vagabond shoes11
profili

  • 6 ekim 2021 covid vaka sayısının 30438 olması

    dün şehir hastanesi kafeteryasında oturuyorum, kasiyer, sarı bileklik takan beyefendi lütfen dışarı çıkar mısınız? dedi.
    meğer emmi temaslı olduğu için hastaneye gelmiş. pcr testi yaptırmış, kafeteryaya gelmiş oturmuş, çay içiyor amk.
    utanmadan bir de, ben covid değilim, çıkmayacağım diyor.
    neyse çıkardılar adamı ikna ederek.

    çomarizim sayesinde 300 bin olacak rakamlardır.

    ulan ben temaslı olsam evden çıkmam, kimseyle telefonda bile konuşmam, pezevenkteki genişliğe bak.

    bu olay mütemadiyen 5-6 sefer tekrarlandı.

  • vegan+yoga+astroloji+olumlama+instagram+organik

    allahını seven bu insandan uzak dursun.
    tam cemaatçi kafasında yaşıyor bunlar.
    nasıl bir tarikatsiniz amk?

  • çocukken alındığına en çok sevinilmiş şey

    bizim öyle pahalı oyuncaklarımız olmazdı.
    bir keresinde babam uzaktan kumandalı bir araç almıştı, acayip sevinmiştim, öyle böyle sevinmek değil ama dünyalar benim olmuştu.
    ama sevinç kısa sürdü, önce kumandayı sakladılar, sonra da arabayı.
    neymiş... bozarmışım.
    lan biz büyüdük kendimize araba aldık o araba hala durur ama kumandası kayıp olduğu için bir kez bile kullanılmamıştır.

    ulan baba yaaa. oyuncak bu be, tabii bozulacak, bırakaydın da bozaydık be.
    o araba orada bir kez bile kullanılmadan bozulmadan eskidi amk.

  • kocası elini tanımadı diye tepki gösteren gelin

    meme elletselermiş keşke, adam arada başka meme ellemiş olurdu.
    memeden kesin tanırdı.

  • burada yaşasam çok huzurlu olurum denilen yerler

    bir arkadaşım vardı. norveçli bir adamla evlendi norveçe gitti. birkaç sene sonra boşandılar.
    bu kız fiyordlardan birisinde 2 dekar, içinde ev olan bir ada satın aldı. yanlış hatırlamıyorsam 20 bin usd ödedi. evi restore etti, 2 köpeği ve teknesiyle o adada yaşıyor. kitap yazıyor. eski işi olan moda tasarımına o adasında devam ediyor.
    bu adalar suya atılmış ekmek parçaları gibiler, fiyordlarda onlarca ada var ve her küçük adada bir ev. arada teknelerine atlayıp misafirliğe falan gidiyorlarmış.

    hep öyle bir ada almak hayalim var.

  • yeni tanıştığı kişiye 1.4 milyon tl veren kadın

    serin hikaye anlatmış abla ama diğer ayaklarını eksik bırakmış.
    acaba o verdiklerinin karşılığında ne vaadler aldı?
    kimse kimseye durup dururken para vermez. hem de sürekli borcunu ödemeyen kişiye, rakamı sürekli arttırarak borç vermez.
    bu işte kandırıldım kısmı tamamen hikayedir.
    ablam sen hikayenin gerçek tarafını anlat da sen de ne kadar dolandırıcısın bilelim.

    çırak çıkmış kadının serin hikayesi.

  • mecliste 4 çeşit etli yemeğin 15 tl olması

    zenginler, pahalı yemekler yiyorlar ama fakirler gibi hesap ödüyorlar.
    biz fakirler de fakirler gibi yemek yiyip zenginler gibi hesap ödüyoruz.
    afiyet olsun seçilmiş elit.
    boğazınızda kalmaz bunlar biliyorum.

  • yargıtay'ın göz hakkı kararı

    adamlar tarlaya giriyor, olgun karpuz da seçemiyorlar ve deneme yanılma yoluyla karpuzları kırmaya başlıyorlar. 3-5 karpuzu kırıp, ehehehe bu olmuş amk dediklerinde çiftçi abimiz geliyor, jandarmayı çağırıyor, kırılan karpuzları tutanak altına alınıyor ve yargıtay sikerim göz hakkınızı diyor.

    bir tarlaya girip olmuş karpuz buluncaya kadar ürünleri kırıp, olmuşunu bulunca yemek şerefsizliktir.

    yargıtay bu itlere yargı dağıtmış.
    kimsenin tarlasına girip malına zarar vermeyin, yiyecekseniz, isteyin, kimse bir karpuz için vıdı vıdı etmez.

    ama yapılan yamyamlık ortada, sen adamın karpuzlarını kır, sonra göz hakkı de.

  • evlenecek erkek bulamamak

    hayatlarını lüks içerisinde yaşamalarını sağlayacak sponsor erkek aradıkları içindir.
    yoksa hayatı beraber omuzlayıp, yaşama beraber göğüs gerecekleri çok erkek var.
    lakin, ne gerek var hayat mücadelesine, hayat mücadelesini vermiş, kendi götünü rahat ettirecek erkek arar ve bulamazsınız tabi.
    babanız harici kimse sizin hayatınızın sponsoru olmak istemez.
    siz arayışlarınızdan sadece sponsor kısmını çıkarın evlenecek milyon tane adam bulursunuz.

  • türkiye'de rüşveti bitirmenin yolu

    90'lı yılların başı. bir iş başvurusu yaptım, kabul edildi. bodrum bitez yalısında bir otel inşaatında muhasebeci olarak çalışacağım. çok iyi de bir ücretle işe başladım. önce ankara ofisinde birkaç gün çalış sonra bodruma göndeririz dediler. birinci haftanın sonunda patron ofisine çağırdı gittim.

    -mesleği biliyorsun, şantiyemizin işlerini yürütecek kapasiten de var, senle üç bin liraya anlamışız ama biz sana 15 bin vereceğiz.
    + benim için bu ücret çok yüksek, ben bu ücreti hak edemem
    - biz bu ücreti sana hak ettiğin için değil bizden çalmaman için veriyoruz
    +çalacağımla ilgili bir şüpheniz varsa ben çalışmayım
    - hayır mesele senin çalman değil, sana gelip rüşvet teklif edecekler, sen de bu rüşvetler alıp şirkete gelir yazacaksın,
    + ama nasıl olur?
    - sen bana doğrudan rüşvet tekliflerini bana bildir, benim onayımla alımları gerçekleştir.

    nihayetinde bodruma gittim, işe başladım, çimento siloları alacağım, bir kaç tedarikçi çağırdım, hepsinde fiyatlar aynı, içlerinden bir tanesi yekten, çimentoyu bizden alırsan %10 sana veririm dedi. teklifleri topladım, patrona faksladım, sonra aramızda, şöyle bir görüşme daha geçti

    - fiyatlar normal vagabond, sen sana %10 teklif eden adamdan al çimentoyu, yalnız senin komisyonunu peşin iste.
    + tamam abi.

    çağırıdm rüşvet teklif eden adamı, aylık olarak miktarları belirledik, vadeyi belirledik, ilk ayın %10'nu peşin verin dedim, adam gitti bankadan parayı çekti getirdi.

    para da ciddi bir miktar para. aldım kasaya koydum. şantiyenin ihtiyaçları için harcandı hepsi. iş süresince de bu böyle oldu.
    dönüp baktığımda benim aldığım maaş, alabileceğim rüşvetlerin yanında kuş gibi kaldı.

    sözün özü, bu adam bana hayatımın en önemli derslerinden birisini verdi.
    insanlara çalmaya tenezzül etmeyecek, onurlarını para için satmayacak bir maaş vereceksin, vermezsen senden misliyle çalarlar. çünkü sistem herkesin birbirinden çalması üzerine kurulmuş. kimsenin hak ettiği ücreti almadığı böyle bir düzende, özel sektörde tedarikçiler, kamuda kamuya iş yapanlar bu boşluğu dolduruyorlar.
    kimse onurunu para için satmak istemez, lakin dönüp baktığınızda çalışanlara asgari şartlarda insan gibi yaşayacak ücret vermezseniz, kişinin vicdanını kandıracağı ve hırsızlık yapmaya teşvik edecek çok sağlam bir argüman verirsiniz.
    insanca yaşamak için çalmak/rüşvet almaktır bunun adı da.

    hukuki değildir ama kişi rüşveti ve hırsızlığı kendi vicdanında meşrulaştırır.

  • siha'ların savaş stratejilerinde çığır açması

    100 yıl sonra mustafa kemal atatürk'ün vizyonuna eriştiğimizi gösterir.

    (bkz: istikbal göklerdedir)