Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. üstteki yazarın nickinin düşündürdüğü

    (bkz: şerefsiz)

  • 2. yazarların en iyi beş dizi listesi

    1- the wire
    2- rome
    3- rick and morty
    4- black mirror
    5- dexter

  • 3. şekersiz çay

    şekersiz başlarda çok kötü bir deneyim, özellikle geceleri mide bulanması falan yapar. vücut yaklaşık 1 hafta içinde bu duruma alışır ve rahatlarsınız.
    ayrıca şekeri bırakmak isteyenler için küçük uygulama paylaşayım :
    sabah yanınıza bir kavanoz yada şekeri saklayabileceğiniz bir kapta olur yanınıza alıyorsunuz.
    gün içinde çay, kahve vb. içeceklerin yanındaki şekerleri alıp bu saklama kabına atıyorsunuz. bu işlemi gece yatana kadar sürdürüyorsunuz ve günün sonunda biriktirdiğiniz şekerlere bakıp şekerli mi , şekersiz mi içecek içmeniz gerektiğine karar veriyorsunuz.

  • 4. bir kadının kaliteli olduğunu gösteren detaylar

    laf sokarak konuşmayı bir iletişim modeli olarak görmemesi

  • 5. 21 mart 2018 doğan medya grubunun satılması

    türkiye'de muhalefet öleli 2 yıl oluyor. 15 temmuz olayından beri herkes korktu, sindi ve köşesine çekildi. eskiden bir yerlerde tanıştığınız kişiler akp'ye saydırmak için ufacık bir kıvılcım beklerdi, siyaset konuşmaya başladın mı içini dökerdi. artık en fazla fetönün islamcılığına saydırabiliyorlar. "fetöcü" veya "şehitleri küçümseyen vatan haini" şeklinde yaftalanma korkusu ile akp hakkında belli belirsiz homurtudan başka ses çıkaramıyorlar. atilla taş'a bile fetöden 3 yıl hapis verdiler. cumhurbaşkanına hakaret davası açılmış tanıdığı olmayan muhalif yoktur ülkede herhalde.

    doğan medyanın demirörene satılması basit bir şekilde "ikisi de yandaş" diye geçiştirilebilecek bir olay değil. bir zamanlar ülkede başbakanların amerikadaki villalarını araştıran medya bugün komple iktidarın mutlak kontrolündeki bir tekelde toplanmış durumda. bu ciddi bir vakadır. medya; yasama, yürütme, yargıdan sonra gelen dördüncü erktir. cahil yığınları manipüle edip seçmen davranışlarını belirlemeye yarar.

    akp türkiye'yi son 15 yılda 100 yıl geriye götürdü. bu satış bir 10 yıl daha geriye götürmüştür muhtemelen. islamcıların medya ile ilgili bir ajandaları var. bu satış ajandadaki önemli bir kilometretaşıdır. medya ile ilgili nihai hedef bugün trt 1'de 24 saat oynuyor. trt 1 eski stv ve kanal7'ye döndü bugün. bütün diğer kanallar da trt 1 olacak. arap ülkelerinde hep bu şekilde... diğer orta doğu ülkeleri de aynı. buna aykırı bir lübnan ve mısır hıristiyanları vardı bir de "laik" türkiye. sen istediğin kadar tv izlemeyi bırak.. 79 milyon kişi hala izliyor ve izleyecek. akp televizyonda ne gösterirse onu izleyecek hem de. bu coğrafyanın insanı 1000 yıllık arap kültür emperyalizminden kaynaklı biatçıdır, muktedire baş kaldırmaz ve kendi istikbali ile ilgili konularda güçlüden yanadır. akp medya, eğitim, diyanet ve parti teşkilatı eliyle yaptığı toplum mühendisliğini bu şekilde bi 15-20 yıl daha devam ettirirse buranın muhtemelen arabistandan pek bir farkı kalmaz.

    son 15 yılda olup bitenin çağdaş vatandaşa verdiği çok önemli bir mesaj var. sen davasız kalırsan, davanı terk edersen ya da davanı küçümsersen, davana gereken önemi vermezsen; davası olan birileri gelir ve sana bunları yapar.

  • 6. erdoğan'ın başarısını tek kelime ile açıklamak

    (bkz: cehalet)

  • 7. ekşi edebiyat ve sanat whatsapp kulübü

    beni ilgilendirmez ama, edebiyat grubu için bende katılayım yazan birini katmayın bence.
    *

    edit: beni de gruba alir misiniz diye mesajlar geliyor.
    trolluyor musunuz, ciddi misiniz bilmiyorum ama benim ne alakam var yahu grupla ahaha.

  • 8. depoyu fulle diyebilen adam

    kredi kartı kampanyalarından faydalanmak için illa 4x100 tl harcamak gerekiyor malum. o nedenle çok zaman depodan 20 litreden fazla eksilme olduğunda gidip fulletiyorum. 100 lira civarına, hatta çok daha düşüğüne de oluyor yani "fullemek" eylemi.

    fullemek için deponun dibini bulmak şart değil arkadaşlar. bu keyfi her durumda yaşayabilirsiniz.

  • 9. futbolu renklendirmesi olası kural değişiklikleri

    maç uzatmaya gidince 90-120 dakika arası iki takım da yatıyor penaltıları bekliyor. uzatmaya giden maçlarda penaltılar uzatmadan önce atılsın, böylece penaltılarda kaybeden takım 30 dakika uzatmada hayvan gibi oynar futbolun seyir zevki artar. eğer skor değişmesse penaltı atışlarında kazanan takım üst tura çıkar.

  • 10. 22 mart 2018 zuhal olcay'a hapis cezası verilmesi

    şarkıyı " recep tayyip erdoğan hepsi boş hepsi yalan bir gün hayat bitecek dersin görmüşüm rüya” şeklinde yorumlamış, el işareti yapmış... 10 ay hapis..

    r.t.erdoğan’ın bir grup akademisyen için söylediği “alçak, zalim, kapkaranlık, cahil, tiksinti verici, vatan haini, lümpen, terör örgütünün maşası, ahlaksız, mandacı artığı, ruhu kirlenmiş” sözlerine açılan hakaret davasına , mahkeme “ifade ve düşünce özgürlüğü” kapsamında olduğuna hükmetti.

    davalı erdoğan olunca ifade özgürlüğü

  • 11. izlenilen ilk yabancı dizi

    (bkz: a takımı)
    (bkz: macgyver)

  • 12. insana hayatı sorgulatan ev

    bana hiçbir şeyi sorgulatmayan ev. gereksiz lüks ve ihtişamlı. deniz kenarında küçük bir kulübeyi yeğlerim.

  • 13. 21 mart 2018 internete rtük denetimi

    "quien no conoce su historia está condenado a repetirla"

    bu soz "pablo escobar: el patron del mal" isimli unlu uyusturucu baronunun hayatini anlatan sahane dizinin her bolumunun basinda yazar. turkcesi: "tarihi bilmeyen tekerrur etmeye mahkumdur".

    yuz yildan fazla oldu abdulhamid'in "devr-i istibdad"i biteli ve cok uzun zaman olmadi tarihimizin o baskici sultaninin bir kahramana donusmesi ve ayni zamanda yeni bir sultanin ve yeni bir devr-i istibdadin ortaya cikmasi.

    demek ki tarihi bilmiyoruz. yalniz tarihi degil, sanat, bilim, siyaset filan uzar gider de biz asil ozgurlugumuzun kiymetini bilmiyoruz, fiilin kipini degistereyim: bilmemisiz.

    kus misali ucup gidiyor iste ozgurluk. netflix'te diziler ne olacak, puhu'daki ficipimi sansurlenirse napacagiz en buyuk endise. merak etme survivor izlersin! o da olmadi dirilis, mirilis takilirsin trt'de.

    ozgurluk o kadar ucuz degil, yavas yavas anliyorsun. kizma ama aslinda coktan kaybettin, ne zaman mi?

    senden olmayan, senin gibi dusunmeyen haksizliga ugradiginda oh cektiginde, insanlar haksizliga, zulme karsi sokaga cikip polislerin karsisinda bir avuc kaldiginda, rahatini bozmayip hicbir siyasi toplantiya, mitinge katilmadiginda, o zayif, solcu esmer kiz hak, hukuk, adalet derken sen o kizin sesiyle, fizigiyle dalga gectiginde kaybettin.

    bunlar daha hicbir sey degil, daha neler neler var yitirecegin. oyle cifipi'deki bilmem neyin sansuru gibi de degil. sen o cirkin dedigin kizin o cirtlak sesini cok arayacaksin cunku baski karsisinda o sesin ceyregini cikaracak got sende yok. o sese bile muhtac kalacaksin. oyle saniyorum ki bunlari henuz idrak bile etmis degilsin aslinda, kadin-erkek iliskileri, seren serengil, fener galatasaray takilmaya devam et fakat mutlak anlayacaksin yalniz cok gec olacak.

    bu ulke, bu toplum tam bir cinnet halinde. belki de haksizlik ediyorum, herkes her seyin farkinda ama bu seylerden kacmaya, bir seyleri unutmaya calisiyor. galiba en dogrusu benim de kitaplara, makalelere donmem.

  • 14. erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular

    uyudun mu ?

  • 15. türkiye'nin şaka maka çökmüş olması

    çökmemiş diyenlerin neden çökmediklerine dair bir kuple aşağıda

    -kendi savaş gemimizi yapıyoruz çökmedik
    -kendi helikopterimizi yapıyoruz çökmedik
    -kendi denizaltımızı yapıyoruz çökmedik

    kanka kendi yerli ve milli uçağımızı hani şu 7-8 sene önce göklerde denileni eklememişsin o da benden olsun.

    neyse işte bu gördüklerinizi kuzey kore de kendi üretiyor. peki dünya genel görüşüne göre bu ülke çökmemiş ülke midir?

    ya da mesela hollanda ne denizaltı yapar ne savaş gemisi. o zaman bitik bir ülke. vah vah.

    bir de şu yazılmış. "hakkari'de halâ elimizde olmayan terör yuvasına dönmüş her bir tarafı tuzaklarla dolu yerler 1 sene önce alındı"

    bunu okuyan akepenin 1-2 yıl önce iktidarda olmadığını sanır ama bilmiyorsa tabi. yedirebilirse işte. sanki o elimizde olmayan yerler nasıl elimizden çıktı bilmiyormuşcasına.

    valla benim partim senin partin olayı daha çok senin için geçerli. akp ve erdoğan gitmesin de ne olursa olsun diyenlerin kim olduğu da belli. aşırı demokratiklik bunu gerektirir herhalde.

    edit : arkadaşlar yukarıdaki lordun kafası tam ortaçağ kafasıdır. sadece savaşa yönelik birşeyler yaparak geliştiğimizi iddia ediyor, anladığım kadarı ile hepsi ikibin bilmem kaçta tamamlanınca tüm dünyaya savaş açıp kazanıp ganimetleri toplayıp geleceğiz. şu an ordusu bile neredeyse olmayan ülkelere neden gelişmiş ülke diyorlar onu çözemedim yalnız.

    osmanlının neden battığına dair kısa bir özet okudunuz aslında.

  • 16. asla mutlu olamayacak insanlar

    “her insan mutlu olamaz… çünkü gereğinden fazla özler dünü, hak ettiğinden fazla düşünür yarını. ve hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü. her insan mutlu olamaz. çünkü gereğinden fazla özler hayatından çıkanları. hak ettiğinden daha büyük umutla bekler hayatına girecekleri. ve asla göremez yanı başındakileri.” erich fromm

    adam haklı..

  • 17. defne samyeli'nin ödül törenindeki dansı

    kadin tam bir milf ya. 2 cocuk dogurdu, hala tas..

    ama;
    dans figurleri bok gibi
    defne samyeli ok gibi
    ben yasiyorum ot gibi..

  • 18. boğaziçi üniversitesi gözaltı olayları

    olay yerinden bildiriyorum, marksist fikir topluluğu, tkp gibi oluşumlar bildiri dağıtırken ses edilmeyen, sonuna kadar saygı duyulan okulda afrin zaferini kutlamak için lokum dağıtılan standa saldıran grubun ve destekçilerinin gözaltına alındığı olaylardır.

  • 19. kadınların arabaya baktığı gerçeği

    30 yıllık ömrümde emin olduğum tek gerçek.

    bazısına şahin bile uyar. bazısı bmw beğenmez.

    ama kimse bisikletinin arkasına binmez. o filmde oluyor.

  • 20. akp'nin bırakacağı enkaza isim önerileri

    fakparticulation..
    anlamı:
    bütün değerleri en ufak parçalarına ayıracak kadar sikip atmış olmak..

  • 21. barış manço'nun en iyi şarkısı

    elbette dönence. daha bu şarkının introsunun üstüne çıkabilen başka bir şarkı yapılmadı bu ülkede.

  • 22. türkiye'deki internete yeni isim önerileri

    15 temmuz demokrasi ve şehitler genel ağı.

  • 23. ekşi itiraf

    meslek hayatım boyunca çalışmak istediğim firma ile yarın ilk iş görüşmemi yapacağım, heyecandan uyuyamıyorum, yarın bundan sonraki hayatımın ilk günü olabilir.

  • 24. vajinası kapanan kadın

    türk kızlarında da oldukça yaygın olan durum. vajinanın kapanması anüsün büyümesi gibi durumlarda görülebilir.

  • 25. sevgilinin eteğine karışan erkek

    etek giyen kadının tecavüze uğramasını doğal karşılayan orospu çocuklarının bulunduğu ülkede doğru yapan erkektir. seven bir erkek de doğası gereği sevdiceğini korumak ister.
    keşke karışmak zorunda kalmak yerine bu orospu çocuklarını ortadan kaldırabilsek.

  • 26. öğretmenlerimizin yetersiz olduğu gerçeği

    ünlü bir özel okulda bir buçuk yıl çalışmış, sonra devlet okulunda ingilizce öğretmenliği yapmaya devam etmekte olan ben;

    bilişim teknolojileri ile uzun süredir ilgileniyorum. eğitimde bunların kullanımı ile ilgili sunumlar hazırladım, hobi olarak sürekli takip ediyorum.
    • bu süreçte kendi imkanlarımla önce html ve css, daha sonra iyi derecede php ve python öğrendim. halen ilgilendiğim ve geliştirilmesini üstlendiğim birkaç internet sitesi var.
    • uzun süre freelance çevirmenlik yaptım. şu an ücretli olarak yapmasam da gönüllü olarak bazı projelerde çevirmenlik yapıyorum, bir de kitap çevirisine başlayacağım.
    • uzun süredir amatör olarak, bir süredir biraz daha ciddi olarak bisiklet sporu ile ilgileniyorum.

    bu yukarıda saydığım hobilerimi öğrenciye aktarabileceğim bir imkan yok. hani bakın teşvik edilmeyi, bir "eline sağlık" denmeyi bile geçiyorum. bisikleti, bakımını öğrenmek isteyen çocuğa "gel sana bisiklet öğreteyim" deme şansım yok. "şu okulda bir maker atölyesi açalım" demek için zaten bildiğim şeyin haftalarca kursuna gidip sertifikasını alacağım, sonra yeter sayıda öğrenci bulacağım, sonra ilçe milli eğitim müdürlüğü izin verirse ders verebileceğim.

    türkiye'de bu işler sürekli sertifikaya, diplomaya bağlı. devlete göre microsoft word'ü açıp yazı yazabiliyor olmam için haftalarca sikko bir kursa gidip sertifika almış olmam lazım. isterseniz gary kasparov olun, satranç eğitmeni sertifikası olmadan derse adımınızı attırmazlar.

    okulda satranç kulübü var, ayrılan toplam süre 20 dakika. çocuk geliyor, bilgisayara oturuyor. 2 dakikada bilgisayarlar açılıyor, hemen oyuna başlatıp hepsine birer dakika ayırsam süre bitiyor. çocuk oynadığı oyunu bitiremiyor 20 dakikada.

    gerçi sadece devlete de bok atmayalım. bu memleketin ilk özel okullarından birinin bir şubesinde çalıştım. okula ücretsiz internet sitesi hazırladım, benim yaptığım siteyi kaldırıp müdürün tanıdığı 16 yaşındaki bir çocuğa parayla tekrar yaptırmaya kalktılar. aylarca beceremeyince "sen yardım et" diye yine bana yüklediler.

    okulda sadece 8-9 bilgisayarı çalışır durumda olan bilgisayar laboratuvarı vardı. yazın herkesin yattığı, çay keyfi yaptığı seminer döneminde tekrar elden geçirdim, hepsini ana bilgisayardan kontrol edilecek şekilde, 18 adet bilgisayar şeklinde kurdum. bir sonraki sene başında "zaten artık bilgisayar sınıfları kullanılmıyor" diye sınıflara dağıttılar.

    peki ben ne yapıyorum? amacım bir bilgiyi yaymaksa öncelikle bunu internetten yapıyorum. benim de bir şey öğrenirken temel kaynağım burası. ben nereye bakıyorsam, bendeki bilgiyi de öncelikle oraya bırakıyorum. mesela bisikletle ilgili, özellikle tur bilgileri odaklı bir internet sitesi yapıyorum.

    bir çocuğa istediğim gibi eğitim mi vermek istiyorum? yaşadığım şehirde öğretmene ihtiyaç duyan bir vakıfla konuştuk, eşimle gidip gönüllü eğitim verdik. vay efendim sizin bilmemne sertifikanız var mı diye sormadılar.

    mesela geçenlerde gidip mal gibi, saf gibi hizmet içi eğitim yazdım. onda da dersiniz bittikten sonra gidip eğitim alıyorsunuz, yol parasını bile vermiyorlar, cebinizden veriyorsunuz, öyle bir eğitim. proje yazımı ile ilgili olduğunu yazmışlar. gittim, meğer zaten bakanlık projelerinin başvuru kılavuzundaki bilgileri anlatıyorlarmış. 5 gün boşuna gidip geldik, bir kere yazdığın zaman mazeretsiz bırakamıyorsun da.

    en son yazıyı bitirirken, öğrencilik tarihimde bir efsane olan lise tarih hocam ali özuyar'dan bahsedeyim. kendisi, bildiğim kadarıyla 2 kısa filmi, 1 uzun metraj filmi, 8 kitabı olan bir sinema tarihçisidir. adamcağız, bize sinema tarihiyle ilgili bir şey söyleyecek olsa "dersin dışında bilgi veriyorum" diye utana sıkıla anlatıyordu, zira milli eğitim bakanlığı nezdinde suç işlemiş oluyordu.

    işte böyle kendiniz film çeker, kitap yazar, araştırır, öğrenirseniz milli eğitim bakanlığında yetersiz olursunuz. onun yerine gidin, satranç oynamak yerine satranç eğitmeni sertifikası alın, yeterli bir öğretmen olun.

  • 27. tecavüz iftirası yüzünden ölen genç adam

    mahkeme başkanının, “daha önce bunları neden söylemedin?” diye sorması üzerine f.b, “babamdan korktuğumdan dolayı söylemedim. m.ç’ye bir şey olur, 'babam bir şey yapar' diye korktum. o yüzden muhammet reşit’in ismini vermek zorunda kaldım. onunla 3 ay arkadaşlığımız oldu. özür dilerim, pişmanım" ifadesini kullandı.

    bu sözlerden anladığım... m.ç.'ye bile isteye veriyordu demek kaltak. bu kaltağa cinayete azmettirmek suçundan ceza vermesi gerek hakimin. hem doya doya sikiş hamile kal. hem de m.ç.'ye bişey olmasın diye garibana suç at. kimse kusura bakmasın ama ortalık bu küçük orospularla dolu.,

    peşin edit: 12 yaşından büyük her çocuk "duruma göre" cezai ehliyete sahiptir.

    edit: @bestenigar'a uyarısı için teşekkür ederim.
    "12den büyük her çocuk cezai ehliyete sahip değildir. 12-15 yaş grubunda çocuk işlediği fiilin farik ve mümeyyizi ise cezai ehliyete sahiptir."

    söz konusu çocuk 15 yaşındadır ve 3.grup (15-18) yaş aralığında yukarıdaki şarta bakılmaksızın değerlendirilir.

    diğer edit: yaş ile ilgili ve kullandığım ifadeler ile ilgili duyar kasanlara gelsin cem garipoğlu canavarca hisle adam öldürmek suçunu işlediğinde 17 yaşındaydı

  • 28. tai'nin 10 bin çekirdekli bilgisayar satın alması

    basligi acan aktrollun atladigi konu bu sirkette calisan muhendisler genelde akp'nin bitirmeye calistigi odtu, itu gibi universitelerden mezun. henuz egitim sistemi bu kadar bozulmamis iken egitim gormus insanlar. bu egitim politikasi devam ederse ya da islamci politikalarla ozgurlukleri elinden alinan okumus insanlar yurtdisina kacarsa, o cok ovundugunuz imam hatip mezunlari bu tarz gelismis bir bilgisayarla anca facebooka girip okey oynayabilirler. ulke geriye gidiyor diyorken bundan bahsediyoruz iste.

  • 29. izmir'de gidilesi yerler

    ------------------------- alsancak -------------------------

    1888 : elektronik müzik dinleyen paralı berkecan ve özel üniversiteli mervelerin uğrak noktasıdır. dünyanın dört yanından dj'ler gelir, kapıdaki görevlileri öküzdür.

    la puerta : ortamı harikadır. bar etrafındaki taburelerde oturmak çok şahane hissettirir ve insan gibi sosyalleşmek için izmir'deki ender mekanlardandır. fiyatlar pahalıdır fakat rochefort trappistes 8 ya da chimay blue içeceğiniz tek yerdir. yemekleri başarılıdır. yoğun gün ve saatler için mutlaka rezervasyon gerektirir. personeli çok ilgili ve bilgilidir, tavsiyelerine güvenebilirsiniz.
    edit 1 : alsancak'takinin çok gürültülü olduğu söylendi, bu doğru. belirtmemişim. iki saat kalınca kafa şişiyor, karşısındakine sesini duyurmak için boğazını patlatıyor insan. gitmedim fakat bostanlı şubesi daha sakinmiş.
    edit 2 : burası dönem dönem yurtdışı gezileri düzenler, ilgilenenler mekanın intsagram duyurularına bakabilir.

    varuna gezgin : zamanla la puerta'nın gerisinde kalmışsa da kesinlikle arkadaşlarla oturup muhabbet edilecek yerlerin başında gelir. iç dekorasyonu güzeldir. buranın da fiyatları biraz yüksektir. export bira çeşitleri la puerta'daki kadar zengindir.

    kovan : fiyatları ortalamadır, kaliteli, ambiansı hoş bir mekandır. kalabalıktan kaynaklı gürültülüdür.

    faktori food : son derece güzel fast food yemekler yapan bir dükkandır. indirimli verdikleri shotlar fena değildir.

    the burnger : hamburger konusunda ohannesburger'i tahttan indirmiştir. yanına verdikleri baharatlı patates kızartması efsanedir.

    pizza locale : alsancak'taki merkez şubelerinde mükemmel pizza olayları döner. çok zengin bir menüsü ve italyan usulü pizzaları vardır. domuz bacon'lı pizzaları menülerden kaldırıp kalplerimizi kırmışlardır. fiyatlar mı? pahalı. ama her kuruşuna değer.

    alavara : ucuza makarna'dır, başka numarası yoktur. ergen kaynar.

    yaşam vegan cafe : veganlar için iyi bir seçenek olacağını düşünerek buraya yazdım. kendim gitmedim ama önünden geçerken böyle de bir mekan olduğunu öğrenmiş oldum.

    sardunya's : alsancak'ta sıcak şarabı en iyi yapan yerdir. evet hepsini denedim. emre aydın'ın klip çekmesi için uygun bir ambiansı, loft bir iç mekan tasarımı ve romantik bir şöminesi var.

    sardunya : bir üstteki mekanın kardeşidir, sahibi aynı kişidir. bahçe kısmı ferah, sade ve zevkli döşenmiştir. arkadan gelen müzik sesinizi bastırmaz, sevdicekle oturup ciddi meseleleri tartışabilirsiniz, doğum gününüzü kutlarsınız, kalabalık arkadaş grubunuz varsa büyük masif ahşap masalarda göt göte oturmadan sosyalleşirsiniz.

    iz performance : nitelikli, kendi alanında başarılı müzisyen ve grupları canlı dinleyebileceğiniz yegane mekandır. sahibi ve çalışanları güzel insanlar olup, malzemeden kısmadan tam ayarında yaptıkları kokteylleri ile insanları mutlu etmeyi bilirler.

    cinatı cafe bar : sikseler bir daha gitmem buraya. basık, ses sistemi kötü ve bira vermekten başka bir şey yapamayan barmenlerin olduğu bir mekan. belli günler canlı müzik var.

    republic : dışardan albenili görünür, belli ki paraya acımadan dekorasyon yaptırmışlar. hem bar hem cafedir. personeli cahildir. garsona ''espresso makinesi var mı?'' dersiniz suratınıza bön bön bakar, ''laktozsuz süt var mı?'' dersiniz ne olduğunu bilmediği için lafı değiştirip ''sizi yorgun gördüm, kış çayı getireyim'' mi der. ne var kış çayının içinde diye sorarsanız, bilmez, bir şeyler geveler. öyle de içi boş bir mekandır.

    less ordinary coffee + cocktails : özellikle freelancer'lar için ideal bir mekan, kahveleri çok başarılı ve fiyatı uygun, fakat alkollü içecekler fazla pahalı. içmekan tasarımı ile yardırmışlar tebrik ederim.

    bean ıı cup : bornova sokağındaki ufak bir kahve dükkanıdır. kahveleri titizlikle hazırlayan ve işini bilen bir abimiz vardır. buradaki kahvenin tadı starbuck's kahvelerinin ağzını burnunu dağıtır.

    köfteci turgay: alsancak'ın ara sokaklarından birinde bulunan (1456 sok) yılların köftecisidir, öğrenci dostudur ve son derece lezzetlidir. köfteden sonra şambalisi de denenmelidir.

    dinozor bar : son dönem rock ve metalci yuvasıdır. umarım içerdeki ses sistemi açılışlarında şahit olduğum gibi kötü değildir hala.

    berlin's, club oje, jackson's, hangover, clinic, arabesk dolmuş, vecihi : eğlenmek için uzak durulması gereken mekanlardır. içeriye sizi almak için dandik ikramların vaadinde bulunurlar. içeriyi kalabalık göstersin diye 3-5 masa eğleniyormuş gibi yapan part-time elemanları vardır. dj'leri ucuz ve piyasa müzikler çalar.

    sonra editlenebilir.

  • 30. manisa'da mesir macunu izdihamı çıkması

    bedavacılığı seven bir millet olduğumuzun resmi. burada amaç mesir macunu falan değil. damdan küp şeker at onun içinde izdiham çıkar.

    toplumca promosyon hastalığımız var. çin’den promosyon plastik tükenmez kalem aldık tanesi 25 kuruşa, öyle firma reklamı olsun diye masalarda duruyor, gelenler alıyor falan, adam kalem alabilmek için güzergahını değiştirip ofise uğruyor, utanmadan bir de “ sizin kalemlere de hastayım yaw” deyip keh keh gülüp 3-4 kalem gömüyor.

    bu adam mesir macunu için adam vurur.

  • 31. 2050 yılında hayvan eti yemenin yasaklanması

    omnivor'un ne demek olduğundan habersiz, biyoloji namına bilgisi olmayan, öğrendiği iki kelimeyi (misal bağırsak uzunluğu) kendi veganlığı için kullananların da geldiği başlıktır.

    milletin tercihiyle ilgilenmeyen, kendine vegan arkadaşları tenzih ederim. hepsi çok tatlı insanlar, ama aranızda şöyle saldırgan veganları barındırmasanız daha iyi olur bence.

    neyse, muhtemelen 2050'den sonra çiftlik hayvanı ya da her hangi bir hayvanın etini yemek lüks olacak.

    sadece yemek değil büyük ihtimal süt içinde bu mümkün.

    laboratuvarda bizim minik güzel protein makinelerimiz olan bakteriler sağ olsun crispr-cas9 derken her şeyi yaptırabileceğiz onlara (bakterilere).

    et üretimi günümüzde baktığımızda oldukça verimsiz bir şey. o kadar hayvanı besliyorsun, çıkan et belli, bir ton iç organ, kemik, deri çıkıyor. . . laboratuvarda ise belli yağ oranında et daha rahat üretiliyor.

    şimdi geriye kalan şey, entegre üretim tesislerini kurmak, piyasaya girmek, piyasayı domine etmek vb. ..

  • 32. zeki insanların ortak özellikleri

    - genellikle tembel olmalari
    - hizli konusmalari
    - yavas konusanlara dayanamamalari
    - uzun uzadiya tartismayi sevmemeleri
    - genellikle az konusmalari
    - sonuc odakli dialog kurmalari

  • 33. barselona'ya gideceklere tavsiyeler

    messi’nin ara paslarına dikkat edin.

  • 34. 23 mart 2018 motorin zammı

    artık 100 tl lik mazot alırken ben daha arabadan inmeden adam fişi uzatıyor. abi doldu diye. lan diyorum eskiden market bölümüne gider, karttan parasını geçerip geri dönerdim hâlâ lıkır lıkır depoya mazot boşaltırlardı? ses yok.

    (bkz: 21 mart 2018 benzin zammı)
    (bkz: 28 şubat 2018 benzin zammı)
    (bkz: 24 şubat 2018 akaryakıt zammı)
    (bkz: 31 ocak 2018 motorine 10 kuruşluk zam)
    (bkz: 29 ocak 2018 motorin zammı)
    (bkz: 25 ocak 2018 benzin zammı)
    (bkz: 6 ocak 2018 motorin zammı)
    (bkz: 3 ocak 2018 büyük doğalgaz zammı)

    ben bıktım yazmaktan onlar bıkmadı.

  • 35. aziz yıldırım

    seçimi kaybetme korkusundan, fbtv 'de galatasaraylı adamları ali koç a karşı konuşturan utanmaz adam. yeter ulan! ne koltuk sevdasıymış. daha 2,5 ay var seçime. ne rezillikkerini göreceğiz daha bakalım.

  • 36. beştepe külliyemizin michelin yıldızı kazanması

    millet çocuğuna içirecek süt alamazken, sarayda badem sütü ile beşamel soslar hazırlandığını öğrendiğimiz, bir gazete köşe yazısında açıklanan durumdur.

    şöyle bir baktım, nedir bu badem sütü? fiyatı kaçadır, diye. 1lt. fiyatı 35 liraymış.

    fiyat düzenleme editi: @melih denizhan uyardı, o fiyatlara badem sütü yokmuş. orta kalite badem sütü 120 lira, en kalite badem olan nurlu ile yapılmış badem sütü, 250 liraya kadar varabiliyormuş. demek ki biz bunu, hep 50 liralık almaya kalksak, bir çay bardağı verip gönderecekler...

    haydi hayırlı traşlar.

    (bkz: badem sütü)

    bu sofracık, efendiler, ki -iltikama muntazır
    huzurunuzda titriyor- şu milletin hayatıdır;
    şu milletin ki muztarib, şu milletin ki muhtazır,
    fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun, hapır hapır.

    yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;
    doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

    efendiler! pek açsınız, bu çehrenizde bellidir;
    yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı, kim bilir?
    şu nadi-i niam, bakın, kudumunuzla müftahir,
    bu hakkıdır gazanızın, evet, o hakk da elde bir!

    yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı zi-safa sizin;
    doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

    bütün bu nazlı beylerin, ne varsa ortalıkta say:
    haseb, neseb, şeref, şataf, oyun, düğün, konak, saray
    bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay
    bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay

    yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;
    doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

    büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı, yok zarar,
    gurur-ı ihtişamı var, sürür-ı intikamı var.
    bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar;
    sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar.

    yiyin efendiler, yiyin, bu han-ı can-feza sizin;
    doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

    verir zavallı memleket, verir ne varsa; malını
    vücüdunu, hayatını, ümidini, hayalini;
    bütün ferag-ı halini, olanca şevk-ı balini
    hemen yutun, düşünmeyin haramını, helalini.

    yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;
    doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

    bu harmanın gelir sonu, kapıştırın gider ayak:
    yarın bakarsınız söner, bugün çıtırdayan ocak;
    bugünkü miğdeler kavi bugünkü çorbalar sıcak,
    atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak…

    yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı pür-neva sizin;
    doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!…

    (bkz: han-ı yağma) (bkz: tevfik fikret)

    editable: şiir eklendi

  • 37. yıllar geçse de unutulmayan oyun hileleri

    (bkz: howdoyouturnthison)

  • 38. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

  • 39. audi a4 vs bmw 3 serisi vs mercedes c serisi

    audi evlenilecek adam. güvenli, ne yapacağı kestirilebilir, makul, olması gerektiği kadar her şey. şaşırtmaz ve sıkıcı. bir çizgi hep var. sadık murat kolhan. efendi. beşiktaş. yaşı yaşına denk, ideal koca.

    bmw mahallenin piçi. asla tahmin edilemez, hızlı, çapkın, tekinsiz, güvenilmez, fırlama, yırtık. can manay. fenerbahçe. yatakta harika şerefsiz.

    mercedes kodaman. zenginlik, gösteriş, prestij. varlıklı, orta yaşlı, dul. nadir baltacı. galatasaray. sana kazandırdığı ihtişama ve lüks yaşantıya odaklanacaksin.

  • 40. gülüşüyle kalp eriten erkek

    https://goo.gl/kqzxbv

  • 41. iyi parti'nin ilk seçimde alacağı oy oranı

    akp'li erkeklerden kesinlikle oy almayacağına kalıbımı basarım.
    mhp'nin yarısını banko alır.
    chp'li kadınlardan ve kılıçdar küskünlerinden alır.

    ama akp'li kadınlar... işte orası tam sürpriz at.
    2019 seçimlerini akp kadınları belirleyecek bence. at fava bekle.

  • 42. tuvalete gidiyorum demenin alternatif yolları

    dersaneye hazirlandigim donemdi. etutteyiz kizin biri kalkti 'ay lavabom geldi' deyip kostu tuvalete.

  • 43. 21 mart 2018 tsk hizbullah çatışması

    bir gün türkiye ile iran savaşırsa, bu, her iki ülkenin de başına devletleri içeriden yıkıp milletleri uçuruma sürüklemekle görevlendirilmiş ajanların getirildiği anlamına gelir. türkiye'yi türkler, iran'ı iranlılar yönettiği sürece, şu veya bu noktada her nasıl çatışırsak çatışalım aramızda topyekün bir savaş çıkmayacaktır. eğer topyekün savaşıyorsak, zaten artık ne bir türk devleti, ne de bir iran devleti kalmış demektir...

  • 44. kadın yazarlardan erkek yazarlara sorular

    başlığın, diğer başlık gibi popüler olmayacağını düşünenlerdenim ben de. nedeni biz erkeklerin beyinsiz olması değil, kadınların soru sormuyor olması. biraz göz gezdirdim de şöyle, soru sormamışsınız lan, aklınızdaki peşin hükümleri veya düşünceleri veya gözlemleri yazıp sonuna soru işareti koymuşsunuz. iyi de o zaman soru sormuş olmuyorsunuz ki!

    kafanızda basma kalıp erkek figürü var, hepimiz aynıyız size göre, burada ne anlatsak, 'mına godumun abazaları garı düşürmek için yemeyeceği bok yok bunların!' peşin hükmünü kıramayacağız, o yüzden de muhtemelen gelip de buraya cevap yazmaya uğraşacak pek erkek bulamayacaksınız. onun yerine cinsiyetinizi öğrenen abazaların mesaj kutularınıza bırakacağı seksi mesajlarla başbaşa kalıp yine 'bütün erkekler abaza' paradoksuna düşeceksiniz.

    sizin işiniz de zor ablacım, hayırlı forumlar ne diyeyim.

    ama gelmişken bir soru cevaplayayım bari, hayır hepimiz aynı değiliz apla, biz de insanız, makinalardan seri üretim arabalar gibi benzer özelliklerle çıkmadık. eğer hep aynı tiplerle karşılaştıysan, senin seçim kriterlerinde bir hata olabilir, sanayiye gidip bir ustaya göstermekte fayda var.

    eyi geceler. *

    bak bi soru daha gördüm, onu da cevaplayayım, bizi seven kadın değersiz değil. sevgi dediğin şey karşılıklı olur, belki sevdiğin kişi senden hoşlanmıyordur, neden sevdiğin kişinin seni sevmesi mecburmuş gibi davranıyorsun? aynı entry içindeki reddedildikten sonra çirkinleşen erkekten bir farkı var mı sizce bu durumun? cevapları ben vereceğime göre söyleyeyim, hayır yok.

    dayanamadım amk, bir soru daha cevaplayacağım, evet gerçekten kız arkadaş bulmak çok zor. erkekler ikiye ayrılıyor ya hani size göre, alfa ve beta diye. siz alfaların oyuncağı oluyorsunuz, sonra gelip betaları kendinize oyuncak ediyorsunuz. heh işte bizlerde oyuncak etmeye bile layık görmediğiniz, yok hükmünde saydığınız, cüzzamlıdan kaçar gibi kaçtığınız gama kategorisindeyiz ve evet bizler için kız arkadaş bulmak çok zor. ama şanslıyız ki 'birileri tarafından kadınlık gururu incitildikten sonra, gidip hayatının orta yerine sıçılabilecek adam' yerine bile koymadığınız için en azından içinizde hala temiz birilerinin olabileceğine inanıyoruz. sizleri seri üretim olarak görmüyoruz.

    bu da böyle bir anımdır amk...

  • 45. 1984-1986 doğumluların şansızlığı

    yıl aralığını 1984 - 1990 olarak genişleterek şansın yüzlerine pek gülmediğini düşündüğüm neslin mensuplarıdır.

    bu neslin bir mensubu olarak gözlemlerim bu yıllar arasında doğan kişilerin genelde okul hayatları orta şekerli olup, iş hayatları ise beklentilerinin çok altında seyretmektedir.

    çalışmış oldukları organizasyonlarda arada kalan bir nesil oldukları için 1978 - 1984 aralığında doğmuş olanların çoktan yönetici koltuğuna oturmuş olmaları ve normal olarak o koltukların dolu olmasından mütevellit yükselme şansları yok denecek kadar azdır.

    y jenerasyonu olmanın verdiği daha fazlasını isteme ve talep etme dürtüsü de bu yıllar arasında doğan ben ve benim nesildaşlarımın mutsuzluğuna sebep olmaktadır. bir üst jenerasyonun mevcut işinde sıkılmadan 10 - 20 yıl boyunca çalışabilme becerisi ise maalesef bizim jenerasyonu teğet geçmiştir. yıllarca aynı pozisyonda aynı verimle çalışma durumunu bünyelerimiz bir türlü kabul etmemektedir.

    facebook, instagram vb sosyal medya salgınına da 20'li yaşlardan sonra yakalandığımız için ne onla ne onsuz bir hayat süremez olduk. gezerken para kazanan blogger vb kişileri gördükçe mutsuzluğumuzu daha da pekiştirir olduk.

    kısaca arada sıkışmış bir neslin şanssız mensuplarıyız.

    edit: imla

  • 46. ben ne ara 25 oldum hissi

    hemen arkasına çocuğum ne ara 25 oldu hissi gelir. sonrası mezar zaten.

  • 47. pizza hut'ın lüks olduğu yıllar

    sadece bir tane vardı koca şehirde, önünden geçerken, gözlerim sabit tabelasında kalır boynum da dönerek ona boyun eğerdi; annem de pizza yaparız der kendince merakımı bir nebze olsun giderirdi.
    sonra yıllar geçti, pizza hut’ın pizzasının annemin pizzasına hiç benzemediğini öğrendim; canım annemin bin bir emekle hazırladığı pizzayı dünyada bir tek o yapabiliyormuş.

    edit: yazım yanlışları
    @efendiinsan’a teşekkürler

  • 48. ben şeker kullanmıyorum tarikatı

    tarikatlarının sloganı da "hocam kaşığı alabilirsin, gerek yok" tur.

  • 49. camdan sarkıp bisiklet sürücüsünü iten güzel insan

    oyle bir baslik acmissinki yokus yukari cikan bisikletliye eliyle destek veren biri sandim mevzu bahis guzel insani. tam bir plot twist.

    not: buyuk orospu cocuguymus

    duzeltme: imla