmalık bi film olsa da izlesem derseniz göz atılabilir. yok ben daha derin bir şeyler bakıyorum derseniz, o aradığınızı burada bulamayabilirsiniz. -
19. kılıçdaroğlu cb adayı olursa kazanabilir mi
kazanmak yetmez.
zira, imamoğlu da ilk raund'u kazanmıştı. yani, 'hiç bir şey olmasa da birşeyler oldu' diyen çıkar, 'çünkü çaldılar' diyen çıkar, 'öyle yirmi bin oy farkla olmaz' diyen çıkar. o yüzden; neme lazım deyip tren gibi geçecek bir aday bulunmalı ve sandıkların üçte biri daha açılmamışiken, sağlam bir üç milyon, beş milyon fark atmalı. aksi halde, oy sayımı bir sonraki seçime kadar devam eder.
kılıçdaroğlu pırıl pırıl dürüst bir adamdır ama o farkı atamaz. ayrıca eminim iyi bir planı vardır.
ben aday olacağım, ben, ben, ben deyip şimşekleri üstüne çekiyor.
ayrıca cesur ve yürekli bir adam.
köylü, şehirli, pkk lı, kendi partisinin içinde gözüne kestirenler, kısaca önüne gelen saldırıyor. saldırmayan kimse kalmadı dense yeridir. ama pes etmiyor.
bu yüzden insanlar sevmeye başladı. -
20. italyan denildiğinde akla gelen ilk şey
avrupa'nın katolik türkleri.
pazarda parasını verdiği limonları tezgahta unutan kadına seslenen pazarcı abi. -
21. amsterdam denilince akla gelenler
-
22. 11 ekim 2021 benzin ve mazot zammı
baskanlik sistemi ile ekonominin sahlandigina inanmayanlara tokat gibi zam! ekonomi sahlanmis olmasa, insanlar bu zamlara tepki gosterirdi...
-
23. getir'in artık 10 dakikada getirmemesi
bütün embesiller toplanmış politik doğruculuklarıyla beraber kafa sikiyorlar. sizin boş duyarlarınız yüzünden insanlar işlerini yapmıyorlar artık. peynire 20 tl yerine 25 tl veriyorsa bir müşteri ortaya konan 10 dakikada gelir taahhütü yüzündendir. getirmiyorsan yalan söylüyorsun demektir.
sömürü mantığı ile çalışan beyinler bu durumun çözülmesi için hemen motorcuların daha hızlı gitmesi gerektiğini akıl etmişlerdir. buradaki asıl çözüm daha fazla kurye alınması gerektiğidir. o zaman 1-2 kurye fazla alacak depolar ve bu sorun çözülecek. getir 2 kurye fazla çalıştırdı diye batmaz.
son olarak ben çok takılmam bu konuya. fakat takılıp da hakkını arayan insana da iğrenç duyar dilinizle saldırmaktan vazgeçin. -
24. almanya'da fransa'da yiyecek bulamıyorlar
evet çok doğru söylüyor, hatta bir an önce gurbetçilerimizi oralardan kurtarıp, kesin dönüşle memlekete getirmeliyiz. yazık adamlara,
aç-susuz perişan oldular yabancı ellerde. kavuşsunlar onlar da asrın liderinin şefkatli kollarına... -
25. pazar sabahı erken kalkmak için bir neden
çoluk çocuğu olup da sabah ezanından önce kalkmayan var mıdır acaba ?
bu da geçer :)
elbet okullara gideceksiniz.. intikam soğuk yenir.. pazar sabahı dershaneye gönderecem sizi nıhahahahaahha (uykusuzluktan kafayı yemek) -
26. şeytana ruhunu sattığı düşünülen ünlüler
(bkz: özgün)
-
27. 9 ekim 2021 kılıçdaroğlu-suriyeliler toplantısı
türkiye'nin koca bir sığınmacı kampına dönüştürülmesi, emperyalist bir plan olduğu için kılıçtaroğlu gibi siyasetçiler halkın gazını almak dışında birşey yapamaz.
rusya ve suriye ile iyi ilişki kurmadan, suriyelileri geri gönderemezsiniz.
ayrıca kimse mülteci - sığınmacıları kollarından sürükleyerek sınır dışı edin demiyor zaten.
işyeri açma, emlak satın alma, vatandaşlık gibi şartlar zorlaştırılırsa, onlar tıpış tıpış gitmek zorunda kalacak zaten. -
28. ilk bilgisayarda yapılan mallıklar
1996 yılıydı sanırım. windows 95 sistem kurulmuş vaziyette gelen 486 bilgisayarım arızalanmıştı. sistem rahat çalışmadığı için bilgisayara format atıldı önce 3.1 e düşüldü sonra 95 daha iyiydi diyerekten tekrar win95 yüklendi. fakat sound blaster ses kartı sürücüsü yüzlerce defa denememe rağmen bir türlü yüklenemiyordu dolayısıyla ses kartı üzerinden çalışan creative marka cd-rom sürücüsünü de sistem görmüyordu. bu vaziyette 3-4 sene belki daha fazla kullanmıştık. ses kartı sürücüsünü yüklemek için ben abim babam her seferinde yeni donanım ekle>el ile belirli bir aygıtı yükle (tam hatırlamıyorum) seçeneğinden marka seçip manual olarak yüklemeye çalışıyorduk. ama kesinlikle tanımıyordu sistem.
sonra bir gece bilgisayar başındayken yeni donanım ekle>donanımı bul ve otomatik olarak yükle seçeneğini seçmiştim. bir şeyler bulundu ve yüklendi. o esnada hoparlörlerden cızırtılar gelmeye başladı. ben çok acayip heyecanlanmıştım o esnada. çok iyi hatırlıyorum "aha oldu galiba" demiştim. tabi sesle ilgili herşeyi unuttuğumuz için pcde müzik ya da ses dosyasına dair hiç bir şey yok. (şimdi biliyorum ki sistem ses dosyaları varmış :) yani oldu mu olmadı mı deneyemiyorum da. en iyisi bilgisayarı yeniden başlatmak ve başlangıç sesinden kontrol etmekti.(kapanış sesi devre dışıydı. çünkü ben her şeyi deniyordum. çaresizlik işte) başlattım ve windows açılış sesini duydum hoparlörlerden. o anı tarif edemem.
demem o ki sürekli manual yüklemeye odaklanmışız. otomatik seçmek herşeyi çözecekmiş. cd-rom yine de çalışmamıştı. onun için sürücü özel olarak yükleniyormuş. tabi o zamanlar evde internet yok. olsa da internette bulunabilir miydi bilemiyorum.
edit: imla ve ekleme -
29. bu saatte hala uyumama sebebi
saatin daha erken olmasındandır. saat daha 1 bile olmamış. şöyle 2-3 olsun uyumaya çalışırız.
-
30. serhan acar
(bkz: ayranı döner ile aynı anda bitirmek)
seviyor bu olayı. -
31. nejat işler kaan tangöze ve teoman'la eve çıkmak
bunların hiçbiri gece eve gelmez, büyük bir yalnızlığın ortasında bulursun kendini.
-
32. 10 ekim 2015 ankara barış mitinginde patlama
unutmak isteyen veya unutanlar için;
7 haziran 2015 tarihinde, şu başımızdakileri def etmek için bir şansımız olmuştu.
bu şansı maalesef iyi değerlendirememiştik o dönemde.
malum stepne parti liderinin, daha seçim sonuçları netleşmemişken, iktidarda olan partinin olmadığı "çözüm" önerilerine kapıyı kapatması, en büyük nedeniydi bunun.
ardından, sanki tüm türkçe sözcükler bitmiş gibi "istikşafi" gibi bir sözcüğün seçildiği, görüşmeler yapıldı, en çok oy alan partiyle diğer partiler arasında. elbette herkes farkındaydı, bir seçime daha gidebilmek için zaman kazanma oyunları olduğunu bunların.
elbette görüşmelerden sonuç çıkmadı ve "seçim" kararı alındı.
ve sonrasında da hemen tüm ülkede "patlama"lar olmaya başladı.
ne tesadüf!
bunlardan en büyüklerinden biriydi işte 10 ekim patlaması.
olan, yurttaşın hakkını savunmak isteyen, özgürlük isteyen, hukuk isteyenlere oldu, her zamanki gibi.
onlar gitti.
yaklaşık bir ay sonra seçim oldu.
daha birkaç ay öncesinde, iktidarı devretme olasılığı dillerde dolaşan bir parti, yeniden çoğunluğu aldı.
ondan sonra olanlar ise, meclisin devre dışı bırakıldığı, saçma sapan bir yönetim modelinin başımıza gelmesi ile sonuçlandı.
unutmayın bunları kardeşlerim.
o insanlar boşu boşuna ölmüş olmasın.
kanları yerde ve o "kan"ların kimlerin elinde olduğu da ortadadır.
o seçim sonrası, muhalefet biraz daha akıllı davranmaya başladı ve büyükşehirleri aldığımız bir seçim başarısı yakaladık, kısa süre önce.
ama işimiz daha bitmedi.
önümüzde bir "seçim" daha var.
işte o seçime kadar, sabırla ve yaşadıklarımızı unutmadan, beklememiz gerekiyor.
o seçim gününde de gereğini yaparak, 10 ekim 2015 günü yaşamını yitirenlerin, yattıkları yerde huzur bulmalarını sağlamamız gerekiyor.
bu da bizim boynumuzun borcudur, kardeşlerim.
ali ismailler için,
berkinler için,
kuddusi okkırlar için,
türkan saylanlar için,
ethemler için...
ve 103 yurttaşımız için...
abdülkadir uyan
metin kürklü
gökhan akman
orhan ışıktaş
gülhan karlı elmascan
yılmaz elmascan
nevzat sayan
bilgen parlak
hacı kıvrak
rıdvan akgül
fevzi sert
hacı mehmet şah esin
gökmen dalmaç
elif kanlıoğlu
hakan dursun akalın
ercan adsız
ayşe deniz
berna koç
fatma esen
gülbahar aydeniz
eren akın
canberk bakış
tayfun benol
nizamettin bağcı
kasım otur
başak sidar çevik
nilgün çevik
resul yanar
mehmet ali kılıç
tekin arslan
sezen vurmaz
dilaver karharman
umut tan
onur tan
sarıgül tüylü
dilan sarıkaya
ali kitapçı
ismail kızılçay
muhammet demir
korkmaz tetik
veysel atılgan
ibrahim atılgan
emine ercan
kübra meltem mollaoğlu
meryem bulut
seyhan yaylagül
ebru mavi
ali deniz uzatmaz
ziya saygın
vahdettin özgan
cemal avşar
ahmet katurlu
selim örs
azize onat
dicle deli
güney doğan
binali korkmaz
mehmet zakir karabulut
leyla çiçek
metin peşman
mesut mak
adil gür
gökhan gökbönü
şebnem yurtman
osman turan bozacı
idil güneyi
abdullah erol
mehmet hayta
özver gökhan arpaçay
şirin kılıçalp
uygar coşkun
ahmed alkhadi
nurullah erdoğan
gözde arslan
aycan kaya
yunus delice
sevgi öztekin
mehmet tevfik dalgıç
sevim şinik
emin aydemir
fatma karabulut
ramazan tunç
erol ekici
feyyat deniz
necla duran
osman ervasa
ramazan çalışkan
vedat erkan
abdülbari şenci
niyazi büyüksütçü
gazi güray
sabri elmas
erhan avcı
ümit seylan
serdar ben
hasan baykara
fatma batur
bedriye batur
nevzat özbilgi
ata önder atabay
esfet duran
mustafa budak
ağa bayar
ve katledilen yeşil için, önü kesilen sular için, ateşe verilen ağaçlar için...
tanım : yüreklerimizin bir kısmını orada bıraktığımız kanlı eylem. -
33. metal müzik tarihinin en hüzünlü şarkıları
anathema- (bkz: one last goodbye)
-
34. urfa'daki anaokulunda çekilen korkunç video
sabah sabah günümü güzelleştiren, yüzümü güldüren, içimi ısıtan video. hele bir tanesi zeytin kıra kıra "bu sevdalar boşuna le bu sevdalar boşuna" demiyor mu* insanın sarılıp öpesi geliyor. ayrıca zeytinleri de güzel kırıyorlar, aferin onlara.
çocukların zeytin kırarken kendilerinden geçmelerine bakarsak onlar çok eğleniyor. keşke hep böyle eğlenip gülseler... -
35. hayatın hiçbir döneminde hoşlanılmayan müzik türü
davul-zurna ikilisinden hep midem bulanmıştır!
-
36. ukrayna skyup airlines yeni hostes kıyafeti
yarın gel guantanamo'da mahkum olarak başla
-
37. bir şişe şarap içmek
standart bir şişe kırmızı şarap; 750 ml
ortalama alkol oranı; 11-14
aşağı yukarı 1.5 şişe amsterdam ediyor alkol olarak.
1.5 sise bira :)
tanım: mesai günleri öğle yemeklerinde tercih edilmemesi gereken, akşamları ise baslangic seviyesi kabul edilen içme hali. -
38. verilen kilolar nereye gidiyor sorunsalı
-
39. evlenmeyin evlisi vs almanya kötü diyen gurbetçi
başlık altında hangi grubun daha yalancı ve riyakar olduğunu ortaya çıkartıyoruz tarafınızı seçin.
bir tarafta bir kaç aylık euro maaşıyla sizin trde 3 kuşak yeme içmesiz birikimizin alamadığı arabaya alan ama almanyaya bok atan ampül dayı
diğer tarafta düğüne kınaya 200k+ harcayan (ailesine harcatan). seks için dişi bulmak zorunluluğu kalmamış, evini barkını kurmuş konforu yerinde, bekleyeni olan ama evliliğe bok atan adam
ikisi de tavsiye verir ama bulunduğu durumu değiştirmez. g*rbetçiye dön desen seni ciddi ciddi tersler. evliye boşan o zaman desen "hayırdır ailemi yıkmak mı istiyosun" der.
sizce hangisi? -
40. türkler çekik gözlü olur safsatası
burada kültürel durum ile biyolojik durumu karıştırmayın. türkler biyolojik olarak sarı ırka mensuptur, çekik gözlüdür. anadolu'dakiler dışında kazaklardan yakutlara, tuvalilardan tatarlara tüm türkler çekik gözlüdür. bu biyolojik bir gerçekliktir. bununla kavga edemezsiniz, yoruma açık bile degildir. gerçektir. gelelim kültürel konuya. anadoluda, daha doğrusu imparatorluk geçmişi olan yerlerde "karışım" kaçınılmazdır. anadolu'daki gen araştırmaları gosteriyor ki anadolu insanlari genetik olarak çok karışık. hititlerden ermenilere, romadan moğollara pek cok devlet burada hüküm sürmüş. osmanlı padişahlarının anaları bile türk değilken nasıl "saf kan" kalacaksn. kendinden cok eminsen yaptırıver bir gen testi kaç oranında yunan, kac oranında türk, kac oranında ermeni falan olduğunu gör. türklük bugün vatandaşlık bağı ile ancak bir anlamlı yer işgal eder. yoksa biyolojik köken işine girersen pek de kafandaki "saf kan" türk'ü bulamazsın. bu arayış zaten hastalıklıdr. atatürk de başlarda dönemin antropoloji çalışmalarından etkilenmiş ama sonradan doğru yolu bulmuştur. vatandaşlık üzerine kurmuştur anlatısını.
orta asya'dan rumeli'ye milyonlarca türk yaşar. ancak batıya yaklaştıkça çekik gözlülük düşer. orta asya'ya gidildikçe de çekik gözlülük artar. dolayısıyla türklerin çekik gözlü olduğu safsata değil, biyolojik bir gercekliktir. -
41. 10 ekim 2021 yds
2 farklı yds'de yüksek puan çıkarmış biri olarak taktiği veriyorum. taktik falan yok. sınav için birkaç ay kelime ezberleyip paragraf kitaplarında sürekli aynı konulardan bahseden tornadan çıkmış metinleri okuyarak ingilizce reading kasamazsınız. öyle bir dünya yok. ingilizce hayatınızın bir parçası haline gelmeli, yabancı forumlarda takılacaksınız reddit gibi, merak ettiğiniz bir konuda google'a ingilizce yazıp araştıracaksınız. burada amaç sınava çalışmak olmamalı, normalde yaptığınız şeyleri ingilizce yapacaksınız o kadar. ingilizce türkçe sözlük kullanmayın, hatta ingilizce ingilizce sözlük de kullanmayın. sürekli okuyun, anlamadığınız yere geri dönüp 2 saat anlamaya uğraşmayın, okumaya devam edin. bir süre sonra aynı kelimeyi benzer cümlelerde görünce anlamaya başlıyorsunuz. hatta gramer bile bu şekilde geliyor, kuralı bilmeseniz de yanlış yazılmış bir cümle okurken kulağa doğru gelmiyor. bilinçaltınız doğrusunu yüzlerce defa gördüğünden çoğu zaman sizi dürtüp uyarıyor bu yanlış diye. tabi bu aşamaya gelmek 6 aylık bir süreç değil, yıllar sürüyor. bunu bir ders olarak görüp sınavlık çalışmayın. hayatınıza bu dili entegre edin, ardından sadece sınav değil, her yerde işinize yarasın.
-
42. erkeklerin kalpsiz olduğu gerçeği
peki, neden her ayrılıkta ben salya sümük ağlarken, karşımdaki ojeli parmaklarına bakarak ruhsuz şekilde susuyor..
mesajlara edit : maalesef öyle. ben yağmur gibi ağlarken, o düşen her damla mermeri bile yumuşatabilecekken "sensiz asla yapamam" diyen kızların o ruhsuz, o kalpsiz, o vurdumduymaz bakışlarını görünce kadınların kalplerinin erkeklerden farklı attığını farkettim.
ne iyi ki erkeğim ve kalbim var.. -
43. 10 ekim 2021 rte'nin canlı yayında şarkı söylemesi
denediği ama pek de eşlik edemediği şarkılardır 18:20'dan itibaren
beceriksiz pr'cıların işi. muhtemelen şöyle bir muhabbet dönmüştür
--- spoiler ---
- efendim gençlerden oy alamıyoruz
+ e napalım o zaman
- efendim gençlerle şarkı söyleseniz, tüm kanallarda canlı yayınlatırız, oylar artabilir
- hmmm, öyle olur mu dersin fahrettin
--- spoiler ---
aynen kesin artar. bu kadar işsizlik varken, hayat pahalılığı alıp yürümüşken, her yere sansür uygulanıyorken, çağın gerisinde kaldığınızı azıcık internet kullanan herkes anlıyorken, "çıkar o cebinden telefonu" diyen dayılar memleketi işgal etmişken kesin artar oylarınız detone 2 şarkı ile.
gençler salak çünkü, senin propaganda olsun diye şakşakçı gençlerle buluştuğunu ve tüm kanallarda yayınlattığını anlamıyor. sıkıyorsa rastgele 10 genç seç, onların sorularını cevapla -
44. kadın erkek ilişkisindeki en önemli şey
belli yaşa belli tecrübelere erişmiş biri olarak kadın erkek ilişkisinin sağlıklı olmasi için kadın kişisinin gözünde erkek yeterli olmalı. yeterlilik kıstası hangi aranan özellik olursa olsun kadının erkeği bir başka hemcinsine kaptırabilme ihtimali ile tamamlanması gerek. netice de ilişkide erkek kadından çok severse erkeğin zayıflığı ve değer kaybı kaçınılmaz son.
-
45. bot ne zaman giyilir sorunsalı
bot giymeye başlamak için diğer insanların ne bot giyip giymediklerini kontrol ediyorsanız kendiniz ile ilgili bazı şeyleri sorgulamanızda fayda olabilir.
hava sıcaklığı belli, dereceye ve havanın durumuna bakıp karar verebilirsiniz. -
46. kadınları yatağa atmak için onlara yardım etmek
kibarlığım, belden altı düşünmekten değil, aile terbiyemden gelmektedir. nezaket güçlü olanı yalama aracı değil, bir insanlık erdemidir. bazı aileler çocukları insan olmaları için eğitir, bazıları ise bunu başaramaz yada olmalarını istemez.
-
47. rte'nin adana gençler ziyareti
reis şarkıları da promterdan okuyor.
-
48. mağaranın 2.150'nci metresinde bulunan ilginç not
feyzi ve izzet kaybolan diğer iki kişiyi arıyorlar. aranan iki kişi arandıklarından haberdar olsun diye duvara not düşülüyor.
bunlar o tarihte ya maden arayan osmanlı memurları ya da define arayan maceraperestler. -
49. çocuk musunuz siz ilişki yürütemiyorsanız ayrılın
mersin'deki apartmanımızda yönetici hanımefendinin asansöre astığı not
görsel
tüm türkiye için geçerli olduğundan burada paylaşma gereği duydum. ya milletin kafasını sikmeyip insanca ayrılın ya da hayvan gibi bağrışmalarınızın kimseyi rahatsız etmeyeceği müstakil bir eve taşının -
50. 20 sene sonra seni özledim diye mesaj atan kadın
parası biten kadındır. zira ben bu yaşıma kadar hiç aşk acısı çekip şiirler yazan, kahrolan bir kadın görmedim.