saitfaikemmi18
profili

  • titanic'in buz dağına çarpıp battığı yalanı

    ben filmini izledim, zinadan batıyor.

  • 18 şubat 2024 icardi'nin ahlaksız hareketi

    videoyu izlemedim ama ankaragücü kesin haksızdır amk

  • nbc demirkubuz atışması

    zeki elinde cıgarayla "bu kaltakla aynı mahallede büyüdük, mevlanakapı'da" diye mevzuya dalarsa avantajlı başlar

  • silah taşıyan adam için ölüp biten acınası kızlar

    (bkz: mal sürüsü)

    ümitcan olayında da hatırlanacağı gibi bu tipler adamın instagramına hücum etmişti, adam sex tanrısı gibi olmuştu. yılın erkeği seçmediği kaldı bu malların. ne desek boş... ben duyarlı olmayı bırakalı çok oldu, saçım hala siyah. sadece tanıdıklarınızın dertleriyle dertlenin bu ülkede, uzun vadede faydasını görürsünüz

  • kadınların paraya baktığı gerçeği

    fakir bir erkek olarak içeriden bildiriyorum. kadınlar fakir erkeğe bakar canım kardeşim, sevgili olur, hatta baya ciddi ilişki yaşarlar. denyonun teki değilsen ve denk gelebiliyorsan bir şekilde her sınıftan, her çeşit kadınla beraber olabilirsin.

    önemli olan nokta şudur ki; kadınlar fakir erkeğe fazla tahammül etmezler. kadınların o dillere destan tahammül eşiği, karşısında fakir bir adam varken bir anda öyle bir düşer ki, yemekten sonra sadece bir kez dişini kürdanla temizlemen bile ayrılık nedeni olabilir.

    35 yaşındayım. kadınlar şöyledir, böyledir diye ahkam kesilen muhabbetler de fazla açmaz beni, ki konu erkekler olsa gömecek daha fazla konu var onu da çok iyi biliyorum. nerdeyse erkekler kapatılsın diyecek kadar hem de! ancak neler gördü bu gözler, neler duydu bu kulaklar. hala da kadınlar hakkında öğrendiklerime şaşırıyorum.

    evlenmiş boşanmış, uzun süre biriyle ilişki yaşamış kadınların birçok anlatısını dinledim. mobbing, zorla ilişkiye girme (tecavüz aslında) , dayak (bunu çoğu kadın anlatmaz ama satır aralarından anlarsın) , aldatma (ama baya suç üstü yakalanan cinsten aldatma), yok sayma, insan yerine koymama gibi insan onuruna ne kadar ters durum varsa hepsini dinledim ve bu kadınlar bu insanlara 1 yıl, 2 yıl hatta yıllarca tahammül ettiklerini, ve bu insanların tek ortak noktasının orta üst derece maddi gelire sahip tipler olduğunu biliyorum. ve bu kadınların hepsi entelektüel ve feminist zeka, bilinç olarak iyi seviyede görünen kadınlar. çoluk çocuk değil. maddi olarak kocasına muhtaç olup evliliği zoraki sürdürecek tipler de değil. bahsettiğim kadınlar doktor, reklamcı, prodüktör, üniversitede hoca.

    akıl alır şeyler değil cidden tahammül edebildikleri şeyler, yıllarca hem de. bir sol partiye üye, sol sendikada sekreter, aynı zamanda doktor olan bir kadın, ultra premium feminist olup hem de, aldatıldığını gözleriyle gördüğü halde kocasına neden bir seneden fazla tahammül eder? benim ayrılma nedenlerim çok sikindiriktir mesela, o kıza niye baktın, niye beni şu kadar zamandır aramıyosun vs vs. dayak, aldatma, küfür, şiddet, insan yerine koymama gibi nedenlerle ayrılmadı kimse benden. ezcümle, kadınlar iyidir, hoştur, iyi ki varlar, severler, sevilirler ama bir yerden sonra bazı kodlar devreye giriyor ve maddi sıkıntısı olan adama fazla tahammül etmiyorlar sanırım. ya da ben öylelerine denk geldim.

  • game of thrones'un en iyi sahnesi

    sir arthur dayne

    dövüş koreografisi öyle güzel hazırlanmıştır ki, arthur dayne 5 kişiyi kesiyor ama saçma hiçbir şey yok sahnede.

  • aşk hayatını bir savaşla anlatmak

    (bkz: pirus zaferi)

    bence bütün aşkları anlatan güçlü bir metafor. kendince bir şeyler kazanırsın ama kaybettiklerinin yanında esamesi okunmaz falan filan. evet bugün de tespitimizi yaptık çok şükür, uyuyabilirim artık.

  • tişört üzerine gömlek giyilen karanlık dönem

    devam etmektedir. hatta ön saflarda bayrak sallayanıyım.

  • kadınların dert anlatan erkeklerden hoşlanmaması

    kadına ya da erkeğe dert anlatmak, insanların sır tutacağını sanmak başlı başına trajedi. saadet zinciri gibi o ona anlatır, o başkasına derken senin derdin başkasının taşak malzemesine dönüşür. evlenip boşanmış bi kız arkadaşım vardı, eski eşinin erken boşalmasını falan anlatıp gülerdi amk kaşarı, işin kötüsü beraber gülerdik. ne kadar ayıp aslında düşününce. yetersiz tecrübe veya sağlık sorunları nedeniyle bir erkek erken boşalabilir, bunun üstesinden gelinebilir halbuki. bakıyorum şimdi profiline aşk hakkında, ilişkiler hakkında, ahlak hakkında acayip ufuk açıcı, melekvari entryler giriyor.

  • türk sinema tarihindeki en efsanevi replik

    " bu kaltakla aynı mahallede büyüdük. mevlanakapı'da. babası zabıtaydı. alkolik hasta bi adamdı rahmetli, erkenden de gitti zaten. bu anasıyla yoksul, perişan... bizim tuzumuz kuruydu, hacı babam yapmış bi şeyler. bi de zagor vardı. bizim eski evin kiracısının oğlu. babası filimciydi yeşilçamda. cepçilik, arpacılık, her yol vardı itte. ama sevimli, yakışıklı oğlandı. bizimkine aşık etmiş kendini. ben efendi oğlanım, okul mokul takılıyorum o zamanlar. öylece büyüdük gittik işte. ne bok varsa hep askerliği beklerdim. dört sene kaldı, üç sene kaldı... sonunda o da geldi gittik. bizde de herkes bunu bekliyormuş; gelir gelmez yapıştılar yakama. ev düzüldü, kız bulundu, çeyiz falan filan... nikahlandık. iki taksi bi dükkan verdi peder.... dükkanda koltuk moltuk satardım. bi gün bu orospu çıkageldi. hiç unutmam, görür görmez cız etti içim. böyle basma bi etek dizine kadar, çorap yok, üstünde açık bi bluz, saçlar maçlar... pırlanta anlıyacağın. şunun bunun fiyatını sordu, dalga geçti benimle. kanıma girdi o gün. tabii taktım ben bunu kafaya. ertesi gün bi soruşturma... dediklerine göre yemeyen kalmamış mahallede. ama asıl zagora kesikmiş. zagorda kaftiden içerde o sıra. bi gün, süslenmiş püslenmiş; zırt geçti dükkanın önünden. yazıldım peşine. tuhafiyeciye gitti, pastaneden çıktı; minibüs otobüs, geldik sağmalcılar'a benim içimde bi sıkıntı... işi anladım tabii: zagoru ziyarete gidiyo. bi tuhaf oldum, piçi de kıskandım. uzatmayalım çaresiz evlendik ötekiyle. o ara zagor içerden çıktı. sonra bi duyduk; kaçmış bunlar. altı ay mı bi sene mi; kayıp. hep rüyalarıma girerdi orospu. o gün dükkana gelişini hiç unutamadım. benimkine bile dokunamaz oldum. sonra bi daha duyduk ki iki kişiyi deşmiş zagor: biri polis, ikisinin de gırtlağını kesmiş. karakolda beş gün beş gece işkence buna. arkadaşlarının öcünü alıyorlar. kaltağa da öyle... önce öldü dediler zagor'a, sonra komalık. ankara'da oluyor bunlar. bizimki bi gün çıkageldi mahalleye. zagor içerde, en iyisinden müebbet. bi sabah dükkana geldim, baktım bu oturuyo. önce tanıyamadım. anlayınca içim cız etti. cız etti de ne? tornavida yemiş gibi oldu. çökmüş, zayıflamış, bembeyaz bi surat... ama bu sefer başka güzel orospu. oranın şarkıları gibi. kalktı böyle, dimdik konuşmaya başladı. dedi para lazım, çok para. zagor'a avukat tutacakmış. ilerde öderim dedi. esnafız ya biz de, "nasıl?" diye sormuş bulunduk. orospuluk yaparım dedi, istersen metresin olurum. içime bişey oturdu ağlamaya başladım, ama ne ağlamak! işte o gün bi inandım orospuyla tam yirmi yıl geçti. uzatmayalım, zagor'a müebbet verdiler. ama rahat durmaz ki piç! ha birini şişledi, ha firara teşebbüs; o şehir senin bu şehir benim, cezaevlerini gezip duruyo. orospu da peşinden. sonunda dayanamadım: ben de onun peşinden... önce dükkan gitti, ardından taksiler. karı terk etti, peder kapıları kapadı. yunus gibi aşk uğruna düştük yollara. iş bilmem, zanaat yok. bu tınmıyo hiç. ilk yıllar ufak kahpeliklere başladı, sonra alıştı. gözünü yumup yatıyo milletin altına.gel dönelim diye çok yalvardım. evlenelim, pederi kandırırım, zagor'a bakarız: yok. kancık köpek gibi izini sürüyo itin. ne yaptı buna anlamadım. kaç defa dönüp gittim istanbul'a. yeminler ettim. doktorlar, hocalar kar etmedi. her seferinde yine peşinde buldum kendimi.bi keresinde döndüm, biriyle evlenmiş bu, hamile... beni abisiyim diye yutturduk herife. nedense rahatladım, oh dedim, kurtuluyorum. bu da akıllanmış görünüyo. yüzü gözü düzelmiş, çocuk diyo başka bişey demiyo. sinop'ta oluyo bunlar. ben de döndüm istanbul'a. doğumuna yakın, zagor bi isyana karışıyor gene. hemen paketleyip diyarbakır cezaevine postalıyorlar. çok geçmeden bizimki depreşiyo gene; o halinle kalk git sen diyarbakır'a, üç gün ortadan kaybol... herif kafayı yiyo tabii. dönünce bi dayak buna: eşşek sudan gelinceye kadar. kızın sakatlığı bu yüzden.sonra çocuğu doğuruyo. durum hemen anlaşılmamış. ortaya çıkınca bi gece esrarı çekip takıyo herife bıçağı. çocuğu da alıp vın diyarbakır'a, zagor'un peşine. allahtan herif delikanlı çıkıyo da şikayet etmiyo. ben o ara istanbul'da taksiden yolumu buluyorum. epey bi zaman böyle geçti. yine her gece rüyalarımda bu. zagor'un diyarbakır cezaevinde olduğunu duymuştum o sıralar. bi gece bi büyükle eve geldim. hepsini içtim. zurnayım tabi. bi ara gözümü açıp baktım: karlı dağlar geçiyo. bi daa açtım, başımda bi çocuk, kalk abi, diyarbakır'a geldik diyo. baktım, sahiden diyarbakır'dayım. bi soruşturma... kale mahallesi vardır oranın, bi gecekonduda buldum, malımı bilmez miyim? görünce hiç şaşırmadı. hiç bişey demedik.

    o gece oturup düşündüm. oğlum bekir dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle, yol belli, eğ başını,usul usul yürü şimdi. o gün bugün usul usul yürüyorum işte. ''

    (bkz: masumiyet (film))

  • türk kızlarının onlyfans çukuruna düşmesi

    ekonomik kriz kaçınılmaz olarak ahlaki yozlaşmayı getirir, çevrenizdeki insanların para için nelere katlandığını iyi gözlemleyin, ayrıca daha bu ne ki, türkiye seks turizmi cenneti haline gelecek az bir zaman kaldı... sadece kadınlar için değil, yaşlı helga teyzeler de diri ficutlu iç anadolu gençlerine ardını dövdürtmeye gelecekler. memleketi komple sikecekler lan

  • bülent ersoy'un sesinin güzel olmaması

    ibrahim tatlıses ve bülent ersoy, çok değişik yaratıklar, fikriyat olarak tiksinilecek tipler(cinsel tercihinden bağımsız) ama seslerine kötü derseniz çarpılırsınız. iyi ya da güzel değildir, mükemmeldir

    1.35'den sonrasına dikkat

  • tayyip erdoğan'ın kaybediyoruz itirafı

    normal bir ülkede şu ana kadar şürekasıyla beraber pılını pırtısını toplayıp kaçması gereken kitle, hala seçimi kaybedicez goygoyu yapıyor. ülke, gençlik kaybedildi kimsenin umrunda değil.

    beni korkutan ise her seçim öncesi akp kesin kaybedecek algısı yine ortaya çıkmaya başladı. hatırlayın her seçimden önce var bu. yüzde 25 kemik bir koyun, pardon seçmen kitlesi var bunların alooo, o kadar da cebinizde görmeyin. yine son dakika golü gelmez umarım. düşünsene dolar 20 olmuş, 15 milyon arap göçmen, benzin, enflasyon, tl erimiş. erduvan yine balkon konuşması yapıyor. black mirror bölümü gibi. covidden daha fazla ölüm olur ülkede

  • uzman doktor şükran taştan sakarya

    (bkz: fake hospital)

  • jandarma'da komutanın askeri ittirmesi

    askerde sivildeki makamın, mevkiin, tanıdıkların gayet de işe yarar, türkiye la burası. mesela uzak bir birlikte alay komutanı tanıdığın varsa acemiliği terlik nöbetiyle geçirebilirsin, savcı veya hakimsen dışardan paso yemek söyleyebilir, komutanın odasında bölüğün uzman çavuşları ayakta beklerken çay içebilirsin. ha adaletli komutanlar vardır tabii ama askeriyede herkes eşit falan değil. türkiye'de insanlar sadece öldükleri zaman eşitlenir, ki bazı cemaatlere girip çıkıyorsan öteki tarafta bile torpil dönüyormuş, öyle diyollar. biat kültüründe birilerine tabi olman lazım. tatar ramazan filmlerini o yüzden çok sever bizim halkımız. oyunu bozmalar, isyanlar vs...

  • türkiye'den çıkacak nba takımlarına isim önerileri

    angara babies

  • 6 milyon gencin 2023'te oy vereceği parti

    herkesin beklentisi modern,çağdaş, akp'ye oy vermeyen bir gençlik ancak çok büyük bir çomar kitlesi gelmekte şu an. ülkenin mayası hiç değişmiyor, elindeki telefonda bütün dünya nasıl yaşıyor, insanlar neler yapıyor bu çağda görebiliyorsun ancak tarihin çizgisel değil dairesel olması gibi, ülkenin zihniyeti de daireler çizmekte. 15,16 yaşında çocuk tespih çekiyor, reis nabıyon, graaal diye geziyor ortalıkta tipini siktiğim.

  • ali erbaş'ın coronavirüse yakalanması