1- ihsan yıldırım - tatlı hayat
diğer 4 karakteri kafanıza göre ekleyebilirsiniz.
barney mi dersiniz, jefferson mu dersiniz, bakan bey mi* tamamen size kalmış*
dusuncenize saygiliyim ama sikimde degil14 profili
-
en iyi 5 sitcom karakteri
-
4 temmuz 2019 kaliforniya depremi
amerika'da yaşanan ve korkutucu sonuçlar doğurabilecek bir deprem.
(bkz: 26 ocak 1700 oregon depremi)
tanımı girdiğimize göre gelelim şimdi salak salak espri yaptığını zanneden mallara.
be gerizekalılar, bre angutlar, yarın (olmasını asla istemem ama bir gün olacak) beklenen büyük istanbul depremi gerçekleşse ve reddit gibi sitelerde "amk daha yeni deve izliyordum, şansa yaşıyoruz" diye salak yazılar yazılsa, yazanların ne anasını bırakırsınız, ne bacısını, ne dinlerini ne de avradını.
sizin ben iki yüzlülüğünüzü sikeyim.
he amk şansa yaşıyorsunuz, amk beyinsizleri. espri anlayışınızı skeyim sizin. -
tevfik göksu'nun trabzonlulara yunan demesi
şimdi sildirince dememiş mi oldu? *
(bkz: işte şimdi sıçtınız)
izlemeyenler için amme hizmeti
video için: bu dakikalarda gelecek bir gol ve hatırlatma için roriro isimli yazarlara teşekkürler.
edit: video geldi -
türk kadınlarının bacaklarının çok düzgün olması
bunun sebebinin bozuk yol ve kaldırımlar olduğuna dair bir yazı okumuştum yıllar önce. nerde okudum hatırlamıyorum.
yolda düşmeden yürüyebilmek için, atılan adımlar daha gergin ve dikkatli olduğu için bacakların fiziki olarak daha düzgün olduğunu söyleyen bir yazıydı.
edit: evet bu yazıyı okuyan tek kişi ben değilmişim. 10 sene diyen de oldu 6-7 sene de. ama ben 17-18 sene öncesi falan diye düşünüyorum. daha lisedeydim muhtemelen.
e2: @dubidubappaa ekledi: 15 sene kadar önce o da aynı makaleyi okumuş.
1980ler öncesi yaya ulaşım yaygınken falan, istanbulda her yer yokuş ve arnavut kaldırımı olduğu için istanbul kadınlarının bacakları avrupadakilerden daha düzgün, baldırları daha kaslı ve sıkıymış. -
hayırcıların gavur ve kafir ilan edilmesi
terörist, hain, kafir, gavur. başka birşey kaldı mı lan!!
size inat hayır! lan allahsızlar.
sizin gibiler yüzünden çoook önceleri kafir olduk. uzun yüzünden de yıllar önce gavur olmuştuk. sağolsunlar bu süreçte de hain ve terörist olduk. -
aslında halkta ayrışma olmaması
"terör olayları hariç kayda geçmiş tek bir şahsi nefret suçu yok. "
"dışarıda kimse kimseyi dünya görüşünden dolayı bıçaklamıyor kimse kimse saldırmıyor."
akıllara gelenlere bakalım mı ufak ufak?
(bkz: nuh köklü'nün öldürülmesi)
(bkz: sigara içtiği için yumruklanan lcw çalışanı)
(bkz: parkta spor yapan hamile kadına saldırı)
(bkz: şort giydiği için kadına uçan tekme atan adam)
(bkz: oruç tutmadığı için dövülen öğrenci)
(bkz: öğrencisini namaz kılmadığı için döven öğretmen)
(bkz: alevi öğrenciye öğretmen yumruğu)
(bkz: birisini sırf alevi olduğu için işten çıkarmak)
bunlar aklıma gelenler. daha fazlası muhakkak vardır. mahalle baskısı konusunda hiç girmiyorum. sırf akepeye oy vermediği için işten çıkarılanlar, akepeli değil diye dövülenler, saçı sakalı uzun diye dayak yiyen üniversite öğrencileri, palayla esnaf tarafından kovalanan, tekmelenen insanlar.
tahammülsüzlük had safhada, yol vermedi diye adam vuranlar var bu ülkede. korna çaldı diye vurulanlar var.
gerçekten şöyle bir baktım da insanlar arası ayrım ve bireysel şiddet hiç yokmuş.
tanım: sanıyorum terör saldırıları sonrası yakın geçmişte yaşananları unutmuş bir yazar beyanı.
ekleme:
(bkz: radiohead etkinliğine yapılan sopalı saldırı)
daha fazlası için "tophane saldırı" anahtar kelimeleri ile envai çeşit bireysel haklara karşı yapılmış saldırı görebilirsiniz. -
gelini evinden alırken davul zurna çaldırmak
pederi kaybedeli 2 gün olmuş, yan apartmandan gelin alacakları için gelmiş ahali. zurna davul hepsi hazır. bizim apartmana giren çıkan kalabalığı görünce düğün sahiplerinden birisi kapıyı çaldı. hiç tanımıyorum ben adamı. (orda yaşamıyorum) rahmetli de sadece selam sabah o kadarmış. (sonradan öğrendik).
komşu: oğlum selam, hayırdır bişey mi var? ayakkabılar, giren çıkanlar dikkatimi çekti de.
ben: abi 2 gün önce babamı kaybettik, o yüzden birazdan kuran okunacak, * eş dost geliyor.
k: ya başın sağolsun, bilmiyordum. kim ölen, adı ne?
b:........
k: hadi ya, köydeydik 2 haftadır, haberimiz yoktu. neyse, rahatsız ettim kusura bakmayın. bizim de kızı alacaklar, davul zurna vs gelmişti. söyliyim de çalmasınlar.
o sırada annem gelir.
a: aa hiç olur mu öyle şey, kız bi kere evleniyor. adet buysa iptal etmeyin. olmaz. biri ölecek, biri evlenecek, biri doğacak. biz camı kapıyı kapatırız.
komşu teşekkür etti, ayrıldı.
normalde yarım saatten fazla süren olay 5 dk da, kız babası tarafından bitirildi, tekrar kapıya gelip özür diledi ve gittiler.
bazen böyle duyarlı komşuların, insanların olması güzel geliyor insana.
aslında hep olması gereken bu ama birbirimizi o kadar umursamaz olmuşuz ki, bu güzel şeyler yaşanınca güzel geliyor insana.
insanın cenazesi mi var, hastası mı var vs soran insanlar varsa sorun olacağını sanmıyorum. benim açımdan olmadı, üstelik acı bir günde.
ama sormadan hurra diye başlayana ben de söverim. -
insanlık tarihinin başına gelen en kötü şeyler
(bkz: din)
-
gelmiş geçmiş en iyi almanca şarkı
(bkz: zu spat)
(bkz: çetin çetinkaya)
tabi ki budur. internet cafelerin eskimeyen şarkısı. -
kedi kısırlaştırmaya 600 tl isteyen veteriner
eğer varsa üniversitelerin hayvan hastanelerine gidilerek aşılabilecek sorun.
benim oğlanı da kısırlaştırmak gerekti, bir veterinere gittik "%50 yaşar, %50 ölür. fiyat 300 tl" diyince "kasaba söylesek kedinin takımlara satır vursa yaşama ihtimali daha yüksek, dalga mı geçiyorsun sen" diyerek çıktık. üniversite vet. fakültesi hayvan hastanesi'ne giderek 30 tl operasyon, 10 tl elizabeth yakalığı, 5 tl'de ilaç* parasıyla 45 tl'ye çok güzel ilgili ve alakalı bir hizmet aldık.
fırın gibi ısıtıcının** olduğu cihazda 4 saat kedinin ayılmasını bekleyip 20dk'da bir "narkoz sebebiyle gözü açık olan kedinin gözleri kurumasın" diye suni göz yaşı damlası damlatmaları, sürekli ilgi ve alakaları da ayrı bir güzellikti.
gelen sorular üzerine edit: izmir ege üniversitesi ve sivas olmak üzere iki farklı hayvan hastanesinde de hizmet çok iyi. ege'nin güncel fiyatları bilmiyorum ama yukarıdaki yazan olay sivas'da 6 ay önce gerçekleşti. -
yılmaz özdil'e halktan mektup
80 yıllık iktidar derken neyi kastettiğini anlayamadığım, bazı yerlerine ise katılmaktan kendimi alamadığım yazıdır.
80 yıllık iktidar deyiminin son yıllarına bir bakalım isterseniz:
bülent ecevit
mesut yılmaz
necmettin erbakan
mesut yılmaz
tansu çiller
(burada 20 küsür günlük inönü vekil başkanlığı var)
süleyman demirel
mesut yılmaz
yıldırım akbulut
ali bozer (vekâleten)
turgut özal
bülend ulusu*
süleyman demirel
bülent ecevit
süleyman demirel
bülent ecevit
...... uzar gider. çok değil sadece 40 sene geriye gittim.
daha eskilerde nihat erim, adnan menderes, ferit melen vs.. hiç saymıyorum bile.
itham ettiğiniz 80 yıllık iktidar, elitist kesim kısaca "cehape zihniyeti" nerede sorması ayıp sayın yazar diye sormak isterim kendisine? sadece 2 dönem ecevit iktidarı var. onların da bir tanesi 1 aylık iktidar. (21 haziran 1977 - 21 temmuz 1977 tarihleri arası)
menderes - ağası, demirel - ağababası, erbakan - hocası, özal - amcası vs. vs. ben saydım 80 yıl yapmasa da 40 yıl yapar bunlar.
yani 40 yıl zaten bu zihniyet iktidardaydı. daha neyin ağlaması bu? hocanız tanklarını almanya'ya satarken de ağladınız mı böyle? ya kayıp trilyonlar konusunda, "halk açtı siz altın stokladınız" dediniz mi? üzerindeki ataleti atmak için, cehaletle mücadele için yola çıkan gençleri asanlara "niye" diye sordunuz mu? (sakın burada idamı erim* onayladı demesin kimse, demirel kendi döneminde idam olmasın diye istifa etmiştir). siz bunları yapmadıysanız, burada kimseye laf söylemeye hakkınız olmadığını, daha doğrusu bu hakkınızın samimi gelmediğini belirtmek isterim.
edit: düzeltme -
23 ekim 2015 fransa'da yaşanan trafik kazası
-
develi restoran'da çocuklara kezzap atılması
"saldırgan kişinin kimliği tespit edildi ve öğrendiğinizde çok şaşıracaksınız."
sanırsın magazin haberi sunuyor pezevenk -
babanın söylediği unutulmayan sözler
1 yılı aşkın süredir babayla sadece telefonda görüşülmüştür. yaşı gereği kamera vs.. kullanımı da mümkün değildir.
bir pazartesi akşamı "evlat kurbanda geliyorsun değil mi? bak paran yoksa biletini ben alayım, kaç para olursa olsun" şeklinde bir telefon konuşması geçer.
zaten bayramda gitmek üzere planlar yapan şahsım hemen bileti alır, salı akşamı müjde verilir.
çarşamba sabahı telefon çalar, ölüm haberi alınır...
işte o yüzden "evlat kurbanda geliyorsun değil mi? bak paran yoksa biletini ben alayım, kaç para olursa olsun" sözü asla unutulmayacak olandır.