bir fenerbahçeli olarak çok farklı galatasaray başkanları gördüm.özhan canaydın,adnan polat,ünal aysal,duygun yarsuvat,mustafa cengiz,burak elmas
hiçbiri bu arkadaş kadar midemi bulandırmadı
- boktan bir şampiyonluk yarışını çanakkale destanıyla bir tutuyor
- bir gün itidal çağrısı yapıyor ertesi gün rakip başkanın ölmüş abisini kullanıp bel altı vuruyor
- rakibiyle polemik yaratmak için deprem mağdurlarını suistimal ediyor
- sadece günlük çıkarları için rahatlıkla sözünü çiğneyebiliyor
- belediye adaylarına yanağından makas aldırıyor
allah ıslah etsin
Öncelikle, sitemize gösterdiğiniz ilgi ve destek için hepinize teşekkür ederiz. Sizlerden gelen geri bildirimler ve beğeniler bizim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.
Sozlock olarak tam 9 senedir her gün ekşisözlük'den okumaya değer içerikleri filtreleyip günlük listeler oluşturduk. Bu işi yaparken kişisel davranmadık, günün en popüler başlıklarının en beğenilen entrylerini aldık listelerimize. Üstelik bu gayretimiz hiç bir zaman ticari bir kaygı taşımadı. Yayına başladığımız ilk günden beri en ufak bir reklam yayınlamadık, sponsorluk anlaşmaları yapmadık. Sozlock üzerinden tek kuruş kazanmadık.
Bütün bunlara rağmen, ne yazık ki son dönemde ekşisözlük yönetimi tarafından alınan bot koruma önlemleri nedeniyle, ekşisözlükten entry çekme ve beğenilen entryleri listeleme hizmetimizi maalesef devam ettiremiyoruz. Bu durum ekşisözlük yönetiminin aldığı bir karar olup, tamamen bizim kontrolümüz dışında gerçekleşmiştir. Bu zorunlu durumdan ötürü yaşanan aksaklık nedeniyle anlayışınıza sığınıyoruz.
Sozlock Ekibi
Ekşi Sözlük Debe Listesi
-
1. dursun özbek
-
2. tek çocuk mu iki çocuk mu sorunsalı
benim için, çocuk büyütme konusunda yanında olabileceğin kadar cocuk sahibi olunmali. çalışan bir anne olduğum için, çocuğumun büyürken yaşadığı pek çok şeye şahit olamadım. onu büyüten sevgili annem oldu. ne ilk adımlarını attığı gün yanındaydım, ne de ilk konuşmasını duydum. videolardan izledim. bazı özel günlerini kaçırdım. "iyi bir anne miyim?" sorusu içimi hala kemiriyor.
annesiyim, evet, ama annemle aralarında daha derin bir bağ var. çalışmayı seviyorum, bu nedenle ne ikinci ne de üçüncü çocuk istemiyorum. uzun ve güzel bir ömrü olsun tüm çocukların. ama yanında olamayacak ve bakım veremeyecekseniz, ikinci çocuğu kendinize değil, başkasına doğurduğunuzu unutmayın. -
3. 10 mayıs 2024 güneş yüzeyinde jeomanyetik fırtına
almanya'nin dört bir yanindan, avusturya'dan, alplerden kuzey ışıkları fotoğrafları yağıyor. ben bir halt göremiyorum. muhtemelen ışık kirliliği yüzünden.
edit:alpler bildiğin pespembe -
4. kızılcık şerbeti (dizi)
atatürk, sikindirik bi dizi sahnesinde kullanılacak kadar ayağa düşmedi bu ülkede. üstelik bu kadar ahlaksızlığın döndüğü bir dizinin hiç haddine değil, bunun adı saygısızlık! size mi kaldı atatürk'ü yüceltmeye çalışmak falan… atatürk'ün buna ihtiyacı mı var?! üstelik atatürk'ü sevmeyen herifin surat ifadesi ve ima ettikleri ile neyi amaçlıyorsunuz acilen açıklanması gerekiyor! nereden baksan aptalca bir sahneydi.
senaristlerin artık bu saçmalığa son verip diziyi sonlandırması gerekiyor. atatürk kırmızı çizgisi bu vatan evlatlarının ve bu tür saçmalıklarda kullanılması gerçekten zoruma gidiyor! yapmayın şunu! -
5. efendi erkek arabası
(bkz: corolla) hiçbir corolla sahibinin trafikte çakkallık yaptığını görmedim.
-
6. kadınlar neden efendi erkeği sevmez
bugün incel vesaire, çoğunu bilmediğim, bilmeyi de istemediğim birçok zamana kavram türemiş. oysa manzara oldukça aşikar.
erkek iğdiş ediliyor, kadın ise erilleştiriliyor. ibn-i arabi, kadının dominant hâle geldiği tüm toplumların ahlaken kesin olarak çökeceğini sebepleri ile bildiriyor.
kısaca değini olsun. dinsel bir paradigma ile de olmasın hani. hikaye mağaradan başlamış olsun. erkek avcı. çıkar. toplar. getirir. stres dediğin şey, erkeğin doğal bir güdüleyicisi ve gerçeği. kadın ise içeride. kadın evci.
biyolojik, sosyo-kültürel, dilediğimiz yerden, dilediğimiz şekilde bakalım. denklem değişmiyor.
binlerce, on binlerce yıldır süregelen bir akış var. hep aynı. aynı doğrultuda değişirse değişiyor.
ve kırılma anları var. bazen, bir şekilde toplum kadın-egemen hâle geliyor. amazonlaşıyor. inanna rahibelerine tapınır hâle geliyor. bakıyorsun. ahlaki çöküntü. sosyal çöküntü. piçleşme. ibneleşme. orospulaşma. ahlak dediğin her neyse içi sadece boşaltılmıyor, ahlaksızlık dediğin yere zincirleme bir şekilde, hızla ilerliyor.
erkeğin iğdiş edildiği, toplumun tüm yapı taşlarının aşındırıldığı ve tahrip edildiği bir toplumu hipnotize etmek kolay çünkü. birbirine desteği kalmamış hücreler, umutsuz bir şekilde köleliklerini sürdürür. karısından dahi efendilik görmeyen bir erkek, sistem için bir mesele olmaktan çıkar çünkü.
çok değil. birkaç nesil önceydi. evin rızkını erkek temin ederdi. vazife onundu. kadından çalışması beklenmezdi. norm olan, fıtri olan buydu. vasat bir gelire sahip bir erkek bile, bir başına evinin tüm rızkını temin edebilirdi. yetmedi mi? komşular arasında üç aşağı beş yukarı bir sosyo-ekonomik denklik ve bunun doğurduğu bir gerçeklik vardı. yetmedi mi, komşudan alırdın. fazlaysa verirdin. yakınlık ve dayanışma iyiydi. sonra göstermek, gösteriş yapmak tamamıyla ayıp karşılanırdı. fotoğraf albümlerinin bile haklı nedenlerle mahrem kabul edildiği bir zamandı çünkü. "şuraya gittim, şunum var, şöyle böyle süperim" yapılmazdı dandik sosyal ağlarda. toplumun imanı seviyesi daha yukarıdaydı. putperestlik bu kadar aşikare değildi.
bugün durum ne? birkaç nesil önce, vasat bir erkeğin edinebildiği geliri, bugün aynı anda çalışan ortalama gelire sahip erkek ve kadın edinemiyor. erkek, dediğim gibi, gerek ibrahimi dinsel öğretiler doğrultusunda gidelim, gider sapına kadar darwinci pencereden bakıp mağaralardan başlayarak kuralım denklemi, en kötü ihtimalle binlerce yıldır süregelen bir gerçekliğin doğurduğu genetik, kültürel, psikolojik bir hafızanın gereği, yahut bundan öte, yaratılışın doğal icabı, erkeğin kadına galebe çalması lazımdır. evin ev, toplumun toplum olması için şarttır. şimdi red pillcilerin filan manifestosu. hiç oralarda gezinmiyorum. seksist filan da değilim. kadının, sadece kadın oluşundan ötürü nasıl muazzam bir rahmani tecelliyat olduğunu biliyorum.
ezcümle. erkek, maddi kapasitesi üzerinden, erilliğini hissetmekte ve hissettirmekte zorlanıyor.
spor salonlarında filan, güdük bir erilleşme çabası gösteriyor. ama kulağı tersten bile tutmuyor. vücut kıllarını kesen, babet çorap giyen, bakın manevi bir derinliğin gereği değil, çocuksu bir hassasiyet sonucu ağlak, kırılgan bir erkek nesli türedi. östrojen fazla. tavuk yiyorsun. memen büyüyor. paket gıda yiyorsun. memen büyüyor. büyümedi diyelim, östrojenin artıyor işte. gıda sektöründen, yaşayış diye kakalanan her bir şeyden, sürekli dişilleştiriliyor erkek.
kadınsa erilleştiriyor. squat filan yaptırıyorsun kadına. kas kütlesini büyütüyorsun. testosteronunu artırıyorsun. binlerce yıllık gidişata hiç uygun düşmez şekilde, "erkek formu" üzerinden form kazandırıp, bunu "eşitlik" bilmem nelik adıyla kepazece pazarlıyorsun. feminist kulüpler kuruyorsun. her koldan, her şekilde ifsad ediyorsun.
günün sonunda insanlar evlenmiyor. evlense de boşanıyor. hasbelkader doğan çocuklar üç yaşından itibaren delirmeye başlıyor. zaten herkes deli. ilaçlarla, uyuşturucularla, alkol ve adrenalin ile uyuşturulan, haz manyağı, doyumsuz, çivisi çıkmış bir toplum manzarası var her yerde. uyuşturuluyorsun. deliriyorsun. düşmanlaşıyorsun. kendine, kadına, erkeğe, herkese. ayarlarınla oynadılar ve oynanmalarına da göz yumuyorsun çünkü.
efendi erkek. neredeyse artık herkes efendi erkek. en erkeğim diye gezinenin, üç günde gözünü çeşme gibi akıtacak sistemin kurbanısın çünkü.
külot değiştirir gibi eş değiştirilen, grup seksin bilmem neyin artık iki nesil öncesinin umumda öpüşmekle eşdeğer şekilde sıradanlaştığı bir yerdesin.
roma'nın arenasında savaştırılıyorsun, farkında değilsin. kanın dökülüyor, ama sadece soyut. karını alıyorlar senden. en tabii, en yoksul olanın dahi en tabii, zaruri hakkı olan ev-araba-gıda-su gibi temel ihtiyaçların dahi lüks olduğu, olabildiği, korkunç bir kölelik çağındasın çünkü.
takım elbiseli kölesin. bmw'ye binen kölesin. iphone'lu kölesin. sayısız statü simgenle rablarına tapınan, firavunlarına tapınan kölesin. günün sonunda ne erkekliğin kalıyor tabii, ne kadınlığın.
bu manzarayı çizdikten sonra, bir de tüm zamanların ortak manzarasına değinelim.
doğrudan mesnevi'den alıntı yapacağım. anlatan anlatmış çünkü.
"peygamber dedi ki: “kadınlar; akıllı kişilere, ehl-i dil olanlara fazlasıyla galip olurlar.
fakat cahiller, kadına galebe ederler.” çünkü onlar sert ve kaba muameleli olurlar.
onlarda acıma, lütfetme, sevme azdır. çünkü tabiatlarında, yaradılışlarında hayvanlık üstündür.
sevgi ve acıma, insanlık vasfıdır; hiddet ve şehvetse hayvanlık vasfıdır."
şu yukarıdaki ise tüm zamanların manzarası.
kadının, tırnak içinde "efendi" adamı değil istemesi, tanıması için bile kadın gibi kadın olması gerek çünkü. bu demek değil ki erkek ağlak olsun, kadının başını döndüremesin, aklını yerinden çıkaracak meziyetlere sahip olmasın. bambaşka şeyler bunlar.
konuşulsa konu çok uzar.
her kuş kendi cinsiyle vesselam.
burada her kuşun kanatlarını yolmuşlar. -
7. opet'in araca yanlış yakıt koyması
bu rezillik tam anlamıyla yüz binlerce kişiye ulaştıktan sonra adamın sorununu çözmüşler.
burası olmasaydı yaşadığı rezillik ve hak kaybı ile kalacaktı.
sosyal medyanın nadir iyi taraflarından birisi de bu. -
8. gibi (dizi)
ya şu ersoy sikerim yılmaz seni de isteklerini de ne zaman diyecek aşırı merakla bekliyorum.
-
9. araba sürmekten keyif almak
aynen istanbul trafiğinde feci keyif alıyorum
-
10. ülkemde mülteci istemiyorum mitingi
özgür mü bey? özgür bey cübbeliyle, atama küfür edenlerle takılmakla meşgul. eko imaru, araplara burs vermekle, kaçakları topluma entegre etme sözlerini alman kanallarına vermekle meşgul, ha keza mülteci yaptırımlarından bahseden belediye başkanlarını tehdit etmekle meşgul. gençler algınız mı kapalı, kafanız mı güzel? dedenizden beklediniz olmadı şimdi yeni piyonlardan mı bekliyorsunuz ülkeyi kurtarmalarını? chp ve mhp, akp nin iktidar olmasının yegane sepepleri, politikalarının en büyük savunucularıdır. artık gözünüzü bi açın lan!
-
11. izmir sokaklarında dolaşan başıboş yaban domuzları
yetmez ama evet. madem sokak hayvanı kavramı var; sokaklarda yalnızca itler ve kediler değil, domuzlar, tavuklar, keçiler, mandalar, tilkiler, tavşanlar, kurtlar, arslan ve leoparlar, hatta maymunlar, goriller de rahatça gezebilmeli. türcülük yapıp, yalnızca kedi ve köpeği hayvan sayanların...
-
12. eşiniz için bir böbreğinizi feda eder miydiniz
ben canımı veririm, o almaz.
böbreğimi değil, iki böbreğimi birden veririm de kederinden hasta olur...
eş dediğin candır, canandır, ömrüme yoldaştır... -
13. paran olsa togg otomobiline güvenip alır mısın
şimdi sitesinden fiyatları inceledim.
ilginç olaylar var. mesela diyor ki bu yazan güncel fiyattır ama aracın teslim tarihindeki fiyatı geçerlidir. neden? bu araç euro ile gelmiyor ki, türk malı ise eğer euroya endeksli artmamalı. parçalar yabancı bu yüzden endeksli denecekse de euroyla iç piyasaya satılan türk malı mı olur?
ikincisi güncellenmiş versiyon olan v2'yi baz alacak olursak, 1,8 milyon pek de azımsanacak bir miktar değil. yerli otomobilin fiyatıyla cazip olup herkes tarafından ulaşılabilir olması sağlanmalıydı. v1 modeli bile 1,4 milyondan başlıyor. elin çinlisi o kadar gümrük vergisi bilmem nesine rağmen 900 binden başlayan arabayı senin piyasana sokuyor. senin kendi ülkende piyasayı domine etmen lazım, maliyeti daha yüksek olsa bile. ancak bu şekilde ekonomik olarak sürdürülebilir karlılık sağlarsın gelişim aşamasında.
ayrıca halen daha sipariş üzerine üretim yapılıyor gibi bir durumu var. örnek vermek gerekirse bir volkswagen'i almak için almanya'da 15 günden fazla sıra beklemezsiniz yani iç pazarına önceliklidir ve banttan sürekli araç çıkar. tabii ki vw ile togg kıyası yapmıyorum ama bu durumdan alınan mesaj satışına firma kendisi bile güvenmiyor ki elinde stok tutmuyor.
bunlara ek olarak; evet ilk ürünler için yabancı parçaların kullanılmasını doğru buldum en başında. sonuçta ilk yatırım maliyetini arge ile arttırmanın anlamı yok. ama mesela togga dair parçalarının yerelleştirilmesi ile ilgili bir çalışma biliyor muyuz? bunu neden soruyorum. sonuç olarak sen üretici olarak örneğin motorda bosch firmasına bağımlısın. şimdi tedarikte bir sıkıntı olduğunda bosch ilk senin teslimatlarını kesecek. buna çip krizi sırasında bir çok alanda şahit olduk. ayrıca yerlileştirme oranı ne zaman artacak, buna dair bir plan da yok.
ben açıkçası yerli otomobilin elektrikli olarak yapılmasını da ilk üretimlerde yabancı parça kullanılmasını da doğru buldum ama ürünün geliştirme ve yerlileştirme kısımlarında ciddi soru işaretleri olduğunu görüyorum. dolayısıyla bu iş bir hevesti ve geçti derlerse bu kadar aracın 5 sene sonra ne olacağına dair de şüphelerim var açıkçası. ayrıca araç verilerinin de doğruluğuna şüpheyle bakarım neticede bu ülkenin resmi istatistik kurumuna bile öyle bakıyoruz. yani menzildir dolum süresidir falan gibi özelliklerden bahsediyorum. ben zaten elektrikli araca şüphe ile bakan bir tüketici olarak global ölçekte kendini kanıtlamış markalar dururken nasıl gidip de gelecek projeksiyonu belli olmayan bir araca bu parayı vereyim?
dolayısıyla elektrikli otomobil alacak olsaydım, sanırım bu togg olmazdı. -
14. yabancılara ücretsiz sağlık hizmeti kararı
kamuda tasarruf çok güzel sende gelsene.
karar geriye dönük 01.12.2023 ten itibaren uygulanacakmış.
evvet cumhurbaşkanı kararı ile resmi gazete de yayımlanıp yürürlüğe girmiştir.
cumhurbaşkanı erdoğan'ın kararıyla yabancıların sağlık hizmetlerinden ücretsiz faydalanmalarına karar verildi.
-resmi gazete
görsel
edit: inanmayan arkadaşlar olmuş açın bugünkü resmi gazeteyi 3. sıradaki cumhurbaşkanlığı kararına bakınız.
https://www.resmigazete.gov.tr/ -
15. tuvalete gider gibi yapıp hesabı ödeyen şovmen tip
geri dondugunde masadakilerin sahtekarca sitemlerine maruz kalir ne gerek vardi neden odedin ben oderdim felan yalaninizi skm o adamın arkadasligini haketmiyorsunuz lan siz
-
16. cansız varlık olsan ne olmak isterdin
şarkı.
-
17. sokak köpeklerini öldüren baba için dava açılması
mama endüstrisinden köşeyi bulan bir kesim var; mutsuzluktan delirmiş başka bir kesimi güdüp, onlara bir hayat amacı, bir yaşama sebebi bahşeden, bu ilüzyonla delileri nefer haline getiren. sıkıştıkları zaman bu akıl hastalarını örgütleyip kuduz it gibi halkın üzerine salıyorlar. bu daha hiçbir şey, çocuğu sokak köpeklerince parçalanan ebeveynlere dava açan tipler bunlar, karşımızda berrak zihinler yok. normal bir ülkede derhal, hatta işler bu aşamaya gelmeden insanların canına kasteden bu terör örgütü çökertilip ruh hastası müritleri toplumdan soyutlanır. ama bizim bin yıllık devlet aklı tabii ki payını alıp sorunu görmezden gelmeyi tercih edior.
-
18. hasan arat
dursun özbek'e verdiği cevapla bir kere daha gönlümüzü almış başkandır. yanak okşatmaya, bir allah kuruş vermeden stada konmaya, devlete arazi satıp almaya devam gençler. herkes niyetinin ekmeğini yer. tarih her şeyi yazacak.
edit: 40 puan fark olduğu için konuşuyormuş. senin başkanın niye konuşuyor kardeş o zaman? kendi işinizle uğraşın.