“kimse kendi salaklığını anlayabilecek kadar zeki değildir.”
bogdan yazarovsky14 profili
-
fazla zeki olmanın acısı
-
bogdan yazarovsky teke tek'e çıksın kampanyası
"ekşi sözlük’ün takma isim arkasına saklanarak yazan “şerefsizlerine” yine iki lakırdı edeyim" sozlerini uzerime alinarak fatih altayli'yla kanli canli, karsilikli bu konuda tartisma istegimi baslatan kampanya.
lakin kendisinde, yazi gecmisimi okuduktan sonra beni programina davet edecek yurek var midir, bilemem.
iletisim: cihan_3208@hotmail.com
edit: destek olan bütün yazarlara teşekkürlerimi sunuyorum.
29 yaşındayım. türk televizyon kanallarının tamamının ''satılık bir çete'' tarafından halkı uyutmak için ele geçirildiğine inanıyorum. fatih altaylı'yı da bu çetenin önde gelen liderlerinden birisi olarak görüyorum. son zamanlardaki ılımlı ve nispeten muhalif tavırları bu gerçeği değiştirmez.
programına çıkmam durumunda, kendi öznel düşüncelerimi sözlüğün ortak düşüncesi olarak pek tabii ki gösteremem. bununla birlikte sözlüğün; çok sesli bir platform olmasının yanı sıra, son zamanlarda bozulmakla da birlikte, bir ruhu olduğuna inanıyorum. bu ruh, öznel düşüncelerden bağımsız bir ifade özgürlüğü ruhudur. siparişle haber yapan fatih altaylı'nın türkiye'nin son ifade özgürlüğü kalelerinden biri olan ekşi sözlüğe ve ekşi sözlüğün yazarlarına ''rumuzunun arkasına saklanan şerefsizler'' hakaretini son derece yakışıksız ve seviyesiz bularak, kendimi de öne sürerek şahsını canlı yayında düelloya davet ediyorum. karşılık vereceğini pek sanmıyorum. vermemesi de bir cevap olacaktır. hiç değilse bundan sonra ''rumuzunun arkasına saklanmış şerefsizler'' gibi ifadeleri kullanamayacaktır.
edit 2: programa çıkmam durumunda sayın altaylı'nın bana ayıracağı sürenin bir bölümünü sözlük yazarlarının bu başlık altında üzerinde uzlaşacağı soruları sormak için ayıracağım.
teşekkürler, saygılar. -
istanbul trafiğinin insanları çıldırtmıyor oluşu
ölüm fikrinin insanları çıldırtmıyor oluşu'ndan çok daha enteresan olan oluş.
lafın gelişi çıldırmaktan bahsetmiyorum.
45 dakikadır normalde 35 saniye sürmeyecek olan göztepe'den e-5'e bağlanma yolunu katetmeye çalışıyorum ve arabaların içine bakiyorum kimsede bir anormallik yok.
normal şartlarda insanların arabalardan atlayıp bilinçlerini yitirmiş bir şekilde ağızlarından köpükler çıkararak çıldırmaları gerekiyorken herkeste sanki evden çıkalı 5 dakika olmuş, 10; bilemedin 15 dakika sonra işinin başında olacakmış da kahvelerini yudumlayıp huzurlu huzurlu çalışacaklarmış rahatlığı ve eblekliği mevcut.
hayret. -
osmanlı ocakları'nın laiklik standına saldırması
bizzat tesadüfen şahit olduğum olay.
orada ilk etapta erkek kesilen yobaz it sürüsü, polislerin eskortluğunda linç edilmekten ne tesadüfse tam olaylarını koyup dayak yiyeceklerken kaçırıldılar.
linç kültürünü asla tasvip etmem ve onaylamam, bununla birlikte bu yaşanan olayın organize olarak düzenlendiği o kadar belliydi ki, şok anını atlatan kadıköy halkı ve standı kuran; öyle sanıyorum tkp'liler kalabalıklaşınca bu piçlerin ortalığı dağıttığı esnada ortada görünmeyen sivil polisler ne hikmetse hızır aleyhisselam gibi bir anda it sürüsü gibi türediler ve o anası sikilmişlerin burnu dahi kanamadan çevrelerinde koruma çemberi oluşturularak olay mahalinden güvenli bölgeye uzaklaştırıldılar.
muhtemelen sivil ekip aracında birbirlerine ''çak'' falan yaptılar.
şokun etkisinden kurtulan kitle öyle öfkeliydi ki, normalde görseniz asilzade diyeceğiniz yaşlı teyzeler bile bağcılar apaçilerine dönüşmüşlerdi; ''bunları gömmek lazım, cık cık'' gibi söylemlerle gözlerinden ateş çıkarıyorlardı.
olayın özeti budur.
kurbağalar kaynamadı; yanmak üzere.
çok tehlikeli oyunlar bunlar. -
doğu perinçek
''chp'lilerin taşıdıkları adalet pankartlarında pkk'ya ve fetö'ye adalet yazmaktadır. kemal kılıçdaroğlu, pkk'lıların ve fetöcü'lerin özgürlüğü için yürümektedir.''
''hapistekilerin tamamı fetöcü'ler ve pkk'lılardır.''
''hakim ve savcılar erdoğan'dan kesinlikle talimat almayan vatansever hakim ve savcılardır. içlerindeki fetö'cü yapılanma tamamen temizlenmiştir. temizleyen de erdoğan değil, kanunlardır.''
''türk yargısı son 50 yılın altın devrini yaşıyor.''
türkiye siyaset tarihinin en fırıldak adamının iki küsür saatlik konuşmasını midesi geniş arkadaşlar buradan izleyebilir.
ben ileri sara sara bu kadarını toparlayabildim.
silivri'de buna, sedat peker'e, ahmet zeki üçok'a ve nedim şener'e ne yapılmış; ne vaatler verilmiş olabilir ki adamlar içeriden çıktıktan sonra kraldan çok kralcı soytarıya dönüştüler, merak konusu.
sosyalist geçinen arkadaşların ise hala bu fırıldağın peşinden gitmeleri daha büyük merak konusu.
hadi ona bilmediğimiz vaatlerde bulunuldu, ya size?
edit: aşağıda bir arkadaş ''imam hatiplilerle mi vatan savaşı verilecek'' diye eleştirilmesine doğu perinçek'in "imam hatiplisi imam hatipsizi vatan savaşı veriyoruz. şu anki en büyük amacımız bu vatan savaşını kazanmak" savunmasını örnek olarak vermiş.
allah'tan o bölüme de denk geldim. güya izleyici soruları alınıyor, antalya'dan bir izleyici şu soruyu soruyor; ''perinçek atatürkçü geçiniyor, imam hatiplilerle mi vatan savaşı verilecek?''
perinçek; doğru, benim de katıldığım "imam hatiplisi imam hatipsizi vatan savaşı veriyoruz. şu anki en büyük amacımız bu vatan savaşını kazanmak" diye suya sabuna dokunmayan bir girizgahla cevaplıyor soruyu. buraya kadar problem yok.
problem cevabının gelişme ve sonuç kısmında;
''soruyu soran vatandaş da pkk ve fetöye destek veriyor, pkk ve fetö'yle mi vatan savaşı verilecek?''
bir yerlerden tanıdık geliyor mu bu söylem; hamasetin, kıvırmanın ve omurgasızlığın bu kadarı. aşağıdaki vatan sevdalısı arkadaş ''imam hatiplilerle mi vatan savaşı verilecek'' sorusundan bir insanın nasıl fetöcü ve pkk'lı olmakla suçlanacağını da açıklayabilecek mi peki?
savunduğu adam bunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde bağdaştırabiliyor.
yapmayın arkadaşım, gerçekten komik duruma düşüyorsunuz.
edit ll: başlığın altında kendisini savunan yazarların entry geçmişlerini inceleyin, karşılaşacağınız entry'lere hiç şaşırmayacaksınız. -
tarkan
en büyük hatası 2001 yılında çıkarttığı karma albümü olan popstar. çıtayı öyle bir yükseltti ki o albümde, şimdi ağzıyla kuş tutsa burun kıvrılıyor.
halbuki karma albümünün her bir şarkısını, hayatının sonuna kadar çıkarmayı planladığı albümlerine koysa, her bir albümünü karma albümünden alınan şarkının haricinde de vasat şarkılarla doldursa bir ömür boyunca beğenilmeme kaygısı taşımayacaktı.
biz de yandım veya gitti gideli'yi şu akşam ilk defa dinliyor olacaktık; kasvetli ülke gündeminden belki biraz uzaklaşarak. -
fatih terim
önceden ekşi sözlük'teki yazar yorumları ufkumuzu açar, aydınlanırdık. fatih terim'in bu akşamki açıklamalarının yorumlarına bakarken çok net görüyoruz ki, sözlük seviyesi diplere düşmüş, can çekişiyor.
konjonktürel durumlardan dolayı fatih terim kendi mizacıyla çırpınıyor ve olayın arda turan olayı olmadığını, dış destekli bazı kesimlerce kendisinin üzerinden milli takımın dillere pelesenk edilerek değerinin düşürüldüğünü ve bunun algı operasyonlarının babası olarak uygulandığını vurguluyor.
aslında herkes neyin ne olduğunu biliyor. yıldırım demirören'in mesela iki gün önceki tff olağan kongresinde tayyip'i yalamasının altında da aynı sebep vardı.
fatih terim'in belki konuşmalarında değil ama yapmacık olarak algılanan tuhaf mimiklerinin arkasında saklı olan yakınmasının altında haksızlığa karşı bir başkaldırışın alt metni var.
demek istiyor ki, ahmet çakar bana evet demem için iş attı; boyun eğmedim, siklemedim.
rasim ozan kütahyalı arkasına aldığı güçle bana en ağır hakaretleri etti; kızılcık şerbeti yuttum sineye çektim.
yıldırım demirören, ''aman hoca gel iki 15 temmuz güzellemesi yap ekmeğimize bakalım'' dedi; ''bsg yıldırım'' dedim.
arda turan hükümet tarafından bir piyon olarak bana karşı kullanıldı; siktirettim.
belki formaliteden cumhurbaşkanıyla resmi olarak birkaç kere muhattap oldum ama onu hiçbir zaman yalamadım, yalamam.
hatta laf aramızda, ne referandumda evet dedim, ne de bugüne kadar akp'ye oy verdim.
bütün bu sebeplerden dolayı da işte bugün içerisinde bulunduğum duruma düştüm, hala dikim ve hala onurluyum.
ben fatih terim'im, beğenirsiniz beğenmezsiniz ama işinize gelirse; hodri meydan.
kurt kocayınca köpeklerin maskarası olurmuş, ah eski terim olsaydı da arda'dan tut, rok'a, çakar'a kadar hepsini öttürseydi.
lanet olsun kişisel gelişime de, entelektüel birikim kasmaya da, bu topluma 4s kuralından başka yaklaşım gösteren terim'e de; ta amıma koyayım.
edit: 25 yaş altı iş hayatına atılmamış gençlerin algılamakta zorluk çekeceği basın toplantısını gerçekleştirerek büyük bir duruş örneği sergileyen teknik direktör. -
akp'li değilim ama aktroll'ü
sözlükteki son yazar alımlarıyla ayyuka çıkan aktroll versiyonu. bir nevi aktroll vol 2.
antibiyotiğe direnç gösteren virüs gibiler; twitter, facebook, okuyucu yorumları gibi platformlarda yaptıkları klasik dezenformasyonları sözlükte tutmayınca kendilerini aşıyorlar. kah chp'li, kah mhp'li, kah hdp'li gözükerek muhalif giriş yaptıkları yazıları akp ve reis güzellemeleriyle bitiriyorlar.
bir sonraki planları mhp, chp veya hdp ilçe başkanlıklarından aldıkları üyeliklerinin capsini yayınlayarak yazılarına başlamak olabilir. -
gbt yapan polisin facebook'tan istek yollaması
8 nisan 2017 büyük istanbul mitingi'nde fotoğrafçı olarak görev yapan kız arkadaşıma uygulanan kimlik kontrolünün ardından üç ahlaksız kolluk kuvvetinin yapmış olduğu şerefsizlik.
bu; görevi kötüye kullanmak, verilen yetkiyi istismar etmek değildir de nedir? -
hd iskender'in biber turşusunu 6.99 tl'ye satması
rezalet midir değil midir bilemem ama yediğine, içtiğine hayatta acımayan bir insan olarak bana evlat acısı gibi koyan, şark kurnazı bir dönerci şebekesinin uyguladığı kazıklama ve müşterisini enayi yerine koyma politikasıdır.
anadolu'nun en ücra köşelerindeki esnaf lokantalarından tutun da, tavuk dönercilere, seyyar dürümcülere kadar hiçbir işletmecinin tenezzül etmediği, müşterilerine ikram olarak sunduğu acı biber turşusunu fahiş bir fiyattan sunan restaurant bozuntusuna ben bir daha adım atmam, eşime dostuma da attırmam. ya ben ya hd iskender der, ne kadar ciddi olduğumu da kararlı bakışlarımla desteklerim.
kaldı ki beğenmeme eşiğim çok yüksektir. yemekten kıl çıksa insanlık halidir der, mevlana'nın ''kusuru örtmede gece gibi ol'' öğüdünü hatırlayarak kılı kimseye farkettirmeden çıkarır ve yemeğimi yemeye kaldığım yerden devam ederim.
turşunun 6.99 tl olması bu şirketin kurnazlıklarından sadece birisi. hd iskender'e gitmeyi düşünen arkadaşlara nasıl bir sürecin işleyeceğini ve ne gibi kurnazlıkların kendilerini bekleyeceğini buradan kısaca belirteyim;
öncelikle restaurant girişinde iskender 15.99 tl afişini görür, makul diyerek girersiniz. siparişi verdiğiniz anda garson büyük porsiyon değil mi diye sorar. nasıl yani dersiniz, küçük-orta ve büyük porsiyonlarımız var diye devam eder. anlarsınız ki 15.99 olarak reklamı yapılan iskender kuş kadar bir tabakta porsiyon edilmektedir ve büyük ya da orta boy seçeneklerini tercih etmezseniz aç kalacaksınızdır. garson bir yandan siparişinizi not alırken diğer yandan nasıl yolsam çalışmalarına tam hız devam eder. öncesinde sıcak mercimek çorbası yazıyorum(!) diye ikinci bombayı patlatır, hayır dersiniz. iskenderinizin yanına közlenmiş patlıcan ezmesi? hayır. bitti mi, bitmedi. iskenderinizi yedikten sonra künefe hazırlatayım size der(!), güzel gider; içinizden hasbinallah veni'mel vekil çekip sağolun almayayım dersiniz.
bu arada kolanın 4.50 tl olduğunu görürsünüz. garson gider ve iskenderden önce masaya 1.75 tl'den 33 cc'lik suyu da getirerek koyar.
yani iskender hariç; kola, biber turşusu ve su size 13.24 tl'ye mal olur.
finalde döner demeye bin şahit isteyecek fabrikasyon ürünü bir organik bileşim iskender diye masanıza getirilir.
askerliğini yapmış olanlar bilirler, hindi etine benzeyen lastiğimsi yavan bir et çıkar karavanada. he işte, yemin ediyorum o et hd iskender'in et diye sunduğu organik bileşimden çok daha lezzetli.
abarttığımı düşünenler gidip test edip onaylayabilirler.
yalnız tek ricam var, bana mesaj atsınlar onları engelleyeyim.
zira hd iskender'e bu bilgileri öğrendikten sonra veya daha önce gittiği halde memnun kalıp 2. kez giden insanların akli dengelerinde bir sorun olduğunu düşünür, kazara entry'lerine bile denk gelmek istemem.
edit: biber turşusu da tam olarak şöyle bir şey, hani süslü püslü veya herhangi bir özgünlüğü olan special tarzda farklı bir meze değil. -
milliyetçi hareket partisi
7 haziranla başlayıp, parti içi genel başkanlığı sürecinde muhalif başkan adaylarının tasfiye edilmesiyle devam eden ve nihayetinde 21 ocak 2017 itibariyle türkiye'yi selefi diktatörlüğe teslim etme referandumu oylamasına ''evet'' diyerek siyasi kariyerini nihayete erdirmiş milliyetçi parti.
arap milliyetçisi. -
kahraman polis çatışırken jandarma saklanıyor
topluma nefret tohumu enjekte etmeyi ve provokatörlüğü hayat felsefesi edinen yeni akit gazetesinin son sıçmığı.
gerekmedikçe açarak hit kazandırmayalım, orijinal link için
birkaç sene öncesine kadar destursuz ismini anamadıkları, bu toprakların bütünlüğü uğruna binlerce şehit vermiş ve halihazırda vermekte olan türk silahlı kuvvetleri'nin onurlu birimi jandarma'yı münferit bir olaydan yola çıkarak itibarsızlaştırmaya çalışmak, ''kaçıyor'' diye karalamak nasıl bir alçaklıktır.
uçan sineğe bile ''halkı kin ve düşmanlığa tahrik, aşağılama'' suçundan dava açıldığı bu günlerde, bu paçavra için de dava açılacak mıdır?
edit: burada akit paçavrasının haberlerini buraya taşımayalım, ekmeklerine yağ sürmeyelim diyen saf arkadaşım;
entry'lerini beğenmediğimiz yazarları engelleyelim,
haberlerini beğenmediğimiz gazetelere ses çıkarmayalım,
söylemlerini beğenmediğimiz siyasileri görmezden gelelim,
internete girerken vpn kullanalım,
kendi içkimizi kendimiz yapalım,
sigaraya zam geldi tütün alalım,
kısacası kendimiz çalalım kendimiz eğlenelim, kafamızı kuma gömersek her şey daha iyiye gidecek değil mi?
yavaşça o bilgisayarın başından kalk ve etrafa bak. boğazımıza kadar baskının, pisliğin, ihanetin içindeyiz. elimizden geldiğince bu şartlarda bazı şeylere sesimizi biz çıkarmazsak kim çıkaracak? akit gibi fesatlık odakları kendi kendilerine doğruyu bulup ''ah canlarım; sizlere çok haksızlık ettik, kıyamam, hadi hellalleşelim mi'' diyecekler?
hadi diyelim dediler, sen bunu içine sindirebilecek misin? -
büyü cin ve bedduaya inanmak
(bkz: büyü cin ve bedduaya inanmak)
(bkz: türkçeye inanmak)
edit: başlık düzeltilmiş. başlığın ilk hali büyü'ye cin'e ve beddua'ya inanmak idi. -
2 bin ışid'linin pkk'ya katılması
telsiz konusmalari ortaya cikmadan inanilmamasi gereken haber.
-botan heval 1999 kisiyle pkk'ya katilmak istiyoruz.
-tam anlasilmadi sikik el yahni, tekrar eder misin?
-ben dahil 2000 kisi pkk'ya katilmak istiyoruz botan heval, bilgilerinize arz ederiz.
-anlasildi sikik el yahni, kandil'deyiz. cayi koyduk bekliyoruz.