gerisini zaten kabul etmediğim masadır.
amına koduğum hayatında 2 kadeh rakı içip keyifleneceğiz 42 çeşit meze 17 çeşit aperitif yarısından fazlası çöpe gidiyor bunlar üst üste mide sikiyor kokuları karışıyor tam bir görgüsüzlük.
1-2 meze, güzel ve az bir bir çerez yanına biraz kavun peynir. bunlar yeter.
genelde masayı donatan tiplere bakıyorum "adabı vardır rakının önce karşıdakine sonra masaya tokuşturacaksın" edebiyatı yapan story üstüne 343249230 kelimelik özlü söz yazan özenti sikik tipler.
rock3r11 profili
-
minimal rakı masası
-
zafer partisi
kendilerine "ya buna oy verirsek chp kaybeder" diyenlere 2-3 kelime etmek istiyorum.
arkadaşlar ben kılıçdaroğlunu sevmiyorum. aynı zamanda kılıçdaroğlunun "nasıl olsa sike sike bana oy verecekler" diye saçma sapan işler yapmasını da hiç sevmiyorum. adamlar iktidarın yaptığı işlerin yarısından sorumlular çünkü muhalefet yapamıyorlar.
suriyelileri istemiyorum, zamanında ak parti ile yolsuzluğa bulaşmış eski ak partilileri de istemiyorum. cemaatleri ve saçma sapan tarikatları da istemiyorum.
sırf "ulan oy verecek adam mı var sike sike bana vereceksiniz" muhalefetinden nefret ediyorum.
ekrem veya mansur gelirse veririm oyumu. fakat ben kılıçdaroğlunun kölesi değilim. -
turkovac'ın coronavirüse karşı %100 etkili olması
yanlış orandır. bizim türk insanlarının yaptığı aşı bu korona denen mikroba yüzde binbeşyüz etkilidir. kesin anlamında yüzde binbeşyüz. yani daha bilimsel konuşmak gerekirse aşı yaptırana bi sikim olmaz.
-
30 ekim 2020 ege denizi depremi
inşaat mühendisi olarak olay yerinden rapor veriyorum.
öncelikle twitterda "şu adreste enkazda olan takipçim mesaj atmış çok acil rt" twitlerine inanacak kadar salaksanız lütfen devamını okumayın.
arama kurtarma çalışmalarının devam ettiği bölge çok sınırlı, o bölgede çadır vs yok, sadece görevliler giriyor. sivil giriş çıkışına kapatılmış. twitterdan rt iş görmez yani. normalde bu bölgeye girebilirdim fakat kartım olmadığı için giremedim. içeri girersem editlerim. içeriye sadece işi olan personel giriyor, dinlenme alanı kamp alanı dışarıda.
sadece depremde evi zarar görenler değil, tedirgin olanlar, il dışından gelen personel çadırlarda kalıyor. yeteri kadar çadır var. her bina hasar görmemiş o yüzden depremden etkilenen kişi sayısı 5-10 bin civarındadır. bu kişilerin izmir içinde bile rahatlıkla mağduriyeti giderilebilir.
alanda çok fazla sivil toplum kuruluşu ve yardımsever var. her köşede bir masa üstü yiyecek içecek dolu. sürekli birileri geliyor bir ihtiyacınız var mı diye soruyor. tabi aklıma gelen bu yiyeceklerin niteliği oldu ki sabahtan akşama kadar soğuk sandviç yemek ne kadar sağlıklı olurdu. o yüzden alana yemek gönderecekseniz eğer bence ev yemeği gönderin. fakat bizim insanımız çabuk unutur, 1-2 gün yemek sorunu olacağını sanmıyorum, sonra herkes yine kendi dalgasına bakar unutur.
tuvalet büyük sorun, festivallerde gördüğüm plastik kabin tuvaletler var. bunlar soğuk ve kullanışsız, hijyenik değil. buna nasıl bir çözüm bulunur bilmiyorum.
genelde insanlar afet çadırlarında konaklıyorlar ve önlerinde ateş yakıyorlar. çadırın içi nasıl ısıtılıyor veya sürekli ateş yakarak ısınmak insanı ne hale getiriyor onu da bilmiyorum.
bu insanlara temel market ihtiyacı göndermek bence mantıklı. çok fazla ıslak mendil tuvalet kağıdı gibi sarf malzemeler vardı fakat bunlar bu insanlara ömür boyu lazım olacak bence bunların gönderilmesi mantıklı. isteyen bu alana gelip istediğini alıp gidebilir fakat sanmıyorum ki ihtiyacı olmayan biri gelip alacak kadar omurgasız olsun. nadirdir. biz alanda susadık, ortada belki yüzlerce su vardı ama gidip marketten aldık. çoğu insan aynı hassasiyetteydi.
bunun dışında ısınma için odun ihtiyacı veya daha teknolojik bir çözüm olabilir.
kıyafet konusu tam bi saçmalık millet kullanılmış askılı body göndermiş. arkadaşlar vicdani mastürbasyon yapmaya gerek yok orası deprem alanı ve korona var. sıfır kışlık kıyafet ve iç çamaşırı en çok ihtiyaç duyulan kıyafettir. kışlık bot ayakkabı, çorap böyle şeyler gönderirseniz daha çok insanın işine yarar. ortada belki 10 kamyon kullanılmış saçma sapan kıyafet vardı belediye yakın zamanda atacaktır.
tüm bunların üstünde bence en büyük ihtiyaç para. depremde yıkılan binanın 10 metre yanında sapasağlam süpermarket var için dolu. kısacası kıtlık yok o bölgede insanlar mağdur. depremde evi zarar görmüş birine "al abicim 1000 lira taşınmana yardımcı olur" demek 2. el askılı body göndermekten daha gerçekçi bir yardım bence.
binalara gelirsek adam imar affından 60 senelik binanın üstüne kaçak kat çıkıp dükkandaki kolonu kesmiş alan açılsın diye, kirişi yontmuş kepenk taktırmak için sonra bina yıkıldı diye şaşırıyor. gerçekten 5 metre arayla sapasağlam olan ve karpuz gibi yarılan bir sürü bina var. fazla tekniğe girmeyeceğim ama minimum c25 olması gereken kolon dayanımları 5-7 civarında olduğu söylenen binalar var, demirleri un kurabiyesi gibi olmuş binalar var. binanın belirli bir yıldan sonra belirli periyotlarda araç gibi muayeneye girmesi gerekli bence ama bunu da ranta çevirirler.
kısacası olay yerinde yıkılan düzgün yapılmış yeni bir bina yok.
özetle olaydan etkilenen kişi sayısının az olması olayı kolaylaştırıyor. fakat aşağıdaki durumdan dolayı yardım etmek lazım.
5 bin kişinin etkilendiği depremde bile devletin acil durum imkanları yetersiz kalıyor, sivil toplum kuruşları ve halkın yardımı ile bu insanların sorunu çözülüyorsa tüm türkiyeyi etkileyen bir depremde kim kime sahip çıkacak? şimdi koskoca devlet 5.000 kişiye nasıl sahip çıkamıyor diyebilirsiniz fakat afet durumunda para ile değil hazırlık ile çözersiniz işi. şu an türkiyede büyük istanbul depremi olsa insanlara dağıtacak battaniye bile bulamazsınız, üretmeye kalksanız 1 ayı sürer. söylemek istediğim şey bu kadar yıldır toplanan deprem vergileri ile bir hazırlık yapılmadı, her ilin gönderdiği arama kurtarma ekipleri, sivil toplum kuruşları ve yardımlarla dönüyor iş ve onların da kapasiteleri 20 milyonu etkileyecek bir depremde hiçbir işe yaramayacak.
olay yerine tekrar gidersem editlerim. -
mesleğini söyleyince verilen cevaplar
meslek ile hava atma başlığıdır.
-
10 aralık 2018 izban grevi
belediyenin lokavt hakkını kullanmasını istediğim grevdir. torpille işe giren 15 gün eğitimle kendini uçak pilotu zanneden lise mezunu arkadaşlar %30 artışla öğretmen maaşını istemiyorlarsa gitsinler hakkettikleri ücreti alabilecekleri bir işte çalışsınlar kimse onlara dur demiyor. bu sene kimse almadı %30 u. eğer istanbul’daki makinistlerden az aldıklarını düşünüyorlarsa orda çalışabilirler benim için hiç sakıncası yok. millet bu maaşı almak için yıllarca üniversite okuyup kpss’ye giriyor atama bekliyor terör bölgesine bile, yeter ki para kazansın. bu arkadaşlar sanırım fazla gazlamışlar birbirlerini. izmir’de klimalı kabinde 50 gram hassasiyette joystick kumanda ederek 3000 lirayı beğenmeyen adam grevi bitirse de bu saatten sonra bence işten çıkarılmalı. bu sene bunu yapan adam seneye de yapar.
bu grevi desteklemeyenlere aziz kocaoğlu aşığı damgası vurulmasını da anlamadım. hayatımda hiç chp’ye oy vermedim, izmir büyükşehir belediyesini sevmem, aziz kocaoğlu’nu başarısız buluyorum. gezide az portakal gazı yemedik, fakat bunun siyasetle alakası yok. millet açlıktan 2000 liraya sabahtan akşama paspas çekerken, kadro bulamayan öğretmenler simitçilik yaparken bu vasıfsız arkadaşların 3000 lirayı hangi hakla beğenmediğini ve ulaşımı aksattığını merak ediyorum. -
5 kasım 2018 finansbank enpara rezaleti
merhabalar. konu ile ilgili bankanın yetkilisi ile görüştüm.
özet: bu durumun kesinlikle kendilerinden kaynaklanmadığını,isteseler de kaynaklamayacağını bir açıkların neden olamayacağını fakat süreçle ilgili yanımda olmak istediklerini söylediler.olayın nasıl olabileceğini v.s. açıkladılar.
bugün öğleden sonra 3 gibi 1 kadın 1 erkek finansbank’tan beni arayıp olayla ilgili konuşmak istediklerini söylediler. olayın nasıl gerçekleşmiş olabileceğini, anlattılar. bankanın ve benim haklı, haksız olduğu konuları kendi görüşümle yazacağım.
yaklaşık 15 dakika bankacılık sistemlerinin nasıl olduğu, güvenlik konusunda neler yaptıklarını v.b. anlattı. konuştuğum kişi bu konularda uzman biri, sanıyorum departman müdürü. bana dün akşam gelen telefon numarasını araştırmışlar, aynı telefon numarasının başka banka müşterilerine de aynısının yapıldığını tesbit etmişler, bu telefonla ilgili gelen şikayet sayısı üçmüş. ayrıca internet üzerinden yapılan alışverişlerde t.c. kimlik numarası vermenin zorunlu olduğunu, kart numarasının ilk 6 hanesinin hangi bankaya ait hangi kart olduğunu belirttiğini söyledi. kartın son kullanma tarihinden hesabın ne kadardır açık olduğunu anlaşıldığı söyledi. kredi kartı ile yapılan bir alışverişte bahsettiğim tüm bu bilgileri verdiğimi söyledi. bir banka için en önemli şeyin güven olduğunu anlattı. kısacası "3 kuruş için sizin bilgilerinizi satmak bir yana korumak için 5 kuruş harcıyoruz, güven yoksa biz yokuz" gibi bir konuşma yaptı. konuştuğum kişi böyle bir şeyi isteseler de yapamacaklarını anlattı.
burda bankaya karşı yaptığım bir haksızlık var, olayı kesin bir şekilde onlar tarafından yapıldığını düşünmem.fakat ortada çalınmış bilgilerim var, ama kim tarafından ve hangi aşamada belirli değil. yetkili kesin bir şekilde bunun bankayla alakalı olmadığını/olamayacağını anlattı. sadece bizim değil diğer bankalar için de bilgi satma imkansız diyor.bu tarz dolandırıcılık olaylarında genelde bilgi paylaştığınız kurumlar, bunları derleyip sunduğu için bankalar zan altında kalıyor diyor.
gelelim bankanın haksız olduğu yanlara ;
ilk etapta, yani bu telefon görüşmesi yapılana kadar süreç hoş ilerlemedi. ne durumda olursa olsun bir bankanın entry sildirmesin çok yanlış. kendileri bu konuda "biz olaydan ekşi sözlüğü haberdar ettik, burda bir suç var dedik, şu entry'i silin bunu silin demedik, zaten tek tek şunu silin bunu silin diyebileceğimiz bir durum yok" diyor.entry sildirme işi çok yanlış. sanırırm sözlük yönetimi olayın kendilerine yansımasını istememiş bol keseden silmiş gibi.
bunu doğru bulmuyorum. burası özgür bir yer olmalı. firmayla sorunum varsa bırak firmayla halledeyim. ayrıca banka bunu sözlüğe bildirene kadar bana ulaşmaları gerekirdi. yetkili kadın bu konuda "istedik fakat bir durum değerlendirmesi yapmamız ,olayı araştırmamız gerekiyordu." dedi.
ikinci yanlış sosyal medya konusu. özellikle twitter üzerinden bu konuyu çok sormuşlar finansbank’a. ben de takip ettim, ilk başlarda sessiz kaldılar, daha sonra şu açıklamayı yaptılar. " qnb finansbank ve http://enpara.com/ bünyesinde ne bir veri satışı ne de bir veri sızdırılması olayı söz konusu değildir. bu iddiaları ortaya atan ve yayanlar hakkında hukuki süreç başlatılacak." bu tutum kesinlikle yanlıştı. bir insana dava açılması korkulacak birşey değil, bunun kullanılması da hoş değil.yine aynı yere geliyoruz. benimle konuşmak yerine bunu paylaşmaları da yanlış.
bu konuda banka ”dava açmayı düşünmüyoruz, bu durumla ilgili bir mağduriyetiniz olursa yanınızda olmak istiyoruz." dediler.
kısacası bankaların sizin bilgilerini satması o bankaya olan güvenin dolasıyla o bankanın sonu demek, konuştuğum kişi bu konunun farkında. bu da gayet mantıklı.
kişisel bilgilerimin nasıl başkasının eline geçtiği tam bir muamma. bu konuda banka sistemimiz dışındaki veri trafiklerini bile inceliyoruz, "bizim işimiz bu konuları düşünmek" açıklaması yaptılar.
bu konuda özür dileyecek misiniz ? diye sordum. "biz verilerinizi satmadık/çaldırmadık, bu konuda özür dilemek doğru olmaz fakat süreç için üzgünüz, yanınızda olmak istiyoruz" dedi.
sonuç : bana verilen bilgilere göre, bankacılık dolandırıcılıklarının kaynağı bankalar değil kartın kullanıldığı yerler. bu konuda bankalar ciddi paralar harcıyor. bir bankaya "sen benim bilgilerimi sattın" demek kesin hükümlülük, doğru değil.
bankanın müşterisinin yanında olması gerektiği anlarda karşısında olmasını da doğru bulmuyorum. banka da kendini korumak istediğini fakat durumun böyle algılandığını söylüyor.
peki verilerim nasıl çalındı, bunlar çok kolay bulunabilecek şeyler mi ? bunları gerçekten bilmiyorum. bu konuda kendi çapımda önlemler almaktan başka şu an elimden hiç birşey gelmiyor.
saygılar sevgiler. -
tüm evlilik sürecindeki en anlamsız gelenek
kesinlikle ama kesinlikle kaynananın geline erotik iç çamaşırı almasıdır. bu gelenek nasıl oluştu hala aklım almıyor.
-
17 temmuz 2017 vodafone rezaleti
imkanı olanlar başlığı twitter'da paylaşırsa çok sevinirim.
bıçak kemiğe dayandı. kısa sürede hukuki işlemleri başlatıyorum. okumaya üşenenler için özet koyuyorum.
durumu olmayıp okuyamayanlara özet;
vodafone otomatik ödeme talimatı olan hattımı borcumdan dolayı hattımı kapatıp beni icraya verdi.bütün borcumu kapattım,fakat hiçbir sistemde ödeyemediğim,sadece çağrı merkezinde görüntülenen bir borç yüzünden 2. defa icraya veriyor.borcu istesem de ödeyemiyorum.
vodafone red müşterisi idim. fatura işleri ile uğraşmak zor geldi,1-2 ay aksattım. en son dedim ki otomatik ödeme talimatı vereyim,verdim.otomatik ödeme çalışmaya başladı. 17.04.2017 tarihinde sabah mesaj geldi akıllı kapsama teknolojisini kullandığınız için teşekkür ederiz diye. hattım kapanmış otomatik ödeme talimatı olmasına rağmen. aradım,otomatik ödeme talimatı verdiğim tarihten önceki faturaları çekmemiş,bunu bilmem gerekirmiş. dedim ki eyvallah benim suçumdur. rezillik bundan sonra başlıyor.
hattım 0532 ile başladığı için turkcelle iade edilecekmiş. bu süreç 1 ay sürecekmiş. dedim eyvallah. 2-3 hafta sonra durumu sormak için vodafone'u aradığımda beni icraya verdiklerini öğrendim. adıma kayıtlı 3 adet hat var,hiçbiri aranmadı,mail atılmadı. avukatı aradım,borç bilgilerimi öğrendim. 2 adet borcum olduğunu,ödersem hiçbir sorunla karşılaşmayacağımı söyledi. fatura borcum toplam 150 lira olması gerekirken yarım saat sonra 400 küsür lira para ödedim hattımı geri versinler diye. 24 saat içinde hattımın turkcelle iade edileceği söylendi.
aradan 2-3 hafta geçti.hattım iade edilmedi. vodafone müşteri hizmeterini defalarca aradım. en son vodafone'u aradığımda avukatın borcun ödendiğine dair belge göndermediğini söyledi.vodafone'un avukatıyla 1 hafta kadar konuştum,ohal olduğunu,yoğun olduklarını söyledi. 3 hafta önce parasını aldıkları dosyayı kapatmamışlar,bu süre zarfında adıma 2 adet tebligat göndermişler. kendilerini mahkemeye vermekle tehdit ettim ve 24 saat sonra,yani borcumu ödedikten 1 ay sonra dosyayı kapattılar,hatla ilgili borcum kalmadığına dair evrak gönderdiler.
vodafone'u aradım.hattı neden iade etmiyorsunuz diye sorduğumda yakın zamanda edilir diye oyaladılar. en son hattıma 87-88 liralık bir fatura olduğunu söylediler. 2 aydır kapalı hatta ne faturası olduğunu,bütün borçlarımı kapattığımı anlattım. bu borcu hiçbir yerden göremediğimi söyledim. ayrıca şöyle bir detay var, ben 90 küsür tl'lik bir fatura ödedim,bu fatura vodafone sisteminde görünmüyor,88 liralık fatura sadece vodafone sisteminde görünüyor. vodafone'un söylediğine göre 88 liralık faturaya faiz eklenince 90 liralık fatura oluyormuş. ben bu 90 liralık faturayı ödediğimi,makbuzun elimde olduğunu söyledim. fax ile istediler. gönderdim. hiçbir sonuç alamadım. fax onayı gelmesine rağmen fax kayıdı bulunamadı.
tekrar vodafone ile iletişime geçtim,bu faturayı gerekirse 2. kez ödeyeceğimi,yeter ki hattımı turkcell'e iade etmelerini istedim. rezilliğin pik noktası burda başladı. fatura vodafone dahil hiçbir yerde ödenmiyor. nedenini kimse açıklamıyor. hiçbir bankada,hiçbir kurumda,ptt'de dahil görünmüyor. bununla ilgili çözüm istediğimde çağrı merkezi çalışanları hata veriyor. yapabileceğim 2 şey bulunduğunu söylediler.fax göndermek veya vodafone bayiilerinden shop destek adı verilen kayıdı oluşturmam. gidip durumu anlattım. zaten fax gönderdim ve sonuç alamadım. konu ile ilgili en yakın vodafone yetkili bayiisine gittim. kayıt oluşturdum. 2 gün beklersem borcun ödenebilecek duruma geleceğini söylediler. yani ben hala borcu 2. defa ödemek için uğraşıyorum çünkü yeter ki hattımı versinler.bu süre zarfında vodafone çağrı merkezi kabul etti,avukata verilmeyeceğimi,bunun bir sistem arızası olduğunu söyledi. 2 gün sonra bayiiye gidip borcu ödemek istediğimde şikayetin kapandığını,çözülmediğini söylediler. nedenini sordum,onlar da anlamamış. tekrar bir kayıt oluşturduk. 2 gün daha beklemem gerektiği söylendi. tekrar vodafone müşteri hizmetlerini aradım.durumun aciliyeti ile ilgili ekleme yapacaklarını,beklemem gerektiğini söylediler.
gelelim bugune. tekrar vodafone müşteri hizmetlerini aradım. sanırım 50 olmuştur. shop destek şikayetimin durumunu sordum,öyle bir şey göremiyorum,siz icralıksınız dedi biri.dedim ne icralığı günlerdir sürekli şikayet oluşturuyorum.şikayet göremiyorum ama ben size avukat atanması için form oluşturacağım dedi. kendisine avukata aktarılmak istenmediğimi,borcumu ödemek istediğimi ama ödeyemediğimi söyledim. lakin inatla avukat atanması için benim talebim dışında talep oluşturdu.
tam 3 aydır ortalama günde 2 defa vodafone'u arıyorum. bu süre zarfında borcum olmadığı,borcum olduğu,borcum olupta yok göründüğü,borcum olmayıp borç göründüğü gibi çeşit çeşit,birbiriyle tutuşmayan bilgi aldım. şu an ödemek istediğim,hiçbir sistemde görünmeyen bir fatura için 2. defa avukata veriliyorum,daha önce ödediğim saçma sapan ücretlerle beraber faturanın 3 katı ücret,adıma açılan icrayı ancak 1 ayda kapattı. bu sürede kendi evime değil ailemin evine dahi icra mektupları gönderildi. vodafoneda görüşebildiğim en yetkili kişi çağrı merkezi çalışanı,her seferinde başka bir bilgi veriyorlar. artık durumdan sıkıldım.
durumu olmayıp okuyamayanlara özet;
vodafone otomatik ödeme talimatı olan hattımı borcumdan dolayı hattımı kapatıp beni icraya verdi.bütün borcumu kapattım,fakat hiçbir sistemde ödeyemediğim,sadece çağrı merkezinde görüntülenen bir borç yüzünden 2. defa icraya veriyor.borcu istesem de ödeyemiyorum.
en kısa sürede avukata gidip hiçbir şekilde ödenemeyen bir fatura için icraya verildiğim faturalar,çağrı merkezinin sürekli tezat düşen açıklamaları,ödediğim borcun icrasını 1 ay sonra kapatan,bu sürede evime gönderilen icra mektupları için vodafone'u ve avukatını mahkemeye vereceğim.
vodafone asla ve asla kullanmayın.
vodafone pişmanlıktır.
edit 1:
öncelikle mesaj atan,destek olan herkese teşekkür ederim. öneriler üzerine konuyu btk'ya mail attım,aynı zamanda sitedeki bize ulaşın kısmının genel merkeze bağlı olduğu,sonuç alınabileceği yazılmış oraya da yazdım. şikayet var.com'a şikayet oluşturdum. kısmetse yarın vakit bulup avukat ile görüşeceğim.
edit 2: konuyu ingliltere'deki vodafone genel merkezine mail atmam için ingilizcesi ile yardımcı olabilecek,i live in english seviyesinde bir yazar arıyorum.
edit 3: parayı ödememe rağmen evime 2 defa icra kağıdı gönderen,dosyayı 1 ayda zor zar kapatan avukatlık şirketi,özay hukuk.
özay kukuk
iletişim için; rock3r@windowslive.com -
çocuğa dedesinin adını koymak
yapacağım bu yavşaklığı. kızımın adını sebahattin nil koyacağım.
-
16 ocak 2016 beyaz show solcu eylemi
itici solcu sesi ile yapılmış eylemdir.
not: solcuyum.