amd radeon hd 7670m13
profili

  • bim'de satılacak 89 tl'lik dana kıyma

    çok uzun zamandır köfteci yusuf'tan zaten aynı fiyata kıyma aldığım için nedense şaşıramadım. garibanlığı zirvede yaşıyorum son zamanlarda. nereden para kırpacağım diye sürekli düşünüyorum. delirmem yakındır*

    neyse, merak edenler için ucuz kıyma alma taktiğimi vereyim. tam bir donanımhaber ölücüsü yöntemi bu arada. reklam olmadığını da belirteyim. bu yöntemle kıyma alabilmek için trendyol uygulamasına ihtiyacınız var. korkmayın referans kodu falan vermeyeceğim. her şey ucuz kıyma alabilmeniz adına, amme hizmeti yani.

    trendyolun yedikçe indirim diye bir kampanyası var. siz sipariş verdikçe sırayla 10,15,20 ve 25 tl'lik indirim kuponu kazanıyorsunuz. kuponlar sadece restoranlarda geçerli. market alışverişlerinde kullanılamıyor.

    burada ipi koparan şey şu, köfteci yusuf restoran da olsa çiğ ürün satışı yapıyor. bu sebeple kuponları köfteci yusufta satılan kıyma, köfte, kavurma, sucuk, bal gibi ürünleri alırken de kullanabiliyoruz. şimdi olaya geçelim:

    trendyol uygulaması üzerinden yedikçe indirim kampanyasına katılan restoranlarından en uygununu bulup 40 liralık yemek siparişi veriyorsunuz. ilk 10 liralık kuponu alabilmeniz için bu işlem şart. ben paşa döneri kullanıyorum. 2 kişi için 40-45 liraya yemek hiçbir yerde bulamazsınız. ayda bir kez yapmanız yeterli.

    paşa dönerden yemek mi yenir lan dediğinizi duyar gibiyim. evet yenmez ama ucuz kıyma uğruna ayda bir kez buna katlanmak zorundasınız. elitlik seviyeniz buna katlanmanıza izin veremeyecek derecede yüksekse katlanabileceğiniz minimum değerdeki restoranı bulmanız sizin faydanızadır. tek kişilik herhangi bir şey sipariş vererek de bu işlemi tamamlayabilirsiniz.

    bu ilk siparişten sonra 10 liralık kuponunuz geliyor. gelelim kıymamızı almaya... uygulamadan köfteci yusuf'a girip yarım kilo dana kıyma alıyorsunuz. 65 lira olan ürün kuponu kullanınca 55 liraya geliyor. bu da yetmezmiş gibi 15 lira daha indirim kuponu kazanıyorsunuz.

    kıymanızı tüketince bu kuponla da kıyma alıyorsunuz, 20 liralık kupon geliyor. bu kıymayı da tüketince yeniden kıyma alıyorsunuz, bu da size 25 liralık kupon kazandırıyor. son kuponla da yarım kg kıymayı 40 liraya alıyorsunuz. son aldığınız kıymanın kilosu 80 liraya geliyor yani. türkiye'nin neresinde olursanız olun bu fiyata kıyma bulamazsınız. başlıktaki kıyma bile gördüğünüz üzere 89 tl'den satış görüyor.

    netice itibariyle köfteci yusuf'tan 4 kez yarım kilo kıyma alıyorsunuz, ödediğiniz tutarlar ise sırasıyla 55,50,45 ve 40 tl olmak üzere toplam 190 tl. yani 2 kg kıymaya 190 lira vermiş oluyorsunuz, kilosu 95 tl yapar. bir ayda bana 2 kilo kıyma yetmez derseniz aile fertlerinden birisinin telefonuna da trendyolu kurup aynı döngüyü tekrarlayabilirsiniz. paşa döner'den tekrar sipariş vermek zorundasınız maalesef. oses'ten 2 adet çiğköfte dürüm de işinizi görecektir. bu püf noktamı da unutmayın*

    köfteci yusuf'un sattığı da kıyma mı lan demeyin. bimin sattığından iyi olsa gerek. neyse bugünlük garibanlık dozum yeter, saygılarımla.

  • evime çöktüler diye zırlayan ev sahipleri

    biraz uzun olacak ama kafaya koydum yazmam lazım.

    değerli suserler, hukukumuzda eve çökmek teriminin karşılığı yok maalesef. hepinizin bildiği gibi ev sahipleri ile kiracılar bir sözleşme yaparak bu kiracılık ilişkisini başlatıyor. ortada bir anlaşma var yani.

    birbirinden farklı sözleşmelerin şartları kanunla az çok düzenlenmiştir. taşınmaz kiralamaya ilişkin yapılan sözleşmelere ise kanunun (türk borçlar kanunu) müdahalesi çok fazladır. neden? çünkü burada en temel ihtiyaçlardan biri olan barınma söz konusu.

    ben kafama göre kiracımı çıkarıp yenisini evime sokmak istiyorum ya da kira bedelimi istediğim zaman yüzde bilmem kaç artırmak istiyorum gibi bir şey söz konusu olamıyor bu sebeple. türk borçlar kanunu'nun 339 ila 356. maddelerinin arasında kalan bölümü okumanızı tavsiye ederim. zira burada ev sahiplerini çok sıkı şekilde bağlayıcı hükümler var. ev sahipleri ise bu hükümlerin uygulanmasını eve çökmek olarak nitelendiriyor.

    öncelikle ev sahiplerinin şunu bilmesi gerekli, kiracını kontrat sonunda evden çıkaramazsın. 347. maddede açıkça yazıyor, sadece onuncu uzama yılında feshedebilirsin diye. bu da kontrat imza tarihinden 12 yıl geçmesi demek. yani kanunda sayılan diğer tahliye sebeplerinden birisi yoksa, ev sahibi olarak kiracını 12 sene çıkaramayacaksın. bunu göze almak istemiyorsan çözüm basit, evinde kendin oturmalısın veya evini (evlerini) satıp başka yatırım amaçlarına yönelmelisin.

    diğer bilinmesi gereken şey ise kiraların zam oranları. 344. maddede belirtildiği üzere kira artış oranı, tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçemez. yani evine kiracın girdikten sonra kira bedelini bu oranı aşacak şekilde artıramıyorsun. elin kolun bağlı maalesef. tabi kiracınla anlaşırsan daha üzerinde anlaşma da sağlayabilirsin. altını çiziyorum, bu kiracının inisiyatifindedir.

    ev sahipleri; kendisinin ya da yakınlarının ihtiyacı yoksa, kiracı düzenli olarak kirasını ödüyorsa, evde esaslı bir tamirat yapılması zorunlu değilse kiracıyı tahliye edemez. bunlar açıkça kanunun yukarıda belirttiğim madde aralıklarında yazıyor. yani evine anlaşarak bir kiracıyı sokan kişi, bunları baştan kabul etmiş sayılıyor. kanunu bilmemek mazeret sayılmaz derler, genel kuraldır.

    evi kiralarken boş tahliye taahhüdü imzalatan kişilerin durumu ayrı, onlara yorum yapmıyorum. dava açıp 2-3 sene içerisinde tahliye sağlayabiliyorlar. kiracıları hukuki yardım almazsa 3-4 ayda dahi tahliye edilebiliyor kiracılar. mahkemelerin görüşleri nedense hala değişmedi, baskı altında alınan bu taahhütler geçerli kabul ediliyor yüksek mahkeme tarafından. umarım bu saçmalığa bir an önce son verirler.

    neyse kira bedeline dönelim. kontrat imza tarihinden 5 sene geçtikten sonra ev sahibi, kira bedelinin rayiç kiraların altında kaldığını düşünüyorsa kiracıya dava açabiliyor. mahkeme rayiç bedeli de tespit edip kirayı uygun bir bedele çekiyor. artık bu belirlenen kira bedeli ödeniyor kiracı tarafından. sonraki yıllarda ise tüfe ortalamasına göre zam yapılmaya devam ediliyor. bu da yine 344. maddede yazıyor.

    aslında her şey açıkça yazıyor kanunda anlaşılacağı üzere. tarafların uyması gereken kurallar yıllardır bu kanunlarda var. milletimizin tek eksiği bu kanunları okumadan, ihtiyacı olduğu halde temel bilgileri bilmeden işlem yapmak. adam gitmiş ev almış ama içinde kiracı var. kiracıyı çıkarıp hemen evde oturabileceğini zannediyor ama yanılıyor. neden? çünkü dava açıp ihtiyacını ispatlamadığı müddetçe kiracıyı evden tahliye edemez. adam kanunu bilmeden milyonlarca lira ödeyip bir işlem yapmış, sonra da başını duvarlara vuruyor. 5 milyon verdim eve, aldığım kira 3.000 tl diyor. e kardeşim almasaydın o zaman. en azından bir araştırsaydın. araştıramıyorsan bir avukata danışsaydın. 300-500 lira verirdin ama bu derdi milyonlarca liraya satın almazdın. sonra gidip kiracı malıma çöktü diye başlığa yazmaya geliyorsun. ortada çökülen mal falan yok.

    özetle durum budur. kimsenin birilerinin malına çöktüğü yok. ortada kanunlar var ve bunlar uygulanıyor. mala çökmek demek kira vermeden evi işgal etmektir, cebirle yani zorla evinizden yaka paça çıkarılmak demektir. elinizdeki malın tehditle gaspedilmesi demektir. daha nasıl anlatayım abi bilmiyorum. siz en başta kabul ettiğiniz sözleşme ve kanun hükümleri uyarınca bu duruma düşmüşsünüz. öncelikle uymakla yükümlü olacağınız kuralları bilin ki, sonra ortalıkta feryat etmeyin benim malıma çöktüler diye. mala çökülme falan yok!

  • hemşirelere hekimlik yolu açılsın

    hemşireleri kitap açık olarak patoloji sınavına sokun. geçer not alırlarsa hekim olsunlar. ben kabulüm.

  • 25 ağustos 2022 gülşen'in tutuklanması

    gel aptal kardeşim. gel sana bu kararın neden yanlış olduğunu aptala anlatır gibi anlatayım. niye mi? çünkü aptalsın.

    bak burada olan şey tutuklama. öncelikle bunu bil. tahliyenin zıttı. beraat ya da mahkumiyetle alakası olmayan şeyler bunlar. yani sen gülşen'i tutuklamasan, serbest bıraksan da yargılayıp cezasını verebilirsin. aynı şekilde bir kişi tutuklansa bile yargılanıp beraat edebilir. tutuklama denilen meret bir ceza değil, bir koruma tedbiri.

    suç olan bir eylem meydana geldiğinde, bu eylemden savcılık bir türlü haberdar olur ve soruşturma açar. delilleri toplar, tarafların ifadelerini alır ve suçun oluşup oluşmadığı hususunda bir kanaat getirir. suç oluşmadığını düşünürse kovuşturmaya yer olmadığına karar verir ve dosyayı kapatır. halk dilinde buna takipsizlik deriz.

    he yok efendim burada suç vardır, bu fiilin cezalandırılması gerekiyor derse iddianame düzenler ve yargılamayı yapacak mahkemeye sunar. çoğunlukla bu mahkeme asliye ceza mahkemesi ya da ağır ceza mahkemesidir. iddianamede suç konusu fiil ve hangi suçun işlendiği açıkça yazar.

    şimdi burada ne öğrendik? takipsizlik ve iddianame.devam edelim...

    yargılama daha yeni başladı bakın.iddianamenin kabulüyle beraber artık duruşmalar başlar, kişinin avukatı çeşitli savunmalar yaparak cezayı azaltmaya veya bu kişiyi beraat ettirmeye çalışır. beraat demek kişinin eyleminin suç teşkil etmemesi manasına gelir kabaca. yani savcılık hatalı olarak iddianame düzenlemiştir bu kişi hakkında. normalde yukarıda bahsettiğim takipsizlik kararını vererek dosyayı kapatması gerekirken kapatmamıştır. burada neyi öğrendik? beraat kararını.

    biraz daha geriye dönelim. bazen öyle eylemler gerçekleşir ki, soruşturma aşamasında bu kişinin kaçma, delilleri karartma, tanıkları ya da suçun mağdurunu etkileme ve üzerinde baskı kurma ihtimali bulunur. bu gibi durumlarda soruşturmayı yürüten savcı, şüphelinin tutuklanmasını talep edebilir. kimden? sulh ceza hakimliğinden.

    sulh ceza hakimi dosyayı inceler, kişiyi sorgular ve bu kişinin tutuklanma şartları oluşmuş mu buna bakar. duruma göre kişiyi tutuklar veya adli kontrolle serbest bırakabilir. şimdi kanuna bakalım tutuklama konusunda ne diyor?

    bazı gerizekalılar google'den tck'daki suç maddesini paylaşarak gülşen'in tutuklanmasını doğru bulduğunu söylüyor. bak aptal kardeşim, o madde gülşen'in hangi cezayı alacağını söylüyor. tutuklamaya dair madde o değil. tutuklama ile ilgili madde tck'da değil, cmk'dadır. yani ceza muhakemesi kanunu. bakalım ne diyor maddede.

    tutuklama nedenleri
    madde 100 – (1) kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. işin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.

    (2) aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:
    a) şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.
    b) şüpheli veya sanığın davranışları;
    1. delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,
    2. tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma,
    hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.

    bak aptal kardeşim, gülşenin kaçması, saklanması, tanıklara ya da mağdura baskı yapmasının imkanı sıfır. delilleri karartma imkanı da öyle. niye mi? gördüğünüz üzere suç video ile kayda alınmış bir fiil. onbinlerce kişi bu delili elde etmiş zaten. suçun mağduru da olmadığı için baskı altına alınabilecek bir kimse de yok.

    gülşen'in kaçacağını mı düşünüyorsunuz? verin adli kontrolü haftada bir kez imza atsın karakolda. imza atmazsa tutuklarsınız o zaman.

    kanunda beklenen ceza demiş, o ne ola ki? açıklayalım.

    bak aptal kardeşim, gülşen'in işlediği suç, şu anki infaz kanununa göre hapiste yatmayı gerektiren bir suç değil. gülşen yargılansa, hakim gülşen'e 3 yıl hapis cezası da verse gülşen hapse girmeyecek. bilen bilir, sadece bir günlüğüne girecek, evrak işlerini hallettikten sonra denetimli serbestlik ile cezaevinden ayrılacak. belki de hükmün açıklanması geri bırakılacağı için bir gün dahi hapse girmeyecek.

    bundan dolayı tutuklamada ölçü de aşılmış. beklenen ceza yani. bu ne demek? bu kişi ceza alsa dahi hapse girmeyecek, özgürlüğü kısıtlanmayacakken sen gidip bu kişiyi gerekçesiz olarak tutukluyor, belki de haftalarca hapiste kalmasına sebebiyet veriyorsun. bu tür tutuklamalar geçmişte de yaşandı, ileride de yaşanacak. sonuçta ne mi oluyor? türkiye bu kişiye tazminat ödüyor.

    anayasa mahkemesi bu dosya önüne geldiğinde türkiyeyi tazminata mahkum etmek ve gülşenin ''adli yargılanma hakkının'' ihlal edildiğine hükmetmek zorunda. zira bu olmazsa dosya aihm'ye gidiyor ve türkiye euro olarak tazminat ödemek zorunda kalıyor.

    neyle mi ödüyor? senin benim vergilerimle. aptal kardeşim sana diyorum. senin vergilerinle gülşen'e devlet para ödeyecek. bu sebeple hakimin kararını savunmaya devam et.

    bu kararın hiçbir geçerliliği ve savunulacak yanı yoktur. hukuki olarak garabetten ibaret. kararı veren hakimi de, gülşen'i tutuklamaya sevk eden savcıyı da kınıyorum.

  • 25 ocak 2022 fatih tezcan'ın tweet'i

    la madem öyle, allah ne diye müjdelenmiş olan şehri ehillerinden alıp da bu adamlara verdi demezler mi adama? allah hangi sebeple bu şehri ehillerinden almış?

  • avukat kimliği

    1136 sayılı avukatlık kanunu md.9

    avukat kimlikleri, tüm resmî ve özel kuruluşlar tarafından kabul edilecek resmî kimlik
    hükmündedir.

    1

    2

    3

    ales'e avukatlık kimliğiyle alınmama olayı tazminat konusu olacak ve senin benim vergilerimle bu kişiye ödeme yapılacak. gülmeye devam edin.

    r editi: bir suserin mesajı üzerine fikrimden dönme kararı aldım. gerçekten de avukatılık kanununun yukarıda belirttiğim maddesine göre daha özel mahiyette olan bir kanun maddesi var. o da şöyle:

    6114 sayılı ösym hizmetleri hakkında kanun md 9/6

    '' başkanlık, adaylar ve sınav görevlilerini kapsayacak şekilde biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulaması yapabilir biyometrik doğrulamanın kullanılmadığı durumlarda; adayların ve sınav görevlilerinin sınav binalarına girişinde nüfus cüzdanı veya geçerlilik süresi dolmamış pasaport haricinde ilgili kanunlarında resmi kimlik belgesi hükmünde olsa bile başka bir kimlik belgesi geçerli kabul edilmez.''

    benzer konuda açılan bir dava ile ilgili tweet: tık

    r editi ile ilgili farklı görüşe sahip olanlar varsa yeşillendirebilir.

  • e. imamoğlu ohal ile yerel hükümet kurmak istiyor

    la anayasada öyle bir düzenleme yok ki, nasıl kuracak amk? kolluk kuvveti desen o da belediyeye bağlı değil. nereden baksan elinde kalan iddia.

  • imamoğlu'nun yılbaşında servet harcaması

    başlığı okurken lüks bir mekana gidip parayı yemiş diye anladım. belediyenin yaptığı havai fişek gösterisini imamoğlu'nun harcaması diye yazmışlar. halbuki sarayın 1 saatlik giderine bile eşdeğer değil.

    özetle; linke tıklamayın arkadaşlar.

  • kocasına ismiyle hitap eden kadın edepsizdir

    eşim bana hep lordum şeklinde hitap ettiği için beni ilgilendirmeyen söylem.

  • yemek sepeti'ni boykot ediyoruz kampanyası

    an itibariyle 2 adet ıslak hamburger söyleyerek çürüttüğüm kampanya.

    (bkz: kudurun)

  • mansur yavaş'ın heykel temizliği yaptırması

    atyaraklarını kudurtan icraat

  • laiklerin ilçesi kadıköy'ün berbat kokması

    laik devlet olur, laik insan olmaz andaval gavat.

  • ekşi sözlük'teki hatunların çirkin olması

    ben de çirkinim. çirkinler yeşillendirsin.