öyle görünüyor ki "başkanlık seçim kampanyası"na başlamıştır.
son bir haftada yaratmaya çalıştığı imaj şu:
- avrupa birliğine ihtiyacımız yok. biz güçlüyüz, onların bize ihtiyacı var...neredeyse her gün ab hakkında konuşuyor, rest çekiyor, ülkenin güçlü olduğunu söylüyor.(güçlü lider imajı) avrupa avrupa duy sesimiz diye güruh için gerçek lider.
- ekonomiye yön veren imaj...bugün pek çok haber sitesinde aynen şu haber geçti: başbakan başkanlığındna toplan(a)mayan ekonomi koordinasyon kurulu bugün cumhurbaşkanı toplayacak. bu haberin birkaç dakika ardınan hemen ikinci habere eçildi, ekk toplantısnı duyan dolar düşüşe geçti. yarım kuruş düştü ve manşet haber oldu..sonra hepsi çekildi tabi. (başbakan yetersiz, ben ekonomiye el koyuyorum imajı)
- uzlaşmacı barışçı imaj...son bir haftadır (bir anda) gündem olan çocuk tecavüz yasası çok ses getirdi. itirazlar, ahlaksızlıklar falan filan havada uçuştu. beyimiz ne yaptı, uzlaşın dedi gündemden çıksın dedi, anında geri çekildi yasa tasarısı. bakan dakikalar içinde açıklama yapmak zorunda kaldı; konu kapanmıştır. (hepinizi kucaklıyorum imajı)
bunlar sadece son bir hafta içinde yaptıkları.
uzlaşmacı, ekonomiyi koordine eden, güçlü lider.
"ekk, denen kurul ne ara oluşturuldu, daha dün yoktu lan böyle bir şey, tcmb'nin eskiden topladığı ppk şambabası mıydı?" diyen yok.
"lan bu tecavüz yasası da bir anda nerden çıktı, koskoca ülkede 'mağduriyet' giderilecek başka yer mi kalmadı" diyen yok.
"ab ile zaten yıllardır kanlı bıçaklıyız, pazarlıklar dondurulalı yıllar oldu, açılan konu başlığı hiç yok. dondursan kaç yazar, rest çeksen kaç yazar" diyen yok.
"ülkenin en büyük şehrinin ikinci büyük havaalanı komple yabancıya satıldı, bu kadar stratejik bir şeyi nasıl olur da satarsın, hadi sattın kimse mi haber yapmaz, koskoca ekonomi kanalları, gazeteler, siteleri nasıl olur da haberini yapmaz" diyen yok.
başkanlık seçim kampanyamız başlamıştır. hayırlı olsun.
bob hite9 profili
-
recep tayyip erdoğan
-
nihat doğanın murat cüreklibatur'a veremediği ayar
"asla bir aptalla tartışmayın. sizi kendi seviyesine çeker ve sonra tecrübesiyle sizi yener." - mark twain
-
cahiliye döneminde kız çocuk doğum oranı
cahiliye dönemi çok enteresan bir dönem,
mesela sadece kız çocukları kesilip helva yapılmakla kalmazdı.
mesela cahiliye döneminde, mekke tüm arap yarımadasının büyük bir ticaret ve din merkezi idi
mekke'li kureyş aşiretinin taptıkları 3 puttan birinin adı "al-ilah" idi
arap kabileleri islamdan önce günde beş kez mekke'ye dönerek dua ederlerdi. evet günde beş kez.
kureyş aşireti muharrem ayının 10uncu gününde oruç tutardı (islamiyetten önce dememe gerek yok herhalde). evet oruç.
islam öncesi araplar mekke'ye (360 putla dolu olan kabe'ye) umreye gelirlerdi. evet umre.
zaten medineliler de bu umre ziyareti sırasında muhammed ile tanışmışlardır mesela, pek kimse bilmez işin bu yüzünü.
peygamberin babası olan (ve islam dininden çoook önce ölen) abdullah'ın kelime anlamı allah'ın kulu demektir...
cahiliye dönemi çok enteresan bir dönem,
ama evet kız çocukları kesilip helva yapılıp yeniliyordu,
öyle bilmek lazım.
zira yalana herkes inanmalı.
yoksa din nasıl yayılır ki??
cahiliye dönemi işte...? -
ismail saymaz
adam habertürk kanalında katıldığı programda konyada 45 çocuğun tecavüze uğraması ile ilgili herşeyi 7 dakikada özetlemiş.
bakanın duruşunu, valinin konumunu yaptıklarını, vakıfların kanuniliğini, yapılanları, iktidar koruyor diye yapılan istismarları (diğer istismarları), tecavüzleri, her çocuğun durumunu...herşeyi anlatmış.
kanun dışı olan en az 10 tane davranış, hareket saymış.
her biri büyük suç olan en az 10 tane hareket saymış dökmüş 7 dakika içinde...
milletvekillerinin tebrik kuyruğu dahil, insanı utandıran, izlerken insanın tüylerini diken diken eden en az 10 çeşit suç saydı adam
nefes almadan..
elindeki kağıtlardan örnekler verdi.. konuşmalar, birlikte çekilen fotoğraflar vs...hepsini gösterdi.
normal bir insanı ürperten, her bir cümlesi olay olan bu açıklamalar yapılırken, yandaş kanal ne yaptı peki,
o adamın o kadar konuşmasından, saydığı belgeli dökümanlı envai çeşit suç unsurundan, isim verdiği kişilerden hiçbirini görmedi ve şu cümleyi tırnakla çekip aldı ve saymaz'ın söylediği şu cümleyi ekrana altyazı olarak verdi ve videonun sonuna kadar ekranda tuttu.
'sayın bakan "incindim" demişse, bunun dikkate alınması gerekirdi"
olm yapacağınız işi sikeyim lan. bu kadar yalaka, bu kadar yandaş, bu kadar gazetecisizlik örneği bir kuzey kore'de kaldı bir de sizde.
*
enter tuşundan hemen sonra gelen edit. ya da dur dur, en azından sevinelim amk. yayını da kesebilirlerdi. en azından konuşmayı izleyebildik. -
karaman'da 45 erkek öğrenciye tecavüz
aynısı abd'de yaşandı,
üstelik 45 çocuk değil, binlerce...
dini alimler kendilerine emanet edilen çocuklara yaptılar bunları. anal ve oral yoldan defalarca. bir seks sırasında aklınıza gelebilecek herşeyi çocuklara yaptılar. (içine boşalma, ağzına boşalma, oral seks, sürtme, elleme, öpme okşama)
bu kadar iğrenç yazınca gözünüzde canlandı mı?
abd'de oldu bu.
kendilerine din alimleri denen kişiler, yani onların inancına göre "allah'ın yeryüzündeki temsilci"leri yaptı bu rezillikleri.
yani din ve istismar, din ve fuhuş tek bir dine özgü değil.
ama fark ne?
orda olay ortaya çıkınca, yer yerinden oynadı.
gazeteler günlerce bunu haber yaptı. herkesi ortaya çıkardılar. ve gündeme bomba gibi düştü bu olay.
etkisi aylarca, hatta yıllarca sürdü.
hatta bu gavur, bunun hakkında film bile yaptı
yetmedi o filmi o yılın en iyi filmi seçtiler.
cümle alem gördü, sadece abd değil artık tüm dünya da bıiliyor bunu...
(bkz: spotlight)
burda olunca noldu peki?
yayın yasağı geldi, hasır altı edildi.
üstelik bunu haber yapmaya çalışanlar ölümle tehdit edildi.
din bir garabet.
dini istismar etmek daha bi garabet.
dini istismar edenleri ortaya çıkarmaya çalışmak ise "ölüm tehdidi" bu ülkede..
istikrarcıların amk ben.
sinirlendim gene. -
recep tayyip erdoğan
içerde devam eden savaş ve komşularla zaten "full sorun" moduna çoktan girdik de...
son günlerde uluslararası ilişkilerde rekor üstüne rekor kırıyor.
sokağa çıkıp yerini sorsalar kimenin gösteremeyeceği, dünyanın öbür ucundaki bir ülkeden bize nota verdirtmeyi başardı
yetmedi, 28 üyesi olan ab'ye 3 milyar dolar resti çekti.
o da yetmedi, aynı anda hem abd ile hem de rusya ile kanlı bıçaklı olabilen tek ülke olduk. sanırım bu bir ilk.
daha ne kadar abartabilir derken az önce gördüğüm haber ile sarsılarak boşaldım.
adam birleşmiş milletlere de çatmış. "sen bizimle dalga mı geçiyorsun" demiş.
193 ülkeden üyesi olan bir organizasyona "ne işe yararsın" demiş.
cumhurbaşkanı.
acı olan, bu topraklar üzerinde çok değil 80 sene evvel "yurtta sulh cihanda sulh" sözleri yükseliyordu.
daha önce yazmıştım: #50245865
--- spoiler ---
game of thrones'un bir bölümünde esir jon snow, free folk'ların liderine bir soru sorar. "bu kadar başıboş insanı yıllardır nasıl oluyor da bir arada tutuyorsun", diye. mance rayder, ona döner ve o efsanevi cevabını verir:
i give them a common enemy.
--- spoiler ---
now we have a common enemy: the whole world. -
mehmet görmez'in change.org'da kampanya başlatması
--- spoiler ---
...önce bu kampanyayı başlatan diyanet işleri, altlarındaki benzinli motorinli araçları hybrid veya tüplülerle değiştirsin.
camilerin hava ve rüzgar akımlarını projelerde zorunlu hale getirsin ki klima kullanımını minimuma indirsin. detayları mimar sinan'dan öğrenebilirler.
yayınladıkları ilmihaller vb kılavuzlar için harcadıkları bütçeyi ve paralelinde kesilen ağaçların miktarını düşürsün.
kılavuzları elektronik ortamda yayınlasın.
diyanet memurları, ofis kapıları açıkken klima çalıştırmamaya ve klimaları akıllı/otomatik modda kullanacağına söz versin.
camilerde led aydınlatma kullansın.
--- spoiler --- -
az kişinin bildiği muhteşem web siteleri
http://www.sadecebelgesel.com/
türkçe dublaj, türkçe altyazı ne ararsan var.
cosmos'tan tut, muhteşem bbc belgesellerine ne ararsan var.
doğa, bilim, tarih, yerli-yabancı hangi tür ararsan var.
zaten biliyoruz lan bunu demeyin -
1 kasım 2015 seçim sandıklarının açılma hızı
seçimde oy ve ötesi gönüllüsü olarak üsküdar ilçesindeki evimin tam karşısındaki okulda görev yaptım. saat 18:30'da sayım bitti, tutanakları aldık, bina sorumlusuna verdim. daha diğer tutanaklar yazılıyordu. (çünkü karbon kağıdı yoktu, her tutanak örneği teker teker yazıldı). bakın daha yazılıyordu. sonuçlar torbaya konmadı. ilçe seçim kuruluna gitmedi...neyse, ben ıslak imzalı örneği aldım. bina sorumlusuna teslim ettim. yapacağım bir şey var mı dedim. hayır bina sorumluları (3 tane) ve 3 avukat biz burdayız, size iyi akşamlar dendi. iyi akşamlar deyip çıktım. yürüdüm. eve geldim. saat 7. bir de baktım istanbul'un yarısı sayılmış.
lan ben daha okuldan eve yürüyerek yeni gittim. o sırada, bina sorumlusunun elinde toplam 27 sandıktan sadece 3-5 tane sonuç belgesi vardı. hiçbir sonuç daha üsküdar ilçe seçim kuruluna bile gitmemişti. üstelik istanbulun göbeği burası. üstelik okulda sandıkları en hızlı sayan sınıf bizimkiydi...saydık bitti, daha sonuçlar okuldan çıkmadan eve geldim. istanbulun yarısı sayılmış.
yanlış okumadınız, yarısı sayılmış.
bir daha yazayım. yarısı sayılmış lan yarısı. hangi ara saydınız? hangi ara torbaları seçim kuruluna götürdünüz, hangi ara sisteme girdiniz??
hangi ara biz bu ultra süper hıza inandık? fıtrat mı lan yoksa bu da?
*
edit: clark sehir uyardı. t3 sisteminin önemi arttı. oraya dikkat etmek lazım.
edit2. https://t3.oyveotesi.org/