takip mesafesi için bıraktığım araya başka bir aracın hızla girmesi. hele bir de sinyal vermeden giriyorsa evlere şenlik. çok şükür hiç cinayet işlemedim ama bu katıksız iyi aile çocukları yüzünden insanın hangi duygularla bir başkasını öldürdüğünü çok iyi anladım.
locabus13 profili
-
trafikte en çok küfredilen hareket
-
bir kadından görülmüş en büyük şerefsizlik
kendisinden ayrıldıktan sonra psikiyatri tedavisi aldığım, devamında karın ağrıları, kilo kaybı, şu bu derken iki defa kanser atlattığım hatun sosyal medyadan bir şekilde bütün bu süreci öğrenmiş ve twitter hesabından şöyle bir tweet atmıştı:
"ben aşkımdan adamı kanser ederim"
yaşattıklarınızı yaşamadan ölmezsiniz umarım ey kötü insanlar. -
kılıçdaroğlu'nun ceketine sümüğünü süren adam
kılıçdaroğlu anadolu'dan nasıl oy alacak diyenler vardı. lan şu zihniyetten oy alsan ne olur. adamı selpak gibi kullanmış.
-
z kuşağının yaşlı insan nefreti
lan oğlum bırakın şu kuşak taşak muhabbetlerini... herkes zamanı gelince z kuşağı oldu, zamanı gelince boomer olacak falan. okulu bitirip dokuz altı yollarında mesai yaparak ömrünü tükettikten sonra insanın çükü kalkmıyor, göz kapağı kalkmıyor, oturduğu yerden kıçı kalkmıyor, kara kuşak olsan ne olur.
ekleme: efkan şeşen'e selam olsun.
2. ekleme: yaşar kurt'a da selam olsun. -
ismailağa şeyhinin önünde sürünerek yürüyen mürit
hadi burada bunları eleştirenler seküler diye köpürüyorsunuz. peki kur'an'ı kerim'de geçen şu ayetlere de mi köpüreceksiniz?:
"kendilerine izzet/üstünlük/güç kaynağı olsun diye allah’ın dışında ilahlar edindiler! (19/meryem 81)"
"kendilerine yardım olunur umuduyla, allah’ın dışında ilahlar edindiler. (36/yasin 74)"
"(ilah edindikleri) onlara yardıma güç yetiremez. onlarsa (müşriklerin kendisi), ilah edindikleri için hazır edilmiş askerlerdir. (36/yasin 75)"
"allah’ı bırakıp, kendilerine hiçbir zarar ve fayda vermeyecek şeylere ibadet ediyor ve: “bunlar, bizim allah katındaki şefaatçilerimizdir.” diyorlar. de ki: “(allah bu varlıklara ibadeti meşru kılmamış ve bunlara şefaat yetkisi vermemiştir. buna rağmen böyle iddia ederek) allah’a göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?” o (allah), onların şirk koştuklarından münezzeh ve yücedir. (10/yunus 18)" -
a. ılıcalı'nın hull stadına türk bayrağı astırması
yarın acun'un taraftarı olduğu fenerbahçe'yi bir katarlı satın alsa ve aynısını yapsa büyük ihtimal kendisi de dahil birçok kişi mangalda kül bırakmazdı. söz konusu başkasının mangalı olunca kürekle kül taşıyor herkes.
-
irfan can kahveci
marsilya'ya bak, sırf galatasaray almasın diye fiyat yükseltiyorlar. fransız, fransız'a bunu yapar mı lan? *
-
ozan güven
kendisiyle ilgili bir anektod paylaşacağım.
mahalleden çok sevdiğimiz iki abimiz var; ismail abi ve alp abi. 74-75 jenerasyonu bunlar. gençlikleri, bizim gibi y ile z arasında kalmış "y buçuk" kuşakları kıskandıracak cinsten.
beraber top oynayıp beraber haytalıklar yapmışlar, şemikler'deki yaşıtlarıyla hurra kafa göz kavgaya girişmişler.
alp abi filozofvari bir adam. biraz üzerine eğilse, okusa etse hepinizi melankoli dağlarına sürecek şeyler yazar. hayata ve insanlara bakışı ve yaklaşımı o yönde. ismail abi ise fotoğrafçı. izmir'deki sayılı katalog fotoğrafçılarından. hatta şu yok sayılan kriz öncesi, iki yıl evveline kadar atatürk stadının oralarda kendi stüdyosu bile vardı. izmir'de çalışmadığı manken model vs kalmamış. kadın mankenleri bacak boyundan, göğüs ölçüsüne kadar ezbere biliyor, çünkü işi bu.
ismail abi ilginç bir adam. istanbul'da fotoğrafçılık okurken, sene 2001-2002, bol sakallı, saçları 80'lerden kalma bir herif cafede masasına gelip "ben bir film çekeceğim, yönetmenim. uzun süredir bu cafeye geliyorum, seni izliyorum. aklımdaki 2 kişiden birisin. bu filmde gel oyna, diğer filmde başrol vereceğim sana. haluk bilginer'in gençliğini oynayacaksın." diyor. ismail abi cesaret edemiyor ne yazık ki, çünkü yönetmenin çekimler esnasında vereceği "harçlık" ona yetmeyecek, hem çalışıp hem okuması lazım. ayrıca tırsıyor da hafif, neme lazım çuvallarız diyor. ve mecburen reddediyor, fırsat kaçıyor. adamın adı zeki demirkubuz, ismail abinin yerine seçtiği, aklındaki diğer oyuncu adayı ise ismail abiye teklifi yaparken oturdukları cafede garsonluk yapan, cafe sahibinin oğlu ufuk bayraktar.
şimdi diyeceksiniz bize ne alp veya ismail abilerinden senin. oraya geliyorum.
ismail abi, alp abi ve ozan güven isimli müthiş insan, aynı mahallede beraber büyüyorlar. taaa üniversiteye kadar. hatta ismail abi ve ozan bey (!), bildiğiniz kanka. yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor. beraber kerhaneye de gidiyorlar, paf küf yapıp sotede şarap da içiyorlar. alp abi dediğim gibi, filozofluğa yakın olduğundan metallica ve iron maiden dinleyip kendince o dönemin ergen şartını yerine getiriyor daha çok.
üniversite zamanı herkes bir yere dağılıp birbirinden kopuyor. ozan beyefendi, ikinci bahar ile haklı bir şöhret yakalıyor tabii. şöhret büyüyor, yıllar geçiyor. sene 2000'lerin ortası; ozan güven, cem yılmaz'ın okey arkadaşı, kankası. alp abi boheme devam, arada çalışıyor. ismail abi ise fotoğrafçı artık, yeni yeni magazin kovalıyor. bir gün bodrum'da, bol şöhretli ve bol taşaklı bir kulübün, bol şöhretli ve bol taşaklı isimlerle dolu bir masasını çeken fotoğrafçı ordusunun arasında ismail abi. vizörün ardından bir bakıyor; aaa ozan güven. yıllar yılı beraber yiyip içtiği, kavgalara giriştiği, fakat gene yıllar yılı bir türlü görüşmek nasip olmayan çocukluk ve gençlik arkadaşı.
ismail abi bir cesaret ona doğru yöneliyor, maksadı selam vermek, hal hatır sormak. fakat ozan güven, ismail abiyi görünce başını çeviriyor, umut sarıkaya karikatüründeki yancı tipleme gibi böğrünü masaya dayayarak yanındaki daha acayip şöhretli eşinin dostunun muhabbetine katılıp görmezden geliyor. tabii, şöhret var, para var, ismail'e artık ihtiyaç mı var? kim ipler ozan güven'in gençlikte kalmış eşini dostunu?
ismail abi bize bir gün olsun anlatmadı bunu. ama eminim, tam tersi olsa, misal ismail abi, demirkubuz'un teklifini kabul edip şöhret olsa ve aynını ozan efendiye yapsa, o her yerde oturur anlatırdı. öyle bir tipi var.
olayı bize anlatan alp abinin, ne zaman ozan güven ismi geçse kullandığı tabir ise: "ozan zaten oldum olası iyi aile çocuğuydu. bu ismail gene sabırlı, ben olsam yüzüne tükürür, kafasına fotoğraf makinesini çalardım..." şeklindedir.
o yüzden ben ne vakit ozan beyi görsem, aklıma cem yılmaz esprilerinden çok alp abinin kadirşinas küfürleri gelir durur. -
esenler otogarında engelli kıza tecavüz edilmesi
erkekleri kadın yanına oturtmayarak, toplumun namus ve bekaasını koruduklarını zannediyor bu sektör çalışanları. genellemek de yanlış ama uyuyan kızların yüzüne boşalan muavinler, işitme engelli kıza cinsel istismarda bulunan ya da ön koltukta oturan kadını aynadan kesen it oğlu it şoförler vs...
puştluğun kitabı yazılırken en çok hikaye sanırım bizim buralardan çıkacak. -
sayısal ve süper loto'yla on numaranın ankara aşkı
bununla ilgili bir teori var ve gerçekliğine çoğu insan gitgide inanıyor; özellikle bu tip bahis ve loto-toto oyunlarında üst üste devirler yaşandığı ve ikramiye büyüdüğü zaman bir alengir yapılıp ikramiyenin özellikle ankara yenimahalle'deki bürokratlara isabet ettirildiği şeklinde. dediğim gibi bir komplo teorisi, ama mantıklı.
bu konuya, atakent'in kent filozofu alp abimizin bi vecizesiyle son vermek istiyorum: "bir ülke düşün ki, senden lotoyla para kazanma umudunu bile çalıyor." -
mardinli marilyn monroe'nun evet çalışması
-
diyanetin 6.5 milyarlık bütçeyi az bulması
-
evlenip boşanmış kadınların değerinin düşmesi