massayidonatello19
profili

  • en iyi yoğurt markası

    "hazır yoğurt yemeyinciler" gelmeden eker yazayım demiştim ama geç kalmışım.

    yine de yazayım;

    tamamen siyasi sebeplerden dolayı eker.

    şimdi isterseniz yoğurdu evde değil gölde mayalayıp 250 yaşınıza kadar yaşayın.

  • yeşim salkım'ın salgın yok açıklaması

    (bkz: yeşim salgın)*

  • arçelik tiryaki'nin alev alması

    makineyle ilgili değil elektrik tesisatıyla ilgili bir durumdur. aksi halde makine içeriden alev alır. prizden alev aldığına göre binanın elektrik tesisatı makinenin çalıştığı gücü kaldıramayıp ısınmış.

    eski binaların elektrik tesisatlarında daha ince teller kullanıldığı ve topraklama olmadığı için bazen günümüz şartları için tasarlanmış cihazları çalıştırırken sorun çıkabiliyor. benzer bir olayı elektrikli kaloriferle yaşamıştım. bilhassa ısıtıcı özelliği olan aletler yüksek akım çeker. bu da ince kablolarda ısınmaya ve alev almaya yol açar. prizin alev almasına rağmen sigorta otomatik atmadıysa zaten o ev devamlı surette bir yangın tehlikesiyle karşı karşıyadır. konut sigortasının bu durumu karşılamaması da şaşılacak bir şey değildir.

    hep bir ağızdan "arçelik hölö hölö hölö" yapmadan önce bir araştırın.

    edit: mesajla küfreden herkese selamlar. şuna kâni oldum ki mesajlar fasilitesinde "yolla" butonunun yanına bir de "umurumda değilsin" butonunun konması elzem. sözlük yönetimini göreve çağırıyorum. cahil olmadığını iddia edip daha tanımadığı insanla iletişim kurma temellerinden bile yoksun at ağızlılara vermediğim cevapları üşenmeyip buraya yazacağım ki hem bilgilenin hem de mesaj atıp kafa sikmeyin.

    evvela arçelik'te çalışmıyorum. çalışsaydım muhtemelen işimden ve maaşımdan memnun olmaz, gelip burada çalıştığım şirketi savunmazdım. benim olayım yanarak ölmeyin, hem boşa karbon emisyonu hem de daha acısız yolları var, ne bileyim.

    üşenmedim, aletin kullanma kılavuzunu buldum. çektiği güç 1650 watt. ayrıca sigorta kutusunda maksimum 30 miliamperlik röleniz olması gerektiği yönünde uyarı da yapmışlar. bu değerlerin üzerine çıkmadığı sürece plastiğin alev alacak kadar ısınması mümkün değil. binanın yeni olması, her katında yangın söndürücü bulunması soruyu cevaplamıyor. soru: priz doğru bağlandı mı? benim cevabım: hayır.

    öncelikle dikkatinizi ilk görselde prizin üzerindeki kırık fayansa çekmek istiyorum. bu kırık kenar daha öncesinden bu prizin içerisinden kabloyla başka bir yere elektrik çekildiğini gösteriyor. panikle asılma anında fayansın orasının kırılmasına imkan yok çünkü prizler sıvayı yanlardan tutan vidalı klipslerle sıkıştırılır. yani böyle bir asılma durumunda fayansın o kısmı kırılmaz. bu da prizin daha önce en az iki kez açıldığı ve belki de doğru bağlanamadığı ihtimalini doğuruyor.

    ikinci konu prizin deliklerinden gözüken erimiş plastik parçalar. bu parçalar çocuk koruması. prizin dışından başladığı iddia edilen yangının içerideki üzeri tamamen kapalı parçaları eritmesine imkan yok. diğer bir nokta; iki deliğin ortasında kalan üçüncü delik. bu delik, plastik kapağı prizin iç aksamına bağlayan vidanın deliği. ortada vida da yok çünkü ya hiç takılmamış (mümkün değil) ya da ısıdan genleşip eriyen delikten kurtulup çıkmış. eğer ısı içeride başlamamış olsaydı alevler en az tezgah üzerindeki muhtemelen sunta malzeme dolapların kararmasına sebep olacak kadar büyümedikçe bu parçalar erimezdi.

    üçüncü nokta yangının başladığı yer olduğu iddia edilen fiş kafası. ısının kaynağı olan kabloların bulunduğu içeriden başlayıp dışa doğru erimesi gerekirken sanki üzerine pürmüz tutulmuş gibi dıştan içe doğru erimiş. bir diğer iddia ise arçelik'in yanlış ve kalitesiz kablo kullandığına yönelik. bu görselde görebildiğim kadarıyla (eğer arçelik kaos tandanslı bir sosyopat tarafından ele geçirilip görünürde kalın, içinde ince kablo kullanmıyorsa) kablo standart 16 amperlik bir kablo. çoğu topraklamayla çalışan cihazda kullanılanla aynı. üstelik bu işin hesabına göre gösterilen değerlerde 1,63 mm kalınlığında kablo kullanmak bile yeterli. bunun daha incesiyle kapı zili bağlıyorsunuz zaten. 16 amperlik kablo bu değerin iki katı kalınlıkta bir kablo.

    simbo'nun bile tüv sertifikalı kablo kullanıp arçelik'in bu standartta kablo kullanmadığına inanıyorsanız bu aletin (kazazedenin beyanına göre) üç yıl sorun çıkarmadan çalışıp neden şimdi bu sorunu yarattığını da açıklamanız gerek. ya da aynı partide üretilen diğer çay makineleri de 3+ yıldan sonra aynı sorunu çıkardılar mı? çıkardılarsa hiçbir kullanıcı arçelik'e başvurmadı mı? hiçbirinin şikayetini herhangi bir yerde görmedik mi? yahut arçelik'te bu kadar gerizekalı mühendisler mi çalışıyor da maliyetten kısabilecek onca parça varken en başına dert açabilecek olanı marka değeri pahasına ucuz seçiyor?

    yani insanlara "siktir, mal, gerizekalı mısın, ibne misin, arçeliği savunma orospu çocuğu" falan demeden önce kendinize bunları sorun.

    "bilmiyorsan bu boku git mektebini oku."

    bir de koro halinde çaydanlıktaki kireç lekesine laf etmişsiniz, kireç neticede içtiğiniz sudaki kireç. o kadar da pis bir şey değil. yalnız benim merak ettiğim, kazazede olay yaşandıktan sonra fotoğrafı çekmeden önce mi makinedeki suyu boşaltmış yoksa aleti minimum su seviyesinin altında suyla üstü açık biçimde çalıştırıp mı bu aleti yakmayı başarmış? yangınlar nasıl çıkıyor, evler nasıl yanıyor anlamak istiyorsa http://itfaiye.ibb.gov.tr/ adresine girsin, "güvenliğiniz için" bölümünde yangınların nasıl çıktığı anlatılıyor. su testisinin su yolunda kırılmasını beklemeye gerek yok.

  • 19'luk erkekle sevgili olmak isteyen 30'luk kadın

  • marsa giderken dinlenecek şarkılar

    abba - waterloo

  • kitchen diye hapşıran kız

    doesn't diye osurabilir.

  • hillary clinton

  • bir çift güzel kadın göğsünü vatana tercih ederim

    (bkz: memeler 6 oldu)

  • youtube varken spotify'a ciddi ciddi para ödemek

    kral tv varken internet bağlatmak gibi bir şeydir.

  • 23 temmuz 2016 ekşi sözlük darbesi

  • nerede kemalist görürseniz kafasını kesin

    kapak fotoğrafına cami diye taj mahal fotoğrafı koyan habersiz hamalın cürreti.

  • 0553 142 91 01

    böyle bir sapıklık kabul edilmemekle birlikte "10 yaşındaki çocuğun elinde telefon-whatsapp ne arıyor?" diye de sorulması elzemdir.

    edit: "gece gece dışarda ne işi varmış diyenden farkın kalmadı" diyen bazı vatandaşlar var.

    10 yaşında çocuk kardeşim bu 10 yaşında! ilkokul 3'e 4'e giden çocuk bu. ne yapıyor telefonla? bilgisayarın başına bile ebeveyn kontrolü olmadan oturmaması gerek. elinde telefonun ne işi var bu çocuğun? senin var mıydı 10 yaşında telefonun? biraz mantıklı olun.

    edit 2: "çağ değişiyor, o zaman sizin de zamanında televizyon izlememeniz gerekiyordu" diyen vatandaşlara...

    biz de televizyonu ebeveynlerimizin kontrolünde izledik. ayrıca mobil cihazların insan psikolojisi üzerindeki etkileri üzerine çok araştırma var. araştırmanızı öneririm. 10 yaşında bir çocuk için telefon zararlı olduğu kadar da gereksiz. arkadaşlarıyla yan yanayken gerektiği kadar etkileşime girmeleri konusunda telkin almalılar.

  • mickey mouse'un özel türkiye tanıtım bölümü

    şu bölümü izleyip "türkiye böyle değil, bizi yanlış tanıtıyürler" diye ağlayan adamlar neyin peşinde ben anlamıyorum. 4. levent'i mi göstersin adamlar? kapalı çarşı gösteriyorlar işte. dünyanın ilk avm'si. ne göstersin başka? senin varmak için kıçını yırttığın çağdaşlığın, teknolojinin yaratıcısı olan adamlar tabii ki senin kapalı çarşına, çinili kubbene, geleneksel kostümlerine ilgi duyuyor. yüz yıldır sultanahmet'e gelen turiste fesinle, cepkeninle, güğümünle şerbet dağıtan sensin. adam başka ne göstersin istiyorsun anlamıyorum ki.

    nasıl senin aklına paris diyince eyfel kulesi, amsterdam diyince "oooooo", japonya diyince çatıları sarkık evler, hindistan diyince taj mahal geliyorsa o adamın aklına da turkey diyince kapalı çarşı geliyor. bundan niye utanıyorsunuz?

  • sınıfta birbirlerine cinsel oyunlar oynayan kızlar

    sorun bu hareketleri gerçekleştiren ergenlerde değildir. sorun bu hareketleri sergileyebilecek seviyeye gelmiş ergenlerin başlarını zorla örttürüp bunun ahlakla ilgili olduğunu savunanlardadır.

    görünen o ki çok ahlaklı kızlarınız porno izliyorlar. yok izlemiyorlarsa durum daha feci. o hareketleri öğrendikleri bir yer mutlaka olmalı çünkü.

  • deadpool

    deadpool'u başlarda spider-man'le olan çok eğlenceli diyaloglarıyla tanıyıp yavaş yavaş hastası olan biri olarak "ya sen daha iki yıl önce deadpool'u tanımıyodun bileeammına" tarzı konuşan insanların ağzına dinamit sokup patlatmak istiyorum. bu önemli hususu belirttikten sonra bu arkadaşlarla ilgili tespitime geleyim. bu "nenen çarık giyerdi"ci arkadaşların tam olarak hayattan ve insanlıktan ne sikimi beklediklerini tam olarak anlayabilmiş değilim. bir insan deadpool'u 3 ay önce tanımış da olabilir. bir hikayenin, bir kurgunun, bir karakterin anlaşılabilmesi ya da beğenilmesi için ona ömrünü adamak gerektiğini zanneden şopar kitle hayatlarında büyük eserleri sevebilmenin büyük emek gerektirdiği savına kendilerini inandırabilir ve bu şekilde yaşayabilirler. ama buraya gelip de deadpool'u sevebilmek için herkesin 92'den beri bütün çizgi romanlarını okumuş olmak gerektiğini ya da oyununu oynayarak deadpool'u anlayamayacağını falan iddia edebilmek için ya stan lee olmanız ya da temel fizik kanunlarını değiştirebileceğine inanan bir mal olmanız gerek.

    ayrıca tüketim toplumunu da deadpool üzerinden eleştirmek ve bunu yaparken de "aslında deadpool'u ancak bizim gibi üstün özelliklere sahip küçük bir grup insan anlayabilir" tandanslı cümleler kurmak deadpool'un 'compiled' bir kahraman olduğu gerçeğini değiştirmez. deadpool, "her şeyden birazın iki katı" aritmetiğiyle oluşturulmuş bir adam zaten. yani deathstroke, spider-man, wolverine gibi deadpool'un özelliklerini aldığı adamlardan birini ya da sadece deadpool'un taşak geçtiği herhangi bir karakteri sevmek deadpool'u sevmek için sebep olabilir.

    bunların yanı sıra her şeyden öte adamın sadece bir bir kurgunun kahramanı olduğunun farkında olması bile herhangi bir insanı etkileyebilir. yani bir insanın deadpool'u sevebilmesi için bu son yıllarda türkiye'de yükselen 'geek' hıyarlığına kendisini kaptırmış olması da gerekmiyor. deadpool için heyecan duymak sadece bir çizgi roman kolleksiyonerinin kapılacağı bir duygu da değil. belki de adam blade'i neden seviyorsa deadpool'u da onun için, havada uçuşan kelle-kol-bacak için seviyor.

    o sebepten gelip burada insanların heyecanını ve beğenilerini aşağılayıp "sen daha ne biliyon yea" ayağı çekecek adamlar değilsiniz siz.

    edit: (in a galaxy far far away) çelişkiden bahsedilmiş. iki cümleye dikkat çekmek istiyorum.

    "yukarıda yazılanları tekrar oku, sonra bir daha oku. sonra tekrar oku."

    "açıklamakla uğraşırdım da, zekan neden bahsettiğimi anlamaya gayet yeterli, bence çok uğraşmayalım."

    if you can't explain it simply, you don't understand it well enough. - albert einstein

  • 13 ocak 2016 istanbul ışığı

    bir hafıza silme olayıdır. büyük ihtimalle hiçbirimiz şu an topluca yaşadığımız bir olayı hatırlamıyoruz.

  • sedat peker'in hakan olması

    (bkz: hakan peker)*

  • gss borçlarının 1 kasımdan sonra silinmesi

    (bkz: sileceğim demedim sikeceğim dedim)

  • deney yaparken anneannenin gazabına uğrayan çocuk

    "sanırsın dünyada su kaynakları tükendi de başka su kalmadı ağzına sıçtığımın karısı seni ya..." albert einstein