bi de özür dileseydiniz amk.
islatistik16 profili
-
ata emre akman'ın katiline 18 yıl istenmesi
-
underrated futbolcular
debe'ye giren entry'nin neden bu kadar beğenildiğini anlayan beri gelsin. vatandaş başka futbolcularla beraber eto'o ve hierro'nun adını geçirmiş. e bunlar yürüyen underratizm. arkadaş da bunu yazana embesil diyerek debe'ye girmiş. ya ekşi ahalisi underrated ve overrated kavramlarını içselleştirememiş ya da "ulan herkes beğendiyse vardır bir hikmeti" diyerek basmışlar şukuyu.
eto'o gelmiş geçmiş en iyi futbolculardan biri olmasına rağmen hiçbir zaman hak ettiği değeri görmemiştir. oynadığı takımların en faydalı karakterlerinden biri olmasına rağmen yedek bırakıldığı zamanlar bile olmuştur. bir golünden sonra kendisine "yaşlandı" diyen mourinho'ya tepki olarak yaptığı hareket de akıllardadır hala. hierro da real'in değişmez stoperi olarak tamamlamıştır kariyerini ama hiçbir zaman fenomen ronaldo, cr7, guti, casillas, bale kadar konuşulmamıştır. tamam işte, underrated oluyor bu adamlar.
milli takım kaptanlığını yapmak neyse de şampiyonlar ligi kupasını sana çok iyi futbolcusun diye vermiyorlar. oynadığın takım şampiyon olduğu için veriyorlar. ama bu senin şahsi olarak yeteri kadar "önemsenmediğin", "değerinin verilmediği", "yıldız olarak görülmediğin" gerçeğini değiştirmiyor.
ben bu iki ismin underrated olduğunu düşünüyorum. hiçbir "en iyiler" listesinde kimsenin aklına gelmedikleri bir gerçek, bu kadar iyi olmalarına rağmen. al işte, underrated'ın tanımını yaptım. ne diye bunu debe'ye soktunuz suserlar? -
okan buruk
salak mı lan bu. son 10 dakika. 1-0 geridesin. forvet çıkarıp defans alıyorsun. şenol güneş yapmaz lan bunu. skoru korumaya mı çalışıyor, ne yapıyor?
-
ataturkelestir.com
o domaini az önce satın aldım. elimde başka bir site var.
nasilorospucocuguoldum.com
isterseniz uygun fiyata verebilirim. -
memurların işçilere vasıfsız deme hadsizliği
27 yıllık memurum. laborant olmama rağmen ilk görev yerimde 6 yıl tahıl ürünleri tarlalarında deneme ve üretim ekimleri yaptım. sabah tarlaya girip öğlen çıkardık. yemek molasından sonra güneşin alnında akşama kadar yine tarlada çalışırdık ırgat gibi. "ben laboratuvar personeliyim, ne işim var tarlada" demedim. kimse de "sen laboratuvar personelisin, tarlada işin ne?" demedi. mühendis de benimle beraberdi, işçi de.
sonra 10 yıl il kontrol laboratuvarında çalıştım. yarısı kimyasal analiz diğer yarısı da mikrobiyoloji analiz laboratuvarında geçti. yediğiniz içtiğiniz her şey benim elimden geçiyordu. ben işimi savsaklasam, bozuk bir ürüne sağlam deyip geçirsem kitlesel zehirlenmeler yaşanırdı mesela. türkiye'de neredeyse her şehirde il kontrol laboratuvarları var. yediğiniz içtiğiniz her şeyi denetliyor. onların sayesinde sağlıklı ve güvenli bir şekilde besleniyorsunuz.
sonraki 11 yıl brucella aşısı ürettim. tüm türkiye'nin brucella aşı ihtiyacını karşılıyor bizim laboratuvar. çiçek aşısı, şap aşısı ve bilumum veteriner aşıları, antijenleri bizim kurumlardaki "memur"lar üretiyor. ben üretmezsem, devlet dışardan yaklaşık 10 katı fiyata alıyor o aşıyı özelden. yıllık yüz milyonlarca liralık bir cirodan bahsediyorum.
aldığımız maaş üç kuruş. ben laboratuvarda o aşıyı üretiyorum, üç tane üniversite bitirmişim, (kocaeli üniversitesi bahçe ziraati (önlisans), istanbul üniversitesi tiyatro (lisans), eskişehir osmangazi üniversitesi (ziraat fakültesi (lisans) ) dünyanın en baş belası bakterilerinden birinin kulaklarına fısıldıyorum, terbiye ediyorum, aşıya çevirip hayvan sağlığı politikasına yön veriyorum, üç kuruş maaş alıyorum.
benim laboratuvarda iş bittikten sonra paspas yaptırdığım, evrak getir götüründe kullandığım, çay istediğim işçi, ki kendisi 5-6 yıl önce akrabası olan taşeron firma sahibi sayesinde kuruma taşeron işçi olarak girip kadro aldı, ortaokul mezunu, dışardan lise okuyor, sınavlarına biz giriyoruz, adını soyadını zor yazıyor, benden fazla alıyor.
başlık sahibine tavsiyem: (bkz: bak şurdan siktir git)
edit: çok fazla mesaj geldi. destek olan da var, küfreden de. entry'i yazma amacım kendimi öne çıkarmak değildi. kamuda benden daha önemli işler yapan, benden daha kalifiye, benden daha yetkin ve benden daha kritik noktalarda olan yüzbinlerce memur vardır. benim entry'i yazma amacım, memurların solitarie oynayan, örgü ören vasıfsız insanlar olduğuyla ilgili haksız algının önüne geçmekti. memur deyince aklınıza solitarie gelmesin. sağlık, eğitim, maliye, ulaşım, tarım, güvenlik gibi onlarca alanda size devlet adına hizmet veren personel gelsin. üç-beş tane torpilli yüzünden milyonlarca memura düşman olmayın. memur üç kuruş maaşa çalışıyor. yıllardır memur eziliyor. arkasında duran bir sendikası yok. sendikalardan istifa etmememizin sebebi, zaten üç kuruş maaş alıyoruz, istifa edince üç ayda bir yatan 1000 lira civarı bir sendika desteği var, onu alamıyoruz, tamamen bu. yoksa bu ülkede belki sendikalı memur kalmaz. işçi ve memur arasında çalışma barışı yok artık. işleyiş için çok önemli mesele bu. kimse kimseyi küçümsemiyor. beraber gül gibi çalışıyoruz. ama sen bırak üniversiteyi, yüksek lisansı, doktora yapmış veterinerken, bu kadar büyük katkı sağlarken, gerektiğinde mesai ücreti falan almadan akşamları, hafta sonları çalışırken; ortaokul mezunu bir vatandaş sırf akrabası taşeron firma sahibi olduğu için gelip senin yanında iki paspas yaparak senden fazla maaş aldığında zoruna gidiyor. milyonluk alımlara, ihalelere biz imza atıyoruz. laboratuvarda bakterinin içinde yüzüp biz brucellaya yakalanıp 2 ay yoğun antibiyotik tedavisi görüyoruz, devlete yüzmilyonlarca lira biz kar getiriyoruz.
sonra adamın biri gelip pişkin pişkin "solitarie oynayan memurun işçiye vasıfsız deme hadsizliği" dediğinde adamın zoruna gidiyor, kusura bakmayın. -
izmir'de şehir ayısı tarafından öldürülen adam
tweet'teki görüntülerde de görüldüğü gibi, 62 yaşındaki adam torununu restorana götürüyor, çıkışta hesap öderken torunu da arabaya doğru gidiyor. 10 yaşında çocuk, gayet olağan bir şekilde arabayı karıştırıp yanlış arabaya biniyor. arabanın sahibi olan şehir eşkıyası da çocuğu saçlarından tutarak arabadan indirmeye çalışıyor. ulan 10 yaşında çocuğa bunu yapacak ne yaşamış olabilirsin. dede de zavallım durumu görüp hemen müdahale etmeye koşuyor. şehir ayısı çıkan arbedede adamın kafasına vuruyor, adam hastaneye kaldırılıyor ve orada ölüyor.
haberin devamını bilmiyorum ama bu dağ ayısının arka kapıdan tutuksuz yargılanmak üzere salıverildiğine o kadar eminim ki.
tanım: bir ortadoğu ülkesinde sıradan bir olay.
edit: suçu çocukta bulan andavallar olmuş. trol desen trol değil. meriç desen meriç değil. bazıları bu dağ ayılarından daha tehlikeli.
kaynak editi: bir arkadaş başka bir haber sitesinin linkini attı. twitter ile ilgili sorun yaşayanlar buradan da bakabilir. kaynak -
altay bayındır
kaleci değil. allah sabır versin fenerlilere. böyle kaleci düşman başına. geleni aldı, ofsayt dedi hakem, bi daha aldı, yine ofsayt. e bi daha aldı, hakem artık "skerün lan, senle mi uğraşacam" dedi verdi golü.
o kadar dar açıdan o golü yemek gerçekten büyük meziyet.
edit: tam ben bitirdiğimde aynı açıdan şuayip'in şutunu muslera çıkardı. niye? çünkü muslera kaleci. -
ocak 2023 memur zammı
arkadaşın eşi lise matematik öğretmeni. bizim kurumda kapıda bekçilik yapan güvenlik görevlisi arkadaşlar bu matematik öğretmeninden daha fazla maaş alıyor.
bitti mi? bitmedi.
bize taşerondan geçme kadrolu işçi arkadaşlar ki aralarında ne konuştuğunu anlamadığımız, okuma yazması bile olmayanlar var, bu matematik öğretmeninden fazla maaş alıyor.
bu arkadaşların maaşları asgari ücrete gelen zamla şekilleniyor. yani asgari ücret tahminen en az 8500 tl olsa, bu yüzde 60 civarı bir zam yapıyor. memura da %30'dan fazla verilmeyecek gibi bir hava var.
hani diyoruz ya hep, asgari ücret memur maaşına yetiştirilmeye çalışılıyor falan. onu çoktan geçtik efendim, adamlar bizi çoktan geçti. tur bindiriyor.
edit: bahsettiğim arkadaşlar asgari ücret almıyor, zamları asgari ücrete göre şekilleniyor. ince ayrıntıya dikkat.
alınma editi: öğretmen maaşından örnek verdiğim için arkadaş alınmış. öğretmen sadece bir örnek. ben de memurum, laboratuvar personeliyim. kritik pozisyondayim. tüm ülkenin brucella aşısını ben üretiyorum. ben de paspas yaptırdığım taşeron işçiyle neredeyse aynı parayı alıyorum. muhtemelen bu zamlarla beni de geçecekler. arkadaş alınmasın. tüm memurlar, yatanı da bizim gibi gece gündüz çalışanı da aynı potada. masa başı da bizim gibi laboratuvarda hastanede türlü risk altında çalışanı da aynı potada. memur zammı konuşulurken hepimizi ilgilendiriyor. mesele öğretmen, hemşire, laborant, şoför meselesi değil. mesele asgari ücretle memur zammı arasındaki farkın erimesi bir yana artık durumun kabul edilemez bir noktaya gelmesi. -
mesut özil'in rte imzalı saati
ulan mesut özil türk olduğu halde alman milli takımını tercih etmiş adam.
bunun ne özelliği var da buna saat hediye ediliyor.
kaynak
hamza yerlikaya denen tipe hediye edilse bu kadar zoruma gitmez. en azından derim ki: lan adam iyi kötü zamanında bu ülkeye madalyalar kazandırdı. mesut özil kim lan. -
trt ana haber bültenindeki eyyam-ı bahur haberi
türkiye cumhuriyeti'nın devlete ait yaklaşık 60 yılık tv kanalı trt'nin ana haber kuşağındaki haberdir.
türkiye'ye eyyam-ı bahur sıcakları geliyormuş. dikkatli olmamız gerekiyormuş. 43 yaşındayım. gündemi, haberleri hep takip etmişimdir. şimdiye kadar türkiye'de hiçbir haber kanalında eyyam-ı bahur kelime grubunun geçtiğini duymadım. zannetmiyorum ki geçmiş olsun. google'dan baktım, arapça kökenli bir kelime grubu. yine google'dan eyyam-ı bahurla ilgili haber aradım. bingo. son birkaç gün haricinde yok. daha önce böyle bir kelime grubu geçmemiş görünüyor haber olarak.
farkında mısınız artık arapçılığın geldiği noktanın ne kadar yüzsüzleştiğinin, ne kadar pervasızlaştığının. ana haber bültenlerine bile hayatımızda ilk defa duyduğumuz arapça kelimeler sokuşturuluyor. haşlanmakta olan kurbağa gibi sakin sakin izliyoruz.
türkçemi ingilizce tahakkümü altından kurtarmaya çalışırken şimdi bir de arapça çıktı başımıza. ingilizce'ye kurban olayım.
(bkz: eyyam-ı bahur) başlığına baktım şimdi. bir arkadaş haklı olarak şöyle (#140654886) bir tepki göstermiş.
edit: bir edit yapma ihtiyacı hissettim. haber sitelerinde illa ki geçmiştir. gazetelerde de yazmıştır. halk arasında da belki kullanılıyor olabilir. benim tepki gösterdiğim nokta; devletin resmi televizyonunun manidar bir zamanlamayla çöl sıcakları yerine arapça karşılığını tercih etmesidir. -
2 mart 2022 beşiktaş kayserispor maçı
şu ok gibi şutu çeken güven yedekte beklerken kaleciye geri pas tadında şutlar çeken kenan'ın 11 oynaması beşiktaş'ın içinde bulunduğu durumun baş sebeplerinden biridir.
-
her şey dahil 10 bin liraya gelin
az önce haber izlerken denk geldiğim ifade. ironik bir şekilde haber de başlık parasının kalkmasıyla ilgili. aşiret reisleri toplanıyor, karar alıyor, bir de bir kağıda toplu imza atmışlar. ortak karar almışlar, artık başlık parası kalkmış. bu işe bir standart getirmişler. sadece 200 gram altın verilecekmiş. bir de gelinin babasına "her şey dahil 10.000 tl" verilecekmiş. ifade aynen buydu. otel mi işletiyor, kız mı veriyor, orasını tam anlayamadım.
kaynak bulursam gelecek.
edit: sabah haberde görünce taze haberdir diye düşünüp başlık açtım. bir de "her şey dahil" ibaresini görünce o şekilde aradım. daha önce haberle ilgili bir başlık açılmış. özür diliyorum.
kaynakta da her şey dahil ibaresi geçiyor. çok acayip ülkeyiz, çok. -
pisa'da katar'dan daha iyiyiz
milli eğitim bakanı ismet yılmaz'ın pisa testi sonuçlarında çok geride olduğumuz yönündeki eleştirilere verdiği cevap.
o da bir şey mi! nüfüs olarak da lüksemburg'dan kat kat ilerideyiz. hey yavrum hey! -
içerde
diyorum ki; bu akşam kebapçı celal'e şantaj yapayım, karımla çocuğumu da evde bırakayım ki o da bana şantaj yapsın. çünkü salağım, çünkü gerizekalıyım.
tanim: fare bile doğuramayan dağ. -
arda turan'ın beşiktaş'a transferi
http://amkspor.sozcu.com.tr/…eleri-16-510334/?pid=3
bir beşiktaşlı olarak istemediğim transfer. sen gelme espirisi yapacağım da hesap sorar diye korkuyorum.
edit: düzeltme -
erkek arkadaşımın ekşi sözlük nickimi sorması
sevgilinin ekşi sözlük nickini öğrenme taktiği:
-nickini sorarsın.
-bir süre beklersin.
-o zaten "sevgilim nickimi sordu" diye başlık açacaktır.