aşkın nur yengi kıvırcık saçlı, ajda ip dudaklıydı
sertab leventle evli, yıldız tilbe sezenle barışık idi,
tarkanın orta dişleri ayrık, hülya bi ibo bir tanjuylaydı( diyorlardı)
türk filmlerinde müjde ar'ın kız kardeşi vardı.
bakkal da plastik top satılırdı, yoğurt için tasın darası alınırdı,
almanya'dan paten getirtilirdi ki büyyük lükstü!
sokağa çıkılmazdı askerler kızardı yasaktı, sokaktan birleri camımız'a taş atardı, annem deniz diye birine günah! diye ağlardı üzülürdü,
özal selamı verilirdi, kasetler kopardı, cd ler geldi onlarda hep çizikti,
haa okula boyunda matara ile gidilirdi, çantam doktor çantası gibiydi herkesin de öyleydi hiç renkli olmazlardı! önlüklerimiz gibi siyahtılar.
makarna torbasına yarım ekmek koyarlardı, benim annem hiç öyle tasarruflu olamamıştı.
bakkalın önünde bisküvi kutusundan bisküvi seçer 2.5 liralık, 1 liralık alır gazozla yerdiniz!
babam her şeyi bilirdi, hasta da olmazdı, annem süslüydü, kuaföre giderdi,
mahallede koltukçu, köşede fırın, kasetçi vardı, sonra video kaset kiralamaya başladık vhs falan...
arap kadri önemliydi donunu yıkadığında ormanı köpük bastığını bilirim, fırt'ın arka kapağıydı tarzan'ın baş rolüydü.
muflis beğ hayranıydık. pençeli papuçlarını sevdiğim,
sonra babam hastalandı, öldü.
ölüm vardı da benim babama da mı vardı bu? yaşlılara gelmez miydi?
adını hatırlamayan kırışık yüzlere değil miydi bu?
yakışıklı,uzun boylu bıyıklı babalar da ölürmüş.
işte babam öldüğün de bir yaşlandım, al bir de bu gördüklerim var.
sen bil ne kadar yaşlanmışım.
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. bu başlıkta yaşımızı belli ediyoruz
-
2. 12 haziran 2017 gs warriors cleveland cavs maçı
spastikleri ve madde bağımlılarını hayata döndürmeye yemin etmiş bir adamın terör örgütüne karşı verdiği mücadelenin 5. ayağı olan maç.
-
3. sakarya'da iç çamaşırından rahatsız olan kadın
300 kiloluk bedenle penguen gibi yürürken olunmuş rahatsızlıktır.
güneş zaten tepede, başörtüsü ve parka terden sırılsıklam olmuş, oruç kafaya vurmuş, evlilik desen zaten seks hariç durumda, kime sarsın bu kadın?
kendi mutsuzluğunu mutlu insanların uğraşlarında gidermeye çalışıyor.
tipik anadolu hasedi.
kadının özeliymiş, hayatında giymediği şeylere karşı savaş başlatmış. yok mu olm bayan sumo iç çamaşırı falan? yollayın ablaya. -
4. kıdem tazminatı caiz değildir
beyin yakan cüppeli açıklaması.
marx boşuna dememiş "din kitlelerin afyonudur." diye. işçi sınıfının en temel haklarından birinin caiz olmadığını söyleyip sermayeye ve sömürüye daha büyük destek olamazdı cüppeli.
din-vahşi kapitalizm ilişkisini gösteren en büyük açıklamalardan. -
5. sözlük yazarlarının henüz gerçekleşmeyen hayalleri
atm'de tek seferde bu kadar fazla para çekemezsiniz uyarısı.
-
6. 12 haziran 2017 rte'nin iftarına katılan ünlüler
aynı bilindik çomar ünlü kadrosu. mustafa ceceli sevgilisiyle düzüşmekle meşgul olduğundan gelmemiş herhalde bir tek.
-
7. survivor 2017
elif bi tık sola kayıp odaklanarak bombeli atsaydı belki elenmezdi sgsjahsgajjajdhjsdhhjd
-
8. skechers ayakkabıya 400tl bayılan tip
florya metrobüs durağında iniyorsunuz ve cennet'e doğru yürümeye başlıyorsunuz. 100 metre sonra sağda adını verip reklam yapmak istemediğim bir mağazada 150-220 lira arası bir fiyata indirimli alıyorsunuz.
ha şimdi niye anlam veremiyorsanız ona gelelim. ya hiç skechers giymemişsiniz ya da önyargılısınız. adını vermek istemediğim mağazanın şu anda kapalı olan avcılar şubesinde eşimin arkadaşının tavsiyesi ve mağazadaki elemanın "bu ayakkabıyı alın giyin bir daha başka bir marka giymek istemeyeceksiniz" ısrarı üzerine tasarımlarını hiç ama hiç beğenmediğim birer adet skechers aldık. evet tasarımları çok kötü. bildiğin çirkin bir ayakkabı. ama bildiğin huzur veriyor. 15 sene sürekli ayakta çalışmış ve halen acısını çeken biri olarak beni resmen huzura erdirdi. bir daha da başka markaya para vermem.
edit: reklam yapmayalım dedik 50 kişi sordu mağazanın adını. giderseniz sözlükten mukuroduyar verdi buranın adını diyin de gittiğimde ekstra indirim yaparlar belki. -
9. saygı duyulması gereken tek ırk
tellioğulları.
-
10. içerde
al yanak çok polis gibi duruyor lan. kimseyi öldürmedi hep bi orda bi buradaydı demedi demeyin
-
11. sabri sarıoğlu
vefaymış. milyon dolarların döndüğü piyasada sikerim vefayı arkadaş.
15 senede adam kendini zerre ilerletmedi. adamakıllı orta açmayı öğrenemdi, altında ferrarisi, karısının altında ferrarisi, hala vefa muabbeti yapanlar var.
özel sektörde böyle aynı seviyede devam edenleri anında postalarlar. -
12. burak yılmaz
şu herifin adının beşiktaş ile anılması öyle rahatsız ediyor ki beni anlatamam. transfer sezonu bir an önce kapansın istiyorum, kimseyi alamazsak da farketmez.
-
13. bmw
birkaç gün önce esenboğa havaalanına 2-3 kez git-gel yapmam gerekti. gün içerisinde 200 km kadar yol yaptım.ilk defa bir gün içerisinde bu kadar yol yaptığımdan, yol boyunca sıkıntıdan gözlemledim.. aracımın dibine kadar yapışıp arkadan selektör yaparak geçmeye çalışan, makasa giren, virajda sollama yapmaya kalkan ne kadar araç varsa istisnasız hepsi bmw'ydi. ekseriyetle 320 ve 520 (birkaç tane 116'ya da denk geldim)
araçlar güzel onlara lafım yok da. marka, barzoluğun resmi sponsoru olmuş durumda.
edit : barzonun teki "altımızda 180 hp araç varken, clio'larınızla symbol'lerinizle sol şeridi işgal etmeyin" gibisinden bişeyler demiş. bizim de altımızda 0-100ü 7,7 saniye olan 170 hp araç var ama onun bunun götüne yapışıp motorize anal seks yapmaya çalışmıyoruz. -
14. lebron james
ekşi sözlüğün çok acayip bir yere dönüştüğünün ispatı olan nba ve basketbol efsanesi.
bu adamın başlığına giriyorsunuz ve adama loser yazıldığını görüyorsunuz. steph curry başlığına dalıyorsunuz ve durant olmasa bir hiç olduğunu iddia edenler karşınıza çıkıyor. durant başlığında da hazır takıma gelen beleşçi süperstar yazıyor. e pardon da kimi beğeneceksiniz kardeş?! cedi osman'ı mı? -
15. ekşi sözlükte baydı dedirten şeyler
nerdeyse tüm sol frame başlıklarının hepsi. nadiren ilginç, bilgi içeren birşeye rastlıyor insan.
ekseriyatı troll başlığı. anlamsız laf oyunları, çomar şeklinde birbirine hakaretler, bir konuda diğerlerini aşağılayan başlıklar... say say bitmez. -
16. ekşi itiraf
cok ozledim annemi.
huzur icinde uyu... -
17. adı en güzel olan ülke
-
18. sıla'nın yeni imajı
(bkz: khaleesi meslek lisesi)
-
19. arda bırakırsa biz de bırakırız
arda'nın ilk kez hayırlı bir işe vesile olacağının göstergesidir.
-
20. türklerin başına gelen en kötü olay nedir
atatürk'ün erken vefat etmesi.
-
21. kızlardaki master ve doktora yapma merakı
cinsiyetçilik nedir örneği bir mevzudur.
kadının varlığının kamusal alanda olmamasını öyle içselleştirmişsiniz ki etrafta biraz kadın görünce silme kadın dolu zannediyorsunuz. master ve doktora mı diyorduk mesela ve kızların merakı var di mi bir de buna? e peki madem öyle, nasıl oluyor da master-doktora yapanların yüzde 60'ı erkekken, yüzde 40'ı kadın oluyor? bildiğim kadarıyla kalabalık olan meraklı hanesine dahil edilir sanki?
işte bunlar hep boş beleş kimseler olmanızın sonuçları.
bir de hiçbir fikri olmamasına rağmen böyle bir olgu varmış zannedip sebepleri üzerine yorum kasanlarla dolu ortalık. -
22. bedelli askerlik
bu da benden, "zengin vs fakir" muhabbeti yapan arkadaşlara gelsin.
27 yaşındayım. lisede de üniversitede de çalışkan bir öğrenciydim. doğduğumdan beri istanbul'da yaşıyorum. ailemin kendine ait bir mülkü yok, kendimi bildim bileli kirada oturduk ve bostancı'da gözümü açtığım hayatım şu an sancaktepe'de devam ediyor.
üniversiteyi de istanbul'da okudum. ailemin durumu beni şehir dışında okutmaya yetmeyeceği için, istanbul'da; şehir dışında okuyacağımdan daha kötü diyebileceğimiz bir bölümde okudum. kyk'ya burs başvurusu yapmak için "hem kredi hem burs" seçeneğini işaretlemek gerekiyordu, burs çıkmadı. durumumuz çok iyi olmadığı için krediyi aldım. üniversite hayatım boyunca şehir dışından gelen arkadaşlarım ailelerinden gelen paraları bir güzel yerken, ben; "ulan ne cimri adamsın, bir de ailenle yaşıyorsun" ile başlayan saçma sapan aşağılamalara maruz kaldım. kredi yatsın diye her ayın 7'sini iple çektim. it kopuk diye tabir edeceğiniz, sırf kütüğü 800-900km uzakta diye burs alan arkadaşlarım, 4 üzerinden 2 not ortalamasını "burs kesilmesin diye" tutturmaya çalışırken ben kariyerim için 3'ün üzerinde ortalama yaptım.
üniversite bitti, bölümümle ilgili bir işe girdim. bu arada babamı patronu dolandırdı, iyice borç harç içinde kaldık. ailem emekli oldu. ev sahibi evi sattı ve başka eve çıkmak zorunda kaldık. ailemin ellerine geçen maaşı öğrendikten sonra (neredeyse kiraya yetmiyor) durumu toparlayana kadar kirayı kendim ödeyeceğimi söyledim. evi taşıdık.
eve taşınırken, işe girerken yaptırdığım bireysel emekliliğimi bozdurdum ve taşınma masraflarını karşıladım. bu arada taşındığımızda camlarda demirler yoktu, eve hırsız girdi ve 10.000 tl'ye yakın zarar yaptık. sigorta 3.500 tl civarı bir ödeme yaptı.
şu an aldığım maaşın 4'te 2'sini sancaktepe'de giriş katı bir eve veriyorum. kyk borcumu ödüyorum; internet, tv vs. faturasını ödüyorum. elime kendim için harcayabileceğim sadece 4'te 1'i kalıyor. at bunu hafızaya, devam ediyorum.
"bu yaşıma geldim bir arabam olsun" dedim, kalan parayla ikinci el bir araç alıp kredisini ödemeye kalksam arabaya benzin koymayı bırak, üzerime kıyafet alacak param kalmıyor diye alamadım.
sevgilimle evlenmeyi düşünüyoruz, konuyu ne zaman açsam "aşkım iyi güzel de, bunca yükün altından nasıl kalkıcaz, çok masraf" yanıtını alıyor ve cevap veremiyorum. "evi var mı", "bilmemnesi var mı" gibi sorular soran akrabalarına kıl oluyorum.
bir aralar da "bu civardan 190.000 civarına bulursam bir ev alayım, en azından ileride çocuğum rahat eder" dedim; tahmin edersiniz ki peşinatım olmadığından ve kredi taksidi maaşımdan fazla çıktığından dolayı bu yükün altına da giremedim.
2014 bedellisinden beri bedelli bekliyorum. yüksek lisans yapıyorum ancak, tezimi yazacak vakit bulamadığım için yazamıyorum. tecilim kasım ayında bitecek. bedelli çıkarsa ödeyecek götüm yok!
eğer buraya kadar okuyabildiyseniz, şimdi size soruyorum sayın süper zekalı dostlarım; ben zengin miyim, fakir miyim?
bildiniz!
kenarda 1000 tl bile param yok, ama bedelliyi deliler gibi bekliyorum.
şimdi algısı açılanlar için de tanım gelsin.
tanım: 15.000 - 20.000 civarı bir bedelle gelirse, kredi çekerek ve ödemesi için birşeylerden biraz kısarak faydalanacağım askerlik türü. -
23. eskişehir'de neler oluyor
"müslüman bir kız çocuğunun boynunda haç bulundu."
yani müslüman olmama ihtimali yok. haç taşıdığına göre hıristiyan filan olamaz mesela. -
24. erkeklerin bacaklarını açmadan oturamaması
taşakları kesip atalım. siz de rahatlayın biz de.
-
25. ryanair'de seks yapan yolcular
iki adet ingiliz comarinin cozutmasi. anakara avrupasi'nda nereye giderseniz gidin icip icip sican, kuduran, etrafa saldiran, olay cikaran, insanlara rahatsizlik veren biri muhakkak ingiliz comaridir. bir ulke dusunun ki aristokratlari kadar comarlariyla da dunya capinda meshur olsun, o ulke suphesiz ki ingiltere'dir.
-
26. seneye kızlar ve erkekler ayrı sınıflarda okuyacak
bir okul müdürü böyle bir duyuruyu okulun sitesine ilgili makamlardan habersiz koymaz, kafasına göre yazmaz ya da böyle bir uygulamaya keyfi olarak geçmez. bu çok bariz bir nabız yoklamasıdır. gelecek tepkiye göre uygulama birkaç yıl ertelenir ya da hiç ertelemeden başka okullarda da yürürlüğe konur.
ilk başta sınıflar ayrılır sonra okullar. sonra bu durumun başarıyı yükselttiği ile ilgili çalışmalar hazırlanır ve ülke genelinde karma eğitime yavaş yavaş son verilir. aynen toplu taşımada kadınlara özel vagonların başlaması, pembe metrobüslerin ortaya çıkması gibi eğitimde de dinci izolasyon devreye girer.
şu entry'i bu kadar inanarak yazdığım için gerçekten derin bir üzüntü duyuyorum. türkiye hiçbir zaman harika bir ülke olmadı belki ama kendimi karanlığa yaşadığım hiç bir döneminde bu kadar yakın hissetmemiştim. -
27. mathieu valbuena
çok değil 2 ay önce kıçına duracell kaçmıştı, atom karıncaydı, çift ciğerliydi, bjk yi tek başına yıkmıştı. şimdi fenere gelince eline bastonu tutturmuşlar hemen. bu adam hakkında objektif yorum okumak isteyenler iki ay önceki feryat dolu entrylere baksın.
-
28. ve katar abd'yi satar
yazıyı değerlendirmeden önce bir sorum olacak izninizle. şu büyük resim geyiğiniz bitmeyecek mi lan sizin? her siyasi analize, her teoriye büyük resim diyen yarrak kürek bi güruh türedi. rahatsız mısınız olm siz? hayatta her şey sizin için bir taşak malzemesi mi, nedir?
yazıya gelince. az çok bilinen bir gerçeğin sadeleştirilmiş hali. günlerdir oraya buraya ''yav bu katar olayı ne ola ki?'' diye soran tayfaya cevap niteliğinde, bilgilendirici bir yazı. bu olay bize gösteriyor ki suud köpeklerine hiçbir zaman güvenilmez. ortadoğu'nun en büyük ikinci kanseridir bunlar. birincisini hepiniz biliyorsunuz. yalnız ben katar'ın suriye gibi karışacağını hiç zannetmiyorum. suriye sadece bir güzergah görevi görüyorken, katar'ın bizzat o güzergahtan geçecek hammadesi mevcut. yani bir yaptırım var elinde. ırak da alternatifi var diye yalnız kaldı ama katar yalnız ve çaresiz değil. gerekirse eniştesine siktirir suud ve yandaşlarını ama yine de yelkenleri suya indireceğini düşünmüyorum.
son 10 yılda ne yaşanıyorsa abd aleyhinde sonuçlanıyor. bu da o oyunlardan biri. trump reyiz de batacak olan gemiyi batırmaktan 'sorumlu tutulacak' olan sözümona 'faşist' kaptan. -
29. 12 haziran 2017 rte ünlüler iftarı
-
30. türkiye'nin akp ile yobazlaştığını düşünen tip
benim bu. hiç de yanılmıyorum. sürekli geriye gidiyoruz, mevcut dünyanın en az 100 yıl gerisine düştük akp yüzünden.
daha evvel biraz anlatmıştım, aynı şeyleri yazmaya gerek yok;
"21.yy teknolojik devrimini kaçırdık.
biliyor musun bundan 7 sene evvel elindeki telefon yoktu. android işletim sisteminin çıkış tarihi 2008. biliyor musun facebook 2005 te dünya'ya açıldı.
biliyor musun curiosity 2011'de fırlatıldı, biliyor musun rosetta 2004'te gönderildi...
farkında mısın büyük hadron çarpıştırıcısı 2008'de devreye girdi.
samsung ne kadar devdi veya lg ne kadar büyüktü 10 sene evvel?
sen, bu geçen seneler boyunca mesela 14 sene evvel söz sahibi olduğun mikrocerrahi de bu sözü kaybettin. sen, nano teknolojide atılım yaparken bunu bir kenara bıraktın.
dünya da robot teknolojisi, elektrikli araç teknolojisi, güneş paneli teknolojisi alıp giderken; nano robotlardan bahsedip yapay zeka konusunda çığır açılırken sen diyanete ayrılan ödeneği konuşuyorsun.
soru şu; sen neden rahatsız değilsin? nasıl rahatsız değilsin?
can alıcı soru ise şu; kim kendisine komşu olarak vizyonsuz birisini ister? kim muhatap olarak "ilkel bakış açısına sahip" birilerini ister?
diğer taraftan, çözüm süreci ve dış işleri poltikasına bak; kim etrafında bu kadar beceriksiz birilerini ister?
dünya tarihindeki en beceriksiz, en vizyonsuz olduğu halde halkından bu kadar destek gören yönetim elbet ileride tarih kitaplarında okutulacaktır. sen de bunun bir parçası olacaksın. insanlar arkandan kemiklerine, soyuna, aklına küfredecek."
orjinali; (bkz: batı'nın erdoğan'dan rahatsız olma nedeni/@spiritus sanctus)
edit. konunun teknoloji ile alakalı olmadığı konusunda pek çok mesaj geldi. üniversitelere liyakat ile değil imam hatip çıkışlı olduğu veya sırf namaz kıldığı için rektör-dekan atar, sırf sizden diye garip garip profesör atamaları yaparsanız örneğin konya kadar memleketlerde sizin 5 kartınız tarım kazancı olduğunda hiç bir ziraat profesörü bundan rahatsız olmaz. çünkü o adam yaptığı yalakalık sayesinde atanmıştır. bilim sayesinde değil.
aynı şekilde imam hatipleri cilalayıp bilimsel eğitimi göz ardı ederek yok kuran okuma vay sünnet gibi şeyler için vakit harcarsanız geleceğinizi kuracak çocukları yanlış yönlendirmiş olursunuz.
türkiye orta öğrenim de matematik konusunda 43. sırada. bu çocuklar mı türkiyeyi çağdaş bir ülke haline getirecek?
hadron deneyi 2 milyara mal oldu, diyanete ayrılan 7 milyar.
bu mu hayalimizdeki türkiye?
türkiyenin içerisinde bulunduğu teknolojik durum nereden bakarsanız bakın akp yobazlığı ve bundan kaynaklanan vizyonsuzluk sebebiyledir. -
31. ben teyzemin kızıyla evliyim
(bkz: dayınla evlenip napıcan)
-
32. avukat şımarıklığı
avukatlık kanunu madde 58. "....ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz."
avukatın aranması, temsil ettiği ve hakları savunduğu kişilerle ilgili bilgi, belge, delil ve sırlarını yanında taşıyabileceği için özel olarak düzenlenmiş olup, şahsa tanınmış keyfi ayrıcalık sayılamaz.
başlığı açan arkadaşın özel hayatına ilişkin- mesela bir boşanma davasıyla ilgili üçüncü kişilere gönderdiği çıplak fotoğrafları vb- bilgileri avukatında olsa ve avukatının üzeri, evrakları aranmak istense(kanuni istisna hariç) ve kendisinin bütün özel bilgileri oradaki polisler ve etraftakilerin gözü önünde incelense buna razı olur mu acaba ? o zaman da "ıvıktlr şımırk yea" diye inler mi?
avukatlar kendi egoları için değil müvekkilleri için direniyorlar.
edit: "ama avukatlar çantalarında silah saklayarak hakim savcı öldürür" diyenlere, bu ülkede hakim arkadaşına rica edip sevgilisinin telefonu için dinleme kararı aldıran savcılar, adliyeye silah sokup yaralama eylemine karışan hakimler oldu. verilen yetkinin kötüye kullanılması, o yetkinin kötü olduğu anlamına gelmez. -
33. güzel alet edevat isimleri
kargaburundur. orta dünya'dan fırlayıp gelmiş bir cüce gibi sanki. thorin meşekalkan, dain demirayak, gloin kargaburun.
-
34. tayyip'in enteresan zombili fotoğrafı
ya o değil de ben i.tatlıses'in headshot sonrası hala nası o masada oturup sohbet ettiğine şaşıyorum.
-
35. kevin durant
dördüncü maça kadar stephen curry mvp adayımdı.
fakat dördüncü maçla birlikte adam yine hayalet moduna girdi. nasıl iş anlamadım, adam bi' acayip oluyor iş kritik maçlara gelince.
durant ise büyüdükçe büyüdü. ne atsa soktu, potaya gitti, faul aldı, ribaunt çekti. her yerdeydi. sonuna kadar haketti.
ödül töreninde annesine 8 yaşından beri bu anı beklediğini hatırlattı.
bu adamın şampiyonluğunu kendince değersizleştirmeye çalışan insanlar, bunu anlayabilecek kapasitede mi acaba? müthiş yeteneklerle donatılmış adamlar, kaybetmeye esir düşmüş ortamlardan ayrılıp hayallerini, hedeflerini gerçekleştirebilecekleri daha aydınlık ortamlarda olmalılar.
yahu öyle özel bir yeteneğe de gerek yok, hepimiz için geçerli. işler istediğin gibi gitmiyorsa, harekete geç, değişiklik yap. bu kadar basit.
kararını bu şampiyonlukla taçlandırmış oldu. büyük oyunuyla da takımını şampiyon yaparak hakettiğini aldı.
helal olsun adama. -
36. yazarların şu an duymak istediği söz
'tümör iyi huylu, endiselenecek bir durum yok, bir ameliyat isi kökünden çözer'
-
37. recep tayyip erdoğan'ın atatürk dememe sebebi
gazi mustafa kemal: kurtuluş savaşı'nın muzaffer komutanı. ülkeyi işgalden kurtarmış, anadolu'nun elde kalmasını sağlamış asker.
atatürk: hilafeti ve saltanatı kaldırmış, laiklik ilkesini ön plana koymuş, şeyhleri asıp, medreseleri yasaklamış, dindarlara zulmetmiş devlet adamı.
bu anlayış sadece recep tayyip erdoğan'da değil, neredeyse bütün islamcılarda vardır. atatürk adını kullanmazlar çünkü atatürk onlar için dindarları asan baskıcı bir diktatördür. ancak gazi mustafa kemal ülkesi için kazım karabekir paşa gibi saltanatçı ve hilafetçilerle savaşmış bir komutandır.
bu nedenle atatürk demekten kaçınır, mecbur kalırlarsa gazi mustafa kemal ya da mustafa kemal ismiyle anmayı tercih ederler.
o yüzden normal durumdur.
ama istedikleri kadar anmaktan kaçınsınlar.
onun adı mustafa kemal atatürk'tür.
cumhuriyetten önce emperyalist dış düşmanlarla, cumhuriyetten sonra gerici iç düşmanlarla savaşmış muzaffer asker ve devlet adamıdır.
1938 türkiyesinin, 2017 türkiyesinden daha aydın, daha modern, daha vizyonlu olmasının sebebidir. 1938 yılında 2000 yılını yaşatan adamın karşısında, 2017 yılında 600 yılını yaşatan adam çıkarılmaz. çıkarılırsa böyle eğreti durur. kimse kusura bakmasın. -
38. akm'nin yıkılması
yanlış duymadıysam konuşmasında atatürk kültür merkezi dememek için kasıp da "taksim'deki opera binası" dedi. nasıl bir korku arkadaş, nasıl nefret, nasıl bir psikopatlık?
-
39. küfreden kadın
nazenin katir cilvesiyle erkeklerin gonlunu pek bir hos eden sozlukcu kadinin "ayy çok ayıp " tandansli ifadesinde reklam amacli kullanilmis baslik.
" bi siktir git " kusura bakma. malum turkcem yetersiz .... -
40. 12 haziran 2017 izmir depremi
depremin düşürdüğü: hepimiz gideriz, zeytin ağaçları kalır.
-
41. age of empires definitive edition
sözlükteki hem mal hem kolpacı güruhu ortaya dökmüştür. öncelikle bu aoe1 o en eski olan net cafelerde falan pek ünlü olmayan oyun. senin yenisi çıkıyor diye sevinir gibi yaptığın conquerorsun remakei zaten yapıldı bayağı da oldu haberin bile yok.
-
42. ışıklar içinde uyusun
dünyanın en samimiyetsiz ve anlamsız cümlesi.
öldükten sonra yaşam olduğuna inanmıyorsan ışığın ölüye faydası ne?
ayrıca inançsız biri olarak, vefat etmiş birine 'allah rahmet eylesin.' deyince birden müslüman olmuyorsunuz, rahat olun. -
43. karadenizlilerde damak tadı olmaması
böreğe makarnaya şeker, sütlaca tuz koyduğumuzu düşününce bi acaba dedim şimdi.
-
44. ben mali müşavirim kuzenim hakim
gebze-haydarpasa banliyösünde cereyan eden bir olayı aklıma getirdi gece gece bu hadise.
efendim zamanın birinde gebze-haydarpasa banliyösünde seyahat etmekte iken ön taraftan sesler yükseldi.
ellili yaşlarda bir amca bağıra bağıra " sen benim kim olduğumu biliyor musun laynn!" diyordu defalarca.buna karşılık kavga ettiği otuzlu yaşlarda ki abi
" o kadar mühim adamsan ne işin var lan banliyö treninde amk " diyerek noktayı koyuverdi.
kavga birden kesiliverdi. -
45. ingilizce öğretiyorum diye dilbilgisi öğretmek
maalesef ülkemizde ilkokuldan itibaren öğretilen ingilizce eğitimi tam bir saçmalık,
ulkemizde 7-8 sene boyunca haftada 4 saat ingilizce dersi gören bir öğrencinin ingilizce seviyesi ne yazik ki " are you kola" seviyesinde, bunun en büyük sebebi öğrencilerin kafasını dilbilgisi (gramer) ile doldurmaktir ,
hâlbuki grameri ezberletmek yerine gramer mantığını basite indirerek hiç konuşamayan bir bebeğe konuşma öğretir gibi diyalog öğretmek çok farklı sonuç verecektir.
ilkokul mezunu bir duvar ustası mahmut usta türkçe'de ki zarflari ,yüklemleri ,özneyi ,sifat tamlamasıni falan bilmez ama seninle iyi kötü derdini anlatır, konuşur.
işte sorun burada başlıyor, biz ingilizce eğitiminde bize lazım olan " diyaloğu" değil dilbilgisini öğreniyoruz , diyaloğunu ogrenmedigimiz dilin dilbilgisi bize hiç bir fayda saglamiyor,zaten zamanla o da unutuluyor.
abd'de doğan bir bebek, sadece 4 yıl içerisinde karşılıklı diyalog ile bizim 20 senelik ingilizce öğretmenini tokatlayacak seviyeye geliyor , ha bizim ingilizce öğretmeni gramer de o çocuğu geçer ama karşılıklı iki muhabbet edemeyip derdini anlatamadıktan sonra neye yarar gramer.
ben ingilizce dedim ama tüm diller için geçerli bu.
edit : bakın burada canlı örneği mevcut #68812224 -
46. golden state warriors
iddia edilenin aksine, türk pasaportlu bir oyuncuya, fb'nin euroleague şampiyonluğunda türk oyunculara verdiğinden daha fazla süre vererek nba şampiyonu olan takım.
-
47. 12 haziran 2017 izmir'de gökyüzünün kırmızı olması
bundan, hayvanlardan, gök cisimlerinden ya da herhangi başka bir şeyden deprem haberciliği yapmak bütünüyle sözde bilim. okuyanlar bunu bilsin de öyle okusun. sözde bilim'e inanmak suç değil, günah değil, ama bilim de değil. şunun altı çizilmiş olsun.
(bkz: pseudoscience) -
48. tesla motors
apple iphone 2 lansmanını yaptığı gün sony ericsson tr genel müdürü ile konuşmuştum. güldürmesinler bizi. onların aldığı global ön sipariş bizim yarım günlük sevyatımız demişti. şimdi buradaki yazarlar aynı hataya düşüyor. yok eski firmalarmış da bilmemne. yarışın dengesi kaydı. tesla bu trendle araba firmalarının alayını yutar ya da hepsine teknoloji sağlar bir hale gelir.
gelecek tesla. -
49. stephen curry
lebron james dünyanın en iyisi,
kevin durant finallerin mvp'si,
ama bu herif warriors'ın en önemlisi.
kanıtı da plus-minus.
basketbolu sadece topa bakarak izleyenleri de kestirmeden doğru yola getirecek bir istatistik bu. oyuncuların sahada ve kenarda oldukları sürelerdeki takım performansını karşılaştırıyor *
1) normal sezonda, curry oyundayken takımın net durumu: +1015. nba birincisi. en yakın rakibi +820. beş maç eksiğiyle lebron ise +483.
2) peki playofflarda? +245. yine nba birincisi ama sadece bu senenin değil, son 21 senenin en iyisi. zaten bu istatistik de 21 senedir tutuluyor.
* dikkatli olanlar diyecek ki, "takımım hep kazanıyorsa ve ben hep iyi oyuncularla aynı anda sahada oluyorsam, plus-minus'ım elbette yüksek olacak". doğru. işte o yüzden real plus minus var. özhakiki plus minus. kusurlu olsa da her oyuncunun etkisini eşit şartlarda, birim süre başına karşılaştırıyor. ve bence player efficiency rating'den daha uygun, çünkü mesela curry hiç sayı veya asist yapmasa bile, sırf sahada olduğu için savunmayı açıyorsa ve takım arkadaşlarını rahat ettiriyorsa, bunun etkisi ölçülebiliyor.
rpm'e bakarsak:
3) hücuma katkıda curry nba birincisi. her 100 hücumda, ortalama bir nba oyuncusuna kıyasla, takıma fazladan 7.11 sayı kazandırıyor. kıyas için şunu düşünün: ligin en yetenekli skoreri durant'ın ekstra katkısı 4.38.
4) toplam rpm'de (hücum artı savunma katkısı) lig birincisi lebron, curry de üçüncü. çünkü "zayıf" denilen savunması, aslında zayıf değil, hatta lig ortalamasının az üstünde.
5) hem rpm'i yüksek olup hem de çok süre alanların, galibiyetlerde payı daha fazla olacak (rpm wins). yani o performansı uzun süre sürdürebilmek önemli. bunda da yine lebron birinci, curry de ikinci.
özetle:
-"düşüşte" olduğu normal sezonda, 400 kişilik ligde hep ilk üçte.
-savunmanın ciddileştiği playofflarda, lebron'la beraber en tepede.
-kendisine özel savunma yapılan 5 final maçının 4'ünde gayet iyi. (yani rpm'i filan geç, çiğ istatistikleri dahi iyi, neredeyse triple double tutturacaktı).
***
1 sene önce buraya yazdığım gibi, durant'la beraber takır takır takım oyunu oynadı warriors. en iyi şutörlere sahip olmalarına rağmen üçlüğe bağlı kalmadılar (cavs, boston, houston daha çok üçlük atıyorlar). en iyi 10 iso oyuncusundan ikisine sahip olmalarına rağmen (curry bu istatistikte de lig dördüncüsü) ligin en az iso oynayan takımlarından oldular. onun yerine ligin en hızlı ve en paylaşımcı oyununu oynadılar (en yüksek asist yüzdesi). yetmedi, sözde "yumuşak" olmalarına rağmen en iyi savunmaya da sahip oldular. sonunda da tarihin en dominant sezonlarından birini yaşadılar.
lakin, 1 sene önce yazdığımın aksine, bunları yapmalarına rağmen curry'e edilen küfürler kesilmedi. bazı insanların "cehalet - kompleks" katsayıları hayalgücümüzün ötesinde. adamın 34 sayı attığı şampiyonluk gününde bile "balon" deniyor. allah şifa versin.
muhtemelen fiziği yüzünden kariyeri pek uzun olmayacak curry'nin. çabukluğu azalınca etkisini hızla yitirir, hem savunmada hem hücumda. ama şu anda bir yıldız değil, bir süperstar da değil, adeta bir süpernova gibi parlıyor. sahadaki artist tavırları da sahada kalıyor; röportajlarında ve özel hayatında tam bir sütoğlan, kimseye zararı yok. allah asıl ona şifa versin. -
50. hülya avşar'ın iftarda giydiği skandal kıyafet
en azından dik duruş göstermiş. aynı yemeğe katılanların 10'da 9'u yaz kış göt bacak açık gezerken rte yemeğine gidiyorum diye her yerini kapatmışlar. ikiyüzlülük ve omurgasızlık öyle oluyor demek ki.