yarin yaparim10
profili

  • 7 temmuz 2020 gençlerbirliği fenerbahçe maçı

    haftada bir halı saha maçı yapıyoruz arkadaşlarla. genellikle 35 yaş üstü, orta seviyede becerikli adamlardan oluşan bir kadro, eğlencesine oynuyoruz.

    yaşı bizden daha genç, çok becerikli bir genç var, sahada parlıyor her maçımızda. haftada 3-4 maç falan yapıyor. maç sonu sohbetlerinde hep perşembe akşamları yaptığı maçları anlatıyor. orada ortalama bir oyuncu olduğundan, herkesin acayip yetenekli olduğundan bahsediyor.

    bir perşembe akşamı evde otururken aradı beni genç arkadaş:
    - abi son anda satan oldu, maça gelir misin?
    - gelirim de sahada sırıtmayalım olm, herkes çok iyiymiş baksana.
    - yok be abi, gel defansta takılırsın.

    neyse gittik maça, maç öncesi saha boş, ısınmaya çıktık.

    ben böyle bir şey görmedim.

    vuran doksana vuruyor, kaleciler doksandan çıkarıyor. topu aut çizgisinin bir metre dışına koyup gol atanlar mı dersin, havaya diktiği topu götüyle tutanlar mı. bizim ilah gibi baktığımız yetenekli genç, sabri'den hallice gözüküyor aralarında. ben izledikçe ezilip büzülüyorum, bu maç bitmez diyorum

    neyse, maç başlıyor, ben defanstayım. ama bırak adamları tutmayı, gözümle takip bile edemiyorum. lan biz nereye düştük diyene kadar 2 gol yediriyorum. allahtan hepsi efendi çocuklar, abi sen ön tarafa geç, biz defansta oynarız diyorlar, maçın kalanında forvet arkası oynuyorum.

    maçın sonuna kadar bildiğimi de unutuyorum. topa vururken ayaklarım dolanıyor, 2 metre öteye pas atamıyorum, 4 metreden gelen topa kafa vurmaya falan çalışıyorum. boş kaleye topu taça falan atıorum. allahtan efendi çocuklar demiş miydim, götleriyle gülmüyorlar.

    hikaye tanıdık geldi mi?

    işte jailson bugün böyle oynuyor.

  • kız arkadaşın oral seks yapmaması

    (bkz: oralı olmamak)

  • 30 yaşında arabası olmayan erkek

    30 yaşındaki arabanın çok problem çıkaracağını bildiği için satıp yenisini almıştır.

  • taksiciye saldıran dolmuş şoförü

    (bkz: alien vs. predator)

  • türk fındığının en tehlikeli gıda olması

    adamlar aflatoksin demiş, biri gelmiş radyasyon diyor, diğeri siyanür diyor, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak tam olarak bu işte.

    aflatoksin denilen şey küflerin ürettiği bir madde. bazı türlerinin son derece kanserojen olduğu tüm dünya tarafından kabul ediliyor. miktarının yüksek olması depolama hijyeninin kötü olmasına bağlı. depolama şartlarını nasıl iyileştiririz diyeceğimize büyük resmi gören dayılar gibi muhabbet etmeyi gerçekten anlamıyorum.

  • gel artık amın oğlu'nun isveççesi

    (bkz: ikea)

  • sözlükçülerin nick'leriyle anlatmak istedikleri

    amaan, kim anlatacak şimdi.

  • kareem abdul jabbar

    bunu boşverin, asıl le-bron james diye bir adam keşfettim, süper.

  • öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    sütü, bizim bildiğimiz anlamda yoğurt yapan şeylerin lactobacillus bulgaricus ve streptococcus thermophilus isimli iki bakteri olduğu. yani, karınca yumurtasının içindeki asidik maddeler fermente falan olmaz, fermentasyon için bakterilerin varlığı şarttır. haa, bu bakteriler toprak kökenli olduğu için bu yumurtalarda bulunur büyük ihtimalle, ama yanlarında da bir sürü farklı bakteri de vardır. evde yaptığınız yoğurtta da bu ikisinin dışında başka bakteriler de vardır, bu da ev yoğurdunun tadının endüstriyel yoğurttan farklı olmasının temel sebebidir. çünkü bu ekstra bakteriler, ürettiği yan ürünlerle (esasında bir nevi dışkılarıyla) ev yoğurduna farklı tat ve aroma sağlarlar, ama kontrolsüz oldukları için yüksek ihtimalle erken bozulmaya neden olurlar.
    yoğurdun yoğunluk seviyesiyle anlatılmak istenen katı madde miktarının serbest bırakılmasının temel amacı, üreticilerin yasadaki gereğinden fazla yüksek limite ulaşmak için süt tozu kullanmaya itilmesiydi. endüstriyel yoğurtlar, her zaman ev yoğurtlarından daha yoğun olmuştur. bu limitin serbest bırakılması, endüstriyel yoğurtların en azından kıvam olarak ev yoğurtlarına yaklaşması ve süt tozu kullanımını düşüreceği düşünülünce, tüketici açısından faydalıdır.
    yoğurt, prebiyotiklerden arındırılamaz. prebiyotik maddeler, probiyotiklerle karıştırılır hep. probiyotik, kaba tabirle yararlı mikroorganizmadır, bağırsağınıza yerleşerek faydalı maddeler sentezler ve zararlı mikroorganizmaların oraya yerleşerek sizi hasta etmesini zorlaştırır. prebiyotikler ise, bu bakterilerin gelişimini hızlandıracak besin öğeleridir, genelde polisakkarit yani kompleks şeker yapısındadır, bir nevi yararlı bakteri mamalarıdır. sütten, prebiyotik maddeleri ayırmak inanılmaz pahalı bir süreçtir, hiçbir amacı da olamaz, bu yüzden hiçbir manyak firma böyle bir şey yapmaz.

    ufku aydınlatan bilgiye gelince: 0 bazen 0,001'den büyüktür. bir konuda 0 bilgiye sahip insan o konuda konuşmaz, ama 0,001'e sahip insan bir şey bildiğini zanneder, asıl tehlikeli olan da budur.

  • 10 ağustos 2015 zekeriya öz'ün yurt dışına kaçması