Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. levent üzümcü'nün paylaştığı tweet

    nesini savunuyorsunuz lan bu yazının. adam katil mi, tecavüzcü mü, terörist mi, alt tarafı ağaç kesmiş. ağaç kesmek dünyanın neresinde suç. bin yıllık bir ağacı mı kesmiş. belki çürük bir ağacı kesti. ağaçları kesip yol mu geçirdi, villa mi yaptı. kışlık yakacağını karşılamak için uğraşıyormuş adam. geride dört çocuk bırakmış utanmaz herifler. bu dünya için gereksizsiniz ne kadar erken kabul ederseniz o kadar iyi.

  • 2. isveççe ile türkçeyi kıyaslayan afet türk kızı

    maşallah diyin lan.

    edit: yalnız üzerinde düşünmemiz gereken şey muhtemelen yurtdışında yaşayıp büyümüş bir kızın, iç anadolu, doğu karadeniz ya da güneydoğuda büyüse ne halde olacağı bence. topraklarımız insanımızı kurutan, yüzündeki gülümsemeyi silen bir zehirle kaplı adeta.

  • 3. türkiye iş bankası reklamı

    canımı sıkan reklam .
    çünkü, türkiye'den siktir olup gittiğime sadece böyle zamanlarda üzülüyorum .

    ülkem için yeterince çalışmamışım, çabalamamışım gibi geliyor. halbuki çalıştım, hem de ülkemizin ve benim gurur duyduğumuz işlerde, projelerde.

    ama ne zaman ata'mın bir fotoğrafını görsem;
    sanki bana bakıyor ve benimle hiç gurur duymuyor gibi geliyor.

  • 4. 22 mart 2019 arnavutluk türkiye maçı

    mackolik.com'un dediğine göre 2. golde emre belözoğlu asist yapmış.
    işte o müthiş "asist"

    (bkz: sergio busquets'in messi'ye yaptığı dehşet asist)
    (bkz: xavi'nin getafe maçında messi'ye yaptığı asist)

  • 5. online oyunlarda türklerin istenmemesi

    kesinlikle her gün karşılaştığım durumdur. fakat bende rte falan demiyorlar allah akbar falan yazıp dalga geçiyorlar. araplarla ıraklılarla falan bir tutuyorlar yani türkleri. çok da farklı sayılmayız zaten artık. emeği geçen herkesin amk.

  • 6. 22 mart 2019 dolar kuru

    merkez bankası gösterge faizi %24 iken bankaları eşkiyalık yoluyla faizleri indirmeye zorlarsan, yabancısı yerlisi tabi sana güvenmeyip kaçar. bu cin fikir hangi zekanın ürünüyse kutluyorum. ama anlamadığım iki şey var, birincisi ortaya çıkmayacağını nasıl düşünebildiler? ikincisi ise yatırımcılar bunu neden bu kadar geç fark etti?
    tahminlerin çok üzerinde yükselmiş kurdur.

    bunu hemen şöyle açıklayalım;
    yatırımcı: kardeşim senin enflasyon hafiften yükselmeye başladı faizi biraz yükselt te kaldığımıza değsin. (3.80)
    devlet: aman abartmayın canım faizi yükseltirsek enflasyon da yükselir ekonomi hepten durur. (4.05)
    yatırımcı: kardeşim bak faizleri yükseltin ben gidiyorum ona göre. (4.50)
    devlet: faiz enflasyona sebep olur.. (4.80)
    yatırımcı: bak gidiyorum (4.95)
    devlet: git ulan yiyorsa allahın dış mihrakı seni.. (5.20)
    yatırımcı: dolar daha güvenli, enflasyonu yok ve reel faizi baba gibi. ben kaçtım güle güle.. (5.90)
    devlet: kaçmazsan adam değilsin. (6.20)
    yatırımcı: ... (7.20)
    devlet: la gel gel vercem sana faiz söz. (6.80)
    yatırımcı: sana inanmıyorum (6.55)
    devlet: al sana %24 faiz paşalar gibi ye iç (6.10)
    yatırımcı: yetmez ama neyse hadi geleyim aferin aklın başına gelmiş (5.20)
    devlet: lan bu faizi yükselttik ama ekonomi durdu, yok mu çözümü bunun? hem dolar yükselmesin hem ekonomi işlesin seçimi kazanalım. (5.17)
    cin fikir bir dostumuz: bankalarla gizli odalarda konuşalım. kredi faizlerini düşürsünler mevduat faizini aynı tutsunlar birazcık karları azalır bi şey olmaz ekonomi de işler 1-2 ay idare etsinler canım nolcak.
    bankalar: wowowowowow karımdan vazgeçemem. ama eğer sizin de rızanız varsa mevduat faizlerini de indirirsem kredi faizlerini ancak o zaman düşünebilirim.
    devlet: napsak? yatırımcıya da söz verdik..
    cin fikirli dostumuz: merkez bankası gösterge faizi gösterge olarak kalır bir şeycik olmaz ya. 1-2 ay yeter. zaten farketmezler çoğu insan %24 ten senelik vadeye girdi.
    devlet: iyi bakalım o zaman senin dediğin olsun banka kardeş (5.40)
    yatırımcı (2 ay sonra): lan?!?!??? (5.80>)

    edit: düzeltmeler..

  • 7. 23 mart 2019 selahattin demirtaş'ın açıklaması

    "bütün halkımıza, tabanımıza çağrım ve varsa azıcık hatırım, ricam şudur ki, gerekirse bağrınıza taş basın, ama mutlaka sandığa gidip “faşizme hayır” anlamına gelecek oyunuzu kullanın. seçim sonuçları, demokrasi ve barışın gelişmesine fırsat sunabilir. oyunuz bu nedenle çok kıymetlidir. seçimi boykot etmeyi asla düşünmeyin. biz partililerimizden, aday çıkarmadığımız yerlerde chp veya iyi parti’ye severek veya gönülden oy vermelerini beklemiyoruz. bu gerçekçi de değildir. ama bazen bir tek oy, birçok mesaj içerir. işte sizin oyunuz “çok mesajlı bir güce” sahip, stratejik bir oydur."
    şeklinde açıklama yaparak seçimlerde değişimin öncülüğünü yine sahiplenmiştir
    kaynak
    edit: kaynak

  • 8. it gibi korkacaksınız tek bir cümle dahi yazarken

    saltanat içerisinde şeriatın gelmesini bekleyen bir tip.
    kaale almamak lazım.
    koduğumun aktrolü.

    edit: modlog sahibi terbiyesiz entrysini güncellemiş.
    biz kimsenin diniyle ya da inancı ile dalga geçmiyoruz.
    sadece bu ideolojinin rasyonel olmadığını küçük beyinleriniz almasa dahi her fırsatta anlatmaya çalışıyoruz.
    istiyoruz ki sizin gibi 3-5 orospu çocuğu bir araya gelip bir 15 temmuz daha yaşatmayın bu güzel ülkeye...

    yeni edit: bunlar hangi cemaatin hangi kadrosundan acaba?
    sık sık tehdit mesajları alıyorum.

    son giri :
    ilgili şahıs kendi hesabının uçurulması adına başlık açmış.cesaretinden ötürü kendisini tebrik eder ve ajitasyon yaptığını anladığımızı da bilmesini isteriz.
    bundan sonra türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde özgürce düşünen kesimleri o iğrenç parmakların ile işaret ederek hedef gösterip,tehdit etmeye kalkma derim.keza o parmağını da ,kalemini de kırarlar arkadaşım.

  • 9. tc kimlik numarasını 3+3+3+2 şeklinde ezberlemek

    2+2+2+2+3

  • 10. sözlük yazarlarının son gittikleri tiyatro oyunu

    (bkz: profesyonel) yetkin dikinciler ve özellikle bülent emin yarar'ın harikalar yarattığı sırp yazar duşan kovaçevic'e ait oyun.

  • 11. ekşi itiraf

    kuzenimi kaybettiğimizde bir sevgilisi vardı, son kavgamızı onun peşinden suudi arabistan’a gideceğini söylediği için yapmıştık. takriben 13 dk sonra falan, saçma sapan konuşuyorsun da gitmezsin değil mi diye mesaj atmıştım da yoldan geri dönüp gelmişti.

    bu kız arkadaşı da, 9 yıldır yanındaydı, aşkından dağlara taşlara ümit yazdırıyordu, ümit diyince kadın deliriyordu. über işkolik hatun, bir ümit sayesinde durulmuştu falan.

    ümit’ten sonra bütün aile seferber oldu, hele kuzenimin babası kendi acısı bir yanda, kadını devamlı aradı sordu. profilinde de öyle çok başbaşa, mıçmıçlı fotoğraflar yoktu.

    bugün bir şey oldu biraz baktım neler yapıyor diye, ümit’ten sonra ümit’i ima eden fotoğrafları kaldırmış, ümitle olan fotoğraflarını kaldırmış. sonra o döngüye takıldım; kazadan sonra o kaza neden oldu, onun yanından geldi yoksa kavga mı etmişlerdi diye beynimde yükselen, bastırmaya çalıştığım tüm sesler beni bastırdı, fiona apple şarkısındaki timpani melodileri gibi yükseldi yükseldi, akşam gelip yapacağım dediğim şeyleri yapamadım, arayacağım dediğim insanları arayamadım. öbür boyu yasını mı tutsun, tutmasın tabii ama anıları yok etmek, sanırım biraz ağır geldi. herkesin herkesi unutuyor olması büyük hafiflik, lafım ona değil tabii; herkesin herkesi zaten unutacak olmasına rağmen kendi elleriyle yarattığı anıları, izleri, kazıyarak çıkarmasına.

    bugün gelirken yolda 34 plaka beyaz bir renault yanımdan geçti, gemiler çalıyordu. kafamı çeviremedim. akşamdan beri dolara sövüyorum sanıyordum ama yok. en güzel şeyi yine herkesten önce yapıp bok var gibi ölmesine kızıyorum. bunu paylaşamadığıma kızıyorum, beni böyle yalnız bırakmasına kızıyorum. 20 yıl sonra kimsenin asla hatırlamayacağı acıları bana yaşatmasına kızıyorum. çok kızıyorum.

    7 yıl önce ayrıldığım sevgilimin aldığı yüzükleri hala takıyorum, onu sevdiğim için değil yüzüklerimi sevdiğim için, onu hatırlattığı için değil güzel günler hatırlattığı için, 5 yıl önce ayrıldığım sevgilimin aldığı kolyeyi ve asla tarzım olmamasına rağmen geçen yıl ayrıldığım sevgilimin aldığı anahtarlığı da saklıyorum. ulan ben herkesle ilk içtiğim şarabın tıpasını bile saklıyorum şaka gibi. üzerine tarih ve kişiyi yazıp. siz hayatınızdan insanları nasıl siliyorsunuz. sileceğiniz insanlara neden bu kadar büyük cümleler kuruyorsunuz?

    muazzam bir sarhoş saçmalaması olan bu entry yarın sabah mutlu uyandığımda kendini yok etsin.

  • 12. bir erkeğin futboldan hoşlanmamasının asıl sebebi

    erkekliğini futbol üstünden kanıtlama ihtiyacı hissedecek kadar ufak pipili olan insanlarla vakit geçirmek istememesi olabilir.

    boş hayatınızı sikeyim afedersiniz.

  • 13. 240 soruda 51 yanlışla 16 bin kişide 97. olmak

    --- spoiler ---
    turkiye'de en az 15904 gerizekali doktor oldugunun gostergesidir.
    --- spoiler ---

    yazmış üstteki arkadaş...

    tıp kazanmaktan, tıp eğitiminden, hekimliğin zorluklarından habersiz, cahil bir yazar beyanı.

    arkadaşı, çıkan sorulardan bir tanesini bırakın çözmeyi, ya da anlamayı, takılmadan duraksamadan okumaya davet ediyorum. okursa alnından öpeceğim...

    72 alan arkadaşı kutluyorum, yolun açık olsun... cerrahiden uzak dur. (doçent bir cerrah abi tavsiyesi)

    edit: mesaj kutum patladı. tamam tamam kabul ettim, tüm ekşici mühendislerin puanı tıbba yetiyordu, siz yazmadınız. yazsanız g.tünüzle bile okurdunuz, kabul, oh içimi şişirdiniz...

  • 14. zengin yiyeceğine evrilen fakir yiyecekleri

    (bkz: soğan)
    (bkz: patates)

  • 15. işçi sigortasını kendi yatırsın

    bu şu yüzden ülkemizde gerçekleşmesi çok zordur, bunu yaparsan 1 birimlik işi yandaşlara 10 birime yaptırıp peşkeş çekemezsin, vatandaş hesap sormaya kalkar, bugün "göprü yabdı yol yapdı, çaldıysa benim paramı çaldı" diyenler o zaman hesap sormaya başlar.

    poşet parası resmen bunun deneyi gibi bir şey oldu. önceden poşetlerin maliyetini marketler fiyatlara sokmuyor muydu? o poşetler bedava olarak gökten zembille mi iniyordu? ama parayı elden göz göre göre almaya başlayınca çomarlar mıkırdanmaya başladı. bir de düşünün vergilerini elleriyle devlete teslim etseler ne olur?
    ben söyliyeyim, devletin parasından boşa harcayanın anasını bellemeye kalkarlar.
    batıda 3 kuruşun hesabını soran seçmen profilinin sebebi budur.

  • 16. libido yükselten şeyler

    sevgili falan olmadığınız halde bir kadının sokulması. böyle hani memelerini de değdirircesine sokulur ya. örneğin telefonda bir şey gösterirsiniz böyle dibinize kadar girer. bir de güzel kokuyordur. bilerek yapmıyorlarsa bir şey bilmiyorum.

  • 17. erkeklerin zengin aileye damat olma hayali

    sizin şeyma’nız varsa bizim de berat’ımız var. hadi bakalım.

    (bkz: burası çokomelli)

    edit: “şeyma fakir değildi” “berat fakir değildi” şeklinde mesajlar atıyorsunuz. atmayın.

  • 18. kendisiyle aynı gün doğulan ünlü

    (bkz: burcu esmersoy)

    gün, ay, yıl şeklinde. * **

  • 19. avustralyalı karikatüristin rte karikatürü

    cumhurbaşkanımızın şiddet dilini kullanması gerçekten de başta biz olmak üzere herkesi üzdü ki avustralyalılar tepki gösterdi.

    nefreti nefretle yenemeyiz.

    karikatür

  • 20. bira içmelik arkadaş veritabanı

    hiç ilgim olmamasına rağmen açıp okuyorum görünce.

    sanırım yalnızlık koklamayı seviyorum

  • 21. çift soyadı kullanan kadınlar

    tabiki kişinin kararıdır ancak benim için en komik olanı ;

    (bkz: simge fıstıkoğlu tavukçuoğlu)

    soyadını oğlu parantezine almak.

    (fıstık +tavukçu) (oğlu)

    edit : bugün yazarlardan birisi bu esprinin daha önce yapıldığını ve bunun calıntı olduğunu söyledi. kendisini de ilettim aynı cümleyi, basit matematik bilen herkes bu isimdeki denklemi görür. bu isimdeki denklemi çalmak diye bir şey olamaz görmek diye bir şey olur.

  • 22. kastamonu denince akla gelenler

    kayseri'nin adi cikmistir
    pastırma kastamonu'dan yenir

    selametlen

  • 23. kıro kızların ortak özellikleri

    - beyaz samsung telefon.

    istisnasız hepsi bunlardan kullanıyor.

  • 24. sevişemeyeceğini anlayınca ayrılan erkek

    ne yapacağız? kanka muhabbeti mi?

  • 25. kanada'da acilde 11 saat bekleyen kadının ölmesi

    kanada'da o kadar nadir bir olay ki, ta türkiye'de haber oluyor.

    türkiye'de olsa türkiye'de bile haber olmuyor.

    türkiye'de, doktoru gördükten sonra ilaçsızlıktan, devlet ameliyat parasını ödeyemediğinden falan ölüyorlar zaten.

  • 26. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    şu sözlüğe gece uykusuz kalınca girip iki üç tanımlı başlığa entry giresim geliyor.
    ne zaman geceleri entry girmeye kalksam hemen biri damlıyor bu zevkimin içine sıçıyor.
    bu saatlerde dertleşecek kişi bulunmaz artık bunu anladım.
    bu saatlerde olsa olsa orospu çocuğu oluyormuş galiba.

  • 27. cumartesi gecesi evde oturan ezik ve yalnız insan

    kiracıdır, evde oturmadığında kiraya ödediği paranın boşa aktığını düşünüyordur. evet öyle! niye eve o kadar kira ödeyip, sokaklarda gezeyim di mi?

  • 28. dolar kurundaki artışı cumhurbaşkanına bağlamak

    rte'nin tesis ettiği tek adam rejimindeyken ancak bir geri zekalının eleştirebileceği harekettir.
    fakat maalesef kardeşim o kadar düşük kalitelisin ki kıçını da yırtsan, liyakatin değil yalamanın ödüllendirildiği bu iktidardan bile bir çıkar elde edebilecek düzeyde değilsin. bunun için bile çok çalışman gerekli.

  • 29. kızların sözlüğü erkek düşürmek için kullanması

    ekşici 1: e mayki, sözlükten kaç kızla seviştin?
    ekşici 2: valla bilmiyorum kardo, insan belli bir sayıdan sonra çentik atmayı unutuyor.
    ekşici 3: ahaha aynen ya. vıgır vıgır kadın kaynıyor. çoğu da evli bunların ha. gizliyorlar hep.
    ekşici 4: doğru, doğru. günde 10'dan fazla mesaj geliyor mesela bana.
    ekşici 5: ahaha bana 30
    ekşici 6: bana 50
    ekşici 7: beylerrrrr.
    ekşici 8: buyur abi.
    ekşici 7: beyler bir şey diyeceğim inanmayacaksınız la.
    ekşici 9: niye inanmayalım abi? sen 1. nesilsin. buyur.
    ekşici 7: burada diyorum seviştiğim karıları böyle elele tutuştursak yarısı pasaport çıkarmak zorunda kalır lan.
    ekşici 10: hadi canım.
    ekşici 7: ekmek çarpsın bak. doydum olum ben. sarmıyor artık.
    ekşici 11: ben çoktan doydum.
    ekşici 12: ben de.
    ekşici 13: ben de.
    ekşici 14: e napalım?
    ekşici 7: ben diyorum ki, hazır biz bizeyken birbiri
    ekşici 15: tamam.
    ekşici 16: tamam.
    ekşici 7: olum cümlemi bitirmedim lan.

    (ekşın gerçek kesit. 1 sezon bölüm 4)

  • 30. 2019 ekonomik krizi

    okunmayacağımı bildiğimden, instagram’da vakit geçirmek insanlara daha keyifli geldiğinden, bir de kanzuk sebebiyle sözlükten yıllardır soğuduğumdan uzun zamandır pek uzun entry yazmıyorum. şu başlığı gündemde epeydir görüyorum fakat günümüze dek bir şey yazmamıştım. şimdi 3-5 satır ekleme ihtiyacı hissettim.

    öncelikle, ekonomik kriz kavramından anlaşılan nedir, kıstası nelerdir? farklı tanımları olabilmekle birlikte ekonominin küçüldüğü, enflasyon sebebiyle fiyatların arttığı durumun eş anlı varlığı ekonomik krizin varlığı için yeterli kıstaslar.

    ülkemiz 2018 yılının 4. çeyreğinde, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %3 küçüldü. şubat 2019 dönemi itibarıyla tüketici fiyat endeksi (veya enflasyon oranı) bir önceki yılın aynı ayına göre ~%20 artmış bulunuyor. yani elimizde bir yandan küçülen, diğer yandan fiyatlar genel seviyesi artan bir ekonomik süreç mevcut.

    diğer yandan bir de döviz krizi süreci var. bu kavramın net bir tanımı olmamakla birlikte genel fikir birliğine göre bir ülkenin para birimi döviz sepeti karşısında (bizdeki döviz sepeti ağırlıkla usd ve eur) yılda %15’ten fazla değer kaybettiyse bu durum döviz krizi varlığı için yeterli sayılıyor. bizdeki durum nasıl? 2018 yılının başında 1 usd’nin tl karşılığı 3.77 iken 2018 yılının sonunda 1 usd’nin tl karşılığı 5.26, yani yerli paradaki değer kaybı yıllık %40.

    siyasi tartışmalara girmeden; yukarıda belirtilen 2 paragraftaki rakamlardan bu entry tarihi itibarıyla bir ekonomik kriz içerisinde olduğumuz sonucu ortaya çıkıyor. tabii ekonomik krizin boyutu finansal sektörü (ağırlıkla bankaları) ve reel sektörü (üreten sektörler) etkileme açısından farklılaşıyor. ekonomik kriz ayrıca türlerine göre de farklılaşıyor. bizim şu an içerisinde olduğumuz durum, farklı haber kaynaklarından rastlamış olabilirsiniz, slumpflasyon olarak adlandırılıyor. tanımı açık. şu an krizde olup olmadığımız yönündeki tartışmalar bu yönüyle yersiz.

    peki bugün ekonomik krizdeyiz, yarın nasıl olacak? 2019 için öncü göstergeler maalesef olumsuz. misal; üreticinin üretim maliyeti (üfe), tüketicinin alım maliyetine (tüfe) oranla daha fazla artmış. şubat 2019 itibarıyla, bir önceki yılın aynı ayına göre üfe %30, tüfe %20 artmış. demek ki üretici, üretim maliyeti %30 artmasına rağmen bunun %20’lik kısmı satış fiyatına yansıtılabilmiş, aradaki kalan kısım için üretici kârından feragat etmiş. şu an yerel seçimler ve alım gücünün düşmesi kaynaklı talep azalışı sebebiyle üreticiler maliyetlerini fiyatlara net olarak yansıtamadı. yerel seçim sonrası üreticilere yönelik zımni fiyat baskısı ortadan kalkarsa ürünlerin satış fiyatı bir miktar artabilir.

    diğer yandan ithalatımızın kabaca %75’lik kısmı ara mal niteliğinde. yani ithalatı oluşturan asıl kalem; cebinizdeki telefonlar, evinizdeki bilgisayarlar değil; üretim için ithal edilen girdilerden oluşuyor. döviz kurundaki artış üretim maliyetini artırdığından dolaylı olarak ürünlerin yurtiçi fiyatını da artırıyor. diğer yandan, dışa açık ekonomi olmanın doğal sonucu olarak (öyle de olmalıyız zaten, aksini iddia eden eğer cazip geliyorsa kuzey kore’deki yaşama bakabilir) şampuandan diş macununa pek çok ürün ithal. döviz kurundaki artış haliyle bunların da fiyatına yansıyor.

    bugün öncü gösterge olarak kabul edilen göstergeler var. örneğin; sanayi sektöründe kapasite kullanımı, perakende satış endeksi, ciro endeksi, tüketici güven endeksi gibi. tüik tarafından açıklanan son raporların içeriğine bakıldığında, 2018’in son çeyreğinde yaşadığımız daralmanın 2019’un ilk çeyreğinde devam etmesinin ihtimal dahilinde olduğu anlamı çıkıyor. örneğin, ocak 2019 itibarıyla sanayi üretim endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %7 oranında daralmış. (şubat 2019 istatistiği henüz açıklanmış değil).

    şöyle ki, iktisat bir sosyal bilim olmakla birlikte kimi yönlerden fizik bilimini andırıyor. fizik bilimine göre yer çekiminin olduğu bir bölgede bir cismi yere bıraktığınızda havada kalmasını bekleyemezsiniz. yani yer çekiminin olduğu bir bölgede cismi yere bırakmanın (eylem) sonucu var. ekonomide de öyle. ‘bir yandan abd ile ilişkilerimiz gerilsin, ama diğer yandan döviz krizi yaşamayalım’ senaryosu söz konusu değil. haklı veya haksız demiyorum, ancak şöyle bir gerçek var. bugün ekonomik yapısı itibarıyla dış borca ihtiyaç duyan, hele hele kırılgan 5’li arasında sayılan bir ülkenin abd ile ilişkisinin kötüleşmesinin bir sonucu var. biz şu an bu sonucu rahip brunson olayında kısmen yaşadık. şimdi şu günlerde abd ile yeni bir gerilim olabileceği sinyali var. ancak benim asıl merak ettiğim döviz kurunun, rusya’dan s400 savunma sisteminin teslim alınması halinde ne olacağı yönünde. muhtelif kaynaklardan karşılaşmış olabileceğiniz üzere türkiye’nin s400 sistemini teslim alması halinde yaptırıma maruz kalabileceği yönünde açıklamalar var. mesela şu an ‘s400 sistemini teslim alalım ancak döviz krizi yaşamayalım’ gibi bir seçeneğimiz keşke olsaydı, ama yok gibi görünüyor. (sürece dair örnek haber 1, haber 2, haber 3)

    diğer yandan bu tür durumlarda merkez bankası bağımsızlığı çok önemli. ama merkez bankası da şu an açmazda. hedeflediği enflasyon %5, gerçekleşen %20. ayrıca döviz krizi yaşandığı da gerçek. enflasyonun 08/2018 döneminden sonra kayda değer şekilde artmasının ana sebebi döviz krizine bağlı fiyat artışı. usd arttığı an akaryakıttan enerjiye, fiyatı artmayan ürün/girdi/hizmet hemen hemen kalmıyor. döviz kurunu düşürmek veya dizginlemek, böylece enflasyon oranını düşürmek amacıyla faiz artırımı yapmalı. faiz artırımı elbette konut, taşıt, beyaz eşya vb. ürünlerin satışını olumsuz etkilediği gibi ayrıca ticari işletmeler için banka kredisi daha maliyetli hale geldiğinden yatırımların ve ekonomik aktivitenin de yavaşlamasını beraberinde getiriyor. zaten küçülen ve talebin zaten daraldığı bir ekonomide faiz artırımının küçülmenin ve talepteki azalmanın şiddetini artırıcı bir yönü var. diğer yandan; küçülen ekonomi sebebiyle ekonomik aktiviteyi canlandırmak adına faiz indirimi yapsa, getiriyi yeterli bulmayan yabancı yatırımın bir kısmı faizin daha yüksek ülkelere yöneleceğinden döviz kurunda ve akabinde fiyatlar genel seviyesinde artışı beraberinde getirecek.

    yukarıda sayılan gerekçeden ötürü siyasiler tarafından merkez bankası’nın faiz oranını düşük tutması istenir. ancak bu durumun yine yukarıda belirtilen sonuçları var. işte bu yüzden merkez bankası bağımsızlığı çok ama çok önemli. bizde dönem dönem, merkez bankası bağımsızlığı üzerine yerel ve uluslararası basında tartışmalar olduğu dikkate alındığında şu an bağımsızlığın tam olarak tesis edildiğini söylemek güç.

    yönetsel karar alırken duygusal karardan çok mantıksal karar almak önem arz ediyor gibi. evet belki abd ikili ilişkilerde haksız. evet, belki açıklamaları ve icraatları müttefik bir ülke görünümünden uzak. zaten bir deyişe göre ülkelerin dostu yok, çıkarları var. onlar da çıkarını koruyor. neyse. evet, belki abd ikili ilişkilerde haksız. ancak maalesef siyasi ve ekonomik olarak dünyanın güçlü ülkelerinden ve kuralları koyuyor. kurallara uymayan ülkeleri ise kendince cezalandırıyor. yani, şu s400 sistemini eğer teslim alırsak ve döviz kuru artar ise sebebi belli. bu sistemin teslim alınması gerektiğini savunanlar bunun siyasi ve ekonomik sonuçları olabileceği ihtimalini de göz önünde bulundurmalı. ancak; bu sonuçlara rağmen sistemin teslim alınması gerektiğini ifade edenler olabilir, onlara da saygı duyuyoruz tabii.

    son bir not: bu parasal konularda yatırımcıların yalnızca çıkarı var. çıkarları, yatırımlarını/fonlarını türkiye’ye değerlendirmek olursa türkiye’de değerlendirirler. çıkarları türkiye’den fonlarını geri çekmek yönünde şekillenirse geri çekerler. bu durum, muhtelif ülkeler kaynaklı siyasi bir adımdan ziyade yatırımcıların çıkarlarının/risk algılarının nasıl şekillendiğine bağlı. tabii siyasi adım şu şekilde olabiliyor. trump bey bir gece tweet atıp türkiye hakkında olumsuz bir metin yazdığında yabancı yatırımcı risk algısındaki bozulmayla birlikte (cds ile ölçümleniyor) fonunu türkiye’den çekip döviz kurunda artışa sebebiyet verebiliyor. çünkü döviz de esasında bir tür mal, diğer mallardan farkı her mal ile takas edilebiliyor olması. nasıl ki piyasada patates azaldığında patatese talep sabitken patates fiyatı artıyorsa; piyasadaki döviz kıt hale geldikçe daha değerli hale geliyor (yerli para değer kaybediyor) ya da içerideki döviz miktarı yatay seyrederken dövize yönelik talep artarsa yine daha değerli hale geldiğinden yerli parada değer kaybına yol açabiliyor.

    bir de aklıma geldi... şimdi şu süreçte ülke içi ekonomik aktivite yavaşlasa da beyaz eşya, otomobil gibi reel sektör iç talepteki daralmayı ihracat ile aşabilirdi. ancak avrupa bölgesi’nde de işler çok tıkırında olmadığından bu sürecin ihracat ile aşılması da zorlaşıyor. gerçi biraz da bu vesile ile kimsenin dilinden düşüremediği ‘fed’in faiz artırımı’ konusu bir süre daha ötelendi. tüm bu faktörlerin üzerinde bir de bu öteleme gelmeseydi bizdeki faiz oranları muhtemelen yetersiz kalacak ve artırılması gerekecekti. (artırılmaması halinde ise döviz kuru bir süre yukarı yönlü hareket edebilecekti).

    neticede bir ekşisözlük entry’si olduğundan rakamların yanında kaynak belirtmedim. ama olur da rakamları inandırıcı bulmayıp kaynağa gereksinim duyarsanız tcmb ve tuik’in internet sitelerinde mevcut.

    son bir ekleme yapayım: ülkemizdeki kişilerin davranış eğilimlerine bakıldığında; enflasyonun yükseldiği veya ekonomik aktivitede ivme kaybı olacağının beklendiği dönemlerde dövize yönelim var. çünkü mantıken bugün 1.000 $ bedelle aldığınız bir eşya, 1 yıl sonra yine üç aşağı beş yukarı 1.000 $ bedel ile alınabiliyor. ama kurdaki artış sebebiyle 1 yıl önce örneğin 3.000 tl'ye aldığınız eşya için bugün 5.000 tl vermek durumunda kalabilirsiniz. neyse. insanlar twitter sayfasından döviz sattıklarının şovunu yapsınlar. gelin görün ki yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduat stokları anlamlı şekilde artıyor. öyle ki 15.03.2019 cuma günü biten haftada tcmb verilerine göre yurtiçi yerleşikler ilave olarak 4 milyar dolar almış ve mevduat stokları 175.8 milyar dolara yükselmiş. demek ki insanların gelecek aylara ilişkin ekonomik aktiviteye ilişkin beklentisi iyi değil ve adım adım dövize yöneliyorlar. tabii bu durumda; tl mevduata verilen faiz oranları ve insanların hissettiği reel enflasyon düzeyi de kısmen etken.

    ben de böylece havanın mis gibi olduğu bir cumartesi gününün 30 dakikasını kimsenin okumayacağı bir entry için ayırmış oldum. sağlık olsun. ama 1 kişi bile okuduysa, kafasında iyi kötü bir şeyler şekillendiyse benim için yeterli.

  • 31. 23 mart 2019 bddk döviz manipülasyonu soruşturması

    akp’nin klasik düşman yaratma taktiğidir.

    2018’deki kur fırlamasını da hsbc’ye bağlamışlardı bir ara, millet yemeyince kapandı o konu. yahu madem bankalar senin paranı bir günde yüzde 5-6 eritebilecek güce sahip sen ne diye iktidarım diye dolaşıyorsun ortada?

  • 32. zeki müren'i kulağımın onda biriyle dinlemem

    sözlüğün kutsalları var. onlara en küçük bir laf söylersen çomar olursun. misal erkan oğur. kötü bir şey söyle, 'bak şurdan siktir git' bkz'leri beşer onar verilir.
    seçimlerde chp'ye oy atmayacak mısın? o zaman 'kesinlikle akapeli ve çomarın önde gideni'sindir. başka bir şansın yoktur.
    ya da ne bileyim, yavuz çetin'i beğenmiyor musun? 'hassiktir lan, sen kimsin de yavuz'u beğenmezsin?!' diye yapıştırılır.
    leyla ile mecnun güzel bir dizi değil dersin, 'siktir git amına kodumun çomarı. sen git de huzur sokağı izle' denir.
    spotify'a o kadar da iyi bir uygulama değil dersin, müziği youtube'dan 5 liralık kulaklıkla dinleyen köylü olur çıkarsın.
    yani onlardan değilsen, öteki olursun. nasıl akapeliler chpli'leri yargılar, öyle yargılanırsın. yetmez, linç yersin bazen... bunları çıkıntılık yapmak için söylemiyorsundur da üstelik. olur ya, sevmeyebilirsin. öyle aman amanlık bir durum yok bunda...

    zeki müren konusu da aynı şekilde. ben de zeki müren'i sevmem, fakat alaturka musikisiz yaşayamam. alaturka dinleyeceksem trt sanatçılarını açarım. çünkü usûle uygun okurlar. arabeske kati suretle girmezler. rock star havaları yoktur. kimdir bunlar? mustafa sağyaşar, yaşar özel, suat sayın; yeni dönemin harikulade seslerinden bekir ünlüataer, kadınlardan mine geçili, vs... sevdiğim eserleri bu isimlerden dinlemeyi yeğliyorum. çünkü zeki müren o şarkıları okunması gerektiği gibi okumuyor. bunu mektepli kime sorarsanız sorun, benimle aynı kanıda olacaktır.

    o yüzden bana da 'hassiktir oradan lan, sen git serdar ortaç dinle amına koduğumun çomarı' diyeceksiniz, canınız da sağ olmasın, ama durum bundan ibaret. sevdiğiniz her şey, herkes eleştirilebilir. bu da dünyanın en sıradan işi.

    hadi hayırlı tıraşlar.

  • 33. bir türlü özhaseki diyemeyen ankara seçmenleri

    (bkz: mehmet özseksi)

  • 34. supernatural

    15. sezonun final olacağını duyuran canım dizim. ‘bitmedi mi bu dizi yeaaa’cılara kınalarını gönderebiliriz efenim.

  • 35. akp'ye oy vermeyenler vatan haini ve teröristtir

    nazilerin yahudilere yaptığı işaretleme sistemi gibi akp'li olmayanları da belli edecek bir işaretleme sistemi getirseler de kurtulsak amına koyayım. bir gün zillet, bir gün terörist, haftasonu hain olmaktan bıktık. sabitleniriz en azından.

  • 36. ev kedisini sokağa atmak

    işte bunu yapan bursa da yaşarken üst komşumdu, kedi dışarı kaçıp hamile kaldı diye sokağa attı, atölyem alt katındaydı aldım ilgilendim bebeklerini doğurdu ama depresyona girdi çocuk, emzirmeyi reddetti neyse bebekleri büyüttük ev bulduk ama sokağa atılan kedi kayboldu aradım aradım nihayetinde maalesef ölüsünü buldum o kadar mama versemde gece dükkanda bıraksamda apartmanın önüne gidip miyavlıyor evine girmek istiyordu, ve o kişiler ile detay vermek istemiyorum ama karakolluk oldum atölyeyide taşıdım, inşallah evleri yanar başlarına o kedinin başına gelen gelir pislik insanlar.

  • 37. erdoğan'a saygısızlık yapan teyze

    ohh ne de güzel söyledin be teyzem, elini yüzünü öpeyim.

  • 38. carrefour'da satılan tanzim soğanı

    fotoğrafta 2019 türkiyesinin özeti var. 2002'den günümüze geldiğimiz noktanın özeti... hayırlı olsun.

  • 39. solcuları sevmeme sebepleri

    aleviler maraş, malatya,sivas, çorum, gazi katliamlarını yaşadı, bütün değerleri aşağılandı, hem devlet hem halk tarafından ayrımcılıklara maruz kaldı, iş vermediler aş vermediler, her türlü hakarete maruz kaldılar ama sizin kadar mağdur olamadılar ya ona yanıyorum.

  • 40. erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular

    kulağıma ayıp şeyler fısıldar mısınız diye soracaktım, küfür edersiniz diye vazgeçtim. yazıklar olsun hepinize.

  • 41. türk kızlarının çoğunun ruh hastası olması

    bir psikiyatrist şöyle demiş;
    “gerçek hastalar psikiyatriste gitmezler; gerçek hastaların hasta ettikleri kişiler gider.”

  • 42. türkiye'den siktir olup gitmek

    konuştuğumuzda 37 yaşında olan ve 30 yaşında amerika'ya yerleşmiş bir abim şöyle demişti; "vallahi son 2-3 yıldır içimde müthiş bir pişmanlık duygusu var, neden daha erken göçmedim de 30 senemi türkiye'de çürüttüm diye". böyle de bir olay işte..

  • 43. 23 mart 2019 cumhur ittifakı ankara mitingi

    zamanında aynı yerlerden okyanus ötesine seslenip bitsin bu hasret, tülay geri dön diye haykıranların bu sefer fetö diye haykıracağı miting.

  • 44. erdoğan ile kanka halindeyiz

    meydanlarda "niye evlenmedin, niye çocuğun yok" diye bel altı vurup, sana açıkça "ibne" göndermesi yapan adamla kanka olmak için ne bedeller ödedin gerçekten merak içindeyiz. umarım bir gün öğreniriz.

  • 45. ilk buluşmaya renault 12 toros ile gelen erkek

    250 ? lira verip kiralık bi arabayla gelip saksosunu çektirip gitmesini de bilirdi de işte boşver

  • 46. 22 mart 2019 türkiye'ye ekonomik operasyon

    sevgili dostum;
    sen yine düşünceni, aklına yatanı savun ama bir kerede "bizimkilerin de suçu olabilir" diyebilsen.. bu yenilmişlik değil, başkasına koz vermek hiç değil, sadece gerçeği kabullen, dış güç (mutlaka bir miktar katkısı vardır) ama çıkıp meydanlarda seçim öncesi herkesi tehdit etmeler, bozuk ekonomiyi düzgün göstermeye çalışmalar, biraz düşünsen, eleştirebilsen bizde seni sevip anlamaya çalışacağız, burada düşman hatta terörist sandığın herkes en az senin kadar vatanını seviyor ve geleceği için endişe ediyor, kızdıkları nokta senin gerçekleri kabullenmeyip suçu başkalarına atman, kendi mahallendekilere toz kondurmaman,, aslında sen de hergün yolda yanımızdan geçiyorsun, metrobüste, avm'de, cafede falan her yerde birlikteyiz, yaşam kalitemizi birlikte kaybediyoruz, birileri zevk-ü safa içinde yaşarken ben seninle yanyana pahalı meyve ve sebze yiyorum, istediğim birçok şeyi yapamıyorum, biraz daha düşünsen herşey hepimiz için çok güzel olacak, çünkü senin mahallendeki adamın en korktuğu şey senin tepki vermen, seni bize karşı dolduruyor zaten, biz uzun zamandır yok sayılmaya alıştık, senin tepkin bizden daha fazla ürkütecek onu, belki bu şekilde hepimiz için daha güzel bir dünya yaratabileceksin, yine ona oy ver ama tepki göster ve gerçekleri anlamaya çalış (inanmayacaksın ama herşeye rağmen seni seviyor, önemsiyor ve değer veriyoruz)

  • 47. galatasaray tv'de taciz iddiası

    galatasaray'ın acil olarak resmi açıklama yapması gereken skandal iddia. bunu dile getiren alelade birisi değil, kulübün yetkili ağızlarından bir üye. hadi adamı çıkardınız ortamdan, olay ne peki, ne oldu? aslı astarı var mı?

  • 48. kadınların neden açık giyindiğini anlayamamak

    ben akpli sanmasınlar diye açık giyiniyorum.

  • 49. yemek yapan erkekler

    16 yıldır yalnız yaşıyorum. benim için standart bir eyleme dönüştü artık bu. erkeğin yemek yapmasına şaşırmak, buna ekstra anlam yüklemek, bu atıfta primler kovalamak bana kalırsa son derece patetik. kızlar eklesin maiyetli samimiyetsizlik de utanç merkezi gibi bir hareket. ha, geçen gün kabak çiçeği dolması yaptım, o ayrı. seviye arş.

  • 50. başakşehir'in gs'nin evinde şampiyonluk kutlaması

    "başakşehir'imizin" sonrasını gülmekten okuyamadım ahaha.