Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. erkeklerin ömür boyu sakladıkları kablo dolu kutu

    bir gün gelir kardeşinize vga kablo lazım olur kutudadır.çünkü o kutunun içerisindeki kabloların kullanılacağı gün gelecektir.

  • 2. erdoğan giderse ekonomi düzelir mi

    cevabına çok kısa sürede ulaşılabilecek bir soru.
    -parlamenter sistem varken kurlar bu kadar yüksek ve oynak mıydı?
    -hayır.
    -tek adam rejimine geçince kurlar bu kadar yüksek ve oynak olmaya başladı mı?
    -evet.

    cevabı kesinlikle evet olan sorudur. aslında mesele erdoğan'ın gidip gitmemesi değil. mesele erdoğan'ın her şeye tek başına karar vermesi, bugün bu nedenden ötürü kurlar ve ekonomi bu halde.

  • 3. istanbul'da papağan tehlikesi

    suriyeliler gitsin papağanlar gelsin.

  • 4. yeterrrrrrrrrrr

    yeter ulan yeter....

    tayyip erdoğan'dan bıktım artık....

    değişsin artık.....

    bir şeyler yapın...

    çıldırmak üzereyim...

    donumuza kadar soyulmak için mi geldik biz bu dünyaya...?!!!

    siyasal islam denen bok çukurunda boğulmak için mi geldik?!

    bi' şeyler yapılsın artık...

    yetti be...

    kendimi bildim bileli tayyip erdoğan....

    bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...bıktım...

  • 5. yağmur ve kapalı hava seven insan

    romantikliğin dışında ben de çok severim. öyle dışarıda sevdiğin insanla ıslanmak falan değil, dışarıda fırtına koparken, bulutlar birbiri ile kavga ederken camı açıp seyretmek.
    bayılıyorum ben bu havaya ve benim mutlu olduğum mevsim geldi.

    güle güle sıkıcı yaz, hoş geldin canım sonbaharım.

  • 6. virajda savrulmayı azaltma yöntemi

    savrulacağınızı hissettiğiniz anda debriyaja basın veya otomatik viteste boşa atın. (*aracınızda esp veya tc yoksa. esp sizin yerinize yapıyor zaten)

    aracın virajda savrulmasının sebebi çekici tekerlere eşit güç gidiyor olması. mesela sola döndüğünüzü varsayarsak, aracın sol tekeri 1m mesafeyi katetmek için 1 tur dönerken sağ teker aynı mesafeyi katedebilmek için 2 tur dönmek zorunda. bu noktada virajın eğimi * , lastiklerin yola tutunması * ve aracın aerodinamiği dönüş hızınızı tolere edemediği anda sağ tekerinizin dönüş hızı yeterli olmadığı için aracınız kaymaya başlayacak.

    eğer vitesi boşa alırsanız, tekerlerin ihtiyaç duyduğu kadar dönebilmesine olanak tanımış olursunuz. zaten esp'nin de mantığı tam olarak bu.

    4x4 araçlarda ise güç dağılımı tüm tekerlere ihtiyacı kadar dağıtıldığı için kolay kolay savuramazsınız. ve eğer güçlü bir 4x4 araçla viraja bilinçli olarak kayarak girdiyseniz gaz kesmeden dönme yönünün tersine direksiyon hareketiyle kaymayı stabil tutabilirsiniz. ama bu yöntem bizim b segmenti önden çekişli araçlar için geçerli değil tabi.

    çok önemli bir husus daha, iki durumda da kontrolü kaybetmeden aksiyon alabilmenizin tek yolu koltuğunuzun dik ve direksiyonu iki elle tutuyor olmanız. yatarak avuç içiyle araç kullanan havalı arkadaşlar daha ne oluyor demeden hakimiyeti çoktan kaybedecektir.

    ps: bu anlattıklarım başlığın özelindeydi. 70km/s ile savrulan arkadaş, aracını bir muayene ettir. süspansiyon, viraj denge kolları, lastikler vb şeyleri bir gözden geçirsinler.

    edit: ilave olarak yol kenarındaki uyarı levhaları size ileride neyle karşılaşacağınızı anlatır. levhalar sizin için yolun en önemli parçası olmalı. adamlar ard arda keskin viraj levhaları koymuş, yola elektrostatik boya vurmuş, levhalara 50 yazmışsa bilin ki ileride sert bir viraj ve yamulmuş bir korkuluk var.

    edit2: arkadaşlar bugün taşındığım için mesajlarınıza geri dönüş yapamıyorum kusura bakmayın. çoğu kişinin aklına yatmayan bir kaç noktaya açıklama getireyim. öncelikle yukarıda verdiğim tavsiye kulaktan dolma veya uydurma değil, 2016 yılında hed akademiden aldığım ileri sürüş eğitiminde teorik olarak anlatılan ve kaygan pistte uygulatılan bir bilgiyi aktarmak istedim.

    uygulamanın mantığına gelirsek de, şurada difransiyelin nasıl çalıştığını basit ve tane tane anlatan çok güzel bir video var.

    wikipedia'nın differential başlığının altında "loss of traction" bölümünde açık difransiyellerin dezavantajlarını okuyabilirsiniz. özetle, difransiyel güç bağlı değilken tekerlerin farklı hızlarda dönebilmesine imkan tanıyor, fakat güç bağlıyken "aracınız vitesteyken" her iki tekere de eşit tork sağladığından dıştaki tekerde yetersiz veya içteki tekerde fazla traction oluşmasına sebep olabiliyor. aynı durum aracınız kaymaya başladığında artık dıştaki tekerin dönmeyi bırakması ve içteki tekerin daha fazla dönmesine sebep oluyor. bu yüzden kontrolü kaybettiğinizde dönme yönüne doğru daha çok dönüyorsunuz zaten (spin). burada durumu daha teknik açıklayan bir döküman mecvut.

    bu da benimle aynı tavsiyeyi veren bir defesive driving blog sitesi.

    sonuç olarak siz bildiğinizden eminseniz yine bildiğinizi yapın, küfür etmeye gerek yok. kayarken gaza basmak istiyorsanız gaza basın. bir oy bir oydur.

  • 7. joe biden

    "bu adam kazanırsa, sizin, bizim ve de hepimizin velaketi olur. " bu adam gelse de gelmese de, bizim sonumuzu bizden baska kimse getiremez. ona gelene kadar bizim sonumuzu getirecekler veya getirmek icin calisanlar zaten basimizda. bizim bize ettigimizi birak amerikan baskani, cumle cihan bir araya gelse edemez. o yuzden biden'di, trump'ti diye uzaklara bakip aglamanin manasi yok. once kendi evinin onunu temizle.

  • 8. eminevim dolandırıcılık sistemi

    uzun zamandır bir merakım vardı bugün giderildi. son zamanlarda her delikten fışkıran zart evim zurt evim sistemleri nasıl yapıyor nasıl ediyor da milleti düdüklüyor?

    maalesef bugün ayrıntısı ile öğrendim. arkadaşım (bkz: bir arkadaşım ekolü) başına gelen bu belayı bana ayrıntısı eminevimin hakkettiği bir üslup ile anlattı.
    paylaşmaktan zevk duyarım.

    okumadan yorum yapan, sen de hiç gitmeseydin lagaluga yapan tayfa, sözüm size: eminevime muhtaç olun inşallah

    okumayı yeni öğrendim kafam basmıyor diyen arkadaşlar için öpözet: başta eminevim olmak üzere bu zart evim zurt evimden uzak durun, yanında geçince tövbe edin.

    --- spoiler ---

    konuya gelelim

    --- spoiler ---

    24.09.2020 eminevim tarafından dolandırıldığımı anlamam.
    arabamı değerinde (hatta biraz fazla fiyata) saymaları ve “islami kılıfa uydurulmuş” kredi sistemlerinin banka faizlerinden çok daha düşük olma ihtimalinin dayanılmaz cazibesiyle abone olduğum sistemden çıkma aşamasında kafama dank eden olaydır. bu zamana kadar ödediğim toplam 101.800 liranın 33.000’ini keseceklerini kalan 68.800’ü de 6 ay işlettikten sonra vereceklerini söylemelerinden ibaret bir durumdur. beni sonunda eminevimin üyeleri ayakta mı yoksa oturarak mı tercih ettiklerini sorgulamaya sevk eden olayın +18 detaylarını merak edenleri aşağıya alalım.

    --- spoiler ---

    bundan sonrasını lise ve üzeri mezuniyeti olanlar okusun

    --- spoiler ---

    efendim öncelikle söyleyeyim ben bile bile dolandırılmadım.

    daha önceden (2009-12 yıllarının efsane ekonomi döneminde) enişte (bkz: eniştem)bu sistemle ev sahibi oldu. eniştenin yıllarca verdiği gazla 2019 nisan ayında ben de bilgi almak için bir şubeye gideyim dedim. gittik ayaküstü sohbet ederken adam birden benim bir aydır 45’e satılamayan aracımı peşinata sayabileceğini söyledi. ben de “piyasasından düşük sayarlar arabayı” diye içimden geçirerek kaça sayacaklarını sordum. ben 44’e satmaya razıyken bana 47 teklif ettiler. dumur oldum. (o sırada ölücüler 40’a verirsen belki bakarım diyorlardı.) birden iş ciddiye bindi. hem arabanın zararından kurtuluyordum hem de işin sonunda ev alma vadediyorlardı. üstelik kurada erken çıkarsam daha erken ev alabilirdim.

    sistem nasıl işliyor? ben 400 bin için girdim. 33bin hizmet ücretini baştan peşinen alıyor. kalan 400binin %10’unu peşinat olarak alıyor. gerisini 3.600’den başlayıp teslimat almadığım her 12 ayda %8 artacak şekilde taksitlendiriyor. taksit sayısı en fazla 88 en az 70 olacak şekilde değişiyor. ben girer girmez 100 kişilik kuraya girmeye başlıyorum. kuralarda çıkmazsam “vade ortası” olan 40. ayda teslimatımı alıyorum. eğer peşinatı taksitlendirirsem taksit sayısı kadar da teslimatımı (400bin) geç alıyorum. ha şimdi diyeceksiniz bu olay neden bu kadar alengirli? daha basit yapılamaz mı bu sistem? açık açık yapsalar kimse bu oyuna gelmez kardeşim. diyeceğim o kadar.

    400.000 teslimat için önüme koydukları sözleşmede (buraya dikkat) cayma halinde “organizasyon bedeli” dedikleri +33.000 ödememin kesileceği ve iadenin 6 ay sonra yapılacağı yazıyordu. tabi ben o zaman arabayı değerinde vermenin keyfi ve ev alma umuduyla orayı şöyle yorumluyorum: “teslimatı almadan cayarsam organizasyon bedelinden bir kısmını kesinti yapacaklar o kesintiden kalanı 6 ay sonra verecekler. anaparamı değil.” bu sırada başımdaki temsilci bu yönde yorumlanabilecek vaatlerde bulunuyor: “efendim hastalık işten çıkarılma gibi mücbir bir sebeple çıkarsanız şirket bu kesintiyi insiyatif alarak yapmıyor.” diye ekliyor. neyse hızlıca sözleşmeyi imzalayıp ertesi gün arabayı teslim ettim. arabanın parası olan 47 binin 33 binini kendi organizasyon bedellerine sayıp peşinen aldılar. kalan 13 bini de peşinata saydılar. (bin lira nereye uçtu diye soran matematik dehası olursa arabayı almak için incelerken buldukları kusurlar nedeniyle bin lira sonradan kesinti yaptıklarını ekleyeyim.) 400 bin teslimatın %10’u olan 40 bin peşinatın kalan 27 binini de taksitlendirdiler. burayı o zaman anlamamıştım. meğer kazara kurada çıkarsam parayı 10 ay geç almam için (çünkü sonuçta 40 bin peşinatı 10 taksite bölmüş oldular!) ve “benim peşinatım yok onu biriktirip geleyim” diye kaçıp düşünme vakti kazanmamam için yaptıkları bir oyunmuş.

    sonradan sakinleşip olayı kafamda değerlendirirken bütün kozları bu elemanların eline verdiğimi fark ettim. toplam 433.000 ödeyecektim ama 10 ay ila 50 ay vadede 400bin alacaktım. kendi alacakları 33 bini peşinen almışlardı. diğerlerini taksit yapmışlardı. bu arada tl’nin değeri düşerse ne olacaktı? ama enişte örneği var önümde. “adamlar kendini garantiye alsa da beni mağdur etmezler. etseler enişteyi ederlerdi. hem dolandıran şirket nasıl 28 sene iş yapsın” diye kendimi avutuyorum. kafamdaki diğer soru: “ulan elime geçmeyen para için baştan ödeme yapmaya başladım. paranın değeri teslimatı alacağım 50 aya kadar öngördüğümden daha fazla düşerse nolacaktı?” o zaman da kurada ismimin çıkıp erken alma umudu beni tutuyordu.

    neyse efendim 2020 mart ayı geldi korona ülkemize giriş yaptı. çokomel bey faizleri indirdi. ev fiyatları birden ikiye katlandı. benim sistemde biriken param tl’de kaldığı için yarı-yarıya erimiş oldu. ben de 24.09.2020’de temsilciyi arayıp çıkmak istiyorum dediğimde bana 33.000’in hepsinin kesileceği ve anaparamın iadesinin 6 ay sonra yapılacağını söyledi. internetten eminevimle ilgili şikayetlere baktığımda bunu bu şekilde herkese dayattıklarını gördüm. “ulan bari borç-harç ekstra toplu bir ödeme yapıp teslimatımı erkene alayım. yoksa bu gidiş gidiş değil. köküne kadar girecek.” dedim. adamlar “130bin toplu ödeme yapıp 4 ay boyunca taksitlerini ödemeye devam edersen 4 ay sonra 300bin veririm” dediler.

    130bin + (4x4bin)16 + (o zamana kadar ödediğim) 68.800 (33bin hizmet bedeli haricinde) 214.800 ediyor. ben zaten 214.800 biriktirebiliyorsam + 85.200 için neden ekstra 33 bin hizmet bedelini baştan peşinen vermiş olayım. burada hardcore porno var dedim. çıkış için gittim. adam önüme bir dilekçe koydu içinde organizasyon bedelinin tamamının kesilmesini kabul ettiğim bir ibare var.
    dedim: ben bunu bu şekil imzalamam. bu ifadeyi çıkarın.

    dedi: oradaki bir ibareyi değiştirirsek merkez bu çıkış dilekçesini işleme almaz. tekrar yazmak zorunda kalırsınız. 2 gün vakit kaybetmiş olursunuz. (yavuşak şimdi de 6 ay geç vermenin ötesinde bir tehdit savuruyor)
    dedim: bu şartlar bir tek genelevden ayrılan seks emekçilerine dayatılır.
    dedi: biz burada ne iş yapıyoruz sanıyorsunuz? (son iki satırı ben ekledim)
    neyse gittim noterden kendi yazdığım ayrılma dilekçesini ihtarname yoluyla kendilerine ilettim. bir yandan da meşhur şikâyet sitesine yazdım. ama adamların benim üzerime yaktıkları zevk sigarası bitmemiş olacak ki üzerinden bir hafta geçmesine ve bu süre boyunca şikayetin en popülerler listesinde kalmasına rağmen ne arıyor ne soruyorlar. adamlar artık hitap ettiği kitleye ne kadar güveniyorsa oradaki binlerce liralık reklam/itibar kaybına takılmıyorlar.

    bu arada oraya şikayet yazında “bu yollu belki bize de verir” diye avukatlar yanaşıp laf atmaya başlıyor. oraya da değineyim:
    olaya kanunen baktığımızda ticaret bakanlığının 2014’te yayınladığı genelgede “sözleşmedeki haksız şartlar” kapsamına bu şartlar “cayma halinde hizmet bedelinin tümünün şirkette kalmasını sağlayan haksız şart” olarak giriyor ve geçersiz sayılması öngörülüyor. ancak bunun da yolunu bulmuşlar çıkanlara organizasyon ücretinin tamamının kesilmesini kabul ettiren bir ifade imzalatarak sözleşme dışında bir dayanak daha elde ediyorlar. biraz çemkirene de organizasyon ücretinden sadaka kadar bir kısmı iade ederek “hizmet bedelinin tamamını” hukuken kendileri almamış oluyor. içerideki anaparanızın faizini de 6 ay yedikten sonra veriyorlar. 6 ay sonunda hala alamayıp internete şikâyet yazanlar da var gerçi. (giderayak bir posta daha şeedebiliyorlar demek ki)
    dava açanın parasını dava sonuçlanıp karar kesinleşene kadar (yani en az 2 yıl) ellerinde tutma imkanı olduğundan mahkemeden korkmuyorlar. zaten ellerinde avukat sürüsü var. ayrıca kendi aleyhlerinde bir karar çıksa bile kararın net olmama ihtimali yüksek. (hakimlere ulaşmak parası olan şirketler için zor değil) onlar aleyhine net bir karar çıksa bile bunun yargıtayda onanma garantisi yok. onanacak olsa bile arada davacıya tüm parasını yasal faiziyle verip anlaşma imkanları var çünkü yargıtayın onaması demek emsal karar demek. bu olmasın diye sizin anaparanızın 5-10 katını bile size teklif edebilirler. her türlü zarardasınız boş yere gidip bir de avukatlara vermeyin yani.

    biraz da sistemin islami kılıfının yırtılıp sahtekar donunun göründüğü yerlere parmak sokayım:
    1) bu adamlar diyor ki: “biz faizsiz altın günü gibi iş yapıyoruz. herkese taksit sayısı teslimat tutarına göre belli büyüklükte gruplar oluşturuyoruz. örneğin herkesin aylık 4bin ödediği 100 kişilik grupta her ay bir kişi 400.000 alıyor.”

    iyi de kardeşim sen vade ortasında yani 50. ayda kurada çıkmayan 50 kişinin parasını bir anda verdiğini söylüyorsun. bu bir grup için 20 milyon eder. üstelik senin bunun gibi binlerce grubun var. o para nereden geliyor?

    2) bir gruptan kaç kişi ayrılırsa ayrılsın o grubun işleri aksamadan tıkır tıkır yürüyor. o gruplarda kurada çıkan elemanların eksik paraları nasıl tamamlanıyor?

    3) sana üye olarak kim gelirse gelsin hangi teslimat ve taksit tutarını belirlerse belirlesin anında ona göre grup yapıp ertesi ay kura çekebiliyorsun. ya senin elinde böyle her ihtimale karşı hazırda 1 kişi eksik olarak bekleyen enayi grupların var ya da bu gruplar hayali.

    4) grupların hayali olunca kuraların da sahte. her çekilişte sahte isimlere kura çıkıyor. o parayı sen faizde veya başka garanti yatırımlarda vade ortasına kadar işletiyorsun. arada da kimse uyanmasın diye vitrin olarak birkaç kişiye kura çıkarıp onların reklamını yapıyorsun.

    5) gruplar hayali olunca vade ortasında yaptığın ödemeler de 100 kişilik grupta 50 değil daha düşük bir sayı. o zaman bu parayı o zamana kadarki faiz kazancınla ödüyorsun.

    6) kuraların hakkında soru sorana kişisel verileri koruma kanunu martavalı okuyup “listeyi veremem” diyorsun. ama tüketici hakem heyeti yoluyla uğraşana kuraya giren isim listelerinin olduğu noter tutanağını yollayabiliyorsun. demek ki başta yalan söylüyorsun başta. (zikerten adamı yalan söylemekle itham ediyorum evet lkjfalsbcşn) iyi de o isimlerin gerçek olduğunun kanıtı var mı? veya isimler gerçekse bile gerçekten senin sistemine üye olduğunun kanıtı ne?

    7) sistemden çıkanın hizmet bedelini elindeki kozları kullanarak haksız oranda kesiyorsun üstüne kalan anaparasını 6 ay sonra veriyorsun ki o da kesin değil. buradan elde ettiğin kazanç helal mi? (gerçi milleti ayakta şeedene niye helal-haram soruyorsam)

    8) ha bu arada bunlara fetva veren hocalar da bunların perde arkasını bilmeden beyanlarına göre fetva veriyor. perde arkasını bilmeden fetva veremem diyen diyanet işleri din işleri yüksek kuruluna baskı yaparak fetva aldıkları da duyumlarım arasında. (yani tecavüz, gasp ve tehdit birarada)

    9) bunları araştırmadan fetva veren hocalara, sistemde çalışan veya sistemi yönetenlerin yedi sülalesine de hakkımı helal etmediğimi buradan beyan edeyim. (hoş çok da umurlarındadır ya neyse)
    bu uzun postu okuyup üstüme derdimle dalga geçene ve haketmişsin diyene söverim. okumadan bunları yapana daha pis söverim. buradaki amacım çiftlikbankdan daha uzun ömürlü (30 yıldır yapabilmişler aq) bu sistemin çarkına naçizane bir çomak sokabilmek. reklamlarında “170.000 mutlu aile derken” seks kastettiklerini anlamamıştım. temsilciyle her görüşmemizde “biz üyelerimizle bir aileyiz” demelerinden de kıllanmamıştım. adamlar seks yoluyla aile olmayı kastediyormuş meğer. (eğer normal aileyi kastediyorlarsa bu enseste girer çünkü) okuduğunuz için teşekkür ederim.

  • 9. sokak kedisi dururken 2000 tl'ye kedi satın almak

    net geri zekalılıktır. dünya tatlısı tekirleri kurtarın sokaktan önce. oyuncak arıyorsunuz siz kedi falan değil. hak etmiyorsunuz hiçbirini.

    edit: arkadaşlar birincisi başlığı ben açmadım, canlandırdım. ikincisi cins hayvanlar bu piyasayı ayakta tutmak için birçok hastalıkla yaşıyorlar. uzun uzuun anlatılacak bir konu. üçüncüsü satın alma sahiplen demek bir vicdan borcudur. bunu diyen insanlara saldıramazsınız. dördüncüsü bahçeli bir müstakil evde biri van kırması üçü sarman dördü tekir sekiz kedi besliyorum. çoğu gayet sakin ve inanılmaz güzel kediler. yok psikopatmış, yok hayatınızı karartırmış ansnsmms ya bir al evine bir hafta yaşa bakalım hayatını mı güzelleştiriyor, hayatını mı zorlaştırıyor. demişler ki sokaktaki pis kediler. birçok sayfada yeni doğan yavru ilanları var yapmayın allaşkına. çok şüpheliyseniz o minikleri alabilirsiniz. maddiyat az diye denmiş. o tekirlerin ihtiyacını karşılamak için para dökülmüyor sanıyorsunuz sanırım. son olarak da geri zekalı lafına alınanlar olmuş. o zaman şey diyelim kedileri bir eşya olarak gören diyelim. yine de elbet sizin tercihinizdir. ancak lütfen rica ediyorum sahiplenin. cins de olsa tekir de olsa. söyleyeceklerim bu kadar.

  • 10. kimsede yaşama hevesinin kalmaması

    diğer insanlarda var hâlâ ama bende cidden kalmamıştır. bir eğitimden çıktım az evvel, insanlar o kadar hevesli ki. fikir üretiyorlar sürekli. bende asla fikir yok, dinliyorum sadece. sönmüş çünkü yaşama hevesim, sevincim, amaçlarım. hiçbir amacım kalmamış. keşke diyorum keşke hiç yaşamamış olsaydım.

  • 11. en az 10 defa izlenen tek film

    (bkz: pardon)

    marketçinin alnına iki çizik attım çakı bıçağıylan

  • 12. berat albayrak'ı istifa ettirecek dolar kuru

    yoktur.

    berat ya da bir diğer bakanın istifa etme hakkı yoktur. tek adam yönetiminde ancak o kovarsa görevden ayrılabilir.

    hele bir de damatsanız, o ihtimali geçiniz...

  • 13. masterchef türkiye

    sefa: bir işi batırdım ama bunu yalanla örtbas etmeye çalışmalıyım belki tutar hadi bakalım.
    -'sefa bu yemek yanık?'
    +.......5 saniye yalanları gözden geçireyim........'evet şef çünkü ben şef onu yakınca daha güzel oluyor diye yaktım şef.'

    somer şef:teşekülla

    tanya: 'bir gere de yüzüm gülsün yaaa' (neyse salla bala göte bir şekilde yine elenmem)

    danilo şef: ben gördü ama sende bir moralsizliki var senin motivasyon düşük kaç gündürü

    esra: yine torticollis

    eray: şimdi kaybettik ama şefim 3 hafta önce celal arkasını dönerken aynı anda kapıdan güneş vurunca amuda kalkarak bana gülmüştü şefim ben bunu unutmam şefim. lastik top 1 kere şişirilir ama 1 kere de patlar şefim benim felsefem bu yani bunun öbür tarafı da var anlatabiliyor muyum o yüzden asla ben neyi yanlış yaptım demem sadece başkası nasıl daha iyi yapabilir deyip kendimi tüketirim şefim yani sürekli karşıya bakıp bakıp bilenirim ödeşirim.

    mehmet şef: eed tebrigediyoruz

    berker: üf sefa salak sefa elini kestin ama tam yarışmadayız ya şefin tabağını aynen kopyalamam lazım ama seyirci bana duygusuz demesin, duygu demişken iyi ki de elendi neyse sana da bakmam lazim 2 dk, ah kann..hm ama neyse şæfler beni izliyorsa diye 2 saniye bakayım sonra kan tutar ayağına yemeğime devam ederim. dur bir daha bakayım ay yine kan...şimdi devam edeyim. hadi son kez bakayım.'

    serhat: -aşırı iyi tespitler kasar ama tabağı kaybetmiştir-

    mehmet şef:eed çog keyifli bir tabaktı şamandıra yapılırak yenir bu ve diğerini ağır tokatlar

    walison: taşakürler şafinm

    uğur: ebru o adana kebaba mutlaka ejderha meyvesi koy çok yakışır kanka geleneksel tariflerden

    barbaros: kanka bro abla bir dur ya kardeşim

    emir: kısık gözler ve baş geri çene yukarı* pozisyonda ekrana bakar

    furkan: tabakta..(yana kafa sallayış) krema, kakao.........bu şekilde şefim.

  • 14. unutulmayan üşüme anları

    2008 ankara kışı sabah saat 08:30 civarı. tarih net olarak aklımda değil. ama net olarak aklımda kalan şeyler var.

    1- jandarma istihkam inşaat grup komutanlığı içtima alanındayız.
    2- başımızda üşümeyen götveren bir üstteğmen var.
    3- hissedilen sıcaklık -60 (evet amk ben öyle hissediyorum)
    4- kulağımda ve elmacık kemiklerimde soğuk nedeniyle oluşan çatlaklardan akan kan.
    5- "üşüyor musunuz lan yoksa ?" diye ortada dolaşan yarbay rütbeli bir grup komutanı.
    6- tahminen soğuktan hayatı sikilmiş 600 kişi
    7- babel
    8- crouch

    hepinizin amına koyim.

  • 15. azerbaycan'ın karabağ'da tarihi katedrali vurması

    bilerek vurduysa yanlistir.
    tarihi dokuya zarar vermek hatadir.
    bunu savunmak da aptalliktir.
    cami vurmaktan farki yoktur evet...

    ancak ermeni taraf bundan rahatsiz ise;
    bu gibi seylerin onune gecmek icin acilen 30 yil once isgal ettigi topraklardan cekilmeli ve baris anlasmasini imzalamalidir.

    yoksa daha fazla can ve mal kaybi olmasi kacinilmazdir.

  • 16. 2021'de ak saray'a 14.8 milyar tl ödenek ayrılması

    tam bir müminlik örneğidir.

  • 17. yılın dört beş ayı şort giyen insan

    rahatına düşkün insandır.
    sıkıntıya pek gelemez.

    mayıs haziran gibi bir başlar şort giymeye ta ki ekim kasım ayına kadar.
    havaların serinlemesi de onu bu tutkusundan vazgeçiremez.
    üstüne kapüşonlu alır, yine de şort giymeye devam eder.

    ne rahat insandır o.
    şort giyen insan.

  • 18. ekşi itiraf

    müzik zevkimi bir insana dönüştürebilsem ona nikah kıyardım.

  • 19. galatasaray'ın zorla maaş indirimi yaptırımı

    milyonlarca insanın kısa çalışma ödeneği altında 1170 lira aylık ile hayatta kalmaya çalıştığı bir ülkede maaşları milyon eurolar ile ifade edilen futbolcuların maaşında indirime gidilmesi kalplerimizi derinden yaralamıştır. millet olarak duyarsız kalmayıp tepkimizi göstermeliyiz.

  • 20. neden sevgilin yok

    ananın amından dolayı yok.

    edit: neyini beğendiniz bu kadar bunun

  • 21. soğuyan kadın geri döner mi

    3,5 milyar kişiyi kapsayan mevzuya kendimden biliyorum diyen nöron yoksunlarıyla benim oyum bir mi lan?

    ha tamam, mahmut'un sevgilisi aysel soğumuşsa konu kapanmıştır. sevgilisinden biliyor çünkü tüm kadınlık tarihini mahmut. kafanı sikeyim senin mahmut.

  • 22. 100 bin dolar ile yapılabilecek en iyi yatırım

    100k dolar kendi başına güzel yatırımdır zaten.

  • 23. 9 ekim 2020 merkez bankası faiz arttırımı

    doların yılda %30 arttığı ortamda faizi en az %25'e çıkarmadıkları sürece %0'a indirseler de aynı şey. en azından ortamlarda faiz indirdik dersin.

  • 24. sokak köpeği saldırısından kurtulma yolları

    tam bir rezalet basligi .

    hic kimse demiyorki aga serengetide mi yasiyiroruz av miyiz avcimiyiz amk.

    sehirde neden kopek surusunden kacmak zorunda kaliyoruz bu nasil bir ulke .

    en kolay yolu turkiyeden siktir olup medeni ulkelere gitmek.

  • 25. dolar alıp yatırım yaptığını sanan tip

    (bkz: bi siktir git karşiim)

  • 26. muazzez ilmiye çığ

    ölmedi yahu kadıncağız. twitter'daki üç beş zibidinin etkileşim uğruna attığı taşa tutunup gelmeyin oltaya.

    yaşa muazzez hoca!

    kaynak: https://share.riseup.net/#oybngvulthytxzpzuceycw

    edit: kendisi halk tv'ye canlı olarak bağlandı.

  • 27. aldatmamak için en geçerli sebep

    aldatmamak için en başında gerekli olan şey (bkz: ahlak)

  • 28. 5 yıl önce sıradan olup şimdi lüks olan şeyler

    kimse de çıkıp iş değiştirmek yazmamış.

  • 29. 9 ekim 2020 merkez bankasının dövize swap tokadı

    doları 0.04 tl geriye çekmeyi başarmış büyük tokattır. alkış.

  • 30. fakirlerin ufak şımarıklıkları

    arabası olmamasına rağmen ehliyet almak.

  • 31. atv'nin sahibine 9.5 milyar liralık vergi affı

    atv'nin sahibine 9.5 milyar liralık (bkz: vergi istisnası) daha doğru bir tanım!

    22 ağustos’ta atv, a haber, sabah’ın sahibi kalyon inşaat, bursa yenişehir demiryolu hattı yapım işini 9 milyar 449 milyon lira karşılığıyla aldı. bugün yayımlanan resmi gazete’de bu bedelin vergiden istisna tutulduğu ortaya çıktı. kaynak

    yaklaşık 1,5 ay önce 22 ağustos 2020’de “bandırma-bursa-yenişehir-osmaneli yüksek standartlı demiryolu hattı” ihalesi yapıldı. ihale “açık” usulle yapılmadı, 21/b kapsamında 5 şirket davet edildi. dev ihaleyi alması için çağırılan şirketler ise tanıdıktı; kolin - yapı merkezi ortaklığı, limak inşaat – heitcap ortaklığı, özaltın inşaat, ıc içtaş ve kalyon inşaat…

    davetliler içinde en makul teklif kalyon inşaat tarafından sunuldu ve böylece dev demiryolu ihalesinin yapım işi kalyon inşaat’a verildi. bu kapsamda şirkete kamunun ödeyeceği toplam tutar, şirketin verdiği teklif olan 9 milyar 449 milyon tl oldu.

    ihalenin açık değil de hükümetle izaha muhtaç ilişkileri ve kendi içlerinde de ortaklıkları bulunan 5 şirketin çağırılarak yapılması tartışma konusu. zira ihalenin dayandığı kamu ihale kanunu’nun 21/b maddesine göre bu tip ihaleler “doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması” durumunda yapılıyordu. ortada bir doğal afet veya önceden öngörülemeyen bir durum yoktu ama son yıllarda alışılageldiği üzere ihale bu kapsamda yapıldı. böylece “açık ihale olsaydı söz konusu demiryolu ihalesi daha ucuza yapılabilir miydi” sorusu cevapsız kaldı; davet edilen şirketlerin zaten bir çok projede kendi aralarında ortaklıkları bulunuyordu. başka şirketler ise ihaleye giremedi.

    bugün ise resmi gazete’de ticaret bakanlığı tarafından eylül ayına ilişkin vergi, resim, harç istisnası belgelerinin listesi yayımlandı. böylece o aya ilişkin hangi şirketin ne büyüklükte gelirinin vergiden istisna tutulduğu ortaya çıktı. en büyük istisna açık ara farkla kalyon inşaat’a verildi. öte yandan şirkete verilen istisna tutarının tam olarak “bandırma-bursa-yenişehir-osmaneli demiryolu hattı” yapım bedeli olan 9 milyar 449 milyon tl olması dikkat çekiyor. böylece kalyon inşaat hem 21/b usulüyle kapalı bir ihaleye davet edilip milyarlık ihaleyi almış, hem de elde ettiği gelirden vergi ödeme yükümlülüğü kaldırıldığı anlaşılmış oldu.

    resmi gazete’de sadece atv ve ahaber’in de sahibi olan kalyon inşaat’a tanınan vergi istisnası yer almıyor. toplam 128 adet gelir kaleminin bulunduğu listede ethem sancak’ın bmc’si sadece eylül ayı içinde 98 milyon 750 bin liralık vergi istisnasına sahip oldu.

    (bkz: akp döneminde gerçekleşmiştir)
    (bkz: cengiz + kolin + çalık + limak + sancak + torunlar) + rönesans + kalyon + mng + demirören

  • 32. öldüğüne hala inanılamayan ünlüler

    (bkz: alan rickman) namı diğer (bkz: severus snape)

    geçenlerde yeni bir filmi yok mu yolda diye arattığımda öldüğünü bir kez daha görerek dumura uğradım. halbuki vefat ettiğini biliyorum.

  • 33. 9 ekim 2020 dolar kuru

    berat olmasa dolar 14 lira olmuştu; iyi ki berat ve onun derinlemesine taktiksel öngörülerle şekillenmiş finansal dengelenmeye mukavemet kazandıran destekleyici rekabet odaklı ekonomi politkasından güç alan ve vizyonerlik merkezinden beslenen, ülke ihtiyaçlarına göre, bir tık daha terfi ettirilmiş finans okuryazarlığını en üst seviyede değerlendiren çözüm metodolojisinin kaçınılmaz yansımaları var. istese berat, bu üstün yaklaşımı ve özünde ekonomik yenilenme temelli yatırımcıya güven veren paket görünümünü halkımızla bir powerpoint sunumu olarak uzun uzadıya paylaşabilir ki hemen akabinde ortaya çıkan çok yönlü zihinsel gelişme anlasyisinin ivmelendirmesi ile kalıcı olarak izleri hissedilebilen bir ikna sürecine topyekün adım atılması neticesinde söyleceyecek bir şey bulamaz hiç kimse.

  • 34. msn hatıraları

    ne dinliyor kısmında göstermek için hazırlanmış özel playlist. odanızda müslüm babayla dertlenirken orada "pearl jam - black" yazar*

    edit: özelliğin adını karıştırmışım.

  • 35. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    derdini gamını dinlerim senin.

  • 36. 9 ekim 2020 amazon türkiye rezaleti

    ürün yanlış gelmiştir, başka şey olmuştur ona yorum yapmayacağım da; belki de haklı olduğunuz şu konuda "salgın zamanı beni kargocuya gönderecek" hezeyanıyla antipatimi toplamayı başardınız. kat kat maske ve siperlik takacakmış...

    ilk başta salgın zamanı gitmek zorunda kaldım deyince herhalde herkesin evlere kapandığı mayıs aylarında olan bir olay da, başlığını yeni açıyorlar sandım.

    milyonlarca insan işine gidiyor ve bu işlerin birçoğunda yüz binlerce insan kargo ve posta ile muhatap oluyor. paşam kat kat maske ve siperlik takıp kargo firmasına gidecek diye dert yanıyor.

    burada mağdursanız mağduriyetiniz belirtin, şöyle ajitasyon yapmayın. salgın mağduriyeti için 5 ay falan geç kaldınız.

    edit: ajitasyon'u hatalı yazmışım düzelttim.

    ayrıca bir açıklama yapayım. bana "bu salgın bitmedi hala" diye yazanlar oluyor. salgın bitmediyse elden ele dolaşan kimlerin nelerini üzerine fışkırttığı belli olmayan kutular/poşetlerdeki ürünleri evine sokmayacaksın. velev ki soktun minimum insanla muhatap olmak istiyorsun, o zaman evine telefonla kurye çağıracaksın, vereceksin paket, alacaksın fişini, sorun çözülecek.

    burada kat kat maske takıyorum, siperlik takıyorum, yetmiyor çamaşır suyu kokluyorum diye abartılı duygu sömürüsü yaparsan, böyle cevap alırsın.

  • 37. yazarların favori ressam ve eseri

    -the anatomy lesson of dr. nicolaes tulp - rembrandt van rijn

    tabloda o dönem yılda sadece bir kere düzenlenen anatomi dersi resmedilmiştir.resimde 17. yüzyıl hollandasının ünlü cerrahlarından dr. nicolaes tulp tarafından düzenlenen bir anatomi dersi ve bir grup cerrah tasvir edilmiştir.
    üzerinde deney yapılan ceset bu olaydan bir gün önce silahlı soygunda yakalanarak idama mahkum edilen aris kindt'e ait.

  • 38. kafanın içinde çalan şarkı

    "düşerdim yamaçlarından, sapsarı saçlarından, avuçlarından
    yine de kalkar giderdim, gülüşün özeldi beni kendinden kurtar "
    (bkz: beni kendinden kurtar) (bkz: perdenin ardındakiler)

  • 39. 9 ekim 2020 türk telekom ve vodafone skandalları

    kardeşimin hattı türk telekom’dan vodafone’a hiç bir beyanı olmadan, bayiye gitmeden, imza atmadan maraş’tan bir adamın numara taşıma işleminde bir sayı farklı söylemesiyle kardeşimin hattı vodafone’a geçiriliyor.

    türk telekom’da faturalı olan kardeşimin tüm geri kalan aylarının ücretinide son faturasına aynen yansıtıyolar.

    durumla ilgili vodafone ve türk telekom müşteri hizmetleriyle görüştük. ikiside “bizlik bir durum yok karşı tarafla görüşün” deyip suçu birbirlerine atıyorlar.

    büyük bir mağdurluğumuz var ama çözüm yok kaldık ortada mal gibi. rezalet üstüne rezalet. skandal üstüne skandal. kimliksiz imzasız bu kadar kolay mı?

  • 40. bira içmelik arkadaş veritabanı

    sözlüğün tinder'a evrildiğini gösteren başlık.

    bira içelim diye sözlük kızlarına olta atmışsınız ama birazdan "amacın ne" tayfası mesaj kutunuzu doldurur.

    tek başına şarap içmeyi sevmemden mütevellit şahsıma hitap etmeyen başlık.

  • 41. alkollüyken çok daha fazla tadına varılan şeyler

    alkollü olmanı sağlayan efes ise ıslak balkon demiri tadı.

  • 42. istanbul'da 1 ayda koronavirüsten 1 kişinin ölmesi

    15 milyon nüfuslu şehirde gerçekleşmiştir.

    13 eylül 2020 tarihli raporda istanbul'da koronavirüsten ölen sayısı 2873, 4 ekim 2020 tarihli raporda ise ölen sayısı 2874 kişi olarak açıklandı. sağlık bakanlığı'nın verilerine göre son 1 ayda istanbul'da koronavirüsten 1 kişinin öldüğü raporlara girmiş oldu.

    bakanlık, skandalın ortaya çıkması ardından raporları erişime kapattı.

    haberi yapan gazeteci

  • 43. 8 ekim 2020 levent'te motosiklet hırsızlığı

    canımı sıkan bir olay olduğundan uzun yazacağım.

    ne yazık ki polis/jandarma bunlara hiçbir şey yapmıyor. kağıthanede yuvalanan hırsız çetesi, istanbul'un tüm motorsikletlerini çalıyorlar. bundan benim haberim varsa, polis teşkilatının haberi olmaması tabiki mümkün değildir. ne yazık ki ülkede motor hırsızlığı alıyor başını gidiyor. sanki izinli bir işmiş gibi.

    bir motorun kilidi kırılarak çalıştırılması 6 saniyedir. tekerden kilitli ise, kilidin kesilerek alçak panelvana yüklenmesi ise 8 saniyedir. göz açıp kapayana kadar motor gider. alarm da olsa hiçbir esprisi yok çünkü 8 saniye sonra panelvanın içinde olacak arıtk.

    motorsikletin piyasa bir motorsiklet ise, geçmiş olsun. parça parça yapılıp piyasada yedek parça olarak hayatına devam edecek ya da konya'nın bir köyünde gezecektir.

    eğer nadir bir model ise; hırsızlar bu tip başlıklar, motor forumları, facebook grupları, sahibindene açılan "çalınmıştır" ilanları gibi ilanlar vasıtası ile sana ulaşacaklar (bu yüzden her yere plakanı yaz) ve aranızda tam olarak şu konuşma geçecek:

    "selamın aleykum kardeş. ben senin motoru pendik'te (anadolu yakasında isen gaziosmapaşa diyecekler) bir sitede gördüm. üstü örtülü orda bekliyor. şimdi bin lira kamyona versem, 5 arkadaş gideriz biner lira da biz alırız, 6 bin liraya o motoru ordan alır sana getiririz."

    sende motorunu almak için tabiki evet diyerek gideceksin. polisi aradığında da tamam ekip orada olur diyecekler -kimse olmayacak-. kağıthane'de bir parkta buluşacaksınız. parkın dört bir yanında 30 kişi olacak. telefonu kapattırmadan sana parkın içinde motorun yerini tarif edecekler. sende gidip bölgenin en tanınmış motorcularının çıraklarından kendi motorunu 6 bin liraya satın alacaksın.

    istanbul'da motorcu olanların yaşadığı benzer tecrübeler bunlar. ne yazık ki devlet hırsızlığa ceza vermiyor. hırsızlık yanında yaptığınız işler (cinayet, adam yaralama vb.) suç. hırsızlığın kendisinin hiçbir suçu yok.

    ben hayatım boyunca 1 metre motor kullanmadım ama bu konu beni gerçekten sinir ediyor. bir siyasetçi de çıkıp mevzu yapmıyor bu durumu. hiçbir farkındalık yok. "ne de olsa motordur" diye bakıyorlar ki 20 bin lira bir motor artık. bu adamlar elini kolunu sallayarak hırsızlık yapıyorlar.
    güpegündüz plakasız motor kullananların iddia ediyorum tamamı motorsiklet hırsızıdır. en azından bunlara müdahele etseler, serbest gezmelerini engelleseler faydası olacak.

  • 44. şaka maka derken 30 yaşına gelmek

    aylar kalmış. ben de artık "yaşım 30'a gelmiş" kalıbını kullanmaya başladım yakın zamanda. büyümekten şikayetçi değilim de. insan bir tuhaf oluyo düşününce. çocuktu.

  • 45. salgının hızını kestik

    ”her şey bir sis bulutu içinde yitip gidiyordu. geçmiş silinmekle kalmıyor, silindiği de unutuluyor, sonunda yalan gerçek olup çıkıyordu.”*

  • 46. 8 ekim 2020 kanzuk açıklaması

    aslında ekşi itirafta yazmıştım ama burası daha uygun önerisi aldım. burda dursun madem, direkt kopyalıyorum.

    *****

    selam.
    sözlükte toplam 3 entryim olacak bir zaman sonra. ve başka entry girmeyeceğim.
    bu ikincisi.

    tüm entryleri sildimde...
    silerken gördüm, en çok entryim ekşi itiraf içindeymiş. o yüzden buraya yazmayı uygun gördüm bunu. belki nickimden hatırlayan olur, zira hatırlamak için entry falan kalmadı.

    biraz uzun olabilir, özet geç piççi kardeşlerimden şimdiden özür diliyorum.

    dün gibi hatırlarım... 2009 yılında askerden dönüp unuttuğum hesabıma bir bakayım dediğimde görmüştüm yazar olduğumu. sevinmiştimde. çünkü o zamanlar ekşi sözlükte yazar/suser olmak baya havalı olaydı.

    ilk başlar kutsal bilgi hazinesi ayağına tanımlar, açıklamalar, bilgiler, baya ince yorumlar yazardım. okudukça birşeyler öğrenir, insanların hikayelerinden feyz alırdım. benim yazdıklarım da birilerine faydalı olur diye kelimeler akar giderdi klavyede.

    dile kolay. 11 yıl, 2933 entry.

    nasıl yapılır diye kurcalarken tam tamına aksiliklerle birlikte 30 saat boyunca pcyi kapatmadan tüm entrylerimi sildim. (otomatik lan... o kadar manyak değilim. mouse macrosu kaydettim, isteyenlere yardımcı olabilirim)

    bu bir tepki değil. toplu bir tepki de bir skime yaramayacak. seneler içinde neler neler oldu, bir halt değişmedi. milyon entry silindi toplu şekilde. o yüzden benim 3000 entry silmem bir halta derman değil. biliyorum.

    ama şu var...

    ya olm daha 24 yaşındaymışım ilk entryimi yazdığımda. bir tane o entrylerden bıraktım. anı olsun diye...

    baksanıza bi. 2009 yılında girmişim. naif bebe entrysi. tam keriz. aşk maşk diyo amk salağı memfsödmsm :)

    pc otomatik silerken mesela fırsat buldukça oturdum karşısına. silinen entryleri 16 saniye falan okuma şansım oldu. film şeridi gibi düşünsene. seri şekilde 2009dan günümüze kadar girdiğim entryler film şeridi gibi akıyor. dakikada 2 tane.

    resmen nickimi bilen, reelde beni tanıyan biri oturup sabredip bir iki saat kurcalasa ne skim bir adam olduğumu çözer bak... o biçim.

    ***çok sıkıcı bölüm atlayabilirsiniz***
    karakter kırılmalarım
    ölümden dönmelerim
    iş hayatımın ilerlemeleri
    çektiğim çileler
    ayakta sikilmelerim
    aşık olduğum, çok sevdiğim kadınlar
    yediğim kazıklar
    korkularım
    yedeğe alınmalarım
    beklediklerim
    hala daha beklediklerim
    oyunu yedeğe bırakmalarım
    yaptığım salaklıklar
    rol kesen insanları ayıklamaya başlamalarım
    rol kesmeyi öğrenmem, hatta abartmam
    nabza göre şerbet kıvamı oçlara oç olmayı öğrenmeye başlamam
    hayatıma giren harika insanlar
    güven sorunları
    ailede hastalıklar
    çok sosyal olmalarım
    yalnızlığı seçmelerim
    insan sarrafına dönmem
    tırt insan mıknatısı, kolpa insan dedektörü olmam
    burayı nickimi bilenlere karşı manipülasyon yapmak için kullanmalarım
    çapımın yetmediği insanlara duyduğum saygı
    mal gibi her sorunda insanlara desteğe koşmaya çalışmalarım (bu baya değişmemiş)
    kendimi tamamen çözmem, kabullenmem
    uzmanlık kazandığım alanlar
    hobilerimin çeşitlenmesi
    ilgi alanlarımın sabitleşmeye başlaması
    okuduklarım
    izlediklerim
    ...

    ***çok sıkıcı bölüm atlayabilirsiniz***

    zaman geçtikçe ne kadar değiştiğimi, yaşlandığımı farketmem...
    iyi uslu, sakin, naif bir çocukken zorla, yaşaya yaşaya, sikile sikile 5-6 senede şimdiki halimin temellerinin atılması, kalan 2-3 senede ise üstüne beton dökülmesi...

    dediğim gibi bugün ben olmamı sağlayan çoğu mevzu ve ipuçları varmış entrylerde...

    ama şu net; hayat boyu nedendir bilinmez başkasının gücüyle hava atan, babasının parasıyla şov, manitasının arabasında şekil, arkadaşının mekanında “bura bizim” ayağı yapan tiplerden hep nefret etmişim. o da kuvvetle muhtemel orta gelirli memur aileden geldiğim için kıskandığımdan. şaka lan şaka. bu modellerin arasından tırt olmayan bir tane insan bulamazsın... ondan.

    son yaşanan şımarık “buralar hep benim” “yolun açık olsun paşam” olayından sonra ise “e zamanı geldi, zıvanadan çıktı bunlar artık” dedim. yalan değil. en nefret ettiğim tip bu ve benim ekşiye ilk yazdığım keriz dönemlerdeki yaşımda, daha çocuk bir tip gelmiş kocişimin sözlüğü ayağında şov çekiyor, millete sallıyor. bu ortamın işletmecisi kişi ise “yazarlığınız bir skime derman değil diyor”

    ya olm... ben günlük olarak kullanmışım burayı. içimi dökmüşüm, en zor anlarımda en yakınımdaki sığırların bile ağzından çıkmayan güzellikte dilekler duymuşum, empati kurabilen güzel insanlarla yazışmışım, tanışmışım, birinden birşey öğrenmişim, birine birşey önermişim... stresten geberdiğim anlarda yazmış bir nebze rahatlatmışım kendimi.

    sen ticari kaygı olarak bakıyorsun, profesyonel gözle, maddi hesaplamalarla işletiyorsun burayı, bizden binlercesini uçursan da bir bok olmaz sözlüğe, öyle köklü, öyle yerleşmiş hayatlara...

    ama dürümcü abicim; çok anlam yüklemeyin yazarlığa dediğin bir adamın entryleri silerken gözünün önünden geçenlere bir bak. nasıl anlam yüklemeyeyim şimdi ben ekşi sözlüğe amk?

    hadi onu geçtim gündeme yön verebilecek, kampanyalarla hayatlar kurtaran, haberler yaratan bir ortam sözlük, bunu yapanlar da yazarlar, bizdik... lan nasıl anlam yüklemeyelim? şaka mı yapıyorsunuz siz?

    velhasıl uzatmayayım kanka.
    kendime sadece tek bir entry hakkı daha veriyorum.
    zamanı gelince yazacağım. o vakte kadar tek entry girmiyorum. anlam yüklemeyek diyorsan böyle olması lazım sanki...

    öperim gözlernizden.

    *****

  • 47. 9 ekim 2020 fahiş sıvı yağ zammı

    10 gün önce 55 liraya aldığım 5 lt ayçiçek yağı itibariyle 62 liraya satılıyor. almanya bizi kıskanıyor paramız çatır çutur pul oluyor.

    biliyorum her şeye zam geliyor her zam için başlık mı açılacak diyenler olacaktır. ama evet tek gündemimiz yapılan fahiş zamlar ve hayat pahalılığı olmalıdır.

  • 48. kırmızı oda (dizi)

    makyajlar harika.

    an itibariyle zafer algöz'ün melisa sözenin babaannesini oynadığı ve hiç sırıtmadığı dizi.

  • 49. tıp okumadığı halde tus'tan yüksek net yapan insan

    sokaktaki kedinin bile bildiği bir bilgiyi güncelleyeyim. eczacı, tıbbi biyolog, biyolog, veteriner ve kimyagerler de bu sınava girebilir. teşekkürler.

    edit: biyologlar artık giremiyormuş, benim baz aldığım ösym bilgisi 2007 imiş, teşekkürler pisiyorum kisik ateste
    edit2: pentostain uyardı, bu sınavın bi de temel versiyonu varmış, tıp mezunu arkadaşlar haricinde girebilenler (biyologlar hariç), buna girebilirmiş. teşekkürler

  • 50. baklavayı yoğurtla yemek