nasıl bir yılanlık bu.
iç dökme değil deri değiştirme olmuş bacım bu.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. eşin eski sevgilisini işten çıkarmak
-
2. masterchef türkiye
emir'in furkan'ı potaya göndermemek için gösterdiği çabayı hiçbir sevgilim bana göstermedi.
-
3. ilk maaşın şimdiki maaşa dolar bazında kıyası
2010 : 1166 dolar
2020: 617 dolar
öğretmenim.
edit. -
4. mehmet yalçınkaya'nın masterchef'te yaptığı şiddet
masterchefe katılan birisinin bir arkadaşı olarak; bunları pek ciddiye almanızı tavsiye etmem. bütün mesele zaten reyting üzerine kurulu.
-
5. 9 eylül 2020 marmara depremi
ekşi sözlüğe girerek deprem olduğundan emin olabiliyorum. haberlerden, sosyal medyadan, her şeyden önce sizler varsınız. teşekkür ederim sevgili sözlük. götlerinizi hayalinizdeki insanlar yalasın inşallah.
-
6. pervin töre
edit: hala bir gelişme yok meb sessiz
edit: il milli eğitim müdürü pervin töre hakkında çıkan iddiaları reddetmiş.
sözlük olarak bu olayın arkasında durmalıyız. milli eğitim bakanlığı mutlaka inceleme başlatmalı kamuoyuna bilgi vermeli. iddiaları reddetmekle bu olay çözülmez. sayın milli eğitim bakanımız ziya selçuk bu işin takipçisi olmalı.
-----
torpil baskısı yaparak bir öğretmenin kalp krizi geçirerek ölmesine sebebiyet vermiş muğla il milli eğitim müdürü,
olayın özeti; hüdayi baş’ın müdürlüğünü yaptığı muğla olgunlaşma enstitüsü usta öğretici alımı için sınav yapar ve adaylar belirlenir, ancak pervin töre sınavda başarılı olanları değil kendi istediği kişilerin alınması için hüdayi baş’a baskı yapar, baskılara dayanamayan hüdayi öğretmen kalp krizi sonucu hayatını kaybeder.
ilgili haber
hüdayi hocanın durumu meb’e bildiren, şeref haysiyet onur dolu dilekçesi
görsel
bu kadının adını tarayıcılarda aratınca her gittiği ilde skandallara imza attığı ama yine de görevinde kaldığı görülüyor,
sakarya'da aydın'da muğla'da görev yaptığı zamanlara ait hakkında çok ciddi iddialar var, fetöden tutun torpile rüşvete yolsuzluğa kadar..
her gönderildiği il mem'in ardından halk aynı ortak tepkiyi vermiş.. oh be kurtulduk!
aylar hatta seneler önce hakkında yapılan yorumlara şöyle bir göz attım. bi takım iddialar sözlükte de mevcut. yani bu kadın hep aynıymış, bugün kaybettiğimiz öğretmenimizin ölümü bir tesadüf değil senelerdir artarak gelen pervin töre terörünün üzücu sonucudur.
görsel
görsel
görsel
görsel -
7. datça belediyesi'nin seviyesizce tweet'ler atması
çok şükür bugün de yunan duyarı gördük.
aynen kardeşim. dünya barışı <3 lbgt <3 netflix <3 salda gölü <3 doğu ekspresi <3 çadır <3 nature <3 nofilter <3 liketolike <3 photosoftheday <3 tbt <3
şimdi senin kurtuluş savaşında vefat etmiş deden, kendi kalbine kurşun sıkıp öldüren yunana karşı böyle duyarlandığını görse sikerim savaşını deyip evine dönerdi. dünya sizin hayal dünyanızdaki kadar pembe değil. adamlar senin burnunun dibindeki adalara, senin hanene, senin toprağına, senin vatanına göz dikiyor, mümkün mertebe alabildiğini almaya çalışıyor, her gün televizyonunda türk nefreti aşılayıp bunun üzerinden siyaset yapıyor; sen 9 eylül'de böyle bir paylaşımı görünce nefret söylemi, ırkçılık diyorsun. bi siktir git biraderim. -
8. decathlon'un bisikletime el koyması
ön not: decathlon ile yaklaşık 2 haftadır iletişim kurmaya çalışıyorum. önce websitelerinden form doldurdum, ardından müşteri hizmetlerine eposta yolladım. ikisine de cevap verilmedi. mağaza için yazdığım yoruma dahi cevap verilmedi, ki benden sonra yazılan yorumların çoğunda cevap var. çağrı merkezlerini defalarca aradım, fakat hiçbir çalışana ulaşamadım, her seferinde otomatik olarak görüşmem sonlandırıldı. gerçi çağrı merkezlerinde şikayet ile ilgili bir bölüm bile yok, varsa da ben bulamadım. son olarak şikayetvar'a yazdım, aradan yaklaşık 1 hafta geçmesine rağmen oradan da bir sonuç alamadım. dikkatinizi çekiyorum, 15 gündür bu konuyla ilgili bir kişiyle bile görüşemedim. son çare olarak buraya yazıyorum, elimden gelen başka bir şey yok.
ön not 2: beceriksizliğin sahibi personelin adını çıkarıyorum, müşteri hizmetlerine gönderdiğim eposta'da ismi geçiyor.
10 temmuz 2020 tarihinde decathlon internet sitesinden tilt 500 katlanabilir bisiklet aldım. bisiklet ankara kentpark mağazasına teslim edildi, ben de gidip teslim aldım. 2100 lira bisiklet için (4 taksit halinde), yaklaşık 300 lira da aksesuarları için ödeme yaptım. yaklaşık 1,5 ay boyunca bisikleti keyifle sürdüm, üründen memnundum.
14 ağustos 2020 tarihinde kentpark mağazasından arandım. arayan müşteri ilişkileri ekip lideri x bey’di. sistemde bir hata yapıldığını, satın aldığım bisikletin ücretinin 24 temmuz tarihinde bana iade edildiğini söyledi. 1 haftadır iade edilen bisikletin sahibini aradığını ve kendisinin çok zor durumda olduğunu belirtti. benden mağazaya gelmemi ve durumu netleştirmemizi rica etti. banka ekstrelerini inceledim ve haklı olduğunu gördüm, gerçekten de bisikletin ücreti 24 temmuzda iade edilmişti. benim böyle bir isteğim olmadı, dediğim gibi bisikletten memnundum ve keyifle kullanıyordum.
ertesi akşam (15 ağustos) kentpark mağazasına gittim. bisikleti de frenlerinin ayarlarının yapılması için yanımda getirdim. x bey ile görüştük ve bisikletin iadesini istemediğimi ve ücretini ödeyeceğimi belirttim. kendileri için de en iyi çözümün bu olduğu konusunda hemfikirdik. sonrasında ödeme yapmayı denedik fakat pos makinesinde bir hata oluştu. defalarca denedik fakat her seferinde bir sorun yaşandığını söylediler. ödemeyi her yaptığımda banka ekstremde 2100 lira ödeme gözüktü, bankayı arayıp bunu onaylattım fakat x bey bu dediklerime inanmadı ve kendisine yapılan bir ödeme olmadığını söyledi. belki de 5 kere denedik, her seferinde banka kayıtlarına göre ödeme gerçekleşti, -ki bankanın çağrı merkezini arayıp, hoparlör aracılığıyla x bey’e dinlettim, çağrı merkezi çalışanıyla konuşturdum ve teyit ettirdim- fakat x bey’in iddiasına göre ödeme gerçekleşmedi. kendisi ödemeyi peşin yapmamı önerdi, ona göre bu şekilde yapılırsa sorun olmayacaktı. ben ise ödemeyi 4 taksitle yapmak istediğimi belirttim, zira 10 temmuz tarihinde de aynı şekilde 4 taksitle satın almıştım.
bu sorunun çözülmesi için çeşitli çözümler önerdim. ödemeyi tek çekim yapmayı, taksiti kendim yapıp belli bir faiz ödemeyi (yaklaşık 50 lira), fakat bu faizin decathlon’dan verilecek bir hediye çeki ile kompanse edilmesi gibi. x bey hiçbir çözümüme yanaşmadı, kendisi de bir çözüm önermedi. tek dediği şey “2100 lira tek çekim yapabilirim.” oldu, hiçbir şekilde uzlaşmaya yanaşmadı. müşteri olarak ben, decathlon’un çalışanının mağduriyetini gidermeye çalışırken çözüm bulmaya çalışıyordum fakat aynı çalışan hiçbir efor sarf etmiyordu. sürekli olarak ne yapabiliriz diye sordum, fakat hiçbir cevap alamadım.
yaklaşık 45 dakika uğraştıktan sonra artık bu durumdan yorulduğumu belirttim ve sorunu ertesi gün tekrar çözmeyi denemeyi teklif ettim. kendisi bu teklifi kabul etti fakat bisikleti geri veremeyeceğini, mağazada kalması gerektiğini belirtti. aksi yönde uğraştım fakat beni dinlemedi. bisikleti ertesi gün getireceğime inanmadı ve o ana kadar iyi niyetle hareket etmeme rağmen bana bir hırsızmışım gibi davrandı. sonuçta ben; parasını ödediğim ve keyifle kullandığım, iadesini istemediğim fakat sistemde gerçekleşen bir hatadan dolayı ücreti iade edilen bisikletimden doğan mağduriyeti gidermek isterken mağdur oldum. bisikleti lanet olsun diyerek mağazada bıraktım ve bir daha bu konuyla ilgili hiçbir işlem yapmamak üzere oradan ayrıldım. 1-2 gün sonra bisikletle beraber aldığım tüm aksesuarları da iade ettim. bu iade işleri sırasında x bey’in benimle yüz yüze bile gelmediğini, benimle konuşmaktan imtina ettiğini belirtmek isterim. halbuki bisikleti getirdiğimde benimle çok daha kibar ve saygılı konuşuyordu. sanırım mağduriyeti giderildikten sonra benim bir önemim kalmadığı için böyle davrandı, bilemiyorum.
sonuç olarak; decathlon çalışanının ricasıyla, onun mağduriyetini gidermeye çalışırken, severek kullandığım bisikletimden oldum. decathlon’dan hiç böyle bir şey beklemezdim. personelin ilgisizliği, beceriksizliği ve çözüm odaklı olmaması decathlon gibi kurumsal bir firmaya hiç yakışmıyor. bundan sonra tüm tanıdıklarıma decathlon’dan alışveriş yaparken dikkatli olmalarını, iyice düşünmelerini ve
illa bu hataya düşeceklerse kentpark şubesinden kesinlikle uzak durmalarını tavsiye edeceğim. zira yaşadığım hayal kırıklığı çok büyük.
özet geç piç diyenler için: decathlon'dan bisiklet aldım, 1.5 ay kullandım, paramı iade ettiler. parayı ödemeyi gittim, tek çekim yapmakta ısrar edip taksite yanaşmadılar ve bisikletime el koydular.
dip not: decathlon mağaza yorumu 27 ağustos tarihli yorum
dipnot 2: şikayetvar.com sayfası
dipnot 3: belkide 15 yıldır ekşisözlük'te yazarım, ilk defa bir rezalet başlığı açıyorum. verdiğim rahatsızlık için özür diler, destekleriniz için teşekkür ederim.
-----------------------
edit1: destek mesajlarınız için çok teşekkür ederim. özel mesajlardan elimden geldiğince cevap yazmaya çalıştım, sanırım bazı sorulara buradan cevap vermek daha doğru ve şeffaf olacak.
1) ödeme 10 temmuzda yapıldı, 24 temmuzda iptal edildi. ekstre 25 temmuzda kesildiği için farketmedim. mağazadan arayana kadar da farketmemiştim. taksitle ödeme ısrarım ise tamamen yapılan haksızlıkla alakalı. ben bisikleti taksitle aldım, tek çekim değil. neden sonradan tek çekim vermek zorunda kalayım ki? herhangi bir konuda bir şeye zorlanmak hoşuma gitmiyor, müşteri olarak niye buna uyayım ki?
2) neden yeniden sipariş vermiyorsun diyenler için; bisiklet stokta yok. ki olsa bile decathlon’dan bir cevap gelmediği sürece alışveriş yapmak istemiyorum.
3) bisikleti mağazaya götürme sebebim, hafiften boşalan arka frenin düzeltilmesiydi. hazır mağazaya gitmişken onu da hallettireyim dedim. biz kasa başında görüşmeleri yaparken bisiklet atölyede tamirde idi. dediklerinizde haklısınız, bisikleti bırakmamam gerekiyordu ama basiretim bağlandı sanırım, daha fazla uğraşamadım.
4) maddi olarak bir mağduriyetim olmadı, olduğunu da iddia etmedim zaten. ödeme her yapıldığında bankadan teyit ettim (müşteri hizmetlerini arayarak ve mobil uygulamadan göstererek) fakat x bey “ben öyle görmüyorum” diyerek iptal etti ve yeniden denedi. dolayısıyla mükerrer yapılan bir ödeme yok.
5) mağazanın neden iade yaptığı konusunda bir fikrim yok. sistem hatası dediler, başka da bir açıklama yapmadılar. ben alışverişi yaptıktan sonra mağazayla ya da decathlon ile bu olaya kadar iletişime geçmedim.
edit2: durumu ekşiye yazdıktan sonra decathlon müşteri ilişkilerinden arandım. yaşanan olaylardan dolayı üzüntülü olduklarını, telafi etmek istediklerini belirttiler. güzel bir görüşme oldu, kendilerine teşekkür ederim. destekleriniz için de tekrar tüm ekşi yazarlarına teşekkür ederim. -
9. torpile karşı direndiği için ölen eğitimci
-
10. 30 yaş üstü abilerden genç erkeklere tavsiyeler
insanların kendi boktan hayatlarından gelen tavsiyeleri siklemeyin.
-
11. 56 kişilik canlı derse 2 öğrencinin gelmesi
82 kişilik dersime 4 kişinin gelmesi ile yaşadığım durum.
yatıyorsunuz diyenlere duyurulur. hemen her gün dersim var. gelen giden yok. çocuklarınızın eğitimini önemsiyorsanız derse bekliyoruz.
edit: bu entry'e dahi küfürle cevap yazan öğretmen düşmanları var. maaşım az diye ağlıyormuşum. allah'ım sen sabır ver.
edit 2: altta bir yazar "memur kafası"dan dem vurmuş. işinize gelince biz "memur" oluyoruz, her işi yapmak zorunda oluyoruz. yazın madene gidelim vs bile diyorsunuz, işinize gelince "öğretmen" oluyoruz. bence bir karar verin neyiz biz? canlı dersi dolduran var diyorsunuz. öğrenci köyde interneti yok, öğrenci mevsimlik iş için başka şehirde. ne yapalım söyleyin? okullardan haberi olmayanlar gelip öğretmene çatıyor.
edit3: her gün dersim var dememi "ağlamak" olarak nitelendirene de denk geldik. millet okuduğunu anlamıyor daha. hadsiz, edepsiz kaynıyor burası. böyleleri yüzünden entry'lerimin tamamını sildim. yeniden yazdığıma pişman ettiler. -
12. aylin aslım'ın milliyetçiliği sevimli bulmaması
ataturk ilkelerindeki milliyetciligin, yendigi dusmanla ilgili her sene deniz, yuzme, soguk su esprisi yapmayi ve yapanlari sevmeyi icerdigini sanmiyorum.
"bu memleketin topraklarında kanlarını döken ingiliz, fransız, avustralyalı,yeni zelandalı, hintli kahramanlar! burada, dost bir vatanın toprağındasınız. huzur ve sükun içinde uyuyunuz. sizler, mehmetçiklerle yanyana koyun koyunasınız"
ingilizler tarafindan isgale gonderilen bu askerler ne kadar sucluysa, yunanlar tarafindan gonderilen ve denize dokulen askerler de o kadar sucluydu.
ergen datca belediyesinin tvitini izmir'in kurtulusunu kutlamak gibi anlatmak da, basit bir espri olarak gormek de ayri bir garabet. -
13. macbook sevmeyen insan
başlangıçta “@“ yapmak yerine önünde açılı sayfayı çat diye kapatacağı için bir süreliğine bürünebilenecek insan tipi.
-
14. hazal akkerman
arda turana kendisi neandartel demiştir.
tıkla
ama bu sjw arkadaşa sözlükten bir suser iri kıyım dedi diye kendisi intihar etmenin eşiğinden dönmüş ve konuyu istanbul sözleşmesine bağlamış. bunun gibi olayı sulandıran insanlar olmasa zaten kimse istanbul sözleşmesine laf bile atamaz. -
15. instagram kullanımının azalmaya başlaması
akrabaların facebooktan sonra instayı da ele geçirmesi sonucu oluşan azalmadır.
-
16. atlas batın'ın süt banyosu
(bkz: elit kesimin çocuklara koyduğu sikimsonik isimler)
“atlas batın” ne arkadaş? oldu olacak benjamin batın koysaydınız çocuğun adını. -
17. ikinci yarıda v tipi toparlanma bekliyoruz
v tipi toparlanma tanımını yeni öğrenmiş ve cümle içinde kullanmış bence.
aferin beratçım. -
18. cumhurbaşkanlığının ayasofya kararına itirazı
şaşırmayın buna, neden şaşırıyorsunuz ki???
temmuz ayında ayasofya konusunun görüşüldüğü danıştay davasını hatırlayın.
davada danıştay savcısı "kral çıplak" diyerek; "ayasofya'yı açmak cumhurbaşkanlığının takdirindedir" şeklinde görüş bildirmişti.
davaya müdahil olan cumhurbaşkanlığı makamı da yaptığı savunmada "davanın reddini" talep etmişti.
yani tavşana kaç, tazıya tut dediler resmen ve kamuoyunu 2 ay dolu dolu oyaladılar.
cumhurbaşkanlığının itirazına şaşıranın ben de aklına şaşırırım...
yalnız iyi güldüm gece gece. fanatik akp'li iki arkadaşı aradım dedim ki; "ayasofya'nın açılmasına itiraz etmişler, kim itiraz etmiş olabilir" diye sordum.
aldığım cevaplar;
-yunanlılar,
-chp,
-fetö,
-dhkpc ve pkk...
adamlara tayyip itiraz etmiş dedim inanmadılar, ama birisi "reisin vardır bir bildiği" dedi. iyi güldüm yeminle... -
19. ankara'ya gidildiğinde yapılması gerekenler
istanbul ve izmir insanlarının en büyük yanılgısı tam da buradadır: ankara gidilip bişey yapılacak şehir değildir, yerleşip yaşanılacak şehirdir. ankara konfordur, eğlenmelik değil evlenmeliktir.
-
20. 9 eylül 2020 cnn türk cübbeli ahmet hoca yayını
tarikat problemlerini,başka bir tarikata sorarak konuşmak.lan bunlar istanbul sözleşmesinde hepsi tek ağızdı.şimdi ise saniyesinde satış.
-
21. ekşi itiraf
kendimden özür dilerim.
kırmamak için kırıldığım için,
küçücük olayları devleştirip boş yere kendimi üzdüğüm için,
bir dakika bile düşünülmeyi hak etmeyen şeyleri aylarca düşündüğüm için,
güçlü olmak uğruna güçsüzlüğü yaşamayı unuttuğum için,
değişmeyecek insanları değiştirmeye çalışıp kendimi yorduğum için,
bittiğini kabullenmediğim şeyleri tekrar başlatmaya çalıştığım için,
kötü olan insanları inatla iyi sanmaya devam ettiğim için,
kendimden özür dilerim,
hem de çok. -
22. barbara palvin'in insanı eriten görüntüleri
şu kadın yanlışlıkla birinizin fotoğrafına beğeni atsa ana habere konuk olarak çıkarsınız heyecandan, boş yapmayın amına koyim.
hele hülya avşar daha güzel diyeni direkt optikçiye davet ediyorum, masrafları benden. -
23. dune (film)
2020 versiyonunda, paul atreides rolündeki karizma yoksunu oyuncuyu beğenmediğim film.
"personal shield" olayı elbette 84 versiyonuna göre çok daha düzgün görünse de, yayını bozuk tv kanalı gibi parazit yapmasını da beğenmedim.
bene gesserit bacı fena görünmüyor.
sandworm da fena görünmese de alıştığımdan farklı göründüğü için nötr bakıyorum.
iri yarı bir herifi harkonnen diye yutturacaklar galiba.
yönetmenden dolayı umutlu olsam da, yine bir hayal kırıklığı geliyor galiba... -
24. yalnız yaşarken başa gelebilecek en kötü şey
sktimin anahtarını evin içinde unutmak
-
25. 35 yaşında tıp fakültesine girme hayali
hayal değildir. hevestir, istektir.
fakültedeyken 30, 40 hatta daha yaşlı arkadaşlarım vardi dönemimde. belli bir yaştan sonra atamaları yapılmıyor, uzmanlık seçemiyorlar onu araştırmak lazım.
onun dışında salak saçma insanlara takılmamasını, yapabiliyorsa bu süreci yaşayan insanlarla konuşmasını öneririm çünkü gayet mutlu benim arkadaşlarım, bir tanesi okulu derece ile bitirdi hatta.
bu ülkede 35 yaşına gelmiş ve hala bir şeylere hevesini kaybetmemiş bir insanı sonuna kadar desteklemek gerekir diye düşünüyorum.
aile hekimi olur, yaşı bu konuda avantaj sağlar. bilgisi ve pratiği de uygunsa güzel güzel yaşar gider.
eeedit: atamalarda yaş sınırı kalkmış, araştırmaya gerek kalmadı. ayrıca mesajların çoğunu buradan cevaplamış olayım, değil 30'larım 60'ımda bile olsam her şeyimi ortaya koyarak doktor olmaya çalışırdım. -
26. b.albayrak'ın personelinin saray'da aç bırakılması
- alo! ben kelloş. berat'ın adamlarını aç bırakın. hiçbir şey kemirttirmeyin... sürünsün ibnetörler
+ emredersiniz bakanım -
27. müge anlı ile tatlı sert
tayyip beyin kendi çocukları bile olsa böyle bir olayın arkasında durmayacağına eminim diyor müge. (bkz: burak erdoğan)
-
28. 9 eylül 2020 halil sezai tweetleri
şimdi ben buraya
(bkz: kokain)
yazardım
(bkz: sentetik uyuşturuculara hayır)
yazardım
(bkz: arap sen içme bokunu çıkarıyorsun)
yazardım
bir sürü de favori falan alırdım. gülerdik eğlenirdik.
ama artık bu yaptığını birilerinin yapmasını gerektiğini düşündüğümden, büyük bir ciddiyet, merak ve endişeyle takip etmeye devam ediyorum.
--- spoiler ---
(bkz: kral çıplak)
--- spoiler --- -
29. khabib nurmagomedov'u yenebilecek dövüşçü
(bkz: head hunter)
(bkz: patrice quarteron)
(bkz: gürkan özkan)
z kuşağı bilmez bu isimleri. -
30. dış görünüşün her şey olduğu gerçeği
temiz ve bakimli deyince akliniza tirnaklari kesilmis, burnu hafif buyuk aktorler geliyor di mi..
her gun iki kere dus alan, pazardan giyinen kapicinin oglu hasan hakkinda ne dusunuyorsunuz?
tahmin etmistim. -
31. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı
yazın konuşalım. sabah kadar buradayım
-
32. yapay zeka'nın the guardian'daki makalesi
alakali olarak:
robot yunanca kole demek degil zira yunanca degil. robot sozcugu cekce ve "zorla, istegi disinda calistirilan" anlamina geliyor. cekce sozcugun kokeni ise eski kilise slavcasindaki "rabu" yani "kole" sozcugu.
bu sozcugun proto hint-avrupa "orbh" kokunden gelmesi ve bunun almanca arbeit (calismak) ve ingilizce orphan (oksuz/yetim) ile ayni kok olmasi da ek ayrinti olsun.
ps: "rabu" sozcugune israrla challenge geliyor, dogrusu rab slavcada rabu degil diye. oysa ki orada ozellikle "eski kilise slavcasi" yaziyor. rusca veya slavca degil. -
33. gazapizm'in 0.73 gram kokain ile yakalanması
adam rapci, devrimci yol savascisi degil. sol goruslu olmasi ve kokain kullanmasi herhangi bir celiski barindirmiyor. ayrica rapci dedigin otcu olur gazapizm ayip etmis.
-
34. yazarların en köylü özelliği
market poşetlerini bağlamadan taşıyamıyorum.
-
35. akbil basmayıp şoförle tartışan öğrenci
piçe bak piçe.
adam kibarca diyor ki akbilin boşsa, gel rica et öyle bin.
açıklama yapmak zorunda değilim diyor sonra da ekliyor ben korona ortamında kimseden kartını isteyemem diyor öğrenci.
inmiyorum, polis çağırın diyor.
hem akbili boş hem de üstüne pişkin.
şimdi gel bunun ağzını yüzünü sikme.
(bkz: hem fakir hem siki büyük) -
36. yurt dışında türk ile karşılaşmak
otuz günlük schengen alıp yurtdışına çıkınca kendini o ülkeye ait sanan haspamların tepki vermesi durumu. sanırsın ki kraliyet ailesine mensuplar. orada karşılaştığın kişi de senin gibi iş için veya tatil için gitmiştir, bunun için kendi ülkenin insanını gömmek acizlikten öte birşey değil.
-
37. bir kadın susuyorsa
s..tir edin. kadınlara bu kadar yüz verip üstüne düşmeyin.
-
38. zenci mi siyahi mi sorunsalı
sezen cumhur önal ın 30-40 sene önce çözdüğü dert.
(bkz: çikolata renkli) -
39. oscar ödüllerine çeşitlilik kuralı getirilmesi
sinema sektörü sjw kanserine yenik düşmüştür. tüm sevenlerine baş sağlığı diliyoruz.
sjw korona dan daha tehlikeli bir hastalıktır. -
40. hayat pahalılığını hissettiren ürün
tüm ürünlerdir. şu sıralar hayat pahalılığını hissettirmeyen ürün yok ama en çok hissettireni kişisel bakım ürünleridir bence.
“artık iyice karta kaçtım, en iyisi makyaj yapmaya başlayayım asjfks” diyerek başladığım makyaj serüvenimin önüne büyük bir engel olarak çıkan uçuk kozmetik zamlarının bana kaderimin bir oyunu olduğunu düşünsem de hayır, makyaj malzemelerine hiç girmeyeceğim, herkesin yapması gereken kişisel bakımdan bahsediyorum. inşallah herkes yapıyordur tabii.
diş macunu, diş ipi, ağız temizleme suyu, deodorant, şampuan, duş jeli, tuvalet kağıdı, ped... hatta çok afedersiniz geçen gün şu jele 60 tl vererek sonlandırdığım market alışverişim hala kalbimde bir yaradır. aynı ürünün internette 40 liraya satılıyor olduğunu görmek kalbimde yarayı kaşımış olsa da hayat pahalılığını hala tüm detaylarıyla hissediyorum çünkü 40 tl de çok amerika.
bir insanın doya doya kendine bakması, temiz olması, mis gibi kokması için baya iyi para kazanmasının gerektiği ülkede araba fiyatlarının uçması çok acayip gelmiyor açıkçası. allah belamızı vermiş. -
41. imamın maaşını cemaat ödesin
kesinlikle katıldığımdır. dinsiz olmadan önce camiye 3-5 kez gitmişimdir, uzun yıllardır da gitmiyorum. gitmediğim camiler için, inanmadığım dinin ibadet yerlerindeki din adamları için vergi vermek istemiyorum. bana ne amk, inananlar bağış yapsınlar, imamların, hocaların maaşları ödensin. cem evlerine vergilerden para mı aktarılıyor? yoo ama yine de adamlar gayet düzgün şekilde cem evlerini aktif olarak kullanıyorlar.
zaten artık insanlar diyanet denen gereksiz ve de cumhuriyet düşmanı kurumdan nefret ediyor. verdiğim vergiler zehir zıkkım olsun.
ayrıca hatta artırıyorum, imamlık falan gönüllülük esasına göre yapılsın. inanıyorum ki, gönüllü imamlık yapan, günde 5 vakit ezan okuyan, cumayı kıldıran adamın giderlerini müminler karşılayacaktır. bu esasla imamlık, hocalık yapanlar da bonus sevap puanları kazanacaktır. şüphem yok:)
şunu da ekleyeyim; ateistler, deistler yani islama inanmayanlar diyanete harcanan vergilerden muaf tutulacak diye yasa çıksa, ülkedeki müslüman sayısı yarıya düşer. bu milletin asıl dininin ne olduğunu iyi biliriz biz. -
42. ressam olduğu öğrenilen kişiye beni çiz diyen tip
o konudan ben de muzdaribim, ne zaman itfaiyeciyim desem hemen "benim atesimi sondurebilir misin?" diyorlar.
kamu hizmeti yapiyoruz diye insan da ayiramiyoruz isin kötüsü. -
43. bir insanın sesinden etkilenmek
başınıza geldi değil mi ?
hatta iş hayatında belki de.
veya direkt buradan sözlükten.
hiç görmediğiniz ancak sadece iş sebebiyle sesini zaman zaman duyduğunuz bir insanın sesi bile ona karşı eğilim göstermenize yol açabiliyor.
bazen o kişiyi görünce hayal kırıklığı olsa da yine düşebiliyoruz bu duruma . -
44. memur olma hayali kurmak
türkiye'de 30 yaş altı nüfusun çok büyük bir kısmının hayali memur olmak. ne kadar komik dimi? adam memur olmayı hayal ediyor. şöyle bi bakanlıkta çakılı kadro alsam, ayda da 5 bin tl verseler (567 euro), yeni atanmış da bi edebiyat öğretmeni bulurum oh. 240 ay vadeli kredi ile eve gireriz, hanım da 52 ay vadeli fiat egea alır. hayal bu.
elbette suçlusu böyle düşünen gençler değil. ülkede güvenilir, maaşınızını zamanında ödeyen, özlük haklarınızı gözeten, düzgün maaş veren hiçbir şirket kalmamış. kendi işini kurmaya kalksan daha hiçbir şey yapmadan dünya kadar vergi alan bir devlet var arkanızda. geçenlerde birisi türkiye'de start-up'lar neden tutmuyor diye bir entry girmişti. adamlar sizden kod yazdığınız halde dükkan/ofis tutmanızı istiyor. yurtdışına çalışmaya kalksanız paypal'dan ödeme alamıyorsunuz vs. bir dünya engel var. eğitim sisteminin boktanlığı, yetersizliği, nitelikli insan yetiştiremeyişi bir yana bir şekilde kendisini yetiştirmiş birey bile iş kuramıyor. ondan sonra böyle sikko sığ hayaller kurup ömür çürütüyor insanlar.
edit: memurluk da yaptım, özelde de çalıştım gençler. uzaktan atmak tutmak kolay ayağı çekmeyin. memurluk son çare olur, hayal olmaz. sığ hayaller kuran sıradan insanlardan olmanıza bahaneler üretmeyin. -
45. kırıldığında susmak
kırgınlığına sebep olan kişi bu durumun farkındaysa gönlünü alması gerekir.sana değer veriyorsa bunu zaten isteyerek yapar yok eğer farkında değilse de ortada konuşulacak bir mevzu yoktur yani sessizlik en doğru tercihtir.
kişi sevdiğine kıyamaz,sevdiğini kıramaz. -
46. 9 eylül 2020 istanbul il hıfsızsıhha kararı
bu kararı alan arkadaşların istanbul'da yaşadığına emin miyiz? bu şartlarda sabah evden çıksanız akşam 5 gibi iş yerine ulaşırsınız sanırım. insanlar birbirini bıçaklar lan metroya metrobüse binmek için bunlar nasıl kararlar böyle?
-
47. 2021 asgari ücreti ne kadar olmalı sorunsalı
aynı kalsın, ürünlere zam olmasın. asgari ücrete zam yaptık diye gıdasından arabasına zam oluyor. kaşıkla verip kepçeyle alıyorlar.
-
48. badem sütü varken inek sütüne dadanmak
haklısın dostum ancak şunu unutma bugün bu dünyada var oluyorsak eğer atalarımızın geliştirmiş olduğu bu sömürü sistemi sayesinde.
badem sütünün litresi neredeyse 30 lira olmuş sen belki alıyorsundur ancak fakir bir aile çocuğu için bunu asla alamaz. o yüzden pembe hayalleri bırakalım lütfen.
edit: o kadar zaman köyde inek sağımı izlemişimdir hiç bağırdıklarını görmedim -
49. milli piyango online
vpn üzerinden girip konumu ankara yenimahalle olarak secme planlarimin oldugu site.
-
50. v şeklinde toparlanma
yaban kazları gibi v şeklinde uçuşa geçeceğiz demek. kaz biziz tabi.