sana oy verdiğim günden de, daha da beteri sana oy versinler diye ikna ettiğim insanlardan da utanıyorum lan. kazanamadığın halde sana veren insanlara şu cümleyi kurdurttun ya helal olsun sana çapsız adam.
iktidarı devret ne demek lan. bisikletini ver de bi tur bineyim diyor sanki adam. noterden araba devri mi yapıyorsun olm hayırdır? şu saatten sonra sana güt diye 2 tane koyun emanet eden olur mu sanıyorsun vasıfsız pe.venk. bu kadar zekasız cümleler kuracak kadar bunadıysan s.tir git huzurevinde yat, aklı bokuna kaçmış gibi angut angut konuşup bizi rezil etme bari.
karşımdaki rakibimin gelip bana böyle s.k sok cümleler kurduğunu düşünüyorum, yemin ederim madara ederim adamı. öyle rezil ederim ki insan içine çıkmayı bırak saçını tararken aynaya bakacak yüzü olmaz. reis yine iyi eyliyor bu denyoyu yeminle.
şu an tayyip yarın çıkıp "tamam ulan gel her şeyiyle iktidarı sana devrediyorum" dese, yemin ederim akp'liden çok chp'liler dökülür sokağa yapma etme reis başımıza şunu sarma diye. salak yemin ediyorum geri zekalı bu çocuk.
anatomik16 profili
-
kılıçdaroğlu'nun iktidarı bize devret ricası
-
cumhuriyet laikliği laiklik dinsizliği doğurdu
o halde yapabileceği en büyük iyiliği yapmış cumhuriyet. şimdi ağlayarak seccadenize dönebilirsiniz.
-
israil türkiye'ye atom bombası atarsa ne olur
ne oluru değil de ne olmazı konuşacak olursak,
mesela filistin, suudi arabistan, yemen gibi islam ülkelerinin s.inde bile olmaz. hiçbiri yola kola dökmez, türkiye terör devleti kabul edilir. -
ali erbaş'ın cuma namazına kılıç ile çıkması
yıl 2023. millet uzaya falan çıkıyor, kara delikler keşfediliyor, uydular gönderiliyor, teknoloji ve bilimin altın çağı yaşanıyor tüm dünyada.
ama bizimkiler insanoğlunun binlerce yıl önce icat ettiği, ilk, en ilkel, en barbar savaş aletini eline alıp camide vaaz veriyor.
lan bu ülkeden tek tük de olsa yine iyi parlak insanlar çıkıyor. şu zihniyetin hüküm sürdüğü bir coğrafyada kendini yetiştirmek her babayiğidin harcı değil.
sen bilim, fen, uzay, teknoloji diyorsun, adam kılıcı eline alıp sokarım ha diyor. -
jahrein ve erlik olaylarından anlamamak
anladığım kadarıyla özet geçiyorum: bu ikisi imamoğlu ve cehape'ya sallıyor sürekli ve bunlara oy vermeyin diyor. eleştirilerinde haklı noktalar olduğunu düşünsem de, internette dolanan capste yazdığı gibi, rte'nin karşısında parmak arası terlik bile olsa ona oy basmamız gereken bir dönemde, milleti iyice akp'ye yaklaştıracak hareketler yapmanın anlamı yok. akp'ye yaklaştıracak hareketler olmasa bile, oy böldürecek hareketler yapmaya da gerek yok. kısaca sığırlık yapmaya gerek yok.
anladığımın doğru olup olmadığını mesaj kutumu dolduracak olan küfürlü mesajlarla teyit etmiş olacağım.
__________
edit: doğru anlamışım.
gelen mesajların %90'ı s*k ile başlıyor,
%82'si or..u çocuğu ile devam ediyor,
%64'ü pekeke'li misin ulayn ile farklı bir boyuta geçiyor,
%100'ü s*ktir git bok cahil ile bitiyor.
evet. bu tarz mesajlar atan sümüklü ergenler beni cahil olmakla suçluyor. tam bir şakaysa hiç komik değil ciddiyse çok komik durumu yani.
arada bir düzgünce derdini anlatan mesajlar da yok değil tabi, onlara teşekkürler.
ama evrimsel süreçte okuduğunu kavrayabilme yetisini geliştirememiş bu kadar çok primat olduğunu görmek bazen üzüyor. -
cafe ve restoranlarda fiyatların artık çıldırtması
başlık baştan sona cehalet kokuyor.
bakınız lüks restoranlarda insanların önüne koyulup porsiyonuna 500tl fiyat çekilen esnaflardan bahsetmiyorum, yanlış anlaşılmasın. fakirim diyen de zaten o mekanlara gitmesin bir zahmet, neyse.
2 yıl önce bir işletme açtım (dükkan kontratını imzaladıktan 6 gün sonra kapanmalar başladı). şimdi size aklıma gelen birkaç ürünün o günkü ve bugünkü fiyatlarını yazayım:
kahve 90tl/kg ---------------------- bugün 230tl/kg
kuvertür çikolata 75tl/2,5kg --- bugün 153tl/2,5kg
süt 3,85tl/litre -------------------- bugün 8,40tl/litre
şurup 78tl/700ml ----------------bugün 140tl/700ml
tuvalet kağıdı 6,50tl/rulo ------ bugün 15tl/rulo
kraf poşet 285tl/250adet ------- bugün 750tl/250adet
karton bardak 1,80tl/adet ----- bugün 3,50tl/adet
şu son iki maddeye dikkat edin. bu ürünler benim tabiri caizse doğrudan çöpe attığım ürünler. sen müşteri olarak geliyorsun, içeceğini karton bardakta istediğin an ben -3,50tl oluyorum zaten. bir bardak kahveye 20gr kahve girdiğini, 300ml süt girdiğini, 30ml şurup girdiğini (mesela fındıklı latte yapıyoruz diyelim) hesaplarsak, maliyeti ortada.
en basitinden bi cheesecake yapmanın maliyeti 2 yıl önce 30-40 lirayken iken, bugün 60-70 lira.
ben 2 yıl önce o cheesecake'i 18 liraya satıyordum, bugün 25 liraya satıyorum.
yani benim maliyetim %80-90 artıyorken, ben %30-35 anca zam yapabiliyorum.
ki bu yukarıda yazdığım fiyatlar bugünün fiyatları. sizin dilinizden düşürmediğiniz "e ama dolar düştü" gününden beri daha da zamlanmış fiyatlar. dolar düşse de hiçbir malzemenin fiyatı düşmedi, tam tersi kat kat daha da arttı.
şimdi ben sattığım bir kahveden %127 zam yapılan elektriği mi ödeyeyim (müşteri üşüyor, 4 ufo + 2 tüplü ısıtıcı var dükkanda),
kiramı mı ödeyeyim (hani devletin pandemide bile stopaj aldığı kira)
doğalgazı mı ödeyeyim,
suyu mu ödeyeyim,
geçici vergimi mi ödeyeyim,
gelir vergisini mi ödeyeyim,
bağkur'umu mu ödeyeyim,
4 elemanın maaş+sigortasını mı ödeyeyim,
müşteri çekmek için dükkanı mı geliştireyim,
reklam mı yapayım,
ürünleri mi geliştireyim,
hangisini yapayım, siz seçin?
ha şimdi gelip bana "10 lira olandan alacağına 5 lira olandan al" diye akıl da vermeyin. merak etmeyin, 13 yıldır zaten bu sektördeyim, neyi en ucuz nerden alacağımı gayet iyi biliyorum. herhangi bir ürüne fazladan para veriyorsam (ki 1-2 lirayı geçmez), bu benim tercihimdir, o satıcıdan ya da o üründen memnun olduğum içindir. ben zaten bu işe girerken bu toleransları göze alıp girmişimdir, merak etmeyin.
lafa gelince herkes sokak arasındaki esnafa yüklenmesini biliyor. lan ben çok mu memnunum habire zam yapıp müşteri kaybetmekten? keriz miyim ben elimdeki müşteriyi tutmak varken zam yapıp kaçırmak isteyeyim müşteriyi?
2 yıl önce dükkanı açarken patlatmadığım kadar kafa patlatıyorum zam yaparken. müşteriye etkisi ne olur, müşteri kaçar mı vs diye.
ama zam yapmasam devletimin stopajını ödeyemeyeceğim?
bağkur'umu ödeyemeceğim ve devletim bana sağlık hizmeti vermeyecek?
elemanın maaşını - sigortasını yatıramayacağım?
işletmemi geliştiremeyeceğim?
yeni tatlılar yapmak için peynir/süt alamayacağım?
ha gelelim online yemek platformlarına.
eğer kendi kuryeniz yoksa ya da kendiniz kuryelik yapamıyorsanız kimse size beleşe kurye hizmeti vermiyor gençler haberiniz olsun.
yemeksepeti %37, trendyol %34 komisyon alıyor her siparişten (en son böyleydi, umarım güncellenmemiştir komisyonlar).
yani ben dükkanda 20 liraya sattığım kahveyi, tutup yemeksepetinde de 20 liraya satarsam kafadan 7,4tl eksideyim.
buna karton bardak, poşet, taşıyıcı ıvır zıvırı da ekleyince siz hesaplayıverin.
"madem öyle girme online platformlara" diyenlere de "madem pahalı geliyor alma sen de" diyorum ben de. ben kendimi kurtaracak minimum fiyatı yazıyorum zaten oraya (astronomik gereksiz fiyatlar yazanlar işletmeler de tabi ki var). ben bu platforma girdiysem satış yapabilmek için girdim zaten, fiyatları uçurup kös kös sipariş ekranına bakmak için değil.
tüm işletmeler dolandırıcı, bir dürüst sizsiniz anasını satayım. lahmacun nasıl 20 lira olurmuş. sen onun hesabını o esnafa değil, tependeki uzun adama soracaksın. -
imamoğlu'nun internetinin metroda kesilmesi
ayrıca daha fazla bir insan kendini nasıl rezil eder emsalleri için son 20 yılın hükümetinin fiyasklarına bakabilirsiniz.
sığır olmayın, insan olun. -
zengin olmasına rağmen lüks araç kullanmayan erkek
türkiye şartlarında hangi araca binerse binsin lüks olacağı için çok da üstünde durulmaması gereken erkektir.
-
amazon.com.tr
geçenlerde verdiğim siparişi, sipariş kargoya verildikten sonra iptal etmek için canlı yardımdan yazdım ve resmen iptal ve ettiler.
kargo firmasına da iletiyorum ama yine de kargo gelirse teslim almayın, dedi.
sonra bir de mail attı, bildiğin gerçek insan maili yani, yazım hatası falan var.
ve kargo gelmedi.
bir kargonun gelmemesine bu kadar sevineceğimi düşünmezdim, adamlar bana bu duyguyu yaşattı.
diğer hiçbir alışveriş sitesinde bu şekilde bir hizmet alacağıma zerre inancım yok.
aynısı hepsiburada bokunda vs olsaydı "malesef bu aşamada iptal edemiyoruz kargo gelince iade edin" derler, bir de üstüne aylarca uğraştırırlardı.
sayın amazon, kendinizi fazla yıpratmayın. burası ortadoğu, yeminle bu hizmeti haketmiyoruz biz. -
29 mart 2021 sokağa çıkma kısıtlamalarının gelmesi
tek kelimeyle, artık bu ülkede yaşamaktan ve bu sığır sürüsüyle aynı havayı solumaktan u-ta-nı-yo-rum!
iftar yemeklerinin önüne geçebilmek amacıyla yasak kararı almışlar.
bilmem kaçbinyıl önce, dünyanın ortadoğu denilen yerinde ortaya çıkan bir dinin müridleri; bugün akşama kadar aç kalıp, akşam ezanıyla birlikte de yarınlar yokmuşçasına midelerini şişirecekler diye benim çektiğim çileye bak.
inandıkları hiçbir fantastik kitap ve karakterle zerre alakası olmayan ben, sırf türkiye denilen yerde ve malum dönemde yaşıyorum diye mi hakediyorum bunu? gerçekten tek suçum bu mu?
adam 81 şehirden otobüslerce insanı üst üste yığalı daha 1 hafta olmadı, bugün çıkmış yasak masalları anlatıyor.
bu kadar salak yerine koyulduğum, bu kadar değersizleştirildiğim, bu kadar yok sayıldığım bir ülkede yaşamaktan gerçekten utanıyorum.
camilerde hacılar omuz omuza namaz kılıyor, ama virüs işinde gücünde adamdan bulaşıyor. ağızlarını açsalar 'ama camide mesafe kuralına uyuluyor' diyorlar ama kapalı alanda bilmemkaçyüz kişi olduklarını saymıyorlar.
onu bırakıp öbür tarafta cafede açık havada, bahçede oturan adama bulaşıyorlar.
düşünüyorum, hiçbir suçum yok. işini yapmaya çalışan, tek amacı hayatta kalabilmek olan bir vatandaşım sadece.
nasıl bu kadar aptal olunabilir, nasıl bu kadar kör olunabilir akıl almıyor.
adam gözümüzün içine baka baka binlerce kişinin sırt sırta olduğu bir kongre yapıyor, sonra da eve kapanın diyor.
gerçekten akıl alır gibi değil.
sadece şu örneğe bakarak bile malum kitlenin zeka seviyesini tahmin edebilirsiniz.
aklı mantığı olan hiçbir insan bunu kabullenemez.
ha kabullenemeyip ne yapacağız? hiç!
çünkü haşmetmeapları adaleti de kendine bağladığı için, karşısında haklı çıkma gibi bir şansınız yok. tepki verme, eylem yapma, ses çıkarma hakkınız yok.
gerçekten bu insansılarla aynı yerde yaşamaktan utanıyorum. şu durumu anlatabilecek başka kelime de bulamıyorum. -
clubhouse
twitter'da profillerine "abıı ben telefonla qonuşmayı sevmiyorum yhaa" yazan herkes burda bülbül gibi şakıyor yeminle.
işte bunlar hep seks. -
yüzüklerin efendisi'ni netflix çekseydi olacaklar
öncelikle,
sam frodo'ya,
legolas gimli'ye,
gandalf aragorn'a kayardı.
sauron aslında gençlik yıllarında gandalf'a aşıktı ama gandalf da elrond'a aşık olduğu için ona yüz vermemişti. ve sauron da hırs yapıp iki kulede penis şeklinde dev bir ork yaratmış olurdu, yıllar sonra gandalf'ın karşısına bu penisork'un sırtında çıkacaktı, amacı gandalf'ı çılgın seks oyuncağıyla kıskandırmaktı.
sauron ile gandalf'ın geçmişteki ilişkilerini öğrenen aragorn bunu gururuna yediremez, intikam almak için gidip gandalf'ın aşık olduğu elrond ile yatardı.
aragorn ve elrond'la işi pişirdiği sırada perdenin arkasında her şeye şahit olan sam, gördüklerinden dolayı bunalıma gider, kendini gandalf'ın kollarına bırakırdı.
aslında pipin de sam'a yanıktı ama arada frodo olduğu için açılamıyordu ve o da teselliyi galadriel'in kollarında buldu.
aslında tüm dünyanın umudu pipin'di, çünkü galadriel boru mu.
ama kader ağlarını örmeye devam ediyordu...
aslında frodo, galadriel ve gimli'den olma bir yasak aşkın meyvesiydi...
----------------- sezon finali ----------------- -
ev taşıdıktan sonra çalışanlara dürüm ısmarlamak
edit: vay arkadaş millet gelmiş benim burda zaten ücretini ödediğim işin yargılamasını yapıyor.
ben de bir iş yerinde çalışıyorum ve yemeğimi çalıştığım yer, patronum karşılıyor.
gidip de müşteriden yemek dilenmiyorum, beklemiyorum.
çünkü çalıştığım yer, benim karnımı doyurmakla yükümlü.
bu açıdan bakılınca da, ben eve gelen işçinin karnını doyurmak zorunda değilim.
karın doyurma işini bağlı olduğu firma yapmak zorunda. ben zaten ücretini ödeyip bir hizmet almışım, gerisi beni bağlamaz.
gelmiş zaten 3 kişilik yemeği siz yemişsiniz demiş adam. ulan isterse 8 yemeğin 7 tasini biz yiyelim, geri kalan 1 yemeği de ısmarlamak zorunda değilim ben.
pembe gtlüler sizi.
____________________________________________________
toplum tarafından yüklenmiş garip bir görev.
birkaç ay önce taşıdık evi. usüldendir diyerek başlarındaki abiye 'abi açsanız bir şeyler söyleyelim' dedim, olur valla acıktık biraz dedi.
kendimiz de dahil (3 kişi bizdik, 5 kişi de işçiler) toplam 8 dürüm sipariş ettik, nerdeyse 200 lira yemek parası tuttu.
ulan zaten biz 1200 liradan pazarlık yaparak 1000 liraya anlaşmıştık. ee yine 1200 girdi bana?
pazarlıksız 1200'ü kabul etmiş olsaydım da 1400 girecekti bana.
olm ben size karnınızı doyurun diye para veriyorum, yoksa zaten ne sen bu işi yapardın, ne de ben seni tutardım.
saçmadır yani. neymiş eve gelen aç gönderilmezmiş. sanki bedava geliyor anasını satayım. -
20 kasım 2019 sabah ezanı güncellemesi
keşke vatandaşlardan gelen yoğun talebe binaen ezan sesini de biraz kıssalar.
yani yine doğrusunu siz bilirsiniz ama benle hiç alakası olmayan bir mevzu yüzünden sabahın köründe uyandırılmam biraz garip değil mi sizce de?
yani madem şirk koşuyoruz tek seferde hepsini çıkaralım aradan. -
cinsiyetsiz tuvaletler istiyoruz kampanyası
sanki norveç'te yaşıyor da cinsiyetsiz tuvalet istiyor mübarek.
yarın bir gün cinsiyetsiz tuvalette tacize uğrayınca da ilk bunlar ağlayacak.
tacize uğrayınca sessiz kalsın demiyoruz tabi. burda söylemek istediğimiz 'türkiye'nin o kadar medeni olmadığı' gerçeği.
bu ülkenin %90'ı henüz o kadar marjinal değil arkadaşlar.
bu ülke henüz karı yok diye eşeğe tecavüz eden insanlarla dolu.
önce bu ve bunun gibiler tımar edilmeli, sonra kim nerede hacetleniyorsa hacetlensin, kimsenin umrunda olmaz.
ama ortamlarda entel görüneceğim diye 'cinsiyitsiz tivilit istiyiriz' diye kendini yırtıp komiklik yapmanın alemi yok. -
tiktok uygulamasını hiç indirmemiş yazarlar
hepsi oy verse rejimi değiştirecek yazarlardır.