başınıza geldi değil mi ?
hatta iş hayatında belki de.
veya direkt buradan sözlükten.
hiç görmediğiniz ancak sadece iş sebebiyle sesini zaman zaman duyduğunuz bir insanın sesi bile ona karşı eğilim göstermenize yol açabiliyor.
bazen o kişiyi görünce hayal kırıklığı olsa da yine düşebiliyoruz bu duruma .
yogayapanshrek10 profili
-
bir insanın sesinden etkilenmek
-
şu an hissedilen duygu
ne ara büyüdüm ben de 2 çocuğum oldu şaşkınlığı.
evet bugün 2. kez baba oldum. güzel kızıma erkek kardeş geldi.
şimdi daha çok sorumluluk hissediyor bu kardeşiniz. darısı başınıza ne diyeyim ... -
iş hayatında çalışmaktan tiksindiren şeyler
efendim bu kardeşiniz 10 yıllık satışçı.
şu anda da bursa da bölge satış müdürlüğü yapıyor.
öyle aman aman birşey değil he. bildiğin it gibi müşteri ziyareti falan yapıyoruz makine satacağız diye. her gün en az 4,5 kişiye aynı şeyleri anlatmaktan gına geldi.
bu bile başlı başına işkence ama asıl anlatacağım farklı.
benim inegöl’de bir bayim var.
olmaz olsun bu herifleri benden önceki bölge müdürü bayi yapmış. adamlar ne müşteri gezer, ne satış yapar. ne de aldığı malın parasını zamanında öder.
bu abileri geçen hafta ziyaret ettim. bir süredir uğramıyordum çünkü içimi bayıyorlardı hep aynı bahaneleri ürettiklerinden.
neyse efendim. ortaklardan biriyle çay, kahve, sohbet derken diğer kılkuyruk ortak geldi.
bu arkadaş her daim agresif konuşan ve sürekli elleri kolları oynayan, taleplerimize hep planlarımız var, hazırlıklarımızı tamamlıyoruz diye bahaneler uyduran değişik bir tip.
standart bayi bahaneleri dinlememe müteakip ortam gerilmeye başladı.
diğer ortak bu manyağı kaş gözle yetmedi direkt müdahale ederek sakinleştirmeye çalışsa da başarılı olamadı.
bu değişik tip en sonunda zıplayıp küfürler etmeye ve beni kovmaya hatta üzerime yürümeye kadar götürdü olayı.
şimdi tam o anda zihinsel bir gel git yaşadım kendi içimde.
suratıma karşı küfür edip boyuna posuna bakmayan bu yavşağın ağzını burnunu kırmakla , bayisini döven bir bölge müdürü olmamak ve aklı selim davranmak arasında.
yuttum maalesef küfürleri ve dükkandan çıkıp gittim.
ve bir sonraki müşteri ziyaretime doğru arabamı sürerken işte tam da o an iş hayatında çalışmaktan gerçekten tiksindiğimi gerçekten anladım.
ulan yavşak, ulan göt ben orada firmamın temsilcisi değilde kendi firmamın sahibi olarak bulunsaydım görürdün kim kimin .mına koyuyor.
neyse efenim bu da böyle boktan bir anımdır. -
sensiz yaşayamam diyen sevgili
kadın erkek ayırt etmeksizin kullananlardan kaçınılması gereken söz öbeğidir.
bir insan hayatından çıkınca yaşayamayacağını iddaa etmek ve karşısındakine böyle bir değer yüklemek.
mallık değilse nedir ?
sonu da şöyle biter muhtemelen.
''ve yaşadı...'' -
bir kadının en güzel olduğu an
güzel bir seks sonrası erkeğine hayran hayran baktığı an.
-
bir tokat yediği için kocasından ayrılan kadın
iyi yapmıştır.
bugün o bir tokatı sineye çekerse yarın 2. si öbür gün tekmesi eksik olmaz.
kadınlara vuranın .mına koyim afedersin.
edit: erkeğe vurmak serbest mi diye cevaplar geliyor. yorum yapmıyorum artık. vallahi şiştim arkadaş. kadınlara vurmayından erkeğe vurmak serbest sonucu çıkaran amipler az köşede oynayın. -
meslekten soğutan meseleler
esasen mesleğim makine mühendisliği olsa da satış kariyeri seçmiş bir kardeşiniz/ağabeyiniz olarak bir kaç kelam etmek isterim bu hususta.
şimdi ''satış mühendisliği'' denen bir kavram var artık biliniyor.
özellikle fazla mühendis arzını değerlendirmek amacıyla değil de ihtiyaçtan ortaya çıktığını bilelim bu mesleğin. keza tüm dünyada var bu meslek dalı.
yani bir satış elemanını alıp mühendis yapamasınız ama bir mühendisi alıp satış elemanı yapabilirsiniz mottosuyla yüksek teknoloji ve mühendislik bilgisi gerektiren ürünlerin satışı için kullanılan kişileriz bizler.
şahsım artık işin yöneticilik tarafına geçmiş olsa da aslında satışta çalıştığım sürece hala bir satış mühendisiyim. çünkü büyük şemsiye bu.
işin içinde teknik bilgi gerektiren bir iş olunca satış görüşmeleri de bu minvalde klasik satıştan farklı gerçekleşiyor. teknik sunumlar, proje toplantıları, ürün seçimi vs. hepsi biraz biraz mühendislik gerektiriyor.
ama işte iç burkan detay dediğimiz dananın kuyruğunun koptuğu ana geliyoruz.
tüüüm bu teknik süreçler aşılıp müşterinin doğru ihtiyacını belirleyip en doğru ürün seçildikten hatta ve hatta müşterinin sistemini iyileştirecek farklı öneriler getirerek adeta proje hizmeti/desteği verdikten sonra o iş satın almadaki patronun yeğeni/kardeşi/kendisi önüne gidiyor ya.
hani siz de karşısına pazarlık için oturuyorsunuz ya.
heh işte orada mütemadiyen kullanılan 2 söz öbeği beni benden alıyor, mideme kramplar sokuyor, affedersin stresten akşamına cırcır yapıyor efendim :)
bunlardan ilki ''bu işin devamı var. ona göre iskonto yapın''
ikincisi ise ''yav demirin kilosu kaça ''
bu cümleleri kullananların ağzına kürekle vurmayayım da ne yapayım söyleyin dostlar... -
izmirli kızların evlilik düşünmemesi
abimiz kendini övme tiradında arşa ulaşmış.
zeki ve muhabbeti narkoz etkisi yapan biri olduğuna istisnasız kanaat getirmiş.
tam da yeri geldi hee (bkz: düşüyor mu böyle ?) -
yere düşen çocuğu kaldırmayan ebeveyn
benim o.
bir yerine bir şey olmadığından eminsem dokunmam.
içime taş oturur o ağlarken ama sadece cesaretlendiririm onu.
hayat hep yapacak bunu zaten ileride.
her zaman ben yanında olamayacağım.
öğrensin güzel kızım... -
bir erkeğin tehlikeli olduğunu gösteren detaylar
erkeğin en tehlikelisi ailesi tarafından sürekli övülmüş, hiç bir kişisel gelişim kaydedememiş, tek meziyetinin doğuştan gelen 2 taşşak ve bir sikten ibaret olduğunu sanan, namus kavramını sadece anne ve kız kardeşinde bir de evleneceği kadın da önemseyen boş beleş cahil adamlardır.
ne yazık ki toplumun genelinde bu tür erkekler yaygın olduğundan kızlarımız bu tür erkekleri daha bir adam sanıp peşlerinden gitmektedir.