koca ülke sana yalvardı. "aday olma, ekrem veya mansur çok rahat kazanır." dedi. ki öyle de olacaktı. nasıl bir hainsin nasıl bir akp'lisin ki ülkeyi yıllardır bunların eline bıraktın.
alım gücü sıfırlandıktan sonra, bir evin kirası 15 bin lira olduktan sonra seçim kazansak ne olacak? kinim hiç sönmüyor sana karşı. ülkede son 10-15 yılda olan her ne varsa erdoğan ile ortaktır.
lanet olsun sana.
dinazorlar turkmus haci63 profili
-
kemal kılıçdaroğlu
-
sayın kılıçdaroğlu kurultaydan güçlenerek çıkacak
utanmaz, rezilce bir açıklama.
hepsi bir köşeyi tutmuş. kılıçdaroğlu onları delege, milletvekili, belediye başkanı, vs. yapıyor, onlar da kılıçdaroğlu'nu genel başkan... atatürk gelse chp'ye genel başkan olamaz. öyle korkunç bir çürümüşlük döngüsü kurmuş kk dede, halkı düşünen yok. artık iyiden tüm türkiye'yi yönetmeye muktedir biri/birilerinin olduğunu, erdoğan'a "sen ülkeyi yönet." kılıçdaroğlu'na da "sen de muhalefet kal." dediğine inanıyorum.
muhalefet değişmiyor ki iktidar değişsin. bu saatten sonra "oy bölünür."müş "akp mi kazansın?"mış. bitti. yerel seçimlerde hala chp'nin başında kk denen kendine demokrat dedirten otokrat olacaksa tüm türkiye'deki belediyeleri akp'nin kazanacağını bilsem de chp'ye oy vermeyeceğim.
yeter artık. eleştirdiğimiz, dalga geçtiğimiz akp seçmenlerinden beter olduk. hoş, chp'ye çok bayılarak oy vermiyorduk zaten de buraya kadar. artık zorla oy vermek bile yok, bunun adı insanlarla dalga geçmektir. -
domenec torrent
terim sonrası kim gelse mırın kırın edecektik de ben okan buruk'u bekliyordum. zaten o da galatasaray'ı bekliyordu, olmadı. tam zamanıydı aslında. bu ligte maalesef yabancı hocalar başarılı olamıyor. lig için zaten her şey bitti ama en azından sezon ortasında tanıdık birini getirmek mantıklı olandı. hem de süper lig'de şampiyonluk yaşamış biri.
fatih terim'in gidişene maalesef üzülemedim arda'yı aldırdığı gün zaten kendi ipini kesmişti. son maçında da yedek kulübesinde gençler varken 5 aydır oynamayan götü göbeği salmış arda'yı kurtatıcı(?) olarak oyuna alması öncelikle galatasaray'a sonra kendisine hakaretti. cezasını buldu. yok "gönderilişi yanlıştı." bilmem ne. nasıl göndereceğiz fatih terim'i? ne kovulabiliyor ne istifa ediyor ne de geleceğe dair bir umut bırakıyordu. galatasaray'ı kısır döngüye soktu. her sene saçma sapan hareketler ile en az 5 maç ceza alıp takımı şampiyonluk potasından çıkarmasından gına gelmişti. ayrıca çalıştığı her başkan ile bir süre sonra papaz oluyor. e yeter yani. tamam senden büyük galatasaraylı yok dünyada ama galatasaray da hepimizden büyük. bence ileride başkanlık da denememeli, bu işi inada bindirse galalatasaray'a zarar verir.
gelelim torrent efendiye. öncelikle hoca değil zaten. 60 yaşında. sadece 2 takım çalıştırmış, onlarda da toplam bir buçuk sene. fakat özellikle son 10-20 yıldır "modern futbol" dediğimiz bir şey varsa bu adam bu işin üstadının yanında çalışmış 11 yıl.
guardiola'dan bir şeyler kapmıştır illa. asıl sorun ne kadar yansıtabileceği ve türkiye'de ne kadar sabırlı olabileceği? zira spor medyası terim'e sormaya korktukları her ne soru varsa bu adama misli misli soracaklar ve maalesef içimizdeki terimsporlular başarısız olması için dua edecekler.
kendisine karşı nötrüm, başarılar hoca. bu sene uefa'da bir yarı final oynatabilirsen bence 5 yıllık anahtar teslim anlaşma yapılmalı. -
gibi (dizi)
mükemmel, mükemmel, mükemmel...
ikinci sezon da aynı absürtlük ile devam ediyor. leyla ile mecnun'un ilk sezonun tadı var dizide. fakat toplumsal eleştiriler çok daha mizahi. vücut geliştirenler ile sağlam dalga geçmişler asfsffahsfasvfa. yani tam dalga değil de göndermeler hoş. vücutçuların çıplak(?) gezmeyi abartması, bağırması, toplumun kalanının vücutçulardan aslında kıskandıkları için tepki göstermesi gibi çok güzel tespitler var. öfkeli mahalleli ve vücutçu yalvaç'ın kavgadan sonra ortak bir zeminde buluşmaları özlediğimiz "gibi" mizahı işte :)
feyyaz yiğit'in "yani ben sabah evden çıkıyorum diyorum ki; ulan ben şu an ülkemi tanıtıyor olabilirim." tespiti kahkaha attırdı. gerçekten haklı. vücutçu yalvaç'ın kedi kaldırması sahnesi de güzeldi.
özlemişiz. umarım bu sezon bölüm sayısı daha çok olur. bayılıyorum toplumun tümüne hitap etmeyen değerli mizahlara. -
hiç evlenmeyecekmiş gibi hissetmek
bazen bana
gelir gider
hiç evlenmeyecekmiş gibi hissetmeler dırırırırırırırım
koca reisten de azarı yedik. 30'dan önce evlenmiyormuşuz, modaymış. gerçeklikten o kadar kopmuş ki ülkenin geldiği konumda evlenebilmenin korkunçluğu altında ezilmeye "moda" diyor.
doğru kişiyi bulma vs. geçtim zaten. 5-10 bin tl'den aşağı düğün salonu kaldı mı mesela? modayı belirleyen reisimiz söylesin bir hele. -
rakı içenlere tepki gösteren sarıklılar
tebliğlerini(?) yaptıktan sonra en fazla birkaç sözlü münakaşa yaşayıp evine döneceklerdir
fakat
bir cuma namazı çıkışı cami önünde "allah yok, din yalan, yüzyıllardır kandırılıyorsunuz." diye tebliğ(?) yapmak isteyen birinin akıbeti ne olur? en fazla birkaç sözlü münakaşa yaşayıp evine mi döner yoksa kafası vücudundan mı ayrılır? -
15 temmuz'u fetö yapmadı
bilmeyen var mı zaten? seçim yaklaşıyor ya, öpüşüp barışırlar. dershanelerin kapatılması zamanlarında feto'nun dershanelerinden çıkan evet referandum oylarını hatırlamayan var mı?
beraber yürümediler mi bu yollarda, beraber ıslanmadılar mı yağan yağmurlarda? "hocam döğğğn" diye ağlamadılar mı?
dün fetocu olurlar, sen din düşmanı.
sonra onlar anti fetocu olurlar, sana fetocu derler.
sonra onlar yine fetocu olurlar sen yine din düşmanı...
bu işler böyle çünkü siyasal islam insanlık tarihinin en aşağılık yönetim sistemi. çünkü bunlarda zerre utanma yok.
bu ülke, bir gün umarım herkesin, her şeyi rahatlıkla konuşabildiği günleri görür. yine en çok bunlar inkar edecek ne yaptılarsa
çünkü bunlar utanmaz. -
mit'in eleman ilanı
ülkede darbe olurken binasında pişti oynayan teşkilatın komik ilanı. sanki malum partilileri gizliden iş sahibi yapmıyorlarmış gibi "çalışıyoruz" ayağına ilan açmışlar.
ayrıca ajanlık dünyanın en aptalca mesleği bence. ne bir ailen oluyor, ne eşin, dostun. ailen sürekli diken üstünde olur. onların hayatının tehlike olmadığı bir gün düşünmezsin. ciddi ciddi bir saldırıyı falan önlesen bile kimseye anlatamazsın. en fazla bir üst amirinin takdirini alırsın, biter gider. kaçak göçek bir hayatın olur, hiçbir yerde tutunamazsın. "vatandır, millettir" diye kendini avutursun anca.
en nihayetinde kötü bir ajansan başka ülkenin ajanlarına zaten çoktan yem olursun. iyi ajan isen de mesleğin şanından kendi devletin çoktan keser ipini :) "kalbinin vatan sevgisiyle dolu olduğunu ne zaman ay yıldız görsen gözüne toz kaçtığını.." demekle olmuyor o işler, komik... devlet çok bileni sevmez zira. emekli olunca(?) güney sahilinde yazlığında oturabilen kaç tane ajan vardır ki?
bir de "sıkça sorulan sorular" kısmındaki şu detaya kahkaha attım. "dövmem başvuru yapmama engel mi?" hahahahaha, hayır, soruya gülmedim. cevabı; hayırmış :) dövmeli, serseri, işe yaramaz tipli bir insandan kimsenin şüphelenmeyeceği bir ajan profili olmaz zaten. bu şekilde bir uyuşturucu çetesi bile çökerebilirsin ama sanırım 9-5 çalışan, işe sefer tası ile giden, hafta sonu sülaleyi doblo'ya doldurup pikniğe götüren istihbaratçı arıyorlar :)
neyse, başvurana bol şanlar. istihbaratınız bol olsun. mit, çok mit'lik yapmak istiyorsa 18 senedir ihale yemediği bir gün olmayan malumları bulsun. o zaman ay yıldız görünce gözünüze gözünüze kaçan tozu temizlersiniz belki. -
ekrem imamoğlu
aynı akşam içerisinde hem boğaziçi ünivesitesi'ne siyasal rektör ataması protestosu yapan öğrencilerin yanında durdu. hem de 3600 ek gösterge ne zaman çıkacak? diyerek polislerin yanında durdu. anlayan için çok büyük ibretler var.
her twitinin altına konudan bağımsız, karalama yazı/görseller ile saldıran karaktersizler bile ne yazacağını şaşırdı. çünkü polise destek böyle olur. öğrenci eylemini provoke etmek için gelenleri bahane edip her zamanki gibi mağduriyet yaratacaklardı çünkü.
"cumhurbaşkanı adayıyım, kazanacağım." diye bağırıyor adam. ülkenin yılları boşuna gidiyor. gündemi belirlemeye devam etmeli. sabah akşam kendisini karalamaya uğraşmaları da bu yüzden.
ha gerçi benim hayalimdeki ülkede ibb başkanı'nın bu toplara girmemesi gerekiyor ama yine hayalimdeki o ülkede ibb seçimlerinde bir ibb başkanı adayının karşısına bizzat cumhurbaşkanı, iç işleri bakanı, bakanlar, iktidar partsinin milletvekilleri, iktidar partisinin adayı ve devletin tüm imkanları ile de çıkılmaması gerekiyor. ayrıca alnının akıyla kazandığı bir seçimi, dünya tarihinde görülmemiş bir haysiyetsizlik ile aynı sandığa atılan 4 oydan sadece bir tanesini iptal ederek elinden almaya çalışmamaları gerektiğini de bilmem yazmama gerek var mı?
ülkenin rte, rte1, rte2.... diye sonsuza kadar gitmemesi için elimizdeki son şans bu adam. mansur yavaş'ı da çok seviyorum, hayranım. tam bir devlet adamı. parlamenter sistemde tarafsız cumhurbaşkanı olabilecek bir insan. ama seçim eğer 2023 yılında yapılacaksa 67 yaşında olacak. bıkmadık mı yaşlı siyasetinden? şu ülkenin artık genç ve yeni bir isim ile üzerinden ölü toprağını atması gerekmiyor mu?
her şeyi geç 2+2'nin 4 etmediği türk siyasetinde muhalefetin elinde yıllar sonra hem lazlardan hem kürtlerden oy alabilecek bir aday var. basit gibi görünen ama çok önemli bir detay bu. bunu yapabilen son kişi 18 yıldır yenilmiyor.
ben cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda dahi kazanabileceğini düşünüyorum. seçimin ikinci tura kalması zaten kesin. böyle bir senaryoda malum parti, ibb seçiminde yaptığı gibi yine haysiyetsizce seçimi iptal etmeye çalışacak ama ne yaparsa yapsın sandığı milletin önüne koymak zorunda kalacak.
kendisinin de defalarca belli ettiği gibi şimdiden cumhurbaşkanı adayıdır. aklı başında herkesin destek olması gerekmektedir. keşke kılıçdaroğlu denen akp'nin kullanışlı elemanından bir an önce chp koltuğunu da alsa. -
4 ocak 2021 boğaziçi üniversitesi dhkp-c eylemi
yıllardır aynı tiyatro dönüyor.
millet mars'a yerleşecek biz hala sağ-sol. ondan kötüsü; bir ülkenin kendisine "solcuyum" diyen solcusu, sağcısından geri zekalı olabilir mi ya?
başlık açanı da aktroll diye linçlemişler bir de. ne zaman, nerede bir hak arayışı olsa kendine bu "dhkp-c" diyen bu örgüt bitiveriyor. sonra o hak arayışının konusu ne olursa olsun milletin gözünde değersiz oluyor. böyle olunca "bir ülkenin üniversitelerine rektör atamasını neden cumhurbaşkanı yapıyor? üniversiteler kendisi seçse ya." asıl sorununu/çözümünü kimse konuşmuyor. zira provokatörler çoktan o eylemi baltaladı bile.
zamlardan bıkıp eylem için sokağa çıksan bu kullanışlı örgütü senin yanına gönderecekler. ya yalvarıyorum, gerçekten anlayamıyor musunuz? göremiyor musunuz? iktidar bu örgütü(?) ne zaman zora düşse piyasaya çıkarıyor. gezi'yi de böyle mahvettiler. bunlar istihbarat da olabilir, gizli polis de olabilir, cebine 100 lira sıkıştırılan provokatör de olabilir ama öğrenci olamaz. gerçekten bunu nasıl anlayamıyorsunuz?
boğaziçi öğrencilerinin bu siyasi rektör atamasına karşı en doğal hakkı olan bu eylem, milletin gözünde "terörizm" ile eşleştirilecek. hatta şimdiden twitter'da #polisiminyanındayım etiketi ile malum partinin paralı trolleri provokasyon yapıyor.
aptal, orospu evladının biri, öğrenci eyleminde durup dururken "katil polis" diye bağırıyor. hal böyle olunca zaten yandaş medya ile zehirlenmiş, sokak röportajlarında mikrofon uzatılan "geçinemiyoruz yavrum, her şey çok pahalı." diyen yurdum insanı sıradaki "peki hangi partiye oy vereceksiniz?" sorusuna coşkuyla "akp tabi yavrum." diyor. sonra sen de -başlığı açanı ak troll ilan eden geri zekalı olarak- ekşi'ye gelip gülüyorsun bu duruma. senin için neden böyle olduğu, neden bu yanıtı verdikleri önemli değil çünkü. sonuç önemli.
ak trollerden daha geri zekalısınız. şu sözlükte birini bir şey ile itham etmek istiyorsan profilinde bir 10 saniye gezsen yeterince bilgin oluyor.
ama olur mu? boğaziçi üniversitesi öğrencilerinin tepeden, alakasız siyasi bir rektör atamasına karşı yaptığı eyleme; kimin finans ettiği/yönlendirdiği/yönettiği belli olmayan bir geri zekalı örügütün "katil polis" diyerek girmesine itiraz edeni sözlükte "ak troll" ilan etmek varken olur mu hiç?
ülke "zamlardan bıktım." diyeni "vatan haini" ilan eden, kendisini sağcı sanan geri zekalılar ile öğrenci eylemine "katil polis" diye giren kendisini solcu sanan geri zekalılar arasında çırpınıp duruyor yıllardır.
sağınızdan da solunuzdan da bıktım. dünyanın en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapmış, 2 kıtada toprağı bulunan, doğru yönetilse norveç, güney kore seviyesinde refaha sahip olacak şu ülkeden tiksindirdiniz. yeter ya, yeter. -
fatih terim
"taktik bilmez." dedikleri kadar var maalesef. başımızı yere eğdirdi rangers maçında. dünyadaki tüm galatasaray taraftarlarına sorsan babel ile başlamazdı. kanat oyuncusu emre'yi orta saha oynatarak neyi hayal ediyor anlamadım. fener maçında aynı şeyi arda ile yaptı, şimdi babel. yanlış diziliş ile çıkıyoruz. gol yemezsek veya dakika 70 olmazsa asla değişiklik yapmıyoruz. bir şeyde ısrar ediyorsa takım zarar görse bile asla değiştirmiyor. inatla o yaptığı şeyin kendince olmasını bekliyor.
yordun be hocam. koca rangers maçındaki tüm hücum varyasyonumuz doldur-boşalt yapmaktı. biz 3. lig takımlarının gol taktiği ile oynayacaksak bari 4-4-2 oynasaydık da diagne'de kalırdı belki şişirdiğimiz toplar.
güçlü bir takıma elensek içim yanmayacak. rangers'ın tek yaptığı şey; 4-3-3'ün orta üçlüsünden ileri üçlüsüne havadan ara pas.
yönetim oyuncu almıyorsa da babel'i oynatmazsın be hocam. zaten gitmiyor, alma kadroya, nedir yani? gerekirse alt yapıdan oyuncu koy. neden bize ceza olarak bitik oyuncular izletiyorsun.
koskoca galatasaray 2 senedir kaleye top götüremiyor ya. hızlı bir kanat oyuncumuz yok, kanat forvetimiz yok. belhanda'dan gollük pas bekliyoruz, olacak şey değil. bir şey üretmeyen 4-1-4-1 taktiğin sıktı be hocam. donk ile birlikte 3-4-3 bile denenir bu takımda. illa 10 numara tarzı bir oyuncu oynatmak zorunda da değiliz. 4-4-2 oyna, ona da razıyım.
arda, babel, belhanda'dan medet ummayı kes, gözünü seveyim. -
ekşi itiraf
çocukluk arkadaşım evleniyor haftaya. "çalışıyorum." dedim, "gelemeyeceğim." dedim. 5 aydır ücretsiz izindeyim halbuki...
bu lanet virüs direkt öldürseydi de bu kadar süründürmeseydi keşke beni. 1 küçük altın 768 tl olmuş. aylık kazancım; devletin işsizlik fonundan bana bahşettiği 1170 tl. hayrına değil, benden kepçe ile kestiğini kaşığın ucuyla veriyor.
çocukluk arkadaşımın düğününe bir şey asamayacağım diye gidemiyorum. götünüze girsin "şahlanan" ekonominiz. -
enver paşa
türk, kurtuluş savaşı verirken sovyet dağlarında yel değirmenleri ile savaşan şerefli komutan.
-
ahmet davutoğlu'nu çıldırtan akit yazarı
yaaaaa davut oğlan. aynaya bakar gibi hissettin mi hiç? bunların hepsi sizin eseriniz işte. yandaş/propaganda medya. kendi elleriniz ile yaptınız bunu. gurur duyun. şimdi çıkıp "düzeltmek" için oy mu isteyeceksin? hele ki hayatın boyunca karşı çıktığını söylediğin chp zihniyetinden?
-
dünya bankası'nın türkiye'ye verdiği 100m dolar
"açıklamaya göre, türkiye'nin alacağı kredi 5 yılı geri ödemesiz dönem olmak üzere 10.5 yıllık vadeye sahip."
detayına hayran kaldım. şimdi tam bir "vatan haini" olsam düşünürdüm ki "nasılsa 5 yıl sonra biz iktidarda olmayız. bu parayı neden ye..."
öhöhöm. neyse, selam ve dua ile. -
17 nisan 2020 ekrem imamoğlu hakkında soruşturma
(bkz: hadi inşallah)
ekrem imamoğlu'yu cumhurbaşkanlığına taşıyacak soruşturma olacaktır. adam ne yakmış götünüzü be kardeşim. mansur başkan'a da isteriz. 2 kere seçimle çökemediğiniz istanbul'a hadi inşallah eşkıya gibi çökmeye çalışırsınız. -
süleymani'nin cenazesinde izdiham çıkması
ortadoğu...
eğitilmezsin, eğitilmez. bir de şu adamları övüp "abd'yi yok edecek." gibi uçuk şeyler yazanlar var. 3 gündür iran tarafından boş tehditler alan trump bu olayı duyunca götüyle gülmüştür. belki acır da saldırmayıp doğal seleksiyona bırakır bu salakları.
mustafa kemal atatürk'e bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. bizi bu coğrafyadan tam olmasa da çekip çıkardı ya. çok büyük insansın. -
kanal istanbul
maalesef iş, rte'nin istediği şekilde inatlaşma ortamına doğru gitti. ekrem başkan'ın dünkü toplantısından sonra bu meret yapılacaksa da bir uzlaşı zemininde olmayacağı kesinleşti.
yapılmasını istemeyenler bir ton neden sayabiliyorken yapılmasını isteyenler yine tıpkı başkanlık sistemine geçişteki klasik, geri zekalı "chp istemiyormuş, abd istemiyormuş, istemeyen haindir." kalıplarını kullanıyor ve inanılmazdır ki hala tutuyor bu kalıplar.
aynı boku başkanlık sistemine geçişte de yedik. ülke, başkanlık sistemine geçmeden önceki halinden daha mı iyi şimdi? her gün bir ton zammı bir tek ben mi hissediyorum? ama gel de yozgat'ta, karaman'da yaşayıp belki de hayatında istanbul görmemiş ama "cehape istemiyormuş, o zaman yapılsın." diyen anadolu irfanına anlat.
çok sıkıldım ya, ülkede işlerin sürekli bu seviyede yürümesinden çok sıkıldım. hep aynı şeyler. kimsenin marmaray'a, 3. köprüye ölümüne karşı çıktığı falan yoktu. yapılacaksa insan gibi yapılsın dedik. geçmek için bir ton para verdikten sonra 3. köprüyü diksen ne dikmesen ne?
bu kanal işi hepsinden farklı. deli saçması bir şey. iki kıtayı ayıran, dünyanın en güzel coğrafyasındasın. bir kere kafadan onun değerini düşürüyorsun. bu istanbul'da 7 şiddetinde deprem olacağını artık hayvanlar bile biliyor. bu kadar risk varken neden?
ülkeyi düşman işgal etse şunu yapmaz ya. olası bir depremde binlerce insanın kaderini yapay kanalın üzerine diktiğin köprülerden geçip gelecek yardıma bırakacaksın. düşününce bile kötü.
trakya'yı ele geçirme planlı bir savaş çıksa? düşünsene, trakya işgal ediliyor sen anadolu'dan trakya'ya köprü üzerinden tank geçirerek yardıma gidiyorsun. neden? çünkü birileri son vurgununu yapıp hayatımızdan çıkmak istiyor. sen ölürsen öl, "vatan sağ olsun." deriz geçeriz depremde yardım gelmediği için ölecek binlerce/milyonlarca(?) insana...
yapılmasını isteyenlerin en net hatta tek somut gerekçesi yapay kanaldan gemi geçirip para almakmış. az ötede bedava, binlerce yıllık doğal bir kanal var. kim, neden para vererek geçirsin gemisini? o yapay kanaldan geçirmeye zorlayabiliyorsak zaten istanbul boğazı'ndan geçerken para alalım. ama işte olmuyor öyle. bu kadar basit bir akıl yürütmesini yapmak yerine milyonlarca insanın gram bilgi sahibi olmadan "chp istemiyormuş, o zaman yapsınlar." demesine artık dayanamıyorum ben.
bu kadar inada bindirdiklerine göre yarısına kadar kazarlar yine başlar o inşaat. bu saatten sonra yapılacak şeylerin başında halk oylaması geliyor. belediye chp'de. ekrem başkan hazırlıklara başlasın 2-3 ay içinde istanbullulara bir halk oylaması yapalım. bunu hiçbir şekilde engelleyemezler. zaten seçim engellemek kafadan oy kaybı. referandumdan "hayır" çıkacağı kesin. bakalım o zaman halkın iradesine rağmen rahatça yapabiliyorlar mı o kanal? yaratacağı algı yeter. en son halkın iradesini gasp etmeye kalktıklarında 800 bin oy fark yediler.
ekrem başkan, referandum istiyoruz! bu kadar. bu işin çözümü bu. zaten istedikleri çatışma ortamı. hiç gerek yok. istanbullular sandığa gitsin. iş çözülsün. umarım sandık aksine davranırlar da erken seçime sonsuza kadar kurtuluruz. -
ekrem imamoğlu
adam "israf" diyor, "rant düzeni" diyor, "cemaatlara, vakıflara hizmet işi bitecek." diyor, "ben değil biz." diyor. hala havuzmuş, alkolmüş diye düşünecekmişiz.
tepeden tırnağa laik bir birey olarak söylüyorum. belediye tesisimde de içmeyiverin. millet ailesi ile geliyor. bunda sorun teşkil edecek bir şey yok. ha yarın öbür gün, içki içilebilecek bir yerde gelip elinden içkini almaya çalışırsa beraber sokağa çıkarız "ekrem imamoğlu istifa!" diye.
erkek ve kadınların neden aynı havuza girmemesini düşündürüyorsa seni bir gün annen ve kız kardeşini bir havuza gönderip uzaktan durumu gözleyebilirsin. öyle bir gözlersin hem de ki "orta doğu'da yaşıyorum." diye alnına yazı yapıştırırsın kalan hayatında.
ülkenin hali ortada. bir günde medeniyete ermeyeceğiz. ama ellerinden gelse "adamın yürüyüşü düzgün değil, oy vermeyin." diye ağlayacak kesime karşı tutup da "her yeri alkole boğacağım, cinsel devrim yapacağım, sokaklarda çıplak koşacağız." gibi bir propaganda yapmasını bekliyorsanız, sandalyeye oturmaktan dümdüz olmuş kıçınızı kaldırın ve ekşi sözlük'ten bir dışarı çıkın da sokakta kimler var bir bakın. -
imamoğlu'nun bir hafta başkanlık yapacak olması
eşkıya mısınız, darbeci mi? hayırdır? halkın seçtiğini masa başında mı indireceksiniz?