Değerli ziyaretçilerimiz,

Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.

Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.

Sozlock Ekibi

Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. ak parti'nin oylarının %45'e çıkması

    benimki de 25 santime çıkmış, bu sabah uyandığımda farkettim.
    gerçek dışıdır.

  • 2. rusya'nın türkiye'yi yenemeyeceği gerçeği

    daha izlanda'yı yenemiyoruz.

  • 3. 5 ekim 2015 rus uçağının sınırı ihlal etmesi

    - sınır ihlali var.
    - kim ihlal etmiş?
    - ruslar. angajman kuralları?
    - bırak ya, muhatap olma, allahından bulsunlar.
    - anlaşıldı merkez.

    .

  • 4. burger king'in king boy patates aldatmacası

    izmir, aydın, sivas ve kayseri'de burger king şubelerinde dikkatimi çeken aldatmacadır. ki buralarda çok sık gittim/gidiyorum burger king'e. bir iki kere de osmaniye'de karşılaştım bu sorunla. ama bir iki kere ile sınırlı kaldığı için orayı es geçiyorum. konu şu:

    büyük boy-mavi kutu, yaklaşık g10 x y12 x d5 boyutlarında olup, yaklaşık hacmi 10x12x5 = 600cm3'dür.
    king boy-sarı kutu, yaklaşık g10 x y16 x d6 boyutlarında olup, yaklaşık hacmi 10x16x6 = 960cm3'dür.
    hesaplanan sonuçlar gayet normal görünüyor, king boy patates, büyük boy patatesten fazla. bu fazla patates için de 1 lira king boy farkı ödüyoruz zaten. buraya kadar bir sorun yok.
    (burada g kutu genişliği, y kutu yüksekliği, d kutu derinliği yani kalınlığını ifade etmektedir.)

    burada kandırmaca ise şöyle yapılıyor:
    king boy-sarı kutular izli-katlamalı şeklinde üretilmiş. enine/kalınlığına olan iz açılmadığı zaman kutu ince uzun bir şey olarak kalıyor. kutu genişliğine kanırtılarak ve alttan bastırılarak eninin/kalınlığının normale getirilmesi gerekiyorken direkt kutu herhangi bir işlem yapılmadan dolduruluyor. bu durumda kutumuzun kalınlığı yukarıda yapılan hesapta kullandığımız d6 cm genişliğe ulaşmıyor. 3-4 cm kalınlığında, ince uzun bir kutu oluyor. az biraz geniş kalıyor ama kalınlığı epey bir azalmış oluyor.
    bu durumda king boy-sarı kutu, yaklaşık g11 x y16 x d3,5 boyutlarında olup, yaklaşık hacmi 11x16x3,5 = 616cm3'dür. bu miktar da büyük boy-mavi kutu ile satın aldığımız patates miktarı (600cm3) ile neredeyse aynı.

    büyük boy patates (mavi kutuda servis edilen) ile king boy (sarı kutuda servis edilen) patates miktarları neredeyse aynı olmasına rağmen king boy için ekstra 1 lira ödüyoruz. ve böylelikle de burger king'in kasasına karşılıksız 1 lirayı armağan etmiş oluyoruz.

    edit:
    1. burger king'in müşteri hizmetleine bildirdim, 2 hafta önce. düzelteceklerini, bölge sorumlularını ve şubeyi yazılı olarak uyaracaklarını belirttiler. tabiki düzeltmediler. hatta ben şube çalışanlarını o an direkt de uyardım. aydın'da bu uyarım yüzünden de terslendim.
    2. 1 lira benim için önemli. fakirlik zenginlik mevzu değil bu. ben 2,99 lira etiketli üründe o hiç verilmeyen 1 kuruş para üstünün tartışmasını da yaptım bir çok alışverişimde.
    3. o 1 liralar birçokları için önemli olmayabilir belki ama emin olun belki günde kazanılan on binlerce 1 liranın burger king için önemi çok büyük.

  • 5. türkiye'nin rus jetlerini vurması

    dikkat ederseniz "nota" kelimesinden özenle kaçınılmış. diplomatik dilde nota vermek "ayağını denk al ha" demektir. "kuvvetle protesto etmek" ise "abi naapıyon sen yaa, insan biraz dikkat eder di mi ama" demektir.

    devletler kendinden zayıf ya da eşit gördüklerine nota verir. kuvvetlileri ise anca protesto eder.

    zaten bu tür ihlaller de bunun için yapılır. hiç bir pilot hava sahasını yanlışlıkla filan geçmez. bu milyon dolarlık uçaklar oyuncak değil. rotasının tayini milim sapmadan yapılır. amaç, senin sınır farkındalığını test etmektir. herkese atar yapmakla meşhur olan bir siyasi figür, "rusya'nın sınırı yok suriyeyle" derken bunu kastetti galiba. sen benimle sınır komşusu değilsin ki sen benim farkındalığımı test ediyorsun demeye getirmiştir.

    vurur yüzüne ifadesi, sabrın mı test edildi bi tanesi diyesim var.

  • 6. suyun içinde mi dışında mı anlaşılmayan kız

    (bkz: burası karışmaz siktir edin)

  • 7. türbanlı kızların ahlakı

    ahlaki yönden nasildir bilmem ama bir tane de olsa ilac niyetine cirkef olmayanini görmedim.

    dün aksam üzeri sevgilimle zanoni zanoniye gittik, alt kata oturduk, 4-5 tane türbanli bacimiz o kadar bagirarak konusuyolardi ki sevgilimin sesini duyamiyordum, sevgilimin "bunlar cirkef olur, basa cikamazsin" demesine ragmen gayet kibar bir sekilde "arkadaslar lütfen biraz yavas konusur musunuz?" deme gafletinde bulundum, hepsi birden saldirdi ve halen bir cümle kulaklarimda yankilaniyor "rahatsiz oluyorsan git evinde otur". kelimelerim kifayetsiz kaldi, ayni durumda ben olsaydim "cok özür dilerim" derdim. beni rahatsiz ettigi icin özür dilemek yerine evine git diyor, kendinde beni rahatsiz etme hakkini görüyor. yemin ederim tiksindim o an türbanlilardan. ıclerinde mutlaka saygili, iyi insanlar vardir ama dün itibariyle en saygilisi da, en iyisi de benden uzak reislerine yakin olsun.

  • 8. domino's pizza

    bugüne kadar bir kaç kez 30 dakikadan geç getirdiler bana sipariş verdiğim pizzaları ve hiçbirinde de bedava alacağım diye bir talebim olmadı. normal şartlarda bu garantiyi veriyorsan müşteri bir şey demeden "30 dakikada getiremediğimiz için bu siparişinizden ücret almıyoruz" diye kendileri söylemeliler. böyle yapsalar müthiş bir pr yapmış olurlar, olumsuz tecrübeler nasıl yayılıyorsa sosyal medyada bunlar da yayılır.
    hadi bunu yapmıyorsun, bari hakkını arayan müşteriye zorluk çıkartma.

  • 9. aselsan'ın tekerleğin patentini alması

    bunun veya başka bir aracın tekerleğinin patenti olabilir. bi siz zekisiniz amk.

  • 10. öğrencinin öğretmenin telefonunu çalması

    (bkz: atanmışın kardeş hayırlı olsun)

  • 11. asansörün rte'yi kabul etmemesi

    şüphesiz milli iradeye yapılan saygısızlığı gösterir

    zorunlu ekleme: arkadaş biz bu kadar ciddi bu kadar tahammülsüz bir ülke değildik ne oldu lan bize? hiçbir şeyin mizahı hiçbir şeyin eleştirisi yapılamayacak mı bu ülkede? yazdığımız 2 satır şeyden derin siyasi komplolar çıkarmak da nedir yahu? azıcık eleştiriye azıcık mizaha saygınız olsun. yok bizi toprak kabul etmezmiş, yok öldürememişiz de artık elimizden bu kadarı geldiği için dalga geçiyormuşuz.. abicim bu kişi de en nihayetinde bir insan. ulaşılmaz ve kutsal bir varlık değil. kendinize gelin. en basitinden bir siyasetçi. sadece siyasetçi.. bırakın bu kadar germeyin kendinizi. ömrünüzü yazık yeminle..

  • 12. 5 ekim 2015 futbolda şike davası duruşması

    sonucunda ne karar çıkarsa çıksın sarı-lacivert aşkımızın üzerindeki "şikeci" damgası temizlenmeyecektir.

    (bkz: defol git aziz yıldırım)

  • 13. fifa'yı klavye ile oynamış efsane nesil

    (bkz: fifa 2002)'de santradan gol atmış nesildir. dünya kupası versiyonunda topun arkasından alev de çıkıyordu.

  • 14. fb'nin uefa ve tff'ye 210m euroluk dava açması

    bir fb'li olarak kazanır mıyız kazanamaz mıyız bilmem ama 210 milyon euro ile ilgili tek yorumum:

    (((o)__(^_^)__(o)))

  • 15. 5 ekim 2015 istanbul trafiği

    2000 tl maaşla 1356 ay vadeli araba alıp her deliğe onunla girmeye çalışan zırtapoz çomar beyaz yakalılar yüzündendir.

  • 16. soruşturma için gerekli talimatlar verildi

    devlet dilinde "meseleyi kamuoyu unutana kadar bürokrasi labirentinde bir geziye çıkardık".

    (bkz: gerekli talimatları vermek)

  • 17. wesley sneijder'in kafasındaki damar

    bakın bu bir dramdır.

    (bkz: işsizliğin kanıtı)

  • 18. 18 yaşında kız 36 yaşında erkek birlikteliği

    çarpık bir durumdur. kendinizden 20 yaş küçük sevgilinizi sikerken aynı yaştaki diğer kızlara amcalık yapabiliyorsanız, bayağı bir içerden çürümeye başlamışsınız demektir. bana göre tabii.

  • 19. ekmeksiz kahvaltı

    karışık tost ve çayla yapılan kahvaltıdır. ayrıca ekmek yemiyorum.

  • 20. songül karlı mı gösteriyor televizyon

  • 21. mühendis çokbilmişliği

    var olmayan çokbilmişlik. mühendis dediğin ezik olur. dolu başak eğik durur çünkü. gidin mühendislik fakültelerine herkes başını öne eğmiş, bir mekankoli ve durgunluk hakim. hocalar bile gülümsemez etmez, binalar hep gridir vs. ama okul bitince işsiz gezecek ortamcı iibflilere baksan burunları kafadan 20 cm önde gezerler. ne okuyosun diye sorarsın, türkçe işletme ikinci öğretim. hmm.. hayatta başarılar canım ya.

  • 22. robin van persie

    kendisi, sözleşmeli ilkokul mezunu uzman çavuşun eline düşmüş kısa dönem doçenttir.

  • 23. derin futbol

    ahmet çakar'ın akp yalakası rasim ozan kütahyalı'ya
    ''mustafa kemal atatürk türkiye cumhuriyeti'nin kurucusudur büyük önderimizdir'' dedirttiği program olmaktadır.
    ulan bi yerlerimizi sıkıp istiklal marşı'nı okuttuğumuz günler gibi oldu.

  • 24. messi'siz barcelona

    116 yıllık tarihindeki 105 yıl gibidir.

  • 25. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    (bkz: o depo kapağı götünüze girsin amk)

    arama yerine depo kapağı yazınca 50 tane aynı entry çıkıyor adam gelmiş hala araba depo kapağı diye zırvalıyor ulan zeka seviyeniz kaç gerçekten merak ediyorum.

  • 26. recep tayyip erdoğan

    "yalnızlaşmıyo aslında bak mevlüt arkadaş bilmemne zirvesinde eş başkanlık yaptı" diye 2014 haberiyle savunulan arkadaşımız.

    kendisi adına referans gösterilen "avrupanın erdoğana ihtiyacı var" başlıklı güncel iki yazı da, "türkiyenin suriyede savaştan kaçan mültecilerle ilgili kritik bir rolü var, ancak pek oralı değiller" minvalinde. aynı yazılarda ülkenin bu "dram"la baş edebilmek için avrupadan daha çok para istediği vurgulanıyor. bence de bu yazıların arka arkaya çıkması tesadüf değil. erdoğanın, doğrudan rol oynadığı bir savaşın sonuçlarıyla ilgilenmek için bile "ama bize güvenli bölgeyi vermediler" tavrının pazarlıkçılığını gözler önüne seriyor.

    yalnızlaşma dediğimiz, misal bm'ye konuşmaya çıkan kaddafi konuşmaya ve höykürmeye başladığında diğer ülke temsilcilerinin sallamayıp kıkır kıkır gülmesi değil bak tam olarak. kaddafi, o zaman bile yalnız değildi. en az bizimki kadar arap sermayesi vardı arkasında. yalnızlaşma, obamanın putinin bizzat katıldığı, senin de dahil olduğun bir savaşın kaderini değiştiren bm toplantısına katılamayıp, oraya, kimsenin dinlemediği bir konuşmayla davutoğlu'nu göndermektir.

    iç siyasette "düşmanla savaşıyor" "parallelle savaşıyor" teranelerini bir yere kadar anlıyorum. fakat bu adam ekseninde inşa edilen dış politikanın defalarca çöktüğünü ve çöktüğü yerden her seferinde bir pazarlığın bu arkadaşı tekrar masaya dahil ettiğini, en son aşamada incirliği açmasına rağmen "abdye anlaştık güvenli bölge olacak" açıklamasını dışişleri bakanına yaptırıp aynı gün yalanlanacak kadar pazarlık payı kaldığını, son tahlilde "ışidla mücadele ediyoruz eheh" deyip kandili bombalamakla başlayan, başkan olma sevdasıyla kendi kendini kilitlediği bu süreçte, masaya tekrar oturabilmek için bir mucizeye ihtiyacı olduğunu görmemek siyaseten körleşmiş olmaktan fazlası değil.

    o mucizeyi 1 kasımda gerçekleştirmek için elinden geleni yapıyor, o konuda hakkını yemeyeceğim. ülkede %13 almış bir siyasi partiye savaş ilan etmek, terörist diyerek yöneticilerini tutuklamak, oy veren halkı öldürmek ve yine terörist demek öyle böyle bir göze almak değil.

    kolay gelsin kendisine.

  • 27. fenerbahçe'nin hükümet eliyle aklanması

    boklanirken ozgur ve hur ve adaletli mahkemeler tarafindan boklanmis ama aklaninca hukumet eliyle..

    yani "isimize nasil gelirse oyle"

    hadi len oradan.

  • 28. 6 ekim 2015 fetullah gülen in vefati

    amerika'da ayın beşi.

  • 29. atina'da yaşamak

    avrupa’nın herhangi bir başkentine benzemez. batı avrupa’nın şehirleri gibi kuralcı ve mükemmelliyetçi değildir. bu yüzden kendinizi kısa süre içerisinde şehrin rahatlığına kaptırırsınız. otobüse bir erkeğin tişörtsüz binmesi, tramvayda bikini üstüyle giden kadınlar artık sizin için normal durumlardır. siz de bir yerden sonra o rahatlığa alışır ve sıcaklarda gömleğinizin sadece en alttaki iki düğmesini iliklemeye başlarsınız.

    türkçe’de de aynı isimli yemekler artık şaşırtmaz onlar yıllar yılı sadece yunanistan’da yenen yemeklermiş gibi gelir size. sizde cacık yerine “cacıki”, fasülye yerine “fasulada”, döner yerine “gyros” demeye başlarsınız.

    br restorana giderken sizi neyin bekleyeceğini bilir ve menüye bakmadan ne yemek istediğinizi bilirsiniz. çünkü bu menü restoranların yüzde 90’ında değişmez.

    salatalar:

    yunan salatası (çoban salatasının fetalısı)
    marul salatası
    girit salatası

    başlangıçlar

    ızgara feta
    patates kızartması
    tirikofteri (katık derler türkiye’de)

    ana yemekler

    tavuk şiş
    domuz şiş
    tavuk gyros
    domuz gyros

    ve diğer ızgara et çeşitleri.

    bu yemekler arasında en sevdiğiniz sovlakiniz de olur. tavuk şiş veya domuz döner bir şey seçersiniz işte.

    mythos, fix, amstel, alfa. bu biralardan biri en sevdiğiniz bira oluverir.

    sonbahar ve kış akşamları eğlenmek için gazi’ye, ilkbahar ve yaz aylarında sahillerdeki kulüplere takılırsın. tatil günleri atina’nın plajlarından sıkıldıktan sonra yavaş yavaş yakınlardaki adaları keşfetmeye başlarsın. günübirlik büyükada’ya gider gibi bir adaya gider, dünyanın en güzel denizlerinden birine gire güneşlenir akşam dönersin veya istersen kalırsın.

    frappe veya fredo yain soğuk içilen kahvelerin neredeyse hepsini denedikten sonra senin de en sevdiğin bir kahve çeşidi olur. az şekerli mi çok şekerli mi sütlü mü, frappe mi capuccino mu? bir yerden sonra soğuk kahve gün içinde iki üç kere tükettiğin sıradan bir içecek olur. akşam yemeğini yedikten sonra kahveyi nerede içeceğini düşünmeye başlarsın.

    “bir yerde beraber kahve içmek” cümlesini gerçek anlamıyla kullanırsın gerçekten haftanın iki üç günü bir yerde birileriyle kahve içmeye başlarsın. sadece atina’da herhalde istanbul’dan çok daha fazla kahve içecek mekan vardır.

    bir kahve içmek için veya bir meyhaneye gitmek için veya güzel bir akşam yemeği yemek için istanbul’daki gibi taksim’e veya kadıköy’e veya başka bir merkeze gitmeye gerek yoktur. her mahallede mutlaka bunlar ve bunların bir arada olduğu bir meydan vardır. asla bunları yapmak için monastiraki’ye gitmene gerek yoktur.

    otobüse biletli binmek istersin ama her zaman bilet bulmak kolay değildir. büfelerde bazen biletler biter, toplu almaya üşenirsin, bazen biletsiz binersin bazen biletli.

    saat kaç olursa olsun sokakta güvende olduğunu bilirsin. kimsenin kavga çıkarmaya veya saldırmaya niyetinin olmadığına artık iyice inanırsın ve bu garip huzurla yaşamaya alışırsın.

    bir yerden sonra en sevdiğin şarkıcı de oluverir. kazantzidis, bithikotsis, poly panou.. mutlaka ama mutlaka bir taverna şarkısının ezgileri senin favorilerinden biri olur.

    4 5 milyonluk br şehirde yaşıyorsunuzdur ama şehrin merkezi olarak geçen semtler dışındaki yerlerde sokaklar ve ortam kumburgaz gibi sonradan şehirleşmiş yazlık bölgesi gibidir ve sürekli olarak bir yazlık ilçenin merkezinde yaşıyormuşsunuz gibi hissedersiniz.

    öyle işte. belki yazacak anlatacak bir şeyler daha var ama gidip kahve içmem lazım.

    not:
    bütün bunlar 28 yıl boyunca istanbul’da yaşayan birisinin kişisel gözlemleri ve deneyimleri ışığında yazılmıştır. kişiden kişiye farklılıklar göstermesi gayet doğaldır.

  • 30. milliyeti tespit edilemeyen mig-29 uçakları

    tsk'nın böyle durumlarda rapor verme zorunluluğu var.

    ama, türkiye bir muz devleti olmadığı gibi, ordusu da muz cumhuriyeti ordusu değildir. bu nedenle tsk olası bir krizin yaşanmaması için uçakların milliyetlerinin tespit edilemediği açıklamasında bulunuyor.

    yoksa hepimiz bal gibi biliyoruz ki, rusya suriye'ye mig-29 götürmedi (su-24 ve su-34'lerle bombardıman yapacağı, su-25'ler ile tank avlayacağı için ihtiyacı yok). o uçaklar suriye hava kuvvetlerine aitler ve amaçları da türkiye'nin angajman kurallarını "sınamak"...

    şimdiye kadar hiçbir suriye uçağı türk f-16'larına "radar kilidi" ile tacizde bulunmadı. hatta, şimdiye kadar türk sınırına hiçbir suriye mig-29'u yaklaşmadı. ve dahası, şimdiye kadar suriye çok nadir durumlar dışında (uçuş maliyeti yüksek olduğu için) elinde 40'a yakın sayıda bulunan mig-29'larını uçuramadı.

    fakat belli ki, rusya'nın gelişi ile f-16'larımız ile başetme kapasitesine sahip suriye mig-29'ları havalanmaya, hatta havadan havaya füzelerle donatılıp "devriye atmaya" başlamışlar.

  • 31. yaran facebook durum güncellemeleri

    bir kürt arkadaştan geliyor;

    valla biz de anlamadık, ilk başta kürdistan kuruyorduk, sonra özerklik dediler şimdi de türkiyelileşme oldu. böyle giderse ülkücü olacağız.

  • 32. bilal erdoğan'ın italya'ya kaçması

    ??? millet iyice kafayı yemiş, akggötler iyice saçmalamaya başladı demek durumunda olduğum bir kaçma.

    ya kardeşim, gandi kemal "türgev rüşvet merkezidir" dedi diye, bilal dava açmaya kalktı da, mahkeme belgeli mal beyanı isteyince gösterebildi mi?...gösteremedi...dava düştü mü?...düştü...belgesi olmayanmal varlığı olduğu böylece açığa çıkmış oldu mu?...oldu...

    e sen hala neyin lagalugasını yapıyosun ki?...bilal in gemiciklerinin maddi kaynağını kim araştırmak istediyse hapsi boyluyo mu? boyluyo...

    hangi götün pervaneliğini yapıyosun ki sen?...herifin bütün kazancı haksız kazanç beynini ziktiminin akgötü. sen bundan bu çıkarımı yapamıyo musun?...basmıyo mu senin kafan bu kadar basit birşeyi?...

    mahkeme bana sorsa, aldığın herşeyin belgesini istiyorum, diye, ben gösterebiliyorum, maaşım var, şu kadar şu kadar kredi alıyorum, bazen şöyle şöyle ekstradan para kazanıyorum, aldığım herşey kazandığım paraya karşılık geliyo...

    herkesin öyle olur genelde...adamın kazancı beyanı bellidir, ne iş yaptığı ne aldığı ne sattığı bellidir, memur gelir bakar, televizyonun markasına bakar, arabanın markasına bakar 3 aşşaa beş yukarı der ki "bu adam yaptığı bu işlebunlara sahip olabilir"...teşekkür eder çeker gider...di mi canım kardeşim...

    9 tane gemi alacak şu kadar şu kadar araziye sahip olacak parayı neyle kazanmış bu bilal ooğlan?...basit bi soru- şöyle yaptım şöyle para kazandım, o parayla şunu şunu aldım , diyecek...

    ...diyemiyo o bunu. çünkü bütün kazancı haksız kazanç.

    eğer şimdiye kadar pekçok konuda yazdıkları dooğru çıkan bir twitter fenomeni bu konuyu bu şekilde- yurtdışına gitme değil de "kaçma" para kaçırma olarak aksettirmişse, bu ciddi bir iddiadır, ve şimdiye kadar altı boş olmayan şeyler söylemiş, süleyman şah ı bile 2 ay öncesinden bilmiş birisi bunu iddia ettiyse

    ..e onu ciddiye alırsın. ben emniyetçi olsam en azından iki tane memur gönderir en azından yürtdışı giriş çıkış dokümanlarını kontrol ettiririm.

    yani, akgötler çatlasın patlasın da, bu adam kardeşim bir sürü operasyopnları bilmiş bir adamdır, ayrıca o akgötler de karar versinler artık, bi fuatavni akgöt oluyo, bi olmuyo, bi pararlelci oluyo, hatta bazısı tayyip in bizzat kendisi olduğunu bile iddia etmişti...

    en azından bu twittlerdeki iddia, fuatavni´nin akkıl olmadığına bir nevi kanıt olmuş oluyo. çünkü hiçbi akgöt, bilali hedef gösteren bi twitt atmaz.

  • 33. işin içinde mit var emniyet var reis var

    (bkz: hap var cigara var ex var roj var hepsi var yani) nın başka bir versiyonu galiba. her bokum var yaneee.

  • 34. kedilerin gariplikleri

    daha 6-7 aylık zarif bir dişi olmasına rağmen 42 numara erkek terliği giymeye çalışması.

  • 35. feminizmi savunan erkek

    feminizm, kadınların toplumsal, iktisadi ve hukuki alanlarda eşitlik isteğinin -ve hakkını alma mücadelesinin- bireysel veya örgütlü hareketler bütünü. feminizmi anlayabilmek için, kadınların ezildiği, yok sayıldığı, köle gibi alınıp satıldığı, erkeklerden daha ağır şartlarda çalıştırıldığı veya çalışma hakkının elinden alındığı bir dünyada yaşadığımızı görmek yeterli.

    feminist hareketi benimsemiş, kendisine biçilen "erkeği yatakta mutlu etme görevi"nin dışında bir mutuluğu kovalayan bir kadınla sevişmeyi tercih etmekle, sadece sevişebilmek için feminizmi benimsiyormuş gibi rol yapmak farklı. feminist harekete destek olmak, amacını benimsemek, insanlık onurunu ayaklar altına alan bir zulme, cinayetler dizisine karşı çıkmak demek. kadınların haklarını savunan kadınları, çirkin ve asi birer mahluk gibi görmek, kadını toplumdan silmeye çalışan zihniyetin entelektüel soslu tezahüründen başka bir şey değil. kadın haklarını savunan kadınları destekleyen erkekleri seks delisi veya "ılık" olarak nitelemek de, ruhsal iktidarını kadının çaresizliği üzerinden sağlamlaştırmaya çalışan zavallıların, hemcinslerine dönük korkuyla dolu öfkesinden ibaret.

    feminizmi savunmaktan utanç duyuyorum. feminist hareketin içindeki kadınlara destek olmaktan utanıyorum. kendi cinsimin yarattığı yıkımdan rahatsız oluyorum. yeryüzünde, feminizme ihtiyaç duyulması bana utançla karışık bir acı veriyor. bir kadına şiddet uygulamak kadar aşağılık bir şey varsa, o da bu zulme karşı direnen insanları küçümsemek ve ötekileştirmek. kadının özgürlük mücadelesinden bile, onu kullanabilmek için fırsat yaratmaya çalışan insanların var olması, o hareketin zayıflığını veya onu destekleyen erkeklerin kötü niyetli olduğunu göstermez. aksine, desteklemek için somut bir neden daha sunar insanlara.

  • 36. 5 ekim 2015 nato'nun rusya'yı kınaması

    (bkz: nato kına gecesi)

  • 37. volkswagen golf

    (bkz: başlıyoruz)

  • 38. türkiye 2 milyon suriyeli daha alacak

    suriyeliyi bile ithal eder hale geldiysek şapkamızı önümüze koyup düşünmeliyiz. bu ülke kendi suriyelilerini kendi üretebilicek nitelikte olduğunu düşünüyorum. yok lan bu o konu değildi.....

  • 39. rus savaş uçaklarının jetlerimizi taciz etmesi

    bizim jetler de kuyruk sallamasalarmış.

  • 40. rusya'nın suriye'ye 150.000 asker göndermesi

    bu ruslar işidi mişidi sikicek orası tamam.

    artan bize girmesin aman,o bile bize yeter.

  • 41. rusya türkiye'yi işgal etse sevinecek kitle

    aktrollerin ağız değiştirip kuzey suriyede kürdistanı rusyanin kurduğunu filan iddia etmelerine vesile olan kitle.

    lan sikikler bir karar verin kürdistani rusya mi kuruyor yoksa amerikayla israil mi?????

  • 42. mario gomez

    kendisi ciddi anlamda çok üst düzey bir forvettir. "yeni mi anladın lan" diyenleriniz olabilir, öyle değil, 4 ekim 2015 eskişehirspor beşiktaş maçı özetini izliyordum, ilk golde resmen "bakın beyler, ben çok büyük topçuyum" der gibi vurmuş topa. "lan ne var bu şutta" diyenleriniz olabilir, quaresma topu önüne yuvarladığında kendisini geçmesine izin verip ayağını tam denk getirmiş topa. mesela son gol kralımız jose fernando viana de santana -ki kendisine çok güveniyorum, bu sezon çok kilit açacak, halihazırda da açıyor- o topa ilk anda vurmaya çalışır, kalecinin kucağına bırakırdı ya da yetişemezdi.

    büyük futbolcu böyle olunuyor zaten, yıllar önce roberto carlos ilk geldiği sezonda sırtına sağlam bir diz yemişti lig maçında, hakem faul vermemişti, o da zaten faul mü değil mi diye bakmamış direkt topu alan futbolcunun peşine düşmüş ve topu taça yollamış, sonra sırtının acısıyla ilgilenmişti. böyle anlarda tüylerim diken diken olur, "ulan ben futbolu seviyorum be" derim, gomez'in golünde de aynısını hissettim.

    "basit bir golden neler çıkardın be" diyenleriniz olabilir, diyin. canınız sağolsun.

  • 43. 5 ekim 2015 hpg'nin 18 özel harekatçıyı öldürmesi

    yanında 4 tank, 3 ac-130, 5 uçak gemisi, 4 nükleer denizaltı da batırmamışlarsa inanmayacağım olay.

  • 44. bilal erdoğan'ın yüklü parayla yurtdışına gitmesi

    (bkz: beyin göçü)

  • 45. bilal erdoğan doktora için yurtdışına gitti

    (bkz: doktor bilal)

  • 46. ağzındaki sakızı balon yapan kızın asıl amacı

    ağzındaki sakızı şişirip şişirip arsız arsız da patlatıyorsa tam bir şımarıktır.

  • 47. otuzluk abilerden genç sözlük erkeklerine öğütler

    bir gün, -o gün hiç gelmeyebilir de- şimdiki zamanda başınıza gelen pek çok olayın, geçmiş zamanda yaşadığınız olaylarla örtüştüğünü göreceksiniz. bu benzerlik sizi şaşırtmasın. zira atalarımız bu durumu "tarih tekerrürden ibarettir" diyerek açıkladılar bile. bu tekerrürden mütevellit bazı sorularınıza alacağınız cevaplar, geçmiş sorularınızın cevaplarından pek de farklı olmayacak.

    geçmişte duyduğunuz ve canınızı yakan cevapları hatırladınız mı?
    elbette hatırladınız; hiç unutmadınız ki...

    şimdi de o cevapları duymanıza neden olan sorularınızı hatırlayın.
    ve artık o soruları kimseye sormayın.
    çünkü bazı sorularınızın cevapları, soruları kime sorduğunuzdan bağımsız olarak canınızı yakacak.

  • 48. gss prim borcu

    dün bir reklam izledim. "gelin, gelir testinizi yaptırın" falan diyordu. sonunda da "son gün 30 eylül" diyordu. dünün tarihi ise 4 ekim.

    o derece bir sistemdir yani. onlar bile anlamamış.

  • 49. bir kızdan kurtulmanın yolları

    sadece kadınlar için değil, erkekler için de geçerli bu. insansınız, diliniz var, 55 milyon yıldır evrimleşiyorsunuz*. açıkça söyleyin, düzgün bir üslupla, kibarca. ondan anlamayanı da bırakın ama bir kez açıklayın en azından.

    ergen misiniz lan, "yok sayın" ne? bir insana yapılacak en leş muamele onun varlığını kabul etmemektir bence, ayrıca ayıptır. karşınızdaki insan.

  • 50. beşiktaş

    eskiden çocukluk yıllarımızda bizim en büyük keyfimiz sokakta top oynamaktı. şimdi ki çocukların ellerinden tablet düşmediği için sokakta top oynayan çocuk görmek zor oldu. gerçi anne babalarda bir yerde haklı. dışarıda eskisi gibi güven ortamı yok artık.

    dün bakkala giderken ilginç bir şekilde gördüm top oynayan iki çocuk. bir yandan minecraft oyununu konuşuyorlar anlıyorum. bir tanesi beşiktaş forması giymiş, sarı kafalı bir şey. dayanır mıyım sordum hemen ;

    - sarı fırtına söyle bakayım. eskişehir'i yener miyiz bugün ? sağ elini sıkı yumruk yaparak ;
    - yencez tabi !
    - kim gol atar dersin ?
    - mayro (o ara topu havalandırır)
    - mayro kim oğlum ? topu durdurur ve gözlerimin içine bakarak ;
    - abi yokmu her hafta gol atan ?
    - ha mario gomez ?
    - he (yüzünde bir tebessüm)
    - allahına gurban gel öpem seni.