Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. 14 ocak 2018 fatih altaylı yazısı

    bak fatih altaylı senin gazetede köşen, televizyonda programın var. istediğin gibi konuşur, istediğin gibi sallarsın. alo fatih denilir, anketlerle oynarsın. ama buralarda seni eleştiren insanların gazetelerde köşesi yok, televizyonlarda programı yok, alo fatih tanıdıkları yok. ne ahmakça bir düşünce, erkekseniz çıkın ortaya, ekşi sözlük'te atıp tutmayın demek. yahu bizlerin ekşi sözlük gibi mecralardan başka yerlerde söz söyleme imkanı mı var?

    edit: alo fatih, fatih altaylı değildir diyen arkadaşım, alo fatih'in kim olduğunu, kendisine alo denildikten sonra başka fatih'e alo dediğini de biliyorsundur herhalde. fethullahçıların taktığı lakaplara sadık olmadığım için üzgünüm.

  • 2. köprüde linç edilen askerlerin yeni görüntüleri

    hayatında ast-üst ilişkisi nedir bilmeyen adam işte "dönüp kendi komutanına sıkabilirlerdi," diye saçmalamış.

    ulan, sen liseyi okuyup okumadığı belli olmayan, daha tuvaletin neresine sıçacağını bilmeyen, babasının "höğt lan!" demesiyle put gibi hazır ola geçen adamdan böyle bir mantık yürütmesini mi bekliyorsun?

    üstüne üstlük bir de utanmadan, arlanmadan bu çocukların vahşice katledilmesine ne diyor? "oradaki insanların öfkesi belki de kardeşinin, annesinin, babasının ölmesindendir."

    affedersin kardeş, ama ne yapmış olursa olsun; ister memleketi milyarlarca dolar dolandırmış olsun, ister annemi öldürmüş olsun, bir insana böyle davranmam. benim vicdanım var, ben bir insanım. ipini koparmış kuduz köpek değilim.

  • 3. 13 ocak 2018 trabzon'da uçağın pistten çıkması

    peşin edit: uçak bakım mühendisiyim, olayı biliyorum. (üzerinize alınmayın bu cümle trollün biri için yazıldı.)

    büyük geçmiş olsun dediğim kırım olayı.

    havacılıkta riskler çok fazla. peşin hüküm verip pilotu, bakımcıyı, kabin ekibini doğrudan suçlamamak lazım. kazanın oluş şekli net değil. akla gelen ilk olasılıklar şunlar:

    a. aşırı süratli indi, pistte duramadı ve toprağa çıktı.
    b. sürat normaldi ama pisti ayarlayamadı ve pist başı yerine ortasına teker koydu. durmaya yetecek kadar mesafe yoktu.
    c. normal indi ama terminale dönerken taksi sırasında uçağı kaçırdı ve aşağı yuvarlandılar.(düşük ihtimal)
    d. herşey normaldi ama bir nedenden ötürü frenler yetersiz kaldı veya lastikler sorunluydu veya hidrolik arızası oldu frenlere sirayet etti. bir bilgi bu uçaklarda burun iniş takımında fren olmaz sadece ana dikmelerde fren mekanizması var. ama normal teker frenlerinden ziyade durmak için motor gücünü terse veren bir sistem var (thrust reverser) ve bu güç asıl frenlemeyi sağlıyor. belki onda bir sorun oldu ve iniş takım frenleri yetmedi. veya lastik patladı (sert iniş, aşırı frenleme nedeniyle oluşan ısı nedeniyle vs)... bilemeyiz teknik anlamda enkaza bakmak lazım.

    bu durumda sivil havacılıktan bir ekip olay yerine gidecek, bir ekip uçağın bakım kayıtlarına el koyup inceleyecek, diğer bir ekip pilotlara bakacak ve pilotlar birkaç ay boyunca aklanana dek uçuştan men edilecek. kokpit ses kayıt ve uçak datalarını kaydeden kayıtlar download edilecek falan filan iş uzar boyle.

    bu uçak bir daha da uçamaz. kanatlar pert, gövde altı pert, slidelar patlak vs vs. trabzon havalimanında bir köşeye koyarlar. orda sağlam ıvır zıvırı sökülür sonra da restoran mı olur yoksa parçalanıp satılır mı bakarız. motorlar da büyük ihtimalle yamaha almıştır ve işe yaramazlar.

    pegasus sigortadan parasını alacak. burada sigorta şirketi en az sivil havacılık kadar işi soruşturacaktır.

    bilgi aldıkça güncellerim.

    ve son bir not, allah aşkına saçma sapan "ama su paralı eki eki" diye espri kasmayın. komik değilsiniz.

    edit-1: bir yolcu ifadesi şöyle; "uçak önce yavaşladı sonra tekrar hızlandı". muhtemel anlamı şu pilot uzun oturdu yani pist başı yerine ortasına bir yere indi, duramayacağını anladı ve kalkmak için gazı kökledi ancak yeniden havalanamadılar. o anda kararsız kalıp gaz-fren derken pistten çıktılar.

    edit-2: bir iddia da şu. piste erken teker koydu, o sırada burun i/t kırıldı ve sürüklendi. (bu durumda uçak altında sürtünmeden dolayı yanık ve is izi olur. videolarda ve fotolara böyle birşey görünmüyor. ayrıca büyük bir gürültü ve sürtünme duyulur ki şu ana dek ortaya çıkan yolcu ifadelerinde böyle birşey okumadım.)

    edit-3: bir yolcu ifadesi var. inişin ilk anlarından beri uçağın kaydığından bahsediyor. i/t kırılması gibi bir konudan bahsetmiyor.

    edit-4: kokpitin yorgunluk durumuna da bakılacaktır. o günkü kaçıncı sortileri, son dönemde ne kadar uçmuşlar falan fıstık mevzu uzar gider.

    edit-5: uçak ankara'dan kalkmadan önce arızalıydı, öyle kalktı vs bir iddia var. şimdi şöyle anlatalım iniş-kalkışta kullanılan sistemler arıza yapma ağırlıklarına göre hidrolik/elektrik/mekanik sistemler. hidrolik ve elektrik sistemlerde arıza varsa pilot yerden bir teknisyen çağırır, fikrini alır müdahale edilebilecek bir durumsa müdahale edilir veya o anda yapılamayacak bir şeyse açılır mmel denilen bir dokümanı var o dokümana bakılır ve uçuşa devam edilir veya uçuş kesilir. mmel dediğimiz doküman master minimum equipment list denilen bir kitaptır ve bu kitapta uçak üzerinde hangi sistem yoksa uçulabilir mi uçulamaz mı veya ne kadar süre o sistem arızalıyken uçulur gibi bilgiler yazılıdır. mesela hidrolik sistem arızası varsa o uçak uçmaz ama landing light'lardan biri patlamışsa o uçak x sorti uçar. kitabın "uçamazsın" dediği yerde pilot "uçarım" diye artistik yapamaz ama baskı veya kişisel artistlenme ile kafasına göre "ben uçarım yeaaa" derse o işin sorumluluğunu üzerine alır ama hiçbir pilot hayat memat meselesi filan yoksa şirket baskısı vs vs etkenlerle kolay kolay o riske girmez. o bröve kolay alınmıyor sıradan bir iç hat uçuşu için riske atmazlar kendilerini.

    edit-6: birileri uçuş ekibinin isimlerini afişe etmiş. ayıptır, hedef gösterir gibi yapılan bir hareket. mesleki etiğe sığmaz o nedenle paylaşmıyorum.

    edit-7: #73486857, geçmiş olsun. olayı yorumlamaktaki amacım kazazedelerle dalga geçmek veya en iyisini ben biliyorum çok cool'um demek değil yalnızca başlık altında espri kasan trollerin veya yalan yanlış sallayanların arasında gerçek bilgi kırıntısı arayanların meraklarını gidermek. burası bir bilgi alış veriş platformu olduğu için anlayışla karşılayacağınızı düşünüyorum. şoku atlattıktan sonra eğer yapmadıysanız gidip resmi ifadenizi veriniz ki olayın aydınlanmasında bir katkınız olsun.

    edit-8: kaza çok ciddi ve kayıpsız atlatılması mucize. motor kopup denize uçmuş. kaynak. daha net olanı burada.

    edit-9: günışığındaki fotoğraflar feci. çok büyük bir kaza çok ucuz atlatılmış. fotolara bakarsak pistte tekerlek izi yok. eğer frenler kilitlenseydi ve lastik patlayıp jant doğrudan yere sürtseydi siyah bir iz olurdu kaymaya bağlı olarak. uçağın pist sonunda bu şekilde bir noktada kalması aslında çok hızlı olmadığını anlatıyor bize. gerçi yamaç çamurlu ve çamurun da belli bir yavaşlatma etkisi var ama sonuçta çok hızlı olsa çamur mamur dinlemez denize inerdi. pist sonunda taksi yaparken uçağı kaçırma tezine çok katılmıyorum, orda nal gibi sağ tarafta geriye dönme için beton alan yapılmış çok büyük dikkatsizliktir eğer yanlış tarafa dönülmüşse. gerçi zamanında onca ikaza rağmen inşa halindeki piste girip pist ortasında kaza yapan uçak bile var (singapore airlines flight 006). olmaz demiyorum yani. hydroplanning yani su birikintisi nedeniyle kayma ve pistten çıkma da ihtimal dahilinde ama pistin sonu orası, uçağı o kadar kaydıracak kadar hızlı olmak ancak piste uzun oturmakla yani pist başına teker koyulacağına pistin ortasına teker koymakla olur. neyse büyük geçmiş olsun.

    edit-10: kaza yapan uçak; tc-cpf. uçakla ilgili ufak birkaç bilgi burada.

    edit-11: bir eleştiri. fotolardan bakıyorum da maşallah pakistan gibi ilgili ilgisiz herkes orda. belediye kamyoncusu, pist görevlisi, polis memuru, özel harekatçı, itfaiye personeli, dhmi personeli.... ya orası bir kaza alanı ve shgm ekibi gelene dek kapalı kalıp korunması gereken bir alan. uçağın kapıları açık, bagaj kapağı açık sanki arkalarından ordu kovalıyor gibi dalmışlar uçağa bagaj aramışlar. uçak içine de girmişlerdir e kokpite de girilmiştir. normalde uçak içine özellikle kokpite yetkili adamların girmesi lazım, kokpitin kaza anındaki fotoğraflarının çekilmesi lazım. hangi düğme hangi pozisyonda, özellikle hangi sigorta ne durumda, kollar ne durumda vs vs tespiti lazım. uçağın içine girip de o ne bu ne diye oraya buraya dokundularsa ne olacak? nasıl ülke burası ya pakistan gibi bir tek orada yaşayan halk dalmamış uçağa o da yerleşim yerine mesafe var diye...!

    edit-12: #73489850. çok önemli bir bilgi vermiş yazar arkadaş. buradaki bilgiye göre uzun oturma+aşırı hız/yetersiz mesafe nedeniyle duramayacağını anlama+yeniden kalkmaya teşebbüs ederken kararsızlık yaşama ve sonuçta kontrol kaybına bağlı pistten çıkma teorisi daha doğru bir hale geldi. muhtemelen kokpit ses kaydı kazanın nedenini çok açık ortaya çıkartacaktır.

    edit-13: bir entryde "gayriresmi olarak" thrust reverser arizasi oldugu ve asimetrik reverse nedeniyle ucagin pistten ciktigi ve bu sirada rezonans nedeniyle sag motorun koptugundan bahsedilmis. yuh diyorum senaryoya bak, yapmayin sunu pilotlari kurtaracagiz, olayi arizaya yikacagiz mantigi bu. ucagin yerdeki fotolarina bakarsaniz sol motor ve denize ucan sag motorun uzerinde reverserlarin acik pozisyonda olmadigini gorursunuz. eger asimetrik reverser mevzusu olsaydi ucak soldan disari ciktigi icin sol reverser kapagi acik ve sag motor reverser kapali durumda olmaliydi. bununla birlikte hadi indiler ve iner inmez reverser arizasi alindi ve reverser sistemi kapatildi diyelim. bu durumda pilot ucagi rudder, lövye kullanarak ve motor guclerini ayarlayip kontrol altina alir ve belirli mesafede durdurabilirdi. reverser arizalari standart simulasyon egitimlerinde var zaten.

    motorun rezonansı konusuna girmiyorum. o zaman motor kanat baglanti civatalarindan veya motoru tutan paylon baglantilarindan tutun da motorun yamaha/damaha alip almadigina varincaya dek bakmak lazim. motor rezonanslari ciddi arizalardir ve motor kopasiya kadar zaten asiri sarsinti ikazi verir, motorun hizasindakiler yerinde duramaz titresimden. bu yönde bir ifade okumadım ben.

    reverserlar nasil calisir videosu burada.

    edit-14: bilgi kirliliği, benim adamım senin adamın, benim şirketim senin şirketin kavgası başladı her zaman olduğu gibi. bu noktadan sonra kazanın ön raporunu beklemek en mantıklısı. havacılık sitelerinde yorumlara bakın millet birbirine girmeye başlamış, küfürler, hakaretler havada uçuşmakta. pilotu, bakımcısı, yöneticisi paso sövüyor birbirine. türk sivil havacılığının kaderi bu. çok önemli birşey açıklanmadıkça edit yapmayacağım sanırım. ama bundan sonra ön raporu beklemek en mantıklı harekettir.

  • 4. netflix türkiye'nin black mirror reklamı

    netflix'in esra erol'a para kazandırması çok acı; bana fena koydu.

  • 5. cumhuriyet halk partisi

    iyiden iyiye soft pkklıların içinde cirit attığı bir parti haline gelmiştir. gerçek atatürkçü olan herhangi biri bu saatten sonra chpye oy vermemelidir.

  • 6. 14 ocak 2018 liverpool manchester city maçı

    robertson az önce sabri sarıoğlu presi yaptı, sabri'de aynen böyle gaza geldiğinde mevkiyi boşaltıp harra hurrra kaleciye kadar basmaya giderdi afsfwaewa acayip güldüm

  • 7. sözlükçülerin ilk hamburgerlerini yediği yerler

    bağdat caddesi, kristal büfe... 80li yılların başı.

  • 8. okuduğun üniversiteyi söylemeden anlat

    izmir’in kurtuluş günü.

  • 9. 14 ocak 2018 abd'nin sınırımızda ordu kurması

    o "monşer" dediğiniz insanlar siz stratejik derinlik falan derken bugünleri görüp bas bas bağırıyordu yapmayın etmeyin diye.sınırımızda düşman(terörist) ordusu kurulmasına sebebiyet verenler, buna yol açanlar vatana ihanetle yargılanmalıdırlar.

  • 10. metroda kızın telefonunu alıp oğluna veren teyze

    kızın bunu rahatsız olduğundan değil de 'uff hrks bni svio' tarzı ile paylaşması, doktor olduğunu gözümüze sokmak için steteskoplu profil fotoğrafı tek bir şeyi ifade ediyor.
    (bkz: kezban detected)

  • 11. artık üniversite okumanın anlamsızlaşması

    üniversite bir para basma makinesi değildir öncelikle bu anlayışı yıkmak lazım. herkes olaya iş fabrikası gözüyle yaklaşıyor. "ben iyi okula gireyim şu kadar maaş alayım" doğruya doğru kaçınız hayal ettiği bir şekilde eğitim hayatı sürdü? neredeyse hiç kimse. herkes lise yıllarında yapabildiği en yüksek puanı yapıp. kafadan tesadüfen tercih ediyor. okul ismi ön planda, bölüm ya da onunla inşa edeceğimiz gelecek değil.

    bunun da belirli sebepleri var evvela, ülke aç. o yüzden aileler bize hep kesin oynamamız gerektiğini söyleyip hep okul isimlerini kafamıza kaktı. ancak mevcut durumdan kimse söz etmedi. para odaklı hayaller kurup duruyoruz tamam da ülkenin başta parası yok abicim. ama teyze amca bu ülkede insanlar aç, işsizlik gerçeği var istesen de sandığın gibi "ı get money" olmuyor.

    sen odtü diyorsun boğaziçi diyorsun ne kadar maaş ile başlayacaksın. hadi 50 bin tl al aylık. ee? neyi değiştirdik ve bu kime yaradı? yahu türkiye'de 60 bin tl alan yönetmen var, aristokrat aileler milyon dolarlar kazanıyor zaten. yani para,para nereye kadar? ne değişti ülkede. 28 şubatta bile birkaç çakal milyon dolarlar akladı. sayısız ipsiz, sapsız insan akıl edemeyecek paralar kazanıyor. ne şimdi bu? anladın mı? yanlış var bir yerlerde.

    öncelikle bu kafadan çıkmak lazım. iyi bir üniversitede okumuş tahsilli öğrenciler kadar, ülkeyi değiştirecek farklı kabiliyetlere sahip bireyler de yetiştirmeliydik. sonra meydan neden çakallara kaldı? kleptokratlara kaldı? tamamda nerede sorumluluk alacak insan? nerede lider olacak vatandaş? nerede hayalleri olan insanlar? dürüst kişiler?

    herkes elon musk'ı anlatır ancak kimse nasıl buralara geldiğinden bahsetmez. adam hayali için nelere katlanmış. ya da steve jobs şimdi sayısız isim sayarım size. büyük düşünmek her daim büyük tahsilden iyiydi ancak biz bunu hala göremiyoruz.

    üniversite nedir en başta? kardeşim sana sadece final/vize notu veren amfi dersleri değildir. üniversite keşiftir. bilimdir, sanattır. keşfetme arzusudur. meraktır en başta merak. bilimin en temel sorusunu sana sordurur. "neden ve nasıl?" o kadar imkan ve her şey bu merakın peşinen gitmen içindir. tıpkı ilk sistematik felsefeyi yapan thales ve anaksimandros gibi. sadece denize bakıp suyu merak ettiler. kimse not vermedi. sınav yapmadı. einstein pusulanın hareketini küçüklükten merak etmişti. newton kristallere bakıp ışık kırılmasını merak etmişti. bu merakları onları nereye taşıdı hatırlatırım.

    biz de bu yok. matematik okuyan birisi allah aşkına matematiğe ne kadar tutku duyuyor. ne araştırıyor neyi merak ediyor yahu. öğretmen olurum kafasında. ama en temel bilim öğretmen olman için yok ki. işte burada çuvallıyoruz. fizik okuyan kaç. kişi kendisine "dünyayı değiştirebilirim." diyor. gezegen hareketlerini bile öğreniyorsun namussuz daha nasıl şikayet edebilirsin? araştırma konularını düşünsen sonsuz imkanın var. ama öğretmen oluyorsun işte. al sana türkiye. bunu çözmek için yüksek lisans sistemi var.

    kaç kişi bilim yapmak için akademisyen aranızda? gene biliyorum ki neredeyse hiç kimse. neden kalıyorsunuz okulda? işsizlik! akademisyenlikte iyi para var. yüksek lisans'a giriyorlar son dönemde neyi araştıracaklarını düşünüyorlar. bu ne abi? bu değil işte okul okumanın amacı. ya da akademinin.

    akademiler, antik-yunan'da ilk ortaya çıktığında sadece" bilmeye aşık" insanları etrafında topluyordu. akademilerin kuruluş amacı da bu. kampüsler zaten bu yoldan pek şaşmadı asırlardır aynı sistem devam ediyor. ama içinde merak eden insan yok. herkes diploma alayım, para bulayım. sonrası daha da komik. işe gireyim, ev alayım, araba alayım, evleneyim. bitti- gitti. klasik türkiye'de bir tatlı su yaşam döngüsü. bu mu hayat? sorarım size hepsi bunun için mi ? gerçekten ev,araba,tatil,evlilik için mi? dünya'da çok daha güzel şeyler var bence onları görmeliyiz.

    şöyle olmalıydı, üniversite sana dünyayı anlatır. kendi alanın dışında bir eğitim vererek sana bir misyon, vizyon ve bakış açısı kazandırır. bir felsefe aşılar ki mezun olduğunda 15 senelik eli tornavidalı ustadan farklı şeyler bilen birisi ol. yani mimar okuyan birisinin alacağı tarih dersi mesela kişiye tarihi ideolojilerin,mimari etkisini öğretebilir. bundan yola çıkarak kendi hayal gücünde formları güçlendirebilir. genel eğitim bunu hedefler. sanatla ilgilenen, sosyalleşen, yurtdışı imkanları ile dünyayı keşfeden biri olmanı. ama nerede?

    dahası sen merak ettiğin, öğrenmeye can attığın şeyleri sevdiğin bölümde yaparak, çözmek istediğin bir sorunu buluşlarla, icatlar gerçekleştirip çözerek. merak ettiğin, tutkulu olduğun bir konu üzerine araştırma yaparak tez yayınlamalısın. zaten kendin doğal merak ettiğin için bunu yapacak ve akademik olarak okuluna katkın olacaktı. fakat bizde "of ya kanka tez yazacağım nasıl ya. of çok uzun ya kim gidecek bakacak şimdi ya ?. baba finaller geldi of ya. of ya vizeler hmm hoca zor sordu ya. öf ya" bir de şunlar var "melisler nerede ya? of hamit beni eve atmaya çalıştı ya. deniz gitarını çıkardı çaldı ya."

    durum bu. bu yüzden şuanki karanlığı aydınlatacak kimse yetişmedi. o yetkinlikte birisi çıkıp "yeter" diyemedi. tekmelenip duruyoruz. son olarak gene de örnek olsun diye bırakıyorum

    -larry page ve sergey brin sadece web site arşivlemek istiyordu
    -steve wozniak sadece şaka yapmak, gazetecileri kandırmak istiyordu
    -mark zuckerberg sadece okul arkadaşlarının fotoğrafını kaydetmek istiyordu

    ben bu tip başarı hikayelerinin hepsini arşivlemiştim bulursam editlerim. sayısız böyle dünyayı değiştiren insanlar var. sadece istiyorlardı sadece merak ettikleri dünyaya ufak bir dokunuş yaptılar. sonuç? sanayi devrimi şirketleri ve bankadan sonra gelen bütün teknoloji firmaları bu 70-80 öğrencilerinin elinde.

    ilginçtir lsd kullanan zamane hippileri arasından çok teknoloji devi çıktı. gibi gibi. bildiğim tek bir şey ilk olarak hiçbirini para için bu işlere kalkışmamıştı. ama benim memleketimde maaşlar havada uçuşuyor.

    editı
    kısaca üniversite keşfetme tutkusudur. bünyesinde keşfi ve insaniyetin en ilkel güdüsünü barındırmalıdır. merak. bir ağacın arkasında neyin olduğunu merak etmek, gökyüzünde neler olduğunu merak etmek. insanın içinde ne olduğunu merak etmek insanlığı bir yerlere getirdi. sikerim sınavını, mınavını

    neye tutkuluysanız onu yapın kesinlikle başarılı olacaksınız. al bill gates harvard'ta hukuk okuyordu. muhtemelen çok parası olacaktı. ancak bilgisayar tutkunuydu. küçükken bilişim eğitimi almıştı. ne oldu? bu tutkusu onu dünyanın en büyük şirketlerinden birisini kurmaya itti. microsoft. dünyanın en zengin ikinci adamı. ilki jeff bezoz. he merak edersiniz diye söylüyorum jeff uzaya ilgiliydi ve kitap okumayı seviyordu. tesadüfe bak ki amazon ilk olarak bir garajda kitap satan bir şirketti.

    tutku ve sevginin insanı nerelere getirdiği açık. tartışmaya kapalı bir konu. o yüzden geçim sıkıntısı korkusuna salak salak istemediğiniz bir hayata itilip bana şimdi tyler durden tiradı attırmayın. ve eminim mit'nin en başarılı mühendisleri microsoft'ta çalışmak için can atıyordur.

    tutkuyla ve merak ile kalın dostlar. anne istedi diye doktor, baba istedi diye mühendis olmak bilemiyorum. ben neysem oyum anladın mı ? kalbim nereye götürürse oraya giderim. jack kerouac- yolda kitabındaki dean moriarty gibi hissettim kendimi. asi kural tanımaz ama sarhoş. bunların konumuzla ne ilgisi var? bilmiyorum paylaşmış oldum

    edit ıı
    cem yılmaz karikatüre meraklıydı otelcilik yapmadı, leman kültür'ü seçti başarılı oldu mu ? selçuk aydemir uzay mühendisi olsa da gezegenleri güldüremeyeceğini anlayınca dizi çekti başarılı oldu mu ? nuri bilge ceylan boğaziçi elektrik mühendisiydi. ancak sinemacı ve fotoğrafçı olmak istiyordu başarılı oldu mu ? benim için konu kapanmıştır... çoğumuz neye tutukulu olduğunu bile bilmediği için tesadüfen yaşıyoruz önce kendimizi keşfetmeliyiz.

    yahu 5 asır önce adam mercekleri birleştirip teleskop yapmış ve gezegen hareketlerini çıkarmış ya. galile. kopernik gezegen hareketlerini çıkartmış yuh artık anladın mı? 5 asır önce insanlar mum yakmayı beceremiyordu.

    bizde son teknoloji ile bilişim çağında uzay mühendisi mezun olup arçelik'te çalışıyor alüminyum.

  • 12. sadece bir tane mensubuyla tanışılmış isimler

    cigerğün. yanlış yazmadım aynen böyle. küçücük bebek bu ismi hakedecek ne yaptı merak ediyorum.

  • 13. bogdan yazarovsky teke tek'e çıksın kampanyası

    "ekşi sözlük’ün takma isim arkasına saklanarak yazan “şerefsizlerine” yine iki lakırdı edeyim" sozlerini uzerime alinarak fatih altayli'yla kanli canli, karsilikli bu konuda tartisma istegimi baslatan kampanya.

    lakin kendisinde, yazi gecmisimi okuduktan sonra beni programina davet edecek yurek var midir, bilemem.

    iletisim: cihan_3208@hotmail.com

    edit: destek olan bütün yazarlara teşekkürlerimi sunuyorum.

    29 yaşındayım. türk televizyon kanallarının tamamının ''satılık bir çete'' tarafından halkı uyutmak için ele geçirildiğine inanıyorum. fatih altaylı'yı da bu çetenin önde gelen liderlerinden birisi olarak görüyorum. son zamanlardaki ılımlı ve nispeten muhalif tavırları bu gerçeği değiştirmez.

    programına çıkmam durumunda, kendi öznel düşüncelerimi sözlüğün ortak düşüncesi olarak pek tabii ki gösteremem. bununla birlikte sözlüğün; çok sesli bir platform olmasının yanı sıra, son zamanlarda bozulmakla da birlikte, bir ruhu olduğuna inanıyorum. bu ruh, öznel düşüncelerden bağımsız bir ifade özgürlüğü ruhudur. siparişle haber yapan fatih altaylı'nın türkiye'nin son ifade özgürlüğü kalelerinden biri olan ekşi sözlüğe ve ekşi sözlüğün yazarlarına ''rumuzunun arkasına saklanan şerefsizler'' hakaretini son derece yakışıksız ve seviyesiz bularak, kendimi de öne sürerek şahsını canlı yayında düelloya davet ediyorum. karşılık vereceğini pek sanmıyorum. vermemesi de bir cevap olacaktır. hiç değilse bundan sonra ''rumuzunun arkasına saklanmış şerefsizler'' gibi ifadeleri kullanamayacaktır.

    edit 2: programa çıkmam durumunda sayın altaylı'nın bana ayıracağı sürenin bir bölümünü sözlük yazarlarının bu başlık altında üzerinde uzlaşacağı soruları sormak için ayıracağım.

    teşekkürler, saygılar.

  • 14. dizi karakterleri ile özdeşleşen replikler

  • 15. evrim gerçekse bugün maymunlar neden insan olmuyor

    iphone 1ler olmadan iphone xler ortaya çıkamazdı. iphoneların yavaş yavaş gelişmesi gerekiyordu. şimdi iphone 1ler nasıl iphone x olamıyorsa bu da öyle bir durumdur.

    tek fark iphonelar çiftleşmemektedirler.

    bir çomara böyle anlatılmalıdır. ara form falan oralara girmeye gerek yok.

  • 16. açılacak sexshop mağazası için isim önerileri

    (bkz: kardeşler seks market)

  • 17. rahatsız edici gerçekler

    hayatta hiç bir gerçek yoktur ki rahatsız edici olmasın. insan zihninin çalışma şekli, gerçeği zihinsel filtresinden geçirerek ve bu nedenle eğip bükerek anlatıya çevirmek şeklindedir.

    hayatı gerçeklerle anlayamayız, önümüze yığılan veriler bize bir şey ifade etmez, ta ki onları anlatıya çevirene kadar. bu yüzden bilimle az sayıda insan ilgilenmesine rağmen bilimkurgu çok sevilen bir tür. bu yüzden dinler asla yok olmayacak, türümüzün son gününe kadar inanç var olacak, çünkü din belki var olan anlatılar içinde en güçlü olanı.

    ne demiştik? evet, gerçek ve anlatı. gerçeği kişisel bir anlatıya çevirdiğimiz anda gerçek ve gerçeklik diye iki antite var oluyor. bu bir kural. en 'gerçekçi' insan için de 'gerçeği görürüm, yaşarım ben' diyen insan de bu kural geçerli. bu iki antite arasındaki boşluk bazen bir parmak kalınlığında bazen ise bir uçurum kadar geniş olabiliyor. insanlar farklı, gerçekler farklı, gerçeklikler farklı.

    geçenlerde bir kadın hasta bana eşiyle ilgili dertlerini anlattı. ben de diğer seansa eşini de çağırdım. eşi aynı olayları neredeyse tamamen farklı bir hikâyeyle anlattı. sanki ikisi birbiriyle değil, farklı insanlarla evli ve olayları o ötekilerle yaşıyor gibi. yalancı ya da psikotik olduklarından değil; gerçeklikleri, gerçekten ve birbirlerinin gerçekliğinden çok farklı olduğu için olayı böyle anlatıyorlar.

    gerçekler rahatsız edicidir çünkü anlatımızın içinde dönüştükleri şeyden farklıdırlar. hayatımızda belli noktalarda bu fark sorunlara yol açar, gerçeğe bakmak ve kendi gerçekliğimizi sorgulamak durumunda kalırız. bu, insan için zorlayıcı ve rahatsız edici bir deneyimdir ama bu süreçten darmadağın olmadan ve oluşan kırıklarını onararak çıkan insan, sonrasında yine kendi gerçekliği içinde yaşasa da orada bir gerçeğin olduğunu bilir, esnemekte zorlanmaz, hayatla daha iyi akar, kendini kabullenir.

  • 18. pittsburgh'de müşteri döven türk pizzacı

    pittsburgh'un biribirinin musterisini calmak amacli ayni isimde pizza dukkani acmaktan cekinmeyen anadolu comarlari ile dolu oldugunu gosteren haber. keko mahmut'un yaninda 6 senedir calisan elemani barzo halil isten ayrilip ayni isimde pizzaci acmis. once biribirlerine girmisler. sonra da keko mahmut dukkana girip tuvaleti kullanmak isteyen zenci bir kadini sadece yemek yersen tuvaleti kullanabilirsin diyerek doverek disari atmis.

    bu medeniyetsiz orospu cocuklari yuzunden turk pasaportu ile abd'ye giriste 2 kez sorgulaniyoruz.

  • 19. mustafa kemal'in askerleri değiliz

    birey olmanın önüne geçen bir ifadeymiş. vatanı kurtaran insanlara minnet duyup onların izinden gideceğini söylemek ne zamandan beri insanı birey olmaktan çıkarır olmuş?

    bir de gelip aklamaya çalışan tipler var ki onlar ne ayak çözemedim.

    mustafa kemal'in askerleriyiz!

  • 20. açılacak spor mağazası için isim önerileri

  • 21. ekşi itiraf

    mutlu yıllar amk. sen evli ben evli niye hatırlıyorum hala doğum gününü? ne bileyim niye amk.

  • 22. arif v 216

    cem yılmaz sanki filmi bize değil de, kendi filmci çevresine çekiyor gibi. sanat camiasına hava atmak için çekilmiş gibi yani. işin içinde olduğundan olsa gerek sanırım bu görsel efektler, kostümler, aksiyon sahneler vesaireyi iyi yaptığında bu filmci çevrede taktir göreceğini/imrenileceğini düşünüyor olabilir. sonuçta imkansızlıktan ve bütçesizlikten sinemamızda yapılamayan pek çok efekti filmde görebiliyorsunuz. ama insanlar bu efektlerin ve çekim tekniklerinin ağa babalarını zaten hollywood sinemasında her gün izliyor. kimse senin uçaktan atlama sahnende etkilenmiyor haliyle. ama filmci bir insan belki oturup, "ulan vay ibne nasıl çekmiş bu sahneyi !" diyebilir.

    yine de 1969 yılı, mekanlar, giyim kuşam, erşan kuneri, disko ambiyansı, ajda pekkan, zeki müren iyiydi. ama bunlar filmi film yapmıyor ki. gerçekten geçmişte bir cem yılmaz fanatiği, günümüzde de seveni olarak üzüldüm ya filmden çıkarken. sanki ailemden birinin bir sıçışına şahit olmuşum gibi aman elaleme rezil olduk hissiyatı ile çıktım lan filmden. istirham ediyorum bunun devamını falan sakın çekme abi ya :(

  • 23. en beğenilen avrupa yakası bölümü

    kesinlikle 2 bölüme yayılan uludağ gezisi bölümüdür. burhan'ın şömine önünde ayı postunun üzerine çırılçıplak uzanıp monolog yapması ve fatoş'un kendisini o halde görmesi üzerine onu da davet etmesi. dağda kaybolan aslı ve ekibinin peşinden giden fatoş ve burhanın muhabbeti. burhan'ın ölmeden önce son dilek olarak fatoştan kendisini milli yapmasını istemesi. cem'in volkanı ayı sanıp kıçından vurarak zıpkının intikamını alması. volkan ve arkadaşlarının kaybolduğu haberini alan selin'in onların peşine düşüp ayı tuzağına düşmesi. selin'in çığlıklarını duyan volkan'ın selin'in yanına gidip arka fonda çalan ibrahim tatlıses'in aramam şarkısıyla beraber seline söyledikleri. her saniyesi en keyifli 2 bölümdü.

  • 24. pucca'nın kaleminin tolstoy'dan kuvvetli olması

    katılıyorum. yeni kalemler çok sağlam. akma gerilmeleri 300 gpa çekiyor en azından.

  • 25. fatih altaylı

    rahmetli levent kırca gelir hep aklıma
    https://youtu.be/7ybko8ysmgw
    https://youtu.be/igwnd0ttwrs

  • 26. anadolu lisesi almancası

    genellikle almanca hocası diye almanya’da doğmuş büyümüş birinin orda ne iş yaptığına bakılmaksızın derslere itelenen kişiyle yapılan mecradır anadolu lisesinde almanca dersi şimdi durum nasıldır bilemiyorum.

  • 27. 14 ocak 2018 chp istanbul seçim rezaleti

    ınanilmaz olumlu bir gelismedir. chp zaten kilicdaroglu sayesinde yillardir kendini bitirdi, 2019 baskanlik seciminde kime oy versem diye arada kalan chp secmeni artik herhalde iyi parti'nin adayi haric birini dusunmez.

  • 28. ekşi sözlük dertleşecek insan veritabanı

    kirilmisss piyasada yok heralde. bir şey mi oldu acaba elemana.

  • 29. mihriban'ın ayrılığı ölümden zor bellemesi

    bunu belleyen mihriban değil ozanın kendisi. götünüzle dinlemeyin güzelim türküyü.

  • 30. chp'li kaftancıoğlu'nun eşi domuz yiyor iddiası

    hayır sana ne? kime ne? zorla domuz yiyin mi denmiş ? adam tavuk yer gibi yaparken gizli gizli yerken mi yakalanmış ?

    yetimhanede erkek çocuk tecavüzü kadar günah olmayan hadise . kendisine afiyet olsun.

  • 31. bir kadının en güzel olduğu an

    hafif utangaç ve hayran kalmış bir ifadeyle gözlerinin içine derin derin baktığı, zamanın o anlık durduğu andır.

    çok güzelsin, seni seviyorum dedirtir.

  • 32. tek başına sinemaya gitmek

    birazdan loving vincent filmi için gerçekleştireceğim eylem. yalnızlığımı vincent ile taçlandıracağım. *

  • 33. 14 ocak 2018 sonar anketi

    eğer seçim bu ankete yakın oranda çıkarsa;
    1) seçim akp ve yavrusu mhp tarafından provoke edilir.
    2)medya baskısı yapılarak seçim yenileme gündeme gelir.
    3) seçim yenileme kararı alınır.
    4)yeni seçime kadar şehit haberleri artar, birkaç bomba patlar.
    5)medya, ''erdoğansız türkiye'nin sonu böyle olur'' başlıkları atar.
    6) halk korkar, dolayısıyla kararsızların ve medyaya göre şekillenen korkakların oyları değişir.
    7)yenilenen seçimi erdoğan kazanır.
    8)basın ''erdoğan'ın muhteşem zaferi'' diye duyurur.

  • 34. iyi parti

    işlevsiz hale gelen mhp ve chp'nin oylarını rahatlıkla birleştirebilecek partidir.

  • 35. nüfusun azaltılması için gereken virüs

    egitim virüsüdür. egitmek lazim insanlari, halklari, comarlari. boylece tavuk gibi yumurtlamazlar ve kimseyi yok etmeden nufus yavas yavas azalir. egitin ki sicip sicip sokaga atmasin kimse cocugunu, 10 tane vitaminsiz ve beyinsiz pic kimseye lazim degil.

  • 36. sıkıntısıyla meşhur şehirler

    istanbul'a huzur dolu bir şehirden geldim, taşındım aman sakın diyorum.

    sayayim sorunlarını trafik berbat nerde oturursan otur.

    bir çok yeme, içme faaliyeti pahalı.

    ulaşım hep aktarmalı dolasiyla pahalı.

    arabanızı park edecek yer yok.

    maganda çok.

    çok kozmopolit güvenlik sıfıra yakın.

    guzel yerleri var ama gitmeye değmeyecek trafik var.

    imkan fazla ama yine pahalı.

    yani ben ettim siz etmeyin.

  • 37. zaytung'un ekşi sözlük paylaşımı

    şurada görülendir.

    her şeyden ve herkesten önce ekşi sözlük yazarlarına soracaksınız temalı bir cenk tosun paylaşımı.

    buradaki linç kültürüne ince bir dokunuş yapmışlar.

    --- spoiler ---

    everton teknik direktörü sam allardyce, cenk tosun'un ilk maçtaki performansına ekşi sözlük'teki tüm entry'leri tek tek okuduktan sonra karar vereceğini açıkladı...

    --- spoiler ---

  • 38. 3 yıl boyunca aynı cüzdanı kullanan erkek

    cüzdanı pantolonunun arka cebinde taşımıyordur.

  • 39. arda turan

    herkes galatasarayli olamaz sözünün fiiliyata dökülmüş şeklidir.

    başkanlar,yöneticiler,hocalar unutur, taraftar unutmaz bu seçimini, yillar evvel hakan şükür de galatasaray'ı birakip siyasi parti mitinglerinde dolaşıyordu, taraftar o'nu da siktir etmişti bu sebeple, adam sonra ülkeden kaçtı şimdi gidecek hicbir yeri yok o yuzden twitterda taraftara yalakalik yapma peşinde, seni de siktir etti artik taraftar, dogustan galatasaraylı olunmuyor galatasaraylilik hakediliyor, kazaniliyor, 3-4 sene görev almiş elin isveçlisi futbolu birakip geliyor, 4 sene gorev almiş kalecisi bir telefonla brezilya'dan geliyor, gerçek galatasaraylılik boyle bir sey cünkü.

  • 40. dil sınavı şartı kaldırılmalıdır

    kusura bakmayın ama yök dil sınavından 65 alamayan adam da doçent olmasın bir zahmet.

  • 41. chp'ye bundan sonra oy vermeyecek olmam

    6 entry ile gelmiş asgari ücretli bir ak troll gavatının sözü.

  • 42. volkswagen polo

    ocak 2016 dolar kuru: 2,95
    ocak 2018 dolar kuru: 3,75

    aynı fiyata sattığında değer kaybı: %25 civarı

    evet tam bir değer koruma aracı.

  • 43. israil'i sevmek için 37 neden

  • 44. sözlükçülerin iyi ki almışım dediği şeyler

    (bkz: almanya vatandaşlığı)

  • 45. sevgilisinden yeni ayrılanlara tavsiyeler

    norveçli balıkçıların kullandığı nötrocina ile her gün ellerinizi kremleyin.

  • 46. 90'lı yıllarda tr'de olup da şimdi olmayan şey

    okul okuyanın iş sahibi olup iyi para kazanması.

  • 47. 14 ocak 2018 canan kaftancıoğlu'nun istifası

    genel merkez'den gelen baskılar üzerine istifa edeceği konuşuluyor.
    zaten atatürk'ün partisinde ermenici, soykırımcı birinin bu düzeye gelmesi kabul edilemezdi.

    halktv bile bu işin üzerine gittiğine göre, nazikçe istifası kabul edilir bugün.

    http://halktv.com.tr/…ermeni-soykirimi-tweet-277387

    https://www.ulusal.com.tr/images/upload/cke.png
    http://www.cagdasses.com/…201801/108003_605x209.png
    https://www.ulusal.com.tr/images/upload/ck.png

    not: burada mesele, chp'nin kuruluş değerlerine tamamen ters ve hatta türkiye cumhuriyeti devleti'nin ana unsurlarına savaş açan bir kişinin chp'den istifa ettirilmesi. rte atatürk diyemeyince nasıl eleştiriyorsak, akp'li bir takım yobazlar atatürk'e saldırınca nasıl parlıyorsak aynısını burada da devam ettirmemiz lazım. omurga lütfen.

    (bkz: sözlükteki pkk'lıların canan kaftancıoğlu aşkı)

  • 48. ateizme göre evlatlığın eski karısıyla evlenmek

    şu sidon ve birkaç tane dallama durmadan ateizme bir seyler atfedip eleştiriyorlar ya bitiyorum. nerenin gerizekalilarisiniz yavrum siz? ateizm bir din değildir ve bir ahlak sistemi ya da ne bileyim metafizik anlayışı yahut siyaset kuramı yoktur. bütün argumanlari tanrının yokluğu veya bilinemezliği üzerinedir ve başka konularda söyleyecek şeyi yoktur. gerisini hep siz uyduruyorsunuz. bak altındaki geri zekali nasıl yazmış: ateizm/materyalizm. sanırsın ikisi ayni ya da birbirinin alternatifi seyler. arkadaşlar malsınız, argumanlariniz çok havada ve safsata ve yalandan ibaret.

    ahlak dediğin şey doğru ve yanlışlar listesinden ibarettir. bunlar topluluk halinde yaşayan insanlar arasında kendiliğinden oluşabileceği gibi dinlerin öğretileri ve filozofların ahlak kuramlarının kurumsallaşması ile de oluşur. kaldı ki islam dahil dinler asla yeni seyler söylemez, ahlaksizligi meşrulaştırır sadece. (mesela dört kadın evliliği, mesela kadına mirasın yarısını vermek)

    mesela ensest çok eski topluluklardan beri bir tabudur. yasaktır yani. çünkü kardeşler birbirini sikince çocuk özürlü doğuyor ve insanlar da tanrılar onları lanetledi sanıyordu. gidin en ilkel topluluklarda bile ensest tabudur. daha gelişmiş toplumlarda bu kültürün parçası haline gelmiş ve böyle uygulanmaya devam ediyor. ensest öylesine evrensel ki ibrahimi dinlerin uğramadığı yerlerde de var. demek bacını sikmemek icin allahtan korkmana gerek yokmuş.

    muhammed vakası ise evlere şenlik. hadisler ortada. evlatlığının karisini beğenmiş, o da al sen evlen demiş. alan razı veren razı laf yok. kadının da rızası var sayıyoruz. burada ahlaksız olan şey bizatihi tanrının muhammedi kayırması, izin vermesi ve artık insanların bu masala inanmamasıdır.

    siktirin gidin kendi ahlaksızlıklarınızla uğraşın. niye allah böyle bir adaletsizlik yapıyor diye sorun mesela? benim neyim eksik, ben de gelinimi sikmek istiyorum diye isyan edin mesela? kapısını çalacağınız en son kişiler ateistler. ama çalın yine de, belki bor şey öğrenirsiniz.

  • 49. marula maarul diyen insan

    böreğe de böörek der.