bilemiyorum altan bilemiyorum20
profili

  • milan'ın 2023/24 sezonu üçüncü forması

  • 1-evlenmeyin 2-evlenmeyin 3-evlenmeyin

    doğrusu

    --- spoiler ---

    1-yanlış insanla evlenmeyin 2-yanlış insanla evlenmeyin 3-yanlış insanla evlenmeyin
    --- spoiler ---

    şeklinde olması gereken.

  • kılıçdaroğlu'na aday olmaması için bir neden bırak

    hayatımız sikilecek, aday olma.

    ol-ma!

  • 28 temmuz 2022 fenerbahçe açıklaması

    ulan bir gönül alma yazısı yazacaksınız, onda da illa ki araya "ama bak sizinki de tahrik etti" falan diye sıkıştırıyorsunuz. iyi bari ilkokul bebeleri gibi önce siz başlattınız deseydiniz. birkaç öfkeli genç deseydiniz. bi de kınamalar falan.

    "bu hareketi kesinlikle tasvip etmiyoruz. bu durumdan dolayı üzülen herkesten kulübümüz adına özür dileriz."

    bunu yazacaksınız mk bunu.

    yok illa o kuyruk dik olacak.

  • hilal kaplan'ın elektrik zammını savunması

    olm hilal kaplan, nagehan alçı gibi kalemşörlerin her yazıp söylediğini buraya getirip kirletmeyin şu sözlüğü.

    bu insanların misyonu belli işte. ne diyecek? "evet türkiye'de hayat çok pahalılaştı. insanlar enflasyon altında eziliyor" diyecek hali yok herhalde. geveleyecek bir şeyler bulup gemiyi kurtarmaya çalışıyorlar işte.

  • canlı yayında kocasına tokat atan kadın

    cinsiyet eşitliği denen şey biz de pozitif ayrımcılık şeklinde uygulandığı için arada kaynayıp gitmiş olan haber.

  • türkler ırkçı mıdır

  • 13 mart 2020 galatasaray spor kulübü açıklaması

    mustafa cengiz: "sağ olsun ibb stadın her yerini dezenfekte edecek. beşiktaşlı kardeşlerimiz rahatlıkla gelebilir. dostça bir mücadele olsun."

    12 mart 2020

  • alexander sörloth

    nabzı 180 atan adamın ayağına 2 defa sert vurduğunda dönüp seni alaşağı etmesi gayet olasıdır.

    beşiktaşlıyım ben. şunu caner burak gibi mimli isimler yapsa dahi bir şey diyemem ben. dediğim gibi o adrenalin içinde kasti şekilde tekmelendiğini hisseden futbolcu değil itip kakmak yumruk bile sallayabilir. insan psikolojisi.

    sörloth zaten geldiğinden beri düzgün bir çizgi çiziyor. durup dururken o hareketi yapacak biri değil yani. verdiği tepki ile benim bile içimin yağları eridi.

    pozisyon da dünya hayatının kısa bir özeti gibi olmuş.

    alenen faul yaparlar sana, kimse düdük çalmaz. en sonunda bir patlarsın, direkt keserler cezayı kötü sen olursun.

  • ryan babel

    --- spoiler ---

    merhaba arkadaşlar.

    bugün eski kulübümün taraftarlarına kışkırtma yapıcaz.

    kanalıma aşağıdan abone olmayı unutmayın. :)

    --- spoiler ---

  • m. serdar kuzuloğlu

    içtiği puroların, yediği yemeklerin ve kaldığı otellerin yatak odalarını paylaşmaktan vazgeçmesi gereken insan.

    anladık hocam!

    eğitime gittiğin yerlerde lüks otellerde kalıp, zengin restoranlarda yemek yiyip üstüne puro keyfi yapıyorsun.

    anladık yani bunu!

    bir kere görünce anlıyoruz biz.

    bu parayı erken bulmuş genç youtuber seviyesinden kendini kurtarman gerekmiyor mu artık?

    çok güzel bir laf vardır.

    yediğin içtiğin senin olsun gördüklerini anlat

    bildin mi?

  • avrupa yakası için gülse birsel'e baskı yapmak

    nafiledir. son sezonları bile kalite anlamında ilk sezonlarından fersah fersah uzaktayken yıllar sonra çekilecek avrupa yakası, birsel'in de son yıllardaki vasat mizah anlayışı ve cast seçimi düşünüldüğünde aynı tadı vermeyecektir diye tahmin ediyorum.

    açın youtube'dan volkan'la sertaç'ın maymun terinden afrodizyak erkek parfümü yapmaya çalıştığı* bölümü izleyin, idare edin işte.

  • fabricio agosto ramirez

    asık surattan sonra çölde bir vaha.

  • behzat ç'nin yeni sezonda tekrar başlaması

    şimdilik bir iddia.

    kaynak

    emrah serbes de sinyali çaktı

    iddia sahibine göre,

    yeni sezonda yılbaşı civarında başlıyor dizi. star tv ve kanal d devrede. bugünkü toplantıya göre belli olacak. bütçe sıkıntı olabilir. yine de proje masaya her türlü konmuş durumda artık. ilk bölüm hazır. kadro hemen hemen aynı kadro. emrah serbes'in yeni kitabı ise ekim'de geliyor.

    kısacası eğer doğruysa,

    aga cinayet var

  • rıdvan dilmen

    okuduğunu anlamaktan aciz adamların savunduğu ve beşiktaş'ın golünü halen şaibeli göstermeye çalışanları görmemize vesile olmuştur.

    http://www.imagebam.com/image/65a503482408557

    golün sayılıp sayılmayacağı hakemin adamı görüp görmemesine bağlanmamış. gördüğünde ilk madde görmediğinde ikinci madde uygulanır diye birşey yok. nasıl götünüzden uyduruyorsunuz şöyle şeyleri.

    bilal'e anlatır gibi anlatıyorum.

    atak halindeyken hakem sahaya birisinin girdiğini gördü.

    iki seçenek var.

    bir.

    -giren adam oyuna müdahil olursa oyunu durdurur.

    iki.

    -giren adam oyuna müdahil olmazsa oyunu durdurmaz.

    mete kalkavan çok temiz şekilde kuralı uyguladı. haber kulağına geldi. dönüp baktı. adam ne yapıyor ne yapmıyor. ona göre iki maddeden birini seçti. doğru olanı yaptı ve devam ettirdi.

    yok haberi vardı, oyun durdurulmalıydı falan filan. ne kullanıyosunuz la siz.

    bu mantıkla haberi varken oyunu durdurucak haberi yokken oyunu devam ettiricek.

    peki soruyorum. haberi yokken yada görmemişken oyunu durdurma ihtimali var mı? zaten yok.

    yani hakem görmediyse haberi yoksa oyun devam eder diye bir kural koymanın manası yok çünkü görmediği için zaten devam ettiricektir.

    hangi maddenin uygulanacağının bilinmesi için her türlü hakemin adamı görmesi gerekiyor önce.

    olm şu açıklamayı 0-3 yaş grubuna yapmam gerekiyor, koca koca adamlara yapıyorum.

    utanıyorum lan.

  • güntekin onay

    beşiktaş oyuncularına verip veriştirmiş.

    --- spoiler ---

    necip'le serdar'ın akhisar maçındaki kulübedeki hallerini çok yadırgadım. hiç hoşuma gitmedi o görüntüler. o dakika itibariyle maçın bitimine daha 15 dakika var. fb'nin 5 puan önündesin. niye ağlıyorsunuz kardeşim? niye hem camiaya, hem takım arkadaşlarına, hem de izleyen diğer herkese ‘kaybedilmiş’ duygusunu aşılıyorsunuz? 5 puan gerideki takımın kalecisi ‘şampiyon olacağız’ diyor. 5 puan öndeki lider takımın oyuncusu kulübede ağlıyor. olmaz! beşiktaş’ın necip, serdar ve ismail’i gözden geçirmesi lazım. ayakları titriyor sahada. böyle bir şey olamaz. psikolojik baskıyı kaldıramayan adam beşiktaş forması giymesin.böyleleri ne spor hayatında ne iş hayatında başarılı olamaz. vardy 25 yaşında fabrikada çalışıyordu, mahrez 4 sene önce fransa 4. ligi’nde oynuyordu. bu adamlar neden stres yaşamıyor? leicester city 2 sene önce championship’te, geçen sene premier lig’de küme düşmemeye oynuyordu. onlar neden stres yaşamıyor? iyi çalışan, işini iyi yapan, kendine güvenen insanlar stres yaşamaz. eksikliği olan insan stres yaşar, bu kadar basit. bu stres yaşayanlar da beşiktaş forması giymesin bir zahmet. 30 yaşına gelmiş kulübede ağlıyor, böyle bir şey olabilir mi? para alırken stres yaşamıyorsun, ferrari’yle dolaşırken stres yaşamıyorsun, 5 puan öndeyken stres yaşıyorsun. yok öyle. emek sarfetmiş, bu takımı bu noktaya kadar getirmişsiniz. ‘ben en iyiyim, şampiyon da ben olacağım’ diyebileceksin.
    --- spoiler ---

    tamamını dinlemek için tık.

    yalnız dikkat edin. dinlerken arada size dalacak gibi hissedebilirsiniz.*

  • vodafone arena

    bilal'e anlatır gibi anlatıcam.

    aslında bu entryi girmeyi zaman kaybı olarak görüyorum ama huyum bu işte. gördüğüm embesilliklere cevap yazmadan duramıyorum.

    şimdi beşiktaş'ın rte'yi yalayıp durduğunu, galatasaray'ın ise tepki göstererek yönetici kovduklarını gururla yazanlar var.

    bak tane tane yazıyorum.

    -galatasaray açılışını taraftarla yaptı.
    -beşiktaş olay çıkacağını bildiğinden dolayı rte'nin gazını almak için taraftarsız açılış yaptı.
    -beşiktaş olay çıkacağını bildiğinden dolayı rte'nin gazını almak için taraftarsız açılış yaptı. (tekrar)
    -galatasaray açılışında tepkiyi koyan taraftardı, yönetim değildi.
    -beşiktaş'ın açılışında taraftar olmadığı için protesto da olmadı.
    -beşiktaş'ın açılışında taraftar olmadığı için protesto da olmadı. (tekrar)
    -beşiktaş yönetimi bunu bildiği için taraftarsız açılış yaptı.
    -çarşı orada olsaydı ortalığın amına koyardı.
    -beşiktaş yönetimi bunu bildiği için taraftara kapalı açılış yaptı.
    -beşiktaş taraftarı bu adam yüzünden mahkemede örgüt suçundan yargılandı.
    -beşiktaş yönetimi bunu bildiği için taraftara kapalı açılış yaptı.
    -galatasaray yönetimi taraftarı karşısında alenen rencide edildi. taraftar da adamları stattan kovdu.
    -beşiktaş yönetimi ve devlet erkanı başkaları olmayınca birbirlerini pışpışladılar.
    -bugün galatasaray açılış yapsa da rte yalanacaktı.
    -bugün fener açılış yapsa da rte yalanacaktı.
    -bugün akçaabat sebatspor açılış yapsa da rte yalanacaktı.
    -çünkü bu adamın götü yalanmadan kurumsal olarak birşey yapmanıza kolay kolay izin vermiyorlar bu ülkede.
    -bu adamın istemediği belki tek bir şey oldu bu ülkede.
    -beşiktaş taraftarı bunun yüzünden mahkemede örgüt suçundan yargılandı.
    -bunu da hepiniz çok iyi biliyorsunuz.

    anladınız mı mk?

    o küçük kafanıza girdi mi?

    evet şimdi ınlımıdım bıbıcım diyecek olanlar lütfen özelden ulaşsın. daha ayrıntılı da anlatırım.

  • doğuş holding

    bu şirketle ilgili bir anımı anlatmak istiyorum. uzun olacak.

    anlatmak istememde ki sebeplerden biri yeni mezun olmuş ve iş arayan gençlerin nasıl bir kafa ile karşı karşıya olduklarının farkına varmalarını istememdir. ikincisi de doğuş holding gibi ve doğuş holding mantığında çalışan binlerce şirket gibi çakal sürüsünün gizli saklı kalmamalarıdır. gizlilik politikalarına çok önem veriyorlar zira. (!) buraya daha sonra tekrar değineceğim.

    aslında bilmem kaç aralık 2015 doğuş holding rezaleti gibi bir klasik ekşi başlığı açıp daha fazla dikkat çekebilirdim belki. ama o tür başlıklarla genelde rezaletten öte şişirme hikayeler olduğu için istemedim.

    her neyse. artık konuya gelelim.

    bütün hikaye doğuş holding'in ik çalışanlarından birinin bana telefonla ulaşıp iş görüşmesi için davet etmesi ile başladı. benzer bir işte çalıştığımdan ötürü departmanlarından birindeki bir boş pozisyon için görüşmek istediklerini söyledi. yani daha önceden internetteki malum kariyer sitelerinden hakkımdan az çok bilgileri vardı. telefonuma da öyle ulaşmışlardı. buna rağmen doldurmam için bir doğuş holding datasının sayfasını mail ile gönderdiler. bir çok bilgi soran formu da görüşmeden bir gün önce doldurup doğuş center maslak'ın yolunu tuttum.

    adamlar çalışma yeri yapacağız derken kocaman bir avm yapmışlar. her katında ayrı olay. otomobil galerileri bilmem neler.

    her neyse.

    iki bayan ik görevlisi ile oturduk. birisi benle telefonda görüşen daha mülayim bir tipti. diğerinin ise biraz daha idealist ve egolu bir tipi vardı. maalesef daha çok bu ikinci tip ile muhatap olmak durumunda kaldım. diğeri zaten neredeyse hiç konuşmadı.

    görüşme başında sanki ellerinde hiç cv yokmuş gibi, bana hiç doğuş holding'in veri tabanına has bir bilgi formu doldurtmamışlar gibi tekrardan okuduğum okulları yaptığım işleri sordular. bir süre ellerinde okuyabilecekleri bilgileri sesli olarak ifade ettim. daha sonra bildiğimiz iş görüşmesi goygoyları başladı.

    -arkadaşlarınız sizi nasıl tanımlar?
    -sizi en çok ne mutlu eder?

    falan feşmekan.

    saçma sapan şeylerle bir süre zaman kaybettik. bu sürede çalışma şartları ve şekillerden neredeyse hiç bahsetmeden devamlı benden bilgiler istediler.

    benim de biraz zorlamamla sonunda mevzu maaşa geldi.

    benim aldığım maaşı sordular. söylemedim. maaş beklentimi sordular. ben tüm şartları ortaya koyduğumuzda makul denilebilecek bir fiyat aralığı söyledim. şunu söyleyim hakikaten devede kulak olur bahsettiğim rakamlar.

    bu "bayan ego"nun cevabı "istediğiniz rakamlar bizim rakamlarımızın üstünde" oldu. ben de sizin rakamlarınız neler dedim. bu aşamada söyleyemiyoruz dedi. artık hangi aşamada söyleyebiliyorlarsa. yetmedi şu salak soruyu sordu bana hanımefendi?

    "maaş konusunda ne kadar esneyebilirsiniz?"

    insanlara hiçbir rakam belirtmeden ne kadar az fiyata çalışabileceklerini soruyorlar açıkçası.

    ben de hangi miktardan bahsettiğinize göre değişir dedim. hayır zaten çalışan yani belli bir miktar maaş alan biriyim. ne bekliyorsun? asgari ücret falan dememi mi?

    cevap yok tabi.

    maaş konusunda ısrarcı olunca bu bayan ego, (bir de diğer arkadaşına benim hakkımda ısrarcı diye not tutmasını istedi*) yıllardır iş hayatı içersinde olduğunu, hiç ilk görüşmede rakam söylendiğini hiç görmediğini, gizlilik politikaları gereğince böyle çalıştıklarını, eğer rakam söylerlerse rakiplerinin bundan haberdar olacağını vs. vs. söyledi.

    nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça.

    bu aklınca beni yıllanmış kariyeri ile dövmeye kalkan hanımefendi nasıl çalıştıysa yıllarca hiç maaş konuşulduğunu görmemişmiş. bak bak. bizzat ben şu an çalıştığım yere daha ilk görüşmede bir rakamda mutabık kalarak başladım. maaş konusunu netleştirerek çalışmaya başlayan arkadaşlarımı ve bu şekilde çalışan yüz binlerce insanın olduğunu biliyorum.

    kime maval okuyosun.

    ikincisi, gizlilik politikası goygoyu. sen 1. aşamada da söylesen 5. aşamada da söylesen maaş skalan bir şekilde az çok ortaya çıkar. ben görüşmeye giderken zaten insanları düşük rakamlara çalıştırdıklarını duymuştum. bilerek gittim.

    önceki entrylere baktığınızda bu kurumun çalışma şartlarından defalarca bahsedildiğini görürsünüz. ben de gelip bunları yazıyorum şimdi. ne oldu sizin gizlilik politikanız? hay yiyim sizin ben o politikanızı e mi?

    bu "bayan ego"ya ısrarla neden rakam belirtmekten kaçındıklarını sordum. bir çok neden olduğunu söylemişti çünkü. maalesef bu sorumu da cevaplamadı. tartışmak istemediğini söyleyip geçiştirdi. gerçekten öyle mi yoksa verecek mantıklı bir cevabı olmadığından mı acaba?

    burası meçhul. :)

    benim için mülakat zaten bitmişti. artık sadece derdim bu ik züppesinin ve doğuş holdingin derdinin ne olduğunu anlamaktı.

    doğuş holding'den bahsediyoruz gençler. boru değil 19 yıllık bir şirket. (ben kuruluşu 1999 biliyorum ama bayan ego beni 1996 olarak düzeltmişti) bu koca koca otomotiv şirketi olan, koca koca televizyonları, radyoları olan holding çıkıp bana delikanlı gibi "kardeşim biz bu pozisyon için şu kadar bütçe ayırdık. sana uygunsa devam edelim değilse teşekkürler" diyemiyor. buna inanabiliyor musunuz? bunu kendilerine de söyledim.

    her yıl trilyonlarca lira parayı cebe indiren bu para babaları, sayesinde para kazandığı çalışanına fazladan vereceği 1000 liranın bile peşine düşmüş durumda. yıllarca okumuş, çeşitli tecrübelerde bulunmuş insanların 1000 lira gibi 1500 lira gibi komik rakamlara çalıştırmak istiyorlar. utanmasalar boş mukaveleye imza atan futbolcu gibi hiç para konuşmadan eleman başlatırlar bunlar.

    mülakatla ilgili son bir kaç şeyden bahsedeceğim bunu destekleyen.

    bu bayan ego artık sonlara doğru utanmadan şu soruyu sordu?

    "sürece devam etmek istiyor musunuz?"

    inanabiliyor musunuz? bir çalışan adayını telefonla ayağınıza getiriyorsunuz. ne kadar alacağı konusundan neredeyse hiçbir bilgi vermeden hâlâ işe talip olup olmadığını soruyorsunuz.

    işte hani kapitalist dünya kapitalist dünya diye devamlı bahsedilen şey var ya, bu onun en canavarlaşmış hallerinden birini gösteriyor.

    tekrar edeyim, bahsettiğim şirket yeni kurulmuş büyümeye çalışan, para sıkıntıları ile boğuşan bir şirket değil. 20 yıllık bir holding.

    çıkmadan önce bu bahsettiğim şeyleri yönetimlerine iletme yetkilerinin olup olmadıklarını sordum. bayan ego da bunu da yanlış anlayıp başladı sıralamaya. yok burada en yetkili kendisiymiş de. yok onların onayı olmadan kimse şirkete giremezmiş de. hep feedback gönderiyolarmışmış.

    ben de onu soruyorum ya be kadın!

    öyle bir hava var ki sanırsın insan kaynakları çalışanı değil holdingin cio'su. halbuki patronların iş arayan garibanlarla muhatap olmayalım diye parayla tuttuğu bir tipsin işte. karakter analizi yapacakmış bana haspam.

    bugün bir doğuş medya kanalı olan ntvspor'da yorumculuk yapan hasan şaş, dün tv8 4 büyükler salon turnuvasında hakeme ana avrat küfürler ediyordu. bakalım çalışanlarının karakterlerine önem veren bu şirket küfürbaz hasan şaş ile ticari itibara zarar verme sebebiyle yollarını ayıracak mı yoksa televizyonuna çıkarmaya devam mı edecek?

    her neyse. sanmıyorum ama inşallah dedikleri gibi iletirler kendilerine söylediğim şeyleri. söylese de pek değişmez zaten. dönen sistemin içine giren bile sistemi bana ölesiye savunurken ne değişecek ki? "şimdiye kadar böyle geldi, bundan sonra da böyle gidecek" kafası var çoğunda.

    velhasıl durum bu gençler. henüz çalışma dünyasının başında olan hevesli gençlerin hevesini kırmak için değil biraz daha türkiye gerçekleriyle haşır neşir olmaları için yazdım bunu. bu ülkeden bir bok olmayacağını, bir an evvel yurt dışına kaçmanın yollarını aramaları için.

    çünkü sektör firma farketmiyor. çoğu kafa bu.

    eğer buraya kadar zamanınızı ayırıp okuduysanız teşekkür ederim.

    ayrıca varsa bir şukü veya favınızı alırım. kendim için değil, olur da belki bu entry debe'ye girerse, daha çok okunur, bir yerlerden doğuş holding sahiplerinin önüne düşer, ağızlarının tadını kaçırır, hatta o "bayan ego"nun da kulağına gider diye. al sana gizlilik politikası!

    edit: destek mesajları için ayrı ayrı teşekkürler.

  • bjk ile fb çekişirken gs ile bjk'nın düşmanlaşması

    özellikle sezon başında galatasaraylı "bir kısım" taraftarın,

    "tinerciler kendilerini yine şampiyon ilan etmişler. bizle oynayana kadar eğlensinler. sonra yine şerefli 3.lük :)"

    tavrı bu sürtüşmeleri tetikleyen etken olmuştur.

  • mario gomez

    --- spoiler ---

    bonservis parası vermeyi 15-16 yaşlarımda bıraktım.
    --- spoiler ---

    fikret orman