reklam her çıktığında sinir krizi geçirecek gibi oluyorum. ben bu kadar itici bi reklam görmedim. günlük konuşmaları marş şeklinde söylemek hangi sivri zekanın aklına geldi acaba. bi de allah'ın belası bitmiyo da. izlerken ben utanıyorum ama reklamı çekenler utanmamış belli ki.
rezalet.
edit: amacına ulaşmış yazanlar olmuş. ulan ne amacına ulaşması, daha bugüne kadar sonuna kadar sabredip neyin reklamı olduğunu bile bilmiyodum. bugün başlığı açabilmek için sonuna kadar izledim de anladım türk telekom reklamı olduğunu. bu öyle sevilmeyen ama dikkat çeken reklam filmi gibi bi şey değil. bildiğin başarısız, berbat bi reklam. belli ki birileri iyi para yemiş bu işten. yoksa kimse ne böyle reklam çeker, ne de bi müşteri olarak onay verir.
bakın abartmıyorum, bugüne kadar izlediğim en kötü reklam filmi olabilir.
edit 2: reklam linkini eklememi isteyenler oldu ama reklam o kadar kötü ki eklemek istemiyorum. üzgünüm. elim varmıyo.
varsayalimismail10 profili
-
türk telekom'un berbat euro 2024 reklamı
-
meyhanelerde cayır cayır sigara içilmesi
türkiye'de gerçekleşmekte olan durum. kapalı alanda sigara yasağı olmasına rağmen, istisnalar hariç, neredeyse bütün meyhanelerde sigara içilmesine müsaade ediliyor. ne bakanlık, ne vatandaş, ne polis kimse müdahale etmiyor. bu konuda herkes başını kuma gömmüş durumda.
olan benim gibi sigaradan hazzetmeyen insanlara oluyor. şimdi bi kaç sığ arkadaşın “madem sigaradan hazzetmiyosun niye meyhaneneye gidiyosun” diye yorum yapacağına adım gibi eminim. içki içiyorum diye sigara içmek ya da sigara dumanına maruz kalmak zorunda mıyım? ayrıca kurallara uyup mekanında sigara içirtmeyen meyhanelerin suçu ne? kurallara uymak mı?
artık bu konu hakkında birileri harekete geçmeli. çünkü kör şeytanı oynamaktan ben kendi adıma yoruldum. kapalı alanda sigara içirten meyhaneler alenen suç işliyor ve cezasız kalıyolar. toplum sağlığı için bunun önüne geçilmesi lazım.
edit: başlığı altında yazılanlara görünce bu ülkeden bi bok olmayacağını anlıyosun. adama kapalı alanda sigara içmek yasak diyosun, toplum sağlığına zarar veriyosun diyosun, gelişmiş bir toplumda yasalara uyulması gerekir diyosun, adam "meyhanede sigara içmek benim keyfim yeaaaaa, karışmayın bi keyfimize de, sigara içmiyosan gelme meyhaneye" diye sığ bi cevap veriyo.
o zaman ülkede herkes keyfine göre hareket etsin. mesela sen insanlara tokat atmaktan mı hoşlanıyosun, git sokakta gördüğün herkese tokat at. sonuçta bu senin keyfin. başkalarının sağlığı senin umrunda değil. neden böyle yapıyosun diyenlere de "bu benim keyfim yeaaaa, sen de sokağa çıkma o zaman" diye cevap ver, konu kapansın.
sonuç olarak laftan anlayan dostlarıma anlatmak istediğim şu, kapalı alanlarda sigara içilmesi yasak. yasa diyorum yasa. yasaları keyfine göre delemezsin. delersen işte o da senin yıllardır eleştirdiğin sistemin çocuklarından bi farkın olmadığını gösterir bu. ha yarın yasa değişir, meyhanelerde sigara içilmesi serbest bırakılır o zaman saygı gösterilir tabi ki bu duruma. biz de ona göre meyhaneye gider ya da gitmeyiz. olay bu. -
dedemizin mezar taşını okuyamıyoruz
50 kere anlattık bi daha anlatalım. latin alfabesi kabul edildiğinde ülkenin nüfusu 14 milyon.
1927 nüfus sayımı
okuma oranı yüzde 10. yani sadece 1,5 milyon insan arap alfabesini okuyabiliyomuş. onların da çoğunu saray ve çevresindeki nüfus oluşturuyor. yani anadolu'da doğru düzgün okuma yazmayı bilen adam yok.
yani o mezar taşlarını deden dahi okuyamıyomuş. bu neyin hezeyanı hâlâ? bırakın artık şu saçma sapan “bir gecede cahil kaldık”, “dedemizin mezar taşlarını okuyamıyoruz” zırvalarını. -
domenec torrent
saha kenarında saçma sapan hareketler yok,
takım geriye düşünce hakeme sözlü taciz yok,
takım gol atınca kameralara poz kesme yok,
ego yok,
basın toplantısında ne dediği anlaşılmayan açıklamalar yok,
onu çekme bunu çek yok,
kaybedince ocak ayını bekleyin yok,
takım yöneticilerine durduk yere saldırma yok,
antremanda ayak tenisi oynatma yok,
halef selef ilişkileri yok
peki ne var?
takımı belli bi düzen içinde oynatma var,
organize atak var,
sahaya doğru dizilim var,
kenarda efendi gibi maç yönetme var,
basın toplantısında futbol konuşma var,
kendi kurmadığı bok gibi kadroyla maksimum verimi alma var,
duran top taktiği var,
antremanlarda takımı olması gerektiği gibi taktik çerçevesinde çalıştırma var,
rakip takım analizi var
allah kendisinden razı olsun. futboldan anlayan galatasaray taraftarının futbol izleme zevkini geri verdi. gidenin de yolu açık olsun.
edit -
3 ocak 2022 memura %30.5 zam verilmesi
ya neyine laf ediyosunuz bu durumun? yok memurlar yata yata para kazanıyomuş da bilmem neymiş. madem devlet memurluğu o kadar rahat bi hayat vaat ediyodu, niye kpss'ye girip devlet memuru olmadınız?
çoğunuz leventte elinizde latteyle plazalarda havalı havalı dolaşmak için devlet memurluğunu küçümsediniz, özel sektörde çalışmayı tercih ettiniz. kaldı ki yine çoğunuz da devlet memurlarının kazandığından çok daha fazla kazanıyosunuz.
yani herkes bu hayatı kendi seçti. senin büyük kariyer planların vardı, havalı bi iş hayatı istiyodun, plazayı seçtin, o da nispeten daha rahat bi çalışma hayatı istiyodu, tozlu raflı devlet dairesini seçti.olay bu. kimse kimseyi kandırmasın.
şimdi gelmiş, ülkedeki reel enflasyon yüzde 75, 80 lafları geçiyoken memurun yüzde 30 zam almasına laf ediyosun. ne yapsın bu adamlar açlıktan ölsün mü?
nedir bu ülkedeki herkesin birbirine olan nefretinin sebebi anlayamıyorum. tamamen saçmalık şurda yazılanlar.
not: 8 senelik özel sektör çalışanıyım. devlet kurumlarına danışmanlık veren bir firmada çalışıyorum. memur arkadaşlarla çok zaman beraber çalışma fırsatım oldu. iki tarafı da duyan, gören, bilen biriyim kısaca.
edit -
fatih terim
bu sezon ligde kendinden daha fazla puan toplayan fenerbahçe ve beşiktaş'ın hocası gönderilirken bu arkadaşın istifası ya da gönderilmesi konuşulmuyor bile. bu akşam da sağ olsun türkiye kupasına veda ettik. gönderilmesi için daha ne olması gerekiyor ben artık bilmiyorum.
zorunlu edit: bu sene avrupa'da başarılıyız ama diyenin kalbini kırarım. avrupa'da oynadığımız futbol yıllarca taşak geçtiğimiz aykut kocaman'ın fenerbahçe'yle 2013 yılında uefa'da yarı finale ulaştığında oynattığı futbolun aynısı. bi b*k çıkmaz ordan da devamında. -
kim gelirse gelsin ekonomiyi düzeltemez
ülkede ekonomik kriz yok, yönetim krizi var. önce bunu anlamamız gerekiyor. yani yönetim değişip, yerine iyi bi yönetim gelirse kendi kendine ekonomi düzelecek zaten.
bugün dolar bu kadar yükseldiyse en büyük sebebi halkın hükümete güvenmemesinden kaynaklanıyor. biz orta gelirli vatandaşlar bile maaş yatar yatmaz paramızı ya dövize ya altına ya bitcoine çeviriyoruz. bi de büyük firmaları düşünün.
mevzu kesinlikle ekonomi değil yani. tamamen güven sorunu. -
yazılımcı stresi
hiçbir meslekteki strese benzemeyen ayrı bi strestir. düşün ki kodda bi hata çıkar, ekranlar hata verir, bütün şirket iş yapamaz hâle gelir, satış elemanından müdürüne herkes yazılımcıya döner hatayı çözmesi için. işte o stres insanın saçını beyazlatır. hele bi de sorun çözülmezse gece yarısına kadar üzerinde müthiş bir baskıyla ofiste sorunu çözmeye çalışırsın. bi gün 16 saat boyunca kesintisiz bilgisayar ekranına bakıp, debug(hata ayıklama) + development(geliştirme) yaptığımı bilirim. vücut ve gözler fiziksel olarak bittiğinde dinlenmek için eve gidersin. o kadar yorgunluğa rağmen yatsan da uyuyamazsın. gün boyu beyin kod ile uğraştığı için gözünü kapatsan da beyninin çalışmasını durduramazsın. uyurken kafanda kod yazmaya devam edersin. sabah kalktığında hiç uyumamış bi halde ofise geri dönersin. dün akşamki hatanın çözülmemiş olması bütün motivasyonunu alır götürür. işe giderken “lan bi yerden loto vursa da ofise hiç dönmesem” diye düşünmeye başlarsın. ama o loto vurmaz, bilgisayarı açar kaldığın yerden debug etmeye devam edersin.
not: bu başlık, “yazılımcıların yattığı yerden para kazanması” minvalindeki başlıklarda adı geçen yazılımcıların sessiz çığlığıdır.
zorunlu edit: yukarda yazdıklarımda “yazılımcılar en stresli mesleğe sahiptir” gibi bir cümle geçiyo mu eyy başlığın altında laf atanlar? ne yazıyor orda? hiçbir meslekteki strese benzemeyen, “farklı” bir stres yazıyor demi güzel kardeşlerim? sonrasında empati yapıp, anlayabilmeniz için o “farklı” stresi güzel güzel açıklamışken nedir bu içinizdeki kini boşaltma nedeni? -
xiaomi marka telefon kullanan yazarlar veritabanı
eski bir xiaomi mi 6 kullanıcısı olarak çok özlediğim veritabanı. bir anlık gaflet ile iphone'a geçtim. 1 aydır ekranda geriye dönmek için atmadığım takla kalmadı. yok fotoğraftan geri dönmek için aşağı kaydır, yok bir önceki sayfaya dönebilmek için ekranı en solundan sağa kaydır, o yemiyosa yukardan geriye bas falan. allah aşkına bunun neresi user friendly. eskiden ne güzel tek bi tuşla laps laps ileri geri dolaşabiliyodum sayfalarda. işin kötü yanı bu meramımı ezelden beri iphone kullanan arkadaşlara anlatamıyorum çünkü adamlar alışmışlar bu eziyete, o yüzden kendilerine hiç garip gelmiyo bu durum. iyi ki siz varsınız da derdimi size anlatma fırsatı buldum xiaomici dostlarım. sağ olun.
bi gün bi yerde sizinle tekrar buluşacağız... -
en iyi maden suyu