kesinlikle bilerek çarpmıştır. alıyorlar kamerayı hemen haklıyım moduna geçiyorlar. bu ses tonuna sahip olan birisi asla haklı olamaz.

bize bu günleri aday olma inadıyla yaşatan kılıçtaroğlu'na teşekkürler...
türkiye'nin kaybedecek 1 dakikası yokken gitti 5 yılı hediye etti adamlara.

devletin ne kiracıyı ne kiralayanı koruduğu bir ortamda herkesin kendi çözümünü bulma çabasıdır.
mahkemelerce hükümsüz olduğu iddiası doğru değildir. 2 yönde de kararlar mevcuttur. hakimin vereceği kararda hangi yöndeki emsal karara göre vereceği şu anda muamma gördüğüm kadarıyla.

sarhoşları iki darbe ile nefes aldırmaksizin göz altına alabilecek iken babasını öldürmüş gibi dalarsan olmaz
belindeki silah üstündeki üniforma ortadogu maymunu gibi hareket etmene izin vermez.
polis isen kanun çerçevesinde hareket et.
tutuklanması doğrudur.

içeri giren soğuk hava pencere açınca tekrar dışarı çıktığı için hırsızlık değildir, borç alma olarak düşünebiliriz.

katıldığım tespit. astrolojiye inanmak ya da inanmamak benim için bir zeka turnusolü. bu zırvaya inanan bir insanla arkadaş bile olmak istemiyorum .

ismi lazım değil ülkenin geleceğini mahvetmiş bir adet dersim goblininin yediği haltlardan sadece bir tanesidir.

edit: imlâ

iyi tatiller canlarım.

her gün mesaiye başladığında memleketimize katma değer katan, yeni bir buluşla göğsümüzü kabartan, tüm mesai saatini masasında cayır cuyur çalışarak dolduran, asla ve asla işten kaytarmayan, her gün bizleri muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmak için çabalayan ulu ekşi sözlük yazarlarının eleştirilerine kulak asmayınız. güzel güzel tatil yapın.

öğretmenlerin tatilinden rahatsız olanlar çocuk yapmaktan vazgeçerek öğretmen istihdamının azalmasına katkı sağlayabilir.

sevgiler.

siz daha yatak kıyafeti görmemişsiniz aq çomarları

edit: imla

sen kıçı kırık ingilizcen ve nerden geldiği belli olmayan torpilinle yıllarca uçaklara atlayıp brezilya plajlarında şu anda yancılığını yaptığın vıcık vıcık organizmanın engellemediği rahat yayıncılık ortamında brezilyalı kadınların götüne zum yap, yetmesin tacizini eli sikinde kameramanınla ver ar yu fırom, ay em törkish iletişimiyle sürdür, sonradan girdiğin esrarengiz yollarla servet edin, her şeyin şaibeli olsun, sonra da para mutluluk getirmez gibi ekşimiş bir klişeyi servis et.
karı kız işlerinde dibi görüp servetinin trilyonda birini falan kaptırıp çark ederek kendi kılıklı barzolarla tavla, bilgisayar oyunu oynaya oynaya akli melekeleri kaymış iyice.
hassiktir ordan kola türkacı samimiyetsiz. göt çatalı zumlamakta bile yalancılıktan iyiydin, ağızlara bak, sanki bana inzivaya çekilmiş derviş.

hz. isa

mr beast’e versen 10 kat daha iyi prodüksiyon ve final yapardı. rezillik.

pazarda karpuzcuyla bu mesele yüzünden tartışmıştım. karpuzdan anlıyor gibi tokatlıyodum o da bana “vurma bak içi dağılıyo karpuzların” dedi. ben de ona “2 saattir herkes vuruyo ben vurunca niye tepki gösteriyon” dedim, sustu. herif benim tipimi mi beğenmedi nedir amk bana uyuz oldu herhalde. ben de almadım.

insanlığın bu durumu fazla abarttığını düşünüyorum.bana kalırsa adamın basit bir altına sıçma sorunu var, 'o an' geldiğinde iki dakikada işini halledip tekrar aramıza dönüyor.

bu konu yıllar önce burada yüzlerce sayfa boyunca irdelendi:

(bkz: hatunların efendi adam yerine piç tercihi)

biraz aramaya inanın. (bkz: aramaya inanmak)

genel olarak sinirli ve agresif ise hayatınızdan çıkartın ki sizi artık ilgilendirmesin.

genel olarak sakin biri ise ve sinirlendi ise mutlaka sarılıp anladığınızı ifade edin, sebep siz iseniz sarılırken haklı olduğunu ve pişman olduğunuzu içtenlikle söyleyin.

sonra biraz zaman verin.

hobi olarak kebapçılardan dayak yiyen ve oyuncularını dolandıran karanlık bir figürün kızını oldukça üzen bir sonuçla bitmiş maç olmuştur.

e boşuna demiyoruz.

fenerbahçe s… adamı!

katma değersiz iş yapıp da para kaybeden insanları gördükçe zevkten bayılıyorum. ayılıp, aynı şeyleri görüp tekrar bayılıyorum keyiften. öyle bir keyif.

insanlığın üzerindeki yük sizsiniz.

(bkz: yav he he)

başka adam yok...vitaminsiz kılıçdar'a kaldık...

stellantis grubundan araba almayın kardeşim, hiç mi görmüyorsunuz fas fabrikasında üretilen araçların hepsi sorunlu.

fanatik derecesinde beşiktaşlıyım. en sevdiğim futbolcu sergen'dir. ilk maçında görüp kendisine bayılmıştım. çocukluk idolümdü. ben bile hagi derim. hani derler ya sergen çalışsa hepsini geçerdi diye. sergen ne kadar çalışırsa çalışsın hagi'yi geçemezdi.

alex mi sergen mi derseniz istatistikler alex der benim gibi duygusallar ise sergen.

üzülerek söylüyorum ki futbolda duygusallığa yer yoktur.

ne pahasına olursa olsun gündemden asla düşürülmemesi gereken sübyan cinayetidir.

dün yapılan yayında, çok ilginç bir olay yaşanıyor.

kendisinin, kurtarin kendinizi mahlasıyla ekşi sözlükte yazdığını bildiğimiz zaman yolcusu kullanıcı adıyla youtube yayına yorum yazan şahıs, ilker tuğaltay telefonla aranmadan önce, son mesajını, yayının 55. dakika 36. saniyesinde yazıyor.

telefon öncesi son mesaj

ardından yayıncı, ilker tuğaltay'ı aramak için telefonu eline alıyor ve rehberdeki numarayı seçtikten sonra, çağrı tuşuna tam olarak yayının 57. dakika ve 46. saniyesinde dokunuyor.

ilker tuğaltay'ı aramak için çağrı tuşuna bastığı an

bu noktadan sonra, yaşananları ve yorumları yayın kaydından takip edebil hatta teyit edebilirsiniz.

ben kendim teyit ettiğim evrakları prensip olarak kimseye vermiyorum.

telefon görüşmesiyle birlikte yayın devam ediyor. telefon görüşmesi tam olarak yanının 1 saat 16. dakika ve 45. saniyesinde sona eriyor.

telefon görüşmesinin sona erdiği an

telefon görüşmesi başlayana kadar yayın boyunca kısa aralıklarla yorum yapan zaman yolcusu isimli kullanıcı, tam olarak 21 dakika 9 saniye boyunca sessizliğe bürünüyor.

telefon görüşmesinin bitmesinin ardından, gözlerimiz zaman yolcusu kullanıcısının yorumunu arıyor ve yorum gecikmiyor.

telefon görüşmesinin bittiği 1 saat 16. dakika ve 45. saniyeden sonra, zaman yolcusu isimli kullanıcı, yayının 1 saat 17. dakika ve 51. saniyesinde yorumunu yazıyor.

telefon kapandıktan sonra gelen yorum

yayın henüz daha başlamamışken, heyecanla 3 defa art arda yorum gönderen zaman yolcusu isimli kullanıcının, telefon görüşmesinden 2 dakika 10 saniye önce gönderdiği yorumla, telefon görüşmesinden 1 dakika 10 saniye sonra gönderdiği yorum arasında, tam tamına 21 dakika 9 saniye olması gözümüzden kaçmıyor.

yayın başlamadan atılan 3 yorum

yorumu da buraya ekleyerek, girdiyi ve içeriğini, kamuoyu tarafından değerlendirmeye bırakıyorum.

o ilginç yorum

zaten var.
prof. dr. ahmet arslan

ben espri yapıyorum.

10 sene once arabada kedi kopek mamasi tasiyan insandim. ış oyle mide bulandirici bir hale geldi ki,daha dogrusu getirildi ki hayvanlardan neredeyse nefret edecegim. tum samimiyetimle soyluyorum ozelikle kopeklerden nefret eder haldeyim. panter emel camasir suyuyla yunmus yikanmis megersem. ne kadar manyak oglu manyak var kopekler icin kendini siper etmis.

bu isin cozumu uyutulmaksa evet uyutulsunlar. gariban vatandasina sahip cikamayan belediyeler ite et dagitacak oyle mi?

şu yeşil kartın uygulama şekli çok saçma. top bloktan dışarı çıkıyor, oyuncunun hiç sesi çıkmıyor, bizim koç challenge isteyince rakip oyuncu "tamam tamam benden çıktı" diyor. hakem de oyuncuya aa bravo büyük fair-play örneği diye yeşil kart gösteriyor.

e zaten challenge olunca görüntülü değerlendirmede kabak gibi görünecek blok teması olduğu. marifet challenge olmadan söylemekte temas var diye. bu şekilde challenge sonrası söylenenlere ödül verilmemeli.

aşure kazanı gibi götü olup tayt giyenler gelmiş burada şort giyen erkekleri eleştiriyorlar!!

bunun en büyük sebeplerinden biri hasta kayıtlarda görevli tıbbi sekreterler.

inanılmaz ters cevaplar veriyorlar. hepsi için konuşmuyorum ama genellikle gördüğüm kadarıyla, sen diye hitap ederler. üst üste 2 soru sorduğun zaman direkt azarlamaya başlarlar.

her gün yüzlerce insanla uğraşıyorlar, stresli olabiliyordur anlıyorum ancak herkese cahil muamelesi yapmak ve böyle bir üslupla insanlarla konuşmak hiç hoş değil.

ankara maltepe'de mega show var, pavyon. bildiğim kadarıyla çalıştırmıyor. sosyal medyadan yüklenirsek, bu pozitif ayrımcılığa son verebiliriz.

arda real'e gittiği için menajerlerin artık para kazanamayacağı bir topçu olduğundan milli takımda oynaması imkansız ötesi bir hal aldı. menajerlerin takımı oldu iyice türk milli takımı. montella da izliyor öylece.

o paraya bizim 120 haneli köyde bile yaşarım amk. millet elinde olmayınca paranın ne demek olduğunu unutmuş.

beslenme alışkanlıkları ve damak zevkleri doğumdan sonraki 17-18. yıla kadar anca netlik kazanmaya başlar. bense, bu yiyeceği yerinde (kayseri'de) tanıma ve tatma imkanına ilk defa 26 yaşında eriştim. bu yemeğe bok atanlar popülist beslenme alışkanlıklarını benimsemiş, fastfood delisi ergenlerdir en fazla. bu yemeğe bok atan çarpılır.

ülkeye sığınmacılar girsin diye sınır mayınları temizletilen ülkenin milli savunma(ma) bakanlığı cevabı.

herkes bir problemle geliyor. istediğin kadar arızayı çöz; yapılanlar değil yapılmayan dile getiriliyor. yemek yerken bile nasılsın iyi misin sorularından ziyade, ya şurada şöyle bir arıza var, burada şöyle bir sıkıntı var, şurası bunca zamandır düzelmedi vb. vb. hep bir sitem oluyor.

zarfları saman kağıt olanlardan seçmeli. ayrıca içine bir sayfadan fazla kağıt koymamalı. hatta mümkünse kağıdı zarf boyutunda kesip yazdıktan sonra zarfın içine katlamadan tek kağıt halinde koymalı. ayrıca 6 zarfı posta kutusuna atmadan hemen önce uygun bir zeminde presleyip tekrar denemeli. büyük bir ihtimalle tek seferde 6 posta atmayı bu yöntemler sayesinde başaracaktır.

videoyu neresiyle izlediği anlaşılamayan bir suser'in açtığı başlık.

burada mevzu edilmesi gereken vuran araç ve sürücüsü mü, yoksa hıyar gibi hatalı dönüş yapan ve yolunda giden insanları tehlikeye atan, kazaya karıştıran denyo mu?!!

z kuşağı gençleri özgür falan yaşamıyor. crop top veya aşırı kısa şort giyip gymde vücut kasıp istediğin kişiyle sevişmek özgürlük demek değil. dur bu bağnaz yaklaşım değil oku hele.

z kuşağı gençleri bayağı tutsak aslında. tabi ki genelleme yapmamak gerek ama z kuşağı istediği konsere gidemiyor. parası olsa da gidemiyor çünkü dünya çapında gelen sanatçı yok, gençlik festivalleri yok, üniversite festivalleri bok gibi. kendinden 10 15 yaş büyüklerinin yaptığı gibi dünyayı gezemiyor. parası olsa vize alamıyor. istediği metaya kolaylıkla ekonomik olarak ulaşamıyor. geçmişteki kadar sağlıklı beslenemiyor. bazıları yarını düşünmekten uyuyamıyor. arkadaşlarıyla sevgilisi ile kafasına estiği gibi tatili geçtim dışarı eğlenmeye çıkamıyor. benim yaptığım gibi bugünün günlük 100 lirasına anca tekabül edecek haftalığını biriktirip tıksırana kadar her gün içemiyor, dışarıda yiyemiyor, sinemaya gidemiyor.

z kuşağı aşırı tutsak. bir ekran karşısında abuk subuk kanaat önderlerinin, kimisi cemaatlerin, kimisi internet ünlülerinin gerçeklikten kopuk sınırları içinde tutsak yaşıyor. yaratılan mükemmelsiniz algısı nedeniyle çoğunluğu kendisini sentetik konular harici geliştirme ihtiyacı bile duymuyorlar. bildikleri bu kutulardaki kanaat önderlerinin cümlelerinden ibaret. araştırmaya gerek dahi duymuyorlar çünkü bunun değerini anlatan yok. siyasetten spora iyi bir rol model olabilecek neredeyse kimse yok. siyaset meydanı yok, coşkun aral yok, abbas güçlü yok, zaga falan yok. ekrana baktığında ben bu olacağım diyebileceği neredeyse kimse yok. kişisel gelişimi fiziksel görüntüye indirgeyen bir akımla ve akılla büyüdüler.

z kuşağına gerçeği anlatmak istediğinizde kabullenmek istemiyor. onlara çizilen mükemmellik elbisesinin aslında üzerlerine oturmadığını, kusurları ve yanlışları olabileceğini söylediğinizde benlikleri yıkılıyor çünkü benlik oluşturabilecekleri bir ortam olmadı. kültürel etkinlikler yapamadılar, dünyayı gezemediler, cam fanuslarının dışında sokaktaki kendisiyle alakasız çocukla konuşamadılar. çizilen sınırlar dışına çıkamadılar.

z kuşağının türkiye için konuşursak, geçmişe göre tek özgürlüğü aslında cinsel özgürlük şu anda. bunun dışında tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar kalıplara sıkıştırılmış durumdalar. birey olmayı asla becerememiş ebeveynlerin 3 5 kitaptan okuyup kutsal kabul ettikleriyle birey yaratma çabası yüzünden mahvolmuş bir nesil geldi. bu onlara saldırı değil, ana babaların ne kadar boktan olduğunun bir açıklaması aslında.

türkiye cumhuriyeti tarihinin en karanlık dönemine denk gelmeleri ise katmerli bir talihsizlik kendileri için.

bir cok firma rekabet edebilmek icin starbucks standartlarini getiriyor. eskiden bir sey icmiyorsan hic bir yerde oturtmazlardi, simdi cogu kahve zinciri tek icecekle saatler gecirmenize izin veriyor.

starbucks trden ayrilsin, bir aya kalmaz eski tarzlara donup, yarim saatte bir icecek almayani kovarlar

turnuva önce bir güç sıralaması yaparsak,

----------favorilerim, bu 3 takımdan birisi kupayı alır---------------

1- fransa milli futbol takımı
dünya futbolunun futbolcu fabrikası olma konusunda brezilya'yı geçti adamlar. dışarda kalan oyunculardan bir kadro kursan yine favori olabilecek bir oyuncu havuzu var. uzun bir süre her turnuvada ağır favorilerden biri olacaklar.

2- ingiltere milli futbol takımı
eskiden biraz şişirme oyuncularla hep hayal kırıklığı yaratan ingilizler bu sefer çok sağlam kadro kurdular. bir turnuvada şampiyon olacaklar ama bakalım hangisi olacak.

3- portekiz milli futbol takımı
fransa ve ingiltere'de birini finalde görebiliriz ama portekiz için favori göstermeme rağmen o kadar emin değilim. inanılmaz yetenekli bir oyuncu havuzu var ama ilk 11 için kadro mühendisliği sıkıntı olabiliyor. portekiz bence turnuva uzadıkça açılacak bir takım, grubu lider bitirirlerse önleri açık.

-----------yarı finalde bunlardan biri olur dediklerim-----------------
4- hollanda milli futbol takımı
hollanda artık italyanlar gibi defans yapıyor, çok değiştiler daha turnuvaya uygun oynuyorlar. defans dörtlüsü taş gibi, bir tane büyük golcüsü olsa favoriler arasına bile koyabilirdim. hollanda'yı bu turnuvada elemek zor olacak.

5- almanya milli futbol takımı
ev sahibi olmasa hayal kırıklığı yaratacak takımlar arasına koyardım. bakalım makine düzeninde oynamaktan çok uzaklaşmış olan yeni nesil alman milli takımı neler yapacak.

6- belçika milli futbol takımı
yine bir yerde takılabilirler ama kadroları çok iyi adamların. bir kanatta doku, öbür kanatta doku kadar iyi psv'den bakayoko önde lukaku arkada de bruyne, ortada everton'dan 50 milyon euro üstü transfer yapabilecek onana. grupları da çok kolay, ordan bir gazla yarı finale kadar çıkabilirler.

-----------hayal kırıklığı yaratacak ülkeler-------------
7- ispanya milli futbol takımı
ispanyolların forveti olmadığı gibi umut bağladığı genç yetenekler çok sakatlandılar, zirveyi göremediler. pedri, gavi, oyarzabal, olmo. asensio, fati ve ferran torres kayıplara karıştı. raul, morientes, villa, torres'ten morata'ya kalmış ispanyollar fransa, hırvatistan ve arnavutluk grubunda çok zorlanacaklar.

8- italya milli futbol takımı
tarihin en kötü italya kadrosuyla geliyorlar. eskiden juventus, inter, milan biraz roma-lazio-karışımı italyan milli takımları vardı, takımın kimyası tutuyordu. şimdi bir sürü kulüpten toplanmış ilk 11'i doğru düzgün belli olmayan bir italyan milli takımı var. arkada buffon-bonucci-chiellini duvarı olur, bir umut olurdu. barella dışında o tonali, zaniolo, chiesa, locatelli, raspadori hepsi sakatlıklardan veya saha dışı işlerden bekleneni vermiş değil. italyanların orta saha ve forvette üst seviye için gerçekten kalite sıkıntısı var.

9- hırvatistan milli futbol takımı
büyük oyuncuları yaşlandı, kimisi de başarıya doydu. hırvatlar bu turnuvadan sonra bayağı gençleşecek bence. bizim grupta eskisi gibi olmadıklarını gördük.

-------------turnuvaya damga vurabilecek ülkeler----------------
10- danimarka milli futbol takımı
her turnuvada herkesin sürpriz şampiyon adayı olabilecek bir takım .bu brugge'de oynayan andreas skov olsen bu turnuvadan sonra en büyüklere transfer yapabilir. danimarka maçları yine yüksek tempoda en zevkli maçlar olacak.

11- avusturya milli futbol takımı
bu takımın zirve yapacağı turnuva bu olabilir. yarı finalde görebiliriz bu takımı. bundesliga ağırlıklı, yetenekli, yüksek tempoda oynayan, yenmenin zor olduğu bir kadro. fizik kalite olarak turnuvadaki çoğu takıma fazla gelecekler.

12-isviçre milli futbol takımı
taş gibi top oynayan, büyük liglerde bir sürü oyuncusu olan, tecrübeli tam bir turnuva takımı. almanya, iskoçya, macaristan, isviçre. bu grubun maçları kaçmaz. isviçre bu gruptan çıkarsa turnuvaya damga vurabilecek bir takım.

13- ukrayna milli futbol takımı
çok kolay bir gruptalar. bu kadar golcü sorunu olan ülkelerin arasında forvetleri ispanya liginin kralı dovbyk. premier ligden 4 tane oyuncuları var. shaktar ve d.kiev'den gelen oyuncuların çoğu kaliteli oyuncular. elemelerde ingiltere ve italya'ya karşı 2 tane beraberlik çıkarmışlar. ukrayna'nın önü açık gözüküyor.

-------------turnuvanın dengesiz takımları---------
14- türkiye a milli futbol takımı
geçen turnuvaya gittiğimizin gazın yarısı bile yok. ülkece turnuva havasına giremedik. bence bu olumlu yansıyacak. montella kadroyu biraz hazırlık maçlarında sakladı. bakalım turnuvada kutudan nasıl bir milli takım çıkacak. bu takımın ilk turda elenmesi veya çeyrek final yapması kimseyi şaşırtmayacak.

15- sırbistan milli futbol takımı
bu adamların hep iyi kadroları oluyor ama hepsi farklı farklı takımlardan ve sistemlerden geldikleri için takım olmayı başaramıyorlar, toplama bir takım gibi oluyorlar. aslında hırvatlar da sürekli dışarıya oyuncu gönderiyor ama ilk 11'i sırplar kadar sirkülasyona uğramıyor. sırplar da bizim gibi çeyrek finale de çıkabilir, ilk turda da elenebilir.

16- iskoçya milli futbol takımı
türkiye ve sırbistan'dan kalite olarak düşük olmalarına rağmen daha oturmuş, daha iyi bir takım. geçmişte galller'in yaptığı sürprizi yapabilirler.

------iyi takım ama 2.turdan fazlası olmaz---------
17- macaristan milli futbol takımı
almanya, isviçre, iskoçya'dan oluşan a grubu çok zor, kırıcı bir grup. bu grupta birilerine yazık olacaksa o macaristan olur.

18-polonya milli futbol takımı
polonya kağıt üstünde iyi bir takım gözükmesine rağmen elemelerde rezil bir performans sergiledi, en iyi oyuncuları yaşlandı. hollanda, avusturya, fransa grubunda şansları çok düşük.

19- çekya milli futbol takımı
kadroları yerel lig ağırlıklı, avrupa'nın büyük takımlarına eskisi kadar oyuncu veremiyorlar. bu takım çok koşar, mücadele eder bize ters gelebilir ama bizi geçse bile çok ileriye gidebilecek bir kadroları yok.

---------turnuvada 0 çekebilecek takımlar-----------
20- slovakya milli futbol takımı
tehlikeli bir takım, lobotka, skriniar, başta olmak üzere büyük liglerde oynayan iyi oyuncuları var. bu listede gruptan çıkan olursa o takım slovakya olur.

21- arnavutluk milli futbol takımı
bu takımı izlerken büyük olasılık yazık oldu adamlara diyeceğiz. fransa, hırvatistan ve ispanya grubunda direnç gösterecekler. ancak bir yerde çözülecekler, hata yapacaklar. rakipleri hem güçlü hem de çok tecrübeli.

22- gürcistan milli futbol takımı
gürcistan için buraya gelmek yeterli. kvara dışında da avrupa'da oynayan oyuncuları var ama o defans hattına kaladze'yi koysalar yine düzelmez.

23- romanya milli futbol takımı
uzun zamandır turnuvalarda göremediğimiz bir ülke. son 10 yılda adam akıllı futbolcu çıkmadı bu ülkeden. çıkar gibi olanları da genelde eski kaliteli oyuncuların etkisiyle italyan ve türk takımlarına kitliyorlar.

24- slovenya milli futbol takımı
slovenya'yı oblak bile kurtaramaz 0 çekmekten. ingiltere, danimarka ve sırbistan grubunda işleri çok zor.

ikisi de birbirinden farklı müzik türü olduğu için aynı anda tiksinmenin büyük kültürsüzlük alameti olduğunu gösteren tiksintidir.

süper kupa dünyanın her yerinde kupa alarak oynamaya hak kazanılan bir organizasyon. tek istisnası ligi ve kupayı aynı takımın kazanması. o zaman mecburen şampiyonla ikinci olan takım maç yapıyor ve süper kupa öyle sahibini buluyor.

tff'nin getirdiği şey ise saçmalık. sırf daha fazla maç olsun, yayın geliri reklam geliri artsın düşüncesiyle dörtlü final icat etmişler. ligi ikinci bitiren takım ya da kupa finalisti takım dörtlü final uygulamasıyla belki süper kupayı kazanacak. neresinden baksan ahmakça.

edit: iki arkadaş uyardı şu ana kadar, ispanya'da da böyleymiş. onlardan almışız bu ahmaklığı.

mevsim gereği denen ama pek de mevsim normali olmayan sıcaklıktır bugün yaşanan. haziran başlarında uzun zamandır böylesi bir sıcak yaşandığını hatırlamıyorum. dışarıda oksijen namına bir şey yok. nefes almak fazlasıyla zor. dışarıda çalışmak zorunda olanların allah yardımcısı olsun.

bunu ikiyle çarpın yasal olmayan sayısını elde edersiniz.

türkiye'deki yabancı sayısının 15 milyondan az olma ihtimali yok. doğum oranlarını da göz önünde bulundurursanız önümüzdeki 25 yıl içinde ülkenin başına neler geleceğini tahmin etmek zor değil.

(bkz: ihanet projesi)

sadece 'erkek' olmaya genellenmemesi gereken bir durum. iyi insan olmak bir işe yaramıyor. özellikle iş ortamında. kötülerin şöyle bir özelliği var. siyasi görüşü ne olursa olsun. iş ortamında kötü niyetli, şeytanı insanlar birbirleri ile çok güzel anlaşıyorlar. siyasi-hayat görüşü ne olursa olsun kötü niyetli, aptal insanlar iş ortamlarında biraraya gelip çete olarak 'baskın' hâle gelerek her işlerini hâllediyorlar. onlar takdir ediliyor,ön plana çıkıyor. siz de oturduğunuz yerden mal gibi bakakalıyorsunuz. sizi hayatta çok üzerler.

çocuğunun hayatını bu kadar meze ederek ortaya dökmesi bu kadınında doğru yolda olmadığını gösteriyor. bazı suserlar bize ne bundan demiş ama bu sekilde ebeveyn çocuk ilişkisi olan insanların ünlü olmayan versiyonları show ana haber de bir suça karışmış olarak çıkıyor karşımıza!

bu çocuk yarın kendi benliğini bulduğunda annesini toplumun önüne linç duygusu ile attığından dolayı yargilamayacak mi ?

çocuk yapmak sanattır; doğru notaları bulup en iyi besteyi her anne baba yapamaz.

insallah deniz akkaya çaresizlik ve bunun iteledigi karabasandan kurtulur, evladı da travmatik ruh halinden en hızlı şekilde çıkar.

hala esnafı düşünüyor adam bakar mısın!

bu öğrenciler nasıl beslenecek demiyor, durumu olmayanlar nasıl beslenecek demiyor, yüzlerce, belki binlerce öğrenci nasıl beslenecek diye endişelenmiyor, 10 tane esnaf için üzülüp endişeleniyor.

vallahi de bizden bi bok olmaz

dave mustaine'in "ben daha bitmedim" çığırtısının sesi olan bir konserdi. adam %100'ünü verdi. enerjisi yüksekti. sesi kısık kalınca sweating bullets öncesi mikrofonun sesini kökletti sanırım ki o andan itibaren sesi çok net gelmeye başladı.

setliste 2-3 şarkı eklemişmiş. bu şekilde 20 tane şarkı çalmış oldular...

desem de inanmayın tabi. her yerde olduğu gibi 17 şarkı çaldılar. peki aslında olan neydi? bazı şarkıları değiştirdiler sadece. a tout le monde'yi çıkarıp, wake up dead koymuş. dawn patrol çıkarıp, hook in mouth koymuş vs. ki yeni bir şey değil çünkü her konserde bazı şarkıları değiştiriyorlar zati.

bazı şarkıları çok iyi çaldılar. bikaç şarkıyı iyi çalamadılar (she-wolf gibi) bir de bazı yerlerde lead gitar geç girdi sanki. tam solo girmesi gereken yerde bir sessizlik sonra ortasından giren bi riff filan. mesela tornado of souls'da. ben anlayamadım açıkcası, sizce de öyle değil miydi?

ama beklediğimden çok daha sağlam bir konser oldu. ben çok keyif aldım. nedeni enteresandır organizasyon. organizasyon kötüydü diyen arkadaşlar harbi kötü organizasyonlarda pek bulunmamış. bi kere sahne önü çok kalabalık değildi. pogo yapıldı lan. mesela scorpions'ta pogo yapman imkansız, nereye yapıyon alan mı var, aynı anda en az 5 kişiyle temas halindesin. ama ben bu akşam 3-4 kere yer değiştirdim, bira almaya gittim. uygulamaları da takır takır çalıştı. sıra beklemeden su aldım lan. suyu da bardağa koyup vermediler, direkt şişeyle verdiler. 4 su aldım ve ceplerime doldurdum. basit gibi duruyor ama büyük bir lüks. başka konserlerde mümkün değil.

görece bi tık daha tenha olmasının 2 sebebi olabilir. ya karaborsacılar biletlerini satamadı(ki bence olası değil, bizim millette öyle kararlı bir toplumsal protesto kültürü yok, daha çok bireysel fayda peşindeyiz) ya da organizatörler insani sayıda bilet sattı. eğer öyleyse afferin valla.

megadeth'i ve dave'i tebrik ederim. saha içi 20 euro, sahne önü 40 euroluk bilet fiyatlarıyla geldiler. yani aslında çok karlı olmamasına rağmen geldiler ve hakkını verdiler. ben daha gelmelerini de bekliyorum.

(bkz: yarrak burcu erkeği) bi bitmediniz amı*na koyim türlü sikikliklerinizi, kötü erkek seçimlerinizi ve ilişki içinde yaptığınız yanlış seçimleri, kötü seçiminizin anasının amından çıkarken gezegenlerin anlık konumuyla açıklama peşindesiniz. ahahahahaha

herkes klimadan, hazirandan vs bahsetmiş. farkında mısınız? ölüyoruz.

yakında tüm ağaçlar kuruyacak, kurumayalar yangınlarla yok olacak, aşırı buharlaşmadan alakasız yerlerde tufanlar yaşanacak, muhtemelen içme suyu dahi bulamayacağız.

bu sonun başlangıcı değil, şuan bildiğin sonun içindeyiz.

bir katakulliyle ikna edildigimizi dusundugum durum.

kisa kollu gomlek kiro, kamyon soforu havasi veriyor. bu yuzden 38 derece sicakta uzun kollu gomlek giyip onun kolunu kiviriyoruz, niye? kim bizi buna ikna etti, hangi gucler bunun arkasinda? dunyayi yoneten bes aile dahil herkesin bu konudaki dahlinin arastirilmasi lazim.