Ekşi Sözlük Debe Listesi

Rastgele
Hepsini aç
  • 1. gelecek başbakanın profili daha düşük olacak

    davutoğlu'ndan daha düşük profil yer bezi felan herhalde.

  • 2. kötü söz söyletilen kavanoz

    tübitak bilim şenliği'nde, böylesine muhteşem bir bilim yuvasında geleceğimiz olan bazı ak kardeşlerimizin tanıtımını yaptığı kavanozdur.

    video

    kendileri deney yapmışlar. iki kavanozun içine bir şeyler doldurup birine kötü söz kavanozu, diğerine iyi söz kavanozu demişler. gelen öğrencilere kavanozlardan birine kötü söz, diğerine iyi söz söyletip etkilerini görmek istemişler ve 3. gün sonunda kötü söz kavanozu küflenmeye başlamış. kuran'ın bir çok suresinde ve ayetinde güzel söze ve etkili iletişime dikkat çekildiğini söyleyerek mesajını veriyor kardeşimiz.

    tübitak'ı siktir ettim, öncelikle yaptığınız iş bilimsel bir ifade midir, bilimsel değeri var mıdır? mesela "dünya düzdür" hipotezi bilimsel bir ifadedir. çünkü bu hipotezimizi test edip sonuçlarını görerek hipotezimizin yanlış olduğunu söyleyebiliriz. peki kendi yaptıkları nedir? iki kavanozdaki bir maddeye(ne koydularsa tam seçemedim) kötü söz söyletilerek o maddenin küflenebileceği düşüncesi ve kaynak olarak da kuran'ı göstermek nedir? ben bunu nasıl test edeceğim ulan? hiçbir şeye açık değil. bu bilimsel ifade değildir, bilimsel hiçbir değeri yoktur. hatta kişisel yorum katarak da safsatadır da denilebilir.

    abi siz taşak mı geçiyorsunuz ya? tübitak ne hale geldi. bundan önce de birinci olan eleman vardı. fasulyelerden birine kuran, birine arabesk rap müziki biri de sessiz ortamda yetiştiriliyordu. yok kuran dinletilen epey büyüyordu, arabesk rap dinletilen hiç büyümüyordu filan.
    link

    bu musunuz arkadaş ya? bilim dediğiniz bu mudur? hayır, ben bu arkadaşları da suçlamıyorum. bir şeylere inanmışlar, inançlarıyla bir iki bir şeyi birleştirip mucize olarak sunmak istemişler. koca tübitak; bu aptalca deneyleri, millete bilimsel değeri varmış gibi yedirip üzerine bir de ödül veriyor. tamam tübitak bozdu, efsane bozdu, önünü alamadık da içerisinde 1 tane aklı başında insan yok mu kardeş siz ne ayaksınız diyebilen?

    ayrıca bu arkadaşlar için uzun bir entry yazmıştım, merak eden okuyabilir.
    (bkz: dinlerin insanı sığlaştırması)

  • 3. eşcinsel hastasıyla dalga geçen doktor

    meslekten atılması gereken bir diplomalı eşşektir.
    1) eşcinsel ve yahut değil bir hastanı net bir şekilde teşhir etmişsin, bu suçtur sayın davar
    2)zamanında hipokrat yemini ederek herkese eşit mesafede olacağını söylemişsin ayrımcılık yapmak senin işin değil yavşak.
    3)bir de bu hatalarını yüzüne vuran insanlara amanın siz neden memleket meselelerini bu kadar dert etmiyorsunuz diyorsun ki senin gibi malların doktorluk gibi mevkilere yükselebilmesi zaten bu memleketin bir meselesidir şerefsiz.

  • 4. apple'ın müşterilerine yaptığı eşek muamelesi

    3500 liraya telefon alana benim de yapacağım muamele.

  • 5. davutoğlu arınç ve gül'ün kuracağı parti

  • 6. 5 mayıs 2016 lg türkiye rezaleti

    -ön edit-
    lg yetkili servisinin yasal 20 iş günlük süresi bugün itibari ile doldu. yasal hakkım olan iade talebim bu 20 iş günü içerisinde karşılanmadığı gibi her hangi bir değişim veya tamir bilgisi de verilmedi. yani lg işi inada bindirerek yasa hak hukuk tanımadığını kanıtlamış oldu. 20 iş gününün dolması gerekiyordu dava sürecinin başlaması için. bugün iş çıkışı kaymakamlığa giderek hakem heyetine başvuru yaparak ilk süreci başlatacağım lg ve mediamarkt hakkında. ayrıca lg/mediamarkt'in sosyal medya üzerinden paralı/parasız avukatlığını yapan ve işi özel mesajlarla hakaret boyutuna kadar getiren insanları da elbet bir gün ekşisözlükte ifşa edip gerçek kişiliklerini ortaya çıkaracağım.
    -ön edit-

    28 nisan 2016 lg türkiye rezaleti'nin devamı olan rezalet. ayrıca daha önceki rezalete ek olarak mediamarkt'ın ekşisözlük yardım hesabı da olaylara eklenmiş durumda.

    ilk rezaleti şöyle bir özet geçeyim. ocak 2016 ayında mediamarkt konya şubesinden bir adet lg g3 telefon aldım. 200 tl fazla para ödeyerek lg türkiye garantili olsun ki telefon arıza marıza verirse güvenilir bir şekilde hakkımı alabileyim istedim. bu kapsamda piyasa fiyatının (o gün itibari ie 1100, bugün itibari ile 950) çok üstünde olan 1399 tl'yi bu telefon için ödedim.

    telefon 3 ay sonra aşırı ısınma ve buna bağlı olarak sarı ekran arızası verdi. bu da yasada belirtilen süreden önce fabrikasyon ve kronik bir arıza olduğu için telefonu ayıplı mal kapsamına sokuyor. her neyse, bu ayıplı malı önce mediamarkt'ın ilgili şubesine götürdüm. ama telefonu kabul etmeyip, "konya'da lg yetkili teknik servisi olduğu için kendiniz servise götürmeniz gerekir" sebebini sundular bana. bu sebebe istinaden ben de telefonu konya'daki yetkili lg servisine verdim. ve telefonu verirken de arıza kağıdına yasal hakkım olarak iade isteğimi yazdım.

    özetle geçiyorum; lg iade talebimi reddederek değişim yapabileceğini söyledi. kendilerine yasal hakkım olarak iade isteğimi defalarca belirttim. ama bana "şirketimiz prensip olarak iade yapmıyor, değişim yapıyor" yanıtını verdiler. ben de sözlükte bu konuyla alakalı başlık açtım.

    bundan sonrası yeni rezalet kapsamına giriyor;

    açtığım başlıktan sonra mediamarkt ekşi sözlük yardım hesabı benimle iletişime geçti. ilgili şubeye haber verdiklerini ve 2-3 gün içerisinde bana dönüş yapacaklarını ve sorunumu çözeceklerini belirttiler. o günden sonra 1 hafta geçti ama hala dönüş yapılmadı. yani mediamarkt sözlük nezdinde kendini aklamak için ağzıma bir parça bal çalmak istedi ama sonrasında yazdığım entry yeteri kadar ilgi görmediği için bu niyetinden vazgeçti.

    mediamarkt'tan iş çıkmayacağını anladım ve tekrardan lg ile iletişime geçtim. kendilerine hem telefonla hem de mail ile "hangi şirket prensibinizin, türkiye cumhuriyeti yasalarından daha üstün olduğunu anlatan bir yazı istiyorum. telefon değişimi istemiyorum; sadece yazılı bir açıklama bekliyorum ki bu yazılı metin ile tüketici mahkemesine ve daha üst mahkemelere gidebileyim" dedim. telefonda sözlü bir açıklamadan kaçınarak "mail atın, iki gün içinde dönüş yapılacaktır" dediler. 3 adet mail attığım halde bir yanıt gelmedi. bütün bunlar telefon kayıtlarında ve mail kayıtlarında var.

    yani üretici firma lg, kanunda açıkça belirtileni çiğniyor ve mağdur olan müşterinin talebini yerine getirmiyor kendi şirket politikalarını türkiye cumhuriyeti yasalarından üstün görüyor.

    satıcı firma mediamarkt, entry debe olabilir korkusu ile ilk önce müşteri lehine bir adım atıyor; ama entry debe olmayınca o da mağdur olan müşteriyi hiçe sayıyor.

    ben tüketiciyi koruma kanununu hiçe sayanlara piyasanın üzerinde para ödeyerek bir telefon aldım. bir daha böyle bir şeyi yapmam. siz de google araması ve sözlük sayesinde bu entry'e ulaşıp kimlerden alışveriş yapıp yapmayacağınız hakkında bir fikir sahibi olursunuz umarım.

    edit: (bkz: #60348191)

  • 7. 5 mayıs 2016 ahmet davutoğlu basın açıklaması

    söyleyeceği şeyler şunlar:

    "bu kutlu dava..."
    "devir teslim..."
    "yol arkadaşlarım..."
    "cumhurbaşkanımıza çok teşekkür..."

  • 8. dolmuşta siyaset tartışan teyzeler

    tipik akp seçmeni.

    (bkz: cahil ve öfkeli)

  • 9. doğururken orgazm olan kadın

    doğururken bile kadınlara rahat olmadığını gösteren başlık. isteniyor ki hep kadınlar acı çeksin.

  • 10. ceset görmüş sözlük yazarları

    99 depreminde gölcükte yüzlerce gördüm.. ama en zoru ablam ve kardeşimin öldüğünü görmekti. diğer hepsini unuttum da onların soğumuş bedenlerini unutamadım.. minicik bedeni upuzun yatırmışlar.. sapsarı ipek saçlarını okşadım kardeşimin, ablamın elini tuttum buz gibi.. morlukları vardı başını çarpmış miniğim.. ablam ezilmiş yaralanmış ağlamış yanaklarında izi.. bir ömre yetecek acıyı bir gecede yaşadım, yaşadık... ruhumun ateşi söndü bir daha da ısınmadı yüreğim...

  • 11. bir embriyonun zamanla ismail türüt'e dönüşmesi

    benim için gizemini yıllardır koruyan, aklımın hiçbir zaman kabul edemediği oldukça kaotik bir konu. zira bakın ey romalılar, ey arkadyalılar bakın! bu sıradan bir embriyo, bu da bildiğiniz ismail türüt. ya hu ne alakası var şimdi? soruyorum lan ne alakası var!! embriyoya bakıyorsun böyle sıradan, halim selim, işinde gücünde. "lan biraz daha gelişsem de büyüsem, bebeklikti okuldu mokuldu işime gücüme baksam artık" tadında bir embriyo; diğerine bakıyorsun, bardaktan boşanırcasına terlemiş, varlığının izahı mümkün olmayan bir ismail türüt. böyle masumane bir embriyo nasıl olur da ismail türüt'e dönüşebilir anlamak mümkün değil. bu nasıl bir sır, nasıl bir muamma, nasıl bir doğa felaketi anlayabileceğimi de zanetmiyorum bu yaştan sonra. pes! eminim bilimin de buna verebileceği mantıklı bir cevabı yoktur, en sonunda "yaradan böyle yaratmış işte kardeşim" deyip ateizmin çökmesine neden olacaklar. ayıp ya. vallahi ayıp. evet.

  • 12. 5 mayıs 2016 tarçının öldürülmesi

    ulan orospu çocukları be. o köpeği hep besler severdim ben, ne zaman oraya kahve içsem yanıma gelir kendini sevdirirdi. olaya şahit olsaydım o arabayı gittiği yere kadar kovalardım. anasını siktiğimin evlatları, modayı caddebostan'a çevirdiğiniz yetmemiş gibi, dakka başı sikik sikik tipler, yarak egzoslu arabalar, daracık moda sokaklarında hız yaparak caka satmaya çalışan piçler, hepinizin amına koyayım. siktirin gidin lan modadan, burası size göre değil. siktirin gidin herşeyini siktiğimin çocukları. burası duyarlı insanların yuvası, sizin gibi maymunların değil. amcıklar.

    edit : şehit diye zırlayanlar. sizin gibileri çok iyi biliriz, zamanında hasta bir köpeğin sahibini aramak için başında beklediğim sırada moda caddesinde tek büfede oturan 4 5 çomar gelip bana bırak ya köpek değil mi ne bu kadar uğraşıyorsun ölürse ölür ne çok üzüldün deyip 3'ü 4'ü suratıma suratıma gülmüşlerdi. sizin insanlığınız işte bu kadar, duyar kasmaya çalışan sahte hassasiyetli pezevengin çocukları. bu dünyada yaşamayı haketmiyorsunuz, bir canlıyı öbür canlıdan ayırmayacaksınız. sonra da biz müslümanız diye gezersiniz. göt lalelerine bak gelmiş burada orada şehit var bilmem ne diyor. sinirden çıldırmamak elde değil. duyarlı insan görünce nasıl olsa kibar küfür etmeyen ezik tipler sanıyorsunuz da ara sıra sert kayaya çarpar götünüze sokarlar o hassasiyetinizi.

    edit 2 : moda'da pek çok köpeğin bakımı ile ilgilenen ve şahsen tanıdığım değerli mine hanımın yazısı :

    "modalı’nın sevgilisi, en yaşlı, en hayata bağlı, iştahı, neşesi yerinde tarçınımız; bunca yıl sevildi, korundu, bakıldı ama bu sabah ters yöne hızla giren bir soysuzun kurbanı oldu… görgü tanıklarının verdiği bilgiye göre 2 m. arabanın altında sürüklenmiş, arabayı kaldırarak altından çıkarabilmişler. ve katil basıp gitmiş. hayvanseverler, tarçın’ı kliniğe yetiştirmek isterken son nefesini vermiş…????????
    bırakmıycaz bu işin peşini tarçınımız… sen rahat uyu…

    arkadaşlar, arkadaşım ılgın sönmez olay olduğundan beri hukuki sürecin peşinde… bir kere bize bildirilen plaka yanlış. ancak ılgın suç duyurusunda bulundu.

    olaya şahit olanların da ılgın’ın suç duyurusuna şahit olarak yazılmaları gerekiyor.
    elinizde başka bilgi varsa paylaşabilir mi ılgın ya da benimle?"

    http://hayvanhemsiresi.com/tarcinimi-oldurduler/

    edit 5 : bana gelen mesajları göstersem sinirden kendinizi sikersiniz. türkiye denen memleketin neden cahil sürüsünden oluştuğunun, neden avruğa birliğine girsek bile asla avrupalı olamayacağımızın, neden asla muasır medeniyet seviyesine çıkamayacağımızın apaçık ispatı olan mesajlar alıyorum her dakika. hırsızlar tarafından ağız burun soyulurken hala "benden çalıyo senden mi çalıyo" diyecek beyin yoksunlarının sözlükte yazıyor olması insana atsınlar şu ülkeye napalm'ı da bitse gitse dedirtmiyor değil.

    mesaj 1 : "köpek için bu kadar üzülüyorsun, yarın bir gün çocuğuna çarpsa bu kadar üzülmezsin"
    mesaj 2 : "insanlar için üzülmeyen köpekler için üzülmesin "
    mesaj 3 : " isviçre'ye falan git burası böyle, işine gelirse "
    mesaj 4 : " karı kız sikmek için bu kadar duyar kasmadıysan adam değilim "
    mesaj 5 : " alt tarafı itin teki, ne üzüldünüz be kardeş "
    mesaj 6 : " çarptıysa çarptı, ne suçu var adamın. sonuçta insana çarpmadı ya, klavye delikanlısı seni "
    mesaj 7 : " hepinize iyi oluyor böyle ibneler, bütün sokak hayvanları geberse keşke de sabah akşam gözyaşından kör olsanız, hergün şehit veriyoruz "

    ve nicesi.

    türkiye bizimse siz gidin, türkiye sizinse biz çıkalım. çünkü ben sizin gibilerle ne bir olurum, ne kardeş, ne hemşeri.

    ne diyelim? allah belanızı versin. varsa.

  • 13. euronews'un yaran davutoğlu tweet'i

    lan oğlum yapmayın böyle şeyler dediğim tweet. adama daha fazla vurmayın.

    tamam yarıyor ama insanı üzmüyor değil tabi.

    https://twitter.com/…news/status/728185278821715968

    http://i.imgur.com/ljf5hnh.png
    https://pbs.twimg.com/media/chsr-atwuaamfd_.jpg

    edit: an itibariyle tweet'i uçurmuşlar ama yukarıda da gördüğünüz üzere aldık ekran görüntüsünü.

    edit2: göremeyenler buradan görebilir.

    http://www.diken.com.tr/…ihtiyaci-olan-ulke-var-mi/

  • 14. kilis'i kimsenin iplememesi

    gündem manyağı olmaktan ileri gelir.

    bir de,

    son seçimde %65 akp oyu var. 2. parti mhp. yani mordor'dan hallice. adamlara yapılan eziyeti eleştirmeye kalksan suçlu ilan edilirsin. en iyisi hiç bulaşmamak.

  • 15. ahmet davutoğlu

    babam kendisini öve öve bitiremezdi. bir kac haftaya soracagım, eminim hakkında vatan haini ve terorist falan diyecek. zamanında böyle diyordun diyince de, adam sandıydık diyecek.

    kula kulluk etmek ne kadar rezil bir sey. bir insanın kendisine hic saygısı olmaması lazım böyle bir sey icin.

  • 16. ahmet davutoğlu'nun istifa etme sebebi

    (bkz: mobbing)

  • 17. yabancı bir dili aksansız konuşmak

    casusluk gibi bir amacınız yoksa eğer pek de bir ehemmiyet içermez.

  • 18. galatasaray'ın derbiye 5 eksikle çıkması

    eskiden başlık açmanın bir adabı vardı. güncel başlıksa tarih atılır, not düşülürdü. aslında bu tip tırt mevzular da genelde ilgili başlık altında tartışılırdı.
    eh yönetim bu ekşi forum tarzından memnunsa bize de goygoya katılmak düşer:

    maça 6 kişi mi çıkacaklarmış topraaaaaammmm?!

  • 19. başbakan'ın kendi kararı

  • 20. game of thrones

    lyanna stark ve rhaegar targaryen ile ilgili entryleri (#60193516/#60313222) yazarken, bir yandan da, tower of joy sahnesinin yer alacağı 3. bölümün adı "oathbreaker" (yemin bozan) aklıma yine takıldı. tesadüf bu ya, bugün arabada ilk kitabı audible'dan dinliyordum ve ned'in, robert öldükten sonra, king's landing zindanlarına atıldığı bölüm denk geldi şansıma. hani şu varys'in ned'i ziyaret ettiği, dizide de işlenen kısım. bu bölümde geçen ama dizide işlenmeyen önemli bir detay dikkatimi çekti. kitaptan alıntısı şöyle;

    "he slept and woke and slept again. he did not know which was more painful, the waking or the sleeping. when he slept, he dreamed: dark disturbing dreams of blood and broken promises. when he woke, there was nothing to do but think, and his waking thoughts were worse than nightmares."

    "(ned), uyudu ve uyandı ve tekrar uyudu. hangisinin daha acı verici olduğunu bilmiyordu; uyumak mı, yoksa uyanık kalmak mı?. uyuduğunda, kan ve tutulmamış sözlerin olduğu karanlık rüyalar görüyordu. uyandığında ise, düşünmekten başka yapacak hiç bir şey yoktu ve uyanıkkenki düşünceleri, kabuslarından daha kötüydü."

    "kan ve tutulmamış sözler" sözü bir anda "oathbreaker" çağrışımı yaptı bende. bu konuyla ilgili daha önce başka bir kehanette (#60173462) bulunduğumu biliyorum ama dizi isimleri genelde birden fazla olaya gönderme yapar şekilde koyuluyor. jon snow gazıyla yaptığım o ilk sallayış, nedense bana biraz basit kaçtı şimdi. bu ismin daha derin bir anlamı olsun istiyorum.

    biliyorsunuz, lyanna stark'ın son sözleri "promise me, ned (bana söz ver, ned)" olmuştur ve ned de bu sözü kitap boyunca birkaç kez hatırlar ve bu ona hep acı verir. bunu, kardeşinin ölümünü hatırladığı için acı çekiyor olarak açıklamak mümkündür ama o zaman, ned'in idam edilmeden bir kaç gün önce gördüğü rüyalarda, neden "kan ve tutulmamış sözler" vardır?

    tutulmamış sözler, ned'in robert'a ölüm döşeğinde verdiği, onun çocuklarına iyi bakma sözünden dolayı rüyasına girmiş olabilir. belki ned, zindana düşmesine neden olan, joffrey'e karşı darbe girişiminden dolayı suçluluk duyuyordur. ama, joffrey'nin robert'ın çocuğu olmadığından emin olan ned'i, bu söz gerçekten bağlar mı?

    "kan ve tutulmamış sözler", lafından çıkılarak onlarca farklı teori üretilebilir. ancak, bu söz, bana ned'in kanlar içerisinde bulduğu ve son sözü "bana söz ver" olan kardeşi lyanna'dan başka hiç bir şeyi hatırlatmıyor. lyanna'nın, ned'den söz istediğini biliyoruz ama bu sözün ne olduğunu bilmiyoruz. çoğunluk, ned'in lyanna'ya, jon'u kendi evladı gibi büyüteceğine dair söz verdiğine inanıyor ve kitaptaki olaylara bakarsak bu da makul bir açıklama. ned, onurunu bir yana koyarak, jon'u kendi evinde büyütüyor ve catelyn stark'ın tüm ısrarlarına rağmen jon'un winterfell'den ayrılmasına izin vermiyor.

    bu ihtimal iyi güzel de, ya ned'in "bana söz ver" lafını her hatırladığında acı çekmesinin sebebi, o sözü tutamamış olmasıysa?

    "kan ve tutulmamış sözler" kabuslarıyla uyanmasının sebebi buysa? ya ned, oathbreakersa?

    bana göre, ned'in sözünü tutamamış olması, onun karakterini daha da gizemli ve inandırıcı bir hale getirir. onun hüznünün kaynağını, "piçim olduğu için herkes beni onursuz sanıyor" gibi sığ bir sebepten kurtarıp yerine "kardeşime, o ölüm döşeğindeyken verdiğim sözü tutamadım" gibi çok sağlam bir sebep koyar. böyle bir ihtimal, ned'in lyanna'yı hatırlayışında hüzünlenişini ve jon'un annesi konusu asla konuşmak istemeyişini daha iyi temellendirir ve onun neden "tutulmamış sözler" ile ilgili kabuslar gördüğünü de açıklar.

    peki, ned'in lyanna'ya verdiği söz ne olabilir?

    ned stark, hem diziden, hem de kitaptan çok iyi tanıdığımız bir karakter ve kendisinin değer yargılarını az çok biliyoruz. peki bu noktada size bir soru sorayım o zaman.

    "eğer, lyanna, ned kendisine ulaşamadan 5 dakika önce ölseydi ve ned, ona hiç bir söz vermeseydi; kardeşinin cansız kollarında bulduğu bebeği ned stark ne yapardı?"

    a) kendi çocuğu gibi bağrına basardı
    b) kendi çocuğu gibi bağrına basardı
    c) kendi çocuğu gibi bağrına basardı
    d) kendi çocuğu gibi bağrına basardı

    evet, doğru cevapladınız. ned stark için başka bir ihtimal olması düşünülemezdi zaten. peki, biz bunu biliyoruz da, lyanna bilmiyor mu? biliyorsa, niçin ned'e yemin ettirme gereği duyuyor? ned'in, jon'a kendi çocuğu gibi bakması için yemin etmesi mi gerek?

    işte bu noktada, o verilen sözün "jon'a iyi bakmak" olduğu teorisi çöküyor bence. bana göre, lyanna, ned'e tutamayacağı bir söz verdiriyor. bunun ne olduğunu bildiğimi söyleyemem ama benim kafama en çok yatan ihtimali açıklayayım.

    lyanna, ned'den, jon'un gerçek kimliğini açıklamasını ve onu, varisi olduğu tahta oturtmasını istiyor.

    yani ned, jon'a iyi bakmaya değil, onu kral yapmaya söz veriyor.

    lyanna'nın, kapısında bekleyen kralın muhafızları aracılığıyla, rhaegar'ın savaşı kaybettiğinden haberi mutlaka vardır. sevdiği adam, robert'ın ellerinde can verirken, lyanna'nın rhaegar'ın katilinin değil, kendi oğlu jon'un tahta oturmasını istemesinden daha normal ne olabilir?

    zaten, ned stark gibi bir adamı da ancak böylesine bir söz hayatı boyunca yaralayabilir.

    ned,
    ölüm döşeğinde can veren kardeşine verdiği söz uğruna, bitmiş savaşı tekrar başlatabilir mi?
    en yakın arkadaşına savaş açıp onun öldürdüğü adamın oğlunu tahta oturtmaya çalışabilir mi?
    bu uğurda kendi ailesi dahil, binlerce insanın ölmesine göz yumabilir mi?
    savaşı kaybetmesi durumunda, jon ve kendi çocuklarınının aynı rhaegar'ın bebeklerinin katledildiği gibi öldürülmesini göze alabilir mi?

    yoksa ned, kitaptaki gibi, ömür boyu tutamadığı sözün acısıyla yaşayıp, tanrılardan ve lyanna'dan af mı diler? yani oathbreaker mı olur?

    daha fazla uzatmadan, sizi george r. r. martin'in mottosuyla başbaşa bırakıyorum.

    "the only thing worth writing about is the human heart in conflict with itself"
    "hakkında yazmaya değer tek şey, insan kalbinin kendisiyle çatışmasıdır"
    --william faulker - nobel ödülü kabul konuşması - 1950

    **gelen mesajlar uzerine ek aciklama**
    öncelikle mesaj atan herkese teşekkür ediyorum. hepsine tek tek cevap vermeye çalışıyorum ancak lyanna konusunda bir çok kişi aynı soruyu sordu. ufak bir açıklama yapayım herkes yararlansın o zaman.

    - lyanna, neden böyle bir şey istesin? ölüm döşeğindeki bir anne, neden oğlunun kral olmasını isteyerek onu tehlikeye atsın?
    - bu gayet mantıklı bir soru ve zaten benim yukarıda anlattıklarım, benim kafama yatan teoriden ibaret. yani benim dediğim doğru diye bir şey yok. bu teorideki çıkış noktam, "tutulmamış sözler" lafıydı. yani, ben ned'in lyanna'ya verdiği sözü tutamadığını düşünüyorum. bu, ned'in lyanna'yı neden hep çok acı çekerek hatırladığını ve jon'un annesi hakkında hiç bir şekilde konuşmak istemeyişini daha iyi açıklıyor. eğer, o verdiği söz, "jon'un kimliğini saklamak/ona iyi bakmak" olsaydı, ned sözünü tutmanın verdiği rahatlamayla, geçmişi biraz daha rahat hatırlayabilirdi ve "tutulmamış sözler" kabuslarına girmezdi.

    lyanna'nın neden böyle bir şey isteyeceği konusuna gelince. bu olaylar yaşanırken, ortada bir iç savaş var ancak bunun sonuçlarının ne olacağını lyanna dair kimse kestirememiştir. yani, 300 küsür yıldır iktidarda olan targaryenlerin tamamen çökeceğini, daha savaş devam ederken tahmin etmek, hasta yatağında dorne'da bir kulede yatan birisi için imkansız. o noktada, kimse robert'ın tahtı isteyip istemediğini bile bilmiyor. tek bilinen şey, bir çok lordun deli kraldan kurtulmak istediği ve robert'ın rhaegar'dan intikam almak için yanıp tutuştuğu. yani, lyanna, rhaegar'dan sonra tahtın varisi olan jon'un tahta çıkmasının daha doğal bir süreç olacağını düşünmüş olabilir. o noktada, bunu istemenin nasıl sonuçlar doğuracağını tam olarak anladığını söyleyemem. zaten, ned'in sözünü tutmamasının sebebi de, onun savaşın hangi noktada olduğunu çok daha iyi kavrayabilmesi.

    lyanna'nın söz ver dediği şey, illa ki, "jon'u kral yap" olmayabilir. sadece "jon'a gerçek kimliğini açıkla" demiş de olabilir. ned, jon'u nights watch'a katılmadan önce son gördüğünde, ona "bir sonraki görüşmemizde annen hakkında konuşacağız" diyor. yani ned, jon'a bir targaryen olduğunu açıklamak için, onun yeminini edip soyadının getirdiği hakları terk etmesini bekliyor. jon, yemin ettikten sonra, targaryen olsa da tahtta hak iddia edemez (aemon gibi) ve bu da bir iç savaşın çıkmayacağı anlamına gelir. yani, belki ned, jon'a gerçek kimliğini açıklamak için savaş ihtimalinin ortadan kalkmasını bekliyordu ama buna ömrü yetmedi.

    son olarak, lyanna'nın kişiliğini ve onun rhaegar'a olan aşkını göz önüne aldığımda, onun ned'e "jon'un kimliğini kendisinden bile sakla ve onun anne/babasını tamamen unutmasını sağla" demiş olması benim kafama pek yatmıyor. lyanna'yı düşünürken hep arya'nın 16/17 yaşına gelmiş halinin nasıl olacağını tahmin etmeniz gerekiyor. lyanna, ned gibi "aman bu tehlikeli, aman şu benim çocuğuma zarar verir" diye kasan bir beyamca değil (ned kastı da ne oldu zaten), tersine elini sallasa istediği lordla evlenebilecekken, aşık olduğu adam olan evli ve 2 çocuklu veliaht prense kaçan bir karakter. hangi söz onun kişiliğine uyar diye düşünürken, bunları da hesaba katmanız gerekiyor.

    @karasin, güzel bir noktaya değindi. lyanna da, rhaegar gibi "söz verilen prens" kehanetine inanıyor olabilir. jon'un ejderhaları geri getireceği vaadedilen prens olduğunu düşünmesi, onun kral olması isteğini açıklayabilir.

  • 21. bol adaylı kıran kırana geçecek akp kongresi

    22 mayıs'ta gerçekleşecek, dünyaya demokrasi dersi verilecek kongredir. daha önceden parti içi ön seçimle belirlenmiş, birbirinden güçlü adaylar kongrede genel başkan olabilmek için kıyasıya yarışacaktır. bu demokrasi şölenini tarafsız cumhurbaşkanı uzaktan gülümseyerek izleyecek ve ülkeye hayırlı olmasını dileyecektir. şimdiden sabırsızlanıyorum.

  • 22. yemeksepeti sahte yorum ve puanlama rezaleti

    uzun süredir yemeksepeti'nden sipariş veren, sipariş vermeden önce kullanıcı yorumlarını okuyan biriyim. son zamanlarda yemeksepeti üzerinde okuduğum yorumların bir çoğunun sahte yorumlar olduğunu fark ettim.

    nasıl yapıldığı konusunda emin olmamakla birlikte bir kaç fikrim var; bunlardan ilki yemeksepeti üzerinde ilan açan mutfak ve restoranların sahte sipariş verip bu siparişler üzerinden sahte yorumlarda bulunması. bir diğeri ise; sahte yorum ve puan hizmeti veren bir ajans ya da ajansların olması.

    benim önerim; lütfen bu yorumlara inanarak, yemek siparişi vermememeniz. yemeksepeti gibi bir markanın da böyle bir şeye nasıl izin verdiği gerçekten merak konunsu uyandırıyor.

    peki bu kanıya nasıl ulaştım?

    http://i.hizliresim.com/kbvgg7.png linkinden görüldüğü üzre, yapılan yorumlardaki soyisimlerin ...m ile başlaması, tüm yorumların 10/10/10 puana sahip olması ve yapılan yorumlardaki saat/tarih aralıkları bu kanıyı kanıtlar biçimde. ayrıca yorumlar da tamamen saçmalıkla yazılmış.

    eğer kendi semtinizde sipariş verdiğiniz mutfak ve restoranların yorumlarını dikkatli olarak incelerseniz, bir çoğunda bu tarz sahte yorumların olduğunu göreceksiniz.

    edit: yazar bir arkadaşımız, ...m ile biten yorumların işletmeye ait olabileceğini belirtti. eğer böyle bir şey varsa bu iş gerçekten saçma bir olaya dönüşüyor.

    yazarlar tarafından iletilen görselleri burada topluyorum.
    http://i.hizliresim.com/o3bzyq.png
    http://i.hizliresim.com/g8m812.png

  • 23. muhteşem yüzyıl kösem

    sultan ahmed ile ahmet davutoğlu'nun aynı günde göçüp gitmelerini ancak büyük resmi gören akp'liler izah edebilir.

  • 24. cüneyt genç

    facebook'taki bir paylaşımı:
    "erkekte dekolte cüzdandır. ne kadar açarsan o kadar talep görürsün".

    kadına bakışı ortalama bir ekşici seviyesindeki bu herifin uzmalığı da 'kadın doğum'. bence doktor seçerken dikkatli olmakta fayda var.

  • 25. istanbul'un en tehlikeli semti

    "istanbul'un en tehlikeli semti" diye başlık açıp;
    "nişantaşı değildir." diye tanım yapmak nasıl bir zeka göstergesidir anlamak mümkün değil. madem başlığı olumlu bir cümle olarak açtın altını da ona uygun doldur. ya da başlığı "istanbulun en tehlikeli olmayan semti" diyerek aç.
    tamam sakinim.

  • 26. 5 mayıs 2016 ışid'in kilis'i vurması

    şehirlerine bombalar yağarken başkanlık dışında başka hiçbi şeyi umursamayan adamın ülkesinde yaşanmıştır, yaşanmaya da devam edecektir.

  • 27. kadını doğru yönetmenin 15 altın kuralı

    okumayın!!
    ben yandım siz yanmayın.

    dostum sana kötü haberlerim var. galiba senin doğru yönettiğin kadın bir şişme bebek.

  • 28. kilis'in sonraki seçimde oy vereceği parti

    eğer türkiye sınırları içinde kalır ve devlet şehre giribilecek durumda olursa yine akp olacaktır.

    soma'ya nispet yapıp en az %66 vermeliler. istikrar devam. milli irade falan hüloooo.

  • 29. bekir bozdağ

    "atanması" halinde türkiye'nin ilk siyahi başbakanı olacaktır.

  • 30. muhteşem onbeşyıl tayyip

    --- spoiler ---

    tayyor, önce pargalı abdullah'ı sonra da ahmet hoca'yı harcıyor. sadrazamlığa makbul berat gelebilir.

    padişah'ın lalası feto meğer payitahtı kandırıyormuş. gerçek açığa çıkınca sınırı geçip amerikanya krallığına sığınıyor.

    şehzadelerde sıkıntı büyük. bazı idrak sorunları var.

    şeyh-ül islam çok yufka yürekli. kendisini eleştirdikleri için milyon duka'lık taşıtından inip halkın arasında yürümüş bir seferinde.

    jöleliler ve kefenliler gibi yeni birliklerle tanışıyoruz. binlerce ok, kargı, pala ve yayları var.

    yakın zamanda sümeyye sultan ile yeni damat paşa'nın nikahı var. bakalım neler göreceğiz.

    --- spoiler ---

  • 31. recep tayyip erdoğan

    az önce ntv'de olayları yorumlayan bir abi şöyle söyledi;

    "cumhurbaşkanı erdoğan*, ak parti il ilçe başkanlıklarıyla, kabineyle, diğer üyelerle istişare ederek yeni adayı belirleyecektir, biliyorsunuz ak parti kongreye tek adayla girer, geleneği budur bla bla bla..."

    cumhurbaşkanı.

    iktidar partisinin genel başkanı, dolayısıyla başbakan olan bir kişiye görevden el çektiriyor.

    yerine gelecek kişiyi ise yine kendi belirliyor, "istişare" ile.

    cumhurbaşkanı.

    hani şu partiler üstü makam olan yerden bahsediyoruz. hani şu bir siyasi parti bağının olmasının anayasal bir suç olduğu yerden bahsediyoruz.

    bunu ulusal bir kanalda, bir yorumcu, gayet normal bir olaymış gibi yorumluyor.

    mide bulantısını geçtim, başım dönmeye, gözüm kararmaya başladı.

    biz ne yaptık da bunu hakettik?

  • 32. ahmet necdet sezer

    2002'de tek başına iktidara gelen akp, haydutluğa 2010'lu yıllarda başlayabildiyse yegane sebebi. çok büyük adammış.

  • 33. erkeklerin zeki kadın sevmemesi

    katılmıyorum. zira ben zeki kadına bayılırım. ama zeki kadınlar bana bayılmıyor. çünkü gerizekalıyım.

  • 34. davutoğlunun konuşmasında ağlayan akp'li

    ihale sözü falan almıştır, o yalan olduğu için ağlıyordur.

    yoksa sizin sandığınız gibi bir şeye ağlayacak adamlar değiller bunlar.

  • 35. iki hafta annesiz yetişen embriyo

    aynı tarihlerde türkiye'de bilimin gündeminde, bir kavanoz başları çekmektedir.

    (bkz: kötü söz söyletilen kavanoz)

  • 36. ak parti'de koltuğun bir bayrak yarışı olması

    önce: "türkiye'nin gedikli siyasetçileri bu olayı anlayamaz. onlara göre süleyman gelir hep başbakan kalır"

    sonra: "reis bayrağı sen devre alacaksın dediğinde itiraz olmaz"

    e ne dedin şimdi sen?

  • 37. yaran facebook durum güncellemeleri

    bir mhp'li arkadaştan:

    "adam %50 ile istifa etti. bizimki %10 ile hala yerimde duracam diye debeleniyor"

  • 38. ahmet davutoğlu'nun duruşunu anlayamayan muhalif

    (bkz: sincap sen misin)

  • 39. 34 rnl 31

    keşke köpeğe değil de "neyse ki ölen köpek" diyene çarpsaymış!

  • 40. hıdrellez

    yılda bir olduğu için, unutulmuş olabileceği düşünülerek, nacizane hatırlarmalar:

    hıdırellez akşamı ne yapılır?
    -hıdırellez akşamı bugün olduğu için dileklerinizi ve dualarını yapacağınız vakit ikindiden sonra başlamış olur.
    hıdırellez akşamında gül ağacının dibine isteklerinizi temsilen resimler çizebilir, gül dalına da dileklerinizi yazdığınız kağıtları bağlayabilirsiniz.
    -hıdırellez akşamında gül ağacının dibine para gömülmesi de adettendir.
    -hıdırellez günü sabahında kağıda yazılan dilekler gül dalından alınıp denize atılır. dibine gömülen para ise cüzdana konulur ve bir yıl boyunca harcanmaz. bu paranın cüzdanı bereketlendireceğine ve paranızın hiç bitmeyeceğine yorulur.
    hıdırellez gecesi bereket için neler yapılır?
    hıdırellez gecesi hızır'ın bereket vermesi için yiyecek kaplarının, erzak torbalarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılıyor.
    hıdırellez dileği ne zaman yazılır?
    5 mayıs akşam ezanı ile gül dallarına paralar asılır. asılan paralar ya da cüzdanlar 6 mayıs sabah erkenden geri toplanır. yine hıdırellez akşamı evdeki her kişi için yedi fasulye ya da yedi nohut ekilir, gelebilecek kötülüklerin bunlara gelmesi dilenir.
    hıdırellez günü neler yapılır?
    5 mayıs günü (nişanlılar arsında) oğlan evi, kız evine hıdırellez kurbanı, olarak süslenmiş bir koç gönderir. bu kurban hıdırellez günü kesilerek birlikte yenir. yemeğe çağırılanlar, çarşaf, havlu yemeni ve gönüllerinden kopan armağanlar getirirler. getirilen armağanlar ipler üzerinde sergilenir.
    -hıdırellez günü, erkenden kalkılıp kapılar açılır. genç kızlar için hazırlanan sandıklar açılır. açılır ki eve bereket dolsun, genç kızımız da iyi bir evlilik yapsın.
    -hıdırellez günü, bazıları sabah gün doğarken kırlara, bağlara, bahçelere çıkıp buralarda hızır’ın ayak izlerine basarak bolluğa ulaşmayı düşler.
    -hıdırellez günü, doğa ve insan sevgisi çok önemlidir çünkü hızır ve ilyas, insanları, doğayı, iyiliği ve cömertliği seven, bereketin simgesi olan, kutsallıklarına inanılan dinsel varlıklardır.

    inanmayan dostlar, sizi de trakyamızda ki dallık kutlamalarına bekleriz be

  • 41. 5 mayıs 2016 kemal kılıçdaroğlu basın açıklaması

    "demokrasi adına davutoğlu'nu savunmak da bize düşmüştür" diyerek gülümsetmiştir.

  • 42. 5 mayıs 2016 nihat genç köşe yazısı

    "darbeciler darbeciler darbeciler darbe darbe darbe diye onbeş yıl anamızı …ktiniz*, bu saray darbesi nedir .toğlanları!*" diye bir girizgahla başlayıp devam eden köşe yazısı.

    edit: 8kobe8 de mesaj yazı "o it oğlanları'dır" diye ama itoğlanı diye bir şey yok, itoğlu var. bence bilerek yazılmış ve bir nokta silinerek revize edilmiş kelime götoğlanı. nihat genç'i ta leman zamanı filan takip eden bilir, nihat genç "götoğlanı" lafını kullanır. ha altta bir entride bahsedilmiş taşşakoğlanı olarak da alabilirsiniz, muhatapları bu konuda sıkıntı duymaz.

  • 43. sevgilisi olan kıza yazmak

    birlikte oldugu insanlar icin "orospuyu sahiplenmeye kalkarsan gavatlığını da bileceksin" seklinde tabirler/cumleler sarfeden bazilari tabi umursamadan gerceklestirecegi eylem. sen seninle birlikte olana orospu diyorsan, *tartismasiz pustsundur, sevgilisi olana "yazmana" da sasirmamali.
    ek kisisel yorum: yattigim ya da yatmak istedigim hic bir adama pust, orospu cocugu, pezevenk, vb pis sifatlar kullanmadim. nasil bu kadar dusuk seviyede yasayabiliyorsunuz cok merak ediyorum.

  • 44. recep tayyip erdoğan'ın onuru benim onurumdur

    biat kültürü üzerine ciltlerce kitaplar yazılırken, tek bir cümlede bu kültürü açıklayabilen bir profesörün bize son dersidir. akademik olarak verdiği katkıdan ötürü tebrik etmek gerekir.

  • 45. 6 mayıs 2016 tsk'nın suriye'ye girmesi

    hava desteği olmadan imkansızdır. sınırın 50 (elli) metre ötesine jetlerimiz geçemediğine göre baya baya zordur. hiç bir sikim bilmeyen biri olarak, bir kaç ay önce "insani yardım adına" giden kamyonlar nasıl vurulup cayır cayır yandıysa, o sınırdan içeri giren ne varsa öyle yakılır. evet bir beynim var düşünüyorum, balık hafızalı da değilim. vatan haini olarak linç edebilirsiniz, sikimde bile değil.

  • 46. bir erkeğin en savunmasız olduğu an

    başbakanlıktan alındığı an...

  • 47. iddaa'nın gs-bjk maçında bjk'ye 1.50 oran vermesi

    bjk'nin son yıllardaki en büyük başarısıdır. bi de arsenal maçında demba ba'nın santradan attığı şut var tabi.

  • 48. kemal kılıçdaroğlu

    kıyaslandığı kişi görevi bırakmıyor, görevden alınıyor dolaylı olarak.

    bu adama gömün ama sırf gömmek için salak salak konuşmayın.

  • 49. 4 mayıs 2016 türkiye darbesi

    darbe girişimi bile değil buz gibi darbedir. anayasaya göre tarafsız olması gereken cumhurbaşkanının bir partinin iç işlerine karışarak %50 oy almış başbakanı düşürmesidir.

  • 50. mario gomez

    davutoğlu, ışid, vizeler, ensar, dolar, hes, üçüncü köprü, survivor... sabah uyandım dudağımda uçuk çıkmış. sonra bir düşündüm gomez'i, aldıma elime kahvemi, açtım pencereyi, keyfim yerine geldi.

    gitme zalım alaman oğlan. bizi bunlarla tek başına koyma.