mertkil8
profili

  • yüz yüze eğitime ara verme günü tahminleri

    yüz yüze eğitime ara verilmesini hiç istemeyen bir öğretmenim.

    dediklerinizde sonuna kadar haklısınız. oteller, cafeler, avmler açıkken okul neden kapansın. aşırı mantıklı.

    ancak virüsün de, göt kadar sınıfta, 58 öğrenciyle, kışın camlar kapalı bir şekilde yukarıda saydığımız yerlerden daha çok bulaşabilir olduğunu da kabul etmek gerek.

    ilkokul çocukları 6-10 yaş aralığında. virüs ne, pislik-temizlik haberleri yok. yerlerde sürünüyorlar. çoğu tuvaletten çıkınca düzgünce elini bile yıkamıyor. yere düşen maskesini alıp ağzına takıyor. sıralarda 3erli oturuyorlar. öğretmen duymasın diye dibine dibine girip konuşuyor arkadaşıyla. tenefüste boğuşuyor. çok zor hakikaten.

    tekrar edeyim. uzaktan eğitimi asla istemiyorum, çünkü daha zor. ancak ben de, ne kadar kapatmayacağız deseler de kapanacağını düşünüyorum.

    tüm bunların haricinde, 58 kişinin bir sınıfta ne işi var amk!

  • utanmadan hatchback araba kullanan erkek

    yazara katılıyorum.

    benim de sedan bir accent'im vardı. model yükseltmek gibi bir niyetim vardı tabii delikanlı olduğum için sedan civic istiyordum ancak bütçem yetmedi. denk geldi ve hatchback bir fabia almak durumunda kaldım. arabayı üzerime geçirip noterden çıktıktan sonra eve gittiğimde eşim, sana bir haller olmuş, sen biraz şey olmuşsun dedi. tabii moralim bozuldu, utandım, sıkıldım.

    eğer sizin de "erkekliğiniz", benim ve yazarınki gibi arabanın kıçının şekliyle elden gidecek kadar pamuk ipliğine bağlıysa asla hatchback araba almayın.

  • tem otoyolunda ters giden araç

    bir yabancı futbolcunun sözünü aklıma getirdi.
    "türkiye'de otobanda çıkışı kaçırınca bir sonraki çıkışa gitmenize gerek yok, geri gidebiliyorsunuz."

    bir de kardeş payından alıntı olsun. "bunu almanya'da yapamazsın. yapsan, oranın zabıtası anani siker, siker."

  • ferhan şensoy'un mizahının hiç komik olmaması

    (bkz: pardon)?

  • yusuf güney

    yusuf güney kim amk?

  • bankalardaki sıra numarası saçmalığı

    başlık çok açıklayıcı oldu mu bilmiyorum ancak olay tam da budur.

    şube açıldığında ilk içeri giren bendim ve sıra numaramı "müşteri bilgisi vermeden al" seçeneğinden aldım. evet, çoğu banka müşterilerine öncelik tanıyor, bunu biliyorum.
    neyse, dediğim gibi ilk olarak aldım ve 2 gişe görevlisi sırayla bekleyenleri almaya başladı. ilk olarak hemen arkamdan sıra alan kadını aldılar. sonra, onun arkasından alanı. bu böyle 6. kişiye kadar devam etti. ben de dayanamadım ve artık kalkıp, bunun bir sırrı mı var da bana söylemiyorsunuz, diye sordum. müşterilerin öncelikli olduğunu söyledi. okey, onu biliyoruz da sabaha kadar müşteri numarasıyla sıra alınırsa ben sabaha kadar bekleyecek miyim, dedim. ben sadece düğmeye basıyorum dedi. beyfendi, kesinlikle yanlış anlamayın, sizi suçlamıyorum, varsa bir yolu halledelim diye soruyorum, dedim. maalesef dedi. peki diyerek biraz daha bekliyim dedim.

    bu anlattıklarım olurken bankada olmayan insanlar geldi, sıra aldı ve işlemleri yapıldı ve ben hala beklemeye devam ediyorum. dayanamadım ve yine ayaklandım. benim kalktığımı gören gişe görevlisi, haklısın kardeşim, inan haklısın ama ne yapayım dedi. ben de, biri acısın halime de müşteri numarasını versin ya, dükkanı ben açtım bir de kapattıracaklar galiba dedim. kadının biri, ben de aynı durumdayım, her hafta okul için geliyorum, bekliyorum dedi.

    sonuç olarak, bankaya ilk girip sıra numaramı alıp, yaşasın, beklemeden işimi halledeceğim derken 37 dakika bekleyip, sinir küpü olup işimi halledip çıktım.
    tamam bankanda parası var adamın, tamam benim işim üç kuruşluk iş de ben de insanım kardeşim. sırf bankanda hesabım yok diye neden 5.sınıf insan muamelesi görüyorum.
    müşterinse müşteri. aynı bankodan işlem yapıyoruz, farklı bankolar var başka işler için. benim gişe işlemi, onun da gişe işlemi. o zaman bu ayrım niye?

    edit: adam gitmiş, internet bankacılığı yazmış. müşterisi değilim diyorum bankanın, ne interneti ne bankacılığı. entryi okumamış bile. başlığa bakmış ve bkz'ı yapıştırmış.

    ayrıca, aramaya inandım ve bankalardaki sıra yazdım bir şey çıkmadı. sinirli bir durumda olduğum için de diğer bütün olasılıkları arayamadım. burdan bkzman'e özürlerimi iletiyorum. başlığı da taşıyın istediğiniz yere gözüm görmesin.

    ayrıca 2, şu arama yerini geliştirin kardeşim. tamamen aynı şeyi aramam lazım ki arama da çıksın. türkçe bu. milyon şekilde anlatılıyor. ben bu işlerden anlamam ama yazılımcı bir arkadaş var, isterseniz numarasını vereyim.

    debe editi: (bkz: engin ustaali için adalet) belki birinin yardımı olur.

  • neşeli günler filmindeki ziya

    türk sinemasının en başarılı karakterlerinden biridir. ve türk sinemasının en başarılı, yetenekli oyuncularından birinin, şener şen'in hayat verdiği "atma"sı ile meşhur absürt kişidir.

  • hayvanları öldürme ile ilgili kanun tasarısı

    adalet bakanlığı tarafından hazırlanan kanun taslağına göre sahipli ya da sahipsiz hayvanlara işkence eden, onları öldürenler 4,5 yıl; nesli tükenme tehlikesi altında olan hayvanı öldürenler de 7 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacaklar.

    kaynak

    edit: istenc adlı, sanırım hukukçu bir yazar arkadaşımız rica etti. şu linki paylaşmamı istedi. durum sandığımız kadar umut verici değilmiş sanırım. bir göz atmakta fayda var.