annem, 28 aralık 2021 tarihinde perlavista avm (istanbul/beykent) içerisinde bulunan migros mağazasından alışveriş yapmış. kasada ödeme yapacağı esnada, kasiyerinin yanında oturan şube müdürü markete girerken elinde olan poşeti açmasını istemiş.
poşetin içindeki ürünü (canped- yatak koruyucu örtü) görünce bu ürün bizde de var fişinizi görebilir miyim demiş. buraya kadar müdire hanım işini yapıyor diye düşünebilirsiniz. annem üst katta bulunan eczaneden aldığını fiş almadığını zaten ürünün kendi poşetinde olduğunu söylüyor. ama hanımefendi oturduğu yerden hiç kalkmayarak annemi toplum içinde aşağılamaya ve iftira atmaya devam ediyor. annemin elinde bulunan bir başka poşet için ne bilelim onuda bizden almadığınızı diyor. annem instreet mağazasından puma marka eşofman takımı almış. puma mı satıyorsunuz siz diyor ve müdire hanım evet onuda satıyoruz diyor. müdire hanım kamera kayıtlarını inceleyeceğini söylüyor ve mağazadan çıkmasına izin vermiyor. annem daha fazla dayanamıyor üst kattaki eczaneden fişini almak için bütün elindeki poşetleri bırakıyor mağazadan çıkabilmek için ve bu sırada hüngür hüngür ağlıyor.
annem üst katta bulunan eczaneye durumu anlatıyor fişini alıyor ve geri markete iniyor. mağaza müdiresini çağırıyor ama hanımefendi kamera kayıtlarını incelemiş olacak ki gelmiyor. en sonunda müdire hanım teşrif ediyorlar. annem fişini elleri titreye titreye gösteriyor ve hanımefendi ne dese beğenirsiniz? tamam bitti gidebilirsin diyor!
bir özür bile dilemiyor. kusura bakmayın hanımefendi bizde işimizi yapıyoruz dese bile annem anlayışla karşılayacak bir insan. annem şikayetçi olacağını söylüyor ve adını soruyor. ben sana adımı vermek zorunda değilim diyor müdire hanım ve gidiyor. annem tabii bu sırada aşağılanmanın verdiği öfke ile ağlamaya devam ediyor.
kasiyerlerden biri yardımcı oluyor zaten ürünün bizim olmadığı çok açık belli oluyor diyor üzerinde esnafların makine ile bastığı fiyat etiketini gösteriyor.
bu arada şunu belirteyim annem 6 yıldır aynı migrostan her zaman alışverişini yapıyor. her zaman market alışverişinden önce aynı eczaneye gidip köpeğimiz için ped alıyor. müdire hanımın burada kısa süre önce işe başladığını ve adının yasemin olduğunu öğrendik. şimdi ben migros işletmesine sormak istiyorum. kasiyerin yanında oturmuş bacaklarını sallaya sallaya çirkin üslubuyla müşterilerine iftira atan yasemin hanımı nasıl müdür yapabildiniz? benim annemin gözyaşlarının hesabını kim verecek? annemin maruz kaldığı bu çirkin iftirayı ve aşağılanmayı asla kabul etmiyorum! iletişim becerisi gelişmemiş insanlar hiçbir kurumda yönetici olmamalı.
annemin çalmakla suçlandığı ürün görseli: görsel
edit: gelen mesajlar arasında şahsın müdür değil müdür yardımcısı olduğunu söylemiş biri yaseminler karışmasın diye belirtmiş. emin olmadan kimseyi zan altında bırakmamak adına karışmaması için annem sarışın ve gözlüklü olduğunu belirtmemi istedi.
edit2: desteğiniz ve göstermiş olduğunuz hassasiyet için ne kadar teşekkür etsek az kalır. ayrıca başvurmamız gereken mercileri öğrenmiş olduk sayenizde. hepsine başvurduk ve şikayet oluşturduk buradan güncellemeleri ekleyeceğim.
edit3: konuyla ilgili twittera yazmam için çok fazla mesaj geldi. ilgili twitimi buraya ekliyorum twit
edit4: kendilerinin bölge ve şube müdürleri anneme ulaşmışlar ve ziyarete gelmek istediklerini söylemişler. ben şuan işte olduğum için annemin yanına gidemedim. kamera görüntülerini izlemişler şahsın çözüm odaklı davranmadığını, yaptığının yanlış olduğunu ve sonuna kadar haklı olduğumuzu dile getirmişler. yasemin hanımefendi ile ilgili gerekli işlemlerin başlatıldığını bir iki gün içinde belli olacağını ve dönüş sağlayacaklarını söylemişler.
öncelikle yasemin hanımın davranışı yüzünden belkide tüm ekibin zan altında kaldığını düşünmek bana utanç veriyor ve vicdanımı rahatsız ediyor. fakat bir yandan da sadece annemin hakkını değil aslında benzer olaylar yaşayan kişilerinde hakkını savunduğumu düşünmek içimi rahatlıyor. gelecekte benzer bir iftiraya kimsenin maruz kalmaması için ziyaretiniz için teşekkür ediyor fakat entrymi silmiyorum. aynı zamanda tanıdığımız bir avukat ile görüşme sağladım cumhuriyet baş savcılığına suç duyurusunda bulunmamızın en doğrusu olduğunu söyledi. tazminat davası gibi bir düşüncemiz yok. mahkeme süreçleri sadece karşı taraf için değil annem içinde meşakkatli bir yol olacağı için bu kararı anneme bırakacağım. yani diyeceğim o ki sayın migros göndermiş olduğunuz çikolata kutusu için teşekkür ederiz ama bana şuanda mutluluk verecek şey çikolata değil. şuan serotonin salgılamamı sağlayacak tek şey adaletin yerini bulmasıdır. getirilen çikolata kutusu ile ilgili linçlemek değil amacım asla yanlış anlaşılmasın. kurumsal bir firma olarak elbette özür dilemeye elleri boş gelmeyecekler ama ben konuyla alakalı uygulanacak yaptırım nedir? bu sorumun cevabı ile mutlu olacağımı vurgulamak isterim. gelen kişilerden sanıyorum bölge müdürü beyefendi izin gününde gelmiş üstelik. sağolsunlar fakat dediğim gibi ben bu meselenin sonuç kısmı ile ilgileniyorum. umarım yazdıklarımla duygu ve düşüncelerimi net ifade edebilmişimdir.
edit5: tekrar aramışlar ve yarın acil disiplin kurulu olacağını sonucu yarın tarafımıza bildireceklerini söylemişler. şimdi yine konu ile ilgili birkaç ekleme yapmak istiyorum. yarın kurulacak disiplin kurulu sonucunda yasemin hanımın işine son verilirse içimiz rahat edecek diyemem çünkü böyle insanlar değiliz. elbetteki ağır bir cezası olmalı ama işinden edilmesi ne kadar doğru olur bilmiyorum çünkü bana destek veren sizleride bir yükümlülük altına soktuğumu hissediyorum. üstümdeki vicdan yükünü atamıyorum. en başından beri tüm şeffaflığıyla konuyu sizler ile paylaştığım için bu beşeri hislerimide paylaşmak isterim lütfen mazur görün. birde bu şekilde bir sonuç ile migros işletmesinin konuyu kapatmasını istemiyorum çünkü en az yasemin hanım kadar migros işletmesinide suçlu buluyorum. yasemin hanım işten çıkarıldığında migros işletmesine alkış mı tutmalıyım? yasemin hanımın kişisel hak ihlalinden haberi olmadığı aşikar. peki bu durum, migrosun ilgili durumlarda uygulanan prosedür ile ilgili çalışanlarına bilgilendirme kısmında yetersiz olduğunu göstermez mi? bu durumlarda uygulanılan yaklaşım ve prosedür nedir talep etmekteyim. herkes aydınlansın ve benzer olaylar tekerrür etmesin, herkes sahip olduğu hakları bilsin ve bilinçlensin istiyorum.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. 28 aralık 2021 migros rezaleti
-
2. 28 aralık 2021 galatasaray denizlispor maçı
spiker az önce “şimdi son sözü ismail çipe ve ‘denizlispor’da penaltıyı atacak futbolcu’ söyleyecek” dedi…
öyle no name, öyle underdog…
öyle bir elenme yaşandı bu gece… -
3. 29 aralık 2021 n. nebati cnntürk canlı yayını
uçan sabri meşhur olduğunda bile sabah programlarını bu kadar gezmemişti...
ya yeter artık be kardeşim. bu hızla gidersen 1-2 haftaya onlyfans'da anlatmaya başlayacaksın yalanları.
edit: bankalarda fiziki dolar bitmiş, türk lirası shitcoin'e dönmüş, günlük %10 volatilite normal karşılanır olmuş, millet aptal yerine konup parası gasp edilmiş, tl bazlı şişirilen borsa her gün devre keser olmuş, vioptaki kurgu dolandırıcılık düzeyine varmış, adamın umrunda değil... kikirdemek için çıkmış kamera karşısına.
"ekonomi biliminde tek yöntem yoktur" deyip faiz indirimini savunuyor hala. "ekonomi bakanı" olarak "ekonomi bilimi teamüllerini" reddediyor. saçımı başımı yolacağım artık!
bir de diyor ki; "dolar ve altından zarar eden dava açsın"... borsada viop (doviz kontrat) hukuken sınır olan yüzde 10 marjı yüzde 80'e getirdiniz. insanlar borsada satmalarına izin verilmeden kendilerini mariana çukurunda buldular. yüzbinlerce insan battı. onlar da dava açsın mı?
böyle dolandırıcılık abd'de olsa, 20-25 yıl örgütlü suçla o kontrata imza atanlar içerde çürürdü. siz sanki yargılanacak mısınız? -
4. 29 aralık 2021 dolar kuru
kur tahmini değil bir tespit yapacağım hede.
18 tl'den dolar alanları suçlayan, onları paradan para kazanmakla itham edip size iyi oldu diyen tiplere biraz soğukkanlı bir düşünceye sevk ediyorum. şimdi oturup düşünün bakalım;
1 kasım 2021'de dolar ortalama ne kadardı? 9,5 tl civarında. sen bunu uyguladığın yeni üretim modeli ile 20 aralık 2021 tarihinde kaça çıkardın? 18,40 tl. ne yapar? yaklaşık 50 günde tam 2 katına çıkmış dolar. yakın tarihte böyle bir örneğini görmeyen vatandaş ne yaptı? her gün %3-5 arasında değer kaybeden parasını korumak adına gitti 18 tl'den dolar aldı büyük riske girdi. burada sadece son gün satılan 6 milyar doların 4,5 milyar dolarının küçük yatırımcı denen sıradan vatandaşlar tarafından satın alındığı gerçeğini de kenara koyalım. sonra sen ne yaptın? 20 aralık gecesi doları bir anda 10,5 tl'ye düşürdün? bir gecede!! peki gerçekte bu durumdan kimler yararlandı? kenarda duran iki üç kuruş parasını her %3-5 değer kaybına kurban veren vatandaş mı?. sen şimdi diyorsun ki gel kardeşim. senin 18 tl'den aldığın doları 11 tl'ye ben senden alayım karşılığında %14 faiz vereyim. dolar yüksek olursa farkı vereyim. ya bunun ekonomik faydasını zararını geçiyorum. sen bir defa bu insanlara duygusal olarak bir şok yaşattın. sonra diyorsun ki gel yeni bir sistem buldum su çok sıcak boyu geçmiyor. neyse. daha yazacaklarım var da bende kalsın. -
5. durduk yere bıçaklanarak öldürülen abdli turist
gasp amaçlı organize şekilde gidiyor grup adamın üstüne bence. gözüne kestirmişler, yürüyüşlerinden belli.
bir de haplı olduklarını düşünüyorum. adam mukavemet gösterince cüzdanı falan almak için fazla ileri gidip birden fazla bıçak darbesi vurmuşlar.
abd bunların hepsini resmi olarak istesin tr den, sonra idam kararı kesin gelir. bizde 5 yıla çıkar bıçaklayan, diğerleri içeri bile girmez. -
6. vegan olmama sebepleri
şu ana kadar yazanların yarısının yanlış okuduğunu düşündüğüm başlık.
benim vegan olmama sebebim, et ve süt ürünlerini sevmemdir.
edit: konuyu yanlış anlayarak yazanların hemen hepsi düzeltme yapmak yerine, komple entarilerini silmişler. -
7. 29 aralık 2021 fenerbahçe afyonspor maçı
la arkadaş şu maçları seribaşı olmayan takımların evinde oynatın da adamlar büyük takım görsün, azıcık bilet parası kazansın.
türkiye kupası tamamen büyük takımları finale taşıma amaçlı, atv’ye reyting getirsin diye oynanan tırt bir formata dönüştü.
bu sezon şimdiye kadar oynanan 110 maçta sadece 29 deplasman takımı tur atlayabildi. yani deyim yerindeyse deplasman takımı elensin isteniyor. eskiden aşama sayısı azdı ve seribaşı olayı yoktu. mesela 22 aralık 2004 uşakspor fenerbahçe maçı muhteşem bir anı oldu uşak halkı için. bilet hasılatı, şehir tanıtımı vs. derken futboldan ayrı olarak bir getirisi oldu küçük takıma.
şimdi yine o zamanki uşak’ın durumunda afyon var. tff 1. lige çıkma iddiası olan bir ekip, kadrosu kısıtlı ama sürpriz yapma ihtimali olan. fakat büyük takım isterse, afyonu konyayı dinlemez basar geçer. 2004’te fenerbahçe uşakspor’u as kadroyla 6-2 yenmişti. şimdi yarın fenerbahçe oynamak isterse ve 5 çekerse ne keyfi olacak maçın? ne fenerbahçe büyür ne afyon küçülür. stada da 5 bin kişi gitmez. ama şu maçı afyon’a versen, vatandaş bayram eder. -
8. fatih terim
bu sezon ligde kendinden daha fazla puan toplayan fenerbahçe ve beşiktaş'ın hocası gönderilirken bu arkadaşın istifası ya da gönderilmesi konuşulmuyor bile. bu akşam da sağ olsun türkiye kupasına veda ettik. gönderilmesi için daha ne olması gerekiyor ben artık bilmiyorum.
zorunlu edit: bu sene avrupa'da başarılıyız ama diyenin kalbini kırarım. avrupa'da oynadığımız futbol yıllarca taşak geçtiğimiz aykut kocaman'ın fenerbahçe'yle 2013 yılında uefa'da yarı finale ulaştığında oynattığı futbolun aynısı. bi b*k çıkmaz ordan da devamında. -
9. boşanmanın eşiğindeki çiftlere tavsiyeler
boşanmayacaksınız nasılsa bari arkadaşlarınızın kafasını ütülemekten vazgeçin.
-
10. börü 2039
ulen 2039da da köprüler ücretli amk
-
11. ismail çipe
lunapark’ta kalecilik yapsa; sigara ödülünden lunapark’ı batırır.
-
12. bitcoinin başında kim var
dış minnaklar.
-
13. en beleş para kazanılan iş
milletvekilliği bundan daha beleş olanı sanırım hiçbir meslek grubunda yoktur.
-
14. 2021'e veda notları
hayatımın acayip yıllar kotasını doldurdum ve artık ölene kadar hiçbir tuhaflıkla karşılaşmayacağım derken kendi rekorlarımı kırdığım bir yıl oldu. rispek.
-
15. kpss'de 1. olan adayın mülakatta elenmesi
bazı entrylerde güvenlik soruşturmasına değinilmiş. düşük alan adaylar terör örgütü üyesi olabilirmiş veya sicili bozuk olabilirmiş. miş de miş. hukuk devletine gel. bu amk güvenlik soruşturması allah kelamı mı? hata, yanlış olmaz mı? bu ülkede isim benzerliğinden hapis yatan var. mülakatlar nasıl yargıdan muaf olabilir? varsa güvenlik soruşturmasında kamuya girişe engel durum adaya yazılı olarak belirtirsin. şu sebepten dolayı ataman yapılmadı git yargıda hakkını ara diye. hatta sınava bile sokmazsın. gidipte puştluk yapıp 50 puan vermezsin. direkt red verirsin. bunun adı en hafif tabiriyle puştluktur. yargının yeniden mülakat kararında aynı puanı vermek için oluşturulmuş, sistemin açığını bürokrasi eliyle kullanan bir puştluktur. öyle istihbari veriye göre de kişiler hakkında yargıya varılmaz. istihbari veriyle bir kişi terörist olmaz! bunun adı anayasal suç olan fişlemedir başka birşey değil. hukuk devletinde bir kişi suçluysa suçu yargı kararıyla sabit olur. tutuklanmış insan bile suçu yargı kararı ile kesinleşmedikçe suçsuzdur. ama bulmuşlar mal bulmuş mağribi gibi iltisak, irtibat. ne diyelim yamuk cetvelden doğru çizgi çıkmaz. mağdurlara geçmiş olsun.
-
16. no woman no cry'ın türkçe karşılığı
bob marley ve bunny wailer'ın trenchtown*da bir yardımevinde* performans sergiledikleri yıllarda söyledikleri bir şarkıymış bu.
bob marley en yakın arkadaşı olan sevdiği kadına şarkı söylemiş. onunla geçirdiği tüm iyi ve kötü zamanlardan bahsedip, ondan güçlü olmasını ve ağlamamasını, başını dik tutmasını istiyormuş. çünkü her şey yoluna girecek falan filan anlamında. jamaika lehçesi diyolla. goygoyu bırakın bence.
değeri bilinmeyen bir şarkıdır. -
17. m.b. 2022 enflasyon hedefinin yüzde 5 olması
ben de mesela boyumun 2022 yılında 1.95'e uzamasını bekliyorum. 38 yaşındayım ve bu saatten sonra 20 santim daha uzayacağıma dair inancım var. aksini iddia etmeye de kimsenin hakkı ve haddi yok. nokta. net.
-
18. 29 aralık 2021 altından türk lirasına geçiş
bu nas'sı bir iştir..
-
19. 10 yılda 5285 doktorun türkiye'den göç etmesi
arkadaşlar doktorum, cebimde 6,5 tl vardı sabah, gidip iki tane simit aldım fırından, sokağımızdaki tanıdık kuruyemişçiden de bir paket veresiye camel white aldım. evde sallama papatya çayı vardı, onunla beraber simitleri yedim, ondan sonra da çay eşliğinde sigara içmeye ve internette gezinmeye başladım ve ekşisözlükte bu başlığa denk geldim. ben de bu konuda birşeyler söylemek istiyorum. kişilerin ya da şehirlerin isimlerini paylaşmayacağım, biliyorsunuz günümüz türkiye'sinde birisinin suçunu ifşa ettiğiniz zaman suçlu siz oluyorsunuz, o nedenle isim vermiyorum. kendimi güvende hissetsem neler anlatacağım da...
çalıştığım kamu kurumu 5 ay önce beni terör bölgesinde sağlık hizmeti vermem için görevlendirdi. görev yerime gittiğim sırada yol için yaptığım masrafı kasasında para olmadığını iddia ederek ödemiyor, anlayacağınız "harcırahımı kendi cebimden devlete borç vererek karşıladım" ve bir kredi taksidim o zamandan beri hala ödenmedi, çünkü gidiş ve geliş bir kredi taksidimi biletlere harcadım. insanların pişman olmadıklarına inanmıyorum, insanların pişmanlıklarından ders çıkarması gerektiğine inanıyorum. o gün "param yok" demediğim için çok pişmanım ve bundan sonra kendi paramla kamuya hizmet etmemeyi de bu olay sonrasında öğrendim.
görevlendirme boyunca 24 saat*60 gün terör bölgesinde, taburda bulundum. 12 saat*60 gün nöbet ödemesini alabildim sadece, 12*60 saat icap ödemesini vermemesi için il sağlık müdürlüğüne sağlık bakanlığı talimat vermiş, bu ödemeyi de alamıyoruz ve bu konuda harcırah gibi sonra veririz demiyorlar, "vermeyeceğiz" diyorlar. günümüz türkiye'sinde kölelik hukuken yasak diye biliyorum, ama devlet isteyince kölelik bile serbest olabiliyor gördüğünüz gibi. bu arada bunların belgeleri hala bende ve kurumumun arşivlerinde saklı durmaktadır.
maaşımızın emekliliğimize yansımaması için yaratılmış şark kurnazı düzeninde performans ödemesini bekliyoruz ayın 20'sinden beri, onu da yatırmadılar. ayın 15'inde aylık ödememin hemen hemen yarısını aldım, kira-faturalar-kredi taksidi ödendi. ve ayın 22'sinde ve 26'sında borç almak zorunda kaldım. bugün de borç alıp hayatımı devam ettirmeye çalışacağım.
bizler insanların hayatlarını kurtarır, ömürlerini uzatmaya çalışır, içinden çıktığımız bu topraklara aklımızla, gönlümüzle hizmet etmeye çabalarken bakanların akrabaları hiçbir vasıfları, eğitimleri yokken, devletin peşkeş çektiği ihaleleri alarak hastanelere medikal malzeme satıyor ve milyonları, milyarları var, evlerinde yatak yarası olana kadar yatıyorlar. bunları da araştırabilirsiniz, isim vermeyeceğim.
hastanede doktora satırla silahla saldıran şahısları serbest bırakan ve hakkında iddianame bile hazır olmamasına rağmen 4-5 yıl boyunca masum insanları hapiste tutan kokuşmuş bir hukuk düzeni var. 1,5-2 ay önce çalıştığımız kurumun kapısına eli bıçaklı adamlar dadandı yardımcı sağlık personellerinden birine saldırmak için, polisler "sizin pisliğinizle uğraşamayız" deyip saldırganın kurumun içine girmesine seyirci kaldılar.
bugün imkanım olsa, yarın avrupa'ya yerleşirim. gözümün önünde hergün işlenen onlarca suç var, şikayet mercii yok. daha adil bir gelir dağılımı ve insanca yaşam için giderim, burayı sevmediğimden değil. ben de gidip ananemiz, babannemiz varken ingilize, almana hizmet etmek istemem, ama kendi ülkemde enayi gibi yaşıyorum.
en son gittiğim görevlendirmede erleri cezalandıran üstleri "vücut çalıştırırken" bir tanesinin sol m.tibialis anterior kasında longitudinal yırtık oluşmuş, er geldi ve şişliği palpe ederken 4 parmağım kasın içine girdi. aynı ceza sırasında başka bir er bel fıtığı hastası olduğunu dillendirmesine rağmen üstleri "biz çözeriz fıtığı" diyerek "idmana" devam ettirmiş ve eri neredeyse yerde sürünecek hale getirmişlerdi. e-nabızdan kontrol ettiğimde l2-l3, l3-l4, l4-l5 seviyelerinde 3 adet disk hernisi olduğunu gösteren bir adet mr görüntüsü, radyolog tarafından yapılmış mr yorumu ve beyin cerrahının raporu ile karşılaştım. bu erleri hastaneye sevk ettiğimde ise üstler huzursuz oluyor, bir de hadleriymiş gibi yorumda bulunuyorlar "bunun bir şeyi yok, bu yalan söylüyor" vesaire. bunlara müdahale ettim, erleri hastaneye sevk ettim.
başka bir olay anlatayım, uzman askerlerden biri erlerden birinin boynunu sıkıp duvara yaslayarak hakaret etti ve harç karması için bağırdı. bunu tabur komutanına ilettim ve bu davranışın, fiili gerçekleştiren kişi üst olduğu için askeri değil de sivil mahkemelerde en az 2 yıl hapis cezasıyla yargılanmaya başladığını bildiğimi de kendisine ilettim. tabur komutanı ne yaptı? uzman asker erlere iş yaptırıyor diye ona dokunmadı, eri de huzursuzluk çıkarıyor diye üs bölgesine sürdüler. çünkü ayakçıları o asker, işi nasıl yaptığını önemsemiyorlardı, işleri halletmesi yeterli.
bu durum beni rahatsız etti ve komutanın postasına direkt 6 gün akut gastroenterit raporu yazdım, çocukcağız ağır ishal olmuş.
burada konuları uzatmak istemem, türkiye şu anda ciddi bir başıboşluğun, denetimsizliğin, hukuksuzluğun ortasında. suç oranları hergün artıyor. çevremizde elle tutulur bir ticaret ya da eğitim geçmişi olmayan insanların nereden geldiği açıklanamayan milyonları var. ben kendi memeleketimde bodrum'a tatile gidemiyorum hekimlik yaparak, azerbaycandan, rusyadan, ingiltereden gelen insanlar ne hikmetse bir anda zengin olup fabrikalar, evler alıyorlar. bizi de aptal, anlamıyor sanıyorlar, devlet de bu insanları koruyor.
çocukları bizleri düşürdükleri durumlara düşsün, en büyük temennim budur. madem bize kötü şeyler yaşatmadıklarını iddia ediyorlar, bunu söylememde sakınca yok.
ben bu vatan için duygularımı hala yitirmiş değilim, ama çoğunluk bu kokuşmuş düzenin, bu ahlaksızlığın, bu hukuksuzluğun devam etmesine müsaade edecekse o çoğunluğa hizmet etmek istemiyorum. bu benim kişisel tercihimdir ve yasal hakkımdır. nasıl ben bir vatandaşı hangi işi yapacağı noktasında zorlayamıyorsam, ötekiler de beni zorlayamaz.
savcı sırayı hiçe sayıp kafasına göre içeri girip kendisine baktırmaya çalışacak, doktor hastaların hakkını savunduğu için kelepçeyle hastaneden alınacak, halk da alkış tutacak.
savcı hız sınırını geçince ceza kesilmeyecek, doktor acil vakaya hayat kurtarmaya giderken trafik cezası yiyecek.
bakanlar, rektörler seçimle değil de atamayla gelecek.
memleketimin gencecik insanları kpssde derece yapıp mülakatta elenecek.
hiçbir vasfı, işi olmayan insanlar zengin olacak, bu işler denetlenmeyecek, hesabı sorulmayacak, sokaklarda rahatça gezecek ve o parayı harcayacak.
ve bunun gibi saymakla bitmeyecek bir sürü şey.
ben de aptal gibi tüm iyi niyetimle insanlar ölmesin, sakat kalmasın, hasta olmasın diye dirsek çürüteceğim. seçme hakkım var kardeşim, ben bu ülkede doktorluk yapmak zorunda değilim.
kimse de doktorları suçlamasın, bunu halk istiyor. halkın seçtiği hükümet yapıyor bunları, demek ki bu ülkede doktorların varolması istenmiyor.
halk doktorun hakkı yenildiğinde mutlu bile oluyor.
madem istenmiyoruz biz de gideriz, hem de fena gideriz.
ingilizceyi ben 14 sene önce öğrendim, 1 yıl sürer ingiltereye gitmem, ailemi bile zengin ederim maaşımın bir kısmıyla. ama sizin türkiyede benim gibi birini yetiştirmeniz 18 sene sürer.
bence 10 yılda 5285 doktorun yurtdışına gitmesi sizi şaşırtmasın, siz önümüzdeki 10 yılda sağlık hizmetlerine ulaşabilecek misiniz onu düşünmeye başlayın.
edit: bazı arkadaşlar gidenler yeni mezun ve yerine yenileri yetişiyor diye sorun olmayacağını zannediyor. arkadaşların tıp eğitiminden ve sağlık sisteminden bihaber oldukları ortada. sizin o yetişiyor dediğiniz doktorlar nitelikte 0, nicelikte 10 numara. bir dönemde maksimum 200 kişiyi kaldırabilecek fakülteye 500 kişi alarak o sayılar o seviyelere çıktı ve istanbul bahçelievlerdeki metroportun en üst katına bile tıp fakültesi açtılar. siz herkesi egeden, hacettepeden, çapadan mezun oluyor zannediyorsunuz sanırım, o 16000 doktorun 10000i belki de hiç kadavra görmeden mezun oluyor. sonra uzmanlar gitmesin yeter demişler. bu gerçekten aptallık seviyesinde bir eşiktir, sağlık sistemi uzmanlarla değil pratisyen hekimlerle işler, birinci basamak kötü ise o ülkenin sağlık sisteminin iyi olması söz konusu bile olamaz. bunları burada detaylı anlatmaya vakit yetmez.
yine herşeyi bilen vatandaşlarımızdan muhteşem saçma, yüzeysel yorumlar.
edit2: çoğu doktor ingilizce bilmiyor, hatta eğitimin niteliği kontenjan artırımı ve çok sayıda tıp fakültesi açılması nedeniyle düşmüşken hekimliği dahi bilmiyor. haklı arkadaş. arkadaşın haksız olduğu nokta ise mezun doktor sayısı bu açığı kapatacak zannetmesi, annesini bu doktorlara ameliyat ettirmek istemeyeceğini içeriden bizzat bildiriyorum. zaten almanya, ingiltere niteliksiz kimseyi almaz, türkiye ile karıştırmayalım. dayısı birilerini aradığı için londra ilçe sağlık müdürü yapmıyorlar adamı, kendini belli değerlendirme basamaklarında ispatlaması gerekiyor.
sen burada yeni açılmış bilmem ne üniversitesi tıp fakültesinden mezun olmuş, eline tahta kalemi verdiğinde abdomende mideyi topografik anatomi çerçevesinde kabaca çizemeyecek, dalak palpe etmeyi bilmeyen doktorlardan randevu alırsın. onlara da kızmaya hakkın yok, kontenjan fazla diye mutlu oluyorsun ya, hastanede hastanın yattığı odaya 30 kişi girince maalesef herkes öğrenemiyor , hatta herkes hastayı göremiyor bile canım kardeşim.
doktor sayısı fazlaymış gibi görünmesine yol açan niteliksiz doktorlardan hizmet almak zorunda kalacaksın, onları da bulabilirsen. bir çoğu torpille hasta görmedikleri bir konumda çalışmaya başlayacaktır.
edit3: azlığını ya da çokluğunu tartışmıyoruz arkadaşlar, şu anda devlet kadrolarında görev yapıp hakedişini belirsiz bir tarihte alacak olan başka meslek grubu var mı? savcıların maaşı bölündü mü mesela, alacakları ertelendi mi belirsiz bir tarihe? öğretmenlerimizin durumu nedir, bunay maaşını almayan ve ocakta yatacak ama belli değil denilen bir grup var mı? milletvekillerimiz ne durumda? yarın hastaneye gidip cebinde beş kuruş olmayan doktorlara eşinizi, çocuğunuzu, annenizi nasıl emanet edeceksiniz? maaşını alamamış olan milletvekili şoförü var mı arkadaşlar?
https://www.instagram.com/…tl/?utm_medium=copy_link
edit4: son 100 yılda insanoğlunun beklenen yaşam süresini yaklaşık 2 katına çıkarmış bir meslek grubuna giderse gitsin diyen insanlar var. şu anda çam sakura hastanesinde tüm plastik cerrahlar istifa etmiş durumda, umarım kimsenin elini hızar kapmaz, kimsenin yüzüne kaynar su dökülmez oralarda. acil bir plastik cerraha ihtiyaç duyulmaz.
ayrıca o arkadan yetişen yetişiyor dediğiniz doktorlar, türkiyenin halihazırda varolan doktor açığını kapatmak için şişirilmiş üniversite kadroları nedeniyle varlar, amfiler hala 200-250 kişilik ama içeride 500 kişi ders almaya çalışıyor.yani doktor açığı şu anda zaten var, kapatılmaya çalışılıyor, bir de dışarıya göç var.
unutmayın, insan nefesin varlığını yokluğunda anlar. hepiniz sağlıkla kalın, doktora ihtiyaç duymadığınız günler dileğiyle. -
20. sevgili bulmanın anormal derecede zorlaşması
"çıkma teklifi" geri gelsin diyenlere sonuna kadar katılıyorum. o yokluktan böyle durum.
-
21. y. vural'ın fenerbahçe'yi çok istiyorum açıklaması
bi sen sikmemiştin takımı, gel sen de sik yılmaz abim. sana feda olsun.
-
22. don't look up
-
23. abd'li turisti bıçaklayarak öldüren şahsın ifadesi
bunu yapan ve böyle ifade eden bir şahsı toplum önünde, yüzlerce kez bıçaklayarak öldüreceksin. bak bakalım suç oranları nasıl düşüyor.
-
24. topuklu giyen türbanlı kadın
başkasının yaşamına karışmayıncılara karşı "olur mu inancı neyse ona göre giyinmek zorundacılar" şu anda sözlükte revaçta.
haklı değilsiniz cahil kardeşim. inanç içi ögeler de yine kişinin kendisini ilgilendiriyor ve onlara ne derecede uyacağı kendi sorumluluğunda. dışarıdan zorla inancın bu, böyle giyineceksin diyemezsin. bir de bunu demek düşünce özgürlüğüdürcüler türedi. hayır değildir, başka bir insanın yaşam biçimi hakkında yaptırımlardan ve koşullardan bahsetmek düşünce özgürlüğü değildir, mobbing ve dayatmadır.
sonuç, artık insanların giyimleriyle uğraşmayı bırakmadan bir arpa boyu yol alamayız. -
25. yılbaşı kutlamak bizim kültürümüzde yoktur
siktir lan. benim kültürümde var. senin arap vahabi kültüründe olmayabilir.
türkiye yılbaşının özgürce kutlandığı bir ülke. işine gelmiyorsa siktir git burdan. sana mı soracak kim neyi kutlayacağını. yoksunuz oğlum siz yok. kendiniz dışında sizi ciddiye alan da yok. merak ediyorsan yılbaşında git mekana gör. senin fikirlerinin önemi var mı yok mu
başlıkta kimin söylediği yazmıyor. cumhurbaşkanım söylediyse çok haklısınız başkanım. -
26. kürtler ne istiyor
“kürdistan” kurulsun ama mersin’de, istanbul’da, izmir’de, antalya’da, muğla’da, aydın’da yaşamaya devam etmek istiyorlar.
-
27. yerli otomobil 20 tl'lik yakıtla 1000km yol alacak
9 mayıs 2016 tarihli trt haber başlığı.
görsel
tabii z kuşağı bilmez. o zamanlar iktidarda erdoğan vardı, 20 liralık yakıtla depoyu dolduruyorduk. inşaallah 2023'te erdoğan tekrar gelecek ve 20 liraya depomuzu dolduracağız hamdolsun. bedava doğalgaz var daha. hele şu kılışdar bi gitsin. -
28. van gogh tabloları bende paris'tekiler sahte
-
29. bartu küçükçağlayan'ın sahnede etek giymesi
kurban grubunun solistinin asırlar evvel yaptığı şey, ne ezber bozması.
-
30. koca kadın olup hala yapılan şeyler
52 yaşındayım, kar yağınca poşet yada tepsiyle kayiyorum
-
31. getir'in n11'i satın alması
dandik dediğiniz girişimler milyarlarca dolar para ediyo aq. bok atmadan önce azcık düşünün isterseniz, he? amca oğlunuz ya da komşu kızınız apartman almıyo ya hani, o sebeple.
-
32. bebeğin cinsiyeti belli oldu partisi
mavi balonu mu patlatacak acaba yoksa pembeyi mi hep bunu merak etmiştim zaten, senin çocuğunun cinsiyetini öğrenmek için tabii ki bir parti düzenlemelisin hem de en iyisi olmalı pelinsuğ.
ulan bi yana bakıyosun çomar oğlu çomarlar bi yana bakıyosun böyle tipler, şu ülkede standart insan bulmak neden bu kadar zor. -
33. halı sahada yapılan faul sonrası çıkan kavga
böyle toplu kavgaları sevmiyorum bir yere bakarken diğer tarafta olanları kaçırıyorum tekrar tekrar izlerken yoruluyorum.
-
34. doktorların instagram hesabının dr ile başlaması
ben de mühendisim bi ara hesabın başına muh yazdım (müh yazamıyoruz maalesef) okuyup mühendis olmuşum neticede sonra muhtar zannedip dmden ikametgah falan sormaya başladılar dedim olm dur
-
35. iyi maaşlı sabah 9 akşam 5 işten istifa etmek
8-6dır o 9-5 ne lan patronmusunuz siz ?
-
36. 28 aralık 2021 vaka sayısının 32176 olması
aşının ise yaradığını gösteren rakamlar, aşı yokken bütün okullar avmler stadlar sinemalar, kafeler berberler her bir yer kapalı iken, haftanın 2 günü sokağa çıkma yasağı, akşam 8 den sonra her yer kapalı şehirler arası yolculuk yasak iken olan rakamlara bakıp sonra bunu aşı varken heryer açık her şey serbest statlara bile tam kapasite seyirci alındığı durumla karşılaştırıp aşı işe yaramıyor demek doğru bir yaklaşım değil. en azından akılcı değil.
-
37. öğretmenlere takılan lakaplar
atanamamış, stajer, sözleşmeli, kadrolu, uzman, baş ...
-
38. bu soğukta mini etek ve ince çorapla dolaşan kız
egosu soğuktan üstün geliyor çünkü.
-
39. abdülkadir sünger
fatih terim idmanı ile iki aya ismail çipeye dönüşecektir.
-
40. 2022 memur maaş zammı belirsizliği
basiretsiz ve yalaka sendikaların beceriksizliğinin üstüne bir de gidip teşekkür etmeleri yüzünden düştüğümüz durum.
-
41. insan neden sanat yapar
bu soruyu soran birinin asla anlayamayacağı bir durumdan dolayı.
-
42. viski kola
tofaş kullanmıyorsanız karıştırmamanız gereken ikili. adamın biri binbir emekle özenle seçtiği arpaları malt yapıyor, ardından kendine has yöntemlerle maltı kurutup yıllarca süren bir tecrübe ile uygun şekilde kavurup, fermente edip, damıtıyor. üst kalite ahşap fıçılarda 10-12 hatta bazen daha uzun yıllar bekleterek o kendine has renk ve lezzetini veriyor, ardından şişeye koyup binlerce km yol katederek evinin önündeki markete kadar gelmesini sağlıyor.
bunca emeğin üstüne sen "mmeh çok sert bu ya" deyip kola koyuyorsun.
içme lan o zaman amın oğlu sinirlendim bak şimdi. tadını sevmiyorsan içmek zorunda değilsin git volim iç tam senin damak zevkine göre. -
43. macbook mu alsam evlensem mi ikilemi
2. el bir macbook alıp boşanmış bir hanımla düğünsüz de evlenebilirsin.
-
44. eş seçiminde en önemli faktör
empati yeteneğinin gelişmiş olması gerekli.
bakmayın aklı seksten başka bir boka basmayanlara siz. ten uyumuymuş da öpüşürken iğrenmemekmiş de bilmem ne. lan öperken iğrendiğin insanla değil evlenmek, ilişkini de sürdürme zaten süzük!
vicdanı, merhameti yerinde olan insanla mutlu olursunuz. -
45. fakirleri avutmak için uydurulmuş şeyler
(bkz: şükür)
(bkz: şükür etmek)
+fakir misin? şükür et babacım şükür et. bak hayattasın, allahın sana verdiği can için şükür et.
-ama açım, çocuklarım aç, evime ekmek götüremiyorum.
+olsun sen şükür et bak insanlar ölüyor savaşlardan vs. sen hayattasın, bu canın için şükür et.
-peki, elhamdulillah.
gönder gelsin, nasıl olsa sorgulamıyor. yapıştır geç buna hiç anlamaz. -
46. yeni tanışılan kişinin aniden mesleğini sorması
-internette içerik tüketiciyim- şeklinde sallayın geçin!
-
47. izmir'de kelle paça içilebilecek mekan rehberi
ışıkkentte kamyoncular sitesinde bir mekan var, adı çorba çorba diye geçiyor.
uğramadıysanız biz çorba içtik demeyin, kesinlikle bigün mutlaka uğrayın. -
48. tostu bir üst noktaya taşıyan küçük detaylar
küçük kantin tip beyaz tost ekmeği ve yine kantin tip uzun süre kullanılmış tost makinesi içinde kantinci tarafından kol ve kas kuvveti kullanılarak iyice basılmış olması, sözde tereyağın ekmeğe iyice işleyip, sözde kaşar peynirinin de eridikten sonra kenarlardan taşıp katı bir hal almış olması. bununla birlikte bu kıvamlı tostun sabah erken saatte yenirken yanında kakaolu süt içilmiş olması özelliklerini o üst noktaya taşıyan etmenlerdendir.
-
49. the matrix resurrections
+ yeni matrix filmi istiyorlar
- yapmazsak ne olur?
+ kendileri yaparlar
- ulan öyle kötü yapalım ki 5.si gelmesin mal bizde kalsın. bilinçli olarak milleti soğutalım böyle.
+ süper fikir, jupiter ascending gibi mi?
- hacı hatırlatma diyorum o filmi
+ milyonlar mila kunis hayranıydı bu filmden sonra soğudular
adamlar resmen 4 olsun 5 olmasın demişler. filmi o kafa ile çekmişler. -
50. hesabı erkek öder bu bir görgü kuralıdır
geçen hafta bumble'dan bir kadınla tanıştım. gayet de düzgün işi gücü olan bir kadın. muhabbeti fena değil, tipi iyi. neyse belki ciddi bile düşünürüm diyorum.
kahve içelim dedim, “yemeğe gidelim” diye cevap verdi. peki ok, gayet makul. ginza diye bir yer açılmış, çok hoş oraya gidelim diyor. biraz kıllanmaya, gıcıklanmaya başladım. açtım baktım sözlükten google'dan instagram'dan, tam bir eskort mekanı diyebilirim. yani herkes değil tabii ama tam erkeklere hesap çakmalık bir mekan.
tasarımı hoşuma gitti öbür yandan, kadın da bayağı hoş. neyse gittik, masada erkek var, kararını verdin mi diyorum menüye bakıyoruz. bu başladı saymaya karidesli salatalar, ördekli yemekler, 24lü sushi. galiba içinde karides olan her şeyden söyledi. bubba gump teknesi gözümün önüne geldi. ulan kim yiyecek o kadarını. en pahalısından da kokteyl söyledi.
daha 5. dakikadan inanılmaz gıcık kaptım. kerizleniyoruz, hesap sokulduğu ile kalacak diye zira bizim hatun “ciddi ilişki” “acele etmemek lazım” falan gibi laflarla yolunu yapıyor ben “buradan bana gideriz” iması yaptıkça. ama diğer yandan benden de çok etkilenmiş. gıcık aldım tamam, ama kan beyne sürekli pompalanmıyor. fotoğraf gösterme bahanesiyle yanına oturdum, kendini bi' geri çeker gibi oldu. “sen karşıma otursana :)” deyip yalandan gülümsedi. bir yandan 1500 tl üzeri gelecek hesapla birleşince tepemin tası attı.
arkadaşa whatsapp'tan mesaj attım. beni 3 defa arayacaksın, ilk ikisinde kısaca konuşacağız, 3. sünde uzun konuşacağız dedim. şirket server'larında problem çözme bahanesiyle aradı. uzun uzun konuşuyorum, bizim hatunun umrunda değil selfie falan çekiyor ikinci kokteyliyle. 12 tane falan story attı hatun 1 saatte. telefonu kapadım, özür diledim. hemen 2. arama, onu kapadım, 3. arama geldi. tam telefonun ortasında sanki şarj bitmiş gibi yapıp sağlam bir küfür ettim “tam bitecek zamanıydı” diye ekleyerek.
“arabamda powerbank ve kablo vardı, alıp geleyim hemen” dedim. hiç şüphelenmedi, tabii hala beni keriz sanıyor. valeye 50 tl (oha amk ya) verdim ve uzadım. bu beni herhalde 20 defa aramıştır. o sırada telefonu meşgulde tuttum. mesajlar geliyor neredesin, ya gitmişsin şaka mı yapıyorsun, şiddeti giderek artıyor.
arsızlık yapana ben de arsız arsız “canım çok acil çağırdılar gidip dönecektim ama telefonu kapatma fırsatım bile olmadı, ama güzel bir akşamdı, yemekler de sen de çok güzeldin, ne zaman tekrar yapıyoruz?“ diye mesaj attım ahahahsh.
whatsapp instagram her yerden blokladı. keşke bir yerden onu o masada hesaba bakarken, hesabı öderken izleyebilseydim.
iyice yiyici olmaya başladı maalesef kadınlar. bu “görgü kuralıdır” saçmalığının arkasına sığınıp kendilerini yedirip içirecek erkek arıyorlar.