pontiarchus10
profili

  • lewis hamilton

    goat falan olmadığını bugün çok net iki örnekte göstermiş f1 sürücüsü.

    ilki perez'in karşısında iki tur boyunca neredeyse perez kendisine yol verecek noktaya gelene dek sıfır risk alıp kendisini geçmek namına elle tutulur hiçbir şey yapamamış olması ve perez'in muazzam defansına karşı hiçbir hamle geliştirememesi, diğer ise perez'in kendisini iki tur tuttuğu konuma geldiği son turda verstappen'i sadece bir tur arkasında tutmak yetecekken, kendisini, iki turu geçtim, iki viraj dahi arkasında tutamamış olmasıdır.

    çizgiyi al, bütün yarış çizgiden sür, önüne birileri çıkarsa düzlükte geç, çizgiden efil efil takılmaya devam et. sonra ben dünya şampiyonuyum, g.o.a.t.'um, bilmem neyim. yok öyle yağma! kriz anlarında bu kadar pasif olup ondan sonra tüm zamanların en iyi sürücüsüyüm diye gezemezsin ortada!

    bugün, o son turda, kendisinin yerine schumi, senna, hakkinen, alonso, damon hill, anasını satayım barrichello bile olsa o turu bu kadar kolay vermezdi ya! viraja çıkarken çizgiyi değil pisti ortalayacaksın, bitti gitti!

    ondan sonra da çıkıp sergio perez'e "dangerous and aggressive driving" suçlamasında bulunuyor bir de.

    bu sezon kendisinin aldığı beleş puanlar buradan silverstone'a yol olur ki orada da max'e ne yapmaya çalıştığını gördük.

    bu sezon şampiyon olmayı hiç hak etmemişti, bunu rahatlıkla söyleyebilirim. kendisine goat falan da demeyin, schumi gördük, senna gördük, hakkinen gördük, prost'a, mansell'a yetiştik ucundan; kendinizi komik duruma düşürmeyin.

  • her gün duş alan insan

    kokmadan da duşa girmenin mümkün olduğunu bilen insan.

  • starbucks'a olan nefretin sebebi

    uzunca bir zamandır benim de aklımı kurcalayan ve bulmakta zorlandığım gerekçe.

    genelde starbucks'tan kahve içmenin statü göstergesi falan olduğunu iddia eden bir kitle var. doğrusunu söylemek gerekirse, belki 2010'da falan bu durum bir kesim için doğruydu ama şu an için böyle bir durumdan bahsetmek imkansız. en büyük şehirleri geçtim; adapazarı, çanakkale, kocaeli, konya, trabzon gibi şehirlerde bile en az 3-4 starbucks şubesi var.

    fiyatlarının pahalı olduğu eleştirisini de anlamak mümkün değil. hilmi abinin kahvesine gidiyorsun, türk kahvesine 6 lira, 3'ü 1 arada uyduruk neskafeye 5 lira istiyor. üçüncü dalga kahvecilere gidiyorsun, yok "bijim kap of ekşılınşımıj vay efendim", yok "etiyopya'nın cinci nao cinci bölgesinden geliyor kahvelerimiz efendim", yok "özel totoro motoro makinesinde kavuruyoruz efendim" diye bir bardak kahveye 18 lira fiyat çekiyor. yerli ve milli kahveci markalara gidiyorsun, dağ çilekli türk kahvesine 14 lira isteyen mi ararsın, çayın bardağına 9 lira fiyat çekeni mi ararsın, hepsi bunlarda.

    burada starbucks'ın da uber'in durumuna düşmeye başladığını düşünüyorum ben artık. milletin belli bir kesiminin ayarları öylesine bozuldu, öylesine kaçtı ki artık sırf birinden eleştirildiğini duyduğu için o da gömüyor, bilmeden, gitmeden, görmeden.

    7.5 liraya 400 ml sade filtre kahvenizi alıp bütün gün gazete okursanız, dersinizi çalışırsanız, oyun oynarsanız ya da kitabınızı okursanız hiçbir çalışanın rahatsız edici bakışlarına maruz kalmıyorsunuz mesela. bunun nesi kötü lan? yan taraftaki dükkanda adam daha menüyü önünüze koyar koymaz başlıyor şekil yapmaya!

    tüm bu yazdıklarımı düşününce gerçekten anlamakta zorlandığım sebeptir sevgili suserlar.

  • götün güzel demenin kibarcası

    "siz de bülbüllerin ötüşünü duyuyor musunuz enise hanım?"

  • doctor who

    yarın bu saatler itibariyle tardis'in yeni sahibinin kim olduğunu öğrenmiş olacağımız dizi.

    13'üncü doktor için adaylara son bir kez daha bakalım.

    phoebe waller-bridge: ajansı da kendisi de reddetse de çoğu kaynağa göre artık ilk time lady'miz oldu bile. hollywood'da da birer ikişer projelerde yer almaya başlamasıyla yine 2 ya da 3 yıllık bir doktor olacağını ve nispeten 7. ile 9. arası bir tipleme ortaya koyacağını tahmin ediyorum, yani yer yer salakça bir optimizm ve melankoliyle süslü bir duygusallık.

    kris marshall: açık ve net bir şekilde şu listede "gallifrey aşkına bu adam olmasın!" dediğim tek aday. death in paradise dışında hiçbir referansı yok ve bana çok fena colin baker'ı anımsatıyor. uzunca bir süre yeni doktorun kendisi olduğu hep yazıldı ama son günlerde o kadar kesin konuşamıyor kimseler. dilerim yeni doktorumuz kendisi değildir.

    rory kinnear: sözlükte de yazılmış; gerçekten de 5. doktor tadı verebilecek bir aktör. hem hızlı, hem şakacı, hem sorun çözücü, hem de sıkıcı. kendisini tanımayanlar için söyleyelim, black mirror'ın pilot bölümünde domuz ile tenasül eden başbakanı oynayan arkadaş kendisi. güleç ama tersi pis bir imaj çizebilir tardis'te.

    richard ayoade: lafı uzatmaya hiç gerek yok. kendisi siyahi matt smith olacaktır. karaktere capaldi döneminde epey azalan ama tennant ve smith dönemlerinin alamet-i farikası olan overreacting'i geri getireceği kesin gibi. donna tarzı aralarında seksüel bir çekim olmayacak bir companion ile uçar gürler bu abimiz.

    richard madden: game of thrones evreninden bilinir, sevilir, sayılır. üçüncü ve dokuzuncu doktorlar gibi aksiyonu bol ve 14'üncü doktor valeyard olacaksa, o dönüşümü yaşatabilecek olay döngülerine girmesi mümkün bir rol alabilir. moffat-capaldi döneminde azalan reytingleri yükseltmek anlamında belki de listedeki en güvenilir isim de kendisidir. lakin, içimden bir ses kendisinin tardis için fazla kaba kalacağını da söylüyor.

    olivia colman: michelle gomez olmuyorsa ilk time lady'miz kendisi olsun dediğim broadchurch'ün yıldızı. kendisini the eleventh hour'da kısa bir rolle de hatırlayabilirsiniz. dizinin yeni yapımcısı chris chibnall ve david tennant ile olan bağlantılarını da düşününce bence en yüksek ihtimalli aday kendisi. eğer yapımcılar tardis'in anahtarlarını eline verirse birinci doktorun asabiliği, savaş doktorunun acımasızlığı ve onikinci doktorun gözü karalığının harmanlandığı bir doktor olacaktır elimizde. izlemesi pek de keyifli olur diye düşünüyorum.

    rupert grint: doktorun ginger olma takıntısını düşününce kendisinden daha ideal bir aday aklıma gelmiyor. bahis şirketlerine göre şansı yok denecek kadar az olsa da bbc'nin enteresan sürprizleri sevdiğini biliyoruz. ola ki rolü kaptı, patrick troughton reloaded olur kendisi.

    jodie whittaker: yine bir broadchurch oyuncusu ve chibnall ile de arası oldukça iyi. colman, waller-bridge, hatta uzaktan da öte bir ihtimal olsa da tilda swinton filan varken kendisi ilk time lady olarak tercih edilir mi, soru işareti. listede marshall ile beraber en ışıksız oyuncu gibime de geliyor. reytinglerin durumu ve yepisyeni yazar ve yapımcı kadrosu düşündüldüğünde o riski almazlar diye düşünüyorum. doktor olarak ne yapar derseniz de tam bir kapalı kutu.

    david harewood, ben whishaw, james mcavoy, tilda swinton, tom hiddleston, michaela coel ve reece shearsmith gibi mevcut olarak çok daha yoğun projeler içerisinde olan ya da atlantik'in öte yanında beyaz cam ya da perdede belli bir şöhreti olan isimlerinse iddialara rağmen bu rolü düşündüklerini zannetmiyorum.

    kanaatimce marshall, colman ya da whittaker üçlüsünden biri olacak doktor, ama eğer sence kim olmalı derseniz de colman, kinnear ve ayoade arasında gider gelirim işin doğrusu. bekleyelim de görelim.

    edit 1: ciddi şekilde vicky mcclure ismi dillendirilmeye başlandı pek çok çevre tarafından. kendisi de chibnall ve listedeki diğer birkaç aday gibi broadchurch referansına sahip. eğer tardis'e kendisi gelirse, david tennant'ın rolü aldığı yaşta bu işi üstlenecek. ilk time lady'miz olarak da biraz 7'nci doktor biraz da 11 gibi hem manipülatif hem eğlenceli hem de yer yer optimist bir karaktere cuk oturur gibime geliyor.

    edit 2: bahis sitelerinde bu sabah üçüncü sıraya kadar yükselen tom rosenthal, kesinlikle yeni doktor olmayacağını duyurdu. son 24 saat içerisinde de michaela coel ve idris elba da diziyi çok sevdikleri, ancak mevcut projeler varken doktor olabilmelerinin mümkün olmadığını belirttiler.

    edit 3: bir mucize olmazsa ya da bbc büyük bir sürpriz yapmayacaksa, kris marshall veya jodie whittaker neredeyse kesin oranlarla yeni doktorumuz olacak bahis sitelerine göre. ikisinin de oranları 1'e 1.40'lara inmiş durumda.

    edit 4: galli aktör richard mylan, şu anda kris marshall'ı geride bıraktı ve bahis sitelerine göre jodie whittaker'dan sonra en büyük olasılık kendisi. mevcut adaylara göre belki de en az tanınan kişi kendisi ve en bilindik rolü de coupling'in son sezonunda jeff murdock'ın yerine getirilen ve dizinin bitirilmesinde en önemli sebeplerden biri olarak gösterilen oliver morris karakteriydi. kendisinin, açıklamaya saatler kala bahislerde bir baffle etkisi yaratmak için ismi ortaya atılmış bir aktör olduğunu düşünmek istiyorum, zira matt smith bile ilk doktor olarak açıklandığından kendisinden yüksek bir profildeydi (11'inci doktoru sever sayarız ve matt büyük iş yapmıştır, ancak ilk seçildiğinden herkesin "noluyo lan?!" dediğini de anımsamak lazım).

    edit 5: sekizinci doktor paul mcgann, bahis sitelerinde whittaker, mylan ve marshall'ın ardından dördüncü sıraya yükseldi. wtf?!

    edit 6: bazı doctor who fanlarının twitter hesapları, yeni doktorun kesin olarak kadın olacağını ve büyük ihtimalle de jodie whittaker olacağını belirtiyorlar. bu çıkarımı da iki gün önce yayınlanan tanıtım videosundaki 13 yazılı tüm öğelerin kadınlarla doğrudan bağlantısı olmasına bağlamış durumdalar. iddialar o ki, downing street *, özgürlük heykeli *, dover * ve sahra çölü * gibi göndermelerde hep bir dişilik olgusu göze çarpıyor ve yeni doktor da kesinlikle kadın.

    edit 7: enteresan şekilde açıklama saati yaklaştıkça ben whishaw'ın oranları düşüyor. dün 1'e 60, bu sabah da 1'e 20'lerde olan aktörün şu anda yeni doktor olma oranı 1'e 7'lere kadar indi. muhtemelen mylan ve mcgann gibi onun bu hızlı yükselişi de bahis şirketlerinin bir baffle stratejisi ama kendisinden muhteşem bir doktor çıkar, olacağına zerre ihtimal vermesem de.

    edit 8: billie piper *, karen gillan * ve david tennant yeni doktorun mutlaka kadın olması gerektiğini düşündüklerini söylemişler birkaç saat evvel. olivia colman da chris chibnall ile çalışmanın harika olduğunu ve yeni doktor seçiminde kesinlikle hata yapmayacağına inandığını söylemiş ve bir şekilde çaktırmadan yeni doktor olmayacağını da belirtmiş olmuş. giderek jodie whittaker'a doğru ilerliyoruz sanki!

    edit 9: wimbledon finalinin de sona ermesiyle gözler artık bbc'ye dönmüş durumda!

    edit 10: daniel rigby, rupert grint ve martin freeman son dakikalarda öne çıktılar bahis sitelerinde. kris marshall ve phoebe waller-bridge iyice arkalara düştüler. bu üçlü ya da jodie whittaker'dan birine dönmüş durumda işler eğer bahis sitelerine güveneceksek.

    edit 11: evet, bildiğiniz martin freeman. watson olan, bilbo olan!!! ay hadi inşallah!

    edit 12: açıklama birazdan gelecek. kris marshall, jodie whittaker ve ben whishaw için bahis alımları durdurulmuş vaziyette. büyük ihtimalle üçünden biri olacak yeni doktor.

    edit 13: jodie whittaker yeni doktor olarak bbc tarafından tanıtıldı!

  • lebron james

    ekşi sözlüğün çok acayip bir yere dönüştüğünün ispatı olan nba ve basketbol efsanesi.

    bu adamın başlığına giriyorsunuz ve adama loser yazıldığını görüyorsunuz. steph curry başlığına dalıyorsunuz ve durant olmasa bir hiç olduğunu iddia edenler karşınıza çıkıyor. durant başlığında da hazır takıma gelen beleşçi süperstar yazıyor. e pardon da kimi beğeneceksiniz kardeş?! cedi osman'ı mı?

  • cüneyt çakır

    yine yeni yeniden penaltı uydurmuş hakem.

  • galatasaraylıların çizdiği efsane ofsayt çizgisi

    bir galatasaraylı olarak beni gülmekten yerlere yatırmış çizgi.

    fanatizmin takıma bakmaksızın insanı rezil edebileceğinin primer örneği.

  • 19 eylül 2000 beşiktaş barcelona maçı

    ibrahim üzülmez'in simao'nun sağından atıp solundan geçtiği, ahmet dursun'un kariyerinin en güzel golünü attığı, fazlı ulusal'ın torunlarına "barcelona'ya karşı oynadım lan ben" demesine sebep olacak şekilde son 2-3 dakikada oyuna girdiği, ike shorunmu'nun rivaldo, alfonso ve dani karşısında dünyaları kurtardığı, ivan de la peña'nın 3. golde top çizgiyi geçti kararı veren yan hakeme "topsun olm, top" hareketi yaptığı ve güntekin onay'ın dönemin barça teknik direktörü llorenc serra ferrer'a "madem nihat'ı tanımıyormuşsun, al sana nihat" tribine girdiği unutulmaz maç.

  • chp'den akademisyenlere destek bildirisi

    gayet yerinde bir bildiri.

    zira burada sorun akademisyenlerin ne söylediği değil; ki ona destek vermediğini de belirtti parti sözcüsü.

    lakin sorun, insanları söyledikleri için rastgele göz altına almak ve bunun düşünce özgürlüğüne aykırı oluşu.

    muhalefet partisi olarak yapılması en doğru şeyi yapmış chp. tebrik etmek gerek.