Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. sırp akademisyene tokat gibi şehit cevabı

    ve sonra salona mehter takımı giriyor, söz alamayan adam dombıra söyleyerek sahneye çıkıyor. akademisyen kadın kelime-i şaadet getiriyor ve müslüman oluyor. herkes ağlamaya başlıyor.

  • 2. benim amacım şehit olmaktır

    100 korumayla mı? diye sorarlar adama.

    çelişki kokan beyan.

  • 3. erdoğan'ın anlattığı hırsız fıkrası

  • 4. ülkemizdeki tatil bölgelerine pasaportla girilmesi

    utanmadan "bizim yaptığımız konsept hiçbir yerde yok." açıklaması yapılan uygulama.

    bir düşün niye yok acaba...

  • 5. böceğe su içiren türk askeri

  • 6. bunlar aile nedir bilmez evlat nedir bilmez

    rte'nin bahçeli'ye bugün sarf ettiği beyanat.

    yazıklar olsun!

    bence bahçeli rte'nin evlatlı durumuna bakarak şükür bile ediyordur..

    (bkz: hayırlı evlat)

  • 7. silvan'da özel harekatçıların videosu

    bir ateist olarak beni hiç rahatsız etmedi.

    nasıl motive oluyorlarsa olabilirler.

    kellelerini ortaya koyup bu bayrağı savunan onlar birkaç zibidinin beğenmesine ihtiyaçları yok.

    helal olsun koçlara diyebiliyorum sadece.

    oraları bıraktıysa devlet söyleyecek birşey yok. bırakmadıysa da ne gerekiyorsa onu yapıyorlar.

    edit: hayatında kavgaya bile girmemiş adamlar tarafından eleştirilmelerini normal karşılamalı. devletin mermisini havaya sıkıyorlarmış falan.

    adamlar güç gösterisi yapıyor orada. burada devlet var ve silahla bu toprakları koparmaya çalışanlara silahın alası biz de var demeye getiriyor. ne yapacaklardı aman vatandaşı rahatsız etmeyelim mi diyeceklerdi.

  • 8. ingiltere başbakanının ekonomi sınıfında uçması

    biz diyanet işleri başkanına uçak alıp almamayı tartışırken; ekonomisi türkiye'nin 2 katı olan ingiltere'nin başbakanı, seyahatlerini ekonomi sınıfında yapıyormuş.

    elin gavuru bizim hırsızlardan on kat daha müslüman lan.

    --- spoiler ---

    ingiltere başbakanı david cameron, portekiz’de ailesiyle yaptığı tatil sonrası ülkesine dönerken uçakta ‘ekonomi sınıfı’nda görüntülendi.

    http://www.sozcu.com.tr/…-ikinci-sinif-uctu-913299/

    --- spoiler ---

  • 9. 19 ağustos 2015 e. ülker tarhan'ın chp yorumu

    sormak lazım kendisi chp'deyken ne kadar çalışmış ve neler yapmış. bildiğim kadarıyla yüce divan oylamasına bile "kendimi iyi hissetmiyorum" diye gitmemişti.

    boş işler peşindeki bir kadının attığı tweet'tir.

  • 10. 19 ağustos 2015 pkk'nın siirt'te mayınlı saldırısı

    dolar 3 liraya dayanmış, hergün şehit veriyoruz, istanbul'un göbeğinde dolmabahçe'de silahlı saldırı oluyor ama adam hala muhtarlara maval okuyor. ya sabır

  • 11. şehit tabutuna yaslanarak konuşma yapan kişi

    orospu cocugudur.

  • 12. sarayın yolunu bilmeyenle kaybedecek zamanımız yok

    aynı tribi anneannem, hoşgeldiniz ziyaretine gelmeyen komşularına atmıştı.
    en azından bizimki ülke yönetmiyor.

  • 13. 19 ağustos 2015 tarihli yılmaz özdil yazısı

    şu linkte görülendir.

    --- spoiler ---

    sağlık bakanı mehmet müezzinoğlu, “cumhurbaşkanı yerine başkan seçmiş olsaydık, türkiye bugünkü kaosu yaşamazdı” demiş.

    *

    demek ki neymiş?
    rejim yanlışmış.

    *

    mevcut rejimi beğenmeyen bu arkadaş… yunan vatandaşıydı.

    *

    gümülcine’de doğmuştu, tahsil yapmak için rejimini beğenmediği türkiye cumhuriyeti’ne geldi. “medrese”den tasdikname getirmişti, bu belgeyle herhangi bir okula kaydolabilmesi mümkün değildi. buna rağmen, rejimini beğenmediği türkiye cumhuriyeti, ona yardımcı oldu, “misafir öğrenci” statüsüyle, imam hatip lisesine kaydedildi.

    *

    liseyi bitirince, anca, atatürk üniversitesi ziraat fakültesi zooloji bölümünü kazanabildi. gel gör ki… rejimini beğenmediği türkiye cumhuriyeti, onun gibilere büyük bir imkan sağladı. “yabancı uyruklular sınavı”na girdi, hampadan, istanbul üniversitesi cerrahpaşa tıp fakültesi’ne yazıldı. rejimini beğenmediği türkiye cumhuriyeti, özbeöz türkiye doğumlulara haksız rekabet yaratıp, yabancı uyruklulara bu avantajı sağlamasaydı, cerrahpaşa’yı rüyasında bile göremezdi. rejimini beğenmediği türkiye cumhuriyeti, onu hekim yaptı.

    *

    diplomayı kaptı, koşa koşa yunanistan’a döndü. koşa koşa döndü ama… yunanistan, bunu insan yerine bile koymadı, hekim olarak çalışmasına izin vermedi. hadi bakalım, gene istikamet değiştirdi, sınırdan gizlice geçti, rejimini beğenmediği türkiye cumhuriyeti’ne kaçtı.

    *

    yunanistan bunu zart diye vatandaşlıktan attı. haymatlos oldu. vatansız yani… vatansız kaldı. rejimini beğenmediği türkiye cumhuriyeti, ona vatan verdi, türkiye cumhuriyeti nüfus cüzdanı verdi. rejimini beğenmediği türkiye cumhuriyeti’nin vatandaşı oldu.

    *

    soyadı bile yoktu. yunanistan’dan geldiğinde sadece mehmet’ti. imam hatipe kaydolurken baba adı sorulmuş, ali cevabını verince, mehmet alioğlu diye yazılmıştı. 1986’da rejimini beğenmediği türkiye cumhuriyeti’nin nüfus cüzdanını alırken, hayatında ilk kez, 31 yaşındayken, gerçek manada soyadı sahibi olabildi. bugün eğer çocuklarına, torunlarına, gururla soyadını verebiliyorsa, rejimini beğenmediği türkiye cumhuriyeti sayesinde verebiliyor.

    *

    rejimini beğenmediği türkiye cumhuriyeti’nde… birey oldu. hastane sahibi oldu. milletvekili oldu. bakan oldu.

    *

    vatandaşlıktan atıldığı yunanistan’a, rejimini beğenmediği türkiye cumhuriyeti’nin pasaportuyla gidebildi. bir daha adım atamadığı doğduğu topraklarda, baba ocağındaki camide, rejimini beğenmediği türkiye cumhuriyeti’nin pasaportu sayesinde cuma namazı kılabildi.

    *

    hayatı boyunca ne kazandıysa, rejimini beğenmediği türkiye cumhuriyeti sayesinde kazandı. ama… bakanlık koltuğuna oturur oturmaz, bismillah ilk iş, bakanlığındaki tc ibaresini kaldırttı.

    *

    türkiye cumhuriyeti’nin beğenmediği rejiminden faydalanarak tbmm’ye girdi, o tbmm’nin seçtiği cumhurbaşkanlarına “saksı” dedi.

    *

    şimdi de akıl öğretiyor. mevcudiyetini borçlu olduğu türkiye cumhuriyeti’nin mevcut rejiminin yanlış olduğunu söylüyor.

    *

    e, insan hakikaten merak ediyor… nasıl oluyor da, bunların alayının ortak özelliği “nankör”lük oluyor!
    --- spoiler ---

  • 14. real madrid'in galatasaray'a özel davet yollaması

    avrupa'nın en büyük kulüplerinden birisinin, avrupa'nın orta üst sınıf takımlarından birisine yaptığı davettir. bu iki takım zamanında şampiyonlar liginde pek çok kez karşılaşmış, iki takım da zamanında birbirini yenebilme başarısını göstermiştir. bu karşılaşmalardan en başarılı çıkan taraf real madrid olsa da, dostluk baki kalmıştır. mesela 2 sene önce galatasaray'a 6 gol atan real madrid, bugün 6alatasaray diye ağlamıyor. neden? çünkü real madrid aldığı skorlarla değil, kazandığı kupalarla övünüyor. ya da galatasaray 2001'de real madrid'i 3-2 yendiği maç için günümüzde hala övünmüyor. çünkü o bir skordu. büyük takımların skorlarla işi olmaz. kupalarla işi olur. skorla dalga geçmek küçük, ezik ve emek hırsızı takımların işidir.

  • 15. 19 ağustos 2015 pkk kamplarına hava operasyonu

    "30 yıldır silah kullanarak bitirilemeyen ama çözüm sürecinde görecede olsa barış atmosferinin yakalandığı da ortada iken, yeniden silaha sarılmak kime ne kazandıracaktır ?"

    öyle küfürler ederim ki 7. nesil doğmamış evladın bile nasibini alır!

    ulan terörist heryerde terörist, birisi de demiyor ki "kabul, orospu çocuğuyuz ve geri adım da atmıyoruz."

    tanım: sürekliliği devam etmesi gereken, en baştan hiç ara verilmemiş olması dilenen operasyonlar bütünüdür.

  • 16. erdoğan'ın chp'ye görev vermeyeceğim açıklaması

    vermicem vermicem
    benim değil mi vermiycem
    kuruyup gitse de vermiycem
    inat değil mi vermiycem
    ıhh ıhh vermiycem

  • 17. pkk'ya karşı sniper timlerinin kurulması

  • 18. oğlumun yolsuzluğu varsa yargı hesabını sorar

    tayyip erdoğan'ın yaran açıklaması. ahaha.

    hangi yargı hesabını soracak tayyip bey? 17 aralık operasyonunu yaptığı için meslekten atıp tutukladığınız savcılar-hakimler mi? yoksa tutuklanmamak için yurtdışına kaçan yargı mensupları mı?

    --- spoiler ---

    tayyip erdoğan: siyaset işi gücü bırakıp recep tayyip erdoğan’ın şahsıyla ailesiyle uğraşmak değildir. kalkıp benim evladıma, ismiyle “bilal’i ver iktidarı al” bu ne biçim yaklaşımdır ya. eğer benim oğlumun yaptığı bir yanlış varsa, yaptığı bir yolsuzluk varsa buna hesabı soracak olan yargıdır. sen kimsin? benim evladımla ilgili iktidar bağlantısını nasıl kurarsın. nasıl böyle bir hakareti yaparsın? ama evladı olmayanların böyle bir saygısızlığı yapmasından daha doğal bir şey olmaz.

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/29851530.asp

    --- spoiler ---

  • 19. dindar insanlardan zarar gelmez

  • 20. yere batsın senin sarayın

    haluk koç'un gündeme düşen sözü.

    arkadaş ülke yangın yeri, hükümet kurulamamış. hala yok sarayın adresini bilmezler, yok onun ailesi yok.

    abi siz napıyorsunuz ya harbiden? nerde yaşıyorsunuz? derdiniz ne gerçekten?

    "bugün türkiye'nin derdi ne cumhurbaşkanının dertleridir ne oturduğu sarayın gündemidir. bugün türkiye'nin derdi ateş düşen ocaklar, şehit olan gencecik fidanlarımızdır. türkiye ateş çemberine döndü dedim. 13 yıldır yönetenler hiç sorumlulukları yokmuş gibi, gündemlerini saray'a kilitlemişler. yok saray'ın adresini biliyormuş. yere batsın senin saray'ın."

  • 21. ateizmin bir hastalık olması

    kesinlikle katıldığım önerme.

    bu ateistler ırak şam ateist devleti adında örgüt kurup kendileri gibi ateist olmayan herkesin kafasını kesen, kadın ve çocuklara tecavüz edip seks kölesi olarak satan, köle pazarları kuran hastalıklı insanlar.

    öyle ki asgari ücretin net 1000 lira bile olmadığı laik demokratik sosyal hukuk devletinde ateizmden sorumlu ateizm işleri başkanı5,7 milyar tl'li bütçeyi yılın ilk yarısında yiyip bitiriyor. üstüne 1 ilyon tl'lik zırhlı süper lüks arabalar biniyor.

    haram yemek, zina, cinayet, tecavüz, kölecilik, hırsızlık, kul hakkı yeme... her şey bu hastalıklı ateistlerde.

    iyi ki diğer dinler var... dinimiz amin.

  • 22. 19 ağustos 2015 izmir'de katliam gibi kaza

    fazla fıstık kamyonu olan varsa göndersin bişey denicez..

  • 23. silah almak isteyenlere tavsiyeler

    (bkz: silahlanmaya ihtiyacımız var)

    en güvenli veya modern ülkelerde bile insanlar kendilerini, çocuklarını korumak için evlerinde silah bulunduruyorlar. türkiye gibi bir ülkede yaşıyoruz, taşıma için olmasa bile insanın evinde silah bulundurmaya ihtiyacı var diye düşünüyorum.

    yarın öbür gün benim evime hırsız girdiğinde, ya da herhangi bir iç savaşta, ailemi kardeşimi koruyabilmek için suprise motherfucker diyebilmeliyim. sonuçta böyle bir durum başa gelme olasılığı diğer insanlara göre çok az bir ihtimal gibi gözükse de başa geldiğinde cinangir hümanisti korumaya gelmeyecek.

  • 24. 19 ağustos 2015 beşiktaş'ta patlama

    -istanbulun göbeğinde
    -nöbet kulubesine saldırı
    -ölen yaralanan yok
    -2 sokak ötede pat diye yakalanmışlar
    bu 4 bilgiye dayanarak dhkp-csaldırısı.
    şu örgütün mantığı ne amacı ne yıllardır çözemedim. ne zaman pkk cortlasa ben de terör örgütüyüm, saksı değilm ben diyerek bir şeyler yapmaya çalışıyorlar

  • 25. fethullah gülen cemaati

    haram lokma yemedik deyip sürüyle kamu kurumunda (özellikle silahlı kuvvetler, emniyet teşkilatı) adam kayıran cemaat. işi ehline veriniz'den haberleri yokmuş gibi davranırlar. hizmet adı altında torpilin babasını yaparlar. elde ettikleri yerlerde de tonla hainlik yaparlar. akp muhalifi diye millet ses çıkarmak istemiyor ama bu oluşum ülkenin görüp görebileceği en tehlikeli örgütlenmelerinden biridir.

  • 26. behzat ç.

    emrah serbes bu gün kanaltürk'teki programda 4.sezonun ilk bölümünün senaryosunun hazır olduğunu ve yürekli bir medya patronu çıkarsa kanalında eski ekiple behzat ç.'nin devam edebileceğini söyledi.

    lan, lan, efsane devam edecek gibi, olur mu olur.

  • 27. michael sikkofield

    bu son ateist-ahlak-çıkar yazısına gelen ve beğenilen eleştirileri ben beğenmedim, daha iyisini yapacağım.

    [sadece benim aklıma gelmiş özel bir şey yok, bu tartışmalar eski zaten. ve bir yazının cehalet x mantık hatası x özgüven katsayısı ne kadar yüksekse, düzgün eleştiri yapabilecek insanlar o derece beziyorlar, o yüzden yazmamaları varolmadıkları manasına gelmiyor]

    iyilik ve çıkar arasındaki ilişki zengin bir konu, "is there a truly selfless act" diye aratın (eğer ingilizce bilmiyorsanız önce şuradan başlayın, 5 dakkada mülakat yapacak seviyeye geleceksiniz). teoride her iyiliğin kaynağını bir çıkar denklemine oturtmak mümkün. saf altruism diye bir şey yok. dolayısıyla "iyilik yapan ateistler de eleştirdikleri dindarlar kadar çıkarcılar" denilmesi doğal. doğal ve hatalı:

    1) ilkin bu mücadele ateizm ve islam arasında değil. ödül-cezaya dayalı bi ahiret inancına sahip olan inanışlarla diğer tüm inançlar-felsefeler arasında bir fark.

    2) saf altruism yok diye, her şey aynı oranda bencilce ve çıkarcı demek değil. dünyada kusursuz bir daire yok ama elipsin kareden daha yuvarlak olduğunu biliyoruz.

    3) bu mantığın konuya uyarlanmış versiyonu şu: neden-sonuç ilişkisi kurmak, indirgemecilik hakkı vermez.

    mesela vicdanın kaynağını evrimsel süreçte görenler, bir iyilik yaptıklarında "ben bir primatım, bu toplum da benim sürüm, iyilik yapayım ki benim sürüm diğer sürüleri yensin ve benim genlerim yayılsın" diye düşünmüyorlar. çünkü arada onbinlerce yıllık soyutlama var, bu temel üstüne çıkılan bir gökdelenin teras katındayız bugün. altımızda insan hakları beyannameleriyle anayasalar var, biraz daha eğilince seküler hümanizm ilkeleri ve empati görünüyor, ve ötesi bilincimize yansımıyor bile. gökdelen temelsiz duramaz ama temele indirgenemez de.

    4) oysa ahiret inancı, çıkarcı temelin üstüne dikilen tek katlı bir gecekondu gibi:

    niye hırsızlık yapmıyorsun? abi günah.
    niye hayvana su veriyorsun? sevaptır.
    gelir adaletsizliğine karşı ne yapalım? zekat verin, dinin şartı.

    tabii ki bu insanlar da empati hissediyorlar, aynı medeniyetin ürünleri, uzaydan gelmediler sonuçta. ama yüzeye ilk çıkan şeyler, travma yaratmış etmenler doğal olarak. gökdelenin terasındalar herkes gibi ama gecekonduyu övüyorlar..

    niye? zaten günlük hayatı ödül ve cezalarla dolu bir çocuğa diyoruz ki: "bu elma şekerinin ve bu meşe odununun bir milyon kat daha büyük olduğunu hayal et. ikisinden birini seçeceksin. c şıkkı yok, çalışmadığım yerden çıktı örtmenim yok, illa ki seçeceksin. bunu reddedenler meşe odununu seçmiş oluyorlar bilmeseler bile. ve seçiminden sonsuza kadar kurtulamayacaksın, pişmanlıkların fayda etmeyecek. işte bu yüzden şimdilik benim dediğimi yap. sözümü dinlemeyecek yaşa geldiğinde de zaten çoktan benim gibi biri olmuş olacak, inançlarımı aynen taşıyacak, çocuklarına da bunları öğreteceksin".

    ve bunu her allahın günü diyoruz. konya'da da doğsan, stockholm'de de doğsan, hristiyan kültürü seni buna maruz bırakıyor. insan bu eğitimle ödül-cezanın kitaplarda anlatılan felsefesine bile odaklanmakta zorluk çeker, ödül-cezanın kendisi en büyük yeri kaplar akıllarda ve kalplerde. bir şeyin şiddetini ve süresini sonsuzla çarparsan, başka ne olmasını bekleyebilirsin ki?

    5) [ekleme: konu bu değil ama yukardaki metaforları anlamayan olursa düz türkçe bir uyarı: insanların ahlakından ziyade inançların ahlakını kıyaslıyorum. derdim, ateistlerin daha ahlaklı davrandıklarını göstermek değil. aksine, bence insanların çoğunluğu az çok aynı ahlaki kriterlere göre davranıyorlar. bu standartların çoğu modern dünyanın ürünü, fakat temelde yatan empati-adalet ikilisinin kaynağı evrimsel. yalnız yaşayan avlanan için empati bir yükken, uyumlu çalışması gereken sosyal primatlar içinse avantaj. dinler geçerli kalmak uğruna hem modern ahlaki standartları geriye dönük biçimde içselleştirmeye çalışıyorlar (revizyonizm), hem de ahlak kalesini de kaptırmamak için insanı özel bir yerde tutmaya devam ederek evrimsel açıklamalara karşı koyuyorlar]

    666) ahlakı çıkarcılığa indirgemek mantıklı olsaydı bile, sikko gibiler yine hatalı. dediğim gibi dindar insanda da empati var, anayasal bir bilinç var, toplum huzuru anlayışı var. temelinde bencilliğin yattığı bir sürü soyut kavram. o nedenle, empati duymak çıkarcılıktan ise, bu herkesin asgari çıkarcılığını aynı oranda arttırır. katlı gökdelen çöker ama gecekondu da kot 5'e iner, gökdelenin manzarası halen daha iyidir. (elipsim biraz daha yamulur ama kare de dolardaki gözlü piramite dönüşür, daireyi daha az andırır)

    ***

    7) tabii bunlar, her halükarda, "çorba yardımı yapan ateistler adına utanılmasını" veya onları samimiyetsizlikle suçlayabilmeyi açıklayamazdı.

    türk ateistlerinden (hepsi mi?) yurtdışındakiler gibi (hangileri?) nüanslı, profesyonel eylemlerde bulunmalarını alaylı biçimde istemek çok fantastik, sanki türk dindarı nüanslıymış, sanki okumuşu da milletin 100 sene önce bitirdiği bu konuları daha yeni keşfetmiyormuş gibi.

    millet ateist-satanist farkını bilmiyor, alevilik bile ikircikli, %99'u aynı olan hristiyanlığa dönmeyi sindiremiyor insanlar. herhangi bir çakal grubunun linç ekibine dönüşmesi, evrende bilinen en hızlı kimyasal reaksiyon. bu şartlarda ateistlerin dernekleri ve web sayfalarının olması bile bence aceleci bir adım, bana kalsa bunun yolunu yapmak için önce bi 40-50 sene boyunca kızıl haç kılığında çorba dağıtırdım, baktım durum iyi, bir gece ansızın tabelayı değiştirip bozuntuya vermezd.... lan belki de bunlar da öyle yaptılar.

  • 28. beymen'de 12595 tl'ye satılan ayakkabı

    la bunu alacağıma 5750 lira'dan ikş tane tofaş şahin alırım, birini bir ayağıma öbürünü de diğer ayağıma giyerim akarım ortamlara amk. 1095 lira'da cebime kalır arabaların tüpünü aylarca doldururum amk. bekle beni sahil şeridi. eved.

  • 29. kadir mısıroğlu

    mesele azılı atatürk düşmanı, devlet düşmanı ya da birşeyin düşmanı olması değil, yalan konuşmasıdır. bunu da pervasızca ve kocakarı dedikodusu yapar gibi yapmasıdır. bunları yaptığı bilindiği halde insanların a dedikleri bizim düşündüklerimize, inandıklarımıza, inandırıldıklarımıza yakın diye ona tarihçi diyebilmesidir.

    atatürk'ün en azılı muhalifi olabilir, ama adam gibi bir adam olur, doğru düzgün belgelerle gelir ve tartışılır. onun bulunduğu nokta ise tartışmanın ve aynı masada oturmanın çok uzağında. böyle bir tartışmayı izlerim, izlemekten gocunmam, hiçbir şekilde böyle bir tartışmaya taraflı da yaklaşmam.

    sen, çok sevdiğin osmanlı'nın son derece başarıı bir kurmay subayının, bir paşasın ailesine temelsiz iftiralar atarsan, en başta öyle bir kişiyi subay yapan osmanlı'ya hakaret edersin. aktrollüğün üst mertebesindeki bir delinin yeri cumhurbaşkanının masası olmamalıdır.

  • 30. aksozluk.com

    içinde müthiş entariler bulunduran sözlüktür.

    başlık: konum olarak kimin yerinde olmak isterdiniz?

    entari: bill gates...

    entari 2: bill gates musluman degil yalniz, cehenneme gidecek.

    entari3 : hakan fidan

    (bkz: oh yeah baby)

  • 31. 18 ağustos 2015 real madrid galatasaray maçı

    ben fenerbahçeliyim. galatasaray'ı da çok başarısız bulurdum bu sezon. ama dün akşam adamlar şiir gibi top oynadı arkadaş, kabul edelim. o kadar pres yapan bir takıma ancak böyle paslı oynayarak nefes alabilirsiniz. galatasaray da bunu çok güzel başardı.

    hiç öyle real madrid maça asılmadı demeyin. adamlar hayvanlar gibi bastırdı. çok kaçırdılar o ayrı. dün ben gurur duydum. umarım şampiyonlar liginde de böyle oynayıp ülkemizi temsil etsinler.

    not : fb'nin real madrid'le oynamaması geyiğinden kasıt. yıllardır real gibi takımlarla maç yapmamamızdan kaynaklı arkadaşlar. burda edilen laf sadece realle değil, avrupanın büyük kulüpleriyle maç yapmayan bir fenerbahçe'ye ki haklılar. eğri oturup doğru konuşmak lazım.

  • 32. kayınvalideye anne demek

    hakkında çılgınca zorlananlar için 2 önerim var:

    1-) hemen bir tane doğurup kayınvalidenize o mükemmel sıfatla hitap etmeye başlayın: "babaannesi". düzgün söylendiğinde khaleesi gibi bir tınısı olduğunu da fark edeceksiniz. harika!

    2-) bu ve daha pek çok acıklı ve varoş adetten uzak kalmak için yabancı kocaya varın. sorunlarınızın kökten çözümü, daha kaliteli gen eşleşimi, mis.

    size günlük iyiliğimi de yaptım, şimdi "o snn sevdiqin erkeqi doqurmu$ bytmüşş sn de annecimmm anammmm desen ne olcq qi iqrenş insnlrsınız!!" gibi yeni gelin evleri yakarışlarını okumamak için işime dönüyorum. hiç okumadım ama eminim yazılmıştır ve 100 kez favorilenmiştir. çünkü bura artık böyle biyer krdş. baaay.

  • 33. öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler

    sütü, bizim bildiğimiz anlamda yoğurt yapan şeylerin lactobacillus bulgaricus ve streptococcus thermophilus isimli iki bakteri olduğu. yani, karınca yumurtasının içindeki asidik maddeler fermente falan olmaz, fermentasyon için bakterilerin varlığı şarttır. haa, bu bakteriler toprak kökenli olduğu için bu yumurtalarda bulunur büyük ihtimalle, ama yanlarında da bir sürü farklı bakteri de vardır. evde yaptığınız yoğurtta da bu ikisinin dışında başka bakteriler de vardır, bu da ev yoğurdunun tadının endüstriyel yoğurttan farklı olmasının temel sebebidir. çünkü bu ekstra bakteriler, ürettiği yan ürünlerle (esasında bir nevi dışkılarıyla) ev yoğurduna farklı tat ve aroma sağlarlar, ama kontrolsüz oldukları için yüksek ihtimalle erken bozulmaya neden olurlar.
    yoğurdun yoğunluk seviyesiyle anlatılmak istenen katı madde miktarının serbest bırakılmasının temel amacı, üreticilerin yasadaki gereğinden fazla yüksek limite ulaşmak için süt tozu kullanmaya itilmesiydi. endüstriyel yoğurtlar, her zaman ev yoğurtlarından daha yoğun olmuştur. bu limitin serbest bırakılması, endüstriyel yoğurtların en azından kıvam olarak ev yoğurtlarına yaklaşması ve süt tozu kullanımını düşüreceği düşünülünce, tüketici açısından faydalıdır.
    yoğurt, prebiyotiklerden arındırılamaz. prebiyotik maddeler, probiyotiklerle karıştırılır hep. probiyotik, kaba tabirle yararlı mikroorganizmadır, bağırsağınıza yerleşerek faydalı maddeler sentezler ve zararlı mikroorganizmaların oraya yerleşerek sizi hasta etmesini zorlaştırır. prebiyotikler ise, bu bakterilerin gelişimini hızlandıracak besin öğeleridir, genelde polisakkarit yani kompleks şeker yapısındadır, bir nevi yararlı bakteri mamalarıdır. sütten, prebiyotik maddeleri ayırmak inanılmaz pahalı bir süreçtir, hiçbir amacı da olamaz, bu yüzden hiçbir manyak firma böyle bir şey yapmaz.

    ufku aydınlatan bilgiye gelince: 0 bazen 0,001'den büyüktür. bir konuda 0 bilgiye sahip insan o konuda konuşmaz, ama 0,001'e sahip insan bir şey bildiğini zanneder, asıl tehlikeli olan da budur.

  • 34. 19 ağustos 2015 hanıma karşı özerlik ilan etmem

    kamuoyuna duyuru;

    bu sabah itibariyle hanıma karşı özerklik ilan ettim. odamın kapısına hendek kazdım. eve gelince tahkim edilmiş bir arpadistan bulacak.

    odamda sigara içme hakkımı sonuna kadar savunacağım. faturaları ödemem, fakat elektriğim kesilirse diğer odalarda kız kaçıran, torpil ve gerekirse havai fişek patlatırım. işten de istifa ediyorum, her gün kapının altından sigara ve yemek paramı bıraksın. ya da direkt yemeksepeti.com'a ödemeleri o yapsın.

    eli merdaneli hatunlara karşı ezilenlerin masculinist platformu altında birleşiyoruz.

    müdahale sonrası edit: hanımları severim, annem de hanım. hanımlara her türlü hizmete hazırım.

  • 35. üst kat komşusuna mektuplar

    selam creepy,

    gelmişsin 150 yaşına ama torunun yaşındaki bana -yaşar usta'ya- hunharca yavşamaya utanmıyorsun. yetmiyor, ev telefonunu arayıp önce nefes veriyor, sonra "seni seviyorom" diyorsun. neden dedecim? neden?

    "dedeye sahip çıkalım" cümlesindeki dede olacak yaştasın, niçin üzerindeki eprimiş atletle beni balkonda bekliyorsun? niçin çiçeklerime ve saksılarıma inatla bulgur atıyorsun? neden balkon camımı açtığımda içeri kedi maması fırlatıyorsun? kedi miyim ben?

    hayatım yeterince zor, hastalıklı ve bunalımlı. mumdan çıkarıcam bigün evindeki yangını. sonra ön dişlerimi söktürüp "beter olsun pezevenk" diye psikopatça gülerek demeç vericem yerel televizyonlara. şrfsz.

  • 36. yiyorsa demokratik özerkliği de halka soralım

    "izmir'in demokratik özerkliğini trabzon'a sormayacaksan soralım" şeklinde cevap verilecek soru. zira bir izmirli'nin demokratik özerklik talebi trabzonlu'yu ilgilendirmiyor. avrupa yerel yönetim şartı kadar dünyada geçerliliği olan bir konuyu trabzon'daki anlamıyorsa izmirli'nin suçu ne? ben trabzon'un yerel yönetildiği gibi yönetilmek istemiyorum diyen bir diyarbakırlı'nın demokratik talebinde neden trabzonlu söz sahibi oluyor.

    edit: düşük cümle

  • 37. recep tayyip erdoğan

    umarım kan kusarak, bir lokma ekmek dilenerek geberir gider. hayatımda hiç kimseden, hiç bir şeyden bu adam kadar nefret ettiğimi hatırlamıyorum.

  • 38. ingiltere asgari ücreti vs türkiye asgari ücreti

    onlar ingiliz haini biz şanlı osmanlı torunlarıyız ama!!!!!!

    edit : çaylaklar favlamasın. sizin bu sözlükte değeriniz yok.

  • 39. gamze özçelik

    maruz kaldığı orospu çocukluğu yüzünden neden ülkeyi terk etmesi gerektiğini anlayamadığım kadın.

    başına gelen orospu çocukluğunun karşısında dimdik durmuş, boyun eğmemiş ve sorumlusunu içeri tıktırmış bir kadın. hiçbir çocuk da anasına şerefsizlik yapıldı diye zarar görmez. ama bir kadını iradesi dışında çekip internete veren adamın çocuğu babasının pislik olmasından zarar görür.

    gamze değil, malum sakallı terk etsin ülkeyi.

  • 40. metroda bağdaş kurup yere oturan kız

    kimseyi ilgilendirmeyen kızdır.

    milletin en büyük sorunu bence karşıdakine tanıdık olsun olmasın karışmak.
    ya bırak arkadaşım ister yere otursun, ister amuda kalksın. gürültü yapıyorsa rahatsız ol, senin oturmanı engelliyorsa rahatsız ol. normal oturana karışma, farklı inançta olana karışma, farklı giyinene, farklı düşünene, senden farklı yaşayana,

    karışma

    karışma amk, karışma lan!

  • 41. londra metrosunda etek altı public foto çeken türk

    kimler ingiltere'ye alınıyor, ingiltere'de yaşıyor işte görüyoruz. elin sapığı londra'da yaşıyor, biz de burada anca ekşi sözlük'e entry girelim amk.

  • 42. özerklik ilan ederken dikkat edilecek hususlar

    kanı fıkır fıkır kaynayan, bağımsızlık ve özerklik ateşi ile yanan gençlerin dikkat etmesi gereken hususlar şunlardır;

    1) kendi elektrik üretim tesislerinizi kurun, bu özerklik işleri eve sayaç okumaya gelen gariban memuru taşla sopayla kovalayıp kaçak elektrik kullanmaya benzemez. bakın red alert oynarken bile önce elektrik santrali kuruyorsun, sonra diğer binalar, roketatarlı askerler falan en sonra... önce roketatar, sonra elektrik olmaz. adam kesiverir elektriğini, yaz günü klima çalışmazsa falan her yerin isilik olur. bak kurban bayramı da yaklaşıyor, etleri nereye koyucan? buzdolabına... buzdolabı neyle çalışıyor? elektrikle... elektrik önemli, elektrik şart...

    2) gsm şebekesi de önemli. toprakları üzerinde hak iddia ettiğin devlet, asker falan yollar, bir operasyon yaparsa, gsm şebekesi olmadan yollara döşediğin mayınları falan patlatamazsın, onca emeğin boşa gider sonra... hem gsm şebekesi olmadan, internet olmadan kendi yaktığın dükkanın 4 açıdan fotoğraflarını çekip, twitterda "silvan'da asker halka saldiriyür :. (" diye dezenformasyon da yapamazsın... gsm şebekesi de bir must.

    3) dezenformasyon demişken, internette olmayan özgün fotoğrafların bulunduğu bir arşiv yapmak önemli. böyle trafik kazası olur, acil serviste sedyede yatan hasta olur, dezenformasyon yaparken "hiçbir yerde yayınlanmamış" fotoğraflar kullanın. sonra koskoca milletvekili ışid'in suriye'de öldürdüğü hamile kadın fotoğrafını "tsk operasyonununda hamile kadın ve çocuklar öldü" diye paylaşınca hemen ortaya çıkıveriyor.

    4) savunma çarpışması hakkında biraz fikriniz olsun, o iş yoldan geçen aracı uzaktan mayınlı tuzak ile patlatmaktan, nöbetçi kulübesine roket atıp kaçmaktan, trafik kazası ihbarında bulunup gelen polis aracını taramaktan biraz daha farklı. şimdi buraya yazmayayım, uzun sürer. ama ana fikri pusu kurup kaçamıyor olmanız...

    5) hastanelere saldırmıyoruz, doktorları kaçırmıyoruz, ambulansları taramıyoruz. bunu her sabah elele tutuşup hep birlikte tekrar ediniz. cenevre konvansiyonuna, insan hakları evrensel beyannamesine falan çok saygı duymadığınızın farkındayım ama ambulans doktor falan lazım olduğunda, böyle yaralandığınızda, uff olduğunuzda falan çok kolay bulunan bir şey değil...

    6) evet 5. maddede o kısmın üzerinden geçtik ama tekrar belirtmekte fayda görüyorum; yaralanma hatta ölme ihtimaliniz de var. bu sadece kurşun attığınız askerin değil, sizin ya da sevdiklerinizin de başınıza gelebilecek bir ihtimal. şaşırdınız değil mi?..

    7) sağlık hizmetleri haricinde, eğitim, adalet, temizlik, içme suyu, kanalizasyon, posta hizmetleri falan da önemli. çöp içinde boğulmayın sonra. dediğim gibi önce elektrik, sonra diğer binalar... roketatarlı adamları falan en son basarsınız...

    8) çocuk parası, yaşlı parası, bakıcı parası falan da bir süre olmayacak, uyandırayım. hatta bir süreliğine para da olmayabilir, malum o iş için merkez bankası, döviz rezervi falan lazım. bir süre daha türk lirası kullanmaya devam edin siz iyisimi...

    9) vergi diye bir şey var, siz bilmiyor olabilirsiniz. bu binalar, okullar, hastaneler falan hep vergi ile yapılıyor. vergi toplamanız lazım olacak. böyle haraç benzeri bir şey gibi düşünün, silahlı adamlarla topluyorsunuz ya, işte silahlı adam yok, vergi dairesi var. uzun anlatmayayım, kafanız karışmasın, zamanla öğrenirsiniz.

    10) bu özerklik işlerinde sizi gaza getirenler olacak, amerikası, ingilteresi şusu busu... onlar türkiye'ye ayar vermek için arada yapar öyle şeyler, siz yine de onlara güvenip fazla yaramazlık yapmayın, şurada yüzyüze bakıyoruz, üzülen siz olursunuz. bir de barzani abinizi kendinize örnek almayın, onun petrolü var, onun nazını ondan çekiyorlar, size kimsenin eyvallahı olmaz. barzani abiniz dahil...

    11) bir de son olarak, özerklik ilan etmeden yaptığınız silahlı eylemlerde azıcık delikanlı olun da halk desteğini, medyadaki destekçilerinizi falan kaybetmeyin. sonra kendi etti, kendi buldu demesinler...

    örnek olarak

    (bkz: #54119985)

  • 43. nevşin mengü

    haber sunarken oyle bi tarzi var ki tutmasaniz, anasinin a.na kodugumun g.tverenleri bugun boyle boyle yapti diyecek gibi. yonetmenine bol sabirlar dilerim.

  • 44. erdoğan'ın 3 aylık muhtar stokunun kalması

    türkiye muhtarlar konfederasyonu kayıtlarına göre, ülkemizde yaklaşık 50 bin muhtar bulunuyor. kaçak-saray'daki 500 kişilik konferans salonunda 9 toplantı gerçekleştiren erdoğan, bugüne dek 4 bin 500 muhtar ile bir araya gelmiş oldu. geriye yaklaşık 45 bin muhtar kaldı. tayyip erdoğan muhtarlarla her gün toplanırsa elinde yaklaşık 90 günlük muhtar var. bu da yaklaşık 3 ay ediyor. seçimi çıkarır gibi.

    http://www.haberdar.com/…-stoku-kaldi-h4054154.html

  • 45. 19 ağustos 2015 dolar kuru

    benim dolarım yok ki diyen orospu çocuğu seçmen kitlesine sesleniyorum;

    az önce çalıştığım şirkette iç pazara "try" kurunda sattığımız ürünler için, arkadaşlar maliyetlerimizin hepsi "usd" fiyatlandırmayı ona göre yapalım diye uyarı geldi.

    açlıktan terlikleri kemirirsiniz inşallah. o koalisyonu kurdurmayan reisiniz de saraylarda keyif çatsın.

  • 46. 19 ağustos 2015 istanbul'da özerklik ilan edilmesi

    mugla ozerk beyligi olarak kendisine savas actigim ozerk kanton.

    uzerinize salacak yüzbinlerce turist ve yörükten olusan ordum ile ilk otobus ile geliyorum, bekleyin.

  • 47. bir polisin hdp'ye oy vermesi demokrasi değildir

    tanım: tanır yıldız'ın "çatışmada hemen yanı başındakinin şehit olduğu bir ortamda hdp’ye oy veren emniyet mensubundan bahsediyorum ben bunu demokratik bir oy tercini olarak görmüyorum." cümlesinin hürriyet'in attığı manşet.

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/29850091.asp

    şimdi yıldız'ın bu ifadesinin içeriği bir kenara bırakalım.

    yaw arkadaş demokrasi en temelde bir vatandaşın kendi iradesi ile oyunu vererek seçime katılması değil midir?

    bir insanın iradesini meslek üzerinden tanımlamak, ben tebaa istiyorum demektir. esas demokratik olmayan tutum budur.

    adamların irade ile kast ettikleri sadece sağlam irade. padişah kıvamındaki cumhurbaşkanı iradesi dışında irade tanımıyorlar.

  • 48. kızlar deneyimsiz erkek sevmez

    şimdi buraya ne yazsam muhtemelen çok bilmiş ekşici tayfa tarafından linç edileceğim ama yine de yazayım.

    bu sözle sık sık karşılaşıyorum, neden acaba?

    olmadı abi, olmasını istemedim çünkü. bu kesin bir eksiklik midir, ya da sonunun olmayacağını bildiğim insanlarla sırf deneyim olsun diye takılmak zorunda mıyım? senden hoşlanıyorum ve direk eski sevgilimi soruyorsun, olmadı deyince de hemen ön yargı. hayır sevmek aşık olmak aslında biraz kör olmak değil mi? e ama sen daha burada takılıyorsun. biliyorum aklında onlarca soru var ama bir şans ver. neden hemen vazgeçiyorsun?

    bazı insanların yaşamasına gerek kalmaz görerek de öğrenir ya da hatalardan ders alan biriyse zaten hatasını tekrar etmeyecektir.

    bu adam yerine deneyimli ama sürekli aynı hataları tekrar eden birini tercih etmek ne kadar mantıklı. ayrıca seni seviyorum diyorum ulan neyin deneyiminden bahsediyorsun.

    hanemdeki en kırık notum. arkadaşlar olum yapma diyorlar ama sevmediğim bir insanla sırf tecrübe olsun diye bir ilişki yaşayamam.

    reddedilecekmişim, reddetmezlerse ahım kalır amına koyim.

    edit: (bkz: daha önce sevgilisi olmamış 25 yaşındaki erkek)

  • 49. hepimiz kürtüz

    amk ülkesinde zaten "hepimiz türküz" dışında her bir bok oldunuz bir türk olamadınız

  • 50. hdp'lileri arkadaş listesinden silmek

    silinen hdpliler adina sevindigim durum.