Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. mustafa kemal atatürk'ün ingilizce bilmemesi

    yaşasaydı bütün dünya türkçe öğrenirdi aq.

    ne diyon sen kamil.

  • 2. mete han

    evet,mete moğoldur, çinlidir.tibetli de olabilir.hatta aborjin bile olabilir ama türk olamaz.çin seddi de zaten sadece aztekler için yapılmıştı.iptidai bozkırlı olan türklerin ne haddine mete'yi sahiplenmek.çin kronikleri göktürkler,hunların devamıdır demesi tamamen mecazi anlamlıdır.bizans'ın selçuklular'a da hun demesi tamamen konuyu manipüle etmek için yaptığı birşeydir.aslında göktürkler irani bir devlettir.hanedan soğd asıllıdır.

  • 3. roketi kafasına yiyen ışid'li

    (bkz: allah was not so akbar today)

  • 4. aylin nazlıaka'nın yemin töreni kıyafeti

    bence mavidir.

  • 5. başkası için akbil basıp parasını almayan insan

    biri de benim.

    yıllar önce otobüste şöyle bir diyaloğa denk gelmiştim; otobüse binen biri akbilinin bittiğini söyledi ve ücreti karşısında birinden onun yerine de basmasını rica etti. sonrasında önlerde oturan bir hanımefendi kalkarak akbili bastı ve şöyle dedi: "para istemiyorum. lütfen siz de aynı durumda kalan başka biri için akbilinizi basın ve para istemeyerek aynısını ondan rica edin"

    karmayla ilk tanışmam da böyle oldu, üsküdar-bostancı otobüsünde.

  • 6. sabah 9 akşam 5 hafta sonu tatil 2500 tl maaş

    neredeyse tüm batı avrupa'nın çalışma şartlarında, hatta daha fazla, çalışıp 2500 lira para kazanmaktır. bir de buna asalaklık, rahatlık, tembellik, ücretli işsizlik diyen çıkabilir bu memlekette. çünkü bizim ülkemizde patron arkadaşlar bir insana üç kuruş maaş veriyorsa gece gündüz, haftasonu çalıştırmalı, asgariden sigorta yapmalı - ya da hiç yapmasa daha iyi, 2500 lira verdiği için ruhunu bile satın alabilmeli. yoksa ne olur? hop başka ülkeye taşınır, sizi işsiz bırakır, ekmek vermez. ekmek parası kazanacaksanız evinize makul saatte dönmeyi, ailenizle de vakit geçirmeyi düşünmeniz asalaklıktır, tembelliktir, işe yaramazlıktır.

  • 7. 35 yaşından büyükler yazarlıktan çıkarılsın

    biz varken babasının üreme organında henüz vitamin bile olmayanların hala buralarda olan abilerine ablalarına kalkıp ahkam kesmesidir. zira yeni boş nesil ciddi tartışmaya giremeyecek kadar sığdır, burada geyik çevirsin herşeyi espriye vursun hesabındadır. ciddi bir yazara çattığında orantısız zeka ve kültür şiddetine maaruz kaldığından kendini geliştirmeye de göt olmadığı için ortam kendine uygun olsun diye düşünür.
    bir atasözü ; köpekler istedi diye atlar ölmez.
    entry sahibine kişisel gelişim önerim ; önce biraz terbiye takın dingil.

    teşekkürler.

  • 8. başörtüsü kanununun artık çıkarılması gerekliliği

  • 9. geri kalmış toplumlarda aşağılanan kavramlar

  • 10. luis suarez

    "messi, neymar'la beni pezevenklerin elinden kurtardı." açıklamasının sahibi

  • 11. adı ç ile biten erkeklerin yavşak olması

  • 12. ersun yanal

    galatasaray futbol takımının müstakbel teknik direktörü.
    karıları da al gel hocam.

  • 13. ak parti'ye neden oy verdim

    chp'nin "kredi borclariniza yapilandirma getirecegiz" diye götünü yirtip durmasini es gecmis birey söylemi. chp'nin adi bile gecmemis röportajda. ayrica toki'nin acikca kendilerini tehdit ettigini de dile getirmistir.

    chp daha ne yapsin amk?

  • 14. kaynak holding'e kayyum atanması

    asgari ücreti artırmak için aranan kaynak bulunmuştur.

  • 15. volkswagen scirocco

    ankara doğuş oto'dan 0 diye alınan bir tanesinin bagajından beyaz çizgili yeşil adidas eşofman altıçıkmıştır. araba kullanılmış mı, bayii mi koymuş yoksa alamanyalardan öyle mi gelmiş anlamadık.

    giydi hemenarkadaşım, elinde cüzdan ve marlboro light beliriverdi. gül gibi çocuk selinleri almaya gitti ya.

    kızımız olacaktı sözlük...

  • 16. cem toker

    liberal demek kafanıza göre takılın demek değil, liberal demokraside devletin en önemli ve esas görevi anayasa ve yasaları yapmak, düzenleyici denetleyici olmak. bunları bilmeyenlerin eleştirdiği lider.
    çok sesli, çok kültürlü, çok dilli olalım, ama kasımda anladık ki bunları hazmetmemize çok var. liberal parti çok bu ülkeye.

  • 17. cumhurbaşkanının ingilizce bilmek zorunda olmaması

    (bkz: doktorun tebabet bilmesinin gereksizliği)

    yeni türkiye;

    cehaletin her koşulda kutsandığı müstakbel afganistan...

  • 18. insanı istanbul'dan soğutan sebepler

    -arabaların rahatça akışına izin vermeyen ve insanı bunaltan yoğun trafik.

    -yolların ve kaldırımların yürümeye ve trafikte rahatça araba kullanmaya izin vermeyecek kadar dar olması.

    -insanlardaki geçim derdi ve hayatta kalmaya çalışma sıkıntısı yüzünden oluşmuş bir sürü psikolojik bozukluk ve yüksek sinir katsayısı.

    -havanın aşırı kirli ve sanayi dumanları sebebiyle adeta zehirli, pis olması.

    -hava sıcaklığının istanbul'un coğrafi konumu nedeniyle dengesiz bir şekilde zırt pırt değişmesi.

    -şehrin çok büyük olması dolayısıyla iş ve ev arasında kalabalık trafikte geçen uzun saatler ve bunun yarattığı stres.

    -diğer şehirlere göre ev kiraları, yol, sebze, meyva, giyecek vs.'nin daha pahalı olması.

    -resmi daireler, bankalar ve toplu taşıma araçlarını beklemek için oluşan uzun kuyruklar ve bundan oluşan zaman kaybı.

    -insan ilişkilerindeki bozukluk ve salt çıkara dayalı yakınlıklar. kimin ne zaman ne yapacağının bilinememesi, insanların fırsat buldukça birbirini kandırmaya çalışması, ilişkilerde samimiyetsizlikler, insanlarda birbirine güvensizlik.

    -gelir seviyesindeki uçurumlar yüzünden büyük fakirlik ve zenginliklerin yanyana, içiçe yaşanıyor olması ve bunun insanın adalet, hak anlayış ve dengesini bozması.

    çoğunun sebebi aşırı yoğun nüfus ve bu nüfusa değil çok daha az bir nüfusa göre dizayn edilmiş olduğundan yetersiz kalan alt yapıdır.

  • 19. kayyum maaşının aylık 105 bin lira olması

    normaldir. kanunsuz isler hep cok para kazandirir.

  • 20. eşi tecavüze uğrayan adamın beyin yakan intikamı

    once esim yedi sonra beraber yedik

  • 21. türklerin tüm avrupalıları dövecek güçte olması

    (bkz: beyefendiye irlandalı gönderelim)

  • 22. kuzu derisi prezervatif

    "ancak lateks kondomlar aıds başta olmak üzere cinsel yolla bulaşabilecek birçok hastkalığa karşı daha iyi bir koruma sağlarken kuzu bağırsağından yapılan kondomlar sadece hamileliği önlüyor."

    kuzu bağırsağı diyor altta da. adam kokoreçi sikiyomuş ya la.

    yiyoz lan biz onu hayvan herif. nimet sikilir mi hiç...

  • 23. ilk kez sevişilen kadının gece altına işemesi

    durmumuz vardı ve okudum. kafama sokayım. sakın okumayın amk. işemeli sıçmalı vol2

  • 24. ersan adem gülüm

    ümraniyesporlu oyuncuyu bulmus kendi evinde, nevzat demir tesislerinde misafir takimin oyuncusuna hic bir sebep yokken ego tatmin ediyor, yiyorsa deplasmanda yap melo'ya yap emre belözoglu'na görelim.

    besiktasin tüm maclarini izleyen biri olarak ilk defa görüyorum böyle bir tepkiyi ersan'dan, gücün o oyuncuya yetti demek yazik.

    en tehlikeli insan tipi.

  • 25. 18 kasım 2015 hamza hamzaoğlu'nun gs'den ayrılması

    umut bulut'un cezalı olmasına dayanamamis o yoksa ben de yokum demiştir, koca yurekli adam.

  • 26. 18 kasım 2015 fenerbahçe'nin son alex açıklaması

    allahtan bekar gelmedi alex düğünde taktığı çeyreğin hesabını bile sorardı belli ki !

  • 27. vajinal çizgiyi belli eden taytla dolaşan genç kız

    (bkz: yarraksal çıkıntı)

  • 28. poyraz karayel

    --- spoiler ---

    sadrettin'in halay çekerken "allah belanı versin songül" diye bağırmasına nedensizce güldüm.

    --- spoiler ---

  • 29. 18 kasım 2015 dolar kuru

    düşerken allah'ın izniyle, yükselirken allah'tan habersiz galiba. halbuki bize hayır da, şer de allah'tandır dendi.

  • 30. 18 kasım 2015 rusya'nın ışid tankerlerini vurması

    amerikanın bu tankerleri vuracak gücü, imkanı yokmuydu. niye vurmadılar acaba.

    çılgın putin işidli teröristleri hoplatıyor.

  • 31. 18 kasım 2015 yılmaz özdil'in köşe yazısı

    güldürürken ağlatmıştır.
    --- spoiler ---

    paris saldırısından sonra cevabı endişeyle merak edilen soru şu… acaba türkiye’de de “uyuyan hücreler” var mı?

    *

    televizyonda çalışırken bu sorunun cevabını biz de merak etmiştik, mikrofon alıp eminönü’ye gitmiştik.

    *

    - tbmm ne demek?
    - türkiye malzeme ofisi.
    - türkiye borsalar birliği.

    *

    - tbmm’de kaç milletvekili var?
    - en az binin üstünde.
    - 20 kadar.

    *

    - istiklal marşımızı kim yazdı?
    - fatih sultan mehmet.

    *

    - ab’ye üye miyiz?
    - yedi sekiz yıldır üyeyiz.
    - geçen sene üye olduk.

    *

    - türkiye’nin nüfusu kaç?
    - bir milyar civarında.
    - kaç bölgemiz var?
    - kuzey güney doğu batı.
    - kaç ilimiz var?
    - 67.
    - 84 plaka görmüştüm.
    - türkiye hangi kıtada?
    - akdeniz kıtasında.
    - amerika üzerinde.
    (brezilya’da diyen bile oldu.)

    *

    - kıbrıs nerede?
    - karadeniz’de.
    - emin misiniz?
    - askerliğimi orada yaptım.

    *

    - suriye nerede?
    - kuzey güney gibi.
    - japonya nerede?
    - yurtdışında.
    - uzak yerde.
    - hong kong italya fransa taraflarında.
    - avrupa’da.
    - afrika bölümünde.
    - dubai yakınında.
    - libya nerede?
    - marmaris’in karşısında.
    - mısır nerede?
    - güney afrika olması lazım.
    - arap emirlikleri kıtasında.
    - tunus nerede?
    - hindistan’a yakın.
    - rusya tarafında olduğuna göre, herhalde asya.

    *

    - kaddafi kimdir?
    - din alimi.
    - hüsnü mübarek kimdir?
    - yatır.
    (mübarek lafını duydu ya, anında türbe yaptı hüsnü’yü.)

    *

    - 1 mayıs ne bayramıdır?
    - cumhuriyet bayramı.
    - nevruz bayramı.

    *

    - genel seçimde ne seçiyoruz?
    - cumhurbaşkanı.
    - muhtar.
    - yerel seçimde ne seçiyoruz?
    - milletvekili.
    - araştırmam lazım.

    *

    inanmayanlar açsın interneti tek tek seyretsin… bu röportajların video görüntüleri hâlâ norada duruyor.

    *

    - 28 şubat süreci ne zamandı?
    - ağustos gibiydi.
    - yaz aylarıydı.
    - 21-22 şubattaydı.
    - 12 eylül’deydi.

    *

    - 12 eylül darbesi ne zaman oldu?
    - haziranda.
    - 12 eylül darbesi hangi yıldı?
    - dilimin ucunda…
    - 1980 darbesi ne zamandı?
    - haa o mu, 1984’te.

    *

    - hsyk nedir?
    - yüksek hastane kurulu.
    - yüksek seçim kurulu.
    - ssk’dır.
    - öğrenci memurluk sınavı.
    - hastane sağlık ocağı.
    - sağlık yüksek kurulu.
    - hastane sosyal yargılım.

    *

    hem vallahi hem billahi, “hesap makinesi” diyen bile oldu… tabii bazen itiraz edenler de oluyordu.

    *

    - hep bilmeyene soruyorsun.
    - buyrun size soralım.
    - sor.
    - hsyk nedir?
    - hastane sosyal…

    *

    - 19 mayıs nedir?
    - cumhuriyet bayramı.
    - cumhuriyet ne zaman ilan edildi?
    - 19 mayıs 1920.
    - milli bayramlarımız hangileridir?
    - 10 kasım.
    - 23 nisan neden çocuklara armağan edildi?
    - o gün çocuklara özel savaşlar kazanıldığı için.
    (23 nisan cevabını veren, lise ikinci sınıf öğrencisiydi.)

    *

    - wikileaks nedir?
    - romatizma ilacı.

    *

    - radyasyon nedir?
    - bulaşıcı hastalık.

    *

    - tbmm’de kaç parti grubu var?
    - 60.
    - meclis’te kaç parti var?
    - 30’un üzerinde.
    - 28’e yakın.
    - tek parti var.

    *

    - meclis’te kaç senatör var?
    - 600.
    - epey var.
    - sayısını bilemiyorum.

    *

    - en çok hangi senatörü beğeniyorsunuz?
    - tayyip erdoğan.

    *

    netice itibariyle, sadece “uyuyan hücreler” olsaydı, fazla endişelenmezdik ama…
    “uyurgezer hücreler” de var.
    “ayakta uyuyan hücreler” de!
    --- spoiler ---

  • 32. alper tunga ölünce yerine gelecek kişi

    (bkz: ıssız acun ılıcalı)

  • 33. dünyayı atlar yönetse olabilecekler

    ülkeyi kimin yöneteceğine bizden iyi karar verirlerdi ;) (bkz: şerefli at cihan)

  • 34. çocuğuna dua öğretmeyip heavy metal dinleten aile

    küçükken hem kuran kursuna gidiyordum, hem iron maiden dinliyordum.

    şimdi kuran da okumuyorum, iron maiden da dinlemiyorum

  • 35. beşiktaş

    yarın ilk defa hibrit çimde antreman yapıcakmış çocuklar.

    orda olabilmeyi çok isterdim. neden biliyo musun? olcay'ın o müthiş sahaya çıktığı andaki mutluluğunu görmek için.. çok sevinicek biliyo musun? kocaman sırıtıcak bütün antreman. eve yeni bişey alındığındaki çocuk mutluluğu gibi.. ilk defa renkli televizyon görmüş gibi sevinicek.

    olcay'ı sevin la. şu ülkeyi beşiktaş kurtaracak ve olcay'ı sevmekle başlayacak her şey.

    edit: olcay daha önce hiç hibrit çim görmediği için değil, artık bizim de var diye sevinicek zaten. ilk bisikletine nasıl sevindiğini hatırla. arkadaşınkine bi tur binmekle bir olur mu.. neyse abi sen sevme, keyfin bilir:p

    edit 2: bu notu düşmemek için bi hayli direndim ama olmuyo. arkadaş şu entry'nin bile geyik olduğunu, eğlencesine yazıldığını belirtmek mi lazım. tamam anlıyorum romantik ve arabesk çok fazla entry yazılıyo. haliyle bi hassasiyet oluşması normal ama; bunun da duygusal ve ciddi yazıldığını sanmak biraz tuhaf değil mi allasen?

  • 36. aleksis çipras

    mülteci sorunu için mozambik cumhuriyetini suçlaması gerekirken bizi suçlayan adam. çok ayıp etmiş gerçekten.

  • 37. 18 kasım 2015 fethullah gülen'in açıklaması

    --- spoiler ---

    milletin malına çökenlere de dense dense (bkz: denî haydut) denir.
    --- spoiler ---

    enteresandır, yıllarca fakir fukaraya zorla zaman gazetesi aboneliği, zor günler geçiren esnaftan yardım ayağına haraç toplayan oluşumdan sarkastik bir yaklaşım.

    müslümanlığını yargılayamam da komik olmayı çok iyi beceriyor bu pensilvanya dükü.

  • 38. sözlükteki yaran olaylar

    yaracağım, bekle dedi, gitti
    ben beklemedim,
    o da gelmedi
    yarrak gibi birşey oldu,
    ama kimse yarılmadı.

  • 39. mustafa kemal atatürk'ün gezdiği ülkeler

    (bkz: kim lan bu lavuk)

  • 40. küfür olarak kullanılan iş ve meslek adları

    (bkz: kerhaneci)

  • 41. teröre destek verenler vatandaşlıktan çıkarılacak

    paris katliamindan sonra fransa cumhurbaskani hollande'in aciklamasi.

    "terorle iliskili oldugu saptanan kisiler fransiz vatandasligindan cikarilacak"

    keske aynisi turkiye'de de uygulansa da o zaman ocalanin emegini meclise tasiyanlari bir gorsek...
    bizi tukurugunde bogacak olanlari,
    keleson namlisunu bize cevirecekleri,
    izmir uzak degil diyenleri bir gorsek...
    polis olumlerine uzulmuyorum diyen, aptal bir militan oldugunde ortaligi yakop yikanlari da bir gorsek...

    darisi kulturel marksizm artigi, teror sevici kudurganlarin basina!

    edit: kaynak

  • 42. hamza hamzaoğlu'nun kovulması

    güle güle kendi kendinin oğlu olan adam gibi adam.

  • 43. fallout 4

    bir dinozorun anıları olarak başlayacağım. serinin en eskileri(1-2) ile yenilerini(3-nv-4) kıyaslayayım.

    oyun mekanikleri olarak incelersek, fallout 1-2 bir yerde, 3 ve new vegas ayrı bir yerdedir. yani izometrik infinity oyun motorunda turn based combat yapmak sizin rpg oynuyor oluşunuzu asıl hissettiren şeylerdi. infinity engine fallout, baldur's gate ve planescape torment oyunlarında kullanılmıştır ki bu oyunlar rpg tarihinin efsanevi oyunlarıdır. daha sonrasında çıkan en taşaklı oyunlar, kotor, dragon age origins, mass effect falan bu oyunların önünde diz çöker tövbe ister, olmasaydın olmazdık diyebilirler ki demelidirler de.

    bu arada ciddi ciddi turn based ne demek bilmeyen olabilir, şöyle açıklanabilir; karakterler sırayla hamlelerini yaparlar. hamleleriniz de action point miktarınız ile doğru orantılıdır. https://youtu.be/izv61x7kbz0?t=1393 buradan görülebilir işte. bu sistem ile oyun masaüstü frp kıvamında geçiyordu. hamlelerinizi düşüne düşüne yaptığınız bir oyun oluyordu, en hazetmediğim oyun türü olan taraya taraya gidilen, saniye başı kill aldığınız/öldürüldüğünüz sikko fpslere en uzak oyun türü bu sayılabilir işte.

    bu sistem yüzünden pek çok insanın saçları döküldü, kalan saçları da beyazladı amk. fallout 3 ve sonrasındaki fallout oyunlarında action pointin neredeyse varlığını unuttum,es kaza vats açarsak görüyoruz galiba. halbuki eskiden ay sonunu getirmeye çalışan memur gibi hesaplar yapardık amk, combat knife ı bir kere sallar, bir kere saplar, sonra da 1 kare geriye kaçarım derdik, tüfeğimiz jammed olunca ya da reload yapmak gerektiğinde küfrü basardık turn yalan oldu diye, an gelirdi gebermek üzereyken, kaçabilmek için haritadaki kareleri sayardık vs.

    rpglerde olabilecek en iyi sistem budur, rpgde siz sadece oyundaki karakterin hareketini seçersiniz, o karakter de oyundaki özellikleri doğrultusunda bu hareketi gerçekleştirmeye çalışır. oyuncuya falloutlardaki gibi turn based olduğu hissettirilebilir ya da kotor, planescape torment vb. vb. oyunlardaki gibi karakterler savaşırken aslında hareketleri belli bir sisteme göre real time olarak gerçekleştirirker (ör: saniyede yapabileceği saldırı miktarı aka: attack speed bellidir, siz bırakırsınız karakteri o tıkır tıkır savaşır mesela, her turn karar vermenize gerek yoktur yani).

    bu mantıkla, rpg ile diğer türleri ayırabiliriz. mesela diablo 2 de düşman yaratıklara max hızda vurayım diye mouse kıran birisi rpg oynuyorum diyemez, hack n slash oynuyorum demelidir, (bkz: leş). ya da fallout 4 oynayan birisi elindeki sniper tüfeği ile düşmanına zoom yapıp ateş ediyorsa fps oynamaktadır. rpg oynasaydı; düşmana sniperla ateş etmeyi seçerdi-mesela o düşman sana 100 mt mesafede, bir ağacın arkasına saklanmış-sadece eli, kolu ve götü açıkta, sistem derdi ki senin bunu vurma ihtimalin yüzde 45, göte nişan alırsan yüzde 35, vurursun ya da vuramazsın. ben bu oyunda imleci, karakterimin yeteneği ile değil de kendi elimin marifetiyle düşmanın açıkta kalan götüne getirip tetiğe bastığımda mermiyi göte yüzde yüz ihtimalle sapladığım için fallout 3, new vegas ve fallout 4 fpsdir, daha doğrusu ör:deus ex gibi fps-rpg kırmalarındandır. fpsye bok attığım düşünülmesin, sadece sistemin farklılaştığını anlatmaya çalışıyorum. action point denen şey ise, düşman burnunuzun dibine girdiğinde vats açıp, düşman size saldırmadan önce ekstra saldırı yapmanıza hatta hasar almadan combatı bitirmenize, ya da merminiz azsa sürekli kafaya kafaya nişan alıp az zamanda çok ve büyük damage vermeye çalışmanıza yarayan, rezillikten öte bir şey değildir artık, iyi sayılabilecek bir fps oyuncusunun ihtiyacının olacağını sanmıyorum.

    değişimin artıları ve eksileri vardır elbet. burada oyun türü kıyaslamak ne kadar doğru bilemem ama insanların aldığı his kıyaslanabilir. mesela swat serisi de izometrik iken swat 3 fps olmuştu, ama swata zaten rpg denemeyeceği için, swat bir derinlik içermediği için pek sorun yarattığını düşünmüyorum. falloutta ise seninle beraber companionları da izometrik ekranda yönetmenin, teker teker düşmanlara focus yapmanın ya da combat öncesi sulik kapı önünde beklesin, vic duvar dibinde shotgunla takılsın vb. taktikler yapmanın hazzı başkaydı. tek karakter olduğunuzda bile haritadaki düşmanları görüp combat planlayabiliyordunuz, yeni falloutlarda mesela arkanızı göremiyorsunuz ya, orada görebiliyorsunuz. dota, lol vb. mobaları düşünün, bir gün bir firma çıkıyor ve fps dota yaptım diyor. istediği kadar aynı herolar, aynı itemlar, aynı speller vb. olsun, iki oyun farklı olacaktır. ne kadar first person olarak inanılmaz bir görsellik, eccayip bir realite falan eklenmiş olduğunu düşünebilirsiniz ama bir şeyler kaybolacaktır. mesela finger of death atan bir lion, parmağının ucundan çıkan büyü düşmanın ağzında patladığında inanılmaz bir keyif alacaktır ama harita hakimiyeti, ward-deward olayını yapamaz. bir yere giderken sürekli arkasına bakmadığı sürece arkasından kovalayan mı var göremez, yanındakilerin hitpointini takip edip zamanında mekanism basamaz vb.

    bu değişim de grafik kalitesinin artışı, oyuncuların çok grafikli-pek grafikli-hep grafikli oyunlara yönelmesi, makinelerin bol aksiyonlu olayları kaldırabilmesi ile kaçınılmaz hale geldi diyebiliriz. yani ör: wasteland 2 de olduğu gibi, sınırlı bir kitleye hitap edileceğine fpsye dönderdiler oyunu. neticede artık counter oynanırken, makineler yarrak gibi olduğundan parasını verilip dedicated server kurulmuyor sanırım internet cafelerde. mesela fallout 3de megaton şehrindeki atom bombasının patlamasını tenpenny towerdan canlı canlı izleyebiliyorsunuz, eskiden olsaydı bunun için en fazla bir cinematic eklenirdi. mesela fallout 4ün başında vaulttan çıkışımızı canlı canlı yaşamaz, https://youtu.be/8n2g5tf7g2i?t=65 gibi bir şey görürdük.

    asıl sorun burada başlıyor, text bazlı, az grafikli oyular programcıya çok daha büyük özgürlük verirken yeni oyunlarda daha lineer, daha az seçenekli oluyor işler, daha sınırlı diyalog ve hareket imkanı oluyor. mesela bu sebepledir ki fallout 4teki sadece 4 seçenekli (soru sor-evet-hayır-şebeklik yap; sarkastik pezevenk seni) diyalog ekranı eski falloutçuların kanını dondurmakta. kasmışlar, her diyalog için ses kaydetmişler, eyvallah, konuşurken senin adam konuşuyor, karşıdakinin sesini duyuyoruz falan da ee, yarrak gibi olmuş diyince de "oldfagler beğenmedi" oluyoruz amk. ne diyem mahmut mu diyem?

    eski falloutlar, etkileşim temelli karşılaştırıldığında rpg değil de simülasyon gibi kalıyor neredeyse yenilerinin yanında. şu örneği vereyim, benim için falloutun eskileri ile yenilerini ayıran olay aslında 3 boyut falan değildir, fallout 3te, brotherhood ile beraber ilk defa gördüğümüz bir super mutant behemotha karşı savaşırken, yerden fatboy alıp behemotha mini nuke atıp öldürdükten sonra, deneme maksadiyle bos paladinlerinin liderine de sıktıydım bir tane mini nuke. karı yamuldu, 20 metre uçtu, sonra yanıma gelip behemotha karşı savaşta yardımlarına koştuğum için teşekkür etti. ben o gece çok kabus gördüm dostlar, bu saçmalığı kaldıramadım, dönüp durdum hep. rüyada fallout 2deyim, mini nuke falan da değil sikko 10mm tabancadan çıkan mermim düşmanla melee kapışan sulik'e değdi diye adam dellendi, bana saldırdı. ya da arroyo halkına saldırdım, herkes bana daldı falan. sonra gözlerimi bir açtım, yeni fallout oyunlarındayım gene, npclerin main questte rolü varsa ölmedikleri o garip dünyadayım. unconscious oluyor, biraz uzanıp kalkıyorlar piçler.

    companiona bir ton eşya yüklenebiliyor, köpek sırtında 150 lbs eşyayla önden fırlayabiliyor. ha bir de ölmüyor bu orospu çocukları fallout 4te anladığım kadarıyla. sonra vay efendim o kadar companion seçeneği varken niye yalnız geziyorsun? yalnız gezeceğim tabi amk. dogmeatten tiksindirdiniz yeminle.

    rpg öğelerinin azalmasına bir örnek de special denen statların oyuna etkisinin epey azalması. hani mouse imlecini düşmanın üzerine getirip ateş ettiğimde stat, perk, action point vs demeden düşmanı vurabiliyorum dediydim ya, esas sıkıntı combat dışı statlarda ortaya çıkıyor. yani ör: charismanız ne kadar yüksekse o kadar çok companionla beraber party kurabiliyordunuz. mantıklı?- evet. fallout new vegasta falan limitliydi, 1 tane insan 1 tane robot falandı sanırım. neden?-zaa. yahut lockpick denemeleri var ya, eskiden bunlar da yüzde ihtimaline göre hesaplıydı, yapardın veya yapamazdın. şimdi elimizde firketelerle mini oyun oynuyoruz ekranda, diyelim ki cidden benim -oyundaki karakter değil, bilgisayar başındaki benim- elimin ayarı yok, bildiğin yeteneksizim, oyundaki karakterim tam bir çilingir olsa bile firketeleri bitirip sik gibi kalabilirim. tek fark-artık çok zor kilitler karşısında karakterimiz "yok abi ben bunu açamam, uğraşma" diyor. ya da karakterin ne kadar zekiyse o kadar çok diyalog seçeneği çıkıyordu ki falloutu fallout yapan şey belki de budur, diyaloglar. zekası düşük karakter bir sikim anlamadan ugh mugh diyerek konuşuyordu, http://staticdelivery.nexusmods.com/…1340038852.jpg eski oyunlarda oyunu baştan sona mongol olarak oynuyordunuz, yeni falloutlarda da sadece birkaç diyalogda olsa da vardı bu, ta ki fallout 4teki diyalog kepazeliğine kadar. yani güzelim seri gittikçe rpgden uzaklaşıyor diye bas bas bağıranlar gayet haklılar. hiç int 1 ile int 10 olan aynı konuşur mu amk?

    bi de skilleri niye kaldırdınız amk, aptal gamerlar rakam görünce korkuyor dimi amk? la ne güzel first aid skilli vardı, yaralı parmağa işeyerek iyileştirmek istiyorum ben, önce sadece medicine skiline çevrildi o stimpacklerin heal miktarını falan skill pointine göre arttıran, sonra o da kalktı, 4 levellı bir perk olarak alınıyor şimdi, stimpack heali sabit olarak yüzde 30dan 40a çıkıyor vs.

    fallout 4te minecraft gibi oyunlardan esinlenerek eklendiğini düşündüğüm bir şeyler inşa etme fikri ise bence boku çıkarılmadığı müddetçe kötü değil. garip bir dünyada hayatta kalmaya çalışan birisiniz, bir grup gariban buluyorsunuz, onlar da saldırıya falan uğramış, kurtarıyorsunuz, sığınılabilecek güvenli yer diye artık hayalet kasaba haline gelmiş olan eski kasabanıza -sanctuary- geliyorsunuz. insan bu durumda gezdiği her yerde her şeyi araştırır, işime yarar mı diye bakar. bok püsür toplayıp yok şişkebab diye yanan kılıç, yok nuka kola el bombası vs. sikten yaraktan silah yapmaktansa(o silahların tümünün amına koyayım), ya da 25 caps kazanmak için wastelandda 50 kilo junk item taşıyarak gezmektense, "aha ben bunun içindeki vidaları alırım, şu alüminyuma şekil verip vidalarla sabitler sonra da silaha tutkalla tuttururum, namluyu şekil yaparım" vs. vs. diye weapon mod kasmak mantıklı geliyor. mcguyver gibi etrafta işimize yarayabilecek itemları toplama olayı var yani artık, bu tarafını sevdim. eskiden "ne sikime yarayacak bu, götüme mi sokacağım amk" dediğin şeyleri fallout 4te alıyorsun, kah patlayıcı yapımında kimyasal madde yapıyorsun, kah bulduğun bir cihazın içindeki elektronik devreleri söküp bunlardan yararlanarak settlementa turret yapıyorsun vs. bu yüzden etraftaki işe yarayabilecek eşyaları karıştırmanın bir anlamı var, hayatta kalmak, hayatta daha iyi kalmak için bu eşyalara ihtiyacın var artık. ha sen dünyadaki bütün itemları toplayıp, bin tane settlement yapıp hepsini de fullemek, minecraftta amatörü eğlendirecek şeyleri yapmak istiyorsan durum biraz vahim diyebilirim. fallout oynayıp ucundan da olsa rpg yapacağına böyle ibişlikler yapmanın manası nedir, bayırdırlık ve iskan bakanlığı mısın sen pezevenk? kasabada boş on tane ev varken kendine ev dikmeye çalışmanın manası nedir? millet mülteci olarak benzinlikten bozma yerleşkene gelmişken duvara resim asmanın, daha az cloth harcayıp milleti yatakta değil uyku tulumunda yatırırken yere iran halısı atmanın zevki nedir amk? la gökten rpg yağarken senin kafana sims mi düştü amk?

    bu arada fallout 4te niye hala otomobil yok amk. fallout 2de bir şekilde çalıştırıp yollarda akıyorduk, bu oyunda adam terk edilmiş evlerde bulduğu parçalarla sanayi tipi jeneratör, lazer turret, su arıtma makinesi falan yapabiliyorsa saatte 10 km hızla da olsa ilerleyebilen bir araba, yoldaki sayısız bozuk arabadan birini tamiri geçtim hadi; ford t modelini falan yapabilir amk. ben olsam yapardım yani, ayağımı yerden kesse yeter, burnuna bir de taramalı lazer takarım. new vegasta ghoulleri uzay gemisine bindirip göğe yollamış adamız amk, elin oğlu synth üretiyor, biz bunu mu yapamayacağız. (bkz: 2287 oldu uçan arabalar nerede orospu çocukları). hadi ben yapamadım brotherhood yapsın amk.

    bir de aklıma şu geldi, fallout un ilk oyununda susuzluktan gerebiyorduk ya hani. son oyunda su arıtıcı cihaz yapmak dünyanın en kolay işi amk, bunu o zaman düşünememişler mi cidden? onun için mi su tüccarı diye bir şey vardı, keriz gibi gidip vaultumuza caravan caravan su göndertiyorduk yani. bu da kafamdaki garip sorulardan biri. tutarlı olunsa ya biraz.

    lan new vegasta ne de güzel eklemiş olduğunuz susama, acıkma olayı(hardcore neden eklenmedi bir de? niye karakterim püskevit diye ağlamıyor amk. yine hayvan gibi susayıp boklu heladan su içmek istiyorum ağzımın kenarından radyasyon aksın istiyorum. hayvani uzunlukta quest yaparken yorulunca elim ayağım tiresin istiyorum. bebe işi yapıldı iyice oyun.

    neyse, requiem for a rpg'yi geçersek;

    fallout 4ün başlangıcı çok güzel. savaş öncesi sıradan hayatı ve götümüzün dibinde nuke patlayışını izlemek hoştu. sonrasında da direkt insanların içine düşmeyişimiz hoşuma gitti. yani hayalet kasaba, bir süre sadece yıkık binalar görmek gayet güzel.

    onun dışında fiks rpg işleyişi var, karşımıza çıkan yaratıkla tırttan en güçlüye doğru gidiyor. fallout oyunları için bu karınca, roach vb. sonrasında akrep, fare, raider, ghoul, robot.. deathclaw falan diye gidiyor.

    bu oyunda en çok eleştirilen şey karşımıza birden power armor çıkması, sonra da minigunla deathclaw öldürmemiz. fusion core ile çalışması yüzünden sürekli giyemiyor olmamızile çok anormal bir durum olmamış bence. yani sonra power armoru çıkarmadan taraya taraya gidip oyunu bitiremiyoruz. sağdan soldan fusion core çıkıyor, ben normal zorlukta şu ana kadar kullanma ihtiyacı hissetmedim. sniper karakter yerine melee karakter olsaydı gerekebilirdi ama. bir de eski oyunlarda power armor giymeden önce training gerekirdi, brotherhood gelir öğretirdi sana. şimdi oyundaki erkek karaktereski bir ordu mensubu olduğundan bu eğitimi zaten aldığını kabul ediyorum ama hatun karakter hukuk okudu diye geçiyor. bu karı power armoru nasıl kullanıyor onu anlamadım. evde bile her işi mr. handy yapıyor zaten, hamur aç desen açamayacak avukat hatun gidip cart diye armor giyiyorsa saçma. minigunla molerat öldürmek de saçma olduğundan techizatı alıp sanctuarydeki eski evime koydum. önemli bir düşmanla -zor değil, önemli- karşılaşacağım zaman "seni bugün içmek nasipmiş amına koyayım" diyen idris kaptan gibi çıkaracağım.

    çekmece,dolap karıştırırken itemların gözükmesi hoş olmuş. bir de itemların hasar görmesinin kalkması hoşuma gitti. lan amına kodumun tabancası ikiyüz senedir sağlam, nükleer savaş falan atlatmış. sen beş on ateş edince eskiyor. hassiktir oradan. craft olayında ise saçma olan şey şu, mesela tüfeğin birinden dürbünü söküp diğerine takamıyorsunuz. ne alaka la? ama tüfeği scrap ederseniz çelik, vida falan veriyor. la bana dürbünü lazım amk. yine de repairın kalkması iyi işte.

    ana quest biraz zayıf. oyunun başı için söylüyorum, iki yüz yıl uyumuşuz, bebek kaçırılıyor. belki bebek kaçırılalı 150 sene, öleli 100 sene oldu. bizi motive eden tek şey jet bağımlısı faldan anlayan tinerci teyzenin "çocuğun hayatta" demesi. atom çağında bu karının sözünü mü dinleyeceğim la. o yüzden şu anda su çipi ya da geck arayan bir karakterin motivasyonuna kesinlikle sahip değilim. new vegasta da böyleydi, o yüzden daha özgürce geziyorum wastelandda. bu yüzden sağda solda settler görünce yardımına koşuyorum, yoksa "lan vaulttakiler yarrağı yiyecek,çip bulmam lazım önce" derdim çoğu olayda.

    radyasyon fırtınası gibi bir şey çıkıyor arada, arazide yakalanınca paçalardan radyasyon akıyor. yağmur yağıyo güneş açıyor vs. weather olayları fena değil.

    skiller kalktı diye kızıyorum ama bazı yerlerde çok da kötü değil. örneğin silaha belli bir modifikasyon yapmak için yine de gun nut 2 - science 1 lazım falan diyor. yani önüne gelen istediği her şeyi yapamıyor skill yok diye. gönül ister bunun gibi instant success olmayan birkaç şeyde daha skill kullanılması, success için yüzde hesabı olması. sneak, medicine, lockpick, speech check vb. gibi. oyunu rpgden uzaklaştırdıkça böyle oluyor işte, kontrol karakterden çok oyuncuya kayıyor.

    şu anda gayet zevk alarak, serinin her oyununda olduğu gibi ağzımın suları aka aka oynuyorum. eskiye özlem falan tabi ki var ama fallout bu boru mu amk. o yüzden gözümüz grafikleri görmüyor, çeşitli saçmalıkları, bugları sineye çekebiliyoruz. yirmibeş saat falan oldu, ağır ağır sindire sindire geziyorum bostanda.

    en büyük endişem, bu lavukların town kurma, yok efendim ev dikme vb. saçmalıkları sonrası fallout online üretmesi, milletin minecraft oynar gibi fallout oynaması, ben evi böyle diktim hacı, bak odaya elektrik bağladım lamba yanıyor amk diye ortalıkta gezinmesi, internetin tutoriallarla dolup taşması. online oyunda ölme de olmaz, en yakın şehirde tekrar spawn falan oluruz mesela. sonra obez kirpi neden minigun alıp bethesdayı bastı amk.

    ---

    biraz bodos yazdım kusura bakmayın, oynadıkça editlerim burayı daha, yanlış ya da eksik şeyler varsa mesaj atabilirsiniz.

  • 44. kadınları erkeklerden soğutan nedenler

    #56328219 no'lu entryde görüldüğü üzere önce "-iyi sikememeleri." dedikten sonra "-kadının yanında terbiyesiz davranması, küfür etmesi, sikişli-sokuşlu konuşması" diyerek tutarsız olması da olabilir...
    edit: ben erkek halimle soğudum... (bkz: o derece yani)...
    edit2: (bkz: yer mi anadolu çocuğu) capsi aldım akşama koyarım...
    edit3: entry neydi diye sorular geliyor...
    efenim capsi henüz koyamadım resim upload siteleri malum yasaklı...
    entry transhumannerd adlı suserimizindi...
    edit4: caps var huzur var agaaa...

  • 45. 18 kasım istanbul depremi

    her sene aynı saatte olur.

    her şeyi geçtim, 3 şiddetindeki depremi nasıl hissettin, o nasıl göt de bu denli küçük titreşimleri hissediyor mübarek. demek ege denizi, kütahya ya da malatya tarafında olsa göt nicki minaj gibi olacak titreye titreye.

    şu denli küçük depremlere de goygoy yapmayın amk.

  • 46. 22 yaşında pizza ile evlenen adam

    pizzanın yaşının 22 olduğunu nasıl öğrendiniz ? ilginç bir haber.

  • 47. boşanma oranlarının artma sebepleri

    bir insanla tek vucut olamamak , senin paran, senin araban, seninkiler gibi kopukluklar olduğunca insanlar boşanır, evlilik tek vucut olmaktır gerçekten. insanlar internet, tv gibi nedenlerle sürekli hayali ilişkilere özeniyor ilk başlarda güzel giden ilişki, zamanla kişiler gerçek yüzlerini gösterdikçe dağılıyor.

    saçma sapan evlilik adetleri yüzünden gerek kendi özentisi gerek ailesinin ısrarı yüzünden kızlar hep bir prens bekliyor. pahalı ev eşyaları, pahalı takılar bir kere evleniyorum saçmalığı yüzünden borç harç ile evleniliyor. evliliği eve gelen dangalak misafirlere saçma sapan eşyalarını gösterip bununla hava atmak istiyor gelinler ya da damatlar. sosyal paylaşımda kendilerini prens ve prenses gibi gösterip çevresine hava atmak istiyorlar. düğünlerin amaçları bu duruma geldi.

    sonradan hayatın, evliliğin başlaması ile aylar önce gelinliğiyle ya da damatlığıyla olan çiftin karşısında atletle, pijama ile oturduğunu gece horladığını gören çşiftler o hayal aleminden çıkıyorlar. evet evliliği düğünden, yılışık sevgi gösterilerinden sana çiftler en kolayından birbirlerinden vazgeçip boşanıyorlar. sonuç o artık tanıdığım kişi değildi ouyor.

    20 milyara salon takımı, 18 milyara mutfak takımı alan çok mutlu, yılışık sevgilililer vardı tanıığım. en güzel düğünü en güzel nişanı yaptılar ama bu evlilik 6 ay sürdü. borçlar ve insanların gerçek yüzleri o çifti ayırdı.

    ayrıca 1+1 ev kiralayıp sadece kuru nikahla evlenen ve şuan ucuz bir koltukta sarılarak film izleyen 4 yıllık evliler de var. tek vucut olmayı bildiler hep bizim diye konuştular :)

  • 48. 18 kasım 2015 paris'te canlı bomba patlaması

    kendini patlatabilen ruh hastası bir topluluğun bir diğer eylemi.

    ortadoğu' ya gelir müslüman öldürür, yeterince müslüman değil diye; batıya gider gayrimüslim öldürür, hiç müslüman değil diye.

    konudan sapıyorum ama merak da ediyorum lan, müslümanlar dışında birbirini öldüren kaldı mı?

  • 49. 17 kasım 2015 türkiye yunanistan maçı

    bu ülkede birileri yaşıyor.

    bu insanlar 20. yüzyılda papaya suikast düzenleyenler. madımak'ı yakanlar... maraş ve çorum katliamını yapanlar... turan dursun, uğur mumcu, bahriye üçok'u öldüren insanlar. saygı duruşlarını ıslıklayan yuhalayan insanlar. menemen'de kubilay'ın kellesini kesen insanlar. rakka'da ışid, mısırda müslüman kardeşler, afganistan'da taliban ve el kaide. filistin'de hamas. nijerya'da boko haram. bu insanların süperegolarında son 900 yıla ait hiç bir erdem kalıntısı hiç bir ahlak muhtevası, medeniyet kırıntısı yok. 900 yıl önce dizayn edilmiş bir süperego bunların id'lerini de egolarını da sanki hala orta çağdaymışız gibi yönetiyor.

    zulüm 900 yıl önce başladı. bu insanlar gazalinin ve ibn-i teymiye'nin çocukları. bunlar insanı bu topraklarda doğduğuna pişman eder. islamcılık dünya tarihinin en büyük baş belasıdır, en aşağılık ideolojisidir.

    bu ülkede birileri yaşıyor ve bu birileri malesef çok kalabalıklar.
    tümünden içtenlikle, samimiyetle, bütün varoluşumla tiksiniyorum.

    (bkz: islamcılığın psikanalizi/@skocax)

  • 50. amazon.com

    buradan süpürge aldım ben. ilk gün güzel güzel çalıştı. ikinci gün gitti. belki de ben bozdum.

    chat'e bağlandım, dedim adres verin garanti için yollayacağım. çok tutar sen yollama, al sana yenisini yolluyoruz üzme tatlı canını dediler.

    kargo margo vs. her şeyi iade ettiler. yeni makine yolda. eskisini de tamir ettirebilirsen ettir kullan dediler.

    ben de adınıza bağış yapacağım dedim tamir olursa. hakikaten de yapacağım.

    müslüman geçinen şark kurnazları, keşke az biraz gavur olabilseydiniz.