Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 15 haziran 2017 chp güvenpark yürüyüşü

    geç kalmış yürüyüş.

    ama bu bir şeyi değiştirmez, desteklenmesi, cesaretlendirilmesi gerekir.

    meclisteki, gazete ve televizyonlarındaki, sosyal medyadaki trolleriyle herkesi terörist ilan eden iktidarın size dokunmayacağını mı sandınız?

    seçimlerde hile yapan bir iktidar varken sine-i millet ve sokağa çıkmak için ne bekliyorsunuz?

    orospu çocuğu troll'lere lafım şu: ulan it 15 temmuzda sokağa çıkınca destan oluyor da, bir askeri darbe yönetiminden hiçbir farkı olmayan uygulamalara karşı sokağa çıkınca terörörö mü oluyor amk çocuğu?

  • 2. ezberlenen en saçma şey

    "okula giderim her sabah erken
    hiç geç kalmam bu kadar kız varken
    hepsi de güzel, hepsi de tatlı
    okulda sadece benim havuç kafalı!

    havalıııh havalııh havuç kafalıııah
    etrafı güzel kızlarla sarılııah!!..."***

  • 3. türk vatandaşlarına y.dışına çıkma yasağı gelsin

    yasaklamazsanız ibnesiniz, 100 yıl tatile gitmem yine size kazandırmam öyle gte böle...

    ulan öğrenemediniz senelerdir bi boka ek vergi koyunca biz milletçe ötekine yönelmeyiz komple bırakırız..

    2.0 litrelik motora vergi koyunca 1.6 satışı artar..

    yurtdışından parfum alımını yasakladınız noldu millet tekin acarda sıraya mı girdi? bu sene küçülüyor herif.. sahte parfumculere hucum etti insanlar yine kazanamadınız..

    telefona ek vergi dediniz yerli üretim dediniz? ikinci el iphone piyasası canlandı..

    yurtdışına çıkışı yasaklayın millet şişme havuz alır ama yine sizin skindirik otellerinize gelmez..

  • 4. 15 haziran 2017 devlet bahçeli'nin attığı tweet

    (bkz: bolu)
    (bkz: ismail'in yeri)

    gerçi orası da fetö'den kapandı ama olsun.

  • 5. 10

    şu an gerçekten inanılmaz bir şoktayım.

    83 kuşağı ve çok derin bir tarkan hayranı olduğumu belirterek başlayayım.

    albümü dinledim;

    şu hayatta eskilerin güzelliklerine dair, hayata dair sevdiğim, geriye kalan ender şeylerden biriydi tarkan. gençliğimdi. bozulmadan kalan'dı.

    cuppa'daki o "nakarat" saçmalığını ve müzikalitesinin boktanlığını ben de beğenmemiş ve hayret etmiştim. fakat 10 albümünü dinleyince kesinlikle şok oldum.

    hiç bir şarkıda nakarat yok.
    hiç bir vurucu nota, bir ahenk, bir kompozisyon yok.
    doğru düzgün hiç bir yaylı ya da canlı saz yok. masa başı dımtıs üzeri vokaller. berbat bir düzenleme. a'dan z'ye tüm şarkılar böyle.
    satıralarda hiç bir hece ölçüsü, tam ya da zengin kafiye yok. kelimeler çekiştirile çekiştirile söylenmiş hep.
    kompozisyonlar hani;
    au eeeu a a a aa ee uuu ee a a a

    gibi filan oldugunda guzeldir ya notalarda,

    tüm şarkılar

    sjduej disjler isee kfifie aggsysyd kf sisiheee suaaa

    şeklinde notalarda. anlatabildim mi bilemiyorum burayı... uyum yok.

    tarkan'ın sesi pes'lerde güzeldir. tiz'lerde ise coşkulu nakaratlar çıkar. tüm albümü tizlerde dolaşarak, hani tam değim yerindeyse yumşaak yumşak, bıkkın ve olgun, okumak için okumuş gibi söylemiş. nerde o eski kelimeleri vurgulu söyleyen, rockvari, işveli, alımlı, kimi yerde metalize, çekici tarkan sesi?... hiç bir şarkıda yok...

    resmen sezen aksu'nun son yillarda çıkardığı kompozisyonsuz ve olmuş olsun diye yapılmış menapoz dönemi şarkıları gibi.

    ruh yok ruh... duygu yok. oryantal ezgiler yok. kemanlar yok. elektro ya da gitar yok. birsürü söz kalabalığı. beste ve kompozisyonlar kötü olduğu için üç beş sloganik vurucu söz de kaybolmuş gitmiş.

    bana dün deseydiniz ki, 7 sene sonra tarkan'ın çıkardığı albümü 1 gün önce edinmek için 1000 tl verir miydin, inanın verirdim. şarkıların ilk birer dakikalarına zor dayandım. eee bu boktan, nası ya bu da boktan, aaa dur bakayım, e bu da boktan diyerek bir baktım albüm sonu gelmiş...

    çelik'in, emre altuğ'un, hatta murat dalkılıç'ın b2-b3-b4 şarkıları gibi "laf olsunluk" şarkılar hep. asla ama asla yıllarca filan uğraşılmamış. bariz bir şekilde birkaç ayda stüdyoda birkaç kişi masa başında yapılmış bir albüm bu. üç beş söz toplayıp rastgele birşeyler seçim yerleştirip dımtıs'ı da verip üzerine antin kuntin okumuş.

    ben bir tek şarkısını bile ikinciye aynı şekilde okuyabileceğini sanmıyorum çünkü nota ve kompozisyon yok. hiçç hem de.

    şu an satın almaktan dahi vaz geçtim ve buna inanamıyorum.

    biliyor musunuz, artık tarkan'ı da suçlayamıyorum. tarkan da değişti. sanki gerçek tarkan gitmiş ve botoks'lu dublörü gelmiş gibi, kabus gibi, ama ne yazık ki değil.

    adam yıllar öncesinde hevesle, ruh'la, emekle, ihtirasla yapıyordu albümleri. sevdimmm, çokk sevdimmmm derken hissediyordu, sesi öyyle vurgulu öyyle kalın'dı. döön dööönnn bebeğimmm derken, gözlerimizdeki yaşlar çıkacakları saniyeyi bile bilirdi, inanılmaz bir şekli, bir rengi, bir komposizyonu vardı bestelerin. ağğ zınnn da sa kı zıı şişii riiip şişiriiip derken, o ses tonu ve vurgusuyla karşı tarafla dalga geçerdi. seninnle sonnn ge ce mizzz buu, bu sonnn sevişşmemizzz bel ki deeee derken, kadın erkek herkesin tüğlerini diken diken ederdi. bi biz nereye şarkısı vardır ki, takılllmışım sözlerine, benn mec bu rumm gözzlerineee derken mest olurduk o rock ses rengine.

    şimdi o aşkları geride bıraktı. o duyguları geride bıraktı. yıllar onu da yordu, belli. hedefleri ihtirasları kalmadı, çok belli... özenmemiş albüme, şarkı seçimleri böyle olamaz, şaka gibi... geçen albümlerdeki "dilli düdük" ya da "sevdanın son vuruşu" bile bunlardan katbekat daha iyiydi. tarkan'ın duygu anlamında zirvesi şımarık albümüdür. müzikalite zirvesi ise karma albümü. hatırlarsınız kuzu kuzu'nun yaylılarının nasıl girdiğini...

    ya bu albüm? bir a1 şarkısı mı var? sizi temin ederim, cuppa bu albümün a1'iydi ve çıkartıldı. çünkü cuppa bile tüm bu albümden daha iyiydi.

    zaman da değişti, yine suçlayamayız. artık sanıyorum kimse can şengün ya da nurkan renda gibi gitaristleri çağırıp şarkıya nakaratlar, riff'ler üretmek için zaman harcamıyor, sazlar, yaylılar çağırıp ayrı kayıtlar yapılmıyor. tarkan giriyor, 1 saatte birkaç tekrarla okuyup çıkıyor, arkadan da ozan çolakoğlu ya da her kimse birkaç uygulamayla sunni bir düzenleme yapıp dinletiyor, tamam mı abi, tamam oluyor. geç...

    müzik'den zerre kadar anlıyor ve tarkan'ın eski hallerini iyi biliyorsanız, birazcık analiz yeteneğiniz ve kulağınız varsa, emin olun yazılan diğer yorumlar tamamen yanlış. ne 90'lar geri gelmiş, ne de bunca şarkı arasından tekrar tekrar dinlenecek, kulaklık takılacak, duygusal anlar yaşatacak, gözleri doldurup ağlatacak ya da gece kulüplerinde elinde içkiyle kendinden geçirip hoplatıp zıplatacak tek bir şarkı var.

    tarkan'ın zevkinin bu olduğuna da, bize 7 sene sonra bunu reva gördüğüne de inanamıyorum.

    hep espirisi yapılırdı ya "tarkan bitti aaabi" diye. ben şahsen 34 yaşıma girerken, hayatımdaki nadide değerlerden biri olan tarkan'a da veda ettiğimi anladım.

    gerçekten çok üzdün tarkan. keşke hiç yapmayıp, o şarkılarla kalsaydın aklımızda. tsm albümündeki cansız elektronik playback müziğin üzerine okuyup herşeyi mahvetmenden sonra, son hevesimizi de bu albümle kırdın.

    herşey bundan ibaret dostlar. başka kim ne diyorsa yalan söyler...

    edit : oha ya, üç dört saat içinde posta kutum bana hak veren onlarca mesajla dolmuş. herkes albümün bu denli başarısız olmasına gerçekten ne kadar da gönülden üzülmüş. herkes eski anılarını, eski şarkılardaki güzellikleri özlediğini filan yazmış. arkadaşlar özelden mesaj atacağınıza buraya yazın ki yerine ulaşsın. biz bu tip bir kalitesizliği kabul ettikçe, tarkan standardını düşürecek.

    bir arkadaşın da çok güzel belirttiği, albüm baştan sonra "kelime sıkıştırma" dolu. bu daha önce hiç bir albümünde yoktu tarkan'ın. söyleni söyleniverilen kelimeler. her tempoda bir hece yok yani. müzikler ve sözler uyumsuz gidiyor. ayrıca kesinnlikle duygu yok. slow şarkısı bile duygusuz. armoni yok, melodi yok. dudu albümünde de, ara albümlerde de ilk dinleyişte en fazla "garip" gelir sonra sevdirirdi şarkılar. bu albümde garip gelmiyor, dinlemek zulüm geliyor. ayyyh deyip kapatmak istiyor tahammül edemiyorsunuz. arada fark var.

    "ben senin ben senin, ben senin ben senin, ben senin ben senin" nedir abi yaa... buna gerçekten kapatmadan dayanabilen var mı? leş...

    ahhhh be tarkan yaaa.. herkese şarkılar yazan, şarkılar veren, iyi şarkı nasıl olur iyi bilen sen, bunu nasıl yaptın anlamıyorum... emir'e yaptığın albüm bile bundan iyiydi.

    edit 2 : aklıma ne geldi biliyor musunuz, mfö'nün bir şarkısı vardı hani, "daii daii yauu, nurundaa nurundaaa iyaiyaa. dada bis teestee baha, daaas diis doooss suuu de suu de suuu" diye. inanın şu sözsüz şarkı anlamlı söz olmadan da bir şarkının güzel olabileceğinin kanıtıdır ve şu albümdeki tüm şarkılardan açık ara daha iyidir. melodi, armoni, kompozisyon var şarkıda. bunlar bu albümde olmayan şeyler.

    7 sene boyunca bu albümü mü yapmış şimdi? sizce 7 sene uğraşılmış bir albüme benziyor mu? 7 koca sene... elbette hayır. 1 aylık bir albüm bu. peki, benim merak ettiğim şey şu. tarkan bunca sene boş vakitlerinde ne yaptı? ye, iç, yat, kalk, gez mi? bana sadece bunu açıklasın. bunca sene, 365x7 gün, bu albüm mü çıktı? pes...

    edit 3 : cengiz kurtoğlu'nun oğlu aydın kurtoğlu'nun bile albümü bundan çok daha güzel.

    hatta açın, simge'den yankı şarkısını dinleyin, tarkan'ın kirlettiği kulaklarınızın pası silinsin. son yıllarda çıkan birkaç nadir şarkıdan biri. tarkan da dinlesin. açsın, kompozisyon, müzikalite, ahenk, nasıl olur anlasın. ben seee ni ben seeeni, ben seeeni be... tövbe ya...

  • 6. reis emretsin vuralım meydanlar boş değil

    chp'nin istanbul'a yürürken geçeceği düzce'de, akp gençlik kolları yönetim kurulu üyesi olan mehmet aybek'in sözleridir. tam olarak şöyle demiş: "vur de vuralım, öl de ölelim. reis meydanlar boş değil, emrin yeter!"

    şurada sivillerde bulunması yasak hafif makineli tüfek mp5 ile bir de fotoğrafı mevcut.

    yol boyunca herhangi bir saldırıda sorumlu bellidir. (bkz: emri ben verdim)

    edit: gözaltına alınmış. umarım tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilir.

  • 7. cinsellik benim için ikinci plandadır diyen erkek

    ta kendimdir.
    nefret ederim cinsellikten.
    dunyada seksten daha önemli seyler var.

    not: nasildim ama kizlar yesillendirin de kaynasalim.*

  • 8. katar'ın abd'den savaş uçağı satın alması

    hürriyet'in geçtiği son dakika haberidir.

    http://mobil.hurriyet.com.tr/…0490490&utm_term=post

    habere göre katar abd'den 12 milyar dolar değerinde f15 savaş uçağı satın almış.

    ne güzel iş lan. hem suudlara hem katar'a silah sat, onlar birbirini yesin, arada her türlü kazanan sen ol. trump ne pis ticaret adamıymış be kardeşim.

  • 9. led zeppelin vs pink floyd vs queen vs the beatles

    kardeşi kardeşe kırdırmayın. hepsi candır.

  • 10. afedersiniz ama ben maymundan falan gelmedim

    (bkz: sen gelme ulan ayı)

  • 11. younes belhanda

    bir futbolcu pişmesi için değil de yıllık ücretinden tasarruf edilmek için kiraya verilmeye başlanmışsa, o adamı bir şekilde en cüzi fiyata alabilirsin. bizim emenike ve stoch'u düşünün. yıllardır oraya buraya verdik, değil 1 milyon euro bedava alan çıksa vereceğiz ama bedavaya alıp, yıllık ücretinin aynısını verecek kulüp bile çıkmıyor. bu belhanda da aynı hesap. 2 yıldır kiev bunu kiraya yolluyor. sonra bir keriz çıkıyor, 8 milyon euro para veriyor. tıpkı geçen yıl trabzon'un kurtulmak için üzerine para vermeye razı olduğu cavanda için 2 milyon verilmesi gibi.

    kesin bunda pazarlığı gsliler başlatmış ve 5'le falan oturmuşlardır masaya. adamlarda oha lan 5 ne alaka, 5 veren 7-8 de verir deyip 10 istemişlerdir. halbuki 1 milyondan kapıyı açsan belki 2-3'e bitirirsin. kulüplerde edilen zararlar direk olarak o kulübü yöneten şahıslara mal edilmedikçe böyle yönetilmeye devam ederiz. zararları ödemekle yükümlü olsunlar bakın bakalım nasıl 1 kuruşun hesabını yapıyorlar.

  • 12. bilgisayar oyunlarının en iyi devri

    age of empires ii, need for speed 2 li yıllardır. worms world party 'i de unutmamak gerek.

  • 13. suruç'ta doktora atılan dayak

    ben hiç karışmam hasta yakınlarına. hayvan gibi doluşurlar mesela. enfeksiyon olacakmış, işimizi yapmamız engellenecekmiş filan bunlar tırt sebepler. aradan sıyrılır bakarım, bakamazsam az bekler diğer tarafa geçerim. ama asla ses etmem. çıkın ya da güvenliğe çıkartın hasta yakinlarini asla demem. banane amk. şartlar suriye iken ben neden isviçre kalitesinde hizmet vermeye calisayim ki?

  • 14. robert kolej'in senelik 71 bin lira olması

    hepi topu 20 bin dolardır.

    sırf veli toplantısına katılıp orada çocuğunu okutan 3-5 kişinin telefon numarasını alıp ahbaplık kurmak için 20 bin dolardan daha fazlasını verecek birçok kişi vardır.

  • 15. ekşi itiraf

    hayatımdan çıkalı saçma sapan 8 ay geçti. unuturum sandım, etkisi azalır gibi oldu ama bitmedi.
    rüyalarımda hep sarıldım, hep öptüm, hep kokladım. hep iyiydin orada bana.
    başka bir kadın var hayatında, seni de onu da stalkladım. gece gündüz stalkladım. fake tesbihçi instagram hesabı açtım, fiyat soranlar falan bile oldu.
    geçmedi, bitmedi.
    kızı izledim, benden çirkin di mi bu diye günlerce kıyasladım. neyi fazla, benim neyim eksik diye kendi kendimi yedim.
    aptallık ettim. kendimi işime veremedim.
    işten ayrıldım, istifa ettim.
    sen yokken üç kere istanbula geldim. metrobüse bindim, küfrettim.
    kadıköy'e her gelişimde sana küfrettim.
    geçmem bir daha kadıköyden şarkısını dinledim. küfrettim. bilirsin eskiden küfredemezdim.
    daha çok içime sindim, daha çok kapandım. daha korkaklaştım, daha güvensizleştim. daha panik bir insan oldum.
    flört etmeye çalıştım, beceremedim. karşıma çıkan her adama sapık muamelesi yaparken ya da ilgiye boğarken buldum kendimi.
    sevme ayarlarımın bozulduğunu gördüm, sevgisizleşip, çirkinleştiğimi gördüm.
    kendimi saldım, günlerce ne saç, ne makyaj yaptım.
    en kötüsü kendimi sevmeyi unuttum.
    içim doldu, içtim sana yazdım. hiç cevap gelmedi, hiç cevap vermedin. duvarlara ya da şişelerin dibine anlattım seni.
    kızlara dert yandım, adını duyunca onlar da küfrediyor şimdi.
    ne yaptım da beni sevmedin. ben ne kadar kötü bir insandım da beni bu kadar göremedin. neydi eksiğim, neydi fazlan, hiç bilemedim.
    şimdi tek dileğim var kendim için. lütfen gelme aklıma, git, gelme. hiç yokmuşsun gibi kal orada. hoşça kal ama içimde kalma daha fazla.

  • 16. 14 haziran 2017 beşiktaş sj fenerbahçe maçı

    fb basketbol takımını tebrik ederim, euroleuge şampiyonu kadroya ve avrupa'nın en iyi hocasına kaybettik. başkan'ın basketbol yorumları zaten başka fiyasko, sonuç olarak türk basketi ilerlesin ve ufuk hoca başımızda kalsın yeter bana.
    uzatmayalım ve kavga etmeyelim , bükemedik,öpelim...

    edit : bu entry üzerine bana beşiktaş'ı arkadaşlarca yapılan hakaret ve küfürleri anlamakta inanılmaz güçlük çekiyorum.şikayete edecek kadar bile önemi vermemek bir yana, futbolda bu sene bizim baskette onların başarılı olabileceğini kabullenememek neden zor işte bunu anlamıyorum. güzel kardeşim ben de bjk taraftarı hatta üyesiyim, herhangi bir derbiyi heyecandan izleyemeyecek kadar sempati duyuyorum, sonucu kesin bir sporun tartışması mı olur? cavaliers yenildi diye lebron başarısız mı, veya golden state kazandı diye curry lebrondan daha iyi basketçi mi? nedir bizim derdimiz, niye bizim fanatizmimiz...

  • 17. interstellar

    ensest ilişkiyi anlatan bir film değildir.
    bu başlıkta diagnostic retikul adlı yazar yazmış, ekşişeylerde de bu yazı paylaşılmış.

    ilgili entry: #68826393

    abi eliniz sikinizde bilim kurgumu izliyosunuz anlamıyorum ya. içiniz mi fesat nedir.

    baba kız ilişkisi gibi içerisinde sevgi barındıran her filmde benzer benzetmeler bularak, "bu film ensest anlatıyor biliç altınıza sinyal gönderiyor" gibi saçma sapan fikirler ortaya atabilirim. olaya nereden bakacağız önemli. eğer cinsellik arıyorsan mutlaka bulursun.
    şu yazı için harcanan vakte yazık.

  • 18. beyaz yakalının yurt dışına yerleşmesi

    entry'lerin çoğunu okudum, bok atanların nerdeyse hepsi "gidecektim, vazgeçtim" gibi sığ sebeplerle gid-e-memiş kişiler.

    yurtdışına hayatımda ilk kez 2002'de yılında daha 19 yaşındayken çıktım., isviçre'ye gittim. 2 yıl okudum ve vizeyi uzatamadığım için geri döndüm, eğitim bitmişti. 2006'da, gittiğim için pişman olsam da, bir delilik edip çin'e gittim. ufak bir danışmanlık şirketinde business developer olarak çalıştım. 11 ay sonra kendi isteğimle geri döndüm.
    döner dönmez, askerliği halledip istanbulda iyi bir şirkete girdim, çalıştım, arada birkaç iş değiştirdim. tecrübe kazandım derken 2014'te katar'dan iyi bir ücret karşılığı danışmanlık teklif gelince bastım gittim. üstelik eşim ve 2 yaşındaki oğlumla birlikte... türkiye'deki şirketten istifa ettiğimde aldığım ücret, sanırım o zamanlar 7500 tl civarıydı. şu anda aynı pozisyon 10.000tl üstünde maaş öneriyor. evde izlediğim filme kadar para ödetmeyecek yan haklar da hariçti. eşim de çalışıyordu, kendi evimiz vardı vs vs... herşeye rağmen, katar da olsa ingiliz milleti ağırlıktadır deyip, yurtdışı her türlü rahattır deyip basıp gittik.

    katar'da 2 yıl kaldım, iyi para yaptım ve danışmanlığın süresi bitince ingiltere'yi gözüme kestirdim, ankara anlaşmasına hazırlandım ve bastım geldim. 2016 mayıs'tan beri de buradayım.

    bunları niye anlattım, hayatında ilk kez yurtdışına çıkıp da "gavur yapıyor amuğagoyim" diyen biri olmadığımı anlayın diye. çin'i de gördüm, dubai-katar'ı da... yaşadığım ülkeler dışında da, kah gezmek kah iş için, kah arkadaş ziyareti için 20den fazla ülke gezdim. arkadaşlarımla da sürekli irtibat halinde olduğumuz için çoğu hakkında ahkam kesebilirim.

    tüm bunların sonunda emin olun ki; türkiye kadar bozuk ortama sahip, insanların birbirine somurttuğu bir ülke görmedim. srilanka'ya gittim, yahu herkes mi yardımsever olur. 3 gün gezdiğimiz srilankalı şoför, "burada hindu tapınağında da tapabilirsin, yandaki camiye de gidebilirsin. biz karşı tarafa saygılıyız" diyordu. şu ceylon çaylarının çıktığı, eski adının ceylon olduğu srilanka... türkiye'de yılbaşı eğleniyor diye reina'ya saldırdılar da akmallar alkış tuttu. şimdi oraya cami yapıyorlar.

    velhasıl, gidemeyenlerin boş umutsuzluk triplerine aldanmayın. londra'dan bildiriyorum. oğlum 5 yaşına girdi, ingiltere gibi bir ülkede eğitim alıyor. kendi kafam rahat. siyasetle boğmuyorum bütün günümü, etrafımda sağcı-solcu kim olursa olsun karşıt görüşe küfreden insanlar yok. varsa da kolaylıkla hayatımdan çıkarabiliyorum. türkiye'de birini kovsan diğeri önüne atlıyordu.

    kısacası kısa ömrümü çomaristanda heba etme niyetim yok. niyeti olan varsa da buyursun kalsın.

    hala motive olamamış, az biraz hedefi olup da kafasında sorusu olan varsa; yurtdışına çıkma konusunda her türlü motivasyonu vermeye hazırım.

    londra'dan bildirdim...

  • 19. survivor 2017

    dassdasffas seherseniz baktı oge şampiyonluk için favori oldu söylenmeyen tek şeyi söyledi ve fetöcü dedi :)

    şampiyon olursa 15 temmuz darbesini ogeday yaptı, adem o sırada tankların önünde yatıyordu diyecek.

  • 20. burçların bir cümlelik özeti

    akrep: herkesi sikmek istiyorum

  • 21. ufuk sarıca'nın obradovic'ten daha iyi hoca olması

    götümle güldüğüm tespit. çok güzel kafan varmış kardeş. adamın 9 tane eurolig şampiyonluğu var lan. sen dokuza kadar saymayı biliyor musun acaba?

    not: gs

  • 22. tarkan

    en büyük hatası 2001 yılında çıkarttığı karma albümü olan popstar. çıtayı öyle bir yükseltti ki o albümde, şimdi ağzıyla kuş tutsa burun kıvrılıyor.

    halbuki karma albümünün her bir şarkısını, hayatının sonuna kadar çıkarmayı planladığı albümlerine koysa, her bir albümünü karma albümünden alınan şarkının haricinde de vasat şarkılarla doldursa bir ömür boyunca beğenilmeme kaygısı taşımayacaktı.

    biz de yandım veya gitti gideli'yi şu akşam ilk defa dinliyor olacaktık; kasvetli ülke gündeminden belki biraz uzaklaşarak.

  • 23. canan karatay ekşi'de yazar olsa kullanacağı nick

    (bkz: nebahat çehre)

  • 24. sabri'nin hayallerimi çaldılar demesi

    sabri'nin formasını giydiği takımın taraftarlarının hangi hayallerini çaldığını bilmeden yaptığı abuk sabuk açıklamadır.

    sabri sarıoğlu, “hayalim burada başlayıp, burada bitirmekti. hayallerimi çaldılar! bana verilen sözler vardı, son 1 haftada tutalmadı” demiş. sabri'cim güzel kardeşim galatasaraylılığına lafımız yok. ancak her galatasaraylı bu takımın as kadrosunda oynayacak olsaydı yani ohooo... sen o çalınan hayallerini dağlara taşlara attığın ortalara paslara say. hava topuna çıkamayıp takıma yedirdiğin gollere say. içinden delip geçen kanat oyuncularına say. çalınan senin hayallerin olsun. bizim senin yüzünden düştüğümüz hastalıkların tedavisi ne oalcak?

    sen git karınla birlikte kerimcan durmaz'la instagram, snapchat vs. yardır sana oralardan çok ekmek çıkar.

  • 25. kemal kılıçdaroğlu

    dededen chp li biri olarak birkaç söz söylemek istiyorum.

    koyu fanatik, militanlık düzeyinde akpli olan bireylerin, liderlerine laf söyletmemek adına saçmalamasından tiksinirken, kendi liderimi eksikleriyle, hatalarıyla kabul etmem, herşeye rağmen savunmam mümkün değil. eleştirdiğim insanlardan bir farkım kalmaz. bu yüzden eleştiriyorum, eleştirmeliyim, chp dostlarım, kardeşlerim, abilerim; eleştirmelisiniz...

    kk tam bir beyefendi olabilir. kk modern, ileri görüşlü, çağdaş, ilkeli, atatürkçü bir lider olabilir. ki öyle benim nazarımda. lakin görüldüğü üzere iktidara gelmek için yetmiyor bunlar..."adam çok haklı" olabilir de sonuçlar tatmin edici değil. bizim bakkal mehmet abi var mesela. oturup dinleseniz ağzınız açık kalır. kk gibi bir adam. nazik, akıllı... "bu çok saçma, çok hukuksuz, nasıl olabilir" gibi laflar kullanır sürekli. "helal olsun, ağzına sağlık mehmet abi" dersiniz mütemadiyen. lakin mehmet abi bir lider değil...

    birkaç çomar "ateşli değil, hitabeti zayıf vs vs" dedi diye çomarla hemfikir olmamak adına aksini savunamıyorum ben. bir yere varamıyoruz. "başka bir lider ile daha iyi sonuç alınamaz...." fikrinden acilen vazgeçilmelidir. partinin başına geldiğinden beri elle tutulur bir başarıya imza atamamış bir liderle devam etmektense deneyip yanılmak daha iyidir. chp seçmeni atatürk'ü izler, parti liderini değil. yerine gelecek kişi chp oylarını istese de düşüremez merak etmeyin.

    "olsun, kk adam gibi adam...." dedi geçen gün bir arkadaşım. iyi de, maksadımız iktidara gelmek değil mi? "memleket boka batmaya devam etsin, olsun, kk kendini bozmasın" diyerek nereye varacağız?

    kazanamadığımız insanlar hangi dilden, hangi üsluptan anlıyorsa, ne lazımsa yapabilen bir lider lazım bize. çomar dediğiniz insanları da kazanabilecek bir lider lazım.

    "biz %25'iz, biz bize yeteriz, kk iyidir, beğenmeyen çomardır" söylemi bizi hiçbir yere ulaştırmayacak.

    derdiniz spor olsun diye siyaset yapmak, takım tutar gibi parti fanatizmi yapmaksa o ayrı....

    dededen chp'li bir adam olarak konuşuyorum. şehrimde gece yarılarına kadar chp bayrağı asıp, deniz baykal ile aynı sofrada bulunmuş bir chpli olarak...kk bizi daha iyi yarınlara taşımayacak. bunu anlamak için kaç dönem daha lazım size, bilmiyorum.

  • 26. borsa şahlanıp dolar düşerken eylem başlatmak

  • 27. iki heceli en güzel şey

    (bkz: afedersin yar-rak)

  • 28. keanu reeves

    turkce'ye "yeter" adiyla cevrilen filmde jennifer lopez'i canlandirmistir.

  • 29. türkiye'deki en dik yokuş

    gaziantep'teki hacı baba yokuşudur. burada bahsedilen diğer yokuşlar bunun yanında tatlı bir rampa diye anılır en fazla.

    yokuş değil üssel fonksiyon grafiği gibidir. 600 m'lik yokuşun altında 50 yıl yaşayıp da yukarısını hiç görmeyenler vardır. yukarısı bulutların üstünde bir gökyüzü krallığı olarak tasvir edilir.

    öyle bir yokuştur ki 3 milyonluk şehrin su şebekesine su buradan verilir ve bu sayede hiç bir pompa olmadan su şehrin heryerine tazyikle ulaşır.

    nette resmi bile yoktur. ama görmek isteyenler antep'teki zeugma müzesinin yanından 200 m ilerleyince bir duvarla karşılaşacaklar. bu duvarı neden asfaltla kaplamışlar demeyin orası hacıbaba yokuşudur.

  • 30. dolar'ın 3.50 tl altına düşmesi

    vay bee, kasım ayında 3.30'a fırladı diye ortalık boşuna ayağa kalktı, 3.50'nin altında olmasına sevinelim o zaman.

    trolün mal olanı da hiç çekilmiyor.

  • 31. akp'nin yollarında yürüyüp akp'yi eleştirmek

    aslen atamın emaneti vatan toprağı olduğu için, akp nin değil babamın toprağı sana ne oluyor lan at yarağı demek istediğim eleştri şeysi.

  • 32. 10 gündür anlatıyoruz vatandaş tedbir alsın

    vatandaşa "gelmeden önce evden kendi köprünüzü getirin. biz size söyledik." demektir.

  • 33. 15 haziran 2017 galatasaray riva ihalesi 2. turu

    kıskançlıktan dezenformasyon yapanlar da damlamış hemen. galatasaray alacağı net para olduğu için istediği oyuncuya para basıp alabilir. transfer yapmayı 1980lerdeki gibi sananların yorum yapmaması gerekiyor. şimdi adama vereceğin parayı 48 aya bölüp veriyorsun. al 20 milyon ver oyuncuyu diye bir şey yok. bazıları öyle yapıyor tabi. orası da ayrı.

    beşiktaş 2 senelik şampiyonluğa rağmen 300 milyon zarar etmiş durumda. fener de öyle. galatasaray bu arazi satışıyla en azından rahatlamış olacak. bu satışlar olmadan önceki rakamlar. bjk 5-6 sene değil bir ömür boyunca bu borçlar için uğraşacak. galatasaray bu kadar kötü durumda olsa çarşaf çarşaf haberler okurdunuz, fb aleyhine olunca paylaşılmaz o nedenle bilinmemesi normal.

    ha bu satışlar beceriksiz yönetimler nedeniyle günü kurtarır ancak. 20 sene sonra aynı borç olursa şaşırmam.

  • 34. önce kendini geliştir bir araba al diyen kız

    --- spoiler ---

    ben askerdeyken tanışmıştık
    --- spoiler ---

    durum daha kötüye gitmeden revire gitseydin keşke kardeş.

  • 35. muhafazakar kesimin çocuklarına koyduğu isimler

    en kusmuğu kesinlikle (bkz: eymen)

  • 36. uçak inince alkışlamak

    valla benim bir tek turklerde gordugum davranis. bir gun emirates ile singapur dubai arasi 1 saat boyunca dubaiye inemedik. hatta 1 sefer tam inis yapiyodu, belki dokunmasina 30 metre falan kaldi cat diye ucagi geri kaldirdi adam. hasiktir oldum. o ucak inince kimse bi bok yapmadi.

    bu sefer los angeles seattle ucusum. hayatimda boyle bir inis yasamadim. zaten o yilin en buyuk firtinasiymis. ucak sallandi da sallandi. bi yukari dusuyo bi uste cikiyo bi saga gidiyo bi sola gidiyo. sagdan soldan yiyoruz g leri. ben tabi bilincliyim lan 5000 ft den bi bok olmaz en fazla 1000 ft duseriz pilot gerisini kurtarir diyodum. bakiyorum ucak aynen inmeye devam ediyor. sallanmaya da. 3000 olunca bende bi hasiktir oldu, lan kaptan cakilcaz diyorum. sagima soluma baktim herkes tedirgin. kimse sogukkanli degil. 1000 ft den sonra dedim cakilcaz heralde ucak sag sol tutturamiyo duz bile gidemiyodu en son artik yol gorundu bakiyorum hala ucak bi saga gidiyo bi sola. dedim ucak 5 dereceylen girecek en kotu lastikler patlar kanat falan kirilir ama ineriz. o anda koltuga yapistim poziyonu aldim. bir sekilde normal indik. etrafima baktim herkeste bir anglo kulturden gelen meh adamin gorevi bu bakisi vardi. alkisi birak gulen yoktu amk.

  • 37. golden state warriors fenerbahçe süper kupa finali

    maç yozgat rıza kayaalp spor salonunda oynanacaktır. seyirci desteğiyle fenerbahçe'nin alacağını düşünüyorum...

  • 38. 200 km/s ile giderken dinlenecek şarkılar

  • 39. edirne'de atatürk heykelinin elini öpen çocuklar

    gözlerinden öptüğüm çocuklardır.

    memleketleri de memleket işte. kimi yıkar kimi öper.

  • 40. sit alanına 300 odalı yazlık saray yaptırmak

    adam osmanli'yi gecmis, jendini roma imparatoru falan sanmaya baslamis herhalde...

    lan oglum; ne zaman verecek bunlarin belasini allah?

    boktan olay...

  • 41. 15 haziran karaköprü gençlik merkezi rezaleti

    olay şanlıurfa'da cereyan ediyor. malum başkık sınırına takıldı.

    tenis oynamak için gittiğimiz gençlik ve spor merkezinde dumur olmamızla sonuçlanmış, çok büyük bir rezalettir. kendi kendime puan veriyorum 9/10. daha büyük rezaletleri için hemen sizi böyle alalım;
    (bkz: 27 mart 2017 genclik ve spor bakanligi rezaleti)

    bugün bir aydır abonesi olduğum şanlıurfa karaköprü gençlik ve spor merkezine tenis oynamak için bir arkadaşımla birlikte gittim. öncelikle gidip her zamanki gibi saat 17.30 için rezervasyon yaptırdım. rezervasyon saatine doğru korta gittik. tam korta girecekken tesis müdürü mustafa kırıkçı yanımıza geldi ve elimizde su olduğunu, bunun bir saygısızlık olduğunu söyledi. yaklaşık 10 dakika boyunca bir diyaloğumuz oldu. bize orasının bir spor merkezi olmadığını, gençlik merkezi olduğunu, ramazan ayında belirli yazılı kuralları olduğunu, su içerek spor yapamayacağımızı söyledi ve bizi saygısızlıkla suçladı. ramazan ayında tesiste kuran okunduğundan, oruç tutulduğundan bahsetti. kendisine islamın hoşgörü dini olduğunu, yıllarca oruç tuttuğumu ve oruç tutmayanlara hiçbir zaman bu gözle bakmadığımı söyledim. bir saygısızlığımızın olmadığını, spor yaparken çok sıvı kaybettiğimizi, su içme zorunluluğumuzu kibar bir dille belirttim. kendisi git gide artan ses tonuyla bizi saygısızlıkla suçlamaya devam etti ve en sonunda saatin 17.30 olduğunu, tesisin kapalı olduğunu (içeride çocuklar langırt ve masa tenisi oynuyordu) söyleyerek güvenlik eşliğinde bizi dışarı attı. tesisin 21.00 a kadar kurs ve etkinlik için kullanıldığını biliyorum. ki bu güne kadar hep 17.30-18.30 saatlerinde tenis oynadık.

    ben 27 yaşında bir beden eğitimi öğretmeni olarak tesis müdürü mustafa bey adına çok üzüldüm. ilinde öğretmenlik yapan ve boş vaktini spor yaparak geçirmek isteyen bizlere karşı gerçekten kırıcı bir üslubu vardı. bizi oruç tutmamakla dahi suçlamaya kalktı. insanların dini görüşlerinin bir spor merkezinde tartışılır hale gelmesi gerçekten bana acı veriyor.

    tesisin çalışma saatleri internette 08.00-21.00 olarak gözüküyor. abonesi olmama ve kort için daha önceden yer ayırtmama rağmen mustafa kırıkçı tarafından tesisten atıldık. yanımızda su ile geldiğimiz için oldu bunlar.

    kort çalışma saatleri burada

    sizden istediğim başlığı güncel tutmanız. olayı bimere taşıdım. siz de bu konu hakkında birmere şikayette bulunabilirsiniz.

    istediğim tenis oynamak filan değil. istediğim böyle bir kurumda müdürlük mertebesine erişmiş birinin kokuşmuş zihniyetinin cezalandırılması.

    sırf oruç tutmuyoruz diye gençlik ve spor merkezinin spor merkezi olmadığını söyleyebilecek kadar gözü dönmüş birinin olduğu bir kurumda nasıl sporcu yetişecek? bu beyefendinin çalıştığı kurumda belki binlerce lisanslı sporcu var. dini görüşleri yüzünden insanları yargılama hakkını kendinde bulan birisi nasıl sporcu yetiştirebilir? yetiştirilmesini koordine edebilir? yorumu sizlere bırakıyorum.

    okuduğunuz için teşekkür ederim.

  • 42. erken emekli olanların parasını ödemek istemiyorum

    mezarda emekli olmayayım diye mücadele etmeyen, meydanları doldurup sıkı dayak ve gaz yemeyen yeni neslin klavye başında bulduğu harika çözüm. neymiş efendim ya bu maaşı almayacakmışız ya da kendi ihtiyaçlarımız için kullanmayacakmışız. merak etme zaten kullanmıyoruz. aldığımız gün yarısını yol ,su, elektrik, derken devlete geri ödüyoruz.
    meraklısına not: 70 li yıllarda sendikalıydım. grev diye bir şey de yapardık. üretim dururdu filan.
    (bkz: hak verilmez alınır)

    .
    .

  • 43. burak yılmaz

    milli takımda 100-200 bin euro az prim aldı diye araya arda'yı sokan adam çin klübünden aldığı yıllık 7 milyon euro'dan vazgeçip beşiktaş'ta 2.5 milyon euro'ya imza atacağına inanan var mı cidden?

  • 44. canı istemiyorsa telefona yanıt vermeyen insan

    tamam kardeşim sensin.

  • 45. diagnostic retikul

    interstellar hakkındaki yazılarını okuduğum yazar. kötü veya kırıcı konuşmak istemem ancak söylemek gerekir ki bu arkadaşın gerçekten psikolojik desteğe ihtiyacı var.

  • 46. çalışırken iş teklifi almak

    önce normal sesle "evet müsaitim" dedikten sonra çekingen ve fısırdar bir şekilde "bir saniye lütfen" diyerek ofisten çıkıp sessiz bir yere gitmenize neden olan şeydir.

  • 47. devlet bahçeli

    bir adam düşünün ki yarım asırlık siyaset yaşamında memlekete tek faydası, bazı aklı selim insanları, okeye dördüncü olarak bile çağrılmayacak böyle kifayetsiz bir insanı kırk sene içinde barındıran türk siyasetinin koşullarını düşürdürmeye sevk etmesi. bilmiyorum sabah uyanıp aynaya baktığında hiç mi düşünmüyor "ben kimim - ne yapıyorum - şu ana dek ne başardım" diye.

    kanımca bir ailesi olmamasından kaynaklanıyor her şey. makamını bırakması halinde ecel gelene dek bir evde yapayalnız yaşayacağını, unutulacağını, ilk tekmeyi atacakların bugün gölgesinden çıkmayan dalkavuklar olacağını gayet iyi biliyor ve bundan ölesiye korkuyor. ancak bayramlarda ziyaret edilen eski bir devlet büyüğü olmak istemiyor. bu yalnızlığa, unutulmuşluğa düşmemek için yalandan, riyadan ibaret o fanus içinde yaşamaya kendini ikna etmiş, bu suni dünyadan çıkmamak için de elinden geleni ardına koymamaya ant içmiş. kendi tüzüğünü hiçe sayması, muhaliflerini ihraç etmesi, dün şeytan dediğiyle bugün dost olması... hepsi bahsettiğim bu korkudan filizleniyor.

    birçok siyasetçiden nefret etmişimdir ama bu adamın varlığına nefret edecek kadar bile ehemmiyet vermiyorum. bende sadece acıma hissi uyandırıyor. yazık, diyebiliyorum. hepsi bu.

    tanım: geniş zaman kipinden beni soğutmuş şahıstır.

  • 48. korcan cinemre

    eger ilk 2 entry'de korcan cinemrenin komik oldugu soylenseydi su an kendisine ovguler dizilecekti. basligin trendi kotulemeyi gerektirince de belki tanimayan bile kotulemeye basladi.

    bence komikti. ben guldum.

  • 49. 1370 yıllık kutsal kitabın halka açılması

    dünyanın en eski kur'an'ı niye birmingham'da amk?

    bu din işleri çok yersiz ya.

  • 50. üniversite mezunlarının işsiz kalma sebebi

    gerçek işsizlik rakamlarının %40'ın üzerinde olduğu düşünülüyor.

    bu yüzden yeni mezun değil 15-20 deneyimli bir kimse de işsiz kalabilir sorunun kökü bu kadar büyük bir nüfusa yetecek iş yok.

    %11 işsizlik var diyorlar doğru mudur ?
    yani 100 kişide 11 kişi işsiz ama hangi %11

    bir kere işsiz kabul edilen kitle kim ?
    ev kadını diye bir meslek var mesela, sonra ilkokul'dan üniversiteye okuyan öğrenciler, ve yaşlılar bunların sayısı zaten kabaca nüfusun yarısından fazlası.

    kabaca 80 milyonun 40 milyonunu işgücü kabul edersen 4 milyon işsiz var demektir. oysaki 20-30 yaş arasında işsizlik oranı %50 seviyelerinde olduğu söyleniyor.

    işin gerçeği bu istatistiklerden çok başka..