freudiana11
profili

  • kişinin kendisini en özgür hissettiği an

    terkedildiği andır herhalde.

    değiştirebileceği bir şey yoktur, çabalaması gerekmez.
    kararı kendisi almamıştır, vicdan azabı duymaz.
    kötü giden bir şeyler var ki bitmiştir, huzursuzluk çekmez.

  • sahip olmak isteyip henüz alınamamış şeyler

    (bkz: ford mustang)
    soon...

  • 1 saat ömür kalsa yapılacaklar

    hayvan gibi yemek yerim. karbonhidrat, kızartma zararlı ne varsa. üstüne nutella kaşıklarım biraz. üstüne bi çay-sigara. ohh yazarken bile keyif aldım ölmüş kadar oldum:)

  • 35 yaş üstü bekar akademisyen kadın

    hakkında bu kadar entry girilince literatüre, bilime falan bir katkısı oldu sandım.

    neyse ki tek derdimiz evlenmemiş olmasıymış hamdolsun!

  • 19 mayıs 2019 anadolu efes cska moskova maçı

    olay çıkaran fenerbahçe taraftarı da ergin ataman da basketbola yakışmıyor. çok sevsem, beğensem de ergin hoca’nın da her fırsatta taraftarla yüz göz olması, cevap vermesi hiç hoş değil. biraz ağırlığını korumalı. hep futbol kafası bunlar. aynısı obra’ya yapılsa haberimiz olmazdı, arkasına dönüp bakmazdı.

    böyle ergenlikler yüzünden futbol izlemiyoruz. basketbolda fatih terimler, aziz yıldırımlar, ultraslanlar çarşılar istemiyoruz. üzülüyorum, futbol taraftarı basketbola bulaşır oldu. istemiyoruz sizi de saçma fanatik hallerinizi de.

    not: galatasaraylı basketbolseverim.

  • yakınım öldü biraz para kopartayım mantığı

    “yakınım kanser oldu, engelli raporu çıkartıp araba alayım”, “yakınım yatalak oldu, bez parası bakıcı parası alayım ama yakınımın götünde krater gibi yara açılsın, acile götürüp doktora sataşayım” mantıklarıyla birlikte en sık doğu ve güneydoğu illerimizde rastlanan bir mantıktır.derme çatma avukatlık bürolarında tabeladan daha büyük afişlere “ameliyat mı oldunuz? kaza mı geçirdiniz? bize uğramadan hareket etmeyin” yazdıran mantıktır. ameliyathane çalışanı yerel adamların akşam kahvehanede hastalarla ilgili istihbarat satmasıdır. “benim hanım çok zayıf, bi iğne yapsan da az ele gelse” diye gecenin 1’inde acile gelen mantıktır.

    aynı zamanda “hastaya bi sarı serum takayım, kenarda tus’a çalışayım” mantığıdır. “benden iyi mi bileceksin, 6 yıl okudum*” mantığıdır. “performans ortalamanın üstüne çıktı mı ona bakarım”, “ne risk alıcam aq 3 kuruş için, başkası uğraşsın, zor işleri yapmam” mantığıdır. hatamı kabul etmeyeyim çünkü çok okudum ben, saçımı süpürge ettim ağlaklığıdır. her fırsatta kutsalım vurgusuyla duygu sömürüsü yapan, en ufak kutsallık göstermesi gereken bir durum geliştiğinde isyan eden; profesyonellikten nasibini almamış amatör bir meslek grubunun yozlaşmasıdır.

    hastaneleri bu bok çukuru ülkeden neden ayrı tutuyoruz ki? hastası, doktoru, çalışanı, her şeyiyle ülkenin bir parçası işte. hiç duyar kasmayın, sistem böyleyken bunun kurbanları bu köylü kurnazı adamlar olmayacak. senin masum baban, günahsız anan, yorgunluktan beyni yanmış idealist doktorun olacak. bu sistemin yalancı negatifliği böyle ne yazık ki.

  • veda ederken 2018'e bir not bırakmak

    ocak- tek aşık olduğum adamla barıştım
    mart- evlilik kararı *
    mayıs- kariyerde zirve sayılabilecek bir sıçrama
    haziran- 35 yaş oldum
    haziran - kanser oldum
    haziran- terkedildim
    haziran- sağlığımla ilgili kaygılar nedeniyle kibarca kovuldum
    haziran- yeni iş
    temmuz- saçlarımı kaybettim
    temmuz- ayrıldığım kurumun batması, yeni patronumun bakan olması *
    ağustos- likya yolunu yürüdüm
    eylül- yarı maraton tamamladım
    eylül- mesleki alanımdaki en önemli uluslararası ödüllerden birini aldım
    ekim- ilk botoksumu yaptırdım
    kasım- saçlarım çıkıyor
    aralık- doçent oldum

    2018, beni öldürmedin, güçlendirdin. ağzıma da sıçtın yalnız. 2019’da ölmek de istemiyorum güçlenmek de. saçlarım uzasın. bi de peru’yu göreyim.

    edit: çok mesaj aldım, tedavim devam ediyor, iyiyim, süperim. 2019 füze atmazsan böyle ölmüyorum (:
    ailem ve 3-5 tanesi dışında arkadaşlarım bilmiyor bu durumları, böyle iyisiyle kötüsüyle topluca bir muhasebe yapmak ve destek mesajları iyi geldi <3 ekşi itirafa yazanlarla dalga geçmicem bi daha :p iyi dilekleri için herkese teşekkür ederim!

  • türk kızlarının kültürsüz olması

    sırf memesi güzel diye sığ kadınlarla muhatap ol. hem memesi güzel hem entelektüel kadınla muhatap olacak özgüvenin olmasın. reddedilirsen tipsizliğinle hiç ilgisi olmasın, hep para hep türk kızının kezbanlığı hep efendiliğin sebep olsun. tek muhabbetin pes, kurdaki dalgalanma, futbol ve memeler olsun. sonra gel burada sanal/gerçek ilişki kurduğun 3-5 kadın üzerinden genelleme yap.

    hep söylüyorum, kafanıza silah mı dayıyorlar türk kızıyla flört edeceksin diye. ruslar'a yürüyün arkadaşım, tutan mı var ben anlamıyorum?

    edit: muhatap. teşekkürler.

  • iyi sevişen erkekler

    iyi sevişen insan yoktur arkadaşlar. iyi sevişen çift vardır, şunu bir anlayın. bir erkek “ben iyi sevişirim, çıkarmadan 5” falan diyorsa kesinlikle uzak dururum. bi kere seçiciliği yoktur.

    karşındaki kişi senin için tahrik ediciyse iyi sevişirsin. etkileşim meselesi bu. çok arzuluyorsan ve arzulandığını hissediyorsan iyi sevişirsin. hasbelkader karşı cins düşürüp yokluktan sevişiyorsan işimi bitireyim gideyim edasında takılırsın. bu kadın için de erkek için de böyle.

    karşındaki kişiden hoşlanıyorsan oral seks yapmak, dokunmak, sarılmak, farklı pozisyonlarda karşındakine zevk vermek içinden gelir. bu içinden gelme mevzusu da partner tarafından farkedilir ama çoğu kez yanlış farkedilir: “yaa çok kötüydü, ölü gibi yattı” ya da “çok kötüydü, duygusuzdu, benim zevk almamı önemsemedi” dediğinizde bilin ki karşı taraf aslında kötü sevişmiyor. sadece sizi yeterince arzulamamış.

    cinsel açlık kötü şey. masturbasyonu tutkusuz bir sevişmeye tercih ederim.

  • muharrem ince

    ne kadar başarılı bulsam da kazanacağına dair pek umudum yoktu. kendisine güvenim tam da bu toplumdan umudu kesmiştim.

    az önce annemden aldığım mesaja kadar...

    öncelikle
    (bkz: akp seçmeni psikolojisi/@freudiana)

    a*: biz de oy vermeye gittik. 1 km kuyruk vardı
    b*: beklemeseydin keşke *
    a: önceki seçimler olsa beklemezdim. bu kez günah çıkarıoruz. keşke faydası olsa.
    b: ne günahı anlamadım
    a: yağmur da yağıyordu. ince ince
    b: ?!!!? ince’ye mi verdin?
    a: oy gizlidir söylenmez!!

    ben seni yerim anne. utanıyorsun biliyorum, utanma.

    ne olur daha çok insan kendisiyle yüzleşsin, inattan vazgeçsin, ne olur.

  • kadınların artık instagram için yaşaması

    katıldığım, aynı zamanda konusu olduğum tespit. kendi bakış açımdan değerlendireyim

    kadınım. birkaç aydır hemen her gün instagram'da paylaşımda bulunuyorum. bazen kendi kendime garip geliyor bu durum. şöyle bi durup bakınca kendime yabancılaştığım oluyor. birkaç gün önce sebebini saptadım.

    hani komik bir şey görürsünüz, eliniz telefona gider kankanıza/eşinize/kardeşinize falan gönderirsiniz. ya da güzel bir manzaraya karşı bakarken yanınızda birisi olur, o anın heyecanını birlikte paylaşırsınız. beni heyecanlandıran bir şey olduğunda uzak mesafe ilişkisi yaşadığım ve çok iyi arkadaş olduğum sevgilimle paylaşıyormuşum hep. instagram'a koyduğum story'leri ona gönderiyormuşum. ayrıldığımızdan beri bu iletişimi instagram'a transfer ettiğimi farkettim. ben hep yalnız seyahat ediyorum, aktivitelerimi yalnız gerçekleştiriyorum. yalnız içiyorum, yalnız koşuyorum. sevgilim varken de bu böyleydi. yalnız aktivite yapıyor ama yaptığım her şeyi onunla paylaşıyormuşum.

    sanırım bazi aktiviteleri yalnız yapmayı tercih etsek bile etkileşim almak istiyoruz. hakkında yorum duymak, paylaşmak, gülmek, geyik yapmak, eleştirilmek. bunu yapmak istediğiniz belli kişi/kişiler yoksa sosyal medya bu ihtiyacı giderebiliyor.

    özellikle eşiniz, sevgiliniz falan benim gibiyse yalnız hissedip hissetmediğini irdeleyin derim. kadının yanındasın ama o an duyduğu heyecanı paylaşamıyorsundur belki.