çok net söylüyorum ki örnek anlamamaktır. ileri derecede gerizekalılık belirtisidir.
bir şeyin nadirliğini anlatırsın mesela, dersin ki çölde su gibi. çıkar çölde su olur, adına da vaha denir der. malın en önde gideni odur.
4mpermetre14 profili
-
zeka geriliğinin en büyük kanıtı
-
eski eşin mahrem videolarını grupta paylaşmak
40 seneyi çoktan devirdim hayatta. 20 seneden fazla idarecilik yaptım. nereden baksan 1000 kişi geldi geçti iş yerlerimden.
çok net bir konu var tecrübe ettiğim. hiç bir olay, kimsenin anlattığı gibi değildir.
ali ile veli didişir, ali’yi dinlerim yollarım. veli’yi dinlerim yollarım. ondan sonra kimin dediği kiminkiyle nasıl çelişiyor, ali hangi yalanı söylüyor, veli hangi yalanı söylüyor sentezler, olayı çözerim. daha hiç yanılmadım. daha çıkıp doğru söyleyene de rastlamadım.
hele bir olay zaten hürriyet’te yer almışsa zaten yalandır.
bu ülkede en büyük yalanlar boşanma davalarında söylenir. o yüzden hemen gaza gelmeyin derim. yazılanlar şaşırtıcı bir şekilde tamamen doğru da olabilir. lakin iki tarafı da dinlemeden fikir sahibi olmayın. bu olay için de diyorum, hayatın geri kalanı için de. hadi bu sonuçta “bize ne” kavlinden bir olay. belki sevdiklerinizi yok yere kırarsınız bu prensibi edinmezseniz.
umarım yaşamazsınız da; ülkede boşanmak zımnen yasak. bir boşanma davasında “artık evli kalmak istemiyoruz” demek boşanmaya yeterli sebep değil. hele bir taraf “boşanmak istemiyorum” dediyse asla boşanamazsınız. istisnası, şiddet içeren, yüz kızartıcı fiiller. o nedenle bu işi bir an önce sonlandırmak isteyenler dilekçelere bir asılıyorlar, kocam dövüyor, karım iffetsiz, erkek iktidarsız kadın soğuk... akla gelen gelmeyen ne varsa. bir diğer yandan bu suçlamaları yutturma oranı da tazminat miktarını ve çocukların velayetini direkt etkiliyor.
kimseyi suçlamak istemem. lakin diyelim ki zor bir boşanma süreci var, erkek tarafı boşanmaya yanaşmıyor, adamın telefonundan böylesi bir paylaşım yapmak, bunun için erkeği suçlamak nereden baksan 1 sene kısaltır süreci. hele konuyu medyaya taşımak daha da kesin çözüm. bu ihtimal masadayken hemen “vay ala gavat” demek için çok erken.
ekleme: olay gündüz kuşağı tv programına da düşmüş. erkek de bir şeyler anlatmış. ben sadece gazete yazısını okuyup yazmıştım... ana fikir aynı. olay çözülmeden konuşmak anlamsız. -
kadının kocasına karşı vazifeleri sıralı tam liste
bekar bir ateist olarak bir anda içimi ısıtan listedir. sahiden böyleyse sabaha getiriyorum şahadeti...
islamın emrini bilmem de, kadının ev kadını olduğu bir evlilikte çok makul bir listedir. tamam paltoyu kendim asarım da bi güleryüz görmeyip, senelerce “nermin hanımın kocası bemve almış” tipi muhabbete kim ne kadar sabredebilir?
çalışan kadın zaten o bemvenin nasıl alındığını gayet net bildiği için pek de şeyetmez. ha ışığı görürse krediye sokar mı adamı? oooo. hem de nasıl. -
26 kasım 2018 odtü'deki kaza
ben patronum. kamyonla kamyonetle işim olmaz...dı birkaç sene öncesine kadar. bursa'daki fabrikamın kapısında araç yüklüyor elemanlar. yanlarına gittim. aynı şekilde menteşeli bir kapağı vardı kapıdaki kamyonetin. bir anda sertçe bir rüzgar esti ve kapak kasanın önündeki elemana (sırtından) çarpacak şekilde kapanmaya geçti. bir refleksle hem kapıyı tuttum, hem elemanı uyardım. ciddi bir badire atlattık. araç sürücüsünü azarladım. zira kapağın kilidi vardı ama zahmet edip takmamış. o günden sonra bir daha çağırmadım kendisini. hatta kamyonet aldım ve otomatik kilit taktırdım üstüne.
arkasından kamyonet manyağı oldum. aracın her yeri ayrı tehlike. kamyonet kasası kupaya göre daha geniş olur. yan dikiz aynaları da daha çıkıktır bir otomobile göre. bizim aynalar da aynı. üstelik hepsi ortalama bir kafa hizasında. yolda yürüyen bir yayaya ayna çarpsa, kafayı deler. aynalara yayalar görsün diye ışık taktırdım. yetmedi sünger kaplattım dışını. kör noktaları gösteren ilave ayna yaptırdım...
bunların hepsini günde 2-3 saat kullandığımız araç için, aracı kullanmayan ben yaptım. işi araç kullanmak olan birinin yapmaması, ihmal olarak açıklanamaz. resmen taksirle cinayettir. -
yazarların paraları yetmediği için alamadığı şey
(bkz: almak istenen fakat alinamayan seyler)
(bkz: almak istenen fakat alinamayan seyler)
(bkz: cocukken cok isteyip hala alinamayan seyler)
(bkz: satin almak isteyipte alinamayan sey)
(bkz: paraya kiyilamadigi icin alinamayan seyler)
(bkz: cok isteyip de alinamayan seyler)
ilk senin aklına gelmiş valla. 20 yıldır.
(bkz: aramaya inanmayanlar) -
mehmet ali erbil
yataktan kalkıp, işe giderken yolda, ofiste, fabrikada çalılırken, öğle yemeğinde, tuvalette, yatarken, kalkarken, bütün gün “düzgün” olmak zorunda olan milyonlarca insanın ilgisini elektrikli bir kutuya çakmek için düzgün olmak hiç doğru bir yöntem değildir. tv ilk çıktığı günden beri insanların “ahlak” denilen normlarını esnetmiş ve değiştirmiştir. tüm dünyada böyle olmuş, ülkemizde de aynı seyri izlemiştir bu iş.
mehmet ali erbil o “düzgün” oyunculukla uzun zaman içinde bir yerlere ulaşmış, kabareler, tiyatrolarda rol almış, dizi ve filmler çekmiş bir kişidir. gel gelelim asıl patlamasını gol şov ve çarkıfelek gibi yapımlardaki “fırlama” tavrıyla gerçekleştirmiştir. çünkü tv bunu gerektirir.
ulusal yayın yapan tv kanallarının en eskilerinden olan atv hep sağ görüşlü yayın yapmıştır. gel gelelim tarihi düşük reytingini çalık eline geçip muhafazakar çizgiye oturduğunda ele geçirmiştir. türbanlı bacıların bağcılar günlüğü hikayeli dizileri banallik rekorları kırıp çöp olmuştur. çünkü herkes tv ekranında farklı bir deli görmek ister.
mehmet ali erbil bu ülkenin bir numaralı tv delisidir. sulu, cıvık ve hatta seviyesiz denilebilir. çünkü rol budur ve mali de oyuncudur. rolü en iyi o oynamıştır. cem özer’den okan bayülgen’e herkes oynamıştır. yine de o tadı vermemiş, bu denli amaca hizmet edememiştir.
parmaktan sonra devam et deli adam. -
sözlükçülerin favori kötü adamları
adını duymak kırk yıldır
bana ne büyük heyecandır
kötü de olsa adamdır
adamın dibi darth vader
sen de doğsan harabede
kara cahillikte hurafede
bulanmaz mıydın nefrete
haklıdır paşam darth vader
anası köle olmuş garibin
zaten cehennem tattooine
nasıl dönmesin şu nevrin
seninleyiz darth vader
midichlorian var kanında
yoda sönük kalır yanında
en büyük jedi dalında
oskar alır darth vader
lafın dinlemez cedaylar
zaten bir garip olaylar
padme güller saraylar
helal sana darth vader
şerefsizler kurmuş ordu
başında da bir sith lordu
soruları bir tek o sordu
cevap bulamadı darth vader
anasına kaymış bedeviler
kurtarmaya izin vermediler
bir gün yüzüne gülmediler
ne yapsaydı darth vader
yeşil bunak yedi bu boku
yok yere öldü kont dooku
tutarsan tasmayı böyle sıkı
koparırdı elbet darth vader
görünce bu büyük ihaneti
kim olsa çekerdi emaneti
kaybedince tabi metaneti
hoşgeldin aramıza darth vader
mustafar’da ödedi bedelleri
gördük bik bik ötenleri
emir 66 ile yere düşenleri
yak bir seferde darth vader
kardeş kanı akar galakside
dur demeli kısa mesafede
çapulcu karşı çıkanın hepsi de
inine girdi alderaan’da darth vader
çıkarsan karşısına dolmuşçuyla
yanında muavin maymunsuyla
alsan bile elinden death star’ı böyle
diz çöker mi koca darth vader
istasyon dediğin elinin kiri
biri giderse gelir yerine biri
toplatır hepinizi ölü ya da diri
kim tutar seni yüce darth vader
evladı bile ona sırt çevirmiş
yine de elini esigememiş uzatmış
bu adam kötü denecek ne yapmış
sana kalkan elleri kes darth vader
mandalore çeliğindendir bileği
dayanmaz yeri gelirse baba yüreği
istasyon içindeki koca direği
imparator götüne sokar darth vader -
28 eylül 2018 galatasaray'ın verilmeyen penaltısı
günlük hayatımda sıklıkla tartıştığımız bir şey var. bir hakem 10 kusurlu hareketin şiddetini yorumlayamaz. kuralda hareketin şiddeti yer almaz. bu pozisyonda rodrigez formasından çekildi diye mi düştü? hayır zaten attı kendini yere. ama formadan çekip düşürmek değil ki yasak olan. formadan çekmek yasak. açık açık yazıyor kuralda. bu pozisyon net penaltıdır. her şey bir yana art niyetli bir harekettir ki ceza şarttır.
erman toroğlu başta olmak üzere bir dünya işsiz hakem eskisi “penaltı gibi penaltı” diye bir kavram icat ettiler. beyefendilere göre kol bacak kırılacak ki öyle verilecek penaltı. kardeşim kuralda öyle bir şey yok. formadan çekmek fauldür. bu kadar.
not: bjk -
çirkin bir kadın olmak
sene 2005... arkadaşımın arkadaşının doğumgünüymüş. kendisini az çok ben de tanırım. ortak arkadaşımız dedi ki “akşam sen de gel bak bir sürü hatun gelecek.” teklif cazip geldi. gittim. geç gittiğim için masanın biraz izbe bir yerinde kaldım. solumda saplar, sağımda boşluk. derken biri rükkkküüüşşş biri gayet sade ve şık giyinmiş iki genç kadın geldiler. sade olanla yan yana denk geldik. hoş sohbet ile başlayan mevzu ciddi bir elektrik alışverişine dönüştü. gece sarhoş ve yalnız bitse de umutlu ve mutluydum.
sabah uyandım ki geceden kalma fotoları sıkıştırmışlar elime. bir baktım ki dün akşamki hatun bir facia. gel gelelim biz geceden çoktan buluşmaya karar bermişiz mesajlarla falan. moralim bozuldu. neredeyse sarhoş olduğum için komple hayal gördüm sanıp iptal edeceğim buluşmayı. can dostumun telkiniyle gittim buluşmaya. kadın son derece güzel. ayık kafayla dinledim, sohbeti de şahane. çok uzun sürmeden başladı ilişkimiz. fotojeniklik konusu tiroid ile alakalıymış.
aşık olmamama rağmen çok sevdiğim bu kadınla bir senem geçti. çevremden duyduğum “çok güzel değil ama iyi kız” yorumlarına şiddetle karşı çıktım bu dönemde. “hayır” dedim hep. çok güzel o.
kendimi bir bok sanıp, haklı sebeplerim de olsa kızın bazı özelliklerini beğenmemeye başladım kısa sürede. hayatımın eşekliğini yapıp ayrıldım. zor oldu ikimiz için de. bir süre sonra nedense bir daha buluştuk. hayır yüzü falan hiç güzel değildi. hala çok sevdiğim bir insandı ama beni heyecanlandırmadığı anda bir anda çirkinleşmişti.
o zamandan bu zamana üç kere daha aşık oldum. ikisinden en ufak karşılık alamadım. o elf gülüşlü, dünya yüzünü aydınlatan hurilerin kısa zaman içinde kısa bacaklı, yamuk burunlu, memesiz, kalın bilekli falan olduklarını fark ettim.
üçüncüsü ise çok geç de olsa karşılık verdi aşkıma. bir yandan sanki ondan önce hiç kimseyi sevmemişim gibi, bir yandan da sanki 40 yaşımda bulduğum bu kadını 40 yıldır tanıyormuş gibi duygulara kapıldım. kendisi fark etmedi belki ama uğuruna benlik savaşı verdiğim tüm -evet tüm- inançlarımı yerle bir ettim. onca kadın gelip geçmesine rağmen karşılığı gelmiş bir aşkla sevişmeyi tattım. geç bulduğumdan olacak ki tez kaybettim. topu topu 6 ay içinde kendinden nefret ettirip gitti. yine de bırakamadım peşini. geri gelmesi için uğraştım aylarca ve bir gün kafama birden dank etti. çarpık bacakları, etiyopyalı aç çocuk kıçına benzeyen poposu, arada kayan şivesi ve david bowie‘nin bir tık çirkini suratıyla yani tüm gerçekliğiyle karşımda beni yalvartıyordu. ve alışık olduğum orospuluklarından bir tanesine daha imza atıp örselemişti yine ruhumu.
arabama binip kaçarcasına uzaklaştım. eve gittiğimde sinirden bayılmışım. beni ikinci kez cinayet işleme eşiğine getirmişti. kaldıramadı bedenim bu yüksek devri ve elektrik kesti adeta.
sabah olanları yine can dostuma anlatmak istedim. aradım, randevuleştik. evren mi, karma mı, kader mi her neyse artık sorumlusu (arabada neredeyse hiç radyo dinlemem, gündüz bir elemana vermiştim, türkü çalan bir istasyona ayarlamış) marşa bastım ve radyoda yukarıda anlattığım her şeyin özeti olan şu nağmeler döküldü.
güzelliğin on par etmez şu bendeki aşk olmasa... -
prompter bozulunca konuşamadı algısının çökmesi
"her ayağa kalkan için susacaksan nasıl başgan olcan" diye soru soracak trabzonlu abla'ya geldi sıra.
-
23 mayıs 2018 kordon'da inanamayacağımız şey
başlığı görünce 6. filo izmir'e geldi sandım.
-
2018 dünya kupasını kazanacak takım
çiftlik bank mağdurlarının duaları ile uruguay olacaktır.
-
öğrenciye diz çöktürüp tokatlayan kadın öğretmen
anasının babasının şımarta şımarta bitiremediği kezban piremseslere, aslan oğlum vasıfsız ömerfarukcan'lara... vur hocam vur. hiç lise gören var mı yakın zamanda? ben olsam kurşuna dizerim bunlardan haftada üç posta.
zorunlu edit:
daha dün akşam kız arkadaşımla liselilerin halini tartışıyorduk. o da şu aralar kuzeni nedeniyle gittiği lisenin durumunu dehşetle anlatıyordu. evet son derece efendi görünümlü bir öğrenci olan ben, yaramazlık sınırlarını aşmış, adli vaka çizgisini geçmiş işlere imza atmıştım. yani aslında bizim zamanımızda da kötüydü lise ortamı. gel gelelim şu anki kadar gemi azıya almadı kimse. bugün felaket durum.
şunu tartışırım... günlük değişen eğitim sistemi ve müfredat o kadar boş ki, çakallık okul içinde ilgi çekebilen tek şey olmuş. o sebeple bu alana yönlendirilemeyen çocuklar itliğe sarmışlar. okul yahut okumaktan bir beklentisi olmayan koca bir nesil var elimizde şu an. bunu düzeltmek için, öğrencinin ilgisini okula kanalize etmek için öğretmen çabası yeterli değildir malesef.
kimse kusura bakmasın, şiddet de bir eğitim metodudur. en temel ama yazık ki geçerli bir metot. siz sanıyor musunuz ki bu çakal tipli apaçi daha evvel sözle uyarılmadı. şu bebede dayağın da işe yaramadığı aşikar. tüm sınıf önünde aşağılanması suretiyle eğitmeye kalkmış hoca ama malesef adam şeref madalyası almış edasında.
bugün yetiştirdiğiniz çocukları nasıl şımarttığınıza bir bakın. altı üstü bir sürpriz yumurta için, market kasası önünde etinden tırnak çekiliyormuş gibi bağıran bebelerinizi bir düşünün. çalışmak adına en büyük idealinin elde akıllı telefon, avm dükkanında karşı cinsin steril numuneleriyle flörtleşmek olan çocuklarınıza bir bakın. sonra da evinizde 3 saat dahi tahammül edemediğiniz bu canavarları günde 6-8 saat eğlesin diye emanet ettiğiniz öğretmenleri bir anlamaya çalışın.
formül çok basit kardeşim. 80'lerde tv'de elinizi yıkayın, kaldırımın sağından gidin, israf yapmayın gibi kamu spotları dönerken insanlar bu gördüklerini yapıyorlardı. şimdi açın tv'yi orada ne görüyorsanız zürriyetiniz de o şekilde işte. olayın özeti şudur:
nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir -
elon musk'ın şeytani planı
güney afrika doğumlu ve tabi ki de yahudi olan bu zat, büyük emeli olan space-x projesiyle insanları mars'a taşıma derdinde biri. deli değil. sadece tek bir amaç güdüyor.
mars'ta kolonileşildiği zaman kıble bu gezegende kalacağından, kıbleye dönüp namaz kılmak akıllarınca mümkün olmayacak. sonra da diyecekler ki, bakın islamiyet artık bitti.
islamı bitirmek için yola çıkmış, diğer tüm zengin yahudiler ile temas halinde bir iblis kendisi.