qelebex8
profili

  • 8 dairenin kira geliriyle geçinmek

    80'lerde ankara'da yaşadığımız apartmanın, görevli için bodrum katında bir lojmanı vardı. apartman görevlimiz eşi ve iki oğluyla burada yaşar, kira ödemez, elektrik ve su harcamaları da apartmanın ortak giderlerinden karşılanırdı. ısıtma zaten merkeziydi. eşi de evlere temizliğe gider, geçinir giderlerdi.

    o zamanlar oran sitesi baya baya şehir dışı, yıldız tarafları da bildiğiniz dutluk idi. bu amcacım oralarda bir yerde bir gecekondu dikti kendine. sonra bir seçim zamanı, seçim vaadi olarak gecekondusunun tapusu verildi kendisine. gel zaman git zaman, şehir yıldız tarafına doğru gelişti. müteahhitler amcanın kapısını çaldılar ve gecekondusunun arsası karşığında kendisine 10 daire verdiler.

    ... ve böylece amcacım doğru yatırımlarla ailesine iyi bir gelecek sağlamış oldu. kent-köylünün kıvrak zekası ve girişimciliği, okuyarak kendine nispeten iyi bir yaşam sağlamaya çalışan, gezmek, hobi edinmek, konsere gitmek gibi züppece zevkleri olan orta sınıfın vizyonuna karşı bir kez daha galip gelmişti.

  • inek sütünün buzağı için olması

    ben sütümü komşumdan alıyorum. serbest otlayan bir ineği var. geçenlerde yine doğurdu. komşum ineğin sütünün üç litresini buzağı için ayırıyor, gerisini satıyor. buzağı sütten kesildikten sonra dahi ineği sağmayı bırakmazsanız, ineğin sütü tekrar hamile kalana kadar kesilmez.

    yani benim durumumda buzağının hakkını değil, ihtiyaç fazlası olan sütü alıyorsunuz. bu da benim tavuklarımla kurduğum simbiyotik ilişkinin bir benzeri oluyor. ben onlara yemek, barınak ve koruma sağlıyorum, onlar bana günde dört yumurta sağlıyor.

    edit: veganlık değil ama vegan komünitesi hakkındaki düşücelerim şurada netlik kazanmıştı.

  • 8119

    üçüncü kere taciz edilince artık kara listeye aldığım numara.

    cumhurbaşkanının yılda üçer gün kalacağı biri marmaris okluk koyunda, diğeri bitlis ahlat'taki iki sarayına milyonlar akıtılırken halktan para istemek ayıptır. birine yardım edeceğim varsa da sizin nereye bağlandığı belli olmayan kanallarınız üzerinden yapmam.

  • türkiye'nin iyi yanları

    50 metre sonra tek şeride inen çift şerit bir yolda, kırmızı ışıkta tek sıra halinde adam gibi bekliyorsunuz. derken sağ şeritten biri, sanki önündeki herkes salakmış da bir akıllı kendiymiş gibi, ya cahilliğinden ya çakallığından, tüm sırayı geçerek yolun daraldığı yerden şeridin önüne kırıyor.

    bunu gören ve zaten aklında bunu yapmak olan, ama yiyeceği hayvan damgasından bir nebze çekinen diğerleri de sıradan çıkıp sağa geçip ileride şeridin önüne kırmaya başlıyor. nasıl olsa ilk hayvanlığı onlar yapmadı artık.

    sağdan girenler yüzünden esas şerit doğru dürüst gitmemeye başlıyor. "alemin bir salağı ben miyim" düşüncesiyle kendini sağa atanlar çoğalıyor. artık sağ taraf da tamamen doldu ve sağa geçmenin bir avantajı kalmadı.

    ileride yolun tek şeride düştüğü yerde fermuar sistemiyle arabalar biribirilerine hızlıca yol vermekten de aciz olduğundan, orada kaybedilen beşer-onar saniyeler hem geriye doğru trafiği silsile halinde iyice artırdı, hem de yol aldım verdim kavgası yaparken sinir hastası oldunuz.

    tek şerit halinde kalınsaydı, yeşil yandığında hortumdan akan su gibi herkes kolayca gideceği yere ulaşacaktı. üç beş kollektif fayda kavramına zerre değer vermeyen ya da bu kavramın yanından geçmemiş insan müsvettesi nedeniyle, o kavşaktan başlayarak tüm bölge trafiği çığrından çıkmış oldu.

    türkiye budur. kötü beslenme, çapsız insanlar tarafından yetiştirilen çapsız insanlar ve genel ahlak bozukluğu nedeniyle bu ülkenin düzelmesi zaman alacak. eğitimi, kültürü, sanatı aşağılamanın trend olduğu bir dönemde, iktidar toplumu dönüştürmek yerine ara evrim formlarına özgüven ve kendiyle barışık olma telkini pompalarken o da nasıl olacak bilinmez.

    bu trafiktekiler köyden şehre gelip uyum sağlamamış çobanlar değil. audisi de var, mercedesi de var içinde. genel müdüründen ilaç mümessiline her türlü insan var. ne tür bir insan olacağınızı içinde bulunduğunuz kültür belirliyor çünkü. o kültüre uygun değilseniz toplum sizi kusuyor. başarısız oluyorsunuz. inatla tek sırada bekleyip, gideceği yere herkesten 3 saat geç varan insan oluyorsunuz.

    daha iyi bir türkiye için değerlerinizi belirleyip inatla savunacak, duruşunuzu bozmayacaksınız. gerekirse kendinizi feda edecekseniz. ülkenizi size, sahilinize, ormanınıza, zeytininize düşman olandan koruyacaksınız.

  • 10 ekim 2015 ankara barış mitinginde patlama

    türkiye'nin öldüğü tarihtir 10 ekim 2015. artık birlikte yaşayan, ortak bir geçmişten gelip, ortak bir geleceği paylaşan insanlar değiliz. aynı dili konuşuyor olmamız kimseyi yanıltmasın.

    bu ülke ankara garı önünde insanlar bombayla parçalandıktan sonra polisin meydana gaz bombalarıyla dalmasıyla, ölenlerin konya'da yuhlanmasıyla, cumhurbaşkanının patlama alanını ancak yabancı büyükelçilerden sonra kerhen ziyaret etmesi ve yazılı bir açıklamayla yetinmesiyle bitti.

    üzerinden sadece iki yıl geçti. onyıllar geçmiş gibi geliyor.

  • erdoğan'ın örtülü ödenek rekoru kırması

    (bkz: bir ışid kolay yetişmiyor)

  • apple'ın müşterilerine yaptığı eşek muamelesi

    3500 liraya telefon alana benim de yapacağım muamele.

  • türkiye'de kaliteli film yapılamamasının sebepleri

    talep olmaması şeklinde özetlenebilecek sebepler.

    16 ocak 2016 itibariyle maltepe park cinemaximum'da oynayan filmler:

    kardeşim benim
    bizans oyunları
    the good dinosaur
    kocan kadar konuş*
    alvin ve sincaplar*
    delibal
    nadide hayat
    star wars*
    düğün dernek 2*

    para kazanmaya çalışan bir ticari işletme bu ve creed ya da the hateful eight gibi şu an gösterimde olan ve aslında popüler sinemaya örnek yabancı filmler bile kendine yer bulamamış bu salonda. sinema salonları çocuklar için animasyon ve cıvık türk filmleriyle dolmuş halde çünkü bunlar gişe yapıyor.

    bu ülke elimde kalan tek tük zevklerimden birini daha yavaş yavaş benden alıyor. televizyonlarını seyretmiyorum, üretilen müziği dinlemiyorum, filmlerini izlemiyorum. sonra diyorlar ki insanın vatanı gibisi yokmuş.