katılmadığım düşünce.
şöyle ki, işyerinde erkek bir mesai arkadaşıma sık sık iltifat edersem kısa süre sonra yanlış anlaşılmalara veya farklı bakışlara maruz kalacağımı biliyorum. çünkü alışık değiller. dilimin ucuna geliyor, susuyorum. kadınların erkeklere iltifat etmek isteyip de edememesi olarak değiştirebiliriz bence başlığı.
ha sevgilimdir, flörtümdür, yakın arkadaşımdır; zaten yere göğe sığdıramam. yüzüne karşı öveceğim, iltifat edeceğim samimiyette biri değilse ya da iltifat edecek bir şey bulamıyorsam zaten neden vakit geçireyim ki?
bi bitmediniz amk6 profili
-
kadınların erkeklere iltifat etmemesi
-
b ile başlayan en güzel şeyler
(bkz: boobs)
anket bitti beyler, dağılın. -
ehonomi çoğ eyinin ingilizcesi
(bkz: egonomy so good)
-
çocuk yapmak istemeyen kadın
mantıklı kadındır.
çocuk sahibi olmanın, genel kanının aksine, görünenden daha çok sorumluluk gerektirdiğini bilir. çünkü çocuk orada kıçını yırtarcasına ağlarken "moralim bozuk, senle yarım saat sonra ilgilensem olur mu?" diyemezsin.
mükemmeliyetçidir bir kere, bu durumun illa ki çocukları sevmemekle bir alakası yoktur. kendisi yemek yaparken, arkadaşıyla sohbet ederken çocuğunun sürekli televizyon karşısında tek hücreli bir canlıymışcasına hipnotize olmasını istemiyordur. çocukla sürekli ilgilenmek mümkün değildir ve buna rağmen hayatının, zamanının çok büyük bir kısmını ona "adamak" zorundadır. bunu göze alamaz mesela.
hayatının geri kalanını bir çocuğa hibe etmek ne kadar mantıklı? o çocuk evlense de, senden ayrı yaşasa da sorumluluk hayat boyu devam edecek ve çok ciddi bir şey bu. yeri gelecek maddi veya manevi gücün olmayacak, bu sorumluluğun altından kalkamayacaksın; için yanacak.
çocuk yapmak istemeyen kadın kesinlikle mantıklı bir kadındır. duygusunu, hormonunu, içgüdüsünü dinleyip bodoslama bir iş yapmaz. hatta bu denli enine boyuna düşündüğü için çocuk yapmak isteyen kadından daha sorumluluk sahibi bile olabilir. -
9gag'deki ülkelere göre bayanların fotoğrafları
ulan kiminin odası dağınık, kimininkinde etnik esintiler var, kimisi mayoyla poz vermiş vs. herkeste ilgi çekici, şahsına münhasır bir şeyler var kısacası. bizimki odasında tek başına halk oyunu oynayacak sanki. bu kadar kasıntı olacak ne vardı?
-
sevgiliden ayrılmanın en şerefsizce yolu
sabahleyin beraber mükellef bir sofrada mükemmel bir kahvaltı yapmış ve öpüşüp sarılarak ayrılmışsınızdır. aranızda hiçbir sorun yoktur. yarım saat sonra otobüsün hala gelmediğine dair mesaj atarsınız ve cevap gelmez. 2 gün boyunca sevgili kişisine hiçbir şekilde ulaşılamaz. cehennem azabı gibi geçen 2 günün sonunda telefonunuza "sil numaramı" diye bir mesaj gelir. işte bu kadar. 2 yıllık ilişkiniz haberiniz bile olmadan bitivermiş.
ister sayılsın, ister sövülsün; ortada bir iletişim var. aldatmak bile bir tepki yöntemi. tamam dünyanın en adi şeyi ama dövmek bile bir tepki yöntemi. ortada gerçekten hiçbir şey yokken, hiçbir şey söylemeden çekip gitmek dünyanın en şerefsizce ayrılma yöntemidir, travma sebebidir. o günden sonra arkadaşınıza, flörtünüze, hatta anne-babanıza bile hep "habersizce gidecek" gözüyle bakar; en haklı olduğunuz olayların altında bile didik didik kendinize dair bir kusur ararsınız. (bkz: kendimden biliyorum)
nolur, bakın rica ediyorum, ayrılacağınız kişiden ölümüne nefret ediyor olsanız bile bir vedayı çok görmeyin. kimsede kalıcı hasarlar bırakmayın.