zokondor8
profili

  • bitcoin

    bakın beyler 2009 bilgisayar mühendisliğine girdiğim ilk seneydi. yalan söylemiyim ya 1. sınıf 2. dönemde ya da 2. sınıfta olması lazım ya 2010 sonu ya da 2011 başı, hoca c'de struct mtruct diyor sabahın körü nasıl karnım gurulduyor gözlerim acıyor filan. derste bir arkadaşla fısıldayarak sohbeti koyulaştırıyoruz. daha doğrusu o anlatıyor ben "he evet" filan diyorum.

    how i met your mother diyor işte robin diyor ben lily diyorum. arkadaş kendi kendine sohbeti açıyor coştukça coşuyor "haftasonu öğrenci evine gittim." hı hı diyorum. "o kustu, bu sıçtı, kızın kusmuğunu temizledik o sırada vodkayı kafama diktim. bir kız sızdı, ölmesin diye tıpta okuyan arkadaşı başına diktik ama o da sarhoş" bu anlatıyor paso kulağıma gülüyo tükürük serpintisi geliyo filan. hoca bakıyo arada, anlatılanı anlıyoruz gibi kafamızı sallıyoruz. hoca başka yere bakınca ben diyorum "kızın sonu jimi hendrix gibi olmasın?" derken konu geliyor: bitcoin.

    ben biliyorum bitcoin'i fakat sadece ne olduğunu ve mantığını biliyorum. arkadaş ise mining'e girişmişti. dedim ki "iyi güzel de kim kullancak onu" bana dedi ki "ben yapıyom hacı hobi işte hem işe yarayabilir" filan. ben dedim ki zaten mining işi ayağa düşmedi mi laptop'la ne kadar yapabileceksin, herkes yapmıyor mu zaten. o dedi şöyle böyle çorba parası. o istediği kadar "şöyle böyle" desin benim kafam sabitti. bir bok olmazdı (2010).

    "laptop dediğin hatta desktop bile olsa bireysel kartla bir yere varamazsın bir yere varabilsen zaten mantıksız olurdu." dedim. 1 btc kaç paraydı ki. dünyada ilk kullanıp pizza alan adam 10.000 btc'ye mi ne almamış mıydı? 1 pizza 10.000 btc'ydi. bu para hiçbir yerde de geçmiyordu. dedim "yok ondan bir iş çıkmaz abi kim nerede geççek o. diyelim başladık, laptopla pc'yle olmaz. süperbilgisayarın olsa neyse. labda filan kuvvetli makina varsa belki" dedim.

    arkadaş sürekli laptopunu evde açık bıraktığını, birşeyler olabileceğini gelecekte dünyaya yayılabileceğini söylüyordu. ben de öyle şeyler okumuştum ama internetin en ücra köşelerinde. dedim bak bil. müh. sınıfındayız sor bakalım 120 kişiden kaç kişi biliyor. öndeki arkadaşı dürttüm sen bitcoin'i biliyor musun? o ne lan dedi. bak dedim "sen ben biliyoruz, burada tek tek sorsan bilen 20'yi geçmez sokakta hiç kimse bilmez. onu nerede harcayacaksın niye değerlensin ki kimse bilmiyor, öğlen gideceğimiz dürümcüde pos cihazı yok daha" dedim.

    daha akıllı telefonumuz yoktu zengin olanlarda belki çok seyrek vardı. hatta arkadaşta sarı siyah ekranlı 3310'dan hallice nokia vardı. bende w810i. kiminde çekmeceli nokia filan. arkadaş bana "mobil ödeme olur, kartı olur, parmak iziyle olur şifreyle kullanıcı adıyla olur, bir şekilde olur abi dışarıda geçer" filan diyor. ben de arkadaşa daha ogs'nin plakaları düzgün okumadığını arayıp düzelttirmezsen ceza geldiğini, kredi kartlarının %100 güvenli olmadığını, chargeback'in varlığına güvenildiğini anlatıyorum. "hadi sen ben manyağız da para işini nasıl güvenip buna bağlayacak insanlar" diyorum. "o sisteme geçilirse btc neden birim olsun ki baştan başlarlar sana bana yedirirler mi onu" diyorum. arkadaşın hayallerini bir türlü kabul edemiyorum. aklım almıyor.

    aradan yıllar geçti. ne okul kaldı ne arkadaş. 2017 sonbahar vakti. yani geçen sene bu zamanlar. türkiye'de 1'den fazla sayıda büyük btc borsa şirketi kurulmuş milyon dolar hacim dönüyor adamlar 10 dakika içinde 500 bin tl'lik btc alıp satıyor. süt dökmüş kedi gibi izliyorum. bu satış ve alışlardan 1 tane yok bir sürü var. gözümün önünde satırlar kayıp gidiyor adamın biri 2 saniyede 5 satırda 1 milyon 200 liralık işlem yapıyor. 20 saniye sonra bir daha aynı hacimde işlem oluyor. satırlar yok olup gidiyor yerine sürekli yenileri geliyor. bir an bile durmuyorlar. arkadaşın ilk dönem laptop'la bastığı btc'ler şimdi olsa elinle yaktığın ateşi götünle söndüremezsin.

    kendimi 30 yıl amerikan hapishanesinde kalıp birden sokağa çıkıp teknolojiyle karşılaşmış adam gibi hissettim(youtube'da bunun videosu vardı kayan yazıları, interaktif ekranları görünce şoka uğruyor) ekşide bitcoin başlığı olmuş bilmem kaç yüz sayfa. format atmayı bilmeyen adamlar "3k 5k drop mrop aga refli linkime tıkla pls" diyor. devlet bitcoin'den haberdar ve bahseder olmuş, pdf'li açıklama yapıyor. ekşi sözlük'teki takım elbiseli kravatlı marabalar bitcoin emtia mıdır değil midir tartışıyorlar. babam bile haberlerde görmüş. "bu bitcoin ne iş" diyor.

    bir sabah son usd karşılığını görüp (20k usd'ye göz kırptığı zamanlar) ayağa kalkıyorum sandalyeyi masaya vurmuşum camdan dışarı baktım o 2010-2011'deki o günü hatırladım. elim ayağım titriyor kafamı böyle duvara vurdum evdeki, alçı olan kısmı buldum orası acıtmıyor. bir süre oraya kafamı bastırdım. seri üretim satılan asic miner'ları, onları sadece satarak bile zengin olanları ve o asic miner'ları satın alıp onlarla çiftlik kuran youtube'daki amerikalıları düşündükçe iyice hararet bastı.

    o sırada sokaktan hurdacı geçiyordu skici diye bağırıyordu. pedal çeviriyordu biraz onu izledim. gemide'deki gibi "kamiiiiiiiil" diye bağırmamak için kendimi zor tuttum. onu izledikten sonra bilgisayarın başına geri döndüm ve ayaktayken ekrana geri baktım. ekşi sözlüğün sol frame'i açık x.000 maaş alıyorsa x.250'yi kıskanan aradaki 250'den bahseden, düşürülsün diyen amipleri gördüm, öğretmenlerin tatili azaltılsın diyenlerin başlıkları gözüme ilişti. bitcoin ve geleceği görme konusunda bu amiplerle ve o dışarıdaki eskiciyle aynı seviyedeydim. onlar da ben de 2010'da mining yapmamıştık. bitcoin konusunda komşu teyzeyle de aynı seviyedeydik.

    arkadaş? hemen fb'tan ona bakıyorum. ar. gör. olmuş. 10 tane ev almadıysa ya da okula lambo huracanla gidip gelmiyorsa hafif bir oynaklıkta btc'leri satmış ya da walletları kaybetmiş olmalı. facebook fotolarında yüzünde bezmiş bir ifade var. kafayı duvara en beton yerinden çok sert vurmuş olabilir. tıp öğrencisi arkadaşı şimdi doktor olmuş ve onu tedavi etmiştir. kusan kız napıyodur hiç bilmiyorum.

    uzunca bir süredir bitcoin hakkında hiçbir şey okumuyor takip etmiyordum. buraya gelmemin ve bu yazıyı yazmamın sebebi şu: birkaç gündür gözüme bazı haberler sokuluyor. "bitcoin ölüyor, bitcoin bitti" tarzı amerikan haberler. konuyla hiç ilgilenmememe rağmen tarayıcıların kenarından köşesinden bile o haberler kısmında makaleler çıkıyor. bitcoin ölüyormuş, bitiyormuş rüya sona ermiş. hemen chartlara baktım, belirgin düşüş var. sadece btc değil market cap'te düşüş var. insanlar çıkıyor.

    ta o zamandan görmüş tartışmış paperına bakmış, piyasasını okumuş takip etmiş ama sadece uzaktan izlemiş biri olarak,

    bunlar bu kadar telaşla her yerde "sat" diye bağırıyorsa tekrar 70 80k hatta yüksekten uçayım 200 bin usd'leri görebilir. sanırım 2 ay içerisinde burası ağlama duvarına dönecek. bu seferki çok daha şiddetli olacak. hayatı boyunca bilgisayar kullanmamış, hatta okuma yazma bilmeyen adamlar kuyumculara bitcoin sormaya gidecek.

    not: ytd. bende yok zaten. dediğim yerleri görürse kafamı bu sefer alçı olmayan kısma vurarak pekmezimi akıtacağım.

    not 2: bence satoshi nakamoto amerikan. ve tek kişi değil birden çok kişiden oluşan bir grup.

    not 3: türkse ben biliyorum kimliğini. o kadar erken çıtlatmasını normal karşılayabilirim ama o kadar övmesi hayra alamet değil. başıma ağrı girdi şimdi. bayram değil seyran değil o gün arkadaş niye gelip körlemesine övdü. ilk entry'e, disq'e bak, o bile ekran kartlarını nereme sokucam demiş. oysa bugunu net gorse o kartlar icin "ali riza emminizin gullerii!! gelin hele nerede bu altınların gerisi" moduna girmeliydi. disq ki sanane.com açıldığında bomboş q3dm1'de o vardı. bir early adopter. o bile ilk entry'de "uçacak kaçacak çok süfer" demiyorsa benim eleman satoshi olabilir. ama o paper'ı yazdığını sanmıyorum. ödevi ben yapıp yanıma onun numarasını ekliyordum. o'ndan, o gün, o paper siksen çıkmazdı. şu an çıkar mı ondan bile şüpheliyim, ingilizcesi iyi değildi, olaya da hakim değildi. ama salağa yattıysa bilemem. zaten satoshi'nin en iyi yaptığı şey bu değil mi?

  • twitter'da finansal slave arayan ilginç hesap

    sahibenin finansal kölesinin fakir olmasıyla yaran olaylar bütünü. 193 tl'si var adamın max 50 tl alışveriş yap diye sahibesini tembihliyor. ulan bari birbirinizin ağzına falan işeyin ne bileyim koli bandıyla birbirinizi filan bantlayın inanın şu görseldeki kardeşimiz daha layığıyla yerine getirmiş köleliği.

    edit: arkadaşlar mesaj atmayın köle veya sahip değilim. twitterda siyasi vaatlere bakıyordum o sırada gördüm fotoğrafı. ne meraklısınız adam bantlamaya aq

  • michael phelps'i denizde tokatlarım

    denizde kısmının altını çizerek ortaya attığım iddia. iddiamı tek tek nedenleriyle belgeliyorum:

    adam havuzda yüzüyor. tuzsuz suya alışık. bizim gibi denize değil. biz daha yürüyemezken denizdeymisiz, fotograflarla sabit. yüksek yüzmeye alışkınız. deniz onun için deplasman.

    adam havuzda bile gözlük takıyor. demek ki narin, zora gelemez. denizde gözü yanar. ben gözlüksüz biçimde denizde aşağıda ve yukarıda bir saniye bile kırpmam, su kacirmamayi biliyorum ama agzima, burnuma, kulagima su kactiginda da gik demem. onun gözlük sürtünmesinden dolayı +10 hp (beygir) bana ekle.

    maykıl slip mayo giyiyor. biz şortla yüzmeye alışığız, bu da yavaşlatır. bir gören olmayacaksa maykılın slipten ben de giyeyim 10 hp oradan gelir de gerek yok.

    maykıl bong-ot falan içiyormuş. ben normal sigara bile içmem. alkolüm yoktur. yoktur derken oyle degil, disiplinle: bir yudum, bir nefes dahi içmiyorum. sosyal içici bile değilim, içici değilim, sosyal de değilim. dolayısıyla ciğerler temiz. iyotlu havayı yiyince büyük ihtimal maykılın ağzına 10. kulaçta içtiği tütünden dolayı balgam gelecek, benim en büyük sıkıntım 30 dakika önce yediğim lahmacundan dolayı ağzıma mide özsuyu gelmesi olabilir.

    ondan sonra sakallarım çeneden suya surtup fren yapıp yavaşlatıyor. sakalı da kessem 10 hp de oradan gelir. dikkat edin maykıl ayro-dinamiği sağlamak için sinekkaydı tıraşlı biçimde yarışıyor. öbür türlü suya çenenizin oradan bir sürtme hissediyorsunuz.

    kelebekte falan tabi ki yoruluyorum, hem kurallarına uygun yapmayı bilmem, zaten samimi fikrimi sorarsanız maykıl gibi yarışıp eve ekmek getirmiyorsanız kendinizi gereksiz yere yormaktan başka bir şey değil. ama kulaçlıda ilk 10 metrede çok net tokatlarım. (onlar artistliğine serbest diyor buna. gerçek adı kulaçtır. siz serbestte köpekleme giden adam gördünüz mü amk, fark yersin.)

    ilk 10 metreden sonra geri kalabilirim, profesyonel sporcudur sonuçta. yuzme idmani yapıyor. boyu 193'müş ve kim bilir ortaya çıkmayan ne dopingler vuruyorlar. (şarapova gibi) ama ilk 10 metrede roket gibi fiırlar arayi yarim metre açar salarim ben. sonra o geçtiginde "ben zaten salmıştım" derim.

    hele bir de fırtınalı havada 1 metrelik dalgalara karşı kapışacaksak net 10 metre ayırırım. gerci o havayı tecrube etmediyse yuzebilecegini de sanmiyorum. offroad yuzme teknikleri farkli. buyuk ihtimal "stilim bozulur" fln diyip havuzuna geri doner.

  • renault megane 3'ün soyulan direksiyon simidi

    broadway'inki soyulmuyodu ama onunki dönmüyodu da. renoda gelişme var biz bırakalı.

  • volkswagen'in başında rte olsa olacaklar

    ailenin babasına yaklaşır:

    -oğlana şırokko aldın mı?
    -(eller önde kavuşmuş gülümseyerek) hayır sayın cumhurbaşk...
    -neden almadın?
    -ehm efend..
    -polo aldın mı kıza?
    -... (sessizlik)
    -kıza polo, new beetle?
    -hayır efendim ailecek jettamız var bir tane. şimdilik bize yetiyor.
    -arkadaş biz boşuna uğraşıyoruz demek ki. her ailede en az 3 araç dedik.

    not: sayın cumhurbaşkanım arkadaşlar arasında şakalaşıyoruz kızmadınız inşallah. ellerim önde kavuşuk olduğu için burnumla yazıyorum.

  • arda turan'ın barcelona kaptanı olması

    duyunca sabahın köründe üşenmeden balkona bayrak astığım olay.

  • kağıt paranın arkasında aziz sancar'ın resmi olsun

    10 tl

    50 tl

    200 tl

  • steam

    punisher_serseri_83
    teğmen
    10353 mesaj

    bana kalırsa da platform oyunları yandan bakmalıdır. ama sert çıkan arkadaş daha iyi biliyor veya bu konuda hassas olabilir. uslubu biraz ukalaca olmuş haliyle de ilk yazan arkadaşı sinirlendirmiş. fakat ben buradaki hiçbir üyenin kötü niyetli olduğunu zannetmiyorum. önemli olan birbirimizin kalbini kırmamak, hesap günü geldiğinde, yapılmış en ufak bir kötülüğün bile su gibi akıp gitmeye delik arayacağı fakat geçebileceği ufaklıkta bir delik bulamayacağı o mahşeri kalabalık günü gelip çatdığında, kul hakkı yememiş olmaktır.

    bu arada kendini tanıtmayan arkadaşlar lütfen ivedilikle yeni gelenler bölümüne girerek kendinizi tanıtınız. aksi takdirde üyeliğiniz silinecektir!!!!!

    ----------
    p3 550 mhz | 128mb rdram ocz | 32mb riva tnt2 m64 | 320i çakal kasa drag racing team | haftasonları benzin haftaiçleri tüplü takılanlar | us robotics external efsane siyah kasa | doblo multijet muhteşem yüzyıl full tuğra edition | öro trak simülaytır 1-2-3-4-5'li çipetpet cd seti | 16 yaşında kendi işinin patronu olup para sayma makinesi alanlar | ios 5 | pepsi tıvist + acılı çiğdem bağımlıları | 2009 şırokko fıstık yeşili |

    bu kullanıcının dükkanına eklenen son 10 ürün:

    kınayt çarı gelmiştir... 5k 200 lira 10k 300 lira para atılır pazarlık sünnettendir
    cine5'i dekoderden iyi çözen datron tv kartı mevcuttur... fiyat için pm atınız stok 1 adet en yüksek veren alır
    her türlü kaçak-orjinal zippo ihtiyacınız ayrıca 81 ilde gaz dolum mümkünatı
    acil 2. el araçlarınız alınır: mercedes c180 20 bin lira, nissan 350z 50 bin lira. 7/24 otobüsle memleketten gelicem trink para
    odtü mezunu yüksek mühendisten çocuğunuza ortaokul matematik dersi verilir saati 400 tl
    kuzu var koç var
    full expert ingilizce çeviri sayfa başına 1 lira
    feng shui felsefesine göre evinizin iç dekorasyonu yapılır
    arabanızın vize işlemleri vekaleten halledilir
    genç girişimcilere %50 hisse karşılığı 100 tl angel investment yapılır (tutmazsa geri ödersiniz)