bir rte sözü.

demezler mi adama 1250 odalı sarayda oturup, binlerce koruma, yüzlerce arabayla gezmek israf değil mi?

vurulan herifin kadını kendine siper ettiği olaydır. net olarak videoda görünüyor. herif kadının arkasına saklanmış ki ateş etmesinler. vuran herif dibine kadar gelip kafasına sıkmak zorunda kalmış. ölenin kardeşi de kadını orada bırakıp topuklamış.

polis de ilerde sirenleri kapatıp durmuş beklemiş. oysa sireni açsa, ya da siper alıp havaya ateş açsalar belki çatışma yarıda kalır, ölüm olmazdı. helal olsun kahraman polisimize.

nerden baksan rezil, korkaklık, namertlik içeren bir olay. ülke iyice vahşi batıya döndü.

doların iki gündür kıpırdamıyor olması hoş değil anlamına gelen ifade.

1970'lerle beraber ortadoğu ve yakın asya'da, özellikle ulusal kurtuluşçu ve sosyalist ülkeleri zayıf düşürmek için desteklenen siyasal islamcıların parçaladığı, yok ettiği devletlerdir.

1- afganistan
ortadoğu'nun en laik toplumlarından biriydi, 70'lerin sonunda sosyalist bir hükümet kuruldu. hükümet eğitim ve toprak reformu başlattı, medreseler kapatıldı, aşiretlerin elindeki büyük topraklar kamulaştırıldı, sovyetler birliği ile yakınlaşıldı. sonucunda 1979'da binlerce cihatçı, amerika ve batı tarafından silahlandırıldı ve 20 yıl sürecek iç savaş başladı. örneğin 1970'lerde kabil üniversitesinden bir fotoğraf. kabil üniversitesi 1992'de kabil'in cihatçıların eline düşmesi ve 96'daki taliban iktidarıyla yok edildi, 2001'de tekrar açıldı ancak şu an sadece 24 bilgisayarı var kampüsünde. afganistan'ın kişi başına geliri 1980'den bu yana asla o seviyeye ulaşamadı. bugün bırakın başı açık gezmeyi, burka ile bile gezmek yasak durumda.

2- iran
yine ortadoğu'nun en laik toplumlarından biriydi. şah'ın amerikancı ve kapitalist uygulamalarının sonucunda patlayan halk isyanı, 78-79'da islamcılar tarafından ezildi ve ortaya islamcı bir diktatörlük çıktı. sonucu da budur.

3- libya
libya kişi başına geliri 2010'da 13 bin dolar ile ortadoğu'nun en zengin ülkelerinden biriydi; 1968'de batı kuklası monarşiyi yıkan komutan kaddafi liderliğinde sosyalist ve batı karşıtı bir ülke kurulmuştu. libya büyük oranda laik ve akılcı bir toplumdu; 2011'de başlayan iç savaş ve ardından gelen nato işgali ile ülke parçalandı. cihatçılar kaddafi'yi nato uçaklarının kurduğu pusunun ardından vahşice katlettiler.

4- ırak
her ne kadar birinci körfez savaşı'nın ardından saddam da ciddi şekilde islamcılaşmışsa da, ırak 80'lerde rock grupları çıkaracak denli laik ve aydınlanmacı bir toplumdu. saddam kabinesine hristiyan alan, sosyalist seküler bir liderdi 90'a kadar. saddam'ın inmesinin ardından ülkede tüm köktenci gruplar serbest bırakıldı, 2003'ten bu yana sokaklarında intihar bombacısı eksik olmuyor.

5- suriye
2011'de laik esad yönetimine karşı suud, akp ve nato desteğiyle cihatçılar ayaklandı, lübnan ve türkiye'den on binlerce tem teçhizatlı islamcı ülkeye sokuldu. 2010'da hayat kalite endeksinde türkiye'nin 10 sıra önünde olan suriye bugün milyonlarca mülteci ortaya çıkardı. suriye'ye adım atması bile düşünülemeyen nato orduları (abd silahlı kuvvetleri ve tsk) suriye'yi işgal etti.

bu ülkelere yenilerinin eklenmemesi için herkesin anlaması gerekiyor:

siyasal islam bir virüstür.

kız öğrenci yurdunda çıkmıştır. pencerelerde ise demir korkuluk var. yangın merdiveni 1 adet var ve büyük ihtimal ile kilitlidir kapısı.

yapacağınız hayır işinin amına koyayım, kim denetliyor lan burayı?

uzun zamandır rezalet başlığı okumayan siz saygıdeğer yazarlar için kendimi ateşe attım ve kalktım vestel marka bir televizyon aldım.

devamını okuyayım...

22 kasım tarihinde vatan bilgisayar elmadağ mağazasından vestel marka bir televizyon satın aldım.

ürünün faturası

ertesi gün televizyonu adresime teslim ettiler ve aynı gün saat 19:00'da servis geldi kurulumu yapıp gitti. bu sırada televizyon kapalı. yemek yedik çocuğu uyuttuk derken saat 22:00 oldu. televizyonu açtım tam ortada yeşil renkte 1 adet piksel mevcut. aynı gün servisi aradığım arama kaydı

müşteri hizmetlerine ürünün değişimini istediğime dair kayıt bıraktım. ertesi gün için servis talebi kaydında bulundum.

ertesi gün sabah ta 09:30'da vestel yetkili servisi aradım ve gelip gelmeyeceklerini teyit ettim. mutabakata vardık geleceklermiş. akşam 18:30 oldu kimse aramadı, gelmedi de. 18:30'da servisi aradım,
-sizin kaydınız sisteme yeni düştü servis yarın gelecek, dediler.
-ben sabah erkenden aradım, servis kaydınız alınmış bugün gelecekler demiştiniz. sabah teyit ettiğim kayıt sisteminize nasıl şimdi düşmüş olabiliyor dedim. servis bugün gelmeyecekse talebim değişim değil iade olacaktır diye de belirttim.

iade isteğine ait arama kaydı

telefon görüşmesinde ürünü iade etmek istediğimi özellikle belirttim.
ertesi gün vatan bilgisayar'a da iade etmek istediğimi sözlü olarak ilettim.
ve bundan sonraki vatan bilgisayar, vestel çağrı merkezi, vestel çözüm merkezi, vestel whatsapp birimi ve vestel yetkili servisle yaptığım tüm görüşmelerde onarım değil ürünün iade alınmasını talep ettiğimi bildirmeme rağmen, servis gelip şikayet açıklamasına onarım isteniyor yazmış.

servis raporu

25 kasım'da eve gelip ürünün kusurunu tespit eden servise onarım istemiyorum, iade talebinde bulunacağım diyerek servisten bununla ilgili servis raporu istedim, yazıcı arabada dediği için beraber arabanın yanına gittik. servis yazıcıdan çıktı alıp bana verdikten sonra bastı gitti. ben o sırada servis raporunu okuyordum. şikayet açıklamasında onarım isteniyor yazısını gördüğümde servis çoktan gitmişti.
vatan bilgisayar, servis raporunun şikayet açıklamasında; onarım isteniyor yazdığı için iade alamayacağını, raporda iade yazması gerektiğini söylüyor.
vestel çağrı merkezini aradım, konuyu vestel çözüm merkezi çözecek, size geri dönüş sağlayacaklar dediler. araya hafta sonu girdi. pazartesi günü tekrar vestel çağrı merkezini aradım, durumu tekrar izah ettim. servis raporunda benim beyanım dışında, ben beyan etmişim gibi onarım talep ettiğim yazıyor. ben başından beri iade talebinde bulundum. bu yanlışın düzeltilmesini istiyorum dedim. servis raporunu 0 536 075 41 23 numaralı vestel whatsapp numarası destek birimlerine göndermemi istedi.

whatsapp'tan yaptığım görüşme kayıtları aşağıdadır.

http://i.hizliresim.com/kgj7d7.png
http://i.hizliresim.com/nl580n.png
http://i.hizliresim.com/yqv8za.png
http://i.hizliresim.com/8plwrr.png
http://i.hizliresim.com/dblwg1.png
http://i.hizliresim.com/ervw99.png
http://i.hizliresim.com/bvzw7j.png

sonuç olarak, vestel bölge sorumlusuyum diyerek birisi beni aradı ve 3 ölü piksel altında olduğu için talebimin olumsuz değerlendirildiğini iletti.

1 ölü pikselin bile artık ayıplı mal sayıldığı gazete haberi.
http://www.hurriyet.com.tr/…-oyunu-bozuldu-23622410

tse'nin resmi sitesinden 2010 yılında bu standardın yürürlükten kaldırıldığına dair tse uygulaması
https://intweb.tse.org.tr/…069068087047078100098083

ürünü vatan bilgisayardan alıp parasını onlara ödediğim için bugün vatan bilgisayara ihtarname çekeceğim ve il tüketici hakem heyetine başvuru yapacağım. sonucu entry altında editleyerek paylaşırım ki, daha sonra birilerine faydası olsun.

bir hatam olduysa ya da vaktinizi gereksiz yere aldıysam affola.
lütfen desteklerinizi esirgemeyiniz.

bu yazı sonrası vestel tarafından dönüş yapılıp tarafıma ekstra faydalar dahi sağlasalar, yazıyı silmeyeceğim. para her şey değildir. içerikte değişiklik de yapmayacağım. isteyen ekran görüntüsü alıp daha sonra karşılaştırabilir.

son olarak ticari itibar bıdı bıdı diye karşıma kime gelmesin. burda ticari itibarı lekeleyen ben değilim, siz kurşunu kendinize sıkıyorsunuz.

edit1 : fatura görüntüsünden fatura numarası silindi.

edit2 : konuyla ilgili diğer sorumlu firma (bkz: vatan bilgisayar rezaleti)

edit3 : vestel alternatif çözüm merkezi diye başka birimden bir hanımefendi aradı, ürünün iadesinin onaylandığını ve ödenen ücretin cuma günü hesabıma yatırılacağını bildirdi. gelişmeler ve sonucu buradan paylaşacağım.

destek veren, mesaj atan, olumlu olumsuz bildirimde bulunan herkese ne kadar teşekkür etsem azdır.

edit 4 : neden vestel aldığımı soranlar olmuş, toplu bir cevap verme gereği duydum.
sözlükte arayın, samsung rezaleti, lg rezaleti, sony rezaleti, philips rezaleti vs vs şeklinde bir sürü başlık var. 1 tane bile vestel rezaleti yoktu ben açmadan önce. bu yazdığım markaların hepsi ile ilgili forumlardaki şikayetleri okudum. hepsinde benzer olaylar. her firmanın her ürünü için şikayet bildirimi var ve firmaların müşteriye karşı tutumları hep aynı. burada kararsız kaldım ve bari servis ağı fazla olanı seçeyim dedim. vatan bilgisayar'ın kurumsal olduğunu düşündüm ve vestel bayi yerine buradan ürün aldım ama bu konuda yanılmışım.
servis raporunun altında imzam da yoktur. imza isteselerdi muhakkak okuyup imzalardım. servis tek taraflı olarak imzalamıştır. zaten biraz acele gittiler, sebebini sonra anladım.

1- vatandaş nedir?

2- nasıl skilir?

hadi bakalım cahil cühela takımı dökün entryleri!

okuduğum lisede bunlardan 250-300 öğrenci (antalya süleymaniye yurdu) vardı. cemaatlerin tam krallıklarını ilan ettikleri zamanlar...

bunlardan birisiyle bir öğrenci husumet yaşasa 250 kişi saldırırlardı. sonra hocaları gelirdi yurttan, idare ile görüşürdü. saldırdıkları öğrenci okuldan atılır bunlara bir bok olmazdı. 12.10'da okul biterdi en geç 12:30'da yurda girmek zorundaydılar. cuma günleri 17:00'a kadar izinleri vardı, onda da çarşıdaki internet cafe sokaklarına gider porno izlerlerdi. kot pantolon giymeleri, spor ayakkabı giymeleri yasaktı.

böyle yetiştirilen bireylerin topluma olabilecek faydasını/zararını da size bırakıyorum. öğrencilerinin yurtlarının karşısındaki mezarlığa bıçak, sopa, muşta gömüp kavgalarda çıkarttıklarını hocaları da biliyordur herhalde. 20 tane çocuğum olsa 1 tanesini göndermem bunlara. gerçi hiçbirini cemaatlere göndermem ama bunların yurtlarının sokaklarından bile geçirmem.

bugün adana'da yaşanan yangındaki yurt bunların ise kimseye bir şey olmaz, hükümet hemen kapatır olayı. dediydi dersiniz.

türkiye'nin tek gündemi, akp'nin halka armagan ettigi en büyük mit. he, düsmanlari alt ettiniz he. cok süper türklersiniz. herkes de sizlere karsi zaten, tüm dünya! fetö'yü yenince ameriga'yi da, dünyayi da yenmis sayildiniz! bravo!

bi de su sürekli tekrarlanan 'kendi halkina silah dogrultan asker' nakarati.

bunu soyleyen insanlarin cogunlugu askerin yuzyillardir silah dogrulttugu kürdü insan saymiyor, hatta o tur silah dogrultmalari epey dogru, güzel buluyor.

bunu soyleyenin gezi'de ve sonrasinda polisin halka dogrulttugu silah da pek umrunda degil. asker nasil halka silah dogrulturmus, mal.

sanki ülkede hicbir olay yok, suriye'ye yapilan isgal, ordaki radikal islamcilari beslemek gibi bir sorunumuz yok, diktatör yok, onun basimiza peydahladigi fetöcüler yok, bi bu darbe var sanki.

tabii orda magdur dogu'da yasayan kürt, gezi'de sokaga cikan genc degil. darbenin hedef aldigi hükümet ya, yapilan kötülük ona kötülük, bin yil konusursunuz.

o gece sokaga cikanlarin isidci, akpli islamci fasistler oldugundan da tek süphe duymuyoruz. tayyip'in cagrisiyla sokaga cikmamis, akp'yi desteklemeyecek tek bir insan o gece demokrasi savunuculugu icin filan cikmaz sokaga. neden mi? cunku bir demokrasi filan olmadigini biliyor. ancak antidemokratik bir duzeni ölesiye savunan insan cikar sokaga. kimlerdi? tekbiri agzindan düsürmeyenler.

islamcilarin kahramanlik destanina figüran olmaktan cok daha önemli isler var bence. biraz da onlardan bahsedin, darbe gündemi fena baydi.

(bkz: bedelli askerlik)

bıçak kemiğe dayanır, allah korusun. takip eden ilk derbiyle de unutur, cüneyt çakır'a sövmeye devam ederiz..

kedi insanoğluna layık olduğu muameleyi yapan hayvandır. istisnalar kaideyi bozmaz

(bkz: stop making orospuçocuğu people famous)

burada fav almak maksadıyla espiri kasan gerizekalılar, hepinizin a m k.

çok enteresan aslında ünlü birisini dövmek falan. hani bizim buralarda pek yok, ünlü birisini konser vs. olmadan çok göremezsin. demek ki bolluk olunca istanbul gibi büyük şehirlerde ünlü de dövebiliyosun. mesela konya'da pavyonda, az sayıdaki barda olay çıkarsa yine ünlü birisi diye dövmez kimse. ne güzel bişey adamlarda ünlü dövme rahatlığı var, biz en fazla imza ister, selfi yaparız. sövse mesela abi ünlü bulaşmayın deriz, ünlü adamdır yapar deriz geçiştiririz meseleyi. vay amk ünlü dövüyo adamlar.

türk askerinin başına çuval geçirilsin.

türk askerini pkk esir alsın.

türk askerini ışid esir alsın.

türk askeri hergün ölsün ve biz pokemon kovalayalım.

yalamaya döndük, koskoca ordu ne hale geldi yazık, vallahi de billahi de tillahi de yazık.

hepsini geçtim "hayalet" neden boynu bükük yürüyor lan?

ülkenin hayaleti bile gariban.

lise çağındaki bir çocuk okula kayıt olmak için gider.
müdür sorar, "oğlum adın ne?"
çocuk: memehmet yayayayakut
müdür : oğlum kekeme misin sen?
çocuk : hayır hocam, babam kekemeydi, nüfus memuru da orospu çocuğuymuş.

ancak, 4 kişilik ailenin geçimini baz alıp, gerekli tutarı 1300tl bulan mallardan beklenebilecek öneri.

tamam, zeka seviyeniz saksı bitkisinden halice ama, besin ihtiyacınızı da mı fotosentezle karşılıyorsunuz?

adam adresine "bomanti" yazmış bildiğimiz bomonti'ye.

lincin her türlüsüne varım.

türk lirasının değer kaybetmesinden sonra, sıranın türk vatandaşlığına da geldiğini gördüğümüz beyandır

(bkz: senin ankara'daki ofisini sikeyim ben)

insanı hayattan soğutan durum. hepimiz ofis camından bakmıyoruz hayata oysa ki.

şu an yapmakta olduğu grup toplantısında ülkenin içinde bulunduğu ekonomik çıkmazı adeta bir akp milletvekili edasıyla dış mihraklara bağlayan şahıs.
omurganız yok, kaypaksınız biliyoruz da bari insanları muhalefet partisiyiz diye kandırmayın. tüm varlığınızla birer akp vekilisiniz hepiniz.

yaklaşık 3 sene boyunca patronların ve çalışanların büyük kısmının akpli olduğu bir şirkette çalıştım. (tabi sigortayı asgariden yatıran, asgari geçim indirimini bile maaşa dahil eden, fazla mesai ücretlerini ödemeyen bir şirketti bu arada) oradaki akpli olmayan ve hatta gezi direnişçisi olan tek insan ben olduğum, bunu da hiç çekinmeden yüksek sesle söyleyip şakır şakır savunduğum için şakayla karışık vatan haini, terörist falan ilan edilmiştim şirket içinde. neyse ki sonunda kurtuldum oradan, şimdi ki patronlarım sabah akşam onlara küfreden insanlar.

geçen gün eski patronum yeni şirketime geldi çünkü aralarında ticari bağ var. bu yine başladı akp şöyle iyi, başımızdaki namaz kılıyor, israil kötü, geziciler kaka, fetöcüler eşek, hdp salak, ingiltere şıllık, chp uyuz blablabla tabi yeni patronlarım ticari bağlardan dolayı ses çıkaramıyor, sadece dinliyor. en sonunda ben girdim devreye, tekrar saydırmaya başladım, başkanlık sevdası uğruna ülkenin uçuruma sürüklenmesinden girdim, ekonomik krizden çıktım. ve o adam bana şunu dedi;

-gezi zamanında dolar yükselmeye başladı, o gün bugündür de yükselmeye devam ediyor. hepsi sizin suçunuz, siz başlattınız doların yükselmesini. bak olay ekonomik krize kadar geldi.

yeni patronlarım ve ben birbirimize baktık, şok olmakla karışık bir çaktırmadan gülümseme yaşadık. bu nasıl bir hayal gücüydü gerçekten anlamak zor.

yani bu adamlar asla ama asla ekonomik krizde akp'yi suçlamayacak. ekonomik krizin faturasını 1954 yılında yozgat'ta arı öldüren chp'li polise bağlayacaklar, alman markası mercedes'e debriyaj perçini satan fetocu xyz'ye bağlayacaklar, ingiltere'de selfie çektiren türk turiste bağlayacaklar, sigarayı bırakıp e-sigaraya geçtiği için vergi vermeyen alevi gencine bağlayacaklar ama akp'ye bağlamayacaklar bu krizi.

gidecekler, ekonomik krizle geldiler, ekonomik krizle gidecekler. ama benim tahminim "sen vermedin, ben vermedim kim verdi akp'ye oy" geyiğinin yerini "ben verdim, sen verdin, kim vermedi akp'ye oy" geyiği alacak.

ben bu esnada yangın, itfaiye, hortum cümleleri kurup, rantlarla yükselen şirketlerin teker teker kıvranmalarını izleyeceğim. bir tarafta başkanlık uğruna ülkeyi uçuruma sürükleyen bir adam, bir yanda ekonomik krizle savaşan şirketi. bakalım hangisinden vazgeçecek? eğer ki bunları biraz tanıdıysam para uğruna vazgeçmeyecekleri şey yok, reisleri de bunu çok iyi biliyor aslında. ve o vazgeçme esnasında da birbirlerini suçlayacak, "kim sattı lan davamızı?" diyecekler. hayali bile güzel valla.

ardından sosyal medyada paylaşılıp kişinin ne kadar elit bir birey olduğunun farkına varılması sağlanacaktır. göstermelik artık her şey.

levent üzümcü, anlatılan senin hikayendir oyununda bu konuyla ilgili bir şey yaptı, sahne ışığını kapattırıp seyircinin olduğu tarafı açtırdı. seyircilerden birinden telefon rica etti, aldı o telefonu, oturdu sandalyesine ve telefonla bir şeyler yapmaya başladı. yüzünde parlak bi ışık tabii. bakın dedi, benim tarafımdan bakınca aynen bu şekilde görünüyorsunuz.

şu açıklamayı yaptırmak zorunda mısınız bilmiyorum ki? gelmişsin oyuna, bırak telefonu da tadını çıkar be. illa herkes görecek ama gittiğini, yoksa anlamı kalmaz.

işte o arkamızı döndüğümüz avrupa birliğinde böyle olayların yaşanmaması için çeşitli standartlar, bu standartları takip ve kontrol eden, rüşvet almayan çeşitli birimler, ve bu olaylar karşısında hatasını kabul eden yöneticiler vardır. önümüzü döndüğümüz birliklerde, örnek aldığımız arap ülkelerinde ise insan canının önemi yoktur. çünkü kaderdir, fıtrattır.

hiç araştırmadan yazdığı belli olan bir yazarın fikir fırlatması. mehmet ali öz diye bir isim var. az bak biraz kimmiş, ne yapmış.

atatürk, yahudi, mason kelimelerini aynı cümlede kullanan hiç kimseyi ciddiye almamak gerekir. siyasal islam'ın pisliklerini yemeyin.

edit: tembel reis'in isteği üzerine mehmet ali öz'ün atatürk'ün soy kütüğü üzerine yazdığı kitabını paylaşıyorum. okuyun, okutturun lütfen.

link

kendisi birkaç gün önce avrupa'ya meydan okudu. ak gençlik büyük bir gururla bakın reisimiz avrupa'ya nasıl posta koydu diye sosyal medyada sürekli video paylaşıyor.

peki konu ne?? reisleri avrupa'ya sınır kapılarını açıp suriyeliler'i avrupa'ya salıvermekle ilgili bir çıkış yapmış. yani suriyeliler topraklarınıza bir gelirse görürsünüz gününüzü diyor. peki bahsi geçen suriyeliler yıllardır kimin topraklarında ?? eğer bu suriyeliler bu kadar korkutucu ise neden bu topraklardalar, eğer değil ise nasıl tehdit meselesi olurlar??

beyimiz şovunu yaparken bile kendi politikalarıyla çelişiyor. ak gençlik olayın farkında bile değil zaten, şarkılarla bezeyip video yapmışlar bu konuşmaları.

neyse daha da uzatmadan bitireyim;
beyin kullanıldığı zaman anlam kazanan bir organdır.

hiç ama hiç akıllanmıyor bu akp'liler. şaka gibiler lan. tabi akıllanabilmeleri için önce akıl lazım. bak buraya yazıyorsunuz ya, 'çocuk katili! diktatör! hain terörist! pis kaka adam!' diye. 5 aya kalmaz 'kardeşim, muhterem, sayın doktor beşar esad beyfendi' diye önünde domalacaksınız.

daha bir sene öncesine kadar rusya hakkında orusya çocukları diye yazarken de uyarmıştık sizi. pkk, fethullah gülen, israil, mavi marmara, ab üyeliği... saymakla bitmez.

aklın yok anladık ama neden-sonuç ilişkisi kurabilme kapasitesi 10 yaşındaki çocukta bile var ama sözlükteki akp'lilerde yok. beşşar esad'ın arkasında rusya var. akp'nin kendisine mütteffik edinebileceği ülke olarak tek rusya kaldı. amerika ve avrupa ile köprüler atılmış. suudi arabistan, katar hariç zaten müslüman dünyası senin temsilciliklerini ülkesinde kapatmış, seninle ilişkisini tamamen bitirmiş. ayrıca recep tayyip erdoğan şangay beşlisi diye tutturdu. kimsenin size teklif yaptığı da yok. millete yılışan sizsiniz. suyuna gideceksiniz sike sike. afran tafran kime lan?

bugün erdoğan çıkar, sizin gibi şeriatçı itlerin gazını almak için bir iki laf eder, arkadan rusya ile anlaşır, esad ile kardeş olur tekrar. siz 'pkk ile görüşecek kadar şerefsiz değiliz' diye burada kafa sikerken, erdoğan çoktan hakan fidan'ı göndermişti oslo'ya. sonra o tükürdüğünüzü de yaladınız tabi. birden çocuk katili apo, aynen çocuk katili esed gibi, namazında niyazında sayın öcalan oldu.

ulan siz var ya siz...

sırf inadına şurada esad'a küfür eden akp'lilerin ekran görüntüsünü alıp, 5 ay sonra suratlarına şakkkk diye çarpmak gerek. ama sözlükteki akp'lilerde akıl olmadığı gibi, utanma duygusu da yok. para vereceksin bunlara, utanıyormuş taklidi yapacak.

tanım: suriye'nin devrik lideri. halkın iradesi ile seçilmiştir. sandık namustur falan hani.

+ ne yapıyorsun oğlum neden şımarıyorsun!
- ama anne abim de şımardı!

ilkokul terk çocukların ev içinde savaşı gibi bir şey.

+ dolar yükseldi!
- gezi eylemlerinde de yükseldi!

+ kurtuluş savaşını atatürk kazandı.
- biz de 15 temmuz da kazandık.

hep bir şeyleri kıyaslama var.

türkiye'de siyaset çok güzel gelsenize.

bu adam ne kadar fenerbahceli ve insan ise :

https://twitter.com/cevdetkagitli

https://www.trabzonhabercisi.com/…/upload/151_1.jpg

ucagin dusmesini isteyen de okadar trabzonsporlu ve insandir.

bunun rengi, takimi, sakasi olmaz. boyle dengesizler her yerde cikabiliyor.

2019'a daha üç uzun sene var.
bunlar iktidarda üç yıl daha kalıp ülkeyi yönetmeye devam ederse, 2019'da ortada iktidar olunacak veya iktidardan düşülecek bir türkiye kalmayabilir.
acilen halkın bir kesminin çomarlığı bırakıp ülkeyi düşünmeye başlaması gerekiyor.

not: bu entri, rok'un köşe yazısından dolayı değil, akp'nin 2019'a kadar iktidarda olma ihtimali üzerine yazılmıştır.

anlamadığım olay. yatırım yapana niye ceza veriyoruz?

her şeyin altında bi bok arayan ekşicilere dert olmuş.

aradım gayet de kibar bi adam.
çok arayan varmış,
acele satması lazımmış ama 10 bin tl de bu gün ödemesi gereken hacizi varmış.
saolsun sadece 10 bin yolladım ve yarına kadar kimseye satmayacak.
bulunduğu yerdeki galeriler de kapalıymış.
ekonomik krizden dolayı kimse alım satım yapamıyor dedi,
geçen gün zaten bakanımız da demişti krizleri fırsata çevirelim krizler iyidir diye, gerçekten de krizler iyiymiş.

al hani çakallıktı? ne iyi insanlar var yaa...

edit : özel mesaj ile yolladığın paranın dekontunu yolla diyen, hala daha insanlara ve insanlığa zerre güveni kalmamış arkadaşlar, yazık size gerçekten yazık. dekontu yollayayım ama yolladığım hesap o arkadaşa ait değilmiş, arkadaşın dönem sonu faizi diye kendi hesabından para kestikleri için (35tl)
başka değişik bir hesaba yatırttı parayı, gürcü bi adam hem de. utanın utanın bizim türk'ün türk'e güveni kalmamış ama adam 10 bin tl yi elin gavurunun hesabına yatırttırabiliyor. gör insanlardaki arkadaşlığı güven duygusunu!!11biebir!!11

katliamı ateist yapınca, suçu ateizm'e
katliamı dindar yapınca, suçu insana atılması.

gerçekten ufkumu iki katına çıkardı.

ikiyüzlülüğünüz batsın şerefsizler!

siyasal islam böyledir. ahlak dersi verir ahlaksızdır, din dersi verir dinsizdir, namus dersi verir namusuzdur, akıl verir akılsızdır
bunların dini imanı para pardon dolar olmuş

ayrıca ensar yazıp 1453'e gönderince ekstra olarak küskü gönderiyorlarmış.

bir vatandaşın ülkenin vergi politikasıyla ilgili sorusu.^***

cevabına gelirsek;

(bkz: altın yumurtlayan tavuğu kesmek)

insanlar kendi sgk primlerini kendileri yatırırsa halkın bilinci artar, ödediği vergilerin farkında olur. milyar dolarlara saraylar, yolsuzluklar, onun bunun makam arabaları, konutlar, lojmanlar yani oraya buraya göz göre göre gereksiz harcanan paralar sorgulanmaya başlar.

olmaz yani. hele bu iktidarda mümkünatı yok.

ve (bkz: ben vergisini ödeyen bir vatandaşım) cümlesi amerikan filmlerinden çıkıp hayatımızda ciddi bir yer eder.

evo morales ne demiş: yeryüzünde darbe olmayacak bir ülke var, o da abd'dir. çünkü bir tek orada amerikan konsolosluğu yok.

--- spoiler ---

"uçak krizi, ardından hükümet değişikliği derken, artık bugünlere geldik."

--- spoiler ---

beter olun ulan. hala ekonomik krizin sebeplerini uçak krizi ve hükümetin değişmesi sanıyorlar.

bir de "asya pazarı açılsın" yazan dövizle gelmiş comarlar. şangay beşlisi olcanız he? beter olun da, ehonömi çoheyi mi anlayın bi.

adamın biri ohal'in ingilizcesi diye başlık açmış. başka bir adam da başlığa state of emergency yazmış ve 13. sıradan debe'ye girmiş.

harbiden muhteşem bir olay değil mi?

az sonra elma'nın ingilizcesi diye başlık açacam. ilk apple yazan yarın debe'de. haberi olsun.

sevgili beşiktaşlı kardeşlerim siz kabul etseniz de etmeseniz de galatasaray-fenerbahçe rekabeti bambaşkadır. galatasaraylılara sorsanız kimle şampiyonluk mücadelesinden daha cok zevk alırsın diye fenerbahce der. fenerbahceliler de aynı şekilde galatasaray der.

şöyle bir örnek de verebiliriz fenerbahceliler galatasarayı 6-0 yendik diyerek kendilerini överler ama hic bir zaman beşiktaşı 7-0 yendik demezler.

galatasaraylılar da aynı şekilde kadıköyde kupa kaldırdık derler ama inönüde kaldırdık demezler.

bu yüzden beşiktaşlı kardeşlerim de bursaspor ile olan rekabetlerine devam ederlerse kendileri açısından daha iyi olur diye düşünüyorum

eğitimsiz, cahil, feodal davarların eline ağır silahlar verilecek ve buna "doğru strateji" diyen davarlar çıkacak.

(bkz: 4 mayıs 2009 mardin düğün baskını)

bakın ne de güzel işe yarıyor koruculuk sistemi.

işim gereği ortalama haftada bir kullanıyorum. son zamanlarda bomboş köprüyü iyice boşaltmak için ellerinden geleni yapıyor muhteremler maşallah.

ulan zaten hayvan gibi pahalı, üstüne bir de son bir iki haftadır köprü 1 şerit! her yerinde iş makinası, kapatmışlar diğer şeritleri çalışma yapıyorlar. lan yepyeni köprü ne sıkıntı var da sen 1 şerite düşürüp neyin çalışmasını yapıyorsun haftalardır? nasıl olsa kimse kullanmıyo bari diğer şeritler yıpranmasın diye falan mı yapıyorlar acaba.
hayır normalde bomboş, tek şeritten de basıp gidiyorsun da, şeytanın işi yok geçen kamyon denk geldi önüme, bütün köprüyü 50'yle geçtim, nasıl küfür ediyorum.

ha bir de, istanbul tarafına geçişte nakit gişesinden sonra polis rastgele durdurup kimlik, gbt kontrolü falan yapıyor. orda da hayvan gibi bekliyorsun.
adamlar geçiş süresini feribot süresine eşitlemek için ellerinden geleni yapıyor yeminle, zaten kullanan 3-5 kişi var onları da kaçırıp komple kapatacaklar herhalde köprüyü.

edit: "çünkü bitirmeden açtılar" diye mesaj atanlar oldu, mantıklı, çünkü yeni köprünün üstünde yapılan bu kadar çalışmanın başka açıklaması yok.

edit 2: guzman nickli arkadaştan şu şekilde bir mesaj geldi:
"köprüde inşaattan kalan son kule vinçler söküldü. evet şimdi sökülmesinin sebebi erken açmalarıdır. he bir de o iki özel yapım kule vinçin orada kaldığı her ekstra gün için japonlara iyi paralar bayılmıştır devletimiz"

ne diyelim bu millete her şey müstehak.

o kapı niye açık denmez. niye güvenlik yok denir. anca akılları tecavüze çalışır bunların. hep birlikte görüyoruz zaten.

son maçlarında 90+4 dakikada kalecileri çizgiden bir top çıkartıyor, işte o topu çıkartamayıp gol olsaydı şu an o uçakta olmayacaklardı. hayat işte.

https://twitter.com/…rend/status/803551105422688256

nusret'in vergi kaçırdığını gösteren faturanın ait olduğu rezalet. halbuki kdv'nin de eklenmiş olması gerekiyordu.

(bkz: kayyum'un artikeli ne lan)

(bkz: t.c. avüz)

(bkz: vatandaş dedi ki al sana para)
+ şakkk!