türkiye sınırları içinde "suriye suriye" diye böğürerek eğlenmeleridir. lan suriye orada, siktirin gidin amk.
ya da boşverin gitmeyin. ne kadar akpli esnaf, iş adamı, memur, işçi varsa hepsinin de işlerini elinden alın, siz yapın. belki o zaman akıllanırlar diyecem ama bir gülme geldi ki sorma!!
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. 1 ocak 2019 suriyelilerin hunharca eğlenmesi
-
2. 2019'da dinlenen ilk parça
yüksek sadakat-belki üstümüzden bir kuş geçer
-
3. ülkemde suriyeli istemiyorum
ister faşist deyin ister zorba; +1 ile katıldığım kampanya.
bizim kaynaklarımız bu kadar kıtken, kendi çocuklarımız işsiz, insanımız fakirken bu dangalaklara bizim rızkımızı yedirmeye kimsenin hakkı yok. kalacaklarsa sıfır devlet desteği ile, kendi imkanlariyla kalabilecekler, bu ülkeye birşeyler katabilecek, medeni suriyeliler kalsin diğer bir halta yaramayan ayı sürüsü bir zahmet siktirsin gitsin. (bizimkiler yeterli zira)
bizim paramızı harcarken ülkenin sosyal yaşantısını bozmaları, beni rahatsız etmeleri de ayrı bir olay. ben evime durup dururken suratima baka baka bağırıp çağıran, donla gezen, geğirirken duvarları titreten, eve suriye bayrağı asan yabancı birini almam, kimse kusura bakmasın. -
4. 1 ocak 2019 plastik poşetlerin paralı olması
asıl amaç, doğanın korunması olsaydı plastik poşet kullanımı tamamen yasaklanırdı, değil mi?
bu haliyle parası olana doğayı kirletme hakkının verildiği bir saçmalıktan fazlası değil.
ya da hükümete yakın birilerinin çok fena gelir elde edeceği sinsi bir yasal düzenleme.
aksini düşünmek büyük saflık olur. -
5. an itibarıyla sarhoş olan sözlük yazarları
yine bir yılbaşı klasiği sığır gibi yiyip doğru düzgün içemediğimden yine sarhoş olamadım.
-
6. 2019
nice mutlu yıllara demeyeceğim, çünkü değişen bir şey yok.
günler aynı, insanlar aynı, yalanlar aynı, dekorlar ve sahneler aynı, kandırılanlar aynı.
ve yine aynı olacak; sahte kahkahalar, sıra dışı böğürmeler..
iyi kusmalar.
charles bukowski -
7. ülkemde ırkçı istemiyorum
(bkz: bak şuradan siktir git)
asıl biz senin gibi ılık götlü hümanistleri/ ümmetçileri artık istemiyoruz. çok meraklıysan üç beş tane yağız suriyeli delikanlıyı evinde besle.
edit: (bkz: #85010125)
edit 2: nick altıma ve özelime hakaret ediyor amk surileri. vatansever yazarlar nerede?
edit 3: (bkz: #85010902) -
8. sözlükçülerin 2019'a girerken borç miktarları
yapı gereği borç alamıyorum. belki sırf bu nedenle hayatım boyu hiçbir şeye sahip olmayacağım ama olsun. her akşam eve girdiğimde, o kapıyı kapattığım an bütün dünyayla ilişkim bitiyormuş hissini hiçbir şeye değişmem. hayatımı sadece 90 metrekare ev almaya adayamam.
normalde çok disiplinli ve sabırlı bir insanım ama beni bu hayatta var eden her zaman bir planımın olmasıdır. yani şöyle özetleyeyim 10 yıllık bir krediye girsem, iş yerinde yaşadığım bir huzursuzlukta ben sizinle çalışmıyorum deme lüksünü kaybedeceğim. bu benim bittiğim andır işte, belki hiçbir zaman bu cümleyi kurmayacağım ama bunu kurabilme kapasitesine sahip olmak bana bu hayatta güç veren tek şey. -
9. tuvalete gidiyorum demenin alternatif yolları
çiçek toplamaya gidiyorum.
trekking sırasında tuvalet ihtiyacı için gruptan uzaklaşırken çiçek toplamaya gidiyorum deniliyor. tabi ben ilk katıldığım trekkingde bunu bilmediğimden gerçek sanıp aa bende gelebilir miyim diyip etrafta gülüşmelere sebep olmuştum :) dağcılıkta genel bir kullanım mı bilmiyorum, bizim arkadaşlara özgü de olabilir.
bu da böyle bir anımdır. -
10. netflix dizilerindeki eşcinselliğin bıktırması
bir yazar "eşcinsellik normaldir, anormal geliyorsa git tedavi ol" demiş.
öyle midir gerçekten? mesela ben seçimlerine saygı duyuyorum ama normal olduğunu düşünmüyorum. tedavi olmam mı gerekiyor? belki de sen bazı olguları sadece bir yere ait hissetmek adına hiç anlayamadan körü körüne savunuyor olmayasın? -
11. ülkemde ateist istemiyorum
kimin ulkesinden kimi kovuyorsun at yarragi diye cevaplanacak istek.
ulkenin adi turkiye, turk yurdu demek, turk'un dini tengricilik ki laf etme hakki onlara da dusmez, sen kimsin lan arap dölu? -
12. 2018'e bir şiir ile veda et
çeneni avuçlarının içine alıp,
duvara dalıp
kalma!
çeneni avuçlarının içine alma!.
kalk!
pencereye gel!
bak!
dışarda gece bir cenup denizi gibi güzel,
çarpıyor pencerene dalgaları..
gel!
dinle havaları:
havalar seslerin yoludur,
havalar seslerle doludur:
toprağın, suyun, yıldızların
ve bizim seslerimizle...
pencereye gel!
havaları dinle bir:
sesimiz yanındadır,
sesimiz seninledir...
nazım hikmet
umut seviyemi bir doz arttırıyor bu şiir. -
13. yılbaşı'nın bal gibi de noel'le aynı olması
insanlar bugün mutlu. ve siz dindar kekolar mutlu insanlardan rahatsızsınız. gidin kendi mutsuzluğunuzda geberin; ama insanları rahat bırakın! sonra türban da bilmem ne. asıl biz mağduruz sizin yüzünüzden!
yallah arabistan'a!
ekleme: bazı aklı evveller hemen kutuma üşüşmüş fikrini sunuyor falan. her yılbaşı aynı terane. bunun adı provokasyon, geçeceksiniz onun fikri falan.
dahası eğer noel nedir; yılbaşı nedir bilmiyorsanız bu da sizin cahilliğiniz. yeni yıla girerken hepiniz maaş zamlarını nasıl da iple çekiyorsunuz; o zaman desenize bu noel zamlarını istemiyoruz hıristiyan işi bu diye! -
14. yapay zekanın tıp doktorluğunu yok edecek olması
oxford üniversitesi’ndeki ‘insanlığın geleceği enstitüsü’ (future of humanity ınstitute) araştırmacılarından katja grace’in başını çektiği bir ekibin raporuna göre:
robotlaşma yüzünden kimler ne zaman işsiz kalacak?
"uzmanlara göre yapay zeka 2027 yılında araç (otomobil, kamyon) kullanmada insanlardan daha başarılı olacak. farklı dillerden mükemmel çeviri yapma konusunda 2024’de insanları geçecek. 2026 yılında eksiksiz lise ödevleri yazabilecek. daha karmaşık görevlerin ise daha ileri tarihlerde gerçekleşmesi öngörülüyor. mesela yapay zekanın çok satan bir roman yazmasının 2049’da ve kendi kendine ameliyat yapmasının 2053’de gerçek olacağı tahmin edilmiş."
*uzmanlara göre go oynayan bilgisayarlar 2028’de insanları yenmeye başlayacaktı. oysa alpha go yazılımı 2016’da güney kore go şampiyonu lee sedol’ü ve sonra da dünya go şampiyonu çinli ke jie’yi yendi. kısacası yapay zeka tahminlerden 10 yıl önce gelişti
ilk robot doktor göreve başladı bile:
https://m.sabah.com.tr/…robot-doktor-goreve-basladi
nasa'nın mars'a yollayacağı robot doktor:
https://youtu.be/cqpz5uwbf34 -
15. gülriz sururi
mal varlığını ayakkabı kutularına değil, yardım derneklerine hibe eden merhum sanatçı. allah rahmet eylesin.
-
16. ekşi itiraf
platonik aşklarınızın sizden hoşlanacağı, içerde olan maaşlarınızın mislisiyle geri alacağınız, amansız hastalığa yakalanan sevdiklerinizin iyileşeceği, hayallerinizi çabucak gerçekleştirebileceğiniz, huzurlu, mutlu, sağlıklı bir yıl geçirmeniz dileklerimle.
bir kez geliyoruz, güzel yaşayalım.. -
17. zara mağazasının sahibinin kızının gelinliği
bu gelinliği sen ben alsak millet götüyle güler. fakat zengin biri giyerse moda olur, alçak gönüllülük olur.
-
18. 1 ocak 2019 sabahı hissedilenler
“votkadan sonra esrarengiz bir şekilde ortaya çıkan o son 8 bardak şarabı keşke içmeseydim.” dedirtmiştir. 8 bardak şarap ne birader hancı mısın sen? hoş sohbet çakırkeyif bir gece hayal ederken, her şarap yudumundan sonra ağzını elinin tersiyle silip hunharca gülen bizans askerlerine evrildim.
-
19. 1 ocak 2019 viyana filarmoni orkestrası konseri
bir bilgi eklemiş olalım. bu konsere aylar yıllar öncesinden rezervasyon yaptırarak ya da açık artırmayla parayı basarak ya da araya nüfuzlu kişiler koyarak gidemiyorsunuz. mutlaka belirli şahıslar için belirli miktarlarda ayrılmış yerler vardır ama asıl bilet satışı kura ile oluyor. ocak-mart arasında, istediğiniz tarih (30-31 aralık ve 1 ocak) ve bilet türü için online kayıt oluyorsunuz ve çekilişte kazanırsanız biletinizi alıyorsunuz. son derece adil, şeffaf ve evrensel bir biletleme. bu sayede konsere bir afganlı peştun da bir bolivya yerlisi de gidebiliyor. bizde olsa 1500 tane aptal saptal adama davetiye verirler ve onlar da uyuya uyuya, osura osura seyreder...
-
20. burcu kıratlı'nın gelinliği
kimsede "burcu kıratlı kim amk?" dememiş.
-
21. 2019 senesinin ilk entrysi
kimsenin sikinde olmayandır.
-
22. aydın doğu demirkol
bizim ekşiciler birini yerden yere vuruyorsa bilinki ya çok başarılıdır ya da başarı merdivenlerini bir bir tırmanıyordur. az biraz kıskançlık vardır bizimkilerde.
oyunculuğunu bilmem ama komik adam vesselam. -
23. fenerbahçe
sonsuza kadar çok seviyoruz.adıyla kalpleri ısıtan gururumuz.
-
24. 1 ocak 2019 akbank dolar kuru
ulan biz eski seviglimizi düşünürken millet yine parayı cukalamış. niye haber vermiyorsunuz lan hani kardeştik kalleşler.
-
25. sevişmek istenen ünlüler
istediği ünlü ile sevişen var mı aranızda. ulan başlık bildiğin telli baba türbesi gibi olmuş.
-
26. istanbul dile gelse kuracağı ilk cümle
siktiniz beni eylediniz viran...
-
27. veda ederken 2018'e bir not bırakmak
(bkz: canın cehenneme)
-
28. yazarların 2019 yılından beklentileri
2019'a ufak da olsa büyük de olsa kalbinde umutlarla giren tüm sözlük yazarları ve okurlarının, takibimdekilerin ve takibinde olduklarımın, bu entry'yi okuyanların ve okumayanların da, ne dilekleri varsa tereyağından kıl çeker gibi kolaylıkla yerine gelsin. sadece kendileri düzlüğe çıkmasınlar, hayat yolunda beraber yürüdükleri yakınlarının, sevdiklerinin de yüzü gülsün ki bir şeyler yoluna girdiğinde bir tarafları buruk olmasın.
2019 hepimiz için güzel, sağlıklı, huzurlu ve başarı dolu bir yıl olsun. tüm ekşi camiasına iyi seneler. çok dağıtmayın.* -
29. adil kullanım kotası
bu topraklarda hiç birşey halkın lehine sonuçlanmaz. akn de biterken bize girerek biter.
-
30. fatih terim'in futbol sistemi
sadece kupa toplamaya yarayan bombok sistem.
öyle sistem mi olur lan? avrupadan bile kupa getiriyor ben böyle rezillik görmedim, derhal gereğini yap!!! -
31. 1 ocak 2019 google trends hamile miyim araması
yanlış yapılmış bir aramadır. zira bizim ülkemizde türkçe yazım kuralları çok bilinmemektedir. "hamilemiyim" şeklinde yapılan arama ile gerçek sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
https://trends.google.com.tr/…lemiyim&hl=tr&tz=-180
buyursunlar.
bir diğer durum ise, isteyen istediği gibi seks yapar kardeşim. kimse kimseye karışamaz. benim takıldığım nokta cinsel bilgisizlik. ülkemizde bunu adam akıllı öğretseler kimse google'da bunu aramazdı. ah ah. -
32. an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı
karlı bir havada, telefonda yann tiersen ve askeriye tarafından verilen kuruyemiş eşliğinde 1-3 nöbetindeyim.
-
33. 1 ocak 2019 paralı poşet protestosu
(bkz: sarı poşetliler)
(bkz: halkı isyana teşvik) -
34. doktorlardaki internetten araştırdım alerjisi
doktorlarin zaman zaman haksiz oldugu alerji.
20 gunluk oglum sarilik oldu. ıstanbul'saki dr.u izindeymis ulasamadim. memlekette dr.a goturduk. tahliller yaptirdi. sonunda ilac yazdi. eczaneden bir aldim ve gozlerime inanamadim. antiepileptik ilac!!!!!! dr.u aradim, yanlislik yok dedi.
ınternet sagolsun bana gosterdi ki 80'lerde verilirmis bu ilac, ama artik katiyen verilmiyormuz. dr.larin alerjisi tutmasin diye adama yine gider miyim hic?
ıstanbul'daki dr.una donunce anlattim, aferin iyiki vermediniz, dedi. meslektasina sovmedigi kaldi. nasil verir diye hayiflandi. -
35. 2019 milli piyango çekilişi
bir daha bilet alacagınız zaman nasıl biletlere ikramiye çıktıgını yada çıkarıldıgını bilin diye sizin için derledim
işin garip tarafı 5000 tl ve daha aşağısında bilet numaraları sanki normalleşiyor gibi
7000000 tl ikramiye kazanan numaralar
9915188 (nerdeyse simetrik amk)
1000000 tl ikramiye kazanan numaralar
8977111 6131177 1926666(buton takıldı heralde)
100000 tl ikramiye kazanan numaralar
6553565(3 topla çekiliş keyfisi)
10000 tl ikramiye kazanan numaralar
0227300 1414149(sonsuza kadar 14 git amın evladı)
1021024 4255554(yine 3 top) 5474455 6644224 8181550
bu kadar sık tekrar eden numaralar ne bileyim bi bana mı anormalmiş gibi geliyor bilmiyorum -
36. şile sahilde su içen koç şeklindeki kaya
merhaba,
bugün şile sahilde deniz fenerinin sağ kısmında kalan bölgede su içen koç başı şeklinde bir kaya gördüm belki benzettim ama internette arattım bir şey bulamadım.
konum olaraksa şöyle anlatayım fenerden görülen sağ tarafta ki büyük kayanın üzerinden sol tarafa doğru baktığınız zaman görüyorsunuz fenerle kayanın arasında kalıyor ama o büyük olan kayadan bakmanız gerek.
şu şekilde iki fotoğraf çektim.
bu su içen koç : https://i.hizliresim.com/gmoqjv.jpg
bu da koça su içiren ben : https://i.hizliresim.com/qlzk0r.jpg
edit : bakın şimdiden söylüyorum eğer yarın öbürgün turistik bir yer olacaksa buranın kaşifi olarak kayanın adını 'koçbaşı kayası' koyuyorum. `*`
edit 2 : fularıma laf etmeyin sonuçta hepimiz ekşi yazarıyız.
edit 3 : yurtdışında yaşayanlar göremiyormuş nereden yüklemem lazım bilmiyorum bilen birisi varsa yükleyip mesajla göndersin linki buraya editlerim. // teşekkürler @fealijack 1. https://eksiup.com/9cd97c599103 - - 2. https://eksiup.com/7e4f73e1d580 -
37. 31 aralık 2018 gecesi evde oturacak yazar listesi
maden mühendisiyim. vardiyalı çalışıyorum. şimdi yeraltından yeni çıktım. mutlu yıllar herkese
-
38. mustafa kemal atatürk
2019’da da izinde olacağımız tarihin en büyük lideri.
-
39. şehit kanıyla sulanmış topraklarda noel kutlamak
"torunu tam da düşmanın yaptırmak istediklerini yapıyor"
nasıl rüyalar görülüyor ya. nasıl kolpa mizansenler kuruyorsunuz kafanızda. arkadaşım kimsenin bizim medeniyetin en dibindeki hayatlarımızla ilgili planları yok. elin oğlu refah düzeyinde arşa çıkmış gelip de sana alkol içirmenin planlarıyla mı uğraşacak. dertlerimiz de bizim gibi vizyonsuz ve fakir. -
40. black mirror bandersnatch
duygularımı kuru ve bir çırpıda okunacak bir sözcük ifade edemez. bu kısmı caps lock açık ve vurgulu okuyun lütfen: ba-yıl-dım.
diktatör olunca yapılacak ufak şımarıklıklılar listemin başında, colin'in lsd'yi aldıktan sonra attığı tiradı fon müziğiyle birlikte her sabah çocuklara andımız gibi okutmak ve devletin resmi dinini pac-man olarak değiştirmek var. acilen ülkenin başına geçmem lazım, bişey deniycceemm..
işim güçüm yokmuş, yarın ölmeyecekmiş gibi yazdım vallahi tiradı da aşağıya.
döne döne okumak için.
--- spoiler ---
insanlar tek bir gerçeklik var sanıyor ama bir sürü var. hepsi kökler gibi gizlice ilerler. bir yolda yaptıkların diğer yolları etkiler.
zaman görecelidir, insanlar geri dönüp bir şeyleri değiştiremeyeceğini düşünür ama değiştirebilirler. geriye dönüş budur. geçmişe gidip farklı seçimler yapmaya davettir.
bir karar verirken kendinin verdiğini sanırsın ama değildir. yaptıklarımıza dünyamıza bağlı olan ruh karar verir ve biz sadece onun peşine takılıyoruz.
aynalar zamanda yer değiştirmeni sağlar.
devlet insanları izler. insanlara yakınların gibi davransınlar diye para verir ve yemeğine ilaç koyup seni filme alır.
her oyunda mesajlar vardır. pac-man mesela. pac’in açılımını biliyor musun? p-a-c.. program ve kontrol. o programlayıp kontrol eden adam. hepsi bir metafor.
pac-man özgür iradesi var sanıyor ama aslında bir labirentte. sistemde mahsur kalmış. yapabileceği tek şey tüketmek. muhtemelen sadece aklında olan şeytanlar onu kovalıyor ve labirentten sıvışıp kaçabilse bile ne oluyor; diğer taraftan geri giriyor.
bunu mutlu bir oyun sanıyorlar.
mutlu bir oyun değil.
içine ettiğimin bir kabus dünyası ve en kötüsü bunun gerçek olması ve içinde yaşamamız.
hepsi kodlanmış. dikkatli dinlersen numaraları duyabilirsin.
nereye gidip gidemeyeceğini dikte eden kozmik bir akış şeması vardır.
sana bilgiyi verdim. seni özgür bıraktım.
anlıyor musun..?
--- spoiler --- -
41. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı
çatlaklar ve yazarlar derdini anlatabilir :)
-
42. netflix türkiye
lotr serisi de kaldırıldı, kepazelikte son perde.
-
43. edin visca
fenerbahçe'ye hayırlı olsun.
yıllık 5 milyon euro maaştan 5 yıllık sözleşme.
25 milyon euro bonservis, iki de tavık ve on iki adalar. -
44. 2019 ekonomik krizi
an itibarıyla başlayan krizdir.
yılın en başında olduğumuz bu günde, aslında birçok ekonomist diğer herkes gibi 2019 geneline dair bir bilinmezlik olduğunu söylüyor. bunda ise en büyük pay özellikle yerel seçimlerden sonra ne yapacağını öngöremediğimiz hükümete aittir. bu bilmecenin görmekte en çok zorlanacağımız iki anahtar kelimesi ise imf ve yapısal reformlardır.
imf konusuna daha önce değindim ama gene de kısaca bir kez daha üzerinde durayım.
şimdi 2019 yılına dair elimizde birtakım gerçekler var. bunların aslında en önemlisi 2019 yılı boyunca yapılacak olan 170 milyar dolarlık dış borç ödemesidir. eğer ekonomi bu yıl da cari açık verecekse bulunması gereken finansman yaklaşık 200 milyar dolara çıkar. birçok ekonomist geçen yılın ilk yarısında 50 milyar öngörüp 220 milyar dolar demişti ama bulunamayacağı artık aşikar.
bunların dışında ise elimizde birtakım gerçekler var.
1) uluslararası piyasalarda imf'den daha düşük faizle borç verecek bir kurum/kuruluş yok.
2) uluslararası piyasalarda türkiye'ye tek kalemde 200 milyar dolara yakın borç verecek bir kurum/kuruluş da yok, buna imf de dahil.
peki neden çoğu ekonomistte bir imf beklentisi var?
ekonomistlerin hepsi amerikan ajanı/aç gözlü neoliberal şerefsizler olduğu için değil elbette. temel neden, türkiye'nin uzun yıllardır sürdürdüğü yurt dışından finansman bulup içerideki mega ölçekli yatırımlarla desteklediği büyüme modelinin çökmesidir.
öyle ya da böyle, bir model değişikliğine gitmek zorundayız ama gel gelelim bunu gerçekleştirirken geçiş sürecinde makroekonomik dengeleri sarsmadan gerçekleştirebilmek için de kaynağa ihtiyaç var. yukarıdaki iki gerçekten hareketle bunu imf olmadan yapmamız mümkün görünmüyor.
ben imf'nin de bize ihtiyacımız olan finansmanı sağlayamayacağını tahmin ediyorum ama en azından toplamı 50 milyar dolara yakın çıkacak birkaç standby anlaşması ile piyasalara ek bir güven unsuru verilebilir. güven ne yazık ki özellikle 2017 yılından itibaren hızla kaybettiğimiz bir değer oldu. birkaç örnek vermek gerekirse,
1) tcmb'nin glp kanalıyla piyasaları fonlamak ve faiz artırmamak için taklalar atması ve absürt finansal uygulamalara girişmesi
2) tcmb'nin bağımsızlığının siyasi otoritenin açıklamalarıyla her geçen gün sorgulanır hale gelmesi
3) cumhurbaşkanının 2018 mayıs ayında londra'da fon yöneticilerine anlattığı ekonomi teorisinin yatırımcılarda yarattığı şok etkisi
4) hükümetin bizzat kendisinin açıkladığı yeni ekonomik programdaki tasarruf kalemlerini ciddiye almaması
5) tahvil ihalelerinde kamu bankaları üzerinden yapılan usulsüzlükler. şu an çoğu kişi farkında değil ama sonraki borçlanma ihalelerinde yabancılardan gelecek herhangi bir talep kalmadı. faizleri düşük tutmak istiyorsa hükümetin çok uzun bir süre ihaleye çıkmaması lazım. 1994'teki krizde olduğu gibi kendimizi 3 aylık vadede %50'lik tahvil satmaya kalkarken bulmayız umarım.
daha fazla devam etmek istemiyorum ama imf ile bir standby anlaşması yapılırsa bunların hiçbirini yapmayacağımıza dair piyasalara bir nevi garanti vermiş olacağız. bu nedenle, imf bize bütün borcumuzu kapatacak kadar kredi vermese dahi şu günlerde 350 civarında seyreden cds primimizin 2018 yılı başındaki 100-150 seviyelerine inmesini sağlayarak imf dışı borçlanmalarda ödeyeceğimiz faizin düşmesini sağlayacaktır.
bu gerçekler ışığında imf'siz bir çözümün faizler açısından daha maliyetli ve güvenilmez olacağı ise kesin gibidir.
imf kısmını geçerek bu entry'nin asıl konusu olmasını istediğim yapısal reformlara gelecek olursak açıkçası imf seçeneğine nazaran çok daha umutsuz olduğumu belirtmeliyim. ekonomide artık yürümeyen borçlanmaya dayalı büyüme modelinin de sonu ne yazık ki hali hazırda stagflasyona, önümüzdeki çeyrekten itibaren de slumpflasyona çıkacaktır.
yapısal reformlar aslında türkiye ölçeğinde öyle çok bilinmezliklerle dolu bir alan değildir. zaten memlekete karşı ümitvar olmamızın, en azından benim olmamın, nedeni ekonomik sorunların çözülememe nedenlerinin ekonomik değil sosyal ve siyasal olmasıdır. bu kriz bu yönden bir fırsat bile olabilir çünkü fed para saçarken büyüyen ekonomiyi durdurup çıkıp bir anda artık katma değer üreterek büyüyeceğiz demeye kalkarsanız, recep tayyip erdoğan dahi olsanız seçim kazanamazsınız. ama başarılı bir siyasetçi iseniz, bir ihtimal suçu başkalarına atıp arka planda ekonomik doğruları yapmayı tercih edebilirsiniz.
yapısal reformlar, hem bütçe tercihleri üzerinden hem de harcama kalemlerinin gireceği ekonomik yapı üzerinden verimlilik artışı sağlayacak olan reformlardır. bunların sayesinde, para döngüsünün hızlandığı ekonomik yapı daha az yabancı sermayeye ihtiyaç duyar, hatta yeteri kadar verimliyse belki büyüyerek size cari fazla bile verdirebilir.
mesela, diyanet işleri başkanlığının bütçesinin yarıya indirilip devletin yarısını tasarruf etmesi ve diğer yarısını ise bilim sanayi ve teknoloji bakanlığına aktarma kararı alması bütçe tercihleri üzerinden geliştirilmiş bir reform olur. tercih iktidardan iktidara değişebileceğinden ötürü bu kalıcı bir yenilik değildir. öte yandan, eğitim sisteminde fizik, matematik, kimya gibi derslerin saat sayısının artırılıp, zorunlu din derslerinin saat sayısının düşürüldüğü yeni bir müfredat gelecek on yılda ekonomik yapıda verimlilik artışı sağlamayı başarabilir.
bunun haricinde, yerel yönetimlerin genel bütçeden alacağı payda getirilecek bir sınırlandırma ve/veya bu yönetimlerin borçlanmasının önüne çekilecek yasayla belirlenmiş yeni kurallarla daha disiplinli bir harcama döngüsüne girilebilir. yatırım, özellikle devletin yatırım tercihlerinin döviz kazandırıcı alanlara yapılmasını sağlayacak kurumsal değişiklikler bir başka yapısal reform unsurudur. 2009'da biten son standby anlaşmasından sonra ali babacan tarafından gündeme getirilen ama daha sonra sümen altı edilen mali kural, aslında genel mali çerçeve düzeyinde bir yapısal reformdur.
yapısal reformlar, türkiye toplumunda ister istemez tarihsel sürecin başından beri modernist-muhafazakar olarak ikiye ayrılmış toplumun ekonomik ağırlığını modernist kesime, en azından ilk etapta, kanalize edecektir. eğer siyasete ekonomik paylaşım stratejisi olarak bakarsanız da şu an bu reformların neden yapılmadığını çok net şekilde görebilirsiniz. kendisi muhafazakar kanadın önderliğini yaptığı iddiasında olan bir hükümetten söz konusu reformları gerçekleştirmesini beklemek için, toplumsal iç barış tarzı bir mucizeye ihtiyacımız vardı.
sıradan vatandaş olarak mevcut krizin bu fırsatı sağlamasını dilemekten başka bir şey ne yazık ki elimizden gelmiyor. açıklanan kasım ayı dış ticaret rakamları ile beraber, 3 aydır fazla veren cari dengenin kasım ayında da cari fazla vereceğini öngörmek sanırım artık çok zor değil. mevcut büyüme modelimizden ötürü de bu cari fazlanın bedelini artan işsizlik ve yükselen bütçe açığı olarak görüyoruz.
işte bu entry'nin başında belirttiğim asıl belirsizlik tam olarak burada başlıyor. hükümet bu yapısal reformları yaparak, ülke içi kaynak bölüşüm dengesinde bir değişime yol açacak mı, yoksa mevcut makroekonomik göstergeleri toparlayacak adımları attıktan sonra eski büyüme modelini yavaş da olsa tekrar yaşatmayı deneyecek mi?
seçime kadar bu sorunun cevabı çok net. 31 mart seçimlerine kadar hiçbir şekilde herhangi bir yapısal reform ya da gündemin ekonomi tarafından belirlendiği bir seçim atmosferi istenmeyecektir. bu nedenle kutuplaştırmayı artırıcı söylemler artarak devam edecek, ve geleneksel muhafazakar-modernist zıtlaşmasını vurgulayıcı söylemlerle gündem meşgul edilecektir. magazinel olmuş olan metin akpınar olayı bundan başka bir şey değildir. o olmasa iktidar başka birini göz altına alır, yine gündemi buraya taşırdı. seçimden sonra da sessiz sedasız bu davalar düşürülür ve gündemden düşmesi sağlanır.
öte yandan seçimden sonra inat edilse bile çok büyük ihtimalle imf ile anlaşma yoluna gidilmesi temmuz ayını bile bulmayacaktır. unutulmamalıdır ki imf sizin ülkenizin yapısal reformlara ağırlık vermesini, eğitim sistemini buna göre tasarlamanızı sağlayacak kurum değildir. ülke kendi ekonomik model tercihini kendisi gerçekleştirecektir.
imf sadece, hem verdiği borcun ödenebilmesini hem de diğer alacaklıların kendi borçlarını tahsil edebilmesini sağlayacak mali disiplin ortamını ve birinci dereceden finansal yapılarla ilgili düzenlemeleri şart koşarak kredi dilimlerini serbest bırakır. bugün benim, mevcut büyüme modelinin, borçlanmaya dayalı büyüme modeli, çöktüğünü söylememin temel nedeni mevcut modelle devam halinde (bir imf anlaşması yapılması durumunda ve makroekonomik göstergelerin iyileşmesi durumunda dahi), 1923'ten bugüne ortalama büyüme hızımızın oldukça altında kalacak şekilde büyümek zorunda kalacak olmamızdır.
beklenmedik bir şekilde fed yeni qe politikası dahi başlatsa, kaybolan güven unsuru nedeniyle türkiye mevcut büyüme modeliyle gene finansman bulmakta zorlanır. zaten birçok ekonomistin de orta gelir tuzağı olarak tanımladığı şey budur.
bugün türkiye'yi orta gelir tuzağından çıkarmasını bekleyeceğimiz çoğu insan şu an ya avrupa ya abd'de çalışmakta ve/veya cv'leri buradaki şirketlerin insan kaynakları departmanları tarafından değerlendirilme aşamasındadır. mevcut politikalarda ısrarın sonucunda gidilecek yer, devrim sonrası iran'ın yaşadığı nitelikli çalışan kaybından başka bir yer olmasa da, bundan çok da farklı olmayacaktır.
tam da bu nedenlerle, türkiye büyüme modelini değiştirmek zorundadır. bunu yaparken de, padişah genç osman'ın idam edilmesiyle başlayan modernist-muhafazakar çatışmasını bitirecek iç barış ortamını sağlayarak devletin kendi evlatlarını barıştırmaktan başka bir şansı yoktur. çünkü sınırları askerle koruyabilirsiniz, halkı sosyal yardımlarla doyurabilirsiniz, çoğunluğun baskısını azınlığın üzerinde kurup bunun adına da demokrasi diyebilirsiniz ama ekonominin birtakım gerçeklerinden kaçamazsınız.
ya ekonomik büyüme modelini artık cari fazla verirken istihdam üretebilecek verimliliğe çıkaracak yapısal reformlarla değiştireceğiz, bunu yapmak için de yıllarca süren ve bütün enerjimizi tüketen muhafazakar-modernist çatışmasına iç toplumsal barış sağlayarak artık bir son vereceğiz, ya da...
artık cümlenin devamını size bırakıyorum ama pkk falan hikaye, bu ülke bir gün yıkılırsa bunun en temel nedeni özel tüketim vergisi olacaktır, terör vs değil. -
45. şişli'de kadın şoförü darp eden trafik canavarı
kadına hiç acımaya kalkılmayacak trafik kazasıdır.
bire bir izlemiş biri olarak; arkadan çarpan kadının kocasıdır.
ve hiç de cani falan değildi, öyle bir hamle de yapmadı.
kızıl saçlı , taytlı kadın attı kendini yerlere bas bas bağırdı,
genç adam karısını aşığı ile yakalamak için
öne geçmeye çalışırken arkadan vurdu, kadın da arabayı
apartmana çarpınca bir adam arabadan inip
(bak sadece karısına değil arabasına da binmiş))
hızla sıvıştı (madem evli kadın sevgilisi var,
o kadar yüreklidir; acaba neden kaçıyor, kadında bir şey var mı diye
insaniyet namına falan baksaydı ya?) üstelik iki araba da zavallı adamcağızınmış.
kadın uzun süre adamcağızın yakasındaydı adam, elini bile kaldırmadı.
27-28 yaşlarında genç, minyon bir adam, ağladı, çok acıdım.
karısında vicdan, utanma yokmuş.
o kaçan aşığı da amma tabansızmış
ama olan kocaya oldu.maddi manevi.. -
46. 1 ocak 2019 alkol ötv zammı
düzenleme diyen gazetecilik anlayışınızın aq emi...
bakanın yaptığı açıklamada 3 ay sonra yansıtılacakmış bu zamlar... yani 31 mart’ta seçime kadar zam yok. seçimden sonra yine bizi sikmeye devam. devam edin bakalım bu sefer ne olacak! bu sefer size miiiii bize mi dönecek bu devran...
bu arada ;
45 derece rakı yapmak için
5lt etil alkol 15 tl kaba boşalt
16 ml anason kristal ekle karıştır
4 damla üzün aroması ilave et karıştır
5 damla damla sakız’ı ilave edip iyice karıştır
1 damla meşe aroması ilave edip karıştır
5ml gliserin ilave edip iyice karıştırın
5 tane kesmeşeker ilave et
1 gün beklet arada karıştır 1 günün sonunda
5,5lt saf su ilave edip iyice karıştır
10 litreden fazla rakınız hazır.
litresi 25 tl’ye falan geliyor, gayet de içiliyor. 200 tl vermeyin bunlara!
40 derecelik viski elde etmek için
5 lt etil alkolü 15 litre bir kaba boşaltın
12 ml viski aroması ilave edip iyice karıştırın
7lt saf su ilave edip iyice karıştırın
5 ml karamel boya ilave edip iyice karıştırın
12 litre viskiniz hazır vermeyin bu heriflere 250 300 tl litre başına, 20-25 tl ye de yapılıyor....
40 derecelik votka yapımı için;
5 lt etil alkolü 15 litrelik kaba boşaltın
20 ml votka aroması ilave edip karıştırın
7 lt saf su ilave edip karıştırın
5 ml gliserin ilave edip karıştırın
12 litre votkanız hazır, basın içine elma suyunu, ananas suyunu, missss
edit :
sabahtan beri mesaj geliyor tek tek yazmaktan bıktım reklam olmasın diye ama internette arasanız zaten var
http://etilalkolsepeti.com/
site bu, zaten girin bakın adamlara yapılan yorumlara falan kafanıza yatmazsa almazsınız. acı olan etil alkolden değil, ben de sipariş ettim 3 defa. watsap hattında 24 saat cevap veriyorlar sorun adamlara kafanıza yatarsa.... bana herifler fiş bile yolladılar fiş istediğim için, izinleri neyse o da varmış, satışlarımız resmidir sitemizden bakabilirsiniz dediler bana da ben ondan buradan aldım, bi sıkıntı çıkarmadılar 6-7 yıldır bu işi en eski yapanlardan. bakın işte benden bu kadar, ulan utanmasanız yapıp yolla diyeceksiniz aq. -
47. yılbaşında piyango bileti almayan insan
ben.
ailem.
yakın çevrem.
hesap ettik babamla.
5 bilet alsak ne kadar verirdik diye.
aynı parayla dün 15 kg mama aldık.
adaletini falan geçtim, israf bence.
almayın. -
48. 1 ocak 2019
dandik bir yılı geride bıraktık. artık daha dandik bir yılın içine girdik..
türkiye gibi bir ülkede.. üzgünüm. -
49. lise mezunu bile olmayan bir anneye sahip olmak
-
50. haftada 2 kitap bitiren yazarlar listesi
karılarını kocalarını sosyal medyada yarıştıran güruhtan bir farkınız olsun. milletteki bu yarıştırma merakı ne anlamıyorum. çocuklukta yeteri kadar takdir görmediğinize bağlıyorum.
okuduğunuz kitapların niceliği değil niteliği önemlidir. bilgi mahiyetinde içeriğine dair bir şeyleri burada paylaşmak anlamlı olur, sayısını değil.